ahirete_yolculuk
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 12 Kas 2007
- Mesajlar
- 203
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 35
Sayın Emre Kongar, başörtülüler için inciler döktürmüş(!)
Türbanlı kızlara acıyormuş, onları kurban olarak görüyormuş.
En ilginç cümlesi ise şu: ‘Türban bir dini inancın ifadesi değil! Türban, erkek egemen feodal kültürün bir baskısı... Analar, babalar, kardeşler, arkadaşlar, sevgililer bunu bastırıyor.’
Şu iki şeyi merak ediyorum:
Acaba Sayın Kongar Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye İktisat Bölümü’nden mezun olduktan sonra Profesörlük unvanını Ezher Üniversitesinden mi aldı ki bu kadar rahat dini konularda yorum yapıyor?
Başörtüsü konusu olunca sanki bamteline dokunuluyor ve hazret Ebusuut Efendi gibi fetva vermeye kalkıyor!
İkincisi, başörtülü kızların kurban olmasını da anlayamadım!
Acaba türbanlı kızlar kimlerin kurbanı?
Kadın tüccarlarının mı?
Mankenlik, artistlik ajanslarının ve müzik piyasasının mı?
Pop star veya güzellik yarışmalarının mı?
Sefahat hanelerin mi?
Evet kendi tabiriyle hangi “erkek egemen feodal kültürün kurbanı?
Hangi dergi ve gazete türbanlı kızların sırtından para kazanıyor? Ceplerini doldurmak için kurban olarak kullanıyor?
Hangi manken ajansı onları podyumda erkek bakışlarının kurbanı ediyor?
Hangi sefahat hane o kızlar sayesinde milyarları götürüyor?
Hangi reklam ajansı en basit bir şeyde bile onları kullanıyor?
Bir profesör olarak söyleyin nerede kurban oluyorlar?
Ama bakın, 19.9.2007 tarihli Milliyet Gazetesinde Ece Temelkuran başörtüsüne karşı olduğu halde erkeklerin kurbanı olmaktan nasıl feryat ediyor:
“Kadın olarak toplumsal hayatın içinde var olmak ise hâlâ, bugün bile tehlikelidir. İşyerinde tacizler, sokakta sözlü saldırılar... Bu, devlet hukukuyla da, işleyişiyle de kadını erkek egemen düzenin "Hem çalış, hem de eskisi gibi evinin kadını ol" ikiyüzlülüğüne karşı koruyamamıştır.
Bu rejim, "Hem çağdaş ol, hem de geleneksel kal" baskısına karşı kadını erkek düzeni karşısında tek başına bırakmıştır. 70'lerin sol hareketleri bile kadına "Hem devrimci ol, hem de feodal düzenin namuslusu" dememiş midir?
Bugün, bu kadar çağdaş elitimiz bile iş yerlerinde "genç güzel kadınları" yumuşak yumuşak, ince ince taciz etmiyor mu? Bu ikilemlere hangi insanın benliği dayanır?
Örtü, "Ben kadınım ve bana zarar verirsen bir kadına değil, bir Müslümana saldırmış olursun" zırhını verir insana. Cumhuriyetin devrimleri ve sonrasında o devrimlerin gündelik hayatta uygulanışı kadınlara erkek egemen düzene karşı sosyal veya hukuki olarak bu kadar güçlü bir zırh sağlayabildi mi? Cevabını bütün kadınlar bilir.”
arkadaslar siz ne düsünüyorsunuz bu konuda örtümüzü kabul etmeleri icin bizimdemi terör estirmemiz lazim bizimdemi onlarin boze davrandigi gibi davramammiz lazim ama yok biz yapümiyoruz yapmayacagiz yapmayizda bizler müslimanligi islami bilen inslariz allah biliyor dogruyu kimin ne oldugunu ve onun yolunda gidenleri eminim korucaktir slm ve dua ile
Türbanlı kızlara acıyormuş, onları kurban olarak görüyormuş.
En ilginç cümlesi ise şu: ‘Türban bir dini inancın ifadesi değil! Türban, erkek egemen feodal kültürün bir baskısı... Analar, babalar, kardeşler, arkadaşlar, sevgililer bunu bastırıyor.’
Şu iki şeyi merak ediyorum:
Acaba Sayın Kongar Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye İktisat Bölümü’nden mezun olduktan sonra Profesörlük unvanını Ezher Üniversitesinden mi aldı ki bu kadar rahat dini konularda yorum yapıyor?
Başörtüsü konusu olunca sanki bamteline dokunuluyor ve hazret Ebusuut Efendi gibi fetva vermeye kalkıyor!
İkincisi, başörtülü kızların kurban olmasını da anlayamadım!
Acaba türbanlı kızlar kimlerin kurbanı?
Kadın tüccarlarının mı?
Mankenlik, artistlik ajanslarının ve müzik piyasasının mı?
Pop star veya güzellik yarışmalarının mı?
Sefahat hanelerin mi?
Evet kendi tabiriyle hangi “erkek egemen feodal kültürün kurbanı?
Hangi dergi ve gazete türbanlı kızların sırtından para kazanıyor? Ceplerini doldurmak için kurban olarak kullanıyor?
Hangi manken ajansı onları podyumda erkek bakışlarının kurbanı ediyor?
Hangi sefahat hane o kızlar sayesinde milyarları götürüyor?
Hangi reklam ajansı en basit bir şeyde bile onları kullanıyor?
Bir profesör olarak söyleyin nerede kurban oluyorlar?
Ama bakın, 19.9.2007 tarihli Milliyet Gazetesinde Ece Temelkuran başörtüsüne karşı olduğu halde erkeklerin kurbanı olmaktan nasıl feryat ediyor:
“Kadın olarak toplumsal hayatın içinde var olmak ise hâlâ, bugün bile tehlikelidir. İşyerinde tacizler, sokakta sözlü saldırılar... Bu, devlet hukukuyla da, işleyişiyle de kadını erkek egemen düzenin "Hem çalış, hem de eskisi gibi evinin kadını ol" ikiyüzlülüğüne karşı koruyamamıştır.
Bu rejim, "Hem çağdaş ol, hem de geleneksel kal" baskısına karşı kadını erkek düzeni karşısında tek başına bırakmıştır. 70'lerin sol hareketleri bile kadına "Hem devrimci ol, hem de feodal düzenin namuslusu" dememiş midir?
Bugün, bu kadar çağdaş elitimiz bile iş yerlerinde "genç güzel kadınları" yumuşak yumuşak, ince ince taciz etmiyor mu? Bu ikilemlere hangi insanın benliği dayanır?
Örtü, "Ben kadınım ve bana zarar verirsen bir kadına değil, bir Müslümana saldırmış olursun" zırhını verir insana. Cumhuriyetin devrimleri ve sonrasında o devrimlerin gündelik hayatta uygulanışı kadınlara erkek egemen düzene karşı sosyal veya hukuki olarak bu kadar güçlü bir zırh sağlayabildi mi? Cevabını bütün kadınlar bilir.”
arkadaslar siz ne düsünüyorsunuz bu konuda örtümüzü kabul etmeleri icin bizimdemi terör estirmemiz lazim bizimdemi onlarin boze davrandigi gibi davramammiz lazim ama yok biz yapümiyoruz yapmayacagiz yapmayizda bizler müslimanligi islami bilen inslariz allah biliyor dogruyu kimin ne oldugunu ve onun yolunda gidenleri eminim korucaktir slm ve dua ile