RE: NAMAZI SEVEBİLİYOR MUYUZ?
sa.paylaşımın icin cok sağol allah razı olsun kardeşim inş tam anlamıyla kılan kullardan olurz.
Ey mürid, beş vakit namazını; her birinin kıyamını, kıraatini, huşûunu, rükûunu, secdelerini, diğer rükünlerini ve sünnetlerini son derece itina göstererek eda etmeye çalış.
Kimin huzurunda duracaksan O'nun azamet ve celâlini kalbine namazdan önce duyur, namaza öyle başla.
Bütün mevcudatın yaratıcısının, bütün sultanların mâlikinin huzurunda gaflet ve vesvese meydanlarında dolaşan bir kalble durmaktan kork.
Namazda iken dünyalık düşünceler ve bir sürü gereksiz duygular seninle Allah arasına girmesin. Bu durumda üzerine Allah'ın gazabını çekmiş, Allah'ın kapısından kendini kovdurmuş olursun.
Nitekim Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz şöyle haber vermişlerdir: "Kul namaza durduğu zaman Allah Tebâreke ve Teâla hazretleri vech-i akdes-i sûbhânisiyle ona döner. Kul namazda arkasına döndüğü zaman der ki "Ademoğlu benden daha hayırlısına döndü! Kul aynı hatayı ikinci defa yaparsa Cenab-ı Hak yine aynı şeyi söyler. Kul aynı hatayı üçüncü defa yapacak olursa Allah da artık yüz çevirir." (İbn Mâce, Sünen, İkâme (5), 61, hd. no: 1023. Hadis'in Ebû Zer'den rivayet edileen; Ebû Dâvûd, Sûnen, Salat (2), 165, hd. no: 909, Neseî, Sünen, Sehv (13), 10, Dârimî. Sünen, Salat (2), 134 ve Ahmed b. Hanbel, Mûsned. 5/172'de ki bir başka şekli de şöyledir: "Kul namazda sağa sola dönmedikçe Allah (c.c.) kula yönelir. Kul yüzünü (kıbleden) çevirdiği anda, Allah (c.c.) da ondan yüz çevirir.")
Düşünmek lâzımdır ki, namazda zahiri yüzüyle Allah'dan yüz çeviren bir kimseye Allah'ın muamelesi bu olursa, kalbiyle Allah'dan yüz çeviren ve dünya lezzetlerine, geçici arzu ve heveslere dalanların hali ne olur? Halbuki Allah Teâlâ Hazretleri bedenlere ve dış görünüşlere değil, kalblere ve gönüllere bakmaktadır.
Bilesin ki, bütün ibadetlerin ruhu ve manası, Allah ile huzur halinde olmaktır. Kimin ibadetinde huzur hali yoksa, onun ibadeti zâyî olup gitmiştir.
İbadetinde Allah ile huzur halinde olamayan bir kimse, büyük bir melike ölü bir şeyi veya içi boş bir sandığı hediye etmiş gibidir. Böyle bir kimsenin iyi bir karşılık göremeyeceği her akıl sahibince bilinir.