Sadece İmanları vardı. Gömdüler enginliğe tapılan tüm sahte putları.
Bir Fatiha...
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ العَالَمِينَ () الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ () مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ () إيَّاكَ نَعْبُدُ وإيَّاكَ نَسْتَعِينُ () اِهْدِنَا الصِّراطَ الْمُسْتَقِيمَ () صِرَاطَ الَّذِينَ أنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلاَ الضَّالِّيِنَ.()
Meali
Rahmân ve Rahîm olan Allahın ismi ile.
Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahîm ve din günü (kıyâmet günü)nün sâhibi olan Allaha mahsûsdur. Yalnız sana ibâdet eder, yalnız senden yardım isteriz. Bizi doğru yola, kendilerine ni’met verdiklerinin yoluna ilet. Gazâba uğrayanlarınkine, sapıklarınkine değil.
Hasan Ethem'in şehit olmadan sadece iki gün önce annesine yazdığı mektubu
Valideciğim, Ey Allahım. Bu ovada onun sesi ne kadar güzeldi. Bülbül bile sustu, ekinler bile hareketten kesildi, dere bile sesini çıkarmıyordu. Herkes, herşey, bütün mevcudat onu, o mukaddes sesi dinliyordu. Ezan bitti. O dereden ben de bir abdest aldım. Cemaat ile namaz kıldık. O güzel yeşil çayırların üzerine diz çöktüm. Ellerimi kaldırdım, gözümü yukarı diktim, ağzımı açtım ve dedim: Ey benim Yarabbim! Şu kahraman askerlerin bütün dilekleri, İsm-i celalini İngilizlere ve Fransızlara tanıtmaktır. Sen bu şerefli dileği ihsan eyle ve huzurunda titreyerek, böyle güzel ve sakin bir yerde sana dua eden biz askerlerin süngülerini keskin, düşmanlarını zaten kahrettin ya, bütün mahveyle! Diyerek bir dua ettim ve kalktım. Artık benim kadar mes'ut, benim kadar mesrur bir kimse tasavvur edilemezdi. Dünyanın en güzel yerleri burası imiş. Yalnız bu memleketlerde düğün olmuyor. İnşaallah düşman asker çıkarır da, bizi de götürürler, bir düğün yaparız olmaz mı?