Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müjde...YÜZDE 63 GAZZEDE SAVAŞMAK İSTİYOR (1 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Türkiye'de İsrail'e duyulan nefret arttı
Terör devleti İsrail’in, Gazze’ye saldırmasından sonra Türkiye’de Filistin’e karşı hassasiyet arttı.
23 Şubat 2009 / 16:50
Reklam
GENAR'ın gençler arasında yaptığı araştırma, bu eğilimi gözler önüne serdi. 18-30 yaş arasında 832 kişiyle yapılan anket, gençlerin Filistin'e karşı hassasiyetlerinin arttığını gösterdi.

Araştırmaya katılanların yüzde 92.4'ü İsrail'in saldırıları konusunda kendini Filistin'in yanında hissettiğini söylüyor. Yüzde 6.7'si her iki tarafta da hissetmediğini, sadece yüzde 1'lik kısmı ise Siyonist İsrail'in yanında hissettiğini ileri sürüyor. Araştırmada en nefret edilen ülke yüzde 57.2 ile İsrail olurken, ABD yüzde 32.8 ile ikinci sırada geldi. Araştırmada en sevilen ülke ise Filistin çıktı.

Ocak ayı sonunda yapılan ankete katılan gençlerin yüzde 97.5'i terörist İsrail'in, Gazze'de kitlesel katliam yaptığını söylüyor. Yüzde 2.5 ise İsrail'in kendini savunduğunu iddia ediyor.

Araştırmaya katılanlardan yüzde 71.9'u terör devleti İsrail'in son Gazze saldırısına karşı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın söylemlerini desteklediklerini ifade ediyor.

TÜRKİYE HALKINDA, FİLİSTİN'E KARŞI HASSASİYET ARTIYOR
Katılımcılara, Siyonist İsrail'in son Gazze saldırısı karşısında Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin diplomatik ataklarının yeterli bulunma durumu soruldu. Gençlerin yüzde 48.8'i yetersiz bulurken, yüzde 12.2'si kısmen yeterli bulduğunu, yüzde 16.2'si yeterli bulunduğunu; ancak daha aktif olunması gerektiğini, yüzde 22.8'i de yeterli bulduğunu kaydediyor.
Gençlere son Gazze saldırısından sonra Türkiye'nin yapması gerekenler ile ilgili bazı ifadelere katılma durumu soruldu. “Türkiye'de kapsamlı yardım kampanyası başlatılmalı ve bu yardımların acilen ulaşması için gerekli altyapı çalışmalarının yapılmasını” isteyenler 88.2 oranında çıktı. İsrail'le yapılan bütün stratejik ve ticari anlaşmaların iptal edilmesini isteyenler yüzde 72.1 olarak tespit edildi. “Gönüllü olarak Gazze'ye savaşmak için gitmek isteyen kişilere imkân verilmelidir” diyenler yüzde 59.4 oldu. “Barış gücü olarak Mehmetçik Gazze'ye gönderilmelidir” diyenler yüzde 59 çıktı. Gençlerin yüzde 63.2'si Gazze'ye gönüllü olarak gitmek istiyor.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Yahudiyi Kriz Vurdu! Dükkanları Yağmalıyorlar İsrail’in önde gelen gazetesi, ülkedeki ekonomik krizin boyutlarını gözler önüne serdi. Onlarca İsrail şirketi kapandı, çalışanlar ve halk marketlere saldırarak yağmaladı.
06/03/2009
1600.jpg
İsrail Merkez Bankası Başkanı ve Uluslararası Para Fonu (IMF) eski başkan yardımcısı ünlü ekonomist Stanley Fischer, önceki gün yaptığı açıklamada, İsraillileri kendi kendilerine işlerini yönetmeye ve hükümetten çözüm beklememeleri çağrısında bulundu.​
39548.jpg

İsraillilerin beklemediği bu açıklama, herkesi panik içine soktu. Birçok şirketin iflas ettiği ve diğerlerinin ise küçültmeye gittiği İsrail’de işsizliğin hat safhaya vardığı bildirildi. İsraillilerin bazı şehirlerde marketleri yağmaladıkları belirtildi. El Celil şehrinin Hatsor bölgesinde kalabalık İsrailli bir grubun marketlerin içini tamamen boşalttıkları kaydedildi.
39549.jpg


İsrail gazetelerinden ‘İsrael Hayom / İsrail Bugün” gazetesi dün bir sayfasını İsrail’deki yağmalamalara ayırarak, “Hatsor elcelil Sıkıntı ve Umut Arasında” başlığını kullandı. Gazete şunları yazdı: “İsrail’de ekonomik krizi kendini böyle gösterdi: Gıda Pazarlama şebekeleri iflasını ilan etti ve çöktü. İşçiler ve bölge sakinleri marketleri yağmaladı. Bir grup kimliklerini gizlemek için maske kullandı.”

İsrail’e boykot etkili oldu

39551.jpg

İsrail’de yaşanan yağmalama görüntülerinin üçüncü dünya ülkelerinde görmeye alışık olduğumuz manzaraları yansıttığını belirten gazete, fakat bu görüntülerin Hatsor ve Safad’da çekildiğini kaydetti. Aylardır maaşlarını alamayan çalışanların başta bulundukları iş yerlerini yağmaladıklarına dikkat çeken gazete, işçilerin iş yerine ait arabalardan, elektrik tesisatından, çantalardan ve duvarda asılı tablolara kadar her şeye yağmaladıklarını vurguladı.
39552.jpg

Alışveriş merkezlerindeki yağmalama eylemlerine bu marketlere gıda satan şirketlerin de katıldığı ifade edildi. İsrail gazetesi, yağmalamayı gören sokaktaki çocuk ve kadınların da marketlere saldırdığını bildirdi. İsrailli Yossi Kkon, suç şebekelerinin çalışanları kasalara dokunmamaları şartıyla yağmalamaya teşvik ettiğini söyledi. Kkon, çalınan eşyalarının büyük bir kısmının çalışanlar tarafından evlerine götürüldüğünü ve bir kısmının da pazarlar da satışa sunulduğunu belirtti.

39557.jpg

İsrail polisinin yağmalama karşısında sessiz kalmasını eleştiren İsrail gazetesi, Hahamlar Birliği’nin sosyal yardımların derhal çoğaltılması çağrısında bulunduğunu kaydetti. Önümüzdeki günler işsizliğin daha da artacağını belirten Hahamlar, İsrail geneline kaosun yayılmasını engellemek için büyük çaba sarf edilmesi gerektiğini açıkladı.
39556.jpg


Bu arada, İsrail’deki ekonomik krizin büyümesinde dünya genelinde İsrail ürünlerine karşı alınan ambargoların da etkili olduğu vurgulandı.

39559.jpg

 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
ABD borsaları çöktü

http://www.borsazamani.com
trans.gif
Uluslararası piyasalarda sular bir türlü durulmuyor. Dünyanın
borsa_yabanci94.jpg
en büyük otomotiv şirketi olan GM'in iflasın eşiğine gelmesi ve bankacılık hisselerinde yoğunlaşan satışlar, ABD borsalarında çok sert hareketlere neden oldu.

Dow Jones yüzde 4.1 kayıpla 6 bin 594 puana gerilerken, 15 Nisan 1997'den sonraki en düşük seviyesine oturdu. Benzer şekilde S&P 500 yüzde 4.3 düşüşle 18 Eylül 1996, Nasdaq Bileşik Endeksi de yüzde 4 kayıpla 12 Mart 2003'ten bu yanaki en düşük seviyelere geriledi.

Uzmanlar, açılıştan itibaren yoğun satışların yaşandığı borsalarda, GM'le başlayan kötü haber akışının ve banka hisseleri üzerindeki baskıların etkili olduğunu belirtti. Ayrıca endekslerin teknik destek seviyelerinin de altına sarkması piyasadaki satış hareketinin zincirleme olarak yayılmasına neden oldu.

ABD'de Ekim 2007'de başlayan ayı piyasası gelinen noktalar itibariyle borsaların yarısnı götürdü. Ekim 2007 ile dünkü kapanışlar baz alınarak yapılan değerlendirmeye göre, Dow Jones yüzde 51.5, S&P 500 de yüzde 54.5 değer yitirdi. Dow Jones'ta sadece 2009 başından itibaren yaşanan düşüş ise yüzde 20'yi aştı.

DEVLER TEPETAKLAK OLDU

ABD borsalarında dün yaşanan düşüş dev şirketlerin hisselerini de yere serdi. ABD'nin en büyük bankacılık grubu olan Citigroup'un hisseleri tarihinde ilk kez 1 doların altına sarktı ve 97 senti gördü. Zor durumdaki sigorta devi AIG'in hisseleri yüzde 16, GM hisseleri de yüzde 17 değer yitirdi...
 

alisay

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eyl 2008
Mesajlar
277
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
başlarını yesinler ş....sizler.

bu güzel görüntüleri bizimle paylaştığın için ALLAH razı olsun.
 

aikoay

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eki 2008
Mesajlar
53
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Allah'in sopasi yok bunlar baslangic, daha baslarina neler gelecek onlarin...Yanlarina mi kalacakti onca mazlumun ahi?
cok sagol kardes yuregine saglik
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
"ABD Afganistan’a gömülen son ulus olacak" Önce Büyük İskender geldi, sonra Moğollar ve en son Sovyetler. Hiçbiri barınamadı bu dağlar ülkesinde. Sırada Hazar’ı Hint Okyanusu’na bağlamayı hayal eden Obama
14/02/2009
1417.jpg
ABD’Yİ AFGANİSTAN’DA BEKLEYEN DEVASA TUZAK


Michael Payne*
Almanya ve Japonya tehdidinin İkinci Dünya Savaşın’da bertaraf etmesinden beri Amerika, tarihi bir delalet içerisinde gibi görünüyor. Vietnam’da zorunluluktan değil keyfi bir savaş çıkardık ve kaybettik. Bu bozgunu Irak’ı işgal ve ilhak ederek ikiye katladık ve şimdi Afganistan’daki askeri edimlerimizi artırmak için planlar yapıyoruz. Korkarım bu bizi devasa bir tuzağa ve felakete sürükleyecek.
Asla başlatılmaması gereken iki heykeli dikilecek hatadan sonra, tarihten ders alacağımızı düşünebilirsiniz ancak nereden bakarsanız bakın hiçbir şey öğrenmemişiz. Ulusal iflasın kenarında sendeleyen ABD, şimdi Afganistan’daki kumarın bahislerini birlik sayısını artırarak yükseltmenin eşiğinde. Niyet Irak’ı hafifletmek ve askeri birlikleri tarihte her işgalcinin amaçlarında başarısız olduğu bir ülkeye transfer etmek.
ABD ve onun NATO müttefikleri Afganistan’da 7 yıldan beri bulunuyor. Ordumuz tarafından ilk başlarda büyük darbe alan ve çaresiz durumdaki Taliban, yeniden canlandı, güçlendi ve çeşitli aşiret gruplarıyla birlikte Afganistan’ın büyük bir kısmını artık kontrol ediyor.
ABD savaş şahinlerinin talihsiz yan hasar olarak adlandırdığı masumların bombalanmasının müteakip tekrarı Afganları çileden çıkarttı. Artık kovulması gereken nefret edilen bir işgalci olarak görülüyoruz. Bu ülkede varlığımız için kesin bir neden olmadığını anlamak için yolumuza çıkan daha ne kadar masum çocuk, anne ve baba ölmek zorunda, kaç tane daha düğünü yok etmeliyiz? ABD ve NATO’nun bu yabancı ulusta savaşmaya devam etmesi için mantıklı ve ahlaki bir neden öne sürebilecek herkesle tartışabilirim. Savaş şahinler ahkam keserler ancak hiç mi hiç neden yok. Bu basitçe keyfi çıkarılmış yanıltıcı bir savaştır, zorunluluk filan yoktur.
ABD ve NATO müttefiklerini bir tuzak bekliyor ve görünen o ki gelecekte onları bekleyeni fark edemiyorlar. Bu ıssız ve sayısız aşiretlerle dolu dağlık ulusta gelecekte bizi nelerin beklediğinin bir resmini görmek için, tarihe bir göz gezdirelim ve bakalım ondan ne öğrenebileceğiz. Sovyetler 1979’da birliklerini gönderdiklerinde bazı nedenleri vardı. İlki, Asya’daki etkilerini genişletmeyi arzuluyorlardı. Ayrıca ordu dışında bir desteği olmadığı için çökmeye yüz tutan 1970’lerde kurulmuş Komünist hükümeti korumayı istiyorlardı. Üçüncüsü Sovyetler, Afganistan’daki kendi çıkarlarını İran ve batılı uluslardan korumayı amaçlıyordu.
Afganistan işgallerindeki sorun başlangıcından itibaren başarısız olmaya mahkum olmasıydı. Rusların kulak vermesi gereken fakat vermedikleri tarihten size bir ders. Şimdi Afganistan dediğimiz bölgede kayda geçmiş ilk işgal, MÖ 330’da Büyük İskender tarafından yapıldı. Ondan sonra, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki (Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Cezayir ve diğerleri) etnik grupların oluşturduğu Arap Müslümanlar tarafından işgal edildi. Arkasından Moğollar (Cengiz Han) geldi ve 19’ncu yüzyılda İngiliz Sömürgesi Hindistan’ı iki kere işgal etti.
Tarihte her işgalcinin eninde sonunda sürüldüğü gerçeğini bilmelerine rağmen, Sovyetler, büyük bir hata yaparak, işgal etti ve ölümcül bir tuzağa düştü. 1980’lerin başlarında bu tuzağın kurulmasında, Sovyet işgaline karşı Mücahitleri eğiten ve silahlandıran ABD hükümeti etkiliydi.
Başkan Jimmy Carter’ın danışmanı Zbigniew Brzezinski’nin, mücahitlerin dahi habersiz olduğu ve “Sovyet’leri askeri müdahaleye kandıracak” daha geniş bir stratejinin parçası olan ABD’nin politikasının şekillendirmesinde oynadığı esaslı rol bilinir. 1998’deki bir söyleşinde Brzezinski şöyle anlatıyordu: “
“Rusları müdahale etmeleri için zorlamadık fakat kasıtlı olarak bunu sağlayacak olasılığı artırdık. Bu gizli operasyon harika bir fikirdi. Sovyetleri Afgan tuzağına çekebilirdi. Sovyetler resmen sınırı kapattıkları gün, Başkan Carter’a yazdım. Sovyetler Birliği’ne kendi Vietnam Savaşını verecek fırsata artık sahibiz”.
MÖ 330’dan beri, Sovyetler dahil 5 güçlü işgalci, Afganistan’da savaşa kalkıştı ve hepsi mağlup oldu.
Şimdi sadece ABD bu ülkede savaşa batmasının yanında, varlığını artıracak planlar yapıyor. 1980’lerde biliyoruz ki ABD, Mücahitleri destekliyordu ve Rusya için bir tuzak hazırlıyordu. Şimdi roller tamamıyla değişti çünkü birileri Taliban’ı büyük derecede destekliyor. Bu Afganistan’ın büyük kısmını kontrolünde tutma yeteneğinden anlaşılabilir.
Görünen o ki Taliban ve destekleyen aşiretler NATO ve ABD’nin kullandığı Pakistan limanı Karaçi’den Kabil’e Hayber Geçidi üzerinden geçen ikmal hatlarını kesiyor. Gürcistan, Kazakistan ve Özbekistan’dan geçerek Afganistan’a giden yeni ikmal hatları bulmak ortaya çıkan yeni sorun.
Tüm göstergeler, yeni gelen Obama yönetiminin Afganistan’daki var olan ABD politikasını sürdüreceğini ve Irak’tan binlerce daha fazla birliği konuşlandırarak savaşı kızıştıracağını gösteriyor. Bu yönetim Amerikan halkına Afganistan’da gerçekten ne yaptığımızı açıklayacak mı? Misyon ne, amaç ne? Eğer amaç Pakistan dağlarında saklanan El-Kaide’yi yok etmekse, Amerikan mali sistemi ve ekonomisinin kanadığı bir zamanda milyarlarca doları, hayatları, enerjiyi ve zamanı Afganistan’da harcamadan Pakistan hükümetiyle yoğun ve sürekli diplomatik konuşmalar başlatmalıyız.
Gary Leup 27 Kasım 2008’deki “Afganistan’daki Yeni Dalga: Obama ve İmparatorlukların Mezarlığı” adlı makalesinde şöyle yazdı: “Obama, ABD’nin yabancı varlığı ve yerel işbirlikçilerine karşı direnenleri mağlup edebileceğine, Hamid Karzai’nin sembolik liderliğindeki çürümüş/yozlaşmış Kuzey İttifakı derebeyleri rejimiyle istikrar sağlayabileceğine ve Pakistan sınırından girip çıkan Taliban akışını durdurabileceğine inanıyormuş gibi görünüyor. Daha da önemlisi, Rusya ve dost olmayan İran’ı atlayarak Hazar Denizi’nden başlayan Türkmenistan, Afganistan, Pakistan ve Hindistan üzerinden Hint Okyanusu’na ulaşan o petrol boru hattını yapabileceğine inanıyor. Anlaşma 2002 Kasım’ında imzalandı fakat inşaat Afganistan’daki durum nedeniyle felce uğradı. Öyle inanıyorum ki bu boru hattı büyük ödül”.
Bu yazar boru hattının büyük ödül olduğu sonucuna ulaşmakta tamamıyla haklı. Bu boru hattının inşaatı uzun yıllardır biliniyor ancak biz Amerikalıların hafızaları kısa süreli ve dikkatleri anlık. Yabancı ülkelerde savaş başlatacak sahtekar ve şarlatan gerekçeleri dinlemeye ve onlara inanmaya bizleri elverişli kılan bir naifliğimiz/saflığımız var. Dinledik, inandık ve Vietnam Savaşı’yla kandırıldık, arkasından Irak Savaşı’yla ve şimdi bir kez ve bir kere daha kandırılmanın eşiğindeyiz. Bir gün öğrenecek miyiz?
Tam olarak bilmiyoruz fakat Pakistan, Rusya, İran ve başka ulusların Taliban ve diğer direnişçileri desteklemesi (Rusların mağlup etmek için ABD’nin 1980’lerde yaptığının tıpatıp aynısı) ve Amerika için devasa bir tuzak kurması bir hayli muhtemel. Afganistan’dan geçen bu boru hattıyla ilgili hırslı planlar çevreleyen uluslar için hiç de kabul edilebilir değil ve bunun gerçekleşmemesini garanti altına almak için perde arkasında birçok şeyin olup bittiğinden emin olabilirsiniz.
İşler değişmezse, bunu kendimizin öğrenmesi çok uzun zaman almayacak çünkü yeni Başkan Obama ve onun Bush-eğitimli askeri danışmanları savaşı kızıştırmada kararlı görünüyor. ABD, Afganistan’ın işgal etme hatasını yapan ve arkasından mağlup olan son ulus olacak.
Sorun Amerika’nın buna ne maddi ne de ahlaki olarak gücünün yetmeyeceğidir. Biz hiç mi öğrenemeyeceğiz?
Şikago’da yaşayan aktivist Michael Payne, siyaset, ABD dış politikası ve iklim değişikliği üzerine yazılar yazıyor. Makaleleri Online Journal, Information Clearing House gibi yerlerde yayınlanıyor. (Kaynak: OpEdNews, Çev: Oğuz ESER/TIMETURK)
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
[FONT=comic sans ms,sans-serif]
rsp.jpg
[/FONT]..........SmİRZABEYOĞLU...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Amerikan Rüyası bitti Tüm dünyayı saran ekonomik kriz Amerikan Rüyası'na, düzeltilmesi hiç de kolay görünmeyen bir darbe vurdu...
07/03/2009
1609.jpg
Ülkede iyi bir yaşam standardı tutturan bir çok orta sınıf aile hemen hemen herşeyini kaybetti...

Bunlardan biri de 3 çocuklu Nance ailesi. Batı Sacramento'da yaşayan Nance ailesi aile reisinin işini kaybetmesinden sonra kiralarını ödeyemeyince evlerinden de atıldı. Steve Nance ve eşi Brittney Nance şimdi çocukları 7 yaşındaki Izabella, 5 yaşındaki Henry ve 2 yaşındaki Lillie ile birlikte bir motel odasında yaşam savaşı veriyor. Evlerindeki bütün eşyayı yaşadıkları tek göz odaya yımak zorunda kalan çift ev kiralamalarına yetecek parayı bulana kadar bu şekilde yaşamak zorunda. Ama Nance ailesinin motel odasına her ay 1200 dolar ödemek zorunda olduğu düşünülünce bir ev tutabilmeleri için gereken parayı biriktirmeleri de hiç kolay görünmüyor.

 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Yeni biten savas ertesi

beraber geçen bir günün batımında



-henüz silahları çatmadan

sessizligi duyamadan orman

çocuk sarılamadan babaya

baba yigidine kavusamadan

kadın erini karsılamadan

yavuklular göremeden birbirini

çiçegi burnunda delikanlıların

analar sırtını sıvazlayamadan-

...

iste

çekildi

isyan

bayragı

"gemileri yakmısız isteyerek

mümkünü yok dönüsümüzün

çizgimize gelen gelsin"

köy köy

dag dag

ve sehir sehir

yankı gelir

bu kutsal çagrıya.

...


-"elbirlik olmak

gayesine ermemis savas

bitmemistir diyenlerle



omuz omuza dayanmak

kalelerine emperyalizmin



ne dur

ne durak

ne rahat

yüksege

daha yüksege

en yüksege

dikilsin

bu

bayrak

bu bayrak

yükselen

mücadelemizin



düsenler varmıs

düsenler olurmus

düssün

aralık kalmaz bu saflar



iste küçük akıncı

kim bilir kaçıncı sefer

tüfegi boyundan büyük

yüregi büyükten

...



bu destan

suların akısı gibi

küfrün surlarına tırmanısın

ve ilklerden baska örnek tanımaksızın

savasanların



sen! anadolunun sahibi

sen! beklenen

sen! kurtulacak

ve kurtaracak olan



duy milyonlarca hasretin sesini

sen eryürek nasipli

beklenen sensin

özlenen sensin

gözlenen sen...


Salih Mirzabeyoglu
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Tarihi Misyon Oyunları Bozacaktır. 07/03/2009 - 01:07
Editör Dünya hiç olmadığı kadar kritik bir döneme girdi.ABD ekonomisinin artık yama tutmadığı ve alınan hiç bir tedbirin de ekonomiyi düzeltemediği ,aksine gün geçtikçe ABD nin çöküşe sürüklendiği Tüm kesimlerce dillendirildiği bir dönem.

Bunun Yanında Amerikan İmparatorluğunu çöküşe sürükleyen en önemli nedenlerden birisi Önce Afganistan ve sonrasında Irak işgalleri ile devam eden savaşlar olmuştur.Amerika'nın Viyanası aslında Irak olmuştur da diyebiliiz.Velhasıl bu benzetmemizin asıl nedeni Osmanlı Ordularının Viyanaya kadar ilerleyip ondan sonrasında ise gerileme nasıl başladı ise ABD orduları da Irak'ta gerilemeye başlamıştır. (Amacımız ABD ve Osmanlı gibi bir devleti kıyaslamak değil bir teşbih yapmaktır.)
ABD'li ünlü stratejist George Friedman "Türkiye'nin eski Osmanlı coğrafyasında kuracağı egemenliğin izlerini şimdiden görebilirsiniz" diyerek, "Süreç zaten başladı. Eğer İslam coğrafyasına bakarsanız, Türkiye'nin bu ülkelerdeki ağırlığının giderek arttığını görebilirsiniz. Bölgeyi domine etmeye başladı bile. Balkanlar'da ise Arnavutluk ve hatta Sırbistanla ilişkileri gelişiyor. Kafkasya'da ise Gürcistan ve Azerbaycan ile güçlü bir ittifak kurdu. Gelecekte olmasını öngördüğüm şeylerin şu anda gelişmekte olduğunu görüyorum" diyor.
Dünya ABD imparatorluğunun çökmesinden sonra yeniden şekillenecek bu açıdan da coğrafyalar ve belki de yeni Haritalara alışmaya başlanmalıdır.Amerikan İmparatorluğu görülen ve görülmeyen kolları ile adeta Atlantikten gelen canavar misali Dünyanın her köşesinde mevcut Askeri güçleri ve siyasi kuklalaları ile Devletleri yönetir konumdadır.Biraz evvel de bahsetmiştik Irak ABD'nin tekerine çomak soktuğu 90 lı yıllarda ki Körfez savaşından,bugünlere değin süren savaş ve katliamlar sürecinde bu cephe için ABD nin çöküş döneminde kaybettiği ilk savaştır da diyebiliriz.Allahualem Afganistan ABD 'nin kaybedeceği İkinci savaşı olacak ve Özellikle Afgan İstiklal savaşı ABD'nin Asya topraklarında ki ilerleyişini durduran bir zaferle sonuçlanacaktır.
Amerikalı Friedman'nın ve ondan önce de diğer stratejik araştırmalar yapan batı yanlısı kuruluşların bugünlerde özellikle bizim coğrafyamızı ilgilendiren meselelerde bazı düşüncelerini Dünya kamuoyu ile paylaşmasının ardında yatan gerçek; Hala daha Osmanlı gibi Büyük bir Devletin Ruhundan duydukları korkularının da tezahürleridir.O ruhun tek ve yegane temsilcisi konumunda ki Türkiye'nin bu düşünce kuruluşlarının plan ve projelerinde en başta yer almasının sebebi de budur.
Velhasıl Uluslararası arena da Emperyal-Sömürücü devletlerin yıllardır Türkiye için belirlediği klasik Yönetilen-sömürülen devlet imajı ABD'nin girdiği çöküş aşaası ile birlikte değişmektedir.Türkiye mevcut potansiyel misyonunu kuşanacağı vakit ise Hem ABD hemde çevresinde ki diğer güçlerin Müttefik'i pozisyonundan çıkacak olup ,Bu da Dünya egemenliğini elinde tutmaya çalışan güçleri zor duruma sürükleyen ve hatta coğrafyaların da ,haritaların da değişimine sebeb olabilecektir.Kaldı ki Yaşlı ve bitik konumda ki Avrupanın enerjiy olan ihtiyacı ve Türkiyenin bölgesinde enerji kaynaklarına açılan bir kapı konumunda olması Avrupayı da Türkiye'ye muhtaç konuma getirebilir.Bu minvalde Asya'y giriş kapısı konumunda ki Türkiye AB-D için vazgeçilmezi oynuyor.
ABD'nin Irak'a girerken büyük bir İmparatorluğun bu savaşı kazanacağına inanan ve ruhu'nu ABD ye satmış işbirlikçi zümrenin, Bugün dahi Abd'nin içerisine girdiği krizi değerlendiremeyip Çöken Abd'yi kurtarma girişimlerini çok yakından takip ediyoruz .Özellikle ABD'ci basın-yayın organlarında gün geçmiyor ki ; ABD 'yi kurtarmak için gelen Barack Obamanın ve çevresinin sempatik gösterilmesi ve ABD yi sevdirici yayınlarına özen göstererek devam etmeleri bizleri onlar hususunda da yanıltmamaktadır.
Birtakım çevreler ise “Osmanlı” denilince, akıllarına Ilımlı İslam (Amerikan İslamı) ve Amerika tarafından ortaya atılan “Yeni Osmanlı” tabiri gelmektedir.Aslında bu hususta haksız da değillerdir.ABD 'nin Türkiye'yi kendi arka bahçesi olarak kullandığı yıllardan beri ,Özellikle Türkiyenin etki sahası olan bölgelerde yani Osmanlı'nın hakim olduğu topraklarda Türkiye'ye biçtiği rol yeniden liderliktir.Bu hadise ABD'nin her istediği yapılarak Türkiye'yi o bölgelerde etkin kıldıktan sonra sömürgelerini çoğaltıcı bir istetme olarak Türkiye'yi kullanma amacı güttüğünden kesinlikle gerçek “TARİHİ MİSYON” umuza uymaz.Bu açıdan da ne Ilımlı İslam dedikleri projeler ne de Bop adını verdikleri projelerin uygulanabilirliği bu topraklarda gerçekleşemeyecektir.Gerçekleştirebilecekleri hayalini güden çevreler işbirlikçiler ise ABD gibi çökmeye mahkumdurlar.
Öncelikle kelimelere takılanlar için bir gerçeğin altını çizmekte fayda var...Türkiye konumu ve içerisinde barındırdığı Ruh potansiyeli icabı Büyük ve Bağımsız bir devlet olmak zorundadır.Bu Türkiyeye birileri eli ile verilmiş veyahut ABD istedi diye olabilecek bir şey olmayıp tamamen mevcut koşulların zorladığı ve stratejik ve jeopolitik bir konumun dayattığı bir süreçtirde.Bu süreç Ab-d 'nin planlarını altüst eden en büyük etkendir.
Artık AB-D emperyalizmine bağımlı kalarak Türkiye varlığını idame ettiremez. Bu husus önemlidir.Türkiye de her kesim Tarih denilen değerler bütününü kapsayıcı ve Türkiye'yi bu değerler etrafında birleştirici çözümleri sunmalıdır.Mevcut Bağımlı politikalarla bu iş olmaz yeniden Tam bağımsız ve Lider devlet olmak isteniyorsa AB-D den vazgeçmek bu yolda atılmış en önemli adım olacaktır. ...Alıntı...


 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
[FONT=comic sans ms,sans-serif]
rsp.jpg
[/FONT]..........SmİRZABEYOĞLU...
__________________
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
--------------------

atli_askerler.jpg



ATLILAR PUT ŞEHRİNE GEDİKLERDEN GİRECEK !
 

semra_06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
84
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Rabbim öyle büyükki kimsenin ahı kimsede kalmaz. .
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Çalıntı Topraklar Üzerinde Uzatmaları Oynamak!



İsrail’in attığı her bombada “kaçınılmaz sonunu” nakşettiğini yazan İsrailli müzisyen Gilad Atzmon, İsraillilerin “bir kez daha” çölde kaybolmak zorunda kalacağını söyledi. ©İSRAİLİN SONU GELİYOR - Gilad Atzmon
hamas-brothers.jpg
Bu hafta Hamas’ın balistik yetkinliği hakkında daha fazla şey öğrendik. Besbelli ki Hamas İsrail’e uzun zamandan daha fazla olarak itidalli olmuş. Güney İsrail’e çatışmayı yaymaktan hep kendini geri tutmuş.

Bana göre Sderot ve Ashkelon’a tek tük düşen Kassam füzeleri bana esaret altındaki Filistinlilerin verdiği mesajlarından başka bir anlam taşımıyor. Çalınmış topraklara, ev arazilerine ve bahçelere verilen ilk mesaj, “Ey sevgili toprağımız, seni unutmadık, senin için burada hala savaşıyoruz, er ya da geç geri geleceğiz, bıraktığımız yerden yeniden başlayacağız” diyor.
Ancak mesaj aynı zamanda da İsraillilere de: “Siz, oradakiler, Sderot, Beer Sheva, Ashkelon, Ashdod, Tel Aviv ve Hayfa’dakiler, farkında olun ya da olmayan, çalıntı topraklarımız üzerinde yaşıyorsunuz. Hemen toplanmaya başlasınız iyi olur çünkü zamanınız doluyor, sabrımızı tükettiniz. Bizlerin, Filistin halkının, kaybedecek artık hiçbir şeyi yok”.
Bununla yüzleşelim, İsrail’deki gerçekçi durum daha çok ölümcüldür. İki yıl önce Hizbullah roketleri kuzey İsrail’i vurdu. Bu hafta Hamas, İsrail’in Güney’ine balistik intikam kokteylleri servis edebileceğini ispatladı. Hizbullah ve Hamas’ın her iki durumunda da, İsrail askeri cevap veremedi. Sivilleri öldürebileceğinden şüphe yok fakat roket atışlarını durdurabilmekten aciz. IDF, ya tüm İsraillin üzerini örtecek bir beton tavan yapacak ya da koruyamayacak. Belki de ilahi nihayette bunu planlıyorlardır.
Ancak hikayenin sonundan daha çok uzağız. Hatta daha başındayız. Her Orta Doğu uzmanı, Hamas’ın Batı Şeria’nın kontrolünü saatler içerisinde ele geçirebileceğini bilir. Aslında, Batı Şeria’daki PA ve Fetih kontrolü IDF sayesindedir. Hamas, Batı Şeria’yı aldığında, İsrail’in en büyük nüfus merkezi Hamas’ın merhametine kalacaktır. Bunu göremeyenler için söyleyelim, bu Yahudi İsrail’in sonu anlamına gelmektedir. Bugün, üç ay sonra ya da beş sene sonra olabilir; olay “eğer”den çok “ne zaman”dır. Tüm İsrail Hamas ve Hizbullah’ın füze menzilinde olduğunda, İsrail toplumu çökecek, ekonomisi iflas edecektir. Kuzey Tel Aviv’deki müstakil bir villanın fiyatı, Kiryat Shmone ya da Sderot’taki kulübeyle aynı olacaktır. Tel Aviv’i tek bir füzeyle vurulduğu zaman, Siyonist rüya sona erecektir.
IDF generalleri bunu bilir, İsrailli liderler de. Bu nedenle zaten Filistinlileri yok etmek için bu savaşı başlattılar. İsrailliler Gazze’yi işgal etmeyi planlamıyorlar. Orada istedikleri bir şey yok. Tek istedikleri Nakba’yı bitirmek. Filistinlileri silmek için üzerlerine bombalar yağdırıyorlar. Filistinlilerin bölgeden gitmesini istiyorlar. Açıkça görülüyor ki işe yaramayacak, Filistinliler kalacak. Sadece kalmayı istedikleri için değil, İsrail ölümcül taktiklerini uyguladığı sürece topraklarına dönüş günleri yaklaştığı için.
HamasLogo.jpg
İsraillinin gerçeklerden kaçtığı yer de tam burası. İsrail, “dönüşü olmayan noktayı” çoktan geçti. Yok olmaya mahkumiyeti, Filistinli siviller üzerine attığı her bombaya nakşediliyor.
İsrail’in kendini kurtarmak için yapabileceği hiçbir şey yok. Çıkış stratejisi yok. Çıkış yollarını müzakere edemez çünkü ne İsrailliler ne de liderliği çatışmadaki temel parametreleri anlayabilmiş değil. İsrail’in harbi sonlandıracak askeri gücü yok. Filistin’den çıkan liderleri öldürmeyi başarabilir, senelerdir de yaptığı bu, buna rağmen Filistin direnişi ve mukavemeti zayıflayacağına daha da güçleniyor. İlk intifada da bir IDF generalinin öngörüsünde olduğu gibi: “Kazanmak için Filistinlilerin yapması gereken tek şey hayatta kalmak”. Hayatta kaldılar ve gerçekten de kazanıyorlar.
İsrail liderleri de bunun farkında. İsrail şimdiden her şeyi denedi, tek taraflı çekilme, aç bırakma ve şimdi de soykırım. Demografik tehlikeyi sıkı bir Yahudi gettosuna dönüştürerek savuşturmayı bile düşündü. Hiçbir şey işe yaramadı. Hamas siyaseti görünümündeki Filistin mukavemeti bölgenin geleceğini tayin edecektir.
İsraillilere kalan tek şey, körlüklerine ve şimdiden hazır ve nazır ölümcül kaderleri olduğu gerçeğinden kaçmaya sıkıca sarılmaktır.
Aşağıya doğru yuvarlanırken, İsrailliler bilindik çeşitli kurban ilahileri söylemeye devam edeceklerdir. Benmerkezci üstülükçü gerçekle doldurulmuş olarak, başkalarına yaşattıkları acılara şimdilik kör olarak kendi acılarına boğazlarına kadar gark olacakları günler uzak değildir. Benzersiz şekilde İsrailliler başkaları üzerine bombalar bırakırken birleşik bir topluluk gibi davranmalarına rağmen, biraz canları acıdığında incinebilir masumiyetin ayrık birimlerine, monatlara dönüşmeyi başarırlar.
Benlik bilinciyle ve geri kalanlar tarafından algılanan görünümleri arasındaki bu tutarsızlık İsrailliyi canavar bir soykırımcıya dönüştürür. İsraillin kendi tarihini idrak edememesinin de nedeni bu tutarsızlıktır, kendi Devletleri’ni yok etmek sürekli ve sayısız teşebbüslerini kavramalarını da bu engeller. İsraillilerin Shoah’ın (Nazi Soykırımı’nın İbranicesi) anlamını idrak etmelerini ve bir sonrakini önleyebilmelerini engelleyen de aynı tutarsızlıktır. Bu tutarsızlık İsraillileri insanlığın bir parçası olmaktan alıkoyar.
Bir kez daha Yahudiler bilinmez bir kadere doğru yola çıkmak zorunda. Bir nebzeye kadar, kendi yolculuğuma az evvel başladım.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN'A: 'BOŞA ŞU LANETLİ KARIYI!'...



Sn. Recep Tayyip Erdoğan,
İsrailin tüm dünyanın gözleri önünde ve hiçbir kanun ve müeyyide tanımaksızın Gazzede gerçekleştirdiği vahşete göstermiş olduğunuz hassasiyete teşekkür ediyoruz.
Müslüman Büyük Doğu Anadolusu olarak İsrail karşısında takındığınız tavrı olumlu bulmakla beraber, bunun Anadolu milletinin hissiyatını tam olarak yansıtmakta yetersiz olduğunu belirtme gereğini duyuyoruz.
Bu karşı duruşunuzu söylem aşamasından fiil ve uygulama sahasına da taşımanıza dair oluşan bazı taleplere vermiş olduğunuz 'Bekara karı boşamak kolay' cevabınızın muradını anlıyoruz.
Lakin sırf sözle olsa bile ortaya koymuş olduğunuz tavrınıza Büyük Doğu Anadolusundan gelen desteği, Müslüman Anadolu milletinin bu tavrınızı kıymetlendirici aksi sedasını görmemiş olamazsınız. Hal böyle olunca, İsraile karşı sözlerinizle ortaya koyduğunuz tavrınızda samimiyetinizin bir göstergesi olarak sizden beklentimiz 'karıyı boşamanızdır!'..
İsrail ile ilişkilerin kesilmesi Anadolu milleti nazarında büyük bir mutluluk sebebidir. Herşeyden önce Müslüman Anadolu milleti, şu veya bu biçimde ticari ve siyasi ilişkileri bulunan İsrail sebebiyle vicdan azabı çekmektedir.
Anadolu İslam Milleti bilmektedir ki; 'küfre rıza küfür ve zulme rıza aynıyle zulümdür!'
Böyle olunca da, İsrail ile girilmiş her ilişki Müslüman filistinli kardeşlerimize karşı yapılan zulme iştirak olarak vicdan azabına sebebiyet vermektedir.
Büyük Doğu Anadolu Milleti bırakınız böyle bir zulme razı olmayı, imkanı ve icrası elinde olsa filistindeki müslüman kardeşlerine bizzat ve bilfiil yardım etmek gayesinde müşterektir.
Eğer bu mümkün değilse dahi, şimdi yapılması gereken şey, hiç olmazsa İsrailin gerçekleştirdiği zulme ortak olmaktan imtina etmektir.
Ne kaybederiz?..
Dış ticarete dair kaç para kaybederiz?..
İnsansız keşif uçaklarına sahip olmayıp İsrailin kıyımını finanse etmesek ne kaybederiz?..
Ordumuzun silahlarından bir kısmını İsrailden temin etmesek ne kaybederiz?..
Biz Anadolu halkına söylenmeyen ve kaybedileceğine dair korkunuz olan, bildiğiniz bir şeyler mi var?..
Bir müslüman için bu kayıpların ne kadarı bir müslüman kardeşinin kanına tercih edilebilir?..
Büyük Doğu Anadolusu ses veriyor:
İsraili dışlamak sebebiyle ortaya çıkacak ve başımıza açılacak her türlü iktisadi ve siyasi sorunların tümünü, hiç şikayetçi olmadan, şahsiyetimizin, dinimizin ve meşrebimizin şanı icabı göğüslemeye hazırız!..
Bu millet büyük bir millettir.
İsraille ilişkileri kesin. Ve çıkıp ekranlarda milletin içinde bulunduğu olumsuzlukların tümünü -gerçek veya değil- bu sebebe dayandırın. Göreceksiniz ki, bu millet şahsiyeti ve vicdanı karşılığında böylesi bedellerin önemsizliğini ispatlarcasına sizi destekleyecektir.
Dilerseniz bir referanduma gidin. Göreceksiniz ki, size oy veren yüzde ellilik oranı kat be kat aşıcı bir onay alacaksınız. Ve dahi, sözlerinizle ifadeye getirdiğiniz bu karşı duruşu birde fiili bir karşı duruşa döndürürseniz, sırf bu sebeple, bu millet sizi yüzde yetmişlerle iktidara tekrar taşıyacaktır.
İsraili reddedin!.. Bu millete vicdanını ve şahsiyetini iade edin; o sizi layık olduğunuz her yere başının üzerinde taşıyacaktır.
İsrailin ve yahudinin üzerimizdeki hükmü nedir ve ne kadardır?..
Millet bunu görmek istiyor. Millet bu sorunun cevabının 'hiç yok' olmasını umuyor.
Bir anket yaptırın.
Sorun millete; 'İsraille ilişkilerimizi kesmek karşılığında ekonomik olarak şu kadar sıkıntıya girebiliriz. Keselim mi?..'
Ne kaybederiz?.. Bu lanetli bela karıyı boşamak bize kaça patlar?..
Yüzde 10, yüzde 20, yüzde 30; ne kadar dibe battık?...
Göreceksiniz bedeli ne olursa olsun bu millet 'Derhal keselim' diyecektir.
Bu millet satılık değildir.
Bu işi yapın ve çıkıp millete bu durumu hakikatiyle izah edin. Göreceksiniz sizi alkışlarla karşılayacaklardır...


AHMET FIRAT
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
YAHUDİLER CAMİLERE SALDIRIP KURAN-I KERİM'LERİ YAKTILAR



İsrail askerleri konuşlandıkları bölgelerden geriye yıkılmış evler bombalanmış camiler bırakarak çekildi.

Gazze'nin doğusundaki Şacaiye bölgesine konuşlanan İsrail özel kuvvetleri El Selam Cami'ni, Filistinlilerin evleri ve tarlalarını harabeye çevirerek bölgeden çekildi.
İsrail özel kuvvetleri Filistinlilerin evlerine rasgele ateş açarak, İsrail savaş uçaklarının sağladığı destekle Şecaiye'den bu sabah erken saatlerde ayrıldı. Bölgede bulunan El Selam cami ve bazı Filistinlilerin evleri buldozerlerle yıkıldı. Caminin duvarlarının büyük bir bölümü, minberi yıkılırken ayrıca aralarında Kuranı Kerim'ler bulunan bütün kitaplar da yakıldı. Camide Kuran eğitimi alan Mervan El Hayya, "Biz burada Kuranı Kerimi hıfz ediyoruz. Camiye saldırdılar. Allah'tan üzerimize yıkılmadı" dedi.
Diğer bir öğrenci Faris El Hayya da, "İsrail askerleri gece saat 11.00'de camiye saldırdılar. Camiye zarar verip Kuranı Kerim'leri yaktılar. Evlerimizi tarlalarımızı harap ettiler. Bu ambargo daha ne kadar sürecek
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
İsrail Donanmasına Saldırı İsrail devriye gemisine Gazze açıklarında düzenlenen saldırıyı, daha önce adı duyulmamış Filistinli bir grup üstlendi
15/04/2009
1910.jpg
El Cezire televizyonunun haberine göre, "Gizli Özel Birlikler" adlı grup, bir tekneye yüklenen uzaktan kumandalı patlayıcıyı infilak ettirdiklerini açıkladı. Grup, Gazze'ye yönelik saldırılara misilleme olarak İsrail'e yeni saldırılarda bulunabilecekleri tehdidinde bulundu.

Televizyon ayrıca, İsrail devriye gemisi yanından geçtiği sırada bir teknenin infilak ettiğini gösteren görüntüler yayınladı.

18
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt