Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Nefs Hastalıkları ve Kurtuluş Yolları (1 Kullanıcı)

-SEVBAN-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Mesajlar
208
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Nefs Hastalıkları ve Kurtuluş Yolları
Yanımıza bir kişi gelmişti. Ne yazık ki o güzelim vücudunu harap etmiş, dünyası yıkılmış, Allah'ın rahmetinden bile ümidini kesecek hale gelmişti. Çakı gibi delikanlı, içtiği içkiden dolayı beli bükülmüş, göz çukurları açılmış, dili sarkmış, ağzının suyunu tutmaktan aciz kalmış; felçli bir kimse gibi dizlerinde derman kalmamıştı. Bu ne hal diye sorduğumda; "Sorma, içki beni bu hale soktu. Yuvamı dağıttı ve beni de böyle perişan etti. Benim için kurtuluş imkanı var mı?.. Ver elini... Ya Rabbi ben pişmanım diyeceğim." demişti.

İşte bu gencin hali öbür dünyadaki halinin görüntüsü, azabı da cehennem azabından bir parça olduğu anlaşılmaktadır. Bu dünyada vücud şehrini helak eden kişinin bu halinin görülmesi, ahiretteki halini görüyormuşsun gibi gözler önüne serilmesidir. İnsanın düzenini, rahatını, huzurunu bozan bütün kötülükler ki; zina, kumar, kötü ahlak, içki ve haset, gıybet, buğz, kibir vs. hastalıklara müptela olan kimse de aynen içki içen kişinin durumu gibi öbür dünyadaki halini ortaya koyar.Hal böyle olunca o kişiye düşen, güzel bir nasuh tevbesi, Allah ve Resulü'nün emirlerine ittiba, yasaklarından kaçınmak ve sonraki hayatında, önceki yaşantısına dönmemesi için arkadaş çevresini değiştirmek ve Sadat'tan ayrılmamasıyla o vücudu sıhhate kavuşturup rahat ve huzur bulmaktır.

O zaman da, öbür dünyadaki huzuru ve rahatı, daha bu dünyadayken cennet nimetlerine kavuştuğunu görür gibi olursun...

Yani manevi durumu iyi olsun, kötü olsun hali, batınından zahirine akseder açıkça görünür. Bizler de kendimizin helakına sebebiyet vermemek için nefsimizi heva ve hevesinden alıkoyup, aklın yardımıyla o nefsi Allah ve Resulü'ne yönelterek, Allah'ın gazabından muhafaza edip; rahmet ve bereketine nail olmaya çalışmalıyız. Bu can bize emanettir. Allah'ın bir fabrikasıdır. Bu canı Allah'ın istediği gibi emir ve yasaklarına göre düzenlemez, nefse her istediğini verir, heva ve hevesine göre hareket ettirirsek, tıpkı o sarhoşun vücudunu harap etmesi gibi, bu canı helak ederek azaba müstehak etmiş oluruz. Allah muhafaza buyursun. ( Amin.)

Nasıl ki bir mühendis bir fabrika yapar ve o fabrikadan ancak o mühendis anlar; çalışmasını kontrolünü, bakımını, düzen ve tertibini sağlar. Fabrika mühendisinin talimatı doğrultusunda, belirtilen kural ve kaidelere göre çalıştırılırsa, fabrikanın çalışması, üretimi ve sahibine yapacağı katkıyı göz ardı etmezsek, ne büyük bir servete ve kazanca sahip olacağı açıktır.

O fabrikanın düzen ve tertibi o talimata göre olmaz da; rastgele düğmelere dokunma ve sağa sola çevirme, ihtiyaç olmaksızın, sık sık yıkama-yağlama yapmak şeklinde yapıldığı taktirde de makinalar arıza yapacak ve bir süre sonra üretim duracaktır. Neticede sahibinin de iflasına sebebiyet verecektir. Böylelikle hem fabrika hem de sahibi helak olacaktır...

Evet; bu dünyada kendini helak eden kimsenin, öbür dünyada da helak olacağı ve neticede zarara uğrayanlardan olacağından da hiç şüphe yoktur. Kötü ve utanç verici bir olaya şahit oldum; bir adam -ismi bizde mahfuz- çok kumar oynuyordu, sonunda bütün servetini harcayıp bitirdi. Hatta hırslanıp ailesi üzerine de kumar oynamıştı. Bundan daha kötü akibet olur mu?

Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
"Allah yolunda harcayın, kendinizi, kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. Ve güzel hareket ediniz. Çünkü Allah güzellik ve iyilik edenleri sever" (Bakara;195)

Bera İbn-i Azib ve Ubeydetü’s-Selemi (R.A) bu ayetin tefsirinde: "Elleriyle tehlikeye atmaktan maksadın," günah işlemek ve ümidi kesmek olduğunu rivayet etmişlerdir.

Ey müminler! Bunlara dikkat edin ve her hususta ihsan ile, iyilikle muamelede bulunun.Yaptığınızı güzel yapın. Sizden asıl istenen şey hasenattır, hayırlı işlerdir. Çünkü Allah-u Zülcelal muhsinleri, iyilik ve hayırlı işler yapanları sever.

Bunun için harcamayı ve masrafıda en güzel şekilde yapın ve herhangi bir fenalığı en güzel bir şekilde ortadan kaldırın. Bu ayet, hadis ve misallerde olduğu gibi Allah-u Zülcelal'in yasak ettiği şeyleri yapan kimse, iki dünyada da hüsrana uğrayacaktır.

Ey nefsim!
Hangisini istersin? Helak olmayı mı, yoksa ebedi saadeti mi? Malını, canını, zamanını ve her şeyini, ebedi bir saadet karşılığında Allah'a satıp dünya ve ahirette huzur ve rahatı mı istersin? Yoksa her şeyini nefis, şeytan, heva ve hevesin doğrultusunda tüketip, kendini de tükettiğin için her iki dünyada da rezil olmayı mı? Elbette huzur ve saadeti istersin."

"Öyleyse elinde olan fırsatları iyi değerlendirmeye ve salih ameller yapmaya çalışmalısın. Unutmamalısın ki; geçici olan bu dünya hayatını ahiret için feda eden hüsrana uğramayacaktır."


allah bizleri onun yolunda sapmadan gidenlerden ayırmasın ve bizide o yola soktuklarından etsin innşallah...

alıntı
 

cakdoc

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2008
Mesajlar
1,507
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
amin kardesim Allah razi olsun cok guzel bir paylasim ders alinmasi umidiyle insallah..
 

-SEVBAN-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Mesajlar
208
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Sağol Kardeşim Rahman razı olsun
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
31
sağolun kardeşim.
Allah razı olsun.
nefsimize karşı galip gelmek nasip olsun inşAllah bizlere
Allah a emanet olun
selametle...
 

serranur27

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Mar 2009
Mesajlar
383
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Ey nefsim!
Hangisini istersin? Helak olmayı mı, yoksa ebedi saadeti mi? Malını, canını, zamanını ve her şeyini, ebedi bir saadet karşılığında Allah'a satıp dünya ve ahirette huzur ve rahatı mı istersin? Yoksa her şeyini nefis, şeytan, heva ve hevesin doğrultusunda tüketip, kendini de tükettiğin için her iki dünyada da rezil olmayı mı? Elbette huzur ve saadeti istersin."

"Öyleyse elinde olan fırsatları iyi değerlendirmeye ve salih ameller yapmaya çalışmalısın. Unutmamalısın ki; geçici olan bu dünya hayatını ahiret için feda eden hüsrana uğramayacaktır."
amin inşallah.rabbim razı olsun...
 

-SEVBAN-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Mesajlar
208
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Ey nefsim!
Hangisini istersin? Helak olmayı mı, yoksa ebedi saadeti mi? Malını, canını, zamanını ve her şeyini, ebedi bir saadet karşılığında Allah'a satıp dünya ve ahirette huzur ve rahatı mı istersin? Yoksa her şeyini nefis, şeytan, heva ve hevesin doğrultusunda tüketip, kendini de tükettiğin için her iki dünyada da rezil olmayı mı? Elbette huzur ve saadeti istersin."

"Öyleyse elinde olan fırsatları iyi değerlendirmeye ve salih ameller yapmaya çalışmalısın. Unutmamalısın ki; geçici olan bu dünya hayatını ahiret için feda eden hüsrana uğramayacaktır."
amin inşallah.rabbim razı olsun..

Cümlemizden kardeşim ...vesselam veddua
 

Mutlu Kul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Şub 2007
Mesajlar
1,006
Tepki puanı
0
Puanları
0
Nefs Hastalıkları ve Kurtuluş Yolları
Yanımıza bir kişi gelmişti. Ne yazık ki o güzelim vücudunu harap etmiş, dünyası yıkılmış, Allah'ın rahmetinden bile ümidini kesecek hale gelmişti. Çakı gibi delikanlı, içtiği içkiden dolayı beli bükülmüş, göz çukurları açılmış, dili sarkmış, ağzının suyunu tutmaktan aciz kalmış; felçli bir kimse gibi dizlerinde derman kalmamıştı. Bu ne hal diye sorduğumda; "Sorma, içki beni bu hale soktu. Yuvamı dağıttı ve beni de böyle perişan etti. Benim için kurtuluş imkanı var mı?.. Ver elini... Ya Rabbi ben pişmanım diyeceğim." demişti.

İşte bu gencin hali öbür dünyadaki halinin görüntüsü, azabı da cehennem azabından bir parça olduğu anlaşılmaktadır. Bu dünyada vücud şehrini helak eden kişinin bu halinin görülmesi, ahiretteki halini görüyormuşsun gibi gözler önüne serilmesidir. İnsanın düzenini, rahatını, huzurunu bozan bütün kötülükler ki; zina, kumar, kötü ahlak, içki ve haset, gıybet, buğz, kibir vs. hastalıklara müptela olan kimse de aynen içki içen kişinin durumu gibi öbür dünyadaki halini ortaya koyar.Hal böyle olunca o kişiye düşen, güzel bir nasuh tevbesi, Allah ve Resulü'nün emirlerine ittiba, yasaklarından kaçınmak ve sonraki hayatında, önceki yaşantısına dönmemesi için arkadaş çevresini değiştirmek ve Sadat'tan ayrılmamasıyla o vücudu sıhhate kavuşturup rahat ve huzur bulmaktır.

O zaman da, öbür dünyadaki huzuru ve rahatı, daha bu dünyadayken cennet nimetlerine kavuştuğunu görür gibi olursun...

Yani manevi durumu iyi olsun, kötü olsun hali, batınından zahirine akseder açıkça görünür. Bizler de kendimizin helakına sebebiyet vermemek için nefsimizi heva ve hevesinden alıkoyup, aklın yardımıyla o nefsi Allah ve Resulü'ne yönelterek, Allah'ın gazabından muhafaza edip; rahmet ve bereketine nail olmaya çalışmalıyız. Bu can bize emanettir. Allah'ın bir fabrikasıdır. Bu canı Allah'ın istediği gibi emir ve yasaklarına göre düzenlemez, nefse her istediğini verir, heva ve hevesine göre hareket ettirirsek, tıpkı o sarhoşun vücudunu harap etmesi gibi, bu canı helak ederek azaba müstehak etmiş oluruz. Allah muhafaza buyursun. ( Amin.)

Nasıl ki bir mühendis bir fabrika yapar ve o fabrikadan ancak o mühendis anlar; çalışmasını kontrolünü, bakımını, düzen ve tertibini sağlar. Fabrika mühendisinin talimatı doğrultusunda, belirtilen kural ve kaidelere göre çalıştırılırsa, fabrikanın çalışması, üretimi ve sahibine yapacağı katkıyı göz ardı etmezsek, ne büyük bir servete ve kazanca sahip olacağı açıktır.

O fabrikanın düzen ve tertibi o talimata göre olmaz da; rastgele düğmelere dokunma ve sağa sola çevirme, ihtiyaç olmaksızın, sık sık yıkama-yağlama yapmak şeklinde yapıldığı taktirde de makinalar arıza yapacak ve bir süre sonra üretim duracaktır. Neticede sahibinin de iflasına sebebiyet verecektir. Böylelikle hem fabrika hem de sahibi helak olacaktır...

Evet; bu dünyada kendini helak eden kimsenin, öbür dünyada da helak olacağı ve neticede zarara uğrayanlardan olacağından da hiç şüphe yoktur. Kötü ve utanç verici bir olaya şahit oldum; bir adam -ismi bizde mahfuz- çok kumar oynuyordu, sonunda bütün servetini harcayıp bitirdi. Hatta hırslanıp ailesi üzerine de kumar oynamıştı. Bundan daha kötü akibet olur mu?

Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
"Allah yolunda harcayın, kendinizi, kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. Ve güzel hareket ediniz. Çünkü Allah güzellik ve iyilik edenleri sever" (Bakara;195)

Bera İbn-i Azib ve Ubeydetü’s-Selemi (R.A) bu ayetin tefsirinde: "Elleriyle tehlikeye atmaktan maksadın," günah işlemek ve ümidi kesmek olduğunu rivayet etmişlerdir.

Ey müminler! Bunlara dikkat edin ve her hususta ihsan ile, iyilikle muamelede bulunun.Yaptığınızı güzel yapın. Sizden asıl istenen şey hasenattır, hayırlı işlerdir. Çünkü Allah-u Zülcelal muhsinleri, iyilik ve hayırlı işler yapanları sever.

Bunun için harcamayı ve masrafıda en güzel şekilde yapın ve herhangi bir fenalığı en güzel bir şekilde ortadan kaldırın. Bu ayet, hadis ve misallerde olduğu gibi Allah-u Zülcelal'in yasak ettiği şeyleri yapan kimse, iki dünyada da hüsrana uğrayacaktır.

Ey nefsim!
Hangisini istersin? Helak olmayı mı, yoksa ebedi saadeti mi? Malını, canını, zamanını ve her şeyini, ebedi bir saadet karşılığında Allah'a satıp dünya ve ahirette huzur ve rahatı mı istersin? Yoksa her şeyini nefis, şeytan, heva ve hevesin doğrultusunda tüketip, kendini de tükettiğin için her iki dünyada da rezil olmayı mı? Elbette huzur ve saadeti istersin."

"Öyleyse elinde olan fırsatları iyi değerlendirmeye ve salih ameller yapmaya çalışmalısın. Unutmamalısın ki; geçici olan bu dünya hayatını ahiret için feda eden hüsrana uğramayacaktır."


allah bizleri onun yolunda sapmadan gidenlerden ayırmasın ve bizide o yola soktuklarından etsin innşallah...

alıntı

allah razı olsun aminnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt