Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslümanlar Arasi Ilişkilerde Sorumluluk (1 Kullanıcı)

istikbal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
1,236
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Uzun ve düşünülmüş yoldan.
Selemü alayküm
Elenize emeğinize sağlık güzel konular ve güzel paylaşımlar olmuş Allah c.c. yaptığınız hayırları dergah izzetinde kabul ve makbul eylesin.Hayırlı günler.Allah c.c yar ve yardımcınız olsun.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
8. Kardeşlerine Karşı Yumuşaktır.

İslam'ın hükümlerine uyan bir müslüman,kardeşleriyleiyi geçimli, onlara karşı yumuşak ve sevilen biridir.Bu,dininin teşvik ettiği üstün ahlaktan kaynaklanmaktadır.Allah Teala(CC),mü'min'leri şöyle tanımlıyor:

"İnananlara karşı alçak gönüllü,inkarcılara karşı şiddetlidirler."

Ayrıca Peygamber Efendimizin öğüdü de müslümana yumuşaklığı sevdirmektedir.O şöyle buyurur:

"Yumuşaklık,bulunduğu her şeyi süsler.Yumuşaklığın bulunmadığı her şeyde kusurludur."(Müslim)

Müslümanlar için Resulullah,her yönüyle güzelliği temsil eden, yumuşak ve üstün ahlak sahibi bir şahsiyettir."O",bir gün dahi olsa KABA konuşmamış,bir müslümana kötü bir söz sarf etmemiştir.İşte O'nun ayrılmaz bir parçası olan hizmetlisi Enes(r.a.),Efendimizin ahlakını şöyle tarif ediyor:

"Resulullah(SAV) kötü konuşmazdı.O,lanetçi ve küfürbaz biri değildi. Ayıplamak istediği zaman" Ona ne oluyor? Alnı toprağa varasıca!"
derdi"(Buhari)

Bu ibareyle Peygamberimiz,kişinin çok SECDE etmesi için de dua etmiş olurdu.
Bizim de ailemizden hatırladığımız bir azarlama şekli vardır ki; o da çocukluğumuzda annemizin bize kızdığı vakitlerde;"Allah hayrınızı versin..emi !" ifadesidir ki,kızmayı bile hayırla yad eden bu anlayışın temelinde,öyle anlaşılıyor ki,İslam ahlakı yatmaktadır.

9. Gıybet Etmez, Kardeşlerini Çekiştirmez.

Müslüman,kardeşlerinin arkasından konuşarak GIYBET etmez.
Çünkü gıybetin Kur'an-ı Kerim ile haram olduğunu bilir.

"Kimse kimseyi çekiştirmesin.Hangi biriniz ölü kardeşinizin etini yemekten hoşlanır?Ondan tiksinirsiniz.Allah'tan sakının.Allah tevbeleri daima kabul edendir,acıyandır."(el-HUCURAT:13)

İslam edebiyle edeplenmiş bir müslüman,Kur'an-ı Kerim'in belirlediği bu duruma düşmekten sakınır ve tüyleri ürperir.Bir müslümanın ölü kardeşinin etini yemesi...Onun bulunmadığı zaman aleyhinde konuşacağı kelimelerle onun etini yemiş olmak...

Müslüman bu durumdan kaçınır ve GIYBET ayetinden hemen sonra gelen takvaya yönelerek geri dönüşü olmayan bir tevbeyle Allah'a sığınır.Diline hakim olur,kardeşlerini sadece hayırla anar ve Resulullah(SAV)'in şu hadis-i şerifini hatırlar:

"Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?"
"Allah ve Resul'ü daha iyi bilir."dediler.Bunun üzerine..
"Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle arkasından anmandır."
"Söylediğim şey kardeşimde varsa?"denidiğinde,bu sefer..
"Söylediğin şey onda varsa gıybet etmiş olursun,onda yoksa iftira etmiş olursun."(Müslim)

Muttaki bir müslüman,kardeşinin etini yemekten çekindiği için açık olsun gizli olsun gıybetten sakınır.

Gıybet,müslümana yakışmayan kötü bir sıfattır.Onunla ancak iki yüzlü insanlar birbirlerini çekiştirirler.Çekiştirdikleri insanlarla karşılaşınca da yüzlerine güler,tebessüm ederler.

Halbuki müslüman gıybet ve iki yüzlülükten en fazla uzak duran insandır.Çünkü İslam ona doğruluğu telkin etmiş,söz ve davranışlarında takvayı tavsiye etmiştir.

İki yüzlülüğün NİFAK olduğunu ve nifak ile İslam'ın bir araya gelemeyeceğini çok iyi bilen müslüman,kardeşlerinin karşısına tek yüzle çıkar.Bu yüz,parlak,açık ve aktır.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
10. Haset Etmez.

Müslümana yakışmayan sıfatlardan biride HASET tir.Resulullah(SAV) hasetten müslümanları sakındırarak şöyle buyurmuştur:

"Hasetten sakının!Çünkü haset,ateşin odunu yemesi gibi iyilikleri yer bitirir."(Ebu Davud)

Nefsin hile,haset,ihanet ve düşmanlıklardan temiz olması müslümanın sıfatlarındandır.Bu temizlik müslümanı cennete kavuşturur.Bu sıfatları taşıyanlar geceyi ibadet,gündüzü oruçla geçirmeseler bile bu özellikleri sayesinde cennete gireceklerdir.
Enes b. Malik(r.a.)'dan rivayet edilen bir hadis-i şerif şöyledir:

"Resulullah(SAV) ile oturuyorduk.Buyurdu ki;

"Şimdi size cennet ehlinden biri gelecektir."Biraz sonra Ensar'dan biri çıkageldi.Sakalından abdest suyu damlıyordu...Ertesi gün Nebi(SAV) aynı sözü söyledi ve yine o adam aynı şekilde çıkageldi. Üçüncü gün yine.Nebi kalkınca,Abdullah b. Amr. b. As(r.a.),o adamı takip etmiş ve üç gün süreyle evinde misafir kalmıştı.

Bu süre zarfında adamın,sabah namazı için kalktığının dışında bir şey görmemişti.Meraklanıp adama,Peygamberimizin kendisini cennet ehli olarak tanıttığını,bu mertebeye nasıl ulaştığını sordu.
Adam;"Ben müslümanların hiçbirini aldatmayı düşünmem.Allah'ın verdiği bir iyilik için hiç kimseye haset etmem."dedi.(İmam Ahmed - Nesai)
Görüldüğü gibi,hadis-i şerif,nefsin kin ve hasetten arındığı,kalbin düşmanlık ve ihanetten kurtulduğunda kulun Allah nezdinde ameli az da olsa makamının yükseleceğine işaret etmektedir.

İslam terazisinde,kefesi daima ağır basan insan,sadık,saf ve nefsi hile,haset ve düşmanlıktan temizlenmiş bir insandır.İbadeti az da olsa,kefesi ağır basar bu insanın.Göğsü kin ve haset ile dolu bir insanın ibadeti çok da olsa kefesi hafif kalacaktır.İslam'ın istediği örnek müslüman,güzel ibadet,temiz kalp ve iyi muamelenin kendinde toplandığı,özü sözüne uygun bir kimsedir.

İşte bu tip müslümanlarda,müslümanların oluşturduğu toplum yapısı güçlenip kuvvetlenir ve Resulullah'ın belirttiği gibi,birbirine kenetlenmiş duvar gibi olur.

11. Münakaşa ve Rahatsız Edici Şakalardan Çekinir,Sözünde Durur.

Ahlak sahibi bir müslümanın önemli özelliklerinden birisi de kardeşleriyle gereksiz münaka şalara girmemesi,onlara sert davranmaması ve rahatsız edici şakalar yapmamasıdır.
Bu konuda Resulullah (SAV) şöyle buyurur.

"Kardeşinle mücadele etme,şakada iftira etme ve yerine getiremeyeceğin vaadde bulunma."(Buhari)

Çünkü gereksiz mücadele ve tartışma bir fayda getirmediği gibi,rahatsız edici şakalar da çoğu kez nefrete yol açar.Resulullah Efendimiz şaka yapardı,ancak şakasında bile sadece gerçeği söylerdi.Sahabeler de O'nun yolundan yürümüşlerdir.

Bir bedevi Peygamberimiz(SAV)'e geldi ve devesini mescidin önüne çöktürdü.Ashabdan bazıları Nuayman(r.a.) adlı sahabiye gelerek;

"..Şu deveyi kessen de yesek,canımız çok et istiyor,Resulullah parasını öder."dediler.

O'da kalkıp deveyi kesti.Sonra bedevi mescidden çıktı,bir de baktı ki,devesi kesilmiş. Başladı feryada.Mescidden çıkan Peygamberimiz,bunu kimin yaptığını sordu.Nuayman 'ın ismini verdiler.Peygamberimiz onu aramaya çıktı.Nuayman,bir sahabinin evine saklanmıştı.Birisi onun olduğu tarafı göstererek yüksek sesle;

"..Onu görmedim Ya Resulullah !"Resulullah onu saklandığı yerden çıkardı ve Nuayman'a yaptığı bu davranışın sebebini sordu.O'da;

"..Benim yerimi işaret ederek gösterenler,bana bunu emrettiler Ya Resulullah !"dedi.
Resulullah,onun yüzünü silerek gülmeye başladı ve devenin bedelini kendisi ödedi.(Hayatüssahabe)

Diğer taraftan,sözünde durmamak,nefsi bulandırır ve kalpten sevgiyi çıkarır.Sözünde durmak ve vaadini yerine getirmek imanın sıhhatine delalet eden kuvvetli bir delildir.Bu konudaki bazı ayet mealleri şöyledir:

"Ey İman edenler! Akidleri yerine getirin."(el-MAİDE:1)

"Ahdi yerine getirin.Doğrusu verilen ahidde sorumluluk vardır."(el-İSRA:34)

"Ahidleştiğiniz zaman Allah'ın ahdini yerine getirin."(en-NAHL:91)

"Ey İnsanlar!Yapmadığınız bir şeyi niçin söylersiniz?Bunu yapmanız,Allah katında büyük gazaba sebep olur."(es-SAFF:2-3)

Kişinin dini olgunluğunu namaz,oruç ve hac gibi ibadetler sağlamaz.Bunlarla birlikte,bu olgunluğu sağlayacak olan,İslam eğitimiyle şekillenen insanın iç yapısı,ahlak güzelliği ve temizliğidir.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Müslümanlar Arasi Ilişkilerde Sorumluluk

12. Doğrudur,Hile Yapmaz,Aldatmaz,İhanet Etmez.

Müslüman bütün kardeşlerine karşı doğrudur.Çünkü aldığı İslam terbiyesi ona doğruluğun bütün faziletlerin başı olduğunu öğretmiş tir.Doğruluk,sahibini cennete götürüp iyiliğe sevk eder.Yalan ise ateşe sürükleyip isyana götürür.Resulullah(SAV) bu gerçeği şöyle dile getirmiştir:

"Şüphesiz doğruluk iyiliğe götürür.İyilik de cennete götürür.İnsan doğru söyledikçe Allah katında SIDDIK olarak yazılır.Yalan ise Allah'ın emrinden çıkmaya götürür.Allah'ın emrinden çıkmak ise ateşe götürür.İnsan yalan söyledikçe Allah katında KEZZAB (yalancı) olarak yazılır."(Buhari)

Bu seviyeye ulaşan bir müslüman hile yapmaz,aldatmaz ve ihanet etmez.Çünkü doğruluğun gereği duruluk,insaf ve vefakarlıktır. Müslim'in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamberimiz(SAV) şöyle buyurur:

"Bize silah çeken bizden değildir,bize hile yapan bizden değildir."

İslam toplumu,sevgi ve nasihatin hakim olduğu ve fertlerine iyilik, doğruluk ve vefanın egemen bulunduğu bir yapıdır.Müslümanlar, doğruluk ve iyilikte birbirleriyle yarışırlar,hileden ise şiddetle kaçınır lar.Resulullah(SAV) şöyle buyurmaktadır:

"Üç kişinin kıyamet günü hasımları benim;
* Söz verip sözünde durmayan,
* Hür bir insanı satıp,parasını yiyen,
* Bir işçi kiralayıp çalıştırdıktan sonra ücretini vermeyen."

Bir başka hadis-i şerifte de şu şekilde buyurulur:

"Dört şey vardır ki,bunların kendinde bulunduğu kimse katıksız münafıktır;
* Kendine emanet verilince ihanet eden,
* Konuşunca yalan söyleyen,
* Söz verince sözünde durmayan,
* Tartışınca haddi aşan."(Buhari-Müslim)

13. Cömerttir.

Müslüman,kardeşlerine karşı son derece cömerttir.Ancak o,malını cömertlik adı altında saçıp savurmaz.Cömertlik,İslam ahlakının önemli bir bölümüdür.Sahibini güzelleştirir, yükseltir,insanlara sevdirip yaklaştırır.Mesela,bir yemek münasebetiyle yapılan buluşma lar,kardeş ve arkadaşlar arasındaki sevgi bağlarını kuvvetlendirir.

İslam,müslümanların devamlı bir araya gelmelerini teşvik ettiği gibi,aralarındaki kardeşlik bağını kuvvetlendirecek cömertliği de teşvik etmiştir.Hatta cömertlik ve kardeşlere tasadduk onların asli meziyetlerinden olmuştur.

Çünkü İslam,müslümanın davetine icabeti FARZ kılmıştır.Bu sıfat,sahabe nefislerinde iyice yerleşmişti.

Cömert olmak onlar için salih amellerin en sevimlilerinden biri olmuştu.Sahabe birbirlerinin davetine icabet eder,bu hususta gevşek davranmayı ve davete gitmemeyi GÜNAH addederlerdi.

İman kardeşliği,çokça konuşulan bir propaganda aracı değildir.O ancak, bazı haklar, yükümlülükler ve uyulması gereken bir takım kaideleri olan mukaddes bir bağdır. Bunu Allah'a ve ahiret gününe iman eden hakkıyla bilir.

Bizler bu imanın neticesini Muhacirlerin eli boş bir halde Medine'ye hicret ettikleri zaman Ensar'ın yaptıklarında görüyoruz.Hatta Ensar,Muhacir Kardeşine:

"İşte malım,buyur yarısını sen al,İşte iki eşim.Bak hangisini beğenirsen söyle onu boşayayım,iddeti bitince sen evlen."diyor,Muhacir ise:

"Allah malını ve aileni mübarek kılsın,sen bana pazarın yolunu öğret,ben çalışırım." diyordu.

Ensar,Muhacir kardeşini ağırlıyor ve evinde çocuklarının yiyeceğinden başka bir şey bulunmadığı halde müslüman kardeşini kendine ve çocuklarına tercih ediyordu.

Gerçekten de Resulullah,Ensar'ı Muhacirler'e kardeş yaptığı zaman,iman kardeşliğinin kendilerine verdiği hazzı onlar idrak etmişlerdi.Kendi nefisleri için sevdiklerini,Muhacir kardeşleri için sevmişler,dünya malını kardeşlerinden esirgememişlerdir.Hatta mallarının yarısını gönül rızasıyla,isteyerek ve kalpleri razı olarak vermişlerdir.

Cimrilik ve tamahkarlık çöllerinde kaybolmuş insanlık için Ensar ve Muhacirler 'in birbirleriyle olan kardeşliğinde alınacak ibretler,dersler ve hikmetler vardır.
 

Zisan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eki 2006
Mesajlar
29
Tepki puanı
0
Puanları
0
Bunlar aslında toplum huzuru icin her bireyin uyması gereken kurallardır.. Fakat en cokta muslumana yakısan tavırlardır..

Yusuf islam'ın bir sozunu okumustum..

Musluman olduktan sonra diyor ki; Eger musluman olmadan once muslumanları tanısaydım, musluman olmazdım!!..

Ne kadar acı ve dokunan bir soz.. Dilerim dinden sogutan degil, dini sevdirenlerden olabilelim..
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Müslümanlar Arasi Ilişkilerde Sorumluluk

14. Kardeşlerine Dua Eder.

Kendisi için sevdiğini kardeşi için de seven bir müslüman,kardeşinin arkasından dua etmeyi ihmal etmez.Bu duada kalbinin ona olan sadakat ve muhabbeti,ruhunun ona karşı berraklığı ortaya çıkar.Ona hayır duada bulunması sevgisinin kuvvetlendiğini ve kalbindeki kardeşlik bağının güçlendiğini gösterir.

Müslüman,bu sıcak duanın,kabul edilme derecesi bakımından duaların en süratlisi olduğunu bilir.Çünkü dua ihlas,sadakat ve gönül saflığı içinde yapılmaktadır.Resulullah(SAV) şöyle buyurur:

"Kabul edilmesi açısından duaların en süratlisi insanın başka birine onun arkasından yaptığı duadır."(Buhari)

Resulullah(SAV),Umre için izin istemeye gelen hz.Ömer(r.a.)' den,Kendisi için dua etmesini istemişti.hz.Ömer şöyle anlatıyor:

"Nebi (SAV) 'den Umre için izin istemiştim.İzin verdi ve şöyle buyurdu;" Dualarında bizi unutma Ey Kardeşim!"Bir söz söyledi ki dünyayı verseler o kadar sevinmezdim."(Tırmizi)

Resulullah(SAV),Ashabına kardeşlik ruhunu aşılıyor,onlara duyguları na da değer vermelerini öğretiyordu.Her münasebette onlara kardeşliğin anlamını duyuruyordu ki,müslümanların hislerinde gözü kör eden,kalbi ve gönlü paslandıran BENCİLLİĞE yer kalmasın.

Peygamberimizin ruhlardaki birlik ve beraberlik anlayışını kökleştirdi ği eğitiminin can alıcı noktalarından birisi de:

"Allah 'ım !Sadece beni ve Muhammed 'i bağışla !"diye dua eden adama;
"Onu(duayı) birçok insanlardan esirgedin." buyurmasıdır.

Böylece Allah 'ın Resulü, -beraberinde Resulullah da olsa-hayrı sadece kendine istemeyi değil,başkalarına istemeyi de öğretmiştir. İşte gerçek müslüman;Kardeş ve arkadaşlarını seven,samimi,onlara nasihat eden,şeref-mal ve namuslarını koruyan,hataları bağışlayan, onlarla iyi geçinen,kapısı açık,hoşsohbet,içi,eli,dili ve azaları temiz,cömert,doğru,vefakar,mert,sözüne sadık...

15. Merhametlidir.

Dinin emirlerini iyi kavramış bir müslümanın kalbi,merhamet çağlayanıdır.O,sadece ailesi, akrabası ve çevresine merhametle yetinmez,merhameti bütün insanlığı kucaklar.Çünkü yerdeki merhametin gökteki merhamete sebep olacağını ve gökten rahmet damlalarının üzerine akacağını bilir.Peygamberimiz(SAV) şöyle buyurmuştur:

"Sen yerdekilere merhamet et ki,Allah 'da sana rahmet etsin."(Taberani)
"İnsanlara acımayana,Allah 'da acımaz."(Taberani)

Resulullah(SAV),acıma duygusu kendinde müşahhas hale gelmiş,gönlü merhametle dolu örnek bir İnsan'dı.Bir bedevi kendisine gelerek:

"..Siz çocukları öper misiniz ? Biz onları öpmeyiz !"dedi.Bunun üzerine Peygamberimiz;
"Allah senin kalbinden acıma duygusunu çıkarmışsa ben ne yapayım ?"buyurmuştur.

Raşid Halifeler döneminde yaşanan şu hadise bizim için bir ibret vesikasıdır.hz.Ömer(r.a.) halifeliği sırasında bir kimseyi müslümanlara VALİ tayin etmek istemişti.Fakat onun çocuklarını öpmediğini duyunca bundan vazgeçip;

"Senin nefsin çocuklarına bile acımıyorsa,insanlara nasıl merhamet edersin?Vallahi seni VALİ tayin etmem."demiş ve tayin emrini gösteren elindeki kağıdı yırtmıştır.

Kurtubi 'nin el-Adevi 'den rivayet ettiği şu hadise de merhametli olmanın en çarpıcı örneklerindendir.el-Adevi şöyle anlatmaktadır:

"Yermük muharebesi günü,savaştan sonra savaş meydanında amcamın oğlunu aramaya başladım.Yanımda da bir miktar SU vardı.Kendi kendime;"Daha vefat etmemişse ona su içiririm."diyordum.Nihayet onu buldum ve;"Sana su içireyim mi?"dedim.Başıyla EVET işareti yaptı.Fakat o anda ileriden yaralı birinin iniltisi işitildi.Amcamın oğlu başıyla,suyu ONA götür,diye işaret etti.Yanına varınca bu şahsın Hişam İbni As olduğunu gördüm.Ona da;"Sana su içireyim mi?" dedim.Başıyla EVET işareti yaptı.O anda bir başka şahsın inlediğini işitince Hişam 'da,suyu ONA götür,diye işaret etti.ÜÇÜNCÜ şahsın yanına vardığımda,onun VEFAT etmiş olduğunu gördüm.Hişam 'ın yanına vardım,O da VEFAT etmişti.Amcamın oğlunun yanına varınca,onu da VEFAT etmiş buldum."

Görülüyor ki,bu ÜÇ şahıstan her biri arkadaşını,KENDİ NEFSİNE TERCİH etmiştir.Ne büyük bir fedakarlık,ne büyük bir merhamet ve ne büyük bir SEVGİ Ya Rabbi !

Merhamet dairesini genişleterek bunu bütün insanlığa şamil kılmakla yetinmeyen Resulullah,bunu HAYVAN lara da teşmil etmiştir.O,bunu yapmakla müslümanların ruhuna geniş manada MERHAMET i yerleştirmek istemiştir.Çünkü hayvana bile acıyan kalbe sahip bir insanın,müslüman kardeşine ACIMAMASI düşünülemez.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Müslümanlar Arasi Ilişkilerde Sorumluluk

16. Hayalıdır, Ayıpları Örter.

İslam müslümanların ayıp ve kusurlarını araştırmayı yasaklamıştır. Bu bakından müslüman fert,HAYA sahibidir,kardeşinin ayıbını örter.

Allah Teala ;"Birbirinizin ayıbını araştırmayınız."buyurmaktadır.

Peygamberimiz 'de;
"Bir kimse bir kardeşinin dünyada iken ayıbını örterse,Allah 'da kıyamet günü onun ayıbını örter."(Müslim) buyurmaktadır.

Ebu Hureyre(r.a.)'ın şöyle dediği rivayet olunur;
"Bir bedevi mescitte küçük abdestini bozdu.Oradakiler onu engellemek için kalktılar. Bunun üzerine Nebi(SAV) şöyle buyurdu;

"Onu bırakınız,bevlinin üzerine bir kova su dökünüz.Sizler ancak KOLAYLAŞTIRICI olarak gönderildiniz,ZORLAŞTIRICI olarak değil."
(Buhari)
Müslüman kardeşinin ayıbını araştırmak,zaaf ve kusurlu anlarını gözetlemek,ona; eziyet verir ve onu rahatsız eder.Resulullah(SAV), insanların namusuna dil uzatmanın ve kusurlarını araştırmanın tehlikesine dikkat çekerek,başkasının ayıbını örtmeyi basit görenleri kusurlarının açığa çıkacağı ve kendi evinde(eş ve çocuklarına karşı) rezil olacağı yolunda tehdit etmektedir:

"Allah 'ın kullarını rahatsız etmeyin.Onları ayıplamayın ve ayıplarını araştırmayın.Çünkü kim müslüman kardeşinin ayıbını araştırırsa Allah onun ayıbını taleb eder ve onu kendi evinde rezil eder."
(İmam Ahmed)

17. Fedakardır.

Şuurlu bir müslümanın güzel vasıflarından birisi de FEDAKAR olmaktır.Bir müslümanın fedakar olması demek;onun malını,zamanını,güç ve kuvvetini gerektiği zaman Allah yolunda feda etmesi demektir.Bu zaviyeden nakıldığında en fedakar insanların SAHABİ ler olduğu görülecektir.

Onlar mal,can ve nefislerine hoş gelen şeylerin Allah yolunda feda edilmeden cennete girilemeyeceğini ve Allah 'ın rızasına ulaşılamayacağını biliyorlardı.

Ebu Bekir(r.a.)'ın Tebük seferi sırasında malının tamamını Allah için feda etmesini,buna karşılık yardıma malının yarısıyla katılan hz.Ömer(r.a.)'ın;

"Ebu Bekir ile ne zaman hayır hususunda yarışmışsak mutlaka beni geçmiştir."

diyerek onun fedakarlığını övdüğünü hepimiz biliriz.Fedakarlığın en üst derecesi olan canı feda etmek de sahabenin en büyük arzusuydu.

Bedir-Uhud ve Hendek savaşları bunun canlı örnekleridir.Habib(r.a.)'ın Şehadeti ise başka bir güzelliktedir.hz.Habib,şehid edilmeden önce İKİ REKAT NAMAZ kılmak istemiş, müşrikler de buna müsaade etmişlerdi.Namazdan sonra müşriklerin Habib 'e;

"Şimdi senin yerinde Muhammed olsaydı da,biz seni azad edip onu öldürseydik razı olur muydun?Yemin et,doğru söyle!"

demelerine karşılık,Habib(r.a.)'ın onlara;

"Allah üzerine yemin ederek söylüyorum ki;Allah Resulü 'nün ayağına bir diken batmaktan sa ben hayatımı vermeyi,gün ışığından ve çoluk çocuğumdan mahrum kalmaya tercih ederim."demesi,

can pahasına da olsa,ne büyük bir fedakarlıktır!Bize düşen de,Allah 'ın dinini ve O 'nun Resül 'ünü her şeyin üstünde yuymak,onlara zarar gelmesini önlemek hususunda hiçbir taviz vermemektir.Bizler,Allah için malımızı,canımızı güç ve kuvvetimizi bir araya getirip feda etmez isek İslam 'ı yeryüzüne nasıl hakim kılabili riz?Unutulmamalıdır ki,pratiği olmayan bir davanın gelişip güç kazanması mümkün değildir.

Fedakar bir müslüman gece-gündüz,kar-kış,soğuk-sıcak demeden gerektiğinde kendi menfaatini de bir kenara bırakarak müslüman kardeşinin yardımına koşmalıdır.Onun prob lemini halletmek içinbütün çaba ve gayretini sarf etmelidir.Bir iş yapılacağı zaman ilk ön ce O talib olmalı,her hangi bir vazife verileceği zaman hemen vazifeyi,O üzerine almalıdır.

Müslüman kardeşlerinin yararına olacak bir işte,katiyen tembellik ve uyuşukluk yapmama lı,asla geriden gelmeyi düşünmemelidir.Daima hareketli,canlı ve gayretli olmalı, arkadaş larını da buna teşvik edip onlara örnek olmaya çalışmalıdır.

Böylesine fedakar müslümanlardan oluşan bir topluluk da fedakar olur.Birlik ve beraberlik içinde,güç ve kuvvetlerini Allah 'ın dininin hakim kılınması yolunda harcarlar.Sayısı az ama gerçekten fedakar olan bir topluluk,tembel tembel oturan,fakat sayıları kabarık bir toplu luktan daha büyük işler başarabilir.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Müslümanlar Arasi Ilişkilerde Sorumluluk

18. Sır Saklar.

Müslüman,SIR saklamayı bilir ve kardeşinin kendine emanet ettiği sırrı ifşa etmez.

SIR saklamak,kişinin mertliğini,şahsiyetinin kuvvetini ve ahlakının metanetini gösterir.Sahabe döneminde,İslam nuruyla nurlanmış, kalp ve kafaları bu nur ile aydınlanmış her kesimden insan SIR sakla mak konusunda duyarlı idiler.İmam Müslim 'in Enes(r.a.)'dan rivayet ettiği şu hadiste bu durum gayet açık bir şekilde görülür:

"Enes şöyle dedi;Ben çocuklarla oynarken Resulullah(SAV) geldi ve beni bir ihtiyacı için gönderdi.Ben anneme gidecektim.Fakat biraz gecikmiştim.Annemin yanına gidince o;

"Seni (bu zamana kadar) tutan nedir?diye sordu.Ona;

"Resulullah(SAV) beni bir ihtiyacı için gönderdi."dedim.Bana;

"İhtiyacı nedir ?"dedi.Ben de;

"O bir sırdır."dedim.Bana;

"Resulullah(SAV)'in sırrını sakın kimseye söyleme!"dedi..

Görüldüğü gibi,Enes sırrını kimseye söylememiş,annesi de onu sırrını saklamaya düşkün görünce üzerine gitmemiş,bilakis sırrını kimseye söylememesini istemiştir.İşte İslam terbiyesi budur.

SIRRI ifşa etmek,insanların müptela olduğu adetlerin en kötüsüdür. Hayatta bilinen her şey söylenmez.Bazı şeyler vardır,bunların gizli kalması gerekir.Sözgelimi evlilik hayatıyla ilgili mahremiyetin ifşa edilmemesinde olduğu gibi.

Bu tür sırları ancak şahsiyetinde kaypaklık ve basitlik görülen kimse ler ifşa ederler.Nitekim bu tür kimseler,Allah nezdinde ŞERLİLER zümresinden sayılırlar.Resulullah(SAV) şöyle buyurur:

"Kıyamet günü Allah katında insanların en şerlisi kendisine SIR veren eşinin sırlarını yayan adamdır."(Müslim)

19. Büyüklere Saygılıdır.

İslam,insanları hakir görmeyi değil,onlara HÜRMET etmeyi emretmiştir.Özellikle de takdir ve saygıya layıl iseler...Büyüğe,Alime,Fazilet Sahiplerine saygı göstermek,müslümana şahsiyet kazandıran temel ahlaki kurallardandır.Bu özelliğinikaybeden bir topluluk, kendisi ni ayakta tutan en önemli değerlerden birini yitirip asliyetini kaybeder.
Peygamberimiz(SAV) şöyle buyururlar:

"Büyüğümüze saygı göstermeyen,küçüğümüze merhamet etmeyen ve Alimimizin hakkını bilmeyen Ben 'im ümmetimden değildir."(İmam Ahmed-Taberani)

Büyüğe saygı gösterilmesi fertlerin ahlak kaidelerini anladıklarının bir işaretidir.Nefisleri nin yüceliği ve terbiyelerinin bir alemetidir.Bundan ötürü Resulullah bu güzel Sünnet 'i, müslümanların nefislerine yerleştirmeye çalışmıştır.

Büyüklere saygıda Resulullah(SAV) daha da ilerisini söyleyerek,onlara gösterilecek saygının Allah 'a gösterilecek saygı olduğunu ifade buyurmuştur:

"İhtiyar müslümana,Kur'an ayetlerini terketmeyip onunla amel eden Hafıza ve Adeletli Devlet Reisine ikram,Allah 'a saygı göstermekten sayılır."(Ebu Davud)

Resulullah(SAV)'in meclisi,mü'min'lerin ileri gelen adalet sahipleri ve takva ile birbirine üstünlüğü olan adil mü'min'lerle doluydu.Bu seçkin insanlar birbirlerini ancak takva ile üstün görürler,büyüklerine hürmet eder,küçüklerine de şefkat gösterirlerdi.

İhtiyaç sahiplerini kendi nefislerine tercih ederler,yabancıyı korurlardı.(Hayatüssahabe)

Bu gerçekler ışığında müslümanlar,kendi aralarındaki ilişkilerinde genel olarak bütün kardeşlerine,özel olarak da;Alim,Takva Sahibleri ve Faziletli insanlara karşı saygıda kusur göstermemeli,bilakis bu hususta titiz davranmalıdırlar.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
Müslümanlar Arasi Ilişkilerde Sorumluluk

20. Hasta Kardeşini Ziyaret Eder.

Bir müslüman,hasta kardeşini ziyaret eder ve bunu üzerine İslami bir borç olarak kabul eder.Çünkü Resulullah şöyle buyurmaktadır:

"Hastaları ziyaret ediniz.Aç kimseleri doyurunuz.Esirleri serbest bırakınız."(Buhari)

Bera b. Azib de şöyle der;

"Resulullah bize HASTA yı ziyaret etmeyi,CENAZE yi kajdırmayı, AKSIRANA Yerhamukellah demeyi,YEMİN edenin yeminini kabul etmeyi,MAZLUMA yardımı,DAVETE İCABETİ ve SELAMI açıktan açığa çokça vermeyi EMRETTİ."(Buhari-Müslim)

Hasta ziyaretinden daha bereketli bir amel yok gibidir.Zayıf ve hasta kardeşini ziyaret eden müslüman,Rabb 'i nin huzuruna çıkar.Allah onun amelini gözetler ve sevap verir.Allah 'ın şeref ve bereketlendir diği ziyaret ne büyük bir ziyaret,ne büyük bir ameldir!

Allah(CC) kıyamet günü:

"Ey Ademoğlu!Ben hastalandım,Beni ziyaret etmedin!"buyurur.Kul;

"Ya Rab!Sen Alemlerin Rabb 'i sin,ben Seni nasıl ziyaret ederim?"der

"Filan kulumun hasta olduğunu bilmiyor muydun ki,onu ziyaret etmedin?Onu ziyaret etseydin Beni onun yanında bulacağını bilmedin mi?"der.

Böylelikle,hasta hiçbir zaman kendisinin yalnız olduğunu hissetmez. Onu ziyaret edenlerin duaları onun acılarını hafifletecektir.Bu ise, kardeşliğin zirvesidir.

İslam'ın getirdiği bu sosyal dayanışma başka hiçbir din ve toplumda görülmez.Müslümanlar,bu güzel sünneti nesilden nesile aktardılar.

Böylece bu sünnet onların sosyal hayatlarında birbirlerine karşı sevgi,şefkat,yardımlaşma ve dayanışmanın bir simgesi oldu.Bu sünnet ile yaralar sarılır,mahzunun gözyaşı silinir,üzüntü perdesi kalkar,ümitsizlik karanlığı aydınlanır,sevgi bağları kurulur,kardeşlik bağları güçlenir,vefa kaynağı fışkırır ve ümit gülücükleri belirir.


21. Cenazede Bulunur.

Muttaki ve şuurlu müslüman,Resulullah(SAV)'in emrine uyarak cenazelerde hazır bulunur
Cenazede,İslami yoldan ayrılanları,meşgul olduğu bi'datlerden sakındırıp doğru yola davet eder ve cenaze sahiplerinin ölüm acılarını hafifletmek için onlarla ilgilenir,onları teskine çalışır.Sabredildiği takdirde nail olacakları sevaptan bahsedilir.

Müslüman,vefat eden kardeşine,Resulullah(SAV)'in,Ebu Seleme(r.a.)'a ölümünde yaptığı duayı yapar.O DUA ŞUDUR:

"Allah 'ım Ebu Seleme 'yi bağışla.Derecesini hidayete erenlerin arasına yükselt. Arkasın
dan onun yerini tutacak kimse halket.Bizi ve onu bağışla,Ey Alemlerin Rabbi!Kabrini genişletip onu oradan nurlandır."(Müslim)

Muttaki bir müslüman,cenaze defnedilinceye kadar hazır bulunur.Çünkü Resulullah(SAV) 'in haber verdiği büyük sevabı kaçırmaması lazımdır.Resulullah şöyle buyurur:

"Cenazede,namaz kılınıncaya kadar orada bulunanlara sevap olarak bir kırat, defnedilince ye kadar bulunanlara iki kırat vardır."

"İki kırat nedir?"diye sorulunca,Resulullah;

"İki büyük dağ gibidir."(Buhari-Müslim) buyurdular.

İslam,cenazeyi defnedilinceye kadar takip etmeyi teşvikle müslümanlar arasındaki kardeşliği ve vefa duygularını kuvvetlendirmektedir.Bir acısı olanlar da bu gibi durumlar da,cenazenin arkasında sıralanmış müslümanların taziyesi ile teselli bulurlar. Çünkü namaz kılanlar,ölüleri için şefaatçi olacaktır.

Avf b. Malik(r.a.),Peygamberimiz(SAV)'in bir cenaze namazı kılarken şu duayı okuduğunu duyduğunu rivayet etmektedir;

"Allah 'ım!Onu bağışla,ona acı,ona afiyet ver,onu affet ve onu güzel ağırla,yerini genişlet, onu kar,su ve dolu ile yıka,onu günahlardan beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi temizle.Ona dünyadaki yurduna bedel daha hayırlı bir aile ihsan et.Onu cennete koy,onu kabrin fitnesinden ve cehennemin azabından koru."

Avf b. Malik(r.a.) bu duayı duyunca:

"Bu ölünün yerinde olmayı temenni ettim."demiştir.(Müslim)


Müslümanın,kardeşinin ölümünde bile onu terk etmemesi,sosyal hayatın bütün boyutlarını kavradığının bir delilidir.

Hayat sadece düğünler ve mutlu günlerden ibaret değildir.Düğün de vardır..ölüm de. sevinç ve hüzün ikisi bir aradadır.Zorluk ve kolaylıkta,gülmek ve ağlamakta beraberlik vardır.Kardeşliği böylesine mükemmel tesis eden bir düzen ve yapılanma acaba başka hangi sistem,ideoloji ve hayat tarzında vardır?YOKTUR..Çünkü İslam VAHYE dayanırken, İslam 'ın dışındaki bütün sistemler BEŞER kaynaklıdır.Beşerin ise,İlahi vahyin üzerinde kurallar koyması ve LAİK AHLAK oluşturma çabası boşunadır.Çünkü bu insanın fıtratına terstir.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Müslümanların,kendi aralarındaki ilişkilerinde uymaları gereken ahlaki vasıflar şüphesiz ki,bunlardan ibret değildir.Bunlara ayrıca şu MADDELERİ de ilave etmek mümkündür:
* Hakk'a çağırması,
* Müslümanların arasını yapmaya çalışması,
* İyiliği emredip-kötülükten alıkoyması,
* Riya ve gösterişten uzak durması,
* İyiliğe teşekkür edip,mukabelede bulunması,
* Kardeşlerini sevindirmesi,
* Adaleti gözetmesi,
* Zulmetmemesi,
* Şerefli işlere talib olması,
* Kardeşinin başına gelen bela ve musibete üzülmesi,
* Yaptığı iyilikleri başa kakmaması,
* Misafirperver olması.....................vb.

Kur'anKerim ve Hadis-i Şeriflerin ışığı altında,emir ve tavsiye edilen bu hususlara dikkat eden fertler,birlik ve beraberliklerini böylece kuvvetlendirirler.Aralarındaki muhabbet, sevgi ve yardımlaşma hisleri güçlenir.Birbirlerine güven gelir.Rabb 'lerinin rızasına ve ahiretteki cennet nimetlerine kavuşurlar.

Kurtuluşa ermemiz,birbirimizi sevmek ve Allah 'ın dinine muhalefette bulunanlara karşı birlik olup beraberce hareket etmekten geçmektedir.

Sözlerimizi ASR Sure-i Celilesinin Meali ile bitirelim:

"Asra yemin olsun ki;Şüphesiz insanlık hüsrandadır.İman edenler,Salih amel işleyenler ve Birbirlerine Hakk 'ı ve Sabr 'ı tavsiye edenler bundan müstesnadır."
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
selamünaleyküm abi..çok güzel faydalı ve yerinde paylaşım olmuş..selam ve dua ile kalın..ALLAH cc emanet olun...selametle abim...
VeAleynaAleykümSelam KAAN Kardeşim ;

Öncelikle size :Teşekkür ederim..Çünkü açmış olduğum sayfayı maddelerini tek tek inceleneceğini belirtmiş olmama rağmen,bir türlü yazma imkanı bulamamış..biraz da konu "ilgi" çekmemiş boyutunda kalınca bana da sorumluluğumu unutturmuş gibiydi..Bu nedenle bana yapmam gereken bir vazifeyi hatırlatmış olduğunuz için...

Mesaj yazma-diğer konulara da gereken ilgiyi gösterme adına bir anlamda ihmale gelmişti..bu vesileyle üç günlük yazma operasyonunu sayenizde tamamlamış..üzerimizden çok Şükür bir yükün ağırlığının kalkmasının vesilesi olmuş oldunuz..Bunun içinde Allah(CC) razı olsun..

Rabbimiz başta bu günahkarı yazdıklarının bilincinde eyler..bidayette hepimiz için "Kardeşlik Şuurunun" yerleşmesine vesile kılar inşaAllah.

İlginiz için yeniden teşekkür eder..Selam ve duayla Allah(CC)'a emanet olmanızı dilerim..
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
değerli büyüğüm kıymetli abim..çok şey yazmak ve söylemek istiyorum...ama yine içimde,gönlümde kalsın..siz zaten biliyorsunuz..sorular sormak ve cevaplarınıda almak isterim..fakat sorduğum soruların kendimce cevaplarıda düşündüğüm gibi olduğundan eminim...

emeğinize,gözünüze,elinize,dilinize,yüreğinize,ilminize ve bilginize sağlık olsun...

ALLAH cc yar ve yardımcınız (yardımcımız) olsun.çok güzel faydalı ve su gibi bir çalışma hazırlık ve hizmet olmuş...

ALLAH cc sizlerin sayısını kat kat artırsın abim..selam ve dua ile kalınız...

ALLAH cc emanet olunuz...selametle...abim....
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
değerli büyüğüm kıymetli abim..çok şey yazmak ve söylemek istiyorum...ama yine içimde,gönlümde kalsın..siz zaten biliyorsunuz..sorular sormak ve cevaplarınıda almak isterim..fakat sorduğum soruların kendimce cevaplarıda düşündüğüm gibi olduğundan eminim...

emeğinize,gözünüze,elinize,dilinize,yüreğinize,ilminize ve bilginize sağlık olsun...

ALLAH cc yar ve yardımcınız (yardımcımız) olsun.çok güzel faydalı ve su gibi bir çalışma hazırlık ve hizmet olmuş...

ALLAH cc sizlerin sayısını kat kat artırsın abim..selam ve dua ile kalınız...

ALLAH cc emanet olunuz...selametle...abim....
EsSelamunAleyküm CAN KAAN kardeşim ;
Estağfirullah..İlim bize ait değil ALINTI ve kütüphane katkısı Kardeşim..Siz abinizi gerçekten gözünüzde büyütüyorsunuz..ve bir de inşaAllah Hüsn-ü Zann'nınız..ama şu var bu garib Kütüphane SEVİNÇ içinde...yıllar içinde oluşan..çocuklara hiç değilse böyle bir hazine kalsın deyip oluşturmaya çalıştığımız..eh ölmeden mirasa yeniden kendimiz konduk..Yazarken çoğu zaman Sizin de ikaz ettiğiniz gibi bence-sence olmaması için her daim elimin altında..deyim yerindeyse sırtımızı yaslayabildiğimiz güvenle faydalanabileceğimiz Kaynak Kitaplar...Bir yanlış şeyin Allah(CC) muhafaza bizden sadır olmaması için yazacağımız şeyleri de kontrol edip burada acizane serdetmeye gayret ediyoruz..Mevlam nakletme dahi olsa;bir faydayı sağlamaya matuf tüm çalışmalara katından Lütf-u Keremiyle ecrini-sevabını İhsan etsin inşaAllah..
Dua yalnızca Allah(CC) razı olsun..İnşaAllah Rabbim nasib ederse kalıcı bir şeyler yapabilmenin gayretini hepimize bahşetsin..bir kişi bile olsa..ufacık da olsa bir duayı Hak Teala rızası için burada her emek sarfeden kardeşlerimize etmeyi ihmal etmezlerse Allah(CC) katında umut kapımızın aralanmasına vesile olur inşaAllah diye kendi adıma umuyorum..Duamıda bu bilinçle her kardeşim için yapmaya gayret ediyorum..
Yeni bir sayfa açtım..tam da Sizin ikaz yazınızın olduğu gün ..inşaAllah mesaj maksatlı olduğu düşünülmez..o da biraz uzun ve hayırlı bir çalışma olacak inşaAllah.
Şimdi biraz mola aldım..birazdan devam edeceğim inşaAllah.. Kardeş sözü uzattım hakkını helal et..Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam abim..abim..amin..amin...amin...inşALLAH...selam ve dua ile kalın abim..selametle...

EsSelamunAleyküm CAN KAAN kardeşim ;
Estağfirullah..İlim bize ait değil ALINTI ve kütüphane katkısı Kardeşim..Siz abinizi gerçekten gözünüzde büyütüyorsunuz..ve bir de inşaAllah Hüsn-ü Zann'nınız..ama şu var bu garib Kütüphane SEVİNÇ içinde...yıllar içinde oluşan..çocuklara hiç değilse böyle bir hazine kalsın deyip oluşturmaya çalıştığımız..eh ölmeden mirasa yeniden kendimiz konduk..Yazarken çoğu zaman Sizin de ikaz ettiğiniz gibi bence-sence olmaması için her daim elimin altında..deyim yerindeyse sırtımızı yaslayabildiğimiz güvenle faydalanabileceğimiz Kaynak Kitaplar...Bir yanlış şeyin Allah(CC) muhafaza bizden sadır olmaması için yazacağımız şeyleri de kontrol edip burada acizane serdetmeye gayret ediyoruz..Mevlam nakletme dahi olsa;bir faydayı sağlamaya matuf tüm çalışmalara katından Lütf-u Keremiyle ecrini-sevabını İhsan etsin inşaAllah..
Dua yalnızca Allah(CC) razı olsun..İnşaAllah Rabbim nasib ederse kalıcı bir şeyler yapabilmenin gayretini hepimize bahşetsin..bir kişi bile olsa..ufacık da olsa bir duayı Hak Teala rızası için burada her emek sarfeden kardeşlerimize etmeyi ihmal etmezlerse Allah(CC) katında umut kapımızın aralanmasına vesile olur inşaAllah diye kendi adıma umuyorum..Duamıda bu bilinçle her kardeşim için yapmaya gayret ediyorum..
Yeni bir sayfa açtım..tam da Sizin ikaz yazınızın olduğu gün ..inşaAllah mesaj maksatlı olduğu düşünülmez..o da biraz uzun ve hayırlı bir çalışma olacak inşaAllah.
Şimdi biraz mola aldım..birazdan devam edeceğim inşaAllah.. Kardeş sözü uzattım hakkını helal et..Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt