Aşkâ Mecnun
Kayıtlı Kullanıcı
Değerli Mümin Kardeşlerim Ağlarken Dikkat edelim, gülerken düşünelim;
Bu seferde bir farklı konuyla beyanda bulunuyorum vaktinizi ayırıp yorumlarınızı yazdığınız için şimdiden teşekkür ederim.
ancak bilinen o ki bu sefer ele aldığım konu Nasrddin Hoca'dır. Nasreddin hoca adı altında yapılan bir çok saygısızlık ahlaksızlıklar meyelana gelmektedir.
kimi zaman Nasreddin hoca iffetsizlikle kimi zaman Ahlaksızlıkla suçlanmıştır. Zaman akımına uğrayan fıkralar bazı kesim aydınları tarafından çarpıtılarak Nasreddin Hoca adı altında yaymışlardır.
buna mukabilende bizler bütün bu olup bitenleri nasrettin Hoca söylemiş doğru demiş deyip gülmüşüzdür. ama ne kadar yanlış yaptığımızın hala farkında bile değiliz.
bizler gülerken ağlıyoruz bunun bilincinde bile değiliz. bazı yazarlar tarafından Hocalık makamı rezilliğe çıkarılmış alay konusu olmuştur. Aile düzenini bozmuş gösterilip güldürü, düşündürücü konular haline getirerek olmayanları denmeyenleri Dedi gösterip o mübarek zaatı karalamayı daha kolay bildik.
bizler Hocamıza sahip çıkmadıkça hocalarımıza sahip çıkmadıkça uyumaya uyutmaya devam ettikçe Nasrettin Hoca adı altında yapılan saygısızlıklara daha çok güleriz. gülmeyede devam ederiz. sizlerle bir kaç tana söylediği idda edilen fakat hocanın demediği diyemeyeceği mizahlara bir bakalım. vede Nasrettin Hocanın hayatını bir gözden geçirelim inşAllah
Allah yar ve yardımcımız olsun Allah'a emanet olun aziz din kardeşlerim esen kalın...
Bir gün bir adam, elinde mektup Der ki, Hoca'yı tutup :"Hocam, zahmet ya sana, Şu mektubu bana bir okusana." Mektup baştan sona kadar Arapça Şöyle bir iki evirir çevirir: Sökemez; çaresiz, geri verir. Der ki: "Başkasına okut bunu sen.
" Adam şaşırır : "Niçin ?""Türkçe değil bu mektup okuyamam."Yine anlayamaz adam.Hocanın okuması yok zanneder:"Ayıp Hoca, ayıp!"der. "Benden utanmıyorsan şundan utan! Şu başındaki koca kavuğundan.
" Hoca kavuğu çıkartıp uzatır. Sonra: "-Mademki"der, "iş kavuktadır; Haydi giy de şunu, Kendin oku bakalım mektubunu."
Arkadaslari Hoca'ya, katı bir koca olmadigina, takilirlar:
"Hoca, karin tum zamanini komsu arkadaslariyla geciriyor!"
"Hayir dogru degil. Eger dogru olsaydi, bize de bir ara ugrardi!" diye cevaplar Hoca.
Bir gün padişah Nasreddin Hoca' ya sormuş.
Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş.
Hoca padişahtan korkmadan :
-Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş.
Padişahın sinirden sakalları titremiş.
Bu durumu gören Hoca :
-Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış.
Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş.
(bunu hiç bir padişah hiç bir hocaya sormaz hiç bir hocada tahmin edemez çünkü padişahta hocada bilir ki Kimin nereye gideceğini ancak Allah c.c. bilir ğaybı ancak Allah c.c. bilir)
BU NASIL NAMAZ;
Nasreddin Hoca abdest alırken, bir ayağına su yetmemiş.Namaz kılarken de bir ayağını yukarı kaldırarak namaz kılmış.Bunu gören cami cemaati :
-Hocam bu nasıl namaz? diye sormuş.
Nasreddin Hoca :
-Bir ayağı abdestsiz namaz, diye cevap vermiş. ( Takva sahibi bir hoca Namaz kılmış ise kıldırmış ise bunu ne yapabilir nede söyleye bilir.)
BENİM NE YİYİP İÇTİĞİMİ SORMAZSINIZ...
Nasrettin Hoca, bir köyde vaaz veriyormuş. Laf arasında Hazreti İsa'nin gögün dördüncü
katında olduğunu söylemiş...
Vaazdan sonra, bir kadin Hoca'ya yanaşmış :
-Hazreti İsa, orada ne yer, ne içer?, demiş.
Hoca'nin tepesi atmış :
-Ey hatun, köyünüze geleli şunca zaman oldu, benim ne yiyip,
içtiğimi sormazsın da, Allah'in peygamberini sorarsın! ( Herşey açık vede net değil mi?)
Sıkarken
Nasrettin hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyomuş.Yoldan geçen arkadaşı hocaya:
-Hocam kediyi yıkama ölür.
demiş.Hoca aldırış etmemiş ve yıkamış.Arkadaşı dönüşte hocayı tekrar yolun kenarında görmüş.Kedi ölmüştü. adam:
-Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür demedimmi? demiş.Hoca:
-Ben kediyi yıkarken ölmediki sıkarken öldü demiş.
Nasrettin Hocanın Hayatı;
Nasreddin Hoca (1208-1284)
Sivrihisar'ın Hortu yöresinde doğdu, Akşehir'de öldü. Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun'dur. Önce Sivrihisar'da medrese öğrenimi gördü, babasının ölümü üzerine Hortu'ya dönerek köy imamı oldu. 1237'de Akşehir'e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerini dinledi, İslam diniyle ilgili çalışmalarını sürdürdü. Bir söylentiye göre medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu. Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hâce adı verilmiş, sonradan bu ad Nasreddin Hoca biçimini almıştır. Onun yaşamıyla ilgili bilgiler, halkın kendisine olan aşırı sevgisi yüzünden, söylentilerle karışmış, yer yer olağanüstü nitelikler kazanmıştır. Bu söylentiler arasında, onun Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı,
Mevlânâ Celâleddin ile yakınlık kurduğu, kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur'la konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır.
"O ne alaya aldı, nede güldürdü o sadece düşündürmek istedi. dilden dile nesilden nesile doğru aktarılmadı doğallığını yitirdi."
Aşka mecnun
Bu seferde bir farklı konuyla beyanda bulunuyorum vaktinizi ayırıp yorumlarınızı yazdığınız için şimdiden teşekkür ederim.
ancak bilinen o ki bu sefer ele aldığım konu Nasrddin Hoca'dır. Nasreddin hoca adı altında yapılan bir çok saygısızlık ahlaksızlıklar meyelana gelmektedir.
kimi zaman Nasreddin hoca iffetsizlikle kimi zaman Ahlaksızlıkla suçlanmıştır. Zaman akımına uğrayan fıkralar bazı kesim aydınları tarafından çarpıtılarak Nasreddin Hoca adı altında yaymışlardır.
buna mukabilende bizler bütün bu olup bitenleri nasrettin Hoca söylemiş doğru demiş deyip gülmüşüzdür. ama ne kadar yanlış yaptığımızın hala farkında bile değiliz.
bizler gülerken ağlıyoruz bunun bilincinde bile değiliz. bazı yazarlar tarafından Hocalık makamı rezilliğe çıkarılmış alay konusu olmuştur. Aile düzenini bozmuş gösterilip güldürü, düşündürücü konular haline getirerek olmayanları denmeyenleri Dedi gösterip o mübarek zaatı karalamayı daha kolay bildik.
bizler Hocamıza sahip çıkmadıkça hocalarımıza sahip çıkmadıkça uyumaya uyutmaya devam ettikçe Nasrettin Hoca adı altında yapılan saygısızlıklara daha çok güleriz. gülmeyede devam ederiz. sizlerle bir kaç tana söylediği idda edilen fakat hocanın demediği diyemeyeceği mizahlara bir bakalım. vede Nasrettin Hocanın hayatını bir gözden geçirelim inşAllah
Allah yar ve yardımcımız olsun Allah'a emanet olun aziz din kardeşlerim esen kalın...
Bir gün bir adam, elinde mektup Der ki, Hoca'yı tutup :"Hocam, zahmet ya sana, Şu mektubu bana bir okusana." Mektup baştan sona kadar Arapça Şöyle bir iki evirir çevirir: Sökemez; çaresiz, geri verir. Der ki: "Başkasına okut bunu sen.
" Adam şaşırır : "Niçin ?""Türkçe değil bu mektup okuyamam."Yine anlayamaz adam.Hocanın okuması yok zanneder:"Ayıp Hoca, ayıp!"der. "Benden utanmıyorsan şundan utan! Şu başındaki koca kavuğundan.
" Hoca kavuğu çıkartıp uzatır. Sonra: "-Mademki"der, "iş kavuktadır; Haydi giy de şunu, Kendin oku bakalım mektubunu."
Arkadaslari Hoca'ya, katı bir koca olmadigina, takilirlar:
"Hoca, karin tum zamanini komsu arkadaslariyla geciriyor!"
"Hayir dogru degil. Eger dogru olsaydi, bize de bir ara ugrardi!" diye cevaplar Hoca.
Bir gün padişah Nasreddin Hoca' ya sormuş.
Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş.
Hoca padişahtan korkmadan :
-Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş.
Padişahın sinirden sakalları titremiş.
Bu durumu gören Hoca :
-Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış.
Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş.
(bunu hiç bir padişah hiç bir hocaya sormaz hiç bir hocada tahmin edemez çünkü padişahta hocada bilir ki Kimin nereye gideceğini ancak Allah c.c. bilir ğaybı ancak Allah c.c. bilir)
BU NASIL NAMAZ;
Nasreddin Hoca abdest alırken, bir ayağına su yetmemiş.Namaz kılarken de bir ayağını yukarı kaldırarak namaz kılmış.Bunu gören cami cemaati :
-Hocam bu nasıl namaz? diye sormuş.
Nasreddin Hoca :
-Bir ayağı abdestsiz namaz, diye cevap vermiş. ( Takva sahibi bir hoca Namaz kılmış ise kıldırmış ise bunu ne yapabilir nede söyleye bilir.)
BENİM NE YİYİP İÇTİĞİMİ SORMAZSINIZ...
Nasrettin Hoca, bir köyde vaaz veriyormuş. Laf arasında Hazreti İsa'nin gögün dördüncü
katında olduğunu söylemiş...
Vaazdan sonra, bir kadin Hoca'ya yanaşmış :
-Hazreti İsa, orada ne yer, ne içer?, demiş.
Hoca'nin tepesi atmış :
-Ey hatun, köyünüze geleli şunca zaman oldu, benim ne yiyip,
içtiğimi sormazsın da, Allah'in peygamberini sorarsın! ( Herşey açık vede net değil mi?)
Sıkarken
Nasrettin hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyomuş.Yoldan geçen arkadaşı hocaya:
-Hocam kediyi yıkama ölür.
demiş.Hoca aldırış etmemiş ve yıkamış.Arkadaşı dönüşte hocayı tekrar yolun kenarında görmüş.Kedi ölmüştü. adam:
-Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür demedimmi? demiş.Hoca:
-Ben kediyi yıkarken ölmediki sıkarken öldü demiş.
Nasrettin Hocanın Hayatı;
Nasreddin Hoca (1208-1284)
Sivrihisar'ın Hortu yöresinde doğdu, Akşehir'de öldü. Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun'dur. Önce Sivrihisar'da medrese öğrenimi gördü, babasının ölümü üzerine Hortu'ya dönerek köy imamı oldu. 1237'de Akşehir'e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerini dinledi, İslam diniyle ilgili çalışmalarını sürdürdü. Bir söylentiye göre medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu. Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hâce adı verilmiş, sonradan bu ad Nasreddin Hoca biçimini almıştır. Onun yaşamıyla ilgili bilgiler, halkın kendisine olan aşırı sevgisi yüzünden, söylentilerle karışmış, yer yer olağanüstü nitelikler kazanmıştır. Bu söylentiler arasında, onun Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı,
Mevlânâ Celâleddin ile yakınlık kurduğu, kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur'la konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır.
"O ne alaya aldı, nede güldürdü o sadece düşündürmek istedi. dilden dile nesilden nesile doğru aktarılmadı doğallığını yitirdi."
Aşka mecnun