O olmadan diğer ibadetlerin bir kıymeti olmayacaktır. Namazsız bir adam, direksiz, sütunsuz bir binaya benzer ve yıkılıp gitmesi, an meselesidir. Hadislerde geçen bazı müjdeli haberler; mesela, cömertlerin cennete gideceği haberi her ne kadar bir müjde olsa da bu, namaz kılan cömert için geçerlidir. Namazsız bir cömertlik işe yarasa da, insana cenneti garanti edemez. Benim kalbim temiz deyip, o kalbi veren Allah’ın en çok istediği ibadeti yapmayan insan, sadece kendini aldatır. Çünkü, kalb ancak Allah’ı anmakla tatmin olur. Allah yoksa bir kalpte, o kalb dünya sevgisiyle dolu demektir. Bir insan namaz kılmıyorsa, kalbinde Allah’a karşı derin bir boşluk var demektir ve her an bu insanın küfür sathına geçmesi sözkonusudur. Efendimiz buyuruyor ki; “ Namaz kılmayanla küfür arasında sadece bir perde kalmıştır.” Belki de bunun için Sahabi, namaz kılmayana neredeyse müslüman değil nazarıyla bakıyordu.Allah Resulü, “ Namazı terkeden, Allah’ın huzuruna, Allah ona çok kızmış bir halde çıkar.” buyurmuştu. Bunu bilen Abdullah bin Abbas, gözleri görmez olduğunda kendisine, sırt üstü yatıp bir kaç gün namazı ima ile kılması durumunda tedavisini yapabileceğini söyleyen doktora, “hayır bunu yapamam, çünkü Allah Resulü böyle buyurdu” demişti.Hazreti Ali bir gün sabah namazına kalkamaz. O gün akşama kadar ibadetle meşgul olur. Ertesi gün kendisini, tanımadığı biri namaza kaldırır. Hazreti Ali ona “sen kimsin” der. Şeytan olduğunu söyler. Niçin bunu yaptığını sorunca da, “Yine bütün gün Allah’a ibadet etmen beni memnun etmezdi” diye cevap verir. Evet şeytan vazifesini yerine getiriyor, Hazreti Ali de kendine düşeni yapıyordu. Namaz kılmayanlar, her gün şeytanı ne kadar sevindiriyorlar