Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Namaz Kilmaya Gidiyoruz.Gaflette Olan,Nefsine Yenik Düşen Kalmasın. (1 Kullanıcı)

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
46
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
Rükû, Allah’ın yüceliği karşısında saygıyla eğiliş, tevazuyla yüceliştir

Rükû, insanın ancak Allah’ın önünde eğilerek izzet bulacağını, başka nesnelerin önünde boyun bükmenin esaret ve zillet olacağını göstermektedir.
Rükû, Allah’a saygının, O’nun büyüklüğünü itiraf etmenin fiilî bir şeklidir. İnsan, izzet sahibi değerli bir varlıktır. Başka fani varlıklar karşısında eğilmek O’na yakışmaz. Allah’ın huzurunda eğilip, kulluğun sadece O’na ait olması gerektiğini bilenler, başkalarının önünde eğilmezler. Bir tek kapıya, yani yalnızca Allah’a kul olmasını bilenler başka kulluklardan; insana, paraya, mevkiye, şöhrete kul olmaktan yakalarını kurtarmış olacaklardır.
Namazda rükunun farz oluşu ayet ve hadislere dayanır. “Ey iman edenler, rükû edin” (Hac 22/77) ayeti rükunun, namaz için bağlayıcı bir fiil olduğunu gösterir. Ayrıca Hz. Peygamber’in rükû yaparken “ellerini dizleri üzerine koyduğunun” rivayet edilmesi rükunun hadisler yönünden de bağlayıcı olduğunu bize göstermektedir.
Huşu ile namaz kılan bir kişi, rükuya eğildiği zaman kalbi derin bir saygı ile dolar; O’nun gönlünde Allah’tan daha yüce hiçbir şey bulunmaz. Rükûdan doğrulduğu zaman hamdin ancak Allah’a mahsus olduğunu müşahede eder, kalbi huzurla dolar.
Rükû bireyin kendi zelilliğini, Rabbi’nin de izzet ve yüceliğini benliğinde hissetmesi ve bunun göstergesi olarak başını öne eğmesidir. Zira bütün insanlarda ve hayvanlarda başın yukarı dikilmesi, fıtri olarak azgınlık ve büyüklenme belirtisi, boyun bükülmesi de huşu ve teslimiyetin göstergesidir. Allah’a tevazu ile boyun eğişi ve O’nun huzurunda eğilişi ifade eden rükû ile namaz kılan kişi, Allah’ın yüceliğini idrak etmesi sonucu Allah’ın mükemmel isim ve sıfatlarına yönelir; manevi bir huzur duyar; emel ve amaçları en doğru istikamete yücelir; kendisi ile yüce yaratıcısı arasına giren engellerden uzaklaşır.
ALINTI​
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,767
Tepki puanı
1,044
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
EsSelamuAleykümVeRahmetullahiVeBerekatuhu


HAYDİ NAMAZA
UYMAYIN ŞEYTANA
HAYDİ NAMAZA
EZAN SESLERİ
DÖRT BİR YANDA
HAYDİ NAMAZA
SECCADELER BEKLER
ELLER SEMADA
HAYDİ NAMAZA

ALLAHÜ EKBER ALLAHÜ EKBER
LA İLAHE İLLALLAH




Kulaklarin Ezani Duymuyorsa
Nefsine Yeniliyorsan
Vazifeni Erteleyip
Nasipsizlik Ve Gaflete Koşarak
El Açip Kucaklayip Variyorsan.
bak Bu Yazi Gözüne Ilişti Ise
Ve Hala Sağsan Soluk Alip Veriyorsan
Yüce Mevlam Sana Merhamet Ediyor.
hadi Kalk Aksatma,erteleme Vesveseye Kapilma.
çık Rabbinin Huzuruna Vazifeni Eda Et
İste Rabbinden Dua'nla.



VAKİT ÖĞLE NAMAZI VAKTİDİR.....MEVLAM KABUL EYLESİN İNŞALLAH
 

meltem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 May 2006
Mesajlar
1,782
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
sonsuznurr.blogcu.com
Öğle Namazı

Vakit öğle. Gün ortası. Dünya telaşındasın. İşler yoğun. Yarım kalmış ne kadar iş var! Sanki sensiz yürümüyor hiçbir şey. Sanki sen olmasan işler hep yarım kalacak, belki hiç başlamayacak. Ne kadar çok vazgeçilmezin var! Ne kadar vazgeçilmezsin!

Oysa dünya seni pek umursamıyor. Sessizce akıp gitmede sonsuz uzayda.. Telaşlarına inat uzakta bir kelebek yavaş yavaş kozasından çıkmada. Ötelerde bir insan son nefesini vermekte sessizce.. Bir bebek ilk kez gülümsemekte annesine...

Vakit öğle... O kadar gürültü var ki ortalıkta.. Kalbinin sesini duyamıyorsun bile. Ruhunun sonsuza uzanan emellerine kör olmak üzeresin. Telaşların arasından sıyrıl, ruhuna yer ayır. Ebedî sükûnete hazırla kendini. Kalbini sonsuzluğa bitiştir. Alnını secdeye değdir. Şimdi öğle namazı vakti!

 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,767
Tepki puanı
1,044
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
VE ALEYKÜM SELAM KAAN KARDEŞİM

CÜMLEMİZE SELAMÜN ALEYKÜM HAYIRLI CUMALAR DİLİYORUM




HAYDİ NAMAZA

YARAB SARILDIK SANA BIRAKMA BİZİ
GEL AŞKINLA YAK KÖR EYLE BİZİ
BİZ BİÇARE KULLARIZ KAPINDA KÖLE GİBİ
TEK İLAH SENSİN ŞÜKÜR SANA YARABBİ

NAMAZ VERDİN BİZE SECD EDELİM DİYE
KALB VERDİN BİZE GÖRELİM DİYE
DUA VERDİN BİZE ŞİFA NİYETİNE
ADINA KURBAN OLAYIM ŞÜKÜR SANA YARABBİ

BİR SULTAN GÖNDERDİN ADI MUHAMMED(s.a.v)
GÖNÜLLERİ FETHETTİ GÖRMEDEN ÜMMET
ŞEFAATİNE ULAŞMAK KOLAY MI YOKMU HİKMET
BIRAK MA NAMAZI VASİYET ETTİ MUHAMMED(s.a.v.)

haydi namaza..sarılın namaza.....vakit öğle vakti öğle namazı vakti
 

yoladevam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ağu 2007
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
konya
şu an cuma namazı vakti iş yerindeki arkadaşlarıma diyorum hadi gidelim yok diyorlar...:-(
inanın çok üzülüyorum...: -( :-( :-(
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,767
Tepki puanı
1,044
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
şu an cuma namazı vakti iş yerindeki arkadaşlarıma diyorum hadi gidelim yok diyorlar...:-(
inanın çok üzülüyorum...: -( :-( :-(


SELAMÜN ALEYKÜM

SİZ DAVET ETMİŞSİNİZ..ONLARIN YOK DEMELERİ SİZİ YILDIRMASIN.
AHİRETTE SİZDEN BU YÜZDEN HESAP SORULMAZ NE GÜZEL (YÜCE RABBİM(C.C.) DAHA İYİ BİLİR)
SİZ BIKMAYINIZ..İBADET EDİNİZ...BU SİZİNLE AHİRETE GELECEK NİMETTİR.
ELİMİZDEN GELDİĞİNCE YAKINLARIMIZI İBADETE TEŞVİK EDECEĞİZ..KIRMADAN TATLI DİLLE İSLAMIN GÜZELLİĞİNİ ANLATARAK

ALLAH(C.C.)'A EMANET OLUNUZ
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
CUMANIZ HAYIRLI VE BEREKETLİ OLSUN İNŞAALLAH


"Ey İman edenler !

Cuma günü namaz için çağrıldığınız vakit hemen Allah'ın zikrine koşun.

Alışverişi bırakın.

Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.

Namaz kılındığı vakit, yeryüzüne dağılın da ,

Allah'ın fazlından rızık arayın.

Allah'ı çok zikredin ki felah bulasınız."
[ Cum'a Süresi 9-10 ]
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
İkindi Namazı Vakit ikindi. Gün ihtiyarladı. Güneş solgun rengini bırakıyor güller üstüne. Zaman ırmağı ikindinin çağlayanından dökülüyor şimdi. Ayrılığı söylüyor hece hece. Hüzün renkli bulutlar sardı göğü. Güneşin saltanatı bitmek üzere. Zevale doğru akıyor ışıklar.





Hatırla ki, sen de bir ömrün ikindisine yürüyorsun. Tenin soluyor. Gözlerinin feri çekiliyor. Yüzünü bu dünyadan çevirmeye hazırlıyorsun. Öbür kıyısındasın artık hayat nehrinin. Bundan sonra vaadi yok sana zamanın. Yokuş aşağı akıyor kalbin.








Vakit ikindi. Kalbini kanatıyor kuru gül yaprakları. Tutunacak dal arıyor gibisin zamana karşı. Zamanın hükmü ağırlaşıyor üzerinde. Gün daha kısa geliyor artık. “Yemin olsun ki ikindi vaktine. Hüsrandadır insan.” Şimdi anlıyorsun. Çünkü, yokuş aşağı akıyorsun. Dalından kopuyorsun. Hoyrat bir rüzgâr artık zaman. Geriye kalan ancak iman.





Şimdi ikindi vakti. Secdeye koy alnını. Eğil Zamanın Sahibinin önünde. O’na konuş; dualarını fısılda. Sonsuzluğa tutun hece hece.
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
46
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
VAKİT AKŞAM
Gün ölmek üzere. Güneş ışıklarını topluyor eşyanın üzerinden.
Kızınca
kıyameti kopuyor dünyanın. Kara kefenini giyiyor gün. Gülün rengi
soluyor,
eşyanın cazibesi yitiveriyor. Hatırla ki, senin de akşamın olacak bir
gün.
Ömrünün ışıkları solacak. Hayatının perdesi çekilecek. Senin de
kıyametin
kopacak. Dudaklarında donacak gülüşün güneşi. Zaman uçurumun olacak;
gelen
günün güneşi sana doğmayacak. Unutulacaksın. Ve hatta UNUTULDUĞUN BİLE
UNUTULACAK! İsmin anılmayacak orda burda. Kimse yolunu gözlemeyecek.

Şimdi akşam... "Gün akşamlıdır" unutma! Ölmeden önce bil öleceğini
ki,
yaşatıldığını fark edesin. Herkesin senden uzaklaşacağı ölüm anını
hatırla
ki, sen de şimdi herkesten ve herşeyden uzaklaşıp Rabbine yanaşasın.

SENİ SEN YOKKEN DE BİLEN RABBİN, SEN ÖLDÜKTEN SONRA DA BİLECEK
ELBET.
HERKESİN UNUTTUĞU YERDE SENİ BİR O HATIRLAYACAK. HATRINI YAZLNIZ O
BİLECEK.
SEN DE O'NU AN ŞİMDİ.

SEN DE ONUN HATRINA VAR SECDEYE...

alıntı
VAKİT AKŞAM NAMAZI VAKTİ.MEVLAM KABUL BUYURSUN...
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Kulaklarin Ezani Duymuyorsa
Nefsine Yeniliyorsan
Vazifeni Erteleyip
Nasipsizlik Ve Gaflete Koşarak
El Açip Kucaklayip Variyorsan.
bak Bu Yazi Gözüne Ilişti Ise
Ve Hala Sağsan Soluk Alip Veriyorsan
Yüce Mevlam Sana Merhamet Ediyor.
hadi Kalk Aksatma,erteleme Vesveseye Kapilma.
çık Rabbinin Huzuruna Vazifeni Eda Et
İste Rabbinden Dua'nla.



kendini kandırma...!
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
46
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
BİR ÇOCUĞUN NAMAZ KILMA ÖYKÜSÜ

Türkan Hanım dindar bir ailede büyümüştü. Annesi her fırsatta ona ve kardeşlerine namaz kılmalarını söyler, hatta kızarak onları uyarırdı. Türkan Hanım namazın kılınması gerektiğine inanır, ama yine de kılmazdı, çünkü kılmak nefsine zor geliyordu. Bazen başlar, sonra terk ederdi.

Evlendi ve çocukları oldu. Annesi her geldiğinde aynı şekilde namaz kılmaları için ikaz etmeyi sürdürüyor, o da ısrarla kılmamaya devam ediyordu. Çok istemesine rağmen bir türlü nefsine galip gelemiyordu. Bir gün arkadaşları ona oturmaya geldi. İçlerinden biri annesini de yanında getirmişti. Teyze çok mübarekti. Öyle tatlı konuşuyordu ki, onu dinleyen saatler geçse usanmazdı. Teyze bir ara namaz konusuna değindi. O anlatırken, Türkan Hanım annesini hatırlamış ve annesinin eski günlerdeki namaz ikazlarını düşünüyordu. Misafirler de teyzeyi zevkle dinliyordu.

Türkan Hanımın küçük oğlu Zekeriya, dört yaşındaydı. Oynadığı oyunu bırakmış, teyzenin koltuğu dibinde iki elini yumruk yapıp yüzüne dayamış bir şekilde, kıpırdamadan dinliyordu. Annesi ikram için mutfakla salon arasında koşturup dururken mevzu değişmişti. O da onların yanına oturup sohbetin güzelliğine kapılarak çayını yudumlamaya başladı.


“Anne, senin yerine ben namaza başlayacağım”

Tam bu sırada mutfaktan bir gürültü geldi. Arkasından da oğlunun çığlığı duyuldu. Telâşla mutfağa koştu Türkan Hanım. Misafirler de korkuyla peşinden gittiler. Oğlu bir sandalye koyarak lavaboya çıkmıştı. Bir ayağı lavabonun içinde, diğeri ise dışarıdaydı. Sandalye devrilmiş yerde dururken, oğlu da lavabonun kenarında korkmuş bir şekilde asılı duruyordu. Koşup kucağına aldı. Su içeceğini zannederek:

“İsteseydin ben verirdim yavrum, ya düşüp bir yerine zarar verseydin” diye çıkıştı.

Türkan Hanım oğlunun verdiği cevabı, uzun yıllar geçmesine rağmen hâlâ unutamaz; çünkü şöyle demişti çocuğu:

“Anne, ben abdest alacaktım. Teyze dedi ya, namaz kılmayanlara ceza verecekmiş diye. Ben de, sen ceza almayasın diye senin yerine namaza başlayacaktım.”

O an Türkan Hanım, tepeden tırnağa titrediğini hissetti. , yıllarca namaz kılmayan Türkan Hanıma oğlunun davranışıyla müthiş bir ders vermişti. Yavrusuna sarılıp dakikalarca ağladı.

Bu hikâye birçok bakımdan ders verici. Aslında çocuklar büyüklere değil, anne babalar evlâtlarına namazı öğretmeli. Çünkü, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) çocuklarımıza yedi yaşına geldiklerinde namaz kıldırmamızı ve on yaşına geldiklerinde ise ciddi bir şekilde üzerinde durmamızı emreder.

Çocuklarımıza -küçük yaşlarda gerek camilere götürerek, gerek ise evde cemaat yaparak- namazı sevdirmeli ve onlara örnek olmalıyız. Namaz çocuklara tatlı bir üslûpla, sevdirilerek anlatıldığı takdirde çocukların namaza karşı ilgi ve sevgileri kaçınılmaz olur.

alıntı
 

firdes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 May 2007
Mesajlar
1,974
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Konum
½ $@K@RY@'dannn:D *1984*
ESSELAMUNALEYKÜM VERAHMETULLAHİ VEBEREKATUHU

Sabah ezanında "Esselatu hayrun minen nevm" (namaz uykudan daha hayırlıdır) ilave edilir.
''Esselatu hayrun minen nevm'' söylenmesindeki sebep:
Peygamber efendimiz (s.a.v.), Bilâli Habeşi sabah namazı okurken uyanmamış.
Bilâl Habeşi kapıyı şiddetle vurarak :
“Esselatu hayrun minen nevm Yâ ResûlALLAH!” diye iki defa bağırmış.
Resûl-ü Ekrem hemen uyanmış ve kapıya çıkarak : “Bu çok güzel Yâ Bilâl daima söyle!” demiştir.
Resûl-ü Ekrem sabah namazının vaktinin kıymetini anlatmak için “ALLAH (c.c) tarafından” uyanamamış ve o günden sonra her sabah namazında okunmuştur.
EYÜP1 ADLI ÜYE DEN ALINTIDIR..
selam ve baki dualarımla..
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,767
Tepki puanı
1,044
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
BİR ÇOCUĞUN NAMAZ KILMA ÖYKÜSÜ

Türkan Hanım dindar bir ailede büyümüştü. Annesi her fırsatta ona ve kardeşlerine namaz kılmalarını söyler, hatta kızarak onları uyarırdı. Türkan Hanım namazın kılınması gerektiğine inanır, ama yine de kılmazdı, çünkü kılmak nefsine zor geliyordu. Bazen başlar, sonra terk ederdi.

Evlendi ve çocukları oldu. Annesi her geldiğinde aynı şekilde namaz kılmaları için ikaz etmeyi sürdürüyor, o da ısrarla kılmamaya devam ediyordu. Çok istemesine rağmen bir türlü nefsine galip gelemiyordu. Bir gün arkadaşları ona oturmaya geldi. İçlerinden biri annesini de yanında getirmişti. Teyze çok mübarekti. Öyle tatlı konuşuyordu ki, onu dinleyen saatler geçse usanmazdı. Teyze bir ara namaz konusuna değindi. O anlatırken, Türkan Hanım annesini hatırlamış ve annesinin eski günlerdeki namaz ikazlarını düşünüyordu. Misafirler de teyzeyi zevkle dinliyordu.

Türkan Hanımın küçük oğlu Zekeriya, dört yaşındaydı. Oynadığı oyunu bırakmış, teyzenin koltuğu dibinde iki elini yumruk yapıp yüzüne dayamış bir şekilde, kıpırdamadan dinliyordu. Annesi ikram için mutfakla salon arasında koşturup dururken mevzu değişmişti. O da onların yanına oturup sohbetin güzelliğine kapılarak çayını yudumlamaya başladı.


“Anne, senin yerine ben namaza başlayacağım”
Tam bu sırada mutfaktan bir gürültü geldi. Arkasından da oğlunun çığlığı duyuldu. Telâşla mutfağa koştu Türkan Hanım. Misafirler de korkuyla peşinden gittiler. Oğlu bir sandalye koyarak lavaboya çıkmıştı. Bir ayağı lavabonun içinde, diğeri ise dışarıdaydı. Sandalye devrilmiş yerde dururken, oğlu da lavabonun kenarında korkmuş bir şekilde asılı duruyordu. Koşup kucağına aldı. Su içeceğini zannederek:

“İsteseydin ben verirdim yavrum, ya düşüp bir yerine zarar verseydin” diye çıkıştı.

Türkan Hanım oğlunun verdiği cevabı, uzun yıllar geçmesine rağmen hâlâ unutamaz; çünkü şöyle demişti çocuğu:

“Anne, ben abdest alacaktım. Teyze dedi ya, namaz kılmayanlara ceza verecekmiş diye. Ben de, sen ceza almayasın diye senin yerine namaza başlayacaktım.”
O an Türkan Hanım, tepeden tırnağa titrediğini hissetti. , yıllarca namaz kılmayan Türkan Hanıma oğlunun davranışıyla müthiş bir ders vermişti. Yavrusuna sarılıp dakikalarca ağladı.

Bu hikâye birçok bakımdan ders verici. Aslında çocuklar büyüklere değil, anne babalar evlâtlarına namazı öğretmeli. Çünkü, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) çocuklarımıza yedi yaşına geldiklerinde namaz kıldırmamızı ve on yaşına geldiklerinde ise ciddi bir şekilde üzerinde durmamızı emreder.

Çocuklarımıza -küçük yaşlarda gerek camilere götürerek, gerek ise evde cemaat yaparak- namazı sevdirmeli ve onlara örnek olmalıyız. Namaz çocuklara tatlı bir üslûpla, sevdirilerek anlatıldığı takdirde çocukların namaza karşı ilgi ve sevgileri kaçınılmaz olur.

alıntı





HAYDİ NAMAZA



YARAB SARILDIK SANA BIRAKMA BİZİ
GEL AŞKINLA YAK KÖR EYLE BİZİ
BİZ BİÇARE KULLARIZ KAPINDA KÖLE GİBİ
TEK İLAH SENSİN ŞÜKÜR SANA YARABBİ

NAMAZ VERDİN BİZE SECD EDELİM DİYE
KALB VERDİN BİZE GÖRELİM DİYE
DUA VERDİN BİZE ŞİFA NİYETİNE
ADINA KURBAN OLAYIM ŞÜKÜR SANA YARABBİ

BİR SULTAN GÖNDERDİN ADI MUHAMMED(s.a.v)
GÖNÜLLERİ FETHETTİ GÖRMEDEN ÜMMET
ŞEFAATİNE ULAŞMAK KOLAY MI YOKMU HİKMET
BIRAK MA NAMAZI VASİYET ETTİ MUHAMMED(s.a.v.)

haydi namaza..
sarılın namaza...
vakit öğle vakti öğle namazı vakti
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Eşimizi,dostumuzu akrabalarımızı namaz konusun da uyaralım yarın ahirette
''Sen kılıyordun ama beni hiç uyarmıyordun''

sözünü duymamak için elimizden geldiğince, tatlı dille namazın önemini anlatalım inşaALLAH.

Kulaklarin Ezani Duymuyorsa
Nefsine Yeniliyorsan

Vazifeni Erteleyip
Nasipsizlik Ve Gaflete Koşarak
El Açip Kucaklayip Variyorsan.
bak Bu Yazi Gözüne Ilişti Ise
Ve Hala Sağsan Soluk Alip Veriyorsan
Yüce Mevlam Sana Merhamet Ediyor.
hadi Kalk Aksatma,erteleme Vesveseye Kapilma.
çık Rabbinin Huzuruna Vazifeni Eda Et
İste Rabbinden Dua'nla.



kendini kandırma...!
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Eşimizi,dostumuzu akrabalarımızı namaz konusun da uyaralım yarın ahirette
''Sen kılıyordun ama beni hiç uyarmıyordun''

sözünü duymamak için elimizden geldiğince, tatlı dille namazın önemini anlatalım inşaALLAH.

Kulaklarin Ezani Duymuyorsa
Nefsine Yeniliyorsan

Vazifeni Erteleyip
Nasipsizlik Ve Gaflete Koşarak
El Açip Kucaklayip Variyorsan.
bak Bu Yazi Gözüne Ilişti Ise
Ve Hala Sağsan Soluk Alip Veriyorsan
Yüce Mevlam Sana Merhamet Ediyor.
hadi Kalk Aksatma,erteleme Vesveseye Kapilma.
çık Rabbinin Huzuruna Vazifeni Eda Et
İste Rabbinden Dua'nla.



kendini kandırma...!
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
46
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
NAMAZ HAKKINDA HADİSLER
* Osman İbnu Affan radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın şöyle söylediğini isittim: "Birinizin evinin avlusunda bir nehir aksa da bunun içinde günde beş sefer yıkansa acaba bedeninde hiç kir kalır mı?" Aleyhisalatu vesselam'ın muhatabı: "Hiçbir şey kalmaz!" dedi. Resulullah da: İşte namaz da böyledir, suyun kiri, pası giderdiği gibi o da günahları giderir."

* İbnnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Peygamberiniz (Mirac gecesinde) elli vakit namazla emrolundu. Sonra bunu beşe indirinceye kadar Rabbinize müracaatta bulundu."

* Ebu Katade İbnu Rıb'i anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah-u Zülcelal hazretleri buyurdu ki: "Senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım ve kim bunu vaktinde kılmaya devam ederse onu cennete koyacağım diye katımda ahidde bulundum. Kim de bunu vaktinde kılmaya devam etmezse katımda onun için hiçbir ahid yoktur."

* Ubade İbnu's-Samit radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah için secde eden herkese Allah bir sevap yazar ve bu secde sebebiyle bir günahını affeder, makamını da bir derece artırır; öyleyse secdeyi çok yapın."

* Osman İbnu Ebi'l-as radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben namazda çocuk ağlaması işitir, bunun üzerine kıraatimi kısa tutarım."

* Ebu Musa anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben artık ihtiyarladım. Ben rükuya gittim mi siz de rükuya gidin. Rükudan kalktım mı siz de kalkın. Secde yaptım mı siz de secde yapın. Benden önce rüku ve secdeye giden kimseyi görmeyeyim."

* Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişinin namazda iken (yapışan öteberiyi gidermek için) alnını silme işini çok yapması namazın edebine aykırıdır."

* Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Namazda iken sakın parmaklarını çıtlatma!"

* Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz esneyince elini ağzına koysun ve (haaah! diyerek) ses çıkarmasın. Çünkü bu hale şeytan güler."

* Adiyy İbnu Sabit, babası kanalıyla dedesinden, Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın şu sözünü rivayet etmiştir: "Namazda tükürmek, sümkürmek, hayız haline girmek ve uyuklamak şeytandandır."

* İbnu Ömer radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Gözlerinizin hızla kör olmaması için, namazdayken onları semaya kaldırmayın."

* Hz. Enes İbnu Malik radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Resulullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuşlardır: "Kulla şirk arasında sadece namazın terki vardır. Onu terketti mi şirke düşmüş demektir."

* Asım İbnu Amr anlatıyor: "Irak ahalisinden bir grup, Hz. Ömer'e gitmek üzere yola çıktı. Yanına geldikleri vakit Hz. Ömer onlara: "Siz kimlerdensiniz!? diye sordu. Onlar: "Biz Irak ahalisindeniz!" dediler. "İzinli olarak mı geldiniz?" dedi. Onlar: "Evet!" dediler. Onlar Hz. Ömer radıyallahu anh'tan kişinin evde kıldığı namazın hükmünü sordular. Hz. Ömer: "Ben Resulullah'a bu hususta sormuştum da: "Kişinin evinde kıldığı namazı nurdur, öyleyse evlerinizi nurlandırın" buyurdu" dedi."

* Ebu Saidi'l-Hudri anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizdenbiri namazını kılınca, ondan evi için de bir nasib ayırsın. Zira Allah Teala hazretleri, onun evine, namazından bir hayır bırakır."

ALINTI

vakit YATSI NAMAZI vakti.mevlam kabul buyursun.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt