H
yaşamının bir evresinde insanı kamil olmak isteği ile benzemeye çalışma ve eserin ancak onu yapanın bir cüzü olması, mukallitin imanı yada taklid-i iman.
efendimiz(SAS) anlamak tanımak ve yaşadığı hayatı hakkı hayat etmek siyer hadis ve akıl ile hem dem edilmiş hayat.
siyer ve hadis bir kağıtta toplanmakla özü ağaç olan kağıdın geri dönüşümü hamur gibi gözükür. o ekber zat(SAS) o kağıtta yazılanların daha fazlasıdır. yani et kemik ve sanat ve zevk ve neşve ancak tek boyutlu sahifede müteşekkildir ve kiş bir frandantel olur o kağıda yapışır kalır ruh üflenmezse kağıda yapışık yüzeyi ile anlayışı 2 boyutlu kalır derinliği olmayan din ve hayat anlayışı.
o kağıtlar hem dem edilse siyer hadisle karıştırılıp erititlip hamur yapılıp bu hamura insan şekli verilse o kişi o zat-ı ekber(SAS) olur mu.
ruh üflemek demek secde edilmek tazim edilmek demek ne demek. kelamı okuyan kaset gibi hafız sony olmak ne demek. aleyhisselatü ve selamı anlamak kelam siyer ve hadis ölçüleri içinde ALLAH(cc) yol göstermesi yani emrine riayet ve onu rab bilip ona itattla mümkün ya itaat yoksa. o zaman başta hadis bir put olur işe yaramadığı düşünülen noktada yani reel hayatta yer almaz denir. hani bu dünyanın ve ukbanın sahipleri, kendini kandıran dindarlar onların cehennemlik olduğunu söyleyip şeytanı haklı çıkarıyor evet insanlar isyanın eseridir diyor da ehsap sorulacak mülkün sahibi olan ALLAH(cc) daha beni anlmamış dedirtiyor ve yaratılış merhalesini tamamlatmıyor. o zaman ne olur.
hadis ve siyer ALLAH(cc) emrine riayet noktasında eksik kalan hususların tamalayıcısı yani isyanın nisyanı gibi durmaya başlar. frandantel olan şahıs kağıda yapışır ve ihata eksikliği ile dünya bizim megolamanisi yaşar. atı alanlar çoktan üsküdara gitse de.
dünya ALLAH(cc) ündür ve kime ne isterse verir. eksik kalkışmalar eksik verişlere neden olur. hamurdan insan yapan ona ruhu kendi üfleyemeyeceğini anlayınca o kağıdın özüne şamil hayat sahibine selam yollar: Allahümme salli ala seyyidina muhammed.
eksik olan o muhammedi ruha kağıdın üstündeki hali kadar değer vermek öncesi ve sonrası olmayan o ezel ve ebedin varın ve yoğun rabbinin (CC) izni olmaksızın o mübarek şahsın(SAS) bir iş yapmış olmayacağına inanmak.
yapılan işler ALLAH(cc) izninden ve rahlesinden geçer. dünyaya öyle düşer. izinsiz ve rahlesiz işler ne olacak. bu dünya megolaman olmayan kendini kandırmayan insana nasıl cehennem olur. nasıl mümmin sıfatını tartışır hale gelir ve kavganın asıl evsahipliğini kendi ruhu ve sevdikleri alır.
siyer ve hadis ve onun yaşayıcısı(sas) in ruh dünyası insan ve abd olan yüzünün gerçek halini bilmek. onun insan tarafına dokunmak ve asla olmayacağı bir şeyi ondan talep etmemek. ona danışan şöyle duydu da yaptı. mukallit olan biz de bunu salık verdik. ve tahkiki imanlar taklid-i iman oldu.
özünde ALLAH(cc) bağlanmış olmayanın imanları, fos fos etmeye başladı. o azim yolun sahibi şimdi yalnız. hani ALLAH(cc) diyenler, o yolda gidenler kandırılmış hani o nerde diyenler. hayat tekvir eden bir kitap ve biz kalıcılarız gidin siz döğüşün diyen yahudi zihniyeti.
ALLAH(cc) tanımak ve zulme şerik olanın kendi putu olduğuna kendini inandırmak. müdaheleleri men etmek için ondan medet ummak. beni benim mukallitliğimden kurtar. o ekber zat(SAS) yazılanların et kemik giymişidir. ve ruh ve sevgi ve aşk ve ihsan ve ihlas ve neşe ve zevk ve sanata dair bir şey yoksa onun gösterdiği hakikat keşke görmez olaydımı gerektirir. arana kan bulundu demek ne demek.
kişi görmek ister önünü ve ithama varır bazen nerdeydiniz hesabını sorduğunuz hayat acı bir tatla yaşanırken kalpleri gözleri gönülleri burkarken. naz dedik ya . naz bittiğinde istersek seni kör haşrederdik demek de ne. işte taklid-i iman çatırdadı. verilen nimetler alınarak sorgulama başlar. ve bir daha verilmeyeceğini iddia edilerek. bu hesap meydanında ALLAH(cc) olmadığı iddiia edilerek. orada her türlü haram açıktır ve nerdesin sorgulanır sorgucu bu hal senin halin der sorgulanan ben onu(CC) böyle bilmezdim der ahali garip kalır kitabı ve peygamberi garip bıraktığı yıllara nazire. nerede hesabını sorduğunuz ırz namus haysiyet nerede hesabını sorduğunuz vicdan sus payım bana dokunmayan yılandı ve ben anladım. o yılanı sesizleştirip sonra da hesaba çekmek ha.azap hesaptır, hesapta azap olur.
işte o hesap firavunun iddiasının ortasında kalan taklid-i imandı ve siyer ve hadis o imanı kurtaramıyordu.
ameli görmek demek bu demekti. ben göremediğime inanamam ama nesine kendisine değil sevgisine. ben ordaydım diyen ruh firavunlaşmış nefislerin hali ve onun yardakçısı kendini bilemeyecek kadar eski sarhoşluğunda olan dünya ahalisi.sorgulandığı yerin şidddeti ile kendine gelen sarsılan insan ve başında görmek istediği o zat-ı ekber(SAS). HAL KIYAMET OLUNCA KAMET KAZANAN OLUR BÜYÜKLER. gerçek büyüklük 3-5 satır kelam değil ona ruh veren onu aşkla yazdırandır. ihlas ve ihsan o sayfalArda görülmez ruhlarda yaşanır. ve herkes o yaşayan ruhu mukallit olmayan taklitçiyi arar. herkes onun cüzünü olşturur ve tastamam bir insan şeklini oluşturur. İşte şimdi o hesabı sorulan ruha gözükme ve ona kıyameti anlatma vakti der birisi. genç kız gibi iffet oluncA karşısına HZ.CİBRİL çıkar ve ona taklitmisin hakikat miyi sorar. sana dokunmadan bir kıyamet senaryosu hazırlatıp onu tüm insanlığa okutacam da kendine dokunmadan yaktığımız yüzlerce insan göstereceğiz. asıl kudret babasız çocuk getirmek değildi zaten hepiniz babsızdınız, bizim azabımızı gördüğünüzde hepiniz çocuklarınızı bize bıraktınız, asıl mucize o babasız çocukla kıyametin ateşini evine atmaktı.
o zat-ı ekber(sas) o ellerinden alınan azapta bırakılan çocuğun selamını kendine bahane ederek geldi. babasız ve anasız kalmak ne demek anladın mı diyerek. yetim ve öksüzlük ne demekmiş. ve kimmiş bu alemde bir baba olarak rasul bir insan olarak rasul sorusunu sorduran.
hadis ve siyerin çok fevkinde olan efendimiz(SAS) ALLAH(cc) övgüsüne mazhar olması demek ne demek. insanı hamur yaptı hz. cibril (AS) ve şekil verdi eliyle bir peygambere verilen mucizeyi HZ.İsa(AS) mucizesini kendi yaptı ve iffet ile ona el uzatan dışında izin vermedi.
izin verilenleri görünce o taklid-i iman sahibi yanında gezen o zatın(SAS) selamlarını çoktan almış da onunla hesap kitapta olanların hesabını kitabını görüyor, o defterleri düren müthiş azap sahibi(AC) İle işleri evirip çeviren o meleği alanın sessizlerini dinliyordu.
muhatap olarak insan bir kağıt parçası olmamakla derdi dinlenmeye ve ses verip söz verip anlatılmaya değen olandır. bir halifedir. o hamur edilir bir zat tarafından eğer içinde güzele dair şeyler varsa mübarek bir şahsa kadar gider o ruh, son şekliyle arz edilir ALLAH(cc) o da ona verdiği mülkü haber verir. tebarakellezi biyedihil mülkü ve hüve ala külli şeyin kadir. sadakallahul azim.
ALLAH(cc) bizlerden razı olsun.
efendimiz(SAS) anlamak tanımak ve yaşadığı hayatı hakkı hayat etmek siyer hadis ve akıl ile hem dem edilmiş hayat.
siyer ve hadis bir kağıtta toplanmakla özü ağaç olan kağıdın geri dönüşümü hamur gibi gözükür. o ekber zat(SAS) o kağıtta yazılanların daha fazlasıdır. yani et kemik ve sanat ve zevk ve neşve ancak tek boyutlu sahifede müteşekkildir ve kiş bir frandantel olur o kağıda yapışır kalır ruh üflenmezse kağıda yapışık yüzeyi ile anlayışı 2 boyutlu kalır derinliği olmayan din ve hayat anlayışı.
o kağıtlar hem dem edilse siyer hadisle karıştırılıp erititlip hamur yapılıp bu hamura insan şekli verilse o kişi o zat-ı ekber(SAS) olur mu.
ruh üflemek demek secde edilmek tazim edilmek demek ne demek. kelamı okuyan kaset gibi hafız sony olmak ne demek. aleyhisselatü ve selamı anlamak kelam siyer ve hadis ölçüleri içinde ALLAH(cc) yol göstermesi yani emrine riayet ve onu rab bilip ona itattla mümkün ya itaat yoksa. o zaman başta hadis bir put olur işe yaramadığı düşünülen noktada yani reel hayatta yer almaz denir. hani bu dünyanın ve ukbanın sahipleri, kendini kandıran dindarlar onların cehennemlik olduğunu söyleyip şeytanı haklı çıkarıyor evet insanlar isyanın eseridir diyor da ehsap sorulacak mülkün sahibi olan ALLAH(cc) daha beni anlmamış dedirtiyor ve yaratılış merhalesini tamamlatmıyor. o zaman ne olur.
hadis ve siyer ALLAH(cc) emrine riayet noktasında eksik kalan hususların tamalayıcısı yani isyanın nisyanı gibi durmaya başlar. frandantel olan şahıs kağıda yapışır ve ihata eksikliği ile dünya bizim megolamanisi yaşar. atı alanlar çoktan üsküdara gitse de.
dünya ALLAH(cc) ündür ve kime ne isterse verir. eksik kalkışmalar eksik verişlere neden olur. hamurdan insan yapan ona ruhu kendi üfleyemeyeceğini anlayınca o kağıdın özüne şamil hayat sahibine selam yollar: Allahümme salli ala seyyidina muhammed.
eksik olan o muhammedi ruha kağıdın üstündeki hali kadar değer vermek öncesi ve sonrası olmayan o ezel ve ebedin varın ve yoğun rabbinin (CC) izni olmaksızın o mübarek şahsın(SAS) bir iş yapmış olmayacağına inanmak.
yapılan işler ALLAH(cc) izninden ve rahlesinden geçer. dünyaya öyle düşer. izinsiz ve rahlesiz işler ne olacak. bu dünya megolaman olmayan kendini kandırmayan insana nasıl cehennem olur. nasıl mümmin sıfatını tartışır hale gelir ve kavganın asıl evsahipliğini kendi ruhu ve sevdikleri alır.
siyer ve hadis ve onun yaşayıcısı(sas) in ruh dünyası insan ve abd olan yüzünün gerçek halini bilmek. onun insan tarafına dokunmak ve asla olmayacağı bir şeyi ondan talep etmemek. ona danışan şöyle duydu da yaptı. mukallit olan biz de bunu salık verdik. ve tahkiki imanlar taklid-i iman oldu.
özünde ALLAH(cc) bağlanmış olmayanın imanları, fos fos etmeye başladı. o azim yolun sahibi şimdi yalnız. hani ALLAH(cc) diyenler, o yolda gidenler kandırılmış hani o nerde diyenler. hayat tekvir eden bir kitap ve biz kalıcılarız gidin siz döğüşün diyen yahudi zihniyeti.
ALLAH(cc) tanımak ve zulme şerik olanın kendi putu olduğuna kendini inandırmak. müdaheleleri men etmek için ondan medet ummak. beni benim mukallitliğimden kurtar. o ekber zat(SAS) yazılanların et kemik giymişidir. ve ruh ve sevgi ve aşk ve ihsan ve ihlas ve neşe ve zevk ve sanata dair bir şey yoksa onun gösterdiği hakikat keşke görmez olaydımı gerektirir. arana kan bulundu demek ne demek.
kişi görmek ister önünü ve ithama varır bazen nerdeydiniz hesabını sorduğunuz hayat acı bir tatla yaşanırken kalpleri gözleri gönülleri burkarken. naz dedik ya . naz bittiğinde istersek seni kör haşrederdik demek de ne. işte taklid-i iman çatırdadı. verilen nimetler alınarak sorgulama başlar. ve bir daha verilmeyeceğini iddia edilerek. bu hesap meydanında ALLAH(cc) olmadığı iddiia edilerek. orada her türlü haram açıktır ve nerdesin sorgulanır sorgucu bu hal senin halin der sorgulanan ben onu(CC) böyle bilmezdim der ahali garip kalır kitabı ve peygamberi garip bıraktığı yıllara nazire. nerede hesabını sorduğunuz ırz namus haysiyet nerede hesabını sorduğunuz vicdan sus payım bana dokunmayan yılandı ve ben anladım. o yılanı sesizleştirip sonra da hesaba çekmek ha.azap hesaptır, hesapta azap olur.
işte o hesap firavunun iddiasının ortasında kalan taklid-i imandı ve siyer ve hadis o imanı kurtaramıyordu.
ameli görmek demek bu demekti. ben göremediğime inanamam ama nesine kendisine değil sevgisine. ben ordaydım diyen ruh firavunlaşmış nefislerin hali ve onun yardakçısı kendini bilemeyecek kadar eski sarhoşluğunda olan dünya ahalisi.sorgulandığı yerin şidddeti ile kendine gelen sarsılan insan ve başında görmek istediği o zat-ı ekber(SAS). HAL KIYAMET OLUNCA KAMET KAZANAN OLUR BÜYÜKLER. gerçek büyüklük 3-5 satır kelam değil ona ruh veren onu aşkla yazdırandır. ihlas ve ihsan o sayfalArda görülmez ruhlarda yaşanır. ve herkes o yaşayan ruhu mukallit olmayan taklitçiyi arar. herkes onun cüzünü olşturur ve tastamam bir insan şeklini oluşturur. İşte şimdi o hesabı sorulan ruha gözükme ve ona kıyameti anlatma vakti der birisi. genç kız gibi iffet oluncA karşısına HZ.CİBRİL çıkar ve ona taklitmisin hakikat miyi sorar. sana dokunmadan bir kıyamet senaryosu hazırlatıp onu tüm insanlığa okutacam da kendine dokunmadan yaktığımız yüzlerce insan göstereceğiz. asıl kudret babasız çocuk getirmek değildi zaten hepiniz babsızdınız, bizim azabımızı gördüğünüzde hepiniz çocuklarınızı bize bıraktınız, asıl mucize o babasız çocukla kıyametin ateşini evine atmaktı.
o zat-ı ekber(sas) o ellerinden alınan azapta bırakılan çocuğun selamını kendine bahane ederek geldi. babasız ve anasız kalmak ne demek anladın mı diyerek. yetim ve öksüzlük ne demekmiş. ve kimmiş bu alemde bir baba olarak rasul bir insan olarak rasul sorusunu sorduran.
hadis ve siyerin çok fevkinde olan efendimiz(SAS) ALLAH(cc) övgüsüne mazhar olması demek ne demek. insanı hamur yaptı hz. cibril (AS) ve şekil verdi eliyle bir peygambere verilen mucizeyi HZ.İsa(AS) mucizesini kendi yaptı ve iffet ile ona el uzatan dışında izin vermedi.
izin verilenleri görünce o taklid-i iman sahibi yanında gezen o zatın(SAS) selamlarını çoktan almış da onunla hesap kitapta olanların hesabını kitabını görüyor, o defterleri düren müthiş azap sahibi(AC) İle işleri evirip çeviren o meleği alanın sessizlerini dinliyordu.
muhatap olarak insan bir kağıt parçası olmamakla derdi dinlenmeye ve ses verip söz verip anlatılmaya değen olandır. bir halifedir. o hamur edilir bir zat tarafından eğer içinde güzele dair şeyler varsa mübarek bir şahsa kadar gider o ruh, son şekliyle arz edilir ALLAH(cc) o da ona verdiği mülkü haber verir. tebarakellezi biyedihil mülkü ve hüve ala külli şeyin kadir. sadakallahul azim.
ALLAH(cc) bizlerden razı olsun.