Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mü'minlerin Özelliği..!! (1 Kullanıcı)

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
msn20ifadeleri2016xm9.gif


B)idrak'ın yüceliğine eremiyorsanız
inkar'ın basitliğinden sıyrılınızB)


İnsan fıtrat olarak, İslam dinini yaşamaya uygun yaratılmıştır. Zaten insan, İslam fıtratı üzerinde dünyaya geldiğine göre (Rum suresi /30 da belirtildiği gibi), bundan sonraki süreçte de İslam olmalıdır.



İşte bu öz fıtratın devamlılığını sağlamak için Yüce Allah, kitap ve Resuller gönderiyor. İnsanoğlu dünya hayatının içerdikleri ile dikkatini dağıtmasın; doğru yoldan sapmasın, geçici işler ile vaktini bitirmesin diye, hikmetli kitap ve elçileri ile uyarıyor.



Demek ki, Yüce Allah, insanın temiz ve öz halini korumak için Kur’an’ın hükümlerini emanet ediyor. Peki, insan Kur’an emanetini kaldırmaya müsait mi?
Ahzap suresi / 72: “Biz emaneti, göklere ve dağlara sunduk. Onlar bunu yüklenmekten çekindiler, korktular, endişeye düştüler. Onu insan yüklendi. İnsan, cidden çok zalim ve çok cahildir.”



Bu ayeti Kerime, beni hep düşündürmüştür. Buradaki netliği iyi anlamak gerekir. Yıllar sonra bu ayeti idrak ettim. Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ayeti Kerimede anlatılan emanet, Kur’an’dır. Gökler, yer ve dağlar bu emaneti kaldıramıyor. Çünkü emanet büyük bir sorumluluk gerektiriyor. Onu anlamak, yaşamak ve o emanetin sahibine karşı sorumluluğu yerine getirmek. Hepsi ağır bir ödev.


Ama insan bu ağır görevin altından kalkabilecek potansiyelde yaratılmıştır. İnsan dışında kime halifelik unvanı veriliyor? Elbette hiç kimseye!(Bakara suresi /30)yer ve gökler bu lütuf ile sıfatlanmamış. O halde insan, gökler ve dağlar arasında Kur’an emanetini hakkıyla kaldırabilecek potansiyeli olan tek varlıktır. Eğer isterse!


İnsanın yaradılışı, harika ve büyük bir mucize! Akıl denen emanet, gönül denen emanet, ne verimli kaynaklar! Örneğin, düşünce gücünüzü düşünün. Hangi varlıkta bu nimet var? Veya gönül hazinenizi düşünün. Örneğin, ne kadar severseniz, bir o kadar sevginiz çoğalır.


Normalde kural olarak, kullanılan şey tükenir. Oysa insan fıtratında her bahşedilen nimet kullandıkça çoğalıyor. Tüm duygularımız böyledir. İnsan kaynakları kullandıkça artıyor. İnsan çok zengin bir âlemdir. Yetenekleri ve kendine özgü üretim gücü de cabası…


İnsanı anlatmaya kalkışsak, yeni bir kitap yazmamız gerekir. Asıl konu şu ki, insan bildiğimiz âlemler içerisinde, önündeki tüm engellere ve şeytan ile adamlarına rağmen, Kur’an emanetini kaldırabilecek bir varlıktır. Şimdi bir soru daha kafamızı karıştırabilir. O halde insanın bu durumu nedir? Yani neden cahil ve zalim bir duruma düşmüştür?


Çünkü bu emanetin sahibine karşı sorumluluğunu unutmuştur! Unuttuğu için de emanetin kıymetini bilmemiştir. Kur’an’ı Kerim’in bir ismi de zikir’dir. Zikir, mana itibariyle hatırlamak demektir. İnsan zikrini, yani hatırlaması gerekeni unutmuştur.


Zikir, insanın iradesinde bulunan bir şeyi sürekli gündeme ( ön plana) getirilmesidir. Hatırda olanın sık, sık açığa çıkarılmasıdır. Hatırda olanın hatırlanmasıdır! O halde Kur’an aracılığı ile emanetin sahibi olan yüce Allah’ın iradesini sık, sık anmamız gerekmektedir.

Böylece Yüce Allah’a olan sorumluluğumuzu biliriz. Eğer emaneti korursak, göklerden, yerden ve dağlardan farklı olan konumumuz ortaya çıkacaktır.


Şimdi, kendi kendimize soralım. Acaba insan bu emaneti kaldırabilir mi? Elbette ki, evet! Çünkü bizim bir benzerimiz olan insanlar kaldırabildiler. Elbette ki, biz de kaldırabiliriz. Peygamberler, kendilerine verilen halifelik” konumunun gereğini çok güzel yerine getirdiler.



Ve Allah’u Teala da onların bu çabalarından memnun kaldı. “Onlar peygamberdi!” diyecek olursan; yine bazı müminlerden de Yüce Allah’ın hoşnut olduğunu biliyoruz. Üstelik o kadar razı oldu ki onlardan, isimleri Kur’an’da yer aldı. Ashab-ı Kehf, Hz. Hacer, Hz. Asiye, Hz. Meryem gibi.


Onlar Yüce Allah’tan aldıkları emanetin sorumluluklarını yerine getirdiler. Onlar Allah’ın rızasının tek hedef, rehberlerinin Peygamberler, kitaplarının vahy, yollarının İslam olduğundan emin oldular!

Onlar ölümden sonra Rab’lerine kavuşacaklarına da emin oldular! Tek hidayet yolunun Rab’lerine teslim olmaktan geçtiğine de emin oldular. Bu yüzden onların adları “mümin” oldu!


Yapmamız gereken tek şey bizi, Rabbimize yakınlaştıracak şeylere sarılmamızdır. Emanetimiz olan Kur’an’a ve o emaneti getiren elçiye kuvvetle tutunmak!




Unutma! Müminler özeldir, mümin olduğu sürece!
Selam ve dua ile

 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Yapmamız gereken tek şey bizi, Rabbimize yakınlaştıracak şeylere sarılmamızdır. Emanetimiz olan Kur’an’a ve o emaneti getiren elçiye kuvvetle tutunmak!

Unutma! Müminler özeldir, mümin olduğu sürece!


Selamün Aleyküm değerli Resul abimiz.. Paylaştığınız yazı çok güzeldi. Allah c.c razı olsun, ecrinizi, sevabınızı yazsın inşallah..Müminlerin bir özelliği, yeryüzünün halifeleri olmalarıdır ama, bir başka özellikleri de, bu lütfu zaman zaman ya da hepten unutmalarıdır.. Evet Kelamullah'ın yükünü, haşyetini, sorumluluğunu dağlar kaldıramazdı..Ama Rahman ve Adil olan Allah c.c, bu yükü insanın omuzlarına yüklemiştir.. O haşa, kimseye kaldırabileceğinden fazlasını yüklemiyor.. Akıl ve vicdani duyarlılığını yitirmemiş tüm insanlar bunu yaşayabilecek, uygulayabilecek kapasitededirler. İnsan olmaları ve fıtraten de Allah c.c'nin istediği insan tipine meyyal olmaları hasebiyle..Bizleri, ilahi kelamı yaşamaktan alıkoyacak türlü imtihanlarla karşılaşıyoruz, her gün, her an..En keşmekeşli anlarımızda dahi şükrü ve zikri, hamd ve tesbihi unutmayanlardan, yeryüzündeki asıl vazifemizin bilincinde olarak yaşayanlardan oluruz inşallah.Amin. Emeğinize sağlık Resul abimiz. Rabbimize emanet olun..Selam ve baki dua ile..
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
Yapmamız gereken tek şey bizi, Rabbimize yakınlaştıracak şeylere sarılmamızdır. Emanetimiz olan Kur’an’a ve o emaneti getiren elçiye kuvvetle tutunmak!


Unutma! Müminler özeldir, mümin olduğu sürece!


Selamün Aleyküm değerli Resul abimiz.. Paylaştığınız yazı çok güzeldi. Allah c.c razı olsun, ecrinizi, sevabınızı yazsın inşallah..Müminlerin bir özelliği, yeryüzünün halifeleri olmalarıdır ama, bir başka özellikleri de, bu lütfu zaman zaman ya da hepten unutmalarıdır.. Evet Kelamullah'ın yükünü, haşyetini, sorumluluğunu dağlar kaldıramazdı..Ama Rahman ve Adil olan Allah c.c, bu yükü insanın omuzlarına yüklemiştir.. O haşa, kimseye kaldırabileceğinden fazlasını yüklemiyor.. Akıl ve vicdani duyarlılığını yitirmemiş tüm insanlar bunu yaşayabilecek, uygulayabilecek kapasitededirler. İnsan olmaları ve fıtraten de Allah c.c'nin istediği insan tipine meyyal olmaları hasebiyle..Bizleri, ilahi kelamı yaşamaktan alıkoyacak türlü imtihanlarla karşılaşıyoruz, her gün, her an..En keşmekeşli anlarımızda dahi şükrü ve zikri, hamd ve tesbihi unutmayanlardan, yeryüzündeki asıl vazifemizin bilincinde olarak yaşayanlardan oluruz inşallah.Amin. Emeğinize sağlık Resul abimiz. Rabbimize emanet olun..Selam ve baki dua ile..



ALEYKÜM SELAM MÜCAHİDE KARDEŞİM.

KATKI VE DEĞERLİ YORUMLARIN İÇİN "ALLAH" RAZI OLSUN
ÜMMETİN ÇEKTİĞİ BÜTÜN SIKINTILARIN TEMELİNDE,
İSLAMIN TEMEL DEĞERLERİNİ BİLMEMENİN ZAAFI YATIYOR.

BUGÜN BULUĞ YAŞINA GELMİŞ OLAN BİR YAHUDİ VEYA HRISTİYAN
GENCİNE İNCİLİ VEYA TEVRATI KAÇ KEZ OKUDUNUZ DİYE SORDUĞUNUZDA ALACAĞINIZ CEVAP, 15 KEZ OKUDUK OLACAKTIR.

NE HAZİNDİR Kİ GÜNÜN MÜSLÜMANINA AYNI SORUYU SORDUĞUNUZDA, ALDIĞINIZ CEVAPLA SORDUĞUNUZA PİŞMAN OLURSUNUZ.

RABBİM, BU SEÇİLMİŞ ÜMMETİ GAFLETTEN DELALETTEN KORUSUN
AMİN.

ALEMLERİN RABBI OLAN"ALLAH'A EMANET OLUNUZ
BAKİ SELAM VE DUA İLE
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
mevlam razı olsun abi.güzel ve çok değerli bir konu ve yerinde bir paylaşım selam ve dua ile kalın mevlama emanet olun selametle.
 

CEVDET-71

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Nis 2007
Mesajlar
60
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
61
Unutma! Müminler özeldir, mümin olduğu sürece!

SELAMÜN ALEYKÜM KARDEŞİM BU KONUNUZDA COK GÜZEL OLMUŞ ELİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK RABBİME EMANET OLUN SELAM VE DUA İLE
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
s.a elleriniza sağlık kardeşim.eğer gönül rızanız olursa sizden birşey rica edeceğim.DUHA SURESİ diye bir konu açtım,orayı okuyup yardımcı olursanız sevinirim,tabii gönül rızanızla.ALLAH a emanet olun.....
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
Unutma! Müminler özeldir, mümin olduğu sürece!

SELAMÜN ALEYKÜM KARDEŞİM BU KONUNUZDA COK GÜZEL OLMUŞ ELİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK RABBİME EMANET OLUN SELAM VE DUA İLE



ALEYKÜM SELAM KARDEŞİM.
ALLAH RAZI OLSUN.
RABBİM YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN
ALLAH'A EMANET OLUNUZ
BAKİ SELAMLAR
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
s.a elleriniza sağlık kardeşim.eğer gönül rızanız olursa sizden birşey rica edeceğim.DUHA SURESİ diye bir konu açtım,orayı okuyup yardımcı olursanız sevinirim,tabii gönül rızanızla.ALLAH a emanet olun.....


ALEYKÜM SELAM KARDEŞİM

İNŞAALLAH-Ü RAHMAN, OKURUM...
ALLAH'A EMANET OLUNUZ.
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
sağol kardeşim,ALLAH razı olsun.sayısını da yazarsanız sevinirim.ALLAH a emanet olun...
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
elleriniza sağlık kardeşim.eğer gönül rızanız olursa sizden birşey rica edeceğim.DUHA SURESİ diye bir konu açtım,orayı okuyup yardımcı olursanız sevinirim,tabii gönül rızanızla.ALLAH a emanet olun.....



KARDEŞİM.
AÇMIŞ OLDUĞUN "DUHA SURESİ" BAŞLIKLI FORUM YAZINI OKUDUM.

ÖNCELİKLE "ALLAH" AİLEN İLE TEKRAR YUVANI KURABİLMEDE YARDIMCIN OLSUN.

ANCAK, BEN BU ANLAMDAKİ OLUŞUMLARA İŞTİRAK EDEMİYORUM.
LÜTFEN MA'ZUR GÖRÜNÜZ.

ALLAH'A EMANET OLUNUZ.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Allah’ın varlığına ve birliğine inanmak, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, kadere, hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine, hacca gitmek.. çocuk yaşlardan itibaren öğrendiğimiz, dinimizin temellerini oluşturan önemli ibadetlerden bazılarıdır.
Belki bu ibadetlerin çoğunu yapıyor olabiliriz. Gün içerisinde 5 vakit namaz kılmayı, ramazan ayı geldiğinde oruç tutmayı, Cuma namazını kaçırmamayı yeterli görüyor olabiliriz. Ancak Rabbimizin Kuran’da bildirdiği ibadetler bu kadarla sınırlı değildir.
Sevgili Peygamberimizin (sav) ve diğer tüm elçi ve peygamberlerin hayatlarını incelediğimizde, tüm yaşamlarını yalnızca Allah’a adadıklarına, yaptıkları her işte O’nun rızasını gözettiklerine şahit oluruz.
Allah’ın rızasının en fazlasını arayan bir mümin, gün içerisinde neler yapar düşünelim:
- Sabah kalktığı andan itibaren Allah’ı anacağı yeni bir güne, sağlıklı olarak başladığı için şükreder ve gününü Allah’a adar.
- Allah’ın kendisine bahşettiği nimetleri anar ve bunlar için şükreder.
- İhtiyacı olanlara yardım eder. Ancak bu konuda azla yetinmez. Çünkü Allah ihtiyaçtan arta kalanın infak edilmesini bildirmiştir.
- Menfaatleri ile çatışsa dahi olsa yalana ve sahtekarlığa asla yaklaşmaz.
- Kınayıcının kınamasından korkarak inançlarından ve ibadetlerinden asla taviz vermez.
- Zinadan, içki, kumar, fal gibi şeytan işi pisliklerden titizlikle kaçınır.
- En önemlisi Allah’ın nimetlerini durmaksızın anlatır. Çünkü tebliğ ibadeti tüm ibadetlerin başında gelir. ‘Herkesin dini kendine, ibadet dört duvar arasında yaşanmalı’ mantığı Kuran’a aykırıdır. Yüce Rabbimiz ‘Rabbinin nimetini durmaksızın anlat.’ (Duha Suresi, 11) buyurmaktadır.
- Allah’ın rızasının en çoğunu arayan insan gün içerinde tek bir anını bile boş işlerle geçirmez. Çünkü ibadet etmenin zamanı yoktur. ‘Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.’ (İnşirah Suresi, 7) ayetine uymaya ve cennet ehlinin özelliklerine dünyada iken sahip olabilmeye ve Allah’ın rızasını ve sevgisini kazanabilmeye çabalar.
- Müminler gün içerisinde sürekli Allah’ı anarlar. Dualarında sayı ve sınır yoktur. Yardımı içten bir şekilde yalnızca Allah’tan dilerler.
(Allah’ın dilemesi dışında) Çalışmadan, emek harcamadan, oturduğumuz yerden çok lüks bir otomobile sahip olamayacağımız gibi Kuran’a uygun yaşamadan da cennete ulaşamayacağımız ortadadır. (En doğrusunu Allah bilir)
Dünyayı gerçek ve sonsuz bir mekan gibi algılamak ya da ölümü bir son olarak görmek büyük bir hatadır. İbadette kendimizi yeterli görmek, Allah nasılsa affeder diyerek gevşekliğe düşmek, biraz yanar çıkarım yanılgısına kapılmak da aynı şekilde insanı sonsuz azaba sürükleyen şeytanın telkinleridir.
Bu düşüncelerden kurtulmanın tek yolu Kuran’ı okumak ve hayata geçirmektir. Geri dönüşü mümkün olmayan zamanı çok iyi kullanıp Allah’ın rızasının en çoğunu arayalım. Pişman olmadan önce Allah’ın uyarılarına kulak verelim. Müminlerle beraber ahirette Rabbimizin yüzünü görebilmek, rızasını kazanabilmek ve cennet mekanına ulaşabilmek için hayatımızı, dirimizi ve ölümüzü tek sahibimiz olan Allah’a adayalım.
Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki: “keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimiz’in ayetlerini yalanlamasaydık ve mü’minlerden olsaydık.” (En’am Suresi, 27)
Altuğ Öztürk
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt