Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

''nefis mertebeleri'' (2 Kullanıcı)

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
31
1. Nefs-i Emmâre

Nefs-i emmâre denilen bedbaht nefis zenginleştikçe şımarır. Bilgisi arttıkça kibri, gururu da artar. Hele bir de makam sahibi olursa artık onun yanına varmak, sokulmak ne mümkün!

Bu nefs-i emmâre denilen habis nefsi bir çocuğun haline benzetirsek pek hatâ yapmayız zannederim. Çünkü çocuk, aklı ermediğinden dolayı her canının istediğini yapmaya çalışır. Haram bilmez, helâl bilmez, her bulduğunu yemekten çekinmez.

Bu nefs-i emmâre on iki kötü huydan teşekkül eder. Başı küfür, arkası şirk, gaflet, cehalet ve bir de aslı, esası, kendini yaradana karşı kulluk vazifesi yâni ibâdeti yapmamak olan büyüklenmedir. Diğer kibir alâmetleri bu esasın yavrularıdır. O büyüdükçe bu yavrular da kendisi ile beraber büyür. Eğer ıslahına çalışmazsa böylece ölür gider. “Can çıkmayınca huy çıkmaz” dedikleri budur.

2. Nefs-i Levvâme
Bu on iki kötü huyun ikisi olan şirk ve küfüren ilim ve amel ile Hakk’ın hidâyetine mazhariyetle kurtulabilen kişi nefs-i levvâmeye geçer. Nefs-i levvâme ise diğer on kötü huyu üzerinde bulundurduğu için hiç de makbul bir nefis değildir. Kişi, ara sıra kendisine gelen nedamet ve pişmanlıklarla biraz intibah etse bile bu kötü huylar öyle kolayca atılabilmesi kabil olan şeyler değildirler ki, hemencecik iyi bir insan olsun. Bu huyların herbirisi atmak; uzun riyazetler, zikirler, ilme devam ve bir de Hakk’ın lûtfuna mazhariyetle mümkün olur ki, buna muvaffak olan bahtiyarlar nâdirâttandır desek caizdir.

3. Nefs-i Mülhime

Eğer Hakk’ın izni ile yakasını bu nefs-i levvâmeden ve onun çirkin hallerinden kurtarabilirse nefs-i mülhimeye geçmeye muvaffak olabilir. Nefs-i mülhime ise; ilim, tevazu, sabır, tevbe, şükür, cömertlik, kanaat ve tahammül gibi sekiz büyük esasa bağlıdır.

İlimsiz olmaz. Tevazu denilen şey, o da kendiliğinden olmaz. Her ne kadar tevbe etse de tevbesinde duramaz. Sabır denilen nimet kolay mı zannedersin? Herkesle geçinebilmek ve kimseyi incitmemek bu sabra bağlıdır. Sabrı olmayan kişi hemen herkesle kavga, gürültü yaparak ortalığın huzurunu kaçırır. Şükür de nimetlerin büyüğüdür. Cenâb-ı Hakk’ın sayısız verdiği nimetlere mukabil şükredebilirse “Elbette sizin (nimetinizi) artırırım” (İbrahim: 7), sırrına mazhar olarak, nimetleri arttıkça artar.

Sehâvet ise -ki, biz buna cömertlik diyoruz- bir meşiyyet-i İlâhiyye’dir. Öyle ki, sahibi fakir de olsa yemez yedirir; bu da ona yeter de artar. Kanaat da ayrı bir devlettir. İnsanın geliri çok olabilir. Fakat kanaat sahibi ise kanaati elden bırakmayarak artanları fakirlere verebilir. Bu suretle zengin ile fakir arasında bir köprü kurulmuş olur. Fakirin gözü zenginin malında olmayacağı gibi bu suretle ona hayır dua etmekten de kendini alamaz. Bu da o zengine yetmez mi? Halbuki bugün zengin ile fakir arasında aşılmaz bir uçurum vardır. Sebebi ise kanaatsizlik ile fakirleri gözlememektir. Bunu yapmadıkça da iptilâlardan kurtulmak mümkün değildir.

Sekizinci huy ise “tahammül”‘dür. Yâni başkalarından gelen ezalara sabırla mukabele edip eziyet edenleri mahcup duruma sokmaktır.

Kendisini zemmedip kerih ve çirkin sözler söyleyen birine Hasan Basrî Hazretleri gayet mümtaz hurmalardan bir tabak dolusu hurma ikram eder. Bunu alan o zavallı da yaptıklarına pişman olur ve özür diler. Eğer Hasan Basrî Hazretleri, kuvvet ve kudret sahibi bir bahtiyar olduğundan ona cezalar verseydi bu nedamet ve pişmanlık olmazdı.

4. Nefs-i Mutmainne
Bu nefs-i mülhime, oldukça mühim güzel huyları cami ise de ehl-i insaf, bunları da olgun insanlar arasına sokmamışlardır. Çünkü bunların ilmi var ise de amelleri kusurlu olduğundan olgun insanlar arasına sokulmamıştır. Eğer Allah Teàlâ’nın yardımı ile bunu da atlayabilirse -ki çok riyazet ve ibâdete muhtaçtır- ve nefs-i mutmainneye burada ilim yanında amel de vardır. Sonra her hususta Hakk’a tevekkül eder, açlığa ve riyazete devamla beraber ibâdetini de arttırır. Derin düşüncelere dalar ve bu dalma ile envâ-ı çeşit elmas ve yakut misilli cevahirleri toplar ve etrafındakilere de serper. Bu kadar güzel huy sahibi ve nefs-i mutmainne derecesine ulaşmasına rağmen işin canı olan ihlâssızlık korkusu burada da mevcûd olduğundan, her ne kadar kemâl mertebesine yaklaşmış ise de kurtulup nefs-i râdiyyeye kavuşmaya çalışması lâzımdır.

5. Nefs-i Râdiyye

Nefs-i râdiyye sahibi ihlâslı, boş konuşmaz, zikirle meşgul, zühd sahibi ve verâ denilen şüpheli şeylerden de son derece kaçıcı olur. Bu suretle de Cenâb-ı Hakk’ın sayısız ve çeşitli kerametlerine mazhar olur. Bu nefsin sahibine ehl-i kemâl demek yaraşır. Cenâb-ı Hak cümlemize bu güzel huyları nasib eylesin. Amin...

6. Nefs-i Mardiyye

Bundan sonraki nefis mertebesine, nefs-i mardiyye derler ki bu derecede, kul Allah’tan, Allah da kuldan razıdır. Bu mertebede olanlar Allah’tan gayriyi düşünmezler ve Allah’ın mahlûkuna lûtf ile muamele ederler. Gayeleri Allah Teàlâ’ya yakın olmaktır. onun yarattığı bütün eşyalardaki hikmetleri düşünür ve onun taksimine daima razı olduklarından marifetullah kapısı da kendilerine açıktır.
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Allah razı olsun kardeşim...

konuda da gectigi üzere :"Cenâb-ı Hak cümlemize bu güzel huyları nasib eylesin. Amin."
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
31
Allah razı olsun kardeşim...

konuda da gectigi üzere :"Cenâb-ı Hak cümlemize bu güzel huyları nasib eylesin. Amin."
amin kardeşim. ne mutlu Nefs-i Mardiyye mertebesine ulaşabilene.Allah bizleri bu mertebeye ulaşan en azından yaklaşan kullarından eylesin inşallah.
 

acizanegünahkar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ara 2009
Mesajlar
1,082
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
Kardeşim ne güzel yazmış vede açıklamışsın
Ahhh ah bizdaha nefsi terbiye edemedikki
tek şey tesellim günahlarda bazen RABBİMİ hatırlamama
neden olabiliyor,
ama inşallah RABBİMİN izni ile günahlardan elimizden geldiği kadar
kaçınmak inşallah
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
31
Kardeşim ne güzel yazmış vede açıklamışsın
Ahhh ah bizdaha nefsi terbiye edemedikki
tek şey tesellim günahlarda bazen RABBİMİ hatırlamama
neden olabiliyor,
ama inşallah RABBİMİN izni ile günahlardan elimizden geldiği kadar
kaçınmak inşallah
inşallah abi.günahlardan temizlenmek için de bol bol istiğfar etmeli.tevbe etmeli gözyaşlarıyla.pişmanlık duymal.
işlenen o günah için içimizden bir yerler yanmalı ki gerçek tevbe edebilelim.
Rabbim affetsin günahlarınızı/mızı ..
tevbelerimizi kabul etsin inşallah.
Allah a emanet olunuz.
selam ve dua ilee...
 

FearDream

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Şub 2010
Mesajlar
56
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Web Sitesi
gsfunpage.azbuz.com
bizler bu mertebelerden bu konumlardan hangisindeyiz acaba.
Allah razı olsun.yararlı bir paylaşımdı..
 
H

hado77

selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü

insan nefsin mertebelerinin her birinde olabilir aslında tek mertebe vardır. ve kul ibadeti taat ile diğer mertbelere giriş-çıkış yapar. yani mardiyeye çıkmış nefis sahibine ALLAH(cc) eğer onlara sana gelen ilme rağmen meyledersen boyun damarlarını koparırırz der. bu açıdan meratib tektir ALLAH(cc) ün emrine baş eğen nefis.

fakat bu nefsin kendini ifade makamları değişiktir ki bu makamların taktiri onu(AC) kabul edene merhametle yapılan tekliftir. yani o kul kulluk yapar ALLAH(cc) DE ONA NERDE VAZİFE VERECEĞİNİ SÖYLER. böylece o kişi kendince çok sıradan bir hayat yaşasa da size göre büyük bir adam gibi gözükür. esasen la ilahe illallah sırrı gereği o şahıslar her ne halde olursa olsun bu hali ALLAH(cc) taktir etmiştir ve ondan başka da ŞAFİ(cc) yoktur.

bu açılardan nefis namaza ve oruca devamla itaatkardır ve tehlikeli şeylerden de kaçmayla artık ALLAH(cc) ten mertebe bekler hale gelir. her mertebe de en alt düzey dediğimiz mertebenin de altına düşürülmez ki ALLAH(cc) onların yaptıkları amelleri boşa çıkarmaz denir.

her mertebenin özel anlamı budur. ALLAH(cc) yaptıkları iyi amelleri mükafatlandıracaktır ve o kişileri her mertebenin en üst düzeyinden daha aşağıya düşürmeyecek gerekirse melekler yaratacaktır. anlamı şu ki bir kişi ALLAH(cc) emri denen namaz oruç ve zühd dediğimiz hallere sahipse o kişiesasen peygamber mesleği i(AS) icra eder ve ALLAH(cc) de o kişiye izin vermiş demektir. yani 5 vakit namaz kılıp nafile oruç tutup şüpheli şeylerden kaçan yanlış iş yapan adam olmaz. sebebi iyi adam olmasından değil yaptığı işin sahipleri tarafından kontrol edildiğindendir. efendimiz(SAS) de dahil diğer peygamberlere deli denmesinin sebebi budur. onların bulunduğu mertebede cin veya ins değil bizzat melekler hazırdır ve yanlış ameli anında uygun lisanla hal lisanıyla anlatırlar.

çevrenizde namaz başlayan kimselerde hakkı da anlatmak isterken bu halleri görürseniz cin di aşktı derler ama Sbu esasında sünnetullahtır ve peygamberi ameli işleyenin takibidir hem de ne takip. sertlik ve şeditlik bakımından eşi benzerei olmayan bir takiptir.

cin tasallutu dediğimiz halin özü de budur aslında. bu bakımdan nefsin meratibleri dahi bir ene hali olabilir asgari ve tek hal zühd ile namaz ve nafile oruca devam şeklidir. arada imtihan diye deli olma sahir olma şair olma halleri de efendimiz(SAS) e atıfla vuku bulabilir ve genelde de olur, nefsin alt mertebeye inişi dinden çıkış hulül veya mehdi olma deccal olma değil hz. cebrail(AS) ın eğer yolundan dönersen ALLAH(cc) ün vurduğu bağı kimse vuramazın anlatımıdır.

bu zat (AS) ve ALLAH(cc) insanlara tecelliyatı hikaye değildir ve esaslı olarak kontrol mekanizmasının başındaki zat hz. cibril(AS) kelamın uygulanması bakımından emredici ve nehyedici olarak gözükür.

ALLAH(cc) bişzlerden razı olsun.
 

nuuur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
166
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
kardeşim çok güzel yazmış ve açıklamışsın .biz nefsimiz le baş edemiyoruzki once nefsimizi terbiye etmemiz lazım ki rabbimin yolunda alnımız ak[günahsız] bir şekilde çıkalım ...

rabbimin doğru yolunda ilerlememiz dileğiyle.....
 

deniz hışır

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Haz 2008
Mesajlar
145
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
nefsin kölesi değil, nefsin efendisi olmak... bu paylaşım için teşekkür edrz.:a35:
 
C

cemal-i hilal

Rabbim hepımızı bu mertebelerin en guzelıne naıl etsın ınsallahh
 

saimhincal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Mar 2010
Mesajlar
14
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
gerçekten paylaşım çok güzel,ama benim bildiğim kadarıyla nefsin mertebesi 7 olması gerekiyor :)
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
31
kardeşim çok güzel yazmış ve açıklamışsın .biz nefsimiz le baş edemiyoruzki once nefsimizi terbiye etmemiz lazım ki rabbimin yolunda alnımız ak[günahsız] bir şekilde çıkalım ...

rabbimin doğru yolunda ilerlememiz dileğiyle.....
amin kardeşim.
Rabbim tüm azalarımızı ve kalbimizi dinimiz İslam üzerine sabit kılsın inşallah.
Allah a emanet olun
 
H

hado77

selamun aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu

kendini kınayan nefis. bir meratib olması yanında hak ve hakikatın açık olduğu anlayış. bu bakımdan her nefis yaptığı şeylerin farkındalığı ölçüsünde medet bekleyendir. bu medetin hak boyutu namaz eksikliği ile günaha dalmışlık ile taktir edilirken kul eksenli yaklaşımı ise merhamet ve anlayış kanadıdır. bir talebe yetiştirilirken ilk öğretilen şey ne olmalı.

ALLAH teala ve tekaddes hazretlerinin yaklaşımının en temel anlayışı nazara verilen ana-baba hakkı olmakla her hak bu haklara riayet şeklinde gelişmeye açılır. ana- baba hakkı denen hakkın ifası öncesinde bu hakkı oluşturacak anne -babnın inşasıyla alakalı olunca o ana-baba evvel emirde sevgiye doygun bir yürek vermekle yükümlü olur. bunun temel prensipleri islamda aile hayatı başılıklı olsa da özünde mümmin bir ana baba olmakla yakından alakalıdır. bu açıdan çocuğun yetişmesindeki ve onun nefsindeki her yırtıcı hamle karnının güzelce gıdıklanması ile geçer prensibi çocuk büyük herkesi için geçerli bir kural gibidir. sevgi bir aslanı muti kılar. kulun yaptığı vahşeti gören aslan bunun merhamet kanadını çocuğunu beslemek olarak gösterince merhamete tabi olur. salt güç gösterisi ise gücü alkışlayan firavuna destek veren nefsin açıklamasıdır. bu açılardan çocuk sevilen bir ortamda büyütülmekle kınayan nefis mertebesinde bulunur ve hali her yola açıktır. vahşi bir aslanın değil muti bir kulun görüntüsü ve özü vardır. bu kula hak anlatılırsa hatırlanan ilk değer ana-baba hakkı olmakla artık o kul çevresini müşahhaslaştırmaya başlayacağı her halde nefsin azgın tarafından sıyrılmaya başlar. meratib denen haller tasavvufi bir anlayış olmakla edebin anahtarı hükmündedir ve zikir denen hallerin inkişafı bakımından pozisyon belirleyici olsa da neticeleri bakımından evliya zatların hakların ifa makamlarını nefsin mertebesi şeklinde sunumu olacaktır. özelde her halin bire bir açıklaması denen her yükseliş bir katı o katta bulunan peygamber aleyhisselamların ahkamlarının edeble dinlenmesi hususnu içerecektir. bu katlar nefse ait bir hususun bertarafından çok kitab ile hükmedenlerin hikayeleri olunca da ahkam kuran olur. nefsin mertebeleri denen hallerdeki anlayışsızlık hali esasen kendisine değil karşısındaki insanın imanı şekillendiren hallerinedir ve bu şekillerin kontrolu denen her hal ALLAH teala hazretlerinin bir kitabının nefse hitabıdır ve mutmain nefis denen halde artık huzur bulmuş kamil insan kamil kitab olan kuran ahkamı olur. yolları denen her halin en kısası nafile namaz ve oruç olmakla birlikte 2. bir şahsın hayatına yapılacak itinalı dokunuşlar olarak gözükür. hakkın ifası denen halde iffet namus ve haya sahibi olmak denen her halde tesettürün altın anahtarı olan her hal bu mertebelerdeki derinliği çukur yapmaksızın mevt ettirmeksizin bir cennet bahçesi şeklinde temessül ettirebilir.

erkeklerdeki tesettür halinin ey örtüsüne bürünen kalk korkut denen hitabına uygun hali olan hakkı yaşayıp anlatan her hal gaybi perdelerdeki hayanın açıklayıcısı olmakla nefsin mardiye denen haldeki hakka karşı olan tutumunu gösterecektir. meratib eden nefis nehiy ve tavsiyeci olandır. bu yaklaşımla mardiye denen hakka mülaki olmak denen halde kul yaptığı amellerin yek diğerinde yine kendisinin olduğunu anlayacak ve ism-i azam olan ALLAH teala hazretlerinin yanında subhanallah lafzını tek ayağını diğerinin üzerine basarak gösterecektir.

efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ifade tarzları bakımından nefis tek meratibin kemal bulmuş halidir ve bu hususdaki yolların ruhbanlığı değil anlayış bakımından örtülü bir haletin uyarısı vardır. erkeğin tesettürü bakımından adaletle hükmeden kimse ALLAH teala yanında saf tutanlarla birlikte olur ve haya ve namus ve iffet adına insanlar içerisinden bir takım erkeklerin bu tesettürün öncüsü ve hayanın edebin kaynak noktası olduğu anlaşılmaya başlar. kadının yeri bakımından islamiyetin temel bakışı onu ikinci plana atmak değil namus ve edep kavramının esasen erkeğin bir meşalesi olduğunu göstermek bakımından nefsin derecelerinin aydınlatılması hususnda öncül kuvvet olduğu gösterilmiş olur.

ALLAH teala bizlerden razı olsun.
 

saliha632

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Mar 2010
Mesajlar
18
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Güzel kardeşim gerçekten güzel yazmışssın sana nacizene bir tavsiyem var kısa yazarsan hem okurum hepsini hemde nasipse anlarımuzun yazınca okuyamadım bile a.e.o.
 

aktaynilgun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Kas 2008
Mesajlar
20
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
72
Allahü Teala ebeden ve daimen razı olsun inş.
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
31
Allah sizlerden de razı olsun inşAllah
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt