Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mübarek Ramazan Günleri (1 Kullanıcı)

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
(1.GÜN)"(Gündüz uykusu) Kaylüle ile gece (ibadet için) kalkmaya,sahur yemeği ile de gündüzün orucuna yardım ediniz."(Hadis-i şerif,Tebarani,el Mu`cemül-Kebir) ORUÇ HAKKINDA;Oruç,fecr-i sadık(ikinci fecirden) itibaren güneşin batmasına kadar hiçbir şey yememek,içmemek ve cinsi münasebette bulunmamaktır.Orucun farz,vacip ve mekruh gibi nevi`leri vardır.Ramazan-ı şerif ayında tutulan oruç farzdır.Ramazan orucunun kazası da farzdır.Tayin edilmiş veya edilmemiş günlerde tutulması nezredilen oruçlar vaciptir.Bazı günlerde ALLAH rızası için tutulan oruçlar nafiledir.Ramazan-ı şerif bayramının birinci gününde,kurban bayramının dört gününde tutulan oruçlar tahrimen (harama yakın)mekruhdur.Yalnız cuma gününde veya cumartesi gününde veyahud yalnız aşuere gününde (evvelki veya sonraki bir günü ilave etmeden) tutulan oruç tenzihen mekruhtur.ORUCUN ŞARTLARI:1-)Orucun farz olması için kişinin müslüman,akıllı ve baliğ olması şarttır.2-)Orucun edasının farz olması için sıhhatli ve mukim olmak(yolcu olmamak).3-)Bir orucun edasının sahih olması için de oruca niyet etmek,hayızlı ve nifas olmamak şarttır.ORUÇLARA NİYET VAKİTLERİ:Eda edilen Ramazan-ı şerif ve vakti muayyen tayin edilmiş nezir ve nafile oruçlar için niyetin vakti güneşin batmasından,yani gecenin başlamasından istiva zamanına kadar olan müddettir.Bütün kaza,kefaret ve mutlak nezir oruçları için de niyetin geceleyin ikinci fecrin tam ilk cüzünde yapılması şarttır.Niyetde bunların hangi oruç oldugunu tayin etmek de lazımdır.BEYİT:Nevìya lazım deği olmak filan ibn-i filan,Ma`rifet kesbeyle ta bir adem ol,adem gibi.
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(2.GÜN)“Kim aç bir Müslümanı doyurursa,Allahü Teala da onu cennet meyvelerinden doyurur.”(Hadis-i Şerif,Ebu Nuaym,Hilyetü`l-Evliya)
RAMAZAN-I ŞERİFÌN FAZİLETİ
İbn-i Huzeyme,Selman- pak (r.a)`dan naklediyor:Resulullah (s.a.v) Şaban ayının son gününde bize hitap etti ve şöyle buyurdu:Ey insanlar !Büyük mübarek bir ay size geliyor.Öyle bir ay ki;onda bin aydan hayırlı bir gece vardır.Allah o ayın orucunu farz kılmıştır.Gece sahura kalkmayı da sünnet kılmıştır.Kim o ayda iyilikten bir haslete (Allahà) yaklaşırsa onun (ramazanın) dışında farzı yerine getiren kimse gibi olur.Kim onda farz eda ederse,onun (ramazanın)dışında yetmiş farz eden gibi olur.O,sabır ayıdır.Sabrın sevabı cennettir.Yardımlaşma ayıdır.Onda müminlerin rızkı artar.Kim bir oruçluya iftar ettirirse,günahlarını affettirir,boynunu ateşten kurtarır.Onun sevabından bir şey eksilmeksizin kendisi de aynı sevabı alır.”

Dediler ki:”Ya Resulallah!Hepimiz oruçluya iftar ettirecek bir şey bulamıyoruz.”Bunun üzerine Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

“Hz Allah bu sevabı,bir hurma ile veya su içirmekle veya su karıştırılmış sütle oruçluya iftar ettirene de verir.O öyle bir aydır ki, başı rahmet ortası mağfiret,sonu da cehennemden azat olmaktır.Kim bu ayda köle veya cariyesinin işini hafifletirse,Allahü Teala onu affeder ve cehennemden azat eder.

Şu dört hasleti mümkün olduğunca çoklaştırın:Bunda iki haslete Rabbinizi hoşnut edersiniz,iki hasletede siz muhtaçsınız.Rabbinizi hoşnut kıldığınız iki haslet:Allah tan başka ilah olmadığına şehadet etmeniz ve ondan bağışlanma dilemenizdir.Muhtaç olduğunuz iki haslet de Allah tan cenneti istemeniz ve cehennemden ona sığınmanızdır.Kim oruçlu birine su içirirse Allah da ona benim havzımdan içirir ki o, cennete girinceye kadar susamaz.”

KENDİ AYIBINI BİLMEK

Ebu Yezid Bestami (k.s) hazretlerine,bir insan ne zaman kamil bir insan olur?diye soruldu.”Bir insan kendi ayıplarını bildigi ve düzeltmeye çalıştığı zaman.”buyurdular.
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(3.GÜN)“Biriniz iftar edeceği zaman, hurma ile iftar etsin.Zira hurma berekettir.Eğer hurma bulamasa su ile iftar etsin.Zira su temizdir ve temizleyicidir.”
(Hadis-i Şerif,Ahmed bin Hanbel,Müsned)

HELAL KAZANMAK İÇİN KAZANMAK İBADETTİR
Resulullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki: “Sizden birinizin,ipini alıp sırtı ile odun taşıması,Allah`ın kendisine fazlından verdiği bir kimseye gelerek istemesinden hayırlıdır;o kimse ister versin,ister vermesin.”
Lokman hekim oğluna şöyle nasihat etti: “Oğlum,helal kazanç ile yoksulluktan korun.Yoksul düşen kimse üç musibetle karşılaşır:1-Din zayıflığı;çünkü fakirlik,insanı kötülüğe sürükler.2-Akıl zayıflığı;çünkü ihtiyaç düşüncesi,insanı şaşırtır.3-Mürüvvet ve insanlığı kaybolur.Bunlardan daha büyüğüde,insanların maskarası olur.Hadis-i şerifte Peygamber efendimiz (s.a.v): “İstemekten haya ettiği için,aile etradına bolluk göstermek ve komşusuna yardımda bulunabilmek için,helalinden dünyalık talebinde bulunan kimse,yüzü,ayın ondördü gibi olduğu halde Allah`a kavuşur.”buyurmuştur.
Bir gün Resul- Ekrem (s.a.v),Ashabı ile otururlarken,gücü kuvveti yerinde bir delikanlının,sabahın erken saatinde oradan geçtiğini gördüler.Ashap: “Keşke şu delikanlı gençliğini Allah yolunda harcasaydı.”dediler.Bunun üzerine Resulullah Efendimiz (s.a.v):Böyle demeyin;şayet o,istemekten ve insanların elinde ve avucunda olana göz dikmekten kurtulmak için çıkmışsa Allah yolundadır.İhtiyar ana ve babasının geçimini sağlamak veya küçük yavrularını beslemek için çıkmışsa,yine Allah yolundadır.Ancak,boy göstermek için çalışıyorsa,işte o zaman şeytan yolundadır.”buyurdu.
FIKRA:Memnun olmasa on gün önce gelir mi idi?
Birçok ramazan-ı şerifi birlikte idrak etmiş bir hanımla beyi konuşuyorlarmış.Bey hanımına: “Hanım bunca senedir oruç tutuyoruz.Acaba Ramazan-ı şerifi hiç memnun edebildik mi?”diye sormuş.Hanımı: “A Efendi! Düşündüğün şeye bak,o mübarek hiç memnun olmasa idi,her sene on gün önceden gelir mi idi?” demiş.(Osmanlı Fıkraları,Çamlıca Basım Yayın)
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(4.GÜN)“Başkasının kusurlarını anmak istediğin zaman,kendi kusurlarını hatırla!”
(Hadis-i Şerif,Buhari,el-Edebü`l Müfred)

TERAVİH NAMAZI NASIL KILINIR?
Teravih namazı,Ramazan ayına mahsüs,yirmi rek`atten ibaret bir sünnet-i müekkededir.Bu namaza Peygamber Efendimiz (s.a.v) ile dört halifesi (Hulefa-yı Raşidin)devam etmişlerdir.Teravihin cemaatle kılınması da sünnet-i kifayedir.Mescidlerde teravih namazı cemaatle kılındığı halde,bir özrü olmaksızın cemaati terk edip bu namazı evinde kılan kimse,fazileti terk etmiş olur.Bu kimse evinde cemaatle kılsa,cemaat sevabını alırsa da mesciddeki faziletine erişemez.Çünkü mescidlerin fazileti daha fazladır.
Teravih namazını,her iki rek`atte bir selam vererek on selam ile bitirmek daha faziletlidir.Dört rek`atte bir selamda verilebilir.Sekizde,onda veya yirmi rekatte bir selam vererek bitirmek de caiz,fakat mekruhtur.
Teravih namazı, ili rek`atte bir selam verilince,akşam namazının iki rek`at sünneti gibi kılınır.Dört rek`atte bir selam verilince,yatsı namazının dört rek`at sünneti gibi kılınır.Cemaatle kılındığı zaman,cemaat hem teravihe,hem de imama uymaya niyet eder.İmam da kıraati aşikare okur.Teravih namazında imamın güzel sesli olmasından ziyade,okuyuşunun düzgün olmasına itibar gösterilmelidir.
Teravih namazının bir kısmı kılındıktan sonra imama uyan kimse,teravih son bulunca noksan kalan rek`atleri tamamlar.Sonra da vitir namazını kendi başına kılar.
Bir kimse,imam yatsı namazını kıldırıp teravihe başlamış olduğu mescide gelse,önce yatsı namazını kılar,sonra teravih için imama uyar.Noksan kalan rek`atleri desonra tamamlar.Yine teravih namazını imam ile kılmayan kimse,vitir namazını imam ile kılabilir.İmam ve cemaat,yatsı namazını cemaatle kılmamış olursa,yalnız teravih namazını cemaatle kılamazlar.
Teravih orucun değil vaktin sünnetidir.Mazeretinden dolayı oruç tutmayanlar dahi teravihi kılarlar.
MÜHİM HATIRLATMA:
Takvim yapraklarında;ayet-i kerime,hadis-i kudsi,hadis-i şerif mealleri ve mübarek isimler bulunduğundan yerlere atılmasına,düşürülmesine mani olunmasını rica ederiz.
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(5GÜN)“Ramazan (ayın)da Allahü Telayı zikreden,mağfiret olunur.O ayda Allahü Tela`dan bir şey isteyen mahrum olmaz.”
(Hadis-i Şerif,Beyhaki,Şuabu`l-İman)

TERAVİH NAMAZI
Resulullah Efendimiz (s.a.v) “Kim Ramazan gecelerinde (sevabına) inanarak ve (karşılığını Allahü Tealadan) umarak teravih namazını kılarsa geçmiş günahları bağışlanır.” Buyurmuştur.
Resulullah (s.a.v) bir gece mescide (teravih) namazı kıldı.Bir çok kimsede ona uyarak namaz kıldı.Sabah olunca, “Resululah geceleyin mescidde namaz kıldı.” diye konuştular.Ertesi gece de namaz kıldı.Ashab-ı Kiram yine onları konuştu,katılanların sayısı iyice arttı.Üçüncü 8veya dördüncü) gece halk toplandı.Öyle ki mescid,insanları almayacak hale gelmişti.Ancak Peygamber Efendimiz (s.a.v) yanlarına çıkmadı.Sabah olunca Peygamber Efendimiz “Yaptığınızı gördüm.Size çıkmamdan beni alıkoyan şey, namazın sizlere farz oluvermesinden korkmamdır.”buyurdu.
Peygamber Efendimiz`in vefatına kadar teravih namazı evlerde kılınmıştır.H.z Ebu Bekir`in hilafetinde ve H.z Ömer`in ilk devirlerinde bu usul devam etmiştir.Abdurrahman bin Abdulkadiri (r.a) şöyle rivayet eder: “Hicretin 14. senesi ramazan-ı şerif ayının bir gecesi H.z Ömer (r.a) ile mescide gitmiştik.Müslümanlardan bir kısmı münferiden (tek başına) teravih namazı kılıyordu.H.z Ömer (r.a) “Bunları bir imam arkasında toplasam daha iyi olur” dedi ve ertesi günü de, Ubey bin Ka`bı (r.a) imam tayin etti.Sonraki bir gece, cemaatle teravih kılanları gören H.z Ömer (r.a); “Bu namazın cemaatle kılınması ne güzel oldu.” Buyurdu.H.z Ömer (r.a),Medine-i Münevvere de erkeklere ve kadınlara teravih kıldırmak üzere iki hafız tayin etti.İslam beldelerine de bu hususta yazılı emirler gönderdi.
Teravih namazının cemaatle ve yirmi rek`at olarak edasının sünnet olması Resulullah Efendimizì in (s.a.v) “Benim sünnetime, benden sonra da Hulefa-yi Raşidinin sünnetine ittiba etmeniz,uymanız vaciptir.”mealindeki hadisi şerifi ile sabittir.

 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(6.GÜN)“Halanız hurmaya hürmet ediniz.Muhakkak o, babanız H.z Adem`in toprağının fazlasından yaratıldı.”
(Hadis-i Şerif,Feyzü`l-Kadir)

ORUÇ ALTI ŞEY İLE TAMAM OLUR
1-GÖZÜ KORUMAK:Kalbini meşgul eden, kendisini Allah`ı hatırlamaktan alıkoyan ve dinen bakılması haram veya mekruh olan her şeyden gözünü korumaktır.Peygamber Efendimiz (s.a.v) “(Şehvet nazarı ile) Bakmak, şeytanın zehirli oklarından bir oktur.Kim Allah korkusuyla onu terk ederse, Allahü Teala ona öyle bir iman nasip eder ki, zevkini kalbinde duyar.” Buyurdular.(Hakim Huzeyfe`den)
2-DİLİNİ KORUMAK:Dilini, hezeyan, yalan,gıybet,koğuculuk,ç,rkin söz ve mücadeleden korumak;zikir,tespih ve Kur`an okumakla meşgul etmektir.İşte dilin orucu da budur.Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde: “ Oruç,(bütün fenalıklardan ve cehennemden) bir kalkandır.Sizden biriniz oruçlu olduğu vakit cahillik edip kem (kötü) söz söylemesin.Şayet birisi kendisiyle itişir veya kendisine karşı ta`n eder,çirkin kelimeler kullanırsa (ona);ben oruçluyum desin.” Buyurdular.
3-KULAĞI KORUMAK:Kulağı, dinlenmesi dinde yasak olan her şeyden muhafaza etmektir.
4-DİĞER UZUVLARI KORUMAK:El ve ayak gibi diğer uzuvlarını fenalıktan, midesini şüpheli lokmadan korumaktır.
5-İFTAR VAKTİ AZ YEMEK :İftar vakti, helal yemeğinden az yemek, midesini tıkabasa doldurmamaktır.Malumdur ki oruçtan maksat açlık ve şehveti kırarak takvayı kuvvetlendirmektir.
6-İFTARDAN SONRA KORKU İLE ÜMİT ARASINDA OLMAKTIR:Acaba orucu kabul olan mukarrebler (Allaha`a yakınlardan mı yoksa kabul olmayanlarda mıdır? Bunu düşünmelidir.Hatta yalnız oruçta değil, yaptığı her ibadetin sonunda bunu düşünmelidir.
ATALAR SÖZÜ:
Hesabı pak olanın yüzü ak olur.
Misafir on kısmetle gelir,birini yer dokuzunu bırakır.
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(7.GÜN)“Ramazan-ı şerifte sahura kalkınız.Çünkü sahurda bereket vardır.
(Hadis-i Şerif,Müttefekun aleyh)

İNSANLAR MALİ İNFAKTA ÜÇ KISIMDIR
Birinci kısım: Zekatın vacip olmasını beklemeden bütün malını Allah uğrunda infak edenlerdir.H.z Ebu Bekir (r.a) servetinin tamamını,Ömer (r.a) ise yarısını Allah için vermiştir.Resul-i Ekrem, “Geride ne bıraktın?” diye sorunca, H.z ömer, “Yarısını…”, H.z Ebu Bekir de, “Allah ve Resulü`nü bıraktım.” Diye cevap vermişlerdir.
İkinci kısım: Derece bakımından bunlardan aşağı olanlardır ki, onlar servetlerinin tamamını vermez fakat, yalnız zekat ile de kalmazlar, hayır yerlerini gözetir, mallarının bir miktarını çeşitli hayır yollarında sarf ederler.İmam Şa`biye, insanın servetinde zekattan başka borç var mı diye soruldğunda: Evet, vardır.Allahü Teala`nın “…Takva olan, akrabalara, öksüzlere, biçarelere, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirler uğrunda seve seve mal verir…” (Bakara, 3) ve “Size rızk ettiğimiz mallardan infak edin…”(Münafıkun, 10) mealindeki ayet-i celiler buna delildir.
Bu hususta alimlerin görüşü: Şiddetli ihtiyacı izale etmek (giderme) farz-ı kifayedir.Çünkü bir müslümanı kaybetmek caiz değildir.Fakat zekat borcunu ödemiş olan kimseye borç olan, bu miktarı borç olarak vermek olduğu gibi, borç teklifi yapmadan verme ihtimali de vardır.Bu gibi yardımı istikraz (ödünç para) yoluyla yapmak, üçüncü derece, yani bu avam derecesidir.
Üçüncü derece ise ne fazla ne de eksik yalnız zekat borçlarını ödeyenlerdir.Bu, en düşük derecedir.Dünyaya meyli fazla ve ahiret sevgisi az olanlar bu miktar ile iktifa etmişlerdir.Bu gibiler hakkında Allahü Teala “Eğer o sizden malınızın zekat olarak veya harp için hepsini ister de sizi çıplak bırakacak olsa esirger, vermesiniz…”(Muhammed, 37) buyurmuştur.
Resulullah Efendimiz (s.a.v) “Üç şey insanı helak edicidir: son derece cimrilik,şehvetin peşinden gitmek ve kendisini beğenmek.” Buyurmuştur.
Allahü Teala da “…Her kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte felah bulanlar, kurtulaşa ermiş olanlar ancak bunlardır.”(Hasr, 9)buyurmuştur.
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(8GÜN)“Yaşından dolayı bir ihtiyara ikramda bulunan her gence, Allahü Teala yaşlandığında muhakkak ikram edecek bir kimse nasip eder.
(Hadis-i Şerif, Sünen-i Tirmizi)

AMR BİN (R.A)`IN VEFATI
Amr bin As`ın künyesi, Ebu Abdullah ve Ebu Muhammed`dir.Annesi, Nabiğa Selma binti Harmele`dir.Babası Asbin Vail, Kureyşin eşrafındandı.Amr bin As`ın soyu, Peygamber Efendimz`in (s.a.v) soyu ile Ka`b bin Lüeyy`de birleşir.Amr bin as, şair ve cahilliye devrinde Kureyş`in süvarilerindendi.Kendisi, kısa boylu idi.Dühat-ı erba`dan Arapların (dört dahisinden) birisi olup, karışık ve içinden çıkılmaz meseleleri çözmekte maharetli idi.H.z Ömer (r.a), bir kimsenin aklını ve görüşünü zayıf gördüğü zaman: “Ben seni de, Amr bin Ası`da yaratanın bir olduğuna şehadet ederim” derdi.Halid bin Velid (r.a) ile beraber Müslüman olmuştur.
Ölüm halinde iken Amr bin As uzun bir müddet ağladı.Oğlu: “Ey babacığım! Resulullah sizi cennetle müjdelemedi mi?” deyince:
“(Ebedi hayat için) hazırladığımızın en faziletlisi Allah, dan başka hiçbir ilah olmadığına, Muhammed`in (s.a.v) Allah`ın Resulü olduğuna şehadet etmektir.Kendimi şu halimle hatırlıyorum ki; hiçbir kimse Resulullah`a (s.a.v) buğz bakımından benden daha şiddetli değildi. Ona rastlayıpta kendisini öldürmekten daha sevimli bir şey yoktu.Şayet o halde iken ölmüş olsaydım cehennem ehlinden olurdum.Ne zaman ki Allahü Teala, kalbime İslam`ın sevgisini koydu, Resulullah`ın (s.a.v) huzuruna vardım, kensine:
-“Sana bi`at edebilmem için, elinizi açınız.” Dedim.Resululah`ın (s.a.v) açtığı sağ elini tuttum.Resul-i Ekrem:
“Ya Amr! Sana ne oluyor?” buyurdu.Ben:
“Şartımı (söylemek) istiyorum”, dedim.Resulullah:
“Neyi şart koşuyorsun?” buyurdu.Ben:
“Mağfiret olunmamı”, dedim.Resul-i Ekrem:
“İslamiyetin, kendisinden öncekini(cürümleri), hicretin daha evvelki hataları, haccın daha önceki kusurları yık(ıb kaldır)dığını bilmiyor musun?” buyurdu.
O vakitten sonra Resulullah (s.a.v)`den daha sevimli, gözümde ondan daha büyük hiçbir kimse olmadı.Onu tazim ettiğim için gözümü dolduracak bakmaya gücüm yetmezdi.Benden onu vasfetmem, mübarek vücudlarının şeklini anlatmam istenilseydi-gözümü doldurarak bakamadığım için tarif etmeye gücüm yetmezdi.(Radıyallahu Teala anhu)
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(9.GÜN)“Bir kimsenin, (din) kardeşine üç günden fazla küskün kalması helal olmaz.”
(Hadis-i Şerif, Müttefekun aleyh)
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(10.GÜN)“Kim duha (kuşluk) namazını iki rek`at kılarsa, gafillerden yazılmaz.Kim dört rek`at kılarsa, abidlerden yazılır.Kim de altı rek`at kılarsa, o günde ona günah erişmez.” (Hadis-i Şerif, Kenzü`l-Ummal)
CİMRİLİK
Cimrilik kalbi hastalıklardandır.Malı; zekat,filtre,kurban,nezir,öşür ve nafakasıyla mükellef olduğu kimselerden esirgemek demektir.Şuh yani cimriliğin ileri mertebesi, malı kendi yeme, içme ve giyme gibi ihtiyaçlarına dahi harcamamaktır.
Hadis-i şerifte: “Üç şey helak edicidir: Peşinden gidilen heva ü heves,boyun eğilen cimrilik ve kişinin kendini beğenmesi.” Buyurulmuştur.
Al-i İmran süresinin 180. ayetinin tefsirinde şöyle denilmiştir. “Ey insanlar! Düşününüz.Allahü Teala`nın kendilerine sırf bir kerem ve lütfundan verdiği şeyde; malda,servette,kudrette cimrilik edenler pek yanlış bir harekette bulunmuş olurlar.Bu cimriliğin kendileri için bir hayır, bir faide, bir tasarruf olduğunu sanmasınlar.Belki bu cimrilik onlar için bir şerdir.O cimrilik ettikleri şey,mal,servet v.s kıyamet gününde yılan gibi bir suret alarak o cimrilerin boyunlarına dolanacaktır.İnsanın kendisi de, çoluk çocuğu da bütün servet ve zenginliğide yok olmaya mahkumdur.Ve göklerin ve yerin mirası da Allahü Tealanındır.Bütün mahlukat yok olcak,Allahü Tealadan başka bir malik ve sahip kalmayacaktır.Allahü Teala yaptığınız her şeyden tamamiyle haberdardır.
Hadis-i şerifte “Cömertlik; kökü cennete, cimrilik kökü cehennemde olan bir ağaçtır.” buyuruldu.Zira cömertlik rızkı takdir edene (Allahü Tealaya) itimadın, cimrilik ise Cenab-ı Hakkın kullarının rızkını tekeffül ettiğine (kefil olduğuna) itimatsızlığın ve iman zayıflığının alametidir.
İbn-i Ömer (r.a) Peyganber Efendimiz`in (s.a.v) şöyle buyurduğu rivaytte olundu: “Cömerdin yemeği deva, cimrinin yemeği ise hastalıktır.” Zira o müsafiri memnuyetle değilde kalbine ağır gelerek yedirir.Bu sebepten onun yemeği kalbe zulmet verir.
Cimriliğin sebebi mal-mülk sevgisi, dünyanın zinetine meyil ve hiç ölmeyecek gibi hırs ve uzun emeldir.Hadis-i şerifte “İnsan yaşlandıkça ondaki iki haslet gençleşir.Onlar; hırs ve tul-i emeldir.” Buyurulmuştur.
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(11.GÜN)“(Hakiki) zenginlik, mal çokluğundan değildir.(Hakiki) zenginlik ancak nefis zenginliği (kanaat etmek)dir.”(Hadis-i Şerif,Müttefekun aleyh)
ZEKAT İBADETİ
Zekat, lügatte bereket,nema,temizlik,salah ve saf olmak manalarına gelir.Istılahta ise senelik mali bir ibadettir ki Cenab-ı Hakk`ın emrine itaat için,Müslümanların zenginlerinin seneden seneye mallarından kırkta birini; bizzat Allahü Teala`nın tayin ettiği sekiz sınıftan birine vermelerinden ibarettir.Bu sınıfları beyan eden ayet-i kerimenin meali şudur: “Sadaka(zekat)lar ancak şunlar içindir: fakirler,miskinler, onun üzerine memur olanlar,müellefetülkulup,rekabeler (azad edilecek köleler) borçlular,Allah yolundakiler,yolda kalmışlar Allah tarafından kat`i olarak böyle farz buyuruldu ve Allah alimdir,hakimdir.(Tevbe 60)
Zekat,Hicret-i Nebevviyenin ikinci senesinde oruçtan evvel farz kılınmıştır.İslam`ın beş şartından birisidir,Hür,akıllı ve baliğ ve nisap miktarı mala malik olan Müslüman`ın zekat vermesi farzdır.
Zekatta nisap: Asli ihtiyaçlarından ve borçlarından başka, altında 20 miskal (=80.18gr) veya bu değerde nakit para; otlayan hayvanlarda ise devede beş, sığırda otuz ve koyunda 40 adeddir.Zekatın farz olması için nisaba kavuştuktan sonra malın üzerinden bir yıl geçmelidir.
Asli ihtiyaçlar: Ev ve ev için lüzümlu eşya,elbiseler,aletler,kitaplar,binek(at veya araba), hizmetçi ve bir aylık-sahih görülen diğer bir kavle göre bir senelik-erzaktır.Borç karşılığı para da asli ihtiyaçlardandır.Nisap miktarının sene içinde eksilmesi zekat vermeye mani değildir.Nisap seviyesinin başında ve sonunda mevcut olması yeterlidir.
Zekat verirken veya vermek üzere ayırırken kalben zekata niyet edilmesi lazımdır.Dil ile söylemek lazım gelmez.Zekat niyeti ile verirken hediye veya borç olarak verdiğini söylemekte bir mahzur yoktur.(Büyük İsl. İlm.)
EBUSSUUD EFENDİ FETVALARINDAN
Mesele: Zeyd-i Müslim Ramazan ayını bi-gayri özrin (özürsüz) yese, Zeyd`e ne lazım olur?
Elcevap: Müslim olan öyle eylemez.

 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(12.GÜN)“Mü`min, Kuran-ı Kerim`i hatmettiği zaman, altmış bin melek onun için Cenab-ı Hakk`tan mağfiret talep eder.”
(Hadis-i Şerif, Deylemi, Müsnedü`l-Firdevs)

CUMANIN FAZİLETİ
“Güneşin doğduğu en hayırlı gün, Cuma günüdür; Adem (a.s) o günde yaratıldı, cennete o gün girdi, yeryüzüne o gün indi, tevbesi o gün kabul oldu, o günde irtihal etti,(ahrete gitti) kıyamet o gün kopacaktır.Allah katında bugün “yevmü`l-mezid”dir.Göklerde melekler cumaya “yevmül-mezid” derler.Cuma, cennet halkının Allahü Tealayı göreceği gündür.
ZEKATTA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Cenab-ı Hak Bakara süresinin 43. ayet-i kerimesinde mealen “Namazı dürüst kılın, zekatı verin…” buyurmuşlardır.Zekat mali ibadetlerin en mühimidir.Kuran-ı Keirm`de seksenden fazla ayet-i celilede zikredilmiştir.Zekat temizleyici bir ibadettir.Zekat ibadeti,hem zekatı verilen malı, hem de zekat veren kimseyi temizler.Nitekim ayet-i kerimede “Onların mallarından bir sadaka al ki , onunla kendilerini tezkiye etmiş, temizlenmiş olursun…”(Tevbe 103).Hadis-i şerifte “Mallarınızı zekat ile koruyunuzi hastalıklarınızı sadaka ile deva ediniz, belaları dua ve niyaz ile karşılayınız.” Burulmuştur.
Zekatı vermek için muttaki, yani Allahü Teala`dan korkan ve itaat edenleri seçmek, onların takvalarını artırır ve mükafatı büyük olur.Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Yemağinizi müttaki kimselere yedirin, sadakalarınızı da mü`minlere verin.”buyurmuştur.
Bilhassa ilim tahsil eden veya ilim sahibi olan fakirleri seçmek.Allah rızası niyeti ile ilim tahsili en büyük ibadettir.İbni Mübarek (rh.) sadakalarını bilhassa alimlerin fakirlerine verirdi.Niçin böyle yaptığı sorulduğunda; “Ben Peygamberlikten sonra ilimden daha üstün bir rütbe olduğunu zannetmiyorum.Onun ihtiyacını temin etmek, okumasını sağlamak daha makbuldür.”diye cevap vermiştir.
Nimetin Allah`tan olduğunu bilerek ona şükredenleri seçmek.
Kulların en çok şükredenleri, nimeti Allah`tan bilenlerdir.Böylelerine yapılan yardım ise, şüphesiz kaybolmaz.
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(13.GÜN)“En faziletli sadaka, aç bir karnı doyurmandır.”
(Hadis-i Şerif,Beyhaki,Şuabü`l-İman)

SABIR
Sabır, yüksek ve güzel bir sıfattır.Peygamberlerin sıfatı (ahkakı)dır.Kuran ı Kerim`de Allahü Teala sabreden kullarını medhetmiştir.Zümer suresinin 10.ayetinde (mealen): “…Şüphe yok ki sabredenlerin mükafatları hesapsız olarak ödenecektir.”buyuruluyor.
Hadis-i şerifte buyruldu ki: “Sabredenlere kıyamette o kadar sevap verilir ki, mizansız ve hesapsız, yağmur yağar gibi ihsanlara kavuşurlar.Dünyada sıhhatli yaşayıp keder görmeden ölen kimseler, onları ve sevaplarını görünce:Keşke dünyada iken vücudlarımız makas ile parça parça olsaydı da, biz de şimdi, bunlar gibi sevaplara kavuşsaydık derler.”
Yine bir hadis-i şerifte “Musibetlere sabır, taatlere devam etmek nurdur.”buyuruldu.
Bakara süresinin, 155 ve 156 ayet-i kerimesinde mealen “…Sabredenlere müjde ver.Onlara bir musibet geldiği zaman onlar inna lillah ve inna ileyhi raci`un yani, biz Allahü Tealanın mahlukuyuz, kullarıyız, elbette ona döneceğiz , derler.”buyuruldu.Hadis-i şerifte “Bir musibet zamanında, inna lillahi ve inna ileyhi raciun” diyene Allahü Teala o musibet yerine bir murad ve ona karşılık ihsanda bulunur.”buyuruldu.
Dünyada gelen musibete ahrette büyük sevap ve mükafat vardır.Dünyadan ahrette rağbete sebep olur.Dünyanın fani olduğunu göstererek hırs, tama` ve kibir gibi kötü huylardan kalbi kurtarmaya vesile olur.
Bir kimse dört belaya sabretmeyince kamiller derecesine kavuşamaz:Düşmanın şamatasına, dostların ayıplamasına, cahillerin dil uzatmasına ve arkadaşların hasedine.
Bir kinse dünyada belalara sabretmeyince sıddiklar derecesine kavuşamaz.Allahü Teala birçok peygamberini sabır sıfatıyla vasdedip övmüştür.Ülü`l-azm peygamberlerin,(bütün peygamberlerin en faziletlisi olan beş peygamberin) büyük sıfatlarından biri de sabırdır.
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(14.GÜN)“İhtiyaçları, izzet-i nefsinizle (kendinizi küçültmeden) isteyiniz.Çünkü bütün işler taktir edildikleri şekilde cereyan eder.
(Hadi-i Şerif, Muhtaru`l Ehadis)

AHİRETTE İNSANLARIN HALLERİ
Allahü Teala (mealen): “Hatırla o günü takva sahiplerini Rahman`a bir elçi cemaati halinde göndereceğiz.Ve günahkarları da cehenneme susamış olarak sevk edeceğiz.(Meryem, 85-86)buyurmaktadır.
Zahid, arif ve tasavvufta belli makamlara gelenlerden bir taife,
Üzerlerinde ziynetler ve cennet hulleleri olduğu halde her birerleri mahbublarının, meliklerinin yanında zenginlik ve rahat içindedirler.
Taatlarınn ve marifetlerinin nurları yüzlerinde parlamaktadır.Onların sair insanların hesabı bitinceye kadar önlerinde, içinde çeşitli meyveler, içecekler ve yiyecekler olan sofralar vardır.
Sonra H.z Allah`ın kendilerine hazırlamış olduğu menzilerine, cennete girerler.Orada nefislerinin arzu ettiği ve gözlerin lezzet duyduğu, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve beşer kalbine gelmeyen nimetler vardır.
Allahü Teala, “Yaptıklarına karşılık onlar için gizlenen müjdeyi kimse bilmez” (Secde, 17 )buyuruyor.
Şüpheli ve haram olan şeyleri yiyen, ibadetlerini ifşad edenler ise feryad, figan ve meşakkat içindedirler.İşte böyle olan kişi, cennetteki mekanını görür, fakat üzerindeki haklardan çıkıncaya, kurtuluncaya kadar oraya ulaşamaz.
Kafiler ise, cehennemde ebedi kalışlarını, helak oluşlarını açıkça gördüklerinden, hakir ve zelil oluşlarından, ayaklarına vurulan bukağı(pranga)lardan ve azap çeşitlerini açıkça görüp, dünyada inkar ettikleri şeyler kendilerine keşf olduğundan devamlı “Yazık bize, helak bize derler.”
H.Z OSMAN (R.A.) BUYURDULAR Kİ:
“Dünya tasası (üzüntüsü) kalbde zulmet, ahiret tasası (üzüntüsü) ise, kalpde nurdur.”
 

Sefine-i Hayat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
987
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
eSSELAMU ALEYKÜM DEĞERLİ KARDEŞİM.PAYLAŞTIĞIN HAYIRLI KONULAR İÇİN RAB'BİM C.C. RAZI OLSUN SEVABINI HANENE EKLESİN İNŞAALLAH.OKUYUP YAŞAMA GEÇİREBİLMEYİ NASİP ETSİN RAB'BİM C.C.SELAM VE DU İLE KALINIZ..B)​
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
kardeşim

kardeşim

Allah Razı olsun kardeşim.Acizane siz ve siteki kardeşlerimize faydalı olabiliyorsak ne mutlu bana.selam ve dua ile kardeşim.Allaha Emanet olunuz.
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(15.GÜN)“Kim Kuran-ı Kerim`i gece veya gündüz okursa mağfiret olunur.”
(Hadis-i Şerif,Sünen-i Darimi)

İ`TİKAF
İ`tikaf, cemaatle namaz kılınan bir mescid-i şerifde veya o hükümde bulunan bir yerde i`tikaf niyetiyle bir müddet ikamet etmekten ibarettir.
İ`tikaflar, vacip, sünneti müekkede ve müstahap olmak üzere üç kısımdır.
Lisan ile nezredilen bir i`tikaf, vacipdir.Ramazan-ı şerifin son on gününde yapılan bir i`tikaf, kifayet yoluyla bir müekked sünnetir.Başka bir zamanda ibadet ve taat maksadıyla bir ma`bedde bir müddet yapılan i, t,kaf da müstehabdır.
İ`tikafın şartları: Mu`tekif (i`tikafa girecek kimse); Müslüman ve akıllı olmalı cünüplükten ve hayz ile nifastan temiz bulunmaldır.İ`tikafa niyet edilmiş olmalıdır.İ`tikaf bir mescitte veya o hükümde bulunan bir yerde yapılmalıdır.Vacip olan bir i`tikafda mu`tekif oruçlu bulunmalıdır.Kadınlar için kendi evlerinde mescid olarak kullandıkları yerler, birer mescid hükmündedir.
Mu`tekifin mescidden bir özrü olmadan çıkması i`tikafını bozar.Refikasıyla münasebette bulunması da böyledir.Fakat itikaflının dini veya tabii veya zaruri bir ihtiyaçtan dolayı mescidden dışarı çıkması i`tikafı bozmaz.Cuma namazını kılmak için en yakın bir cami-i şerife gitmesi gibi.
ÇOCUĞUN NAFAKASI VE BAKIMI
Her erkeğe, hanımının ve baliğ olmamış fakir erkek çocuklarının, baliğ olsa bile sakat olup çalışamayacak durumda olan veya ilim tahsil eden büyük erkek çocuklarının ve küçük olsun büyük olsun, sağlam olsun sakat olsun, evleninceye kadar kız çocuklarının nafakasını temin etmesi vaciptir.Eğer anne babası fakir ise çalışabilecek durumda olsalar bile onların nafakası da oğlu üzerine vaciptir.Eğer hem oğlu hem kızı var ve kızı da zengin ise anne babasının nafakası ikisi üzerine vaciptir.
Her hanıma, eğer bir mani yoksa, ev işlerini yapmak ve çocuğunu hıdanesi(beslenme ve temizlik gibi hizmetleri, bakımı) altına alıp büyütmesi de diyaneten (kendisi ile Allah arasında insani, ahlaki ve dini) bir vazifedir.
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(16.GÜN)“Muhakkak (kamil) alimler, peygamberlerin varisleridir.”
(Hadis-i Şerif, Sahih-i Buhari)
 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(17GÜN)“O kimseler ki, iman ettiler ve salih salih amellerde bulundular, onlar için firdevs cennetleri elbetteki bir konak olmuştur.” (Kefh Suresi, ayet 107)
İLİM VE AMEL
Yine iyi bilinmelidir ki, ilim amel için lazımdır.Amelsiz ilim ilm-i gayr-ı nafi, musbetin eşedd ve a`zamıdır.Yarın huzurullahda sahibinin aleyhine huccet olacaktır.Onun için Cenab-ı Fahr-i alem, bu ilm-i gayr-ı nafiden (Allahümme inni eüzü bike min ilmin la yenfe`u) hadis-i şerifi ile Allahü Teala`ya istiaze buyurmuştur.
İlim verilip de Tevfik-i amel i`ta olunmayan kimse ehl-i mekr ve istidracıdır.Bu babda daima Allah`a iltica eylemek, amele sarılmak, mazhar-ı mekr ve istidrac olmaktan muttasıl korkmak lazımdır.
İman ile amel tev`emdir.Amelsiz iman, za`if ve gayr-ı kamildir, ahir nefeste zevalinden korkulur.Kulubdaki imanın vücuduna mukteza-yı iman olan ef`al ve a`mal-i zahireden başka delil yoktur.Cenab-ı Mevla`nn kelam-ı hakiminde mü`minlere olan hitabı daima (Ellezine amenü ve amilü`s salihati) suretinde varid olmuş, ehl-i imanın sıfat-ı farika ve mümeyyizesi iman ile amel zikr edebilmek suretiyle tavsif buyurulmuş, imandan sonra amelin ehemmiyeti tefhim ve irae kılınmıştır.İktisab-ı kemalat ancak iman-ı kamile ve muktezası olan a`mal-i salihanın husn-i ityanına menuttur.Onun için; dar-ı cennette belki ebedü`l-abadda ni`metlerin vefreti mukteza-yı iman olan a`mal-i salihanın kesreti ile mütenasip olacak, kesret-i sevab ve ni`am, vefret-i a`malin mukabili ve neticesi bulunacaktır.(Mektublar)
Lügatçe: ,lm-i gayr-i nafi: Menfaat vermeyen ilim Allahümme inni eüzü bike min ilmin la yenfe`u : Allah`ım, fayda vermeyen ilimden sana sığınırım.Tevfik-i amel: Amel etmeye muvaffak olmak. İ`ta olunmayan: Verilmeyen Ehl-i mekr ve istidraz:Allah`ın emirlerine isyan ettiği halde Allah`ın nimetlerini vermeye devam ettiği, itaatsizliğine rağmen kendisini bulunduğu halde bırakıp dokunmadığı kimse Muttasıl: Bitişik, aralıksız, daima Tev`em: İkiz Mukteza-yı iman : İmanın icap ettirdiği Ef`al Fiiller A`mal-i zahire:Görülen ameller Ellezine amenü ve amilü`s salihati: İman eden ve Salih amel işleyen kimseler Sıfat-ı farika: Ayıran sıfatlar Mümeyyiz : Ayıran Tefhim: Anlatma İrae: Gösterme İktisab-ı kemalat: Kemalatı kazanmak, elde etmek A`mal-i Saliha: Salih ameller Husn-i ityan: Güzel bir şekilde yerine getirme Menut: Bağlı Ebedü`l-abad: Sonu olmayan zaman Nimetlerin vefreti: Nimetlerin bolluğu Vefret-i amel : Amellerin çokluğu

 

fazıl14

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 May 2008
Mesajlar
117
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mübarek Ramazan Günleri

(18.GÜN)“Kadir gecesini Ramazan-ı Şerif`in son on gününün tek gecelerinde arayınız.” (Hadis-i Şerif, Muttefekın aleyh)
KADİR GECESİ`Nİ ARAMAK
Kadir Gecesi`nin, Ramazan-ı Şerif`in 20`sinden sonra tek gecelerinde aranmasına dair müteaddit hadis-i şerifler varid olmuştur.Birinden itibaren tek gecelerde aranmasını tavsiye eden büyükler vardır.İmam-ı şa`rani Hazretleri, Kadir gecesi`nin kaçıncı gece olduğunu, Ramazan-ı Şerif`in giriş günlerine göre şöyle tespit etmiştir:
Pazar günü girerse, 28`i 29`a bağlayan gece.
Pazartesi günü girerse, 20`y 21`e bağlayan gece
Salı günü girerse, 26`yı 27`ye bağlayan gece
Çarşamba günü girerse, 18`i 19`a bağlayan gece
Perşembe günü girerse, 24`ü 25`e bağlayan gece
Cuma günü girerse, 16`yı 17`ye bağlayan gece
Cumartesi günü girerse, 22` yi 23`e bağlayan gece
İmam-ı Şa`rani Hazretleri 30 sene Kadir Gecesi`yle bu üsüle göre müşerref olmuşlardır.Birçok ehlüllah bu üsülle Kadir Gecesini bulmuşlardır.
Kadir Gecesi`nin bu ay içeresinde hangi gece olduğunun gizlenmesi, mü`münlerin her geceyi Kadir Gecesi bilip, her gece çokca ibadet etmeleri içindir.
Kadir Gecesi`nde hava berrak ve güzel olur.O gece her şey Allah`a secde eder.Denizlerin suyu bir an için tatlılaşır.Mü`minler afv-ı ilahi ve mağfiret-i sübhaniye mazhar olurlar.
Netice olarak Ramazan-ı Şerif hangi gün girerse girsin, bu hesaba göre Kadir Gecesi, cumartesiyi pazara bağlayan geceye isabet etmektedir.Ramazan-ı Şerif`in ikinci yarısında iki adet cumartesi vardır.Bunlardan gecesi tek sayıya isabet eden, Kadir Gecesi`dir.
BEYİT:
Her gördüğün Hızır bil,
Her geceyi Kadir bil.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt