Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mutlaka Öleceksiniz (1 Kullanıcı)

Turgay.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
337
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
Ölüm Kıyamet Cehennem

De ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir." (Cuma Suresi, 8)

Bizim, sizi boşbir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız? ( Müminun Suresi, 115)

Her nerede olursanız ölüm sizi bulur, yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile... (Nisa Suresi, 78)

Şüphesiz, kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri (küfre) dönenleri, şeytan kışkırtmış ve uzun emellere kaptırmıştır. (Muhammed Suresi, 25)

(Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan onlara bir aldanıştan başka bir şey vaat etmez. (Nisa Suresi, 120)


Ölüm sizi her an yakalayabilir.

Kimbilir o an, belki de şu andır ya da size çok yaklaşmıştır.

Belki de bu satırlar ahlakınızı yeniden düşünmeniz için ölümünüzden önce size tanınmışson bir fırsat, son bir hatırlatma, son bir uyarıdır. Siz bu satırları okurken bir saat sonra hayatta kalacağınızdan emin olamazsınız. Bir saat sonra hayatta olsanız bir sonraki saate erişeceğinizin hiçbir garantisi yoktur. Saat değil bir dakika, hatta bir saniye sonra bile hayatta olacağınız kesin değildir. Bu kitabı sonuna kadar okuyup bitireceğinizin de hiçbir garantisi yoktur. Ölüm size, büyük bir ihtimalle, bir dakika öncesinde ölmeyi hiç aklınızdan geçirmediğiniz bir anda gelecektir.

Mutlaka öleceksiniz, tüm sevdikleriniz de ölecek, sizden önce ya da sonra mutlaka ölecekler. Bundan 100 sene sonra dünya üzerinde sizin tanıdığınız hiçbir canlı insan kalmayacak.

Her insanın, kendi hayatı hakkında bitmek tükenmek bilmeyen planları vardır. Liseyi bitirmek, üniversiteye girebilmek, mezun olmak, işsahibi olmak, ev sahibi olmak, evlenip çoluk çocuk sahibi olmak, çocuğunu büyütmek, emekli olmak, huzurlu bir hayata kavuşmak gibi... Bunların dışında, herkesin, kendi içinde bulunduğu durum ve şartlara göre daha binlerce konuda çok kapsamlı plan ve tasarıları vardır.

Oysa bu planların hiçbirinin gerçekleşeceği kesin değildir. Buna karşın ölüm, yüzde yüz gerçekleşecektir.

Yıllarca çalışıp çabalayıp üniversiteye giren bir öğrenci okuluna giderken ölebilir. Ya da yeni işe giren bir kişi işine giderken veya evlenenler düğünden dönerken ani bir trafik kazası sonucunda ölebilirler. Başarılı bir işadamı ise, işlerini çabuk halledebilmek, gideceği yere daha çabuk ulaşıp vakit kazanmak ve daha çok şeyler yapabilmek için uçak yolculuğunu tercih eder. Fakat uçak düşebilir ve hayatı hiç düşünmediği şekilde son bulabilir.

Geriye kalan planlarını gerçekleştiremeden, bir daha asla tamamlanmayacak bir şekilde yarıda bırakarak, dönüşü olmayan bir yere giderler... Oysa o gittikleri yer için hazırladıkları hiçbir planları yoktur. Gerçekleştiremeyecekleri planları yıllarca en ince ayrıntısına kadar düşünmüşlerdir, ama gerçekleşeceği kesin olan ölüm hakkında hiçbir şey düşünmemişlerdir.

Peki akla ve bilince sahip bir insan hangisine öncelik vermelidir? Gerçekleşeceği kesin olan hakkında mı, yoksa olmayan hakkında mı plan kurmalıdır? İnsanların bir kısmı, kesin olmayana önem verirler. Hayatın hangi safhasında olursa olsun bütün planlarını, gelecekte daha iyi ve daha mükemmel bir hayata kavuşabilmek için yaparlar.

Eğer insan ölümsüz olsaydı, bu davranışgerçekten de mantıklı olacaktı. Fakat bütün planlar, ölüm denen mutlak sona mahkumdur. Bu nedenle, kesin olan ölümü bırakıp kesin olmayanları önemsemek, kesinlikle akıl dışıdır.

Ama insanlardan bazıları, akıllarını kaplamışgarip bir gaflet hali nedeniyle bir türlü bu açık gerçeği fark edemezler. Uzun yıllar yaşayacaklarını hatta hiç ölmeyeceklerini varsayarak sadece dünyada belirledikleri hedeflere ulaşmak için çabalarlar. Ölümle birlikte başlayacak olan gerçek hayatlarını düşünmezler. Ona yönelik bir hazırlık yapmazlar. Hesap günü bu gerçekle yüz yüze kaldıklarında ise telafisi olmayan bu büyük hatadan dolayı çok derin bir pişmanlık duyarlar.

İnsan özellikle gençliğinde ölümü hiç aklına getirmek istemez. Bunu bir son olarak gördüğü için ölümün düşüncesinden bile kaçar. Düşünmemek onun için en rahat kaçış yoludur. Oysa fiziksel kaçış ölüme bir çare olmadığı gibi, ölümü aklına getirmekten kaçınarak ölümden kurtulabilmek de mümkün değildir.


Harun Yahya

Sen Yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, herşeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın.
(Bakara Suresi, 32)



[FLASH]http://www.youtube.com/v/w9bT-ARDBoQ[/FLASH][FLASH]http://www.youtube.com/v/zbr0CL28pZI[/FLASH]
[FLASH]http://www.youtube.com/v/om3vtTAYU8g[/FLASH][FLASH]http://www.youtube.com/v/WuQyW-NT7-s[/FLASH]
 

cennet_agaci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Kas 2006
Mesajlar
2,468
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
iStAnBuLL
Kapı çalar...
Gelen postacıdır. Kucağında büyükçe bir paket. Uzattığı kağıda imza
atarsınız. Daha önceden ısmarladığınız kitaplara kavuşmanın sevincini
yaşarsınız. Zaten tatilde olduğunuzdan bu kitaplara çok ihtiyacınız
vardır. "Artık canım sıkılmayacak " deyip keyiflenirsiniz. En çok merak
ettiğinizi alıp şezlonga uzanırsınız.

Kapı çalar...
Kapıya koşarsınız. Yıllardır görmediğiniz bir dost gelmiştir.
Sevinirsiniz. Sohbetleriniz saatler boyu hatta bütün gün sürer. "Yaşamak
ne güzel" dersiniz içinizden. Hele böyle dostlar varken.

Kapı çalar...
Dürbünden bakarsınız. Kimseyi göremezsiniz. Dönüp yeniden koltuğa gömülürsünüz. Bir daha çalar. Bakarsınız, yine kimse yok. Tam o sırada bir daha çalınca kapıyı açarsınız. Komşunuzun oğlu, elindeki sopayla zile uzanmakta. Meğer tuzları bitmiş. İçeriden tuz getirirken kendi kendinize söylenirsiniz. "Elbette göremem. Keratanın boyu bir metre." Bu küçük hadise neşelendiriverir ortalığı.

Kapının her çalışında sanki mutluluğa koşmaktasınız. Huzur tüter
gözlerinizden. Her sessizlikte kulaklarınız zil sesi arar...

Ve kapı çalmaz...
O gün en büyük misafiriniz gelir. Adeta kapıyı kırmıştır. Alıp gider sizi, şaşırırsınız. "Niye haber vermedi?" diye içinizden geçirirken;
"Doğduğundan beri zile basmaktayım" der. Bir şeyler söylemek istersiniz o an. Ama o andan sonra diliniz dönmez.
Ölüm sessiz sedasız gelivermiştir...

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Hazır mısın?Zevkleri bir bıçak gibi kesen ölüme?Hazır mısın dikişsiz kefen giymeye?Hazır mısın , üç beş dostun omuzunda gitmeye?Hazır mısın Münker ve Nekir'e cevap vermeye?Hazır mısın amel defterin açılınca karşılaşacağın sürprizlere?Güveniyor musun,günah ve sevaplarınla dolu olan amel defterine?Kuran'ın lisanıyla kıyamet günü kulakları sağır eden o sese hazır mısın?

Yine kuran'ın lisanıyla" Kimsenin kimseye sahip olmadığı,emir ve hükmün yalnızca Allah'a ait olduğu muhteşem güne hazır mısın?

Yine Rabbimin lisanıyla"o gün kişi kardeşinden,annesinden,babasından,eşinden ve çocuklarından kaçar dediği günde yalnız kalmaya hazır mısın?Ve yine Rabbimin lisanıyla"o gün bir takım yüzler parlak,güleç ve sevinçlidir.Ve yine o gün birtakım yüzlerde keder bürünmüş ,hüzünden kapkara kesilmiştir.İlahi haberdeki yüzlerden hangisine bürünecek senin yüzün ey nefis!!!!!!

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Dünyada ektiğini
Biçeceksin değil mi?
Ecelin şerbetini
İçeceksin değil mi?

Çavuş ol, ister paşa
Krallar gibi yaşa
Girsen de mermer taşa
Öleceksin değil mi?

Şükreyle her nimete
Sabreyle musibete
Dünyadan ahirete
Göçeceksin değil mi?

Tapma paraya, pula!
Zulmetme sağa sola
Er geç uzun bir yola
Çıkacaksın değil mi?

Kapılma ucba kibre!
Duracak bir gün ibre
Issız karanlık kabre
Gireceksin değil mi?

Nasıl yaşarsan yaşa
Gelirsin bir gün tuşa
Amelinle baş başa
Kalacaksın değil mi?

Cani ol, ister kasap
İster bir baltaya sap
Münker Nekire hesap
Vereceksin değil mi?

Düşün ölüm anını
Kuruturlar kanını
Sen de tatlı canını
Vereceksin değil mi?
alıntı


Esselamü Aleyküm..Rabbim (c.c) razı olsun ..Mevlam cümlemize hayırlı ölümler nasıp etsin inşaAllah ..dua ile..Hayırlı geceler..
 

DuaLar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ocak 2008
Mesajlar
1,107
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Tabut

Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;
Baş tarafı geniş, ayak ucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,
Yarın kendileri dolduracaklar.

Her yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim, içinde uzanmış kalmış.

Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de,
İnsan birer birer yine giriyor.

Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek,
Çakılır çakılmaz üstüne kapak?

 

Turgay.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
337
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
Çok güzel cevaplar kardeşlerim ellerinize sağlık. Rabbim hepimizi cehennemin ateşinden korusun.
 

kinacioglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Şub 2008
Mesajlar
83
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
allah razı olsun kardeşim ölüm ancak bukadar güzel anlatılınırdı
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
ALLAH(cc) RAZI OLSUN..

ALLAH(cc) RAZI OLSUN..



SelamunAleyküm Kardeşim..
Allah(CC) razı olsun Kardeşim..Görüntülü ve etkili bir çalışma takdim etmişsiniz..Ölümü akıldan çıkarmamak ve gerekli hazırlıkta olabilmek duasıyla..
Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

Turgay.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
337
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58


SelamunAleyküm Kardeşim..
Allah(CC) razı olsun Kardeşim..Görüntülü ve etkili bir çalışma takdim etmişsiniz..Ölümü akıldan çıkarmamak ve gerekli hazırlıkta olabilmek duasıyla..
Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..

Siz de Allah'a Emanet olunuz kardeşim
 

Turgay.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
337
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
İnsan, bir yere gitmek için, belli bir yerden, oraya gidecek olan vasıtaya biner ve gideceği yere varınca da, bindiği vasıtadan iner. Ahiret yolcusu olan insanın, dünyadaki hâli de, buna benzemektedir. Ahiret yolculuğundaki son durakta, iki yer vardır. Bunlar da, Cennet ve Cehennemdir. Bunun için insan, dünyada iken bineceği vasıtayı iyi seçmesi lazımdır. Zira herkes, inansa da inanmasa da, ahiret yolcusudur.

İnsan, ruhlar âleminden itibaren yolculuğuna devam etmektedir. Şu anda hayatta olan bir insan, ister katarda, ister gemide, isterse uçakta olsun, yolculuğuna devam etmektedir. Dünya dönüyor, dolayısı ile hareket ediyor demektir. Hareket ise, bir yere gitmek demektir.
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
selamün aleyküm
ölümü bütün gerçekliyle yansıtacak görüntüler sunmuşsunuz emeginize saglık
mevla o gün bizleri hesabı kolay olanlardan eylesin
hayırla kalın
 

Turgay.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
337
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
Amin kardeşim. Allah'a Emanet Olun. Selametle
 

nurus

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ocak 2008
Mesajlar
1,079
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
gercekten cok ibretlik düsündürücü resimler..allah razi olsun insallah rabbime emanet olun,,selam ve dua ile...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt