Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mekke ' Nin Fethi.. (1 Kullanıcı)

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
MEKKE nin FETHİ

Zamanı Hicretin sekizinci yılı Ramazan ayı/M 630

Resulullah(SAV) Ramazan ayında yola çıkmıştı

Yeri Mekke i Mükerreme

Mekke nin
müslümanlar ile hicretten önce ve sonra devam eden mücadeleleri yirmi bir seneyi bulmuş,bu süre içinde durum ve güç dengesi müslümanlar lehine değişmişti

Tam da bu esnada Kureyş
müslümanlarla yaptığı Hudeybiye anlaşmasını bozmuştu
Çünkü Beni Bekr ve Huzaa kabileleri arasında çarpışma çıkmıştı
Beni Bekr Kureyş in Huzaa da müslümanların müttefikiydi.
Kureyş bu çarpışmada müttefiki olan Beni Bekr ile birlikte hareket etmiş ve Huzaa da önce zayıf iken müslümanlar sayesinde güçlenmişti
İbn i Hişam II 263

Hz.Peygamber
Arab yarımadası tarihinde eşi görülmemiş büyük bir ordu hazırladı.
Ordu on bin kişiden meydana geliyordu ve Büyük Komutanına mutlak itaat halindeydi

Hz Peygamber
Mekke seferine kesin karar verince Hatib b Ebi Baltaa Kureyşe bir mektup yazdı.
Mektubunda Kureyşin tedbir alması için Hz Peygamber in kesin kararından onları haberdar ediyordu

Mektubu bir kadına ücreti mukabilinde götürmesi için teslim etti
Fakat Allah(CC) durumu vahiy yoluyla Hz Peygamber e bildirdi
Resulullah
mektubu kadından almaları ve yolculuğuna engel olmaları için Hz Ali ve Zübeyr b Avvam ı gönderdi
Yolda kadını yakaladılar Hz Ali

Hatib in seninle gönderdiği mektup nerede dedi.

Kadın yanında mektup olduğunu inkar etti Eşyaları arandıysa da mektup bulunamadı Bu sefer kadına

Vallahi Resulullah a yalan söylenmedi O da bize yalan söylemedi
Ya mektubu çıkarırsın ya da seni soyarız dedi

Kadın Hz Ali nin kesin kararlı olduğunu görünce saçının örgülerinden mektubu çıkardı

Durum ortaya çıkınca Hz Peygamber Hatib e

Seni bu davranışa iten nedir dedi O da

Ya Resulullah Vallahi ben Allah a ve Resulüne iman eden biriyim Fakat benim burada aslım ve ailem yok Kureyş içinde ise ailem ve evladım var Onlar nezdinde bir iyilikte bulunmuş olayım istedim

Bunun üzerine Hz Ömer

Emret boynunu vurayım ya Resulullah dedi

Hz Peygamber de ona cevaben

Bilmez misin ki ya Ömer Allah Bedir savaşına katılanlara bakıp
ne yapmışsanız Ben sizi bağışladım demiş ola

buyurdu Hatib Bedir e iştirak etmişti
İbn-i Hişam IV- 29/30

Şu ayet i kerime de bu konuda nazil olmuştur

Ey iman edenler Benim düşmanımı da sizin düşmanınızı da dostlar edinmeyin Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz halbuki onlar size gelen hakkı inkar ettiler
MÜMTEHİNE SURESİ Ayet 1

Abbas ve Ebu Süfyan

Hz.Peygamber
Mekke ye yaklaşana kadar Kureyş O nun gayesi ve hedefi hakkında bilgi sahibi olamamıştı
Gafil avlandılar ve zor durumda kaldılar
Onlar ne yapacakları hususunda münakaşa ederken
Abbas Mekke dışına çıktı ve Cuhfe de müslümanlarla karşılaştı
Abbas ın daha önceden müslüman olduğu ve Hz Peygamber in emriyle müslümanlığını gizlediği rivayet edilir
Abbas
İslam Ordusunun Mekke ye savaşarak girmesinden ve neticede orada her şeyin yerle bir olmasından endişe ederek bu esnada önemli bir rol oynadı
Hz Peygamber in katırını aldı Onu Mekke ye götürecek ve Mekke lilerin İslam Ordusundan sakınmalarını sağlayacaktı
Yolda
Ebu Süfyan b Harb ın sesini duydu
O da Budeyl b Varka ile beraber haber toplamak için çıkmıştı
Abbas

Ey Ebu Hanzala diye seslendi.

Ebu Süfyan O nun sesini tanıyıp sevindi ve

Ya Ebu l Fadl diye karşılık verdi Abbas ona

Vah sana Resulullah mağlup edilemeyecek bir ordu ile size doğru yola çıkmış arkama Resulullah ın katırına bin Belki seni kurtarabilirim dedi.

O da Abbas ın terkisine bindi
Müslümanlar onu görünce öldürmek istediler Fakat Abbas

Ben O na eman verdim diye bağırdı.

Abbas durumu Hz Peygamber e arzetti
Resulullah da hikmetine binaen Ebu Süfyan ın gönlündeki korkunun bir süre daha devam etmesini istedi Abbas a

O nu yanına al ve sabahleyin Bana getir dedi

Sabah olunca Hz Peygamber Ebu Süfyan ı
bütün ümitlerini kaybetmiş kavminin aşağı ve bayağı bir duruma düşmesini önlemekten başka kaygısı olmayan bir kişi olarak karşısına aldı O na

Ey Ebu Süfyan Allah dan başka ilah olmadığını bilme zamanın gelmedi mi dedi O da

Anam babam Sana feda olsun Sen ne kadar yumuşak ne kadar iyi Birisin Sıla i rahmi ne kadar gözetiyorsun
Vallahi eğer Allah dan başka bir ilah olsaydı bana mutlaka bir faydası olurdu
İbnu Kayyım Zadu l Mead II 363

Hz Peygamber tekrar sordu

Benim Allah ın Peygamber i olduğuma şehadet etme zamanın gelmedi mi

Ebu Süfyan bu soruya üstü kapalı cevap verdi

Bu konuda gönlümde bir şey var

Bu cevap üzerine Abbas
eliyle onu dürtüp uyardı ve cahiliyye taassubundan sıyrılmasını istedi
O da Allah a ve Resulüne iman ettiğini açıkladı.

Ebu Süfyan iman etti Fakat Hz Peygamber,
İslam Ordularının mevcudunu bizzat görmesi için onun Mekke ye dönmesine müsaade etmedi
Ebu Süfyan
hiç aklına gelmeyen bir manzarayla karşılaştı Bu debdebeli askeri gösteri sona erince Mekke ye dönmek üzere serbest bırakıldı
O artık Mekke de halka
hiç bir kuvvetin durduramayacağı bu askeri yürüyüşü anlatan
ve bütün karşı koyma ümitlerini yok eden bir kişi olmuştu
İbn Hişam II 269

İslam Orduları dört yönden Mekke ye girdiler

Halid b Velid de komutanlardan biriydi

Resulullah ın görevlendirdiği bir kişi ilan ediyordu

Kim Ebu Süfyan ın evine girerse emniyettedir
Kim kapısını kapatırsa emniyettedir
Kim Mescid-i Haram a girerse emniyettedir
İbn Hişam II 269

Mekke teslim oldu
Müslümanlar Kabe yi tavaf ettiler ve putları kırdılar
Bunları yaparken şöyle haykırıyorlardı

Hak geldi batıl yok oldu Elbette batıl yok olmaya mahkumdur
İbnu Kayyım Zadu l Mead II 165/İbnü l Kelbi Kitabu l Esnam 41

Onlara

Size ne yapacağımı sanıyorsunuz

deyince etrafına toplanıp

Sen iyi bir kardeş ve iyi bir kardeş oğlusun

dediler
Hz Peygamberde

Gidin Serbestsiniz

buyurdu
İbn Hişam II 274
 

tulay

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
19
Tepki puanı
0
Puanları
0
mekkenin fethi 1 ocakmı ben böyle bir duyum almıştım geçen ne kadar doğru acaba bana bilgi verirseniz çok sevinirim cenabı mevlam hepinizden razı olsun ALLAHA EMANET OLUN......
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Hudeybiye andlasmasina göre Huzaa kabilesi, Resulullaha,Bekirogullari kabileside Kureys kabilesi himayesine girmisdi.Fakat Bekirogullari kabilesi ansizin Kureyslilerden Saffan bin Umeyye,Ikrime bin Ebu Cehil, Süheyl bin Amr, Huveytib bin Abduluzza, Mükrez oglu Hafz ve bir kisim kureysli müsriklerle Huzaa kabilesi üzerine saldirmislar ve onlardan 23 kisiyi öldürmüslerdi.Bunun üzerine Huzaa kabilesinden Amr bin Salim Huzai 4I kisilik toplulukla peygamberimize geldiler ve olayi Resulullaha anlattilar. Resulullah Kureyslilere, ya bu saldirida öldürülen 23 kisinin diyetinin ödenmesini yada Kureyslilerin Bekirogullarinin himayesini birakmasini istedi. Kureysli Müsrikler bunlari da kabul etmediler.Fakat yinede anlasmayi bozduklari için içlerini korku bürüdü. Ve tekrar anlasma yapmalari için Ebu Süfyan-i Medineye yolladilar. Ebu Süfyan Peygamberimizden ve Sahabilerden Eman dilediysede kabul görmedi ve mekkeye eli bos olarak döndü.Peygamberimiz büyük bir ordu hazirlayarak gizlice Mekke sehrini kusatti. Aniden basilan Mekkeli Müsrikler neye ugradiklarini sasirmislar ve savas hazirligini bile yapamamislardi. On ikibin kisilik büyük islam ordusu hiç bir büyük olaya karismadan kolayca Mekke sehrini fethetmislerdir.Hicretin sekizinci yilinda Resulullah (s.a.s.)'e boyun egen Mekke, bu tarihten sonra yeni bir dönemi yasamaya basladi. Allah Teâlâ'nin mübarek kildigi, Islâm dininin merkezi olan bu belde, sirkten, putperestlikten ve bütün diger hurafelerden arindirilmis yeni bir hayata kavustu. Daha önce bagimsiz bir sehir devleti olan Mekke'nin, fetihten sonra ekonomik ve sosyal durumu da degismisti. Mekke, ihtiyaçlarini temin edebilmek için ihtiyaç duydugu yogun kervan faaliyetlerine eskisi gibi bagimli degildi. Zira, Islâm devleti elde ettigi gelirleri ihtiyaç olan yerlere adil bir sekilde taksim ettigi için Mekke'nin ihtiyaç duydugu her sey Islâm devleti eliyle saglaniyordu. Ayrica eski ticarî faaliyetler, Mekke için artik hayatî olma özelligini yitirmisti. Mekke, Hac zamanlarinda çok degisik bir manevî atmosfer altinda hareketli ve canli günler yasiyordu. Bu zaman zarfinda çok yogun bir ticarî faaliyeti de sahne oldu. Ayrica Mekke, yeryüzündeki bütün müslümanlarin kalplerinde yasattiklari ve oraya ulasip, Hac ibadetini yerine getirmek için büyük fedakârliklari göze aldiklari bir manevî sehir olma özelligini kiyamete kadar sürdürecektir.

Kaynak: İslam tarihi



Selamün Aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü kıymetli Talip Amcam, emeğinize, yüreğinize sağlık olsun..Günün gerçek gündemine, gerçek müjdesine değinen, zafer ve cihad kokan bu güzel paylaşım için Rahman c.c razı olsun..Ecrinizi ve sevabınızı en hayırlısıyla versin inşallah..Şüphesiz ki, Hak ile Batıl'ın bu ibretlik ve destansı mücadelesinden biz ahir zaman ümmetinin öğrenmesi ve tefekkürlenmesi gereken çok şey var..Bir acılar şehri olan Mekke, artık müslümanların idi ve Efendimiz (s.a.v)'in yıllar süren Mekke özlemi bu feth-i mübin ile sona eriyordu..

İmanın doğduğu ve aynı zamanda acıların şehri olan Mekke, artık bizimdi..Bu güzel günün manasını hissedenlerden ve o ruhu canlı tutanlardan olmak duasıyla inşallah..

Daimi dualardasınız Talip Amcamız..Rabbimiz c.c her daim yar ve yardımcınız olsun inşallah..Rahman'a emanet olunuz..Selam ve baki dua ile.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
Mekke 'nin Fethi

Mekke 'nin Fethi

mekkenin fethi 1 ocakmı ben böyle bir duyum almıştım geçen ne kadar doğru acaba bana bilgi verirseniz çok sevinirim cenabı mevlam hepinizden razı olsun ALLAHA EMANET OLUN......


EsselamuAleyküm;

Kaynak: İslam Ansiklopedisi; C. V / S. 165
Mekke 'nin Fethi,
Hicri 8.yılın Ramazan ayında(ocak 630)...

Yine aynı eserde..bu fetih için Medine'den;

10 Ramazan 8(H)/ 1 Ocak 630 tarihinde hareket edildiği kayıtlıdır.

İbni Abbas(r.a.)'dan rivayetle;

"Hicretin 8. senesi Ramazan'ı-Şerifte maiyetinde 10.000 asker Mekke'ye yürüdü.Ve "Kedid" denilen mahalle varıncaya kadar Resulullah ve askeri oruç tuttular.
Kedid,Usfan ile Kudayd arasında bir suyun ismidir.
Orada Resulullah ve askeri "iftar" ettiler."
(Sahih-i Buhari: IV C./ Hds.No; 1200)

1 Ocak Medine'den Fethe hareket edildiği gün olarak görünüyor..Mekke'nin Fethinin gün olarak değilde Ramazan ayı(Ocak)'nda olduğu kesindir..

Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
Mekke 'nin Fethi

Mekke 'nin Fethi

Hudeybiye andlasmasina göre Huzaa kabilesi, Resulullaha,Bekirogullari kabileside Kureys kabilesi himayesine girmisdi.Fakat Bekirogullari kabilesi ansizin Kureyslilerden Saffan bin Umeyye,Ikrime bin Ebu Cehil, Süheyl bin Amr, Huveytib bin Abduluzza, Mükrez oglu Hafz ve bir kisim kureysli müsriklerle Huzaa kabilesi üzerine saldirmislar ve onlardan 23 kisiyi öldürmüslerdi.Bunun üzerine Huzaa kabilesinden Amr bin Salim Huzai 4I kisilik toplulukla peygamberimize geldiler ve olayi Resulullaha anlattilar. Resulullah Kureyslilere, ya bu saldirida öldürülen 23 kisinin diyetinin ödenmesini yada Kureyslilerin Bekirogullarinin himayesini birakmasini istedi. Kureysli Müsrikler bunlari da kabul etmediler.Fakat yinede anlasmayi bozduklari için içlerini korku bürüdü. Ve tekrar anlasma yapmalari için Ebu Süfyan-i Medineye yolladilar. Ebu Süfyan Peygamberimizden ve Sahabilerden Eman dilediysede kabul görmedi ve mekkeye eli bos olarak döndü.Peygamberimiz büyük bir ordu hazirlayarak gizlice Mekke sehrini kusatti. Aniden basilan Mekkeli Müsrikler neye ugradiklarini sasirmislar ve savas hazirligini bile yapamamislardi. On ikibin kisilik büyük islam ordusu hiç bir büyük olaya karismadan kolayca Mekke sehrini fethetmislerdir.Hicretin sekizinci yilinda Resulullah (s.a.s.)'e boyun egen Mekke, bu tarihten sonra yeni bir dönemi yasamaya basladi. Allah Teâlâ'nin mübarek kildigi, Islâm dininin merkezi olan bu belde, sirkten, putperestlikten ve bütün diger hurafelerden arindirilmis yeni bir hayata kavustu. Daha önce bagimsiz bir sehir devleti olan Mekke'nin, fetihten sonra ekonomik ve sosyal durumu da degismisti. Mekke, ihtiyaçlarini temin edebilmek için ihtiyaç duydugu yogun kervan faaliyetlerine eskisi gibi bagimli degildi. Zira, Islâm devleti elde ettigi gelirleri ihtiyaç olan yerlere adil bir sekilde taksim ettigi için Mekke'nin ihtiyaç duydugu her sey Islâm devleti eliyle saglaniyordu. Ayrica eski ticarî faaliyetler, Mekke için artik hayatî olma özelligini yitirmisti. Mekke, Hac zamanlarinda çok degisik bir manevî atmosfer altinda hareketli ve canli günler yasiyordu. Bu zaman zarfinda çok yogun bir ticarî faaliyeti de sahne oldu. Ayrica Mekke, yeryüzündeki bütün müslümanlarin kalplerinde yasattiklari ve oraya ulasip, Hac ibadetini yerine getirmek için büyük fedakârliklari göze aldiklari bir manevî sehir olma özelligini kiyamete kadar sürdürecektir.




Kaynak: İslam tarihi

MEKKE 'nin FETHİ
Allah'ın dinine,Resulü'ne,ordusuna ve emin hizbini,kendisi ile yücelttiği,kendi yurdunu,alemlere rahmet yaptığı evini kafirlerin ve müşriklerin elinden kurtardığı BÜYÜK FETİH.
O,sema ehlinin kendi ile müjdelendiği,
izzet çadırının ipinin ikizler burcunun omuzlarına kurulduğu,insanların Allah'ın dinine kendi sebebiyle grup grup girdiği,kendi ile dünyanın yüzünün aydınlayıp nurlandığı bir FETİH 'TİR.
Allah Resulü İslam bölükleri ve Rahman ordularıyla 8. yılın Ramazan ayının onuncu günü fetih için çıktı.
Medine'ye Ebu Ruhm Külsüm b. Husayn el-Gıfari'yi vekil etti.
İbn Sa'd aksine,Abdullah b. Ümmü Mektum 'u tayin etti der.
(İbni Sa'd: 2/135)

Zad'ul-Mead



Selamün Aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü kıymetli Talip Amcam, emeğinize, yüreğinize sağlık olsun..Günün gerçek gündemine, gerçek müjdesine değinen, zafer ve cihad kokan bu güzel paylaşım için Rahman c.c razı olsun..Ecrinizi ve sevabınızı en hayırlısıyla versin inşallah..Şüphesiz ki, Hak ile Batıl'ın bu ibretlik ve destansı mücadelesinden biz ahir zaman ümmetinin öğrenmesi ve tefekkürlenmesi gereken çok şey var..Bir acılar şehri olan Mekke, artık müslümanların idi ve Efendimiz (s.a.v)'in yıllar süren Mekke özlemi bu feth-i mübin ile sona eriyordu..

İmanın doğduğu ve aynı zamanda acıların şehri olan Mekke, artık bizimdi..Bu güzel günün manasını hissedenlerden ve o ruhu canlı tutanlardan olmak duasıyla inşallah..


Daimi dualardasınız Talip Amcamız..Rabbimiz c.c her daim yar ve yardımcınız olsun inşallah..Rahman'a emanet olunuz..Selam ve baki dua ile.
VeAleynaAleykümSelam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu
Aliye Yeğenim,

Katkınız,yorumunuz ve dualarınız için Allah(CC) razı olsun.

Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

mehmet ercan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
325
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
ESSELAMÜNALEYKÜM;

Eline yüreğine sağlık kardeşim çok güzel bir paylaşım olmuş. Ne acıdır ki, bu mübarek gün tam manasıyla anılmıyor. Yılın tam sonunda olması sebebiyle toplumumuz bu mübarek günün yerine tamamen Hrıstiyanlara ait olan NOEL yada yılbaşı adı altında kutlamalar yapıyorlar...Nekadar içler acısı bir dum içinde olduğumuzu görelim...Bütün bunların müslümanlar üzerinde oynanan oyunlardan olduğunu unutmayalım.Şayet taklitçilik yapacaksak dinimize uygun olan hal ve dadavranışları taklit edelim. Medyayı kullanarak bizleri öz benliğimizden kopardıklarını iyi idrak edelim.Gelin kardeşlerim bu çirkinliğe ve iğrençliğe ortak olmayalım. Bu akşam yılbaşı kutlaması olan kanalları izlemeyelim. Kur'an-ı Kerim okuyalım. Salavat getirelim. Müslümanlığın akibeti için bol bol ALLAH (C.C.) dua edelim....

Şimdiden yaptığınız duaların Hakk'ın yüce katında kabul olması dileğiyle....
Saygı ve sevgilerimle...Hayırlı akşamlar...
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
Mekke 'nin Fethi

Mekke 'nin Fethi

ESSELAMÜNALEYKÜM;

Eline yüreğine sağlık kardeşim çok güzel bir paylaşım olmuş. Ne acıdır ki, bu mübarek gün tam manasıyla anılmıyor. Yılın tam sonunda olması sebebiyle toplumumuz bu mübarek günün yerine tamamen Hrıstiyanlara ait olan NOEL yada yılbaşı adı altında kutlamalar yapıyorlar...Nekadar içler acısı bir dum içinde olduğumuzu görelim...Bütün bunların müslümanlar üzerinde oynanan oyunlardan olduğunu unutmayalım.Şayet taklitçilik yapacaksak dinimize uygun olan hal ve davranışları taklit edelim. Medyayı kullanarak bizleri öz benliğimizden kopardıklarını iyi idrak edelim.Gelin kardeşlerim bu çirkinliğe ve iğrençliğe ortak olmayalım. Bu akşam yılbaşı kutlaması olan kanalları izlemeyelim. Kur'an-ı Kerim okuyalım. Salavat getirelim. Müslümanlığın akibeti için bol bol ALLAH (C.C.) dua edelim....

Şimdiden yaptığınız duaların Hakk'ın yüce katında kabul olması dileğiyle....
Saygı ve sevgilerimle...Hayırlı akşamlar...

VeAleynaAleykümSelam Kardeşim;

Gerekli uyarılarınız ve yorumunuz için Allah(CC) razı olsun..

Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
ben geçen yıl kutlamıştım mekkenin fethini anadolu gençlikle birlikte.Kütahyadaydık.Busene adapazarında olsaydı gene gitçektim ama....neyse emeğine sağlık aeo
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
Mekke 'nin Fethi

Mekke 'nin Fethi

MEKKE 'nin FETHİ' nin Öncesinde..

Yukarıda da anlatıldığı üzere,Kureyş'in desteklediği Bekir oğullarının,Huzaa kabilesine saldırıp bir kısım insanlarını öldürmelerinden sonra;
Amr b. Salim el-Huzai 'de Medine'ye Resulullah(sav)' e gelerek,
mescidde ashabının arasında oturmakta iken,önünde dikilerek şu beyti okudu;

1.Ey Rabbim!Ben Muhammed'den isterim.
Babamızla babası arasındaki eski anlaşmayı.

2.Sizler oğullar,bizlerse babaydık-o zaman İslam'a girdik
el(imizi sizden) çekmedik.

3.Allah Seni hidayetle kılsın derhal yardım et.
Allah'ın kullarını çağır imdada gelsinler.

4.Resulullah aralarında harbe soyunmuş pırıl pırıl,
tıpkı ayın 14 'ü gibi yükselerek yüceliyor.

5.Eğer aşağılık bir şey teklif edilse yüzü değişir.Kalabalık asker içinde denizler gibi köpük saçarak gidiyor.

6.Kureyş'liler Sana verdiği sözden cayıp,
Senin kuvvetli anlaşmanı bozdular.

7.Keda'da bizi gözetleyici koydular.Sandılar ki,
Sen kimseyi çağırmayacaksın.

8.Onlar sayıca hem az hem aşağılıktırlar.Vetir'de
biz uyurken gece baskını yaptılar.

9.Bizi ruku ve secde yaparken öldürdüler.
(Şiir için bak: İbni Hişam; 4/87- Vakidi; 2/789- Taberi; 2/153)

"Yani İslam olmuştuk ki,bizi öldürdüler" diyordu.

Resulullah(SAV)'de;

"Yardım olundun ey Amr b. Salim." buyurdu.

Sonra Büdeyl b. Varka Huzaa'dan bir grubun başında yola çıkıp,
Resulullah'a kadar geldiler ve başlarına gelen olayı haber verdiler.
Kureyş'in Beni Bekre kendi aleyhlerine destek olduklarını söylediler.
Sonra Mekke'ye döndüler.

Resulullah(SAV) insanlara;

"Sanki Ebu Süfyan anlaşmayı sağlamlaştırmak ve süreyi uzatmaya geldi."

buyurdu..
Büdeyl b. Varka yola devam edip arkadaşları ile giderken
Usfan'da Ebu Süfyan b. Harb'e rastladı.
Kureyş onu süreyi uzatıp anlaşmayı pekiştirmek için
Resulullah(SAV)'e göndermişti.

Çünkü yaptıklarından korkmuşlardı.
Ebu Süfyan,Büdeyl b. Varka'ya rastlayınca;
"Nereden geliyorsun ya Büdeyl?" dedi.
Onun Nebi(SAV)'e gittiğini tahmin ediyordu.O da;
"Şu sahildeki ve şu özde oturan Huzaa'lılara gittim."
deyince,
"Muhammed'e gitmedin mi?"
dedi.Büdeyl;
"Hayır!"
diye cevap verdi.
Büdeyl Mekke'ye gidince Ebu Süfyan;
"Eğer bu Medine'ye gitmişse hayvanı muhakkak hurma çekirdeği yemiştir!"
deyip,Büdeyl'in devesini çökerttiği yere geldi.Deve pisiğini alıp ezdi ve içinde hurma çekirdeğini görünce;
"Allah'a yemin ederim,Büdeyl Muhammed'e gitmiş."
dedi.

Sonra Ebu Süfyan yola çıkıp Medine'ye geldi.
Kızı Ümmü Habibe'nin
yanına girdi.Resulullah'a ait bir minderin üzerine oturmaya yürüyünce Ümmü Habibe minderi dürüp aldı.
Ebu Süfyan;
Kızcağızım!Anlamıyorum,beni mi bu yataktan esirgedin,yoksa yatağı mı benden esirgedin?"
deyince,o;
"Aksine,o Allah Resulü'nün yatağıdır.Sense pis bir müşriksin"
diye cevap verdi.Ebu Süfyan'da;
"Sana benden sonra şer dokunmuş" dedi.
Sonra da çıkıp Resulullah'a gelerek O'na konuştu.
Ama Resulullah hiç cevap vermedi.

Sonra Ebu Bekr'e geldi ve kendisi için Resulullah'la konuşu vermesi hususunda konuştu.Ebu Bekir;
"Bunu yapamam" dedi.
Sonra Ömer b. hattab'a gelip konuştu.Ömer'de;
"Ben sizin için Resulullah'tan şefaat mi isteyeceğim?
Vallahi zerreden başka bir şey bulamasam bile size karşı onunla mücadele ederim."
dedi.
Zad'ul-Mead
 

erciyes1984

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Kas 2007
Mesajlar
1,019
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Selamunaleykum talip emmi Allah razı olsun emegine saglık a.e.ol
 

afakisevda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Ağu 2007
Mesajlar
578
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamün Aleyküm Hayırlı akşamlar Talip Amca eline emeğine yüreğine sağlık gününde ve yerinde çok faydalı paylaşımın için RABBİM razı olsun gayretini feyzini ilmini artırsın çok büyük acılarla sıkıntılarla çıkarıldığı MEKKESİNE İMAN DOLU MÜTİŞ BİR ORDUYLA MUHTEŞEM BİR FETİH YAPTI HEMDE HİÇ KAN DÖKÜLMEDEN ZARAR VERMEDEN İNCİTİLMEDEN BU GÜN SİZE KINAMA YOK SERBESTSİNİZ DİYEREK

GÜZEL PEYGAMBERİM ŞEFKÂT MERHAMET ÖNDERİ GÜL PEYGAMBERİM
SEN ALEMLERE RAHMETSİN RABBİM ŞEFAATİNDEN MAHRUM ETMESİN

SELAM ve DUA ile kalın ALLAHA EMANET OLUN
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
Selamün Aleyküm Hayırlı akşamlar Talip Amca eline emeğine yüreğine sağlık gününde ve yerinde çok faydalı paylaşımın için RABBİM razı olsun gayretini feyzini ilmini artırsın çok büyük acılarla sıkıntılarla çıkarıldığı MEKKESİNE İMAN DOLU MÜTİŞ BİR ORDUYLA MUHTEŞEM BİR FETİH YAPTI HEMDE HİÇ KAN DÖKÜLMEDEN ZARAR VERMEDEN İNCİTİLMEDEN BU GÜN SİZE KINAMA YOK SERBESTSİNİZ DİYEREK

GÜZEL PEYGAMBERİM ŞEFKÂT MERHAMET ÖNDERİ GÜL PEYGAMBERİM
SEN ALEMLERE RAHMETSİN RABBİM ŞEFAATİNDEN MAHRUM ETMESİN

SELAM ve DUA ile kalın ALLAHA EMANET OLUN

VeAleynaAleykümSelam..
Amin inşaAllah..Allah(CC) razı olsun..Yerinde ve güzel yorumunuz için..
Sizde Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

gul_i rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
979
Tepki puanı
0
Puanları
0
Essalamun aleykum ve rahmetullahu ve berakatuhu daimen ve ebeden insaAllah Talip amca biz ailecek kutladik Mekke'nin fethi ni Rabbim'in sayesinde.Bizlere bu Günün Önemini bilmemizi nasip eyledi.Biz de elimizden geldigi kadar ihya etmeye çalistik.Allah (c.c.) razi olsun.Dua ile kaliniz. :H
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
Essalamun aleykum ve rahmetullahu ve berakatuhu daimen ve ebeden insaAllah Talip amca biz ailecek kutladik Mekke'nin fethi ni Rabbim'in sayesinde.Bizlere bu Günün Önemini bilmemizi nasip eyledi.Biz de elimizden geldigi kadar ihya etmeye çalistik.Allah (c.c.) razi olsun.Dua ile kaliniz. :H

VeAleynaAleykümSelam..

ElhamdülillahiRabbilAlemin..bu gecenizi ve gecemizi bereketli kılan Rabbimize ne kadar hamd etsek azdır..
Allah(CC) razı olsun..

Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
Mekke 'nin Fethi'nin öncesinde..

Mekke 'nin Fethi'nin öncesinde..

MEKKE 'nin FETHİ 'nin Öncesinde

Sonra EbuSüfyan gelip Ali b.Ebi Talib'in yanına girdi.
Yanında Fatıma(R.A.) vardı.Hasan ikisi arasında debeleyen bir bebekti.
Ebu Süfyan;
"Ey Ali! Şu kavmin bana en yakın akrabalığı olan sensin.
Ben bir ihtiyaç için geldim.
Eli boş,geldiğim gibi geri dönmeyeyim.Bana Muhammed'le konuşmaya şefaatçi ol."
deyince Ali(K.V.);
"Yazık sana Ebu Süfyan!Vallahi Resulullah(SAV) bir işe azmedince o konuda onunla konuşmaya gücümüz yetmez."
deyince,Ebu Süfyan Hz.Fatıma'ya dönüp;
"Mümkün mü?Şu oğluna emretsen de insanlar arasında koruyucu olsa;dünyanın sonuna kadar da arabların efendisi olarak kalsa olmaz mı?"
ricasında bulundu.Hz.Fatıma'da;
"Vallahi bu oğlum insanları kayıracak yaşa gelmedi. Resulullah'a karşı da kimse koruyucu olmaz."
dedi.Ebu Süfyan;
"Ya Ebel-Hasen!Ben durumun aleyhime çok kötü gittiğini görüyorum.Bana bir akıl ver."
diye yalvardı.Ali(r.a.);
"Vallahi seni bundan kurtaracak bir şey bilmiyorum, ama sen Kinane oğullarının beyisin.Kalk insanlar arasında koruyucu ol.Sonra yurduna git."
dedi.Ebu Süfyan;
"Bunun bana fayda vereceğini umuyor musun?"
dedi.Ali'de;
"Hayır,Vallahi bir faydasını sanmıyorum.Ama sana başka bir yol bulamıyorum."
dedi.Ebu Süfyan kalkıp mescidde;
"Ey insanlar! Ben insanlar arasında himayeciyim!"
deyip,devesine bindi binip ayrıldı.

Kureyş'e gelince;
"Arkanda ne var ne yok?"
dediler.O'da;
"Muhammed'e varıp konuştum.
Ama vallahi bana cevap vermedi.
Ebu Kuhafe'ye gittim bir fayda göremedim.
Ömer b. el-Hattab'a gittim.Onu en amansız düşman buldum.
Ali'ye gittim,onu insanların en yumuşağı buldum.Ali'nin tavsiye ettiği bir şeyi yaptım.Vallahi bana bir faydası olur mu olmaz mı bilemiyorum."
dedi.Kureyş;
"Ali sana ne emretti?"
dediler.O da;
"Bana insanlar arasında koruyucu olduğumu ilan etmemi tavsiye etti,ben de öyle yaptım."
dedi.
"Muhammed buna ruhsat verdi mi?"
dediler.
"Hayır!"
deyince,onlar;
"Vay sana! Vallahi adam seninle oynamaktan başka bir şey yapmamış!"
dediler de,Ebu Süfyan'da;
"Hayır,vallahi! Bundan başka yapacak bir şey bulamadım."
cevabını verdim.

Allah Resulü
ashaba sefere hazırlanmalarını emretti.
Ailesine de kendine hazırlık yapmalarını emretti.
Hz.Ebu Bekir(r.a.) kızı Hz.Aişe'nin yanına girdi.
O(SAV)'in hazırlığıyla uğraşıyordu.
"Kızcağızım!Resulullah size hazırlığını yapmanızı emretti mi?diye sordu.Hz.Aişe(R.A.);
"Evet"
deyince kendi de hazırlandı.Ebu Bekir;
"Ne tarafa sefer etmek istiyor?"
deyince Aişe Validemiz;
"Vallahi bilmiyorum."
dedi.

Sonra Resulullah(SAV)
insanlara kendinin MEKKE'ye yürüyeceğini ilan etti.
Onlara ciddiyetle hazırlığı emretti,

"Allahım; Kureyş'in gözcülerini ve haberlerini alda yurtlarına ansızın varalım."

diye dua etti.İnsanlarda hazırlandılar.
(İbni Hişam: 4/87** Taberi: 2/154-155**Ya'kubi: 2/58**
İbni Sa'd: 2/134-135**Vakidi: 2/280...)
Zad'ul-Mead
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
Mekke 'nin Fethi

Mekke 'nin Fethi

MEKKE 'nin FETHİ

İlk sayfamızda,
günün anlamına binaen genel hatlarıyla Mekke'nin Fethi'ni işlemiş,
daha sonra ise Feth' in öncesinde buna sebep teşkil eden hadiseleri yine kısaca da olsa yazmıştık.
Uzun ve her yönüyle ele alınmasının gereğine olan inancımızla,
bugün de Ebu Süfyan'ın, Peygamber Efendimiz(SAV) Komutasındaki İslam Ordularıyla,fetih öncesi konakladığı
"EBVA"
denilen yerde,Abbas(r.a.) ile gelip,iman ettiği ve Mekke'ye geri dönmesine izin verilmeden önce izlediği askeri tören olarak adlandırılan Mekke'ye yürüyüşün başladığı andan itibaren olan gelişmeleri ele alacağız...

Resulü Ekrem(SAV),Hz.Abbas(r.a.)'a;
"Ebu Süfyan'ı al da ordunun geçeceği boğaza götür ki,
Allah(CC)'ın Asker'lerini seyretsin."
dedi.Hz.Abbas;
"Ey Allah'ın Resulü!Ebu Süfyan öğünmeyi sever bir adamdır.
Ona övünmesine sebep olacak bir ayrıcalık verseniz."
dedi.Resulü Ekrem'de;
"Kim ki Ebu Süfyan'ın evine girerse emindir,
Kim ki Mescid-i Şerif'e girerse emindir,
Kim ki evine kapanırsa emindir,
Kim ki Hızam oğlu Hakim'in evine girerse emindir."
dedi.
Bunun üzerine Hz.Abbas,Ebu Süfyan'ı alıp ordunun
geçeceği boğazın ağzına götürdü.Asker bölük bölük geçtikçe Ebu Süfyan soruyor,
Hz.Abbas kimler olduklarını söylüyordu.

Önce Allah'ın Kılıcı Velid oğlu Halid(r.a.),
Bin kişilik Süleym oğulları kabilesi yiğitleriyle Ebu Süfyan'ın hizasına gelince,
Hepsi bir ağızdan "tekbir" aldılar.
Ebu Süfyan;
"Bu kim ?"
dedi.Hz.Abbas;
"Velid oğlu Halid"
deyince;
"Şu bizim Velid'in oğlu Halid mi ?"
diye sordu.Hz.Abbas;
"Evet"
diye cevap verdi.
Sonra Avvam oğlu Zübeyr(r.a.),
muhacirlerin sancağını çekerek,Dörtyüz zırhlı nefer yiğitlerle evvelkiler gibi "tekbir" alarakgelip geçerken,
Ebu Süfyan;
"Bu kim ?"
diye sordu.Hz.Abbas'da;
"Avvam oğlu Zübeyr."
diye karşılık verdi.Ebu Süfyan;
"Ha,kız kardeşinizin oğlu mu ?"
dedi.
Sonra Ebu Zer Gıfari(r.a.),
Üçyüz kişilik yükü hafif ve çevik Gıfaroğulları yiğitleriyle geçerken,
Ebu Süfyan;
"Bunlar kim ?"
dedi.Hz.Abbas;
"Gıfaroğulları Kabilesi."
deyince;
"Onlarla aramızda bir şey yok."
dedi.
Ondan sonra Huzaa Kabilesinin bir kolu olan Ka'boğullarından,Beşyüz kişilik süvari
ve sonra
Sekizyüz nefer Müzeyne Kabilesi okçuları
ve
Dörtyüz nefer Leysoğulları
ile
Damraoğulları arslanları gelip geçtiler.
Sonra
Üçyüz kişilik Arab kahramanları ile Eşça kabilesi
geçerken Ebu Süfyan,hangi kabile olduğunu sordu.
Hz.Abbas;
"Eşça kabilesi."
diye cevap verdi.Ebu Süfyan;
"Sübhanallah!Muhammed'in en büyük düşmanı onlardı.Şimdi ne şaşılacak şey ki,ona boyun eğmişler."
dedi.Hz.Abbas'da;
"İslam nuru onların kalbini aydınlatmış.Bu da Allah'ın bir lutfudur."
dedi.
Sonra
Sekizyüz kişilik Cüheyne yiğitleri ve diğer bazı kabileler ve aşiretler bölük bölük gelip geçtikçe,
Ebu Süfyan'ın gözleri doldu;
"Az zamanda bu kadar kabileleri toplayıp ve hepsini bir araya getirip de habersizce Mekke'ye kadar göndermek ne büyük bir kuvvettir."
diye derin düşüncelere daldı.
Ebu Süfyan,
burasını düşünürken bir de uzaktan
Hz.Peygamber'in
asıl alayları göründü ki,
Beşbin kadar seçkin asker idi.
Atlıların ve zırhlıların en seçkinleri beraber idi.
Resulü Ekrem(SAV)
"Kusva" adlı devesine binmişti.
Önünde Ensar'ın sancağı ile Ubade'nin oğlu ve sağında
Hz.Ebu Bekir ve solunda Hudayr oğlu Üseyyid ve etrafında diğer seçkin ashab(r.a.),
zırhlara bürünmüş olarak Beşbin kişi "tekbir" alarak geliyorlardı.
Ebu Süfyan,O'nu görünce;
"Ey Abbas!Kardeşin oğlunun mülk ve saltanatı ne çok büyümüş!"
deyince,Hz.abbas;
"Sus! O mülk ve saltanat değil,Peygamberliktir."
deyince,Ebu Süfyan'da;
"Evet,Peygamberlik."
dedi.
Bütün İslam Ordusu,o boğazı geçtikten sonra
Hz.Abbas(r.a.)
Ebu Süfyan'ı salıverdi.
Ebu Süfyan,hemen Hizam oğlu Hakim ile birlikte
Mekke'ye vardı ve Kabe'ye gitti.
Kureyş'e dönerek;
"Ey Halk!İşte gelen Muhammed'dir.
Karşı duramayacağınız bir kuvvet ile geliyor."
diye durumu onlara bildirdi.
"Muhammed ne dedi ?"
diye sorduklarında;
"Ebu Süfyan'ın evine giren emindir,
Mescid'e giren emindir,
Evinde oturup da kapısını kapayan emindir."
dedi..diye cevap verdi..daha sonra;
"Ey Kureyş'liler! Müslüman olun selamet bulasınız."
diye sözü kesti.
Ebu Süfyan'ın azılı İslam düşmanı olan karısı "Hind",
hemen kocasının üzerine saldırdı,
sakalından tuttu;
"Ey Galiboğulları!Şu bunak herifi öldürünüz!"
diye haykırdı.
Ebu Süfyan'da;
"Sakalımı bırak.Allah'a yemin ederim ki "Müslüman" olmazsan senin de boynun vurulur.Haydi evine git.
Sesini çıkarma."
dedi.Karısını susturdu.O da savuşup evine gitti.
O an
Mekke içine bir büyük uğultu düştü.
Halk ne yapacağını şaşırdı.Kimi Ebu Süfyan'ın evine,
Kimi Kabe'ye koşuyor,kimi kendi evine kapanıyor,kimi ise silahlanıyordu.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
~*~ MEKKE’NİN FETHİ ~*~

Her şey bir şiirle başladı.
Peygamber huzurunda okunan bir şiirle…
Kızgın kum fırtınalarından,
Adem vadisinden kopup gelen bir şairle…
Ardında kırk süvari,
Ve alev alev yanan gözlerinde ihanet haberleri.
Bu şair, huzaa kabilesinden Amr bin Salim’di.
En üst perdeden okudu şiirini,
Ve gözlerini kırpmadan dinledi Nebi;

"Kureyşîler sana verdikleri sözde durmadılar,
Hudeybiye’de seninle yaptıkları misakı bozdular.
Bizi Vetir’de,
Kendi yurdumuzda gafil avladılar.
Benim kimseyi yardıma çağırmayacağımı,
Çağıramayacağımı sandılar."

Dedi ve durdu.
Şair ağlıyordu.
Peygambere çevrildi tüm gözler
Ve o an tutuldu nefesler.
Sahabenin başları yere değiyordu,
Çünkü mübarek alınlarındaki damar belli oluyor,
Peygamber celalleniyordu.

“Ey Nebi!
Allah’ın kullarını yardıma çağır,
İçlerinde Allahın Rasulü de olsun
Yapılan zulme, öfkesinden renkten renge girsin,
Ve büyük bir ordunun başına geçip,
Denizler gibi köpürerek akıp gelsin.”

Şiir bitmişti,
Şair de bitmişti.
Gözler hâlâ peygamberdeydi,
Allahın râsûlü, ridasını toplayıp ayağa kalktı!
Ve sahabe ayağa kalktı.
Şimdi konuşan peygamberdi;

“Eğer kendime yardım ettiğim şeylerle
Huzaalara yardım etmezsem,
Ben de yardım görmeyeyim.
Varlığım kudret elinde olan Allah’a andolsun ki,
Kendimi ve ev halkımı koruduğum gibi,
Bunları da koruyacağım.
Şimdi haber salın yeryüzüne!
Allah’a ve Ahiret gününe iman edenler Medine’de toplansın.”

Medine dağlarında savaşın ritmi,
Sokaklarında peygamber sessizliği…
Konuşmuyor nebi
Hane-i saadet’te kılıçlar bileniyor
Hane-i Saadet’te zırhlar temizleniyor
Ve şehirlerin anası gülüyor.
Mekke-i mükerreme uzaktan gülüyor.

Gül ey Mekke! Gün senin günündür
Gün senin fetih günündür.
Gül ki, bu dönüş sanadır.
Baksana,
Dün bağrından koparılan yiğitler dönüyor sana
Erak topraklarını savuran rüzgar dönüyor önce
Ardından büyük bir birlik;
Başlarında Halid bin Velid!
Arkadan ey Mekke!
Senin topraklarında yaşarken
Rabbim Allah’tır dedi diye sövülen,
İşkence gören,
Her tarafı kıpkızıl kurban taşları gibi
Kan içinde kalan muhacirler geliyor.
En önde Zübeyr bin Avvâm geliyor
Hani sekiz yaşında müslüman olan
Hani onbeş yaşında senden koparılan
Amcası onu bir hasıra sarmıştı hani
Ateş dumanına tutmuştu
Küfre dönsün diye.
Ama o dönmedi küfre
Ve peygamber yıldızlarından biri olarak
En önde sana dönüyor ey Mekke!
Sonra bir bölük halinde Beni gıfarlar geliyor!
Bayrakları Ebu Zer Gıfari’nin elinde…
Şu müslüman oluşunu Kâbede ilan edince
Bayılana kadar dövülen Ebu Zer geliyor.
Eslemler geliyor bölük halinde
Müzeyneler bin kişilik alayla geçerken çölden
Tekbir sesleri geliyor göklerden
Ey Mekke başka kimi bekliyorsun söyle!
Hz.Hamza’yı mı?
Musab bin umeyr’i mi?
Onlar,
Şehitler ordusuyla tebessüm ediyorlar sana
Ve baksana
Gözleri ışıl ışıl
sana yaklaşan ve tozu dumana katan
bir alayı seyrediyorlar
Kapkara bir taşlığı andıran bu alay da kim
Bir hareketlilik semada…
Bunlar ölüme susamış savaş erleri Ensâr!
Ve en ortada simsiyah sarığıyla Yâr!
O an Peygamberler ayakta,
Melekler ayakta
Şehitler ayakta…
Ey Mekke Kalkabilirsen sen de kalk
Çünkü gönüllere safâ geliyor
Hazreti Muhammed Mustafa! geliyor


Sekiz yıl geçti aradan
Sensiz tam sekiz yıl geçti…
Gittiğin gece
Uzaktan dönüp Kâbe’ye bakınca;
“Mekke!” demiştin,
“Sen benim için bütün dünyadan daha değerlisin
ama senin insanların beni rahat bırakmıyor”
deyip gitmiştin.
Yıldızlar da seninle birlikte gitmişti.
Kapkaranlık geceler kalmıştı ardında.
Mekke öksüz kalmıştı.
Ve Mekke çocukları…
Çocuklar hep
Sümeyye’nin toprağa düştüğü yerde oynadı,
Habbâb bin Eret’in ateşe atıldığı yerde oynadı
Hane-i Saadetin üzerinde
Sevr mağarasından kalma güvercinler bekledi seni .
Kâbe-i Muazzama’da namaz kılışını özleyen Hârem,
Haticetül Kübrâ’nın hatıraları,
O gül kokuna hasret kalan sokaklar bekledi seni.
Şimdi Kasva’dan inmez misin Ya Rasulallah!
İnmez misin ki,
Ayaklarından öpsün mekke toprakları
Ve kaldırmaz mısın başını ki
Nur çehreni seyretsin âlem


İşte Rasulullah’ın nur yüzü göründü.
İşte Rasulullah bakıyor.
Başında yemen işi simsiyah bir sarık.
O Alnındaki nura kurban olalım.
Rasulullah Kâbe’ye bakıyor.
Ve işaret ediyor Hz. Bilâl’e…
Bilâl, Kabe-i Muazzamâ’nın üzerinde…
Şimdi Bilâli dinlesin yer ve gök.


~*~ DURSUN ALİ ERZİNCANLI ~*~
 

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38
Selamin Aleyküm Talipbey Kardeşim....

Günün önemine Binaen Hazirlamiş Olduğunuz Mekkenin Fethi Yazilari Bizlere Islam Tarihinin Bir Kesitini Hatirlama Ve O Tarihi Zaman Dilimini Yaşama Firsati Verdi.yüce Rabbim Sizlerden Razi Olsun...ecrini Verir Inşaallah...selametle Kaliniz....
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
~*~ MEKKE’NİN FETHİ ~*~


Her şey bir şiirle başladı.
Peygamber huzurunda okunan bir şiirle…
Kızgın kum fırtınalarından,
Adem vadisinden kopup gelen bir şairle…
Ardında kırk süvari,
Ve alev alev yanan gözlerinde ihanet haberleri.
Bu şair, huzaa kabilesinden Amr bin Salim’di.
En üst perdeden okudu şiirini,
Ve gözlerini kırpmadan dinledi Nebi;

"Kureyşîler sana verdikleri sözde durmadılar,
Hudeybiye’de seninle yaptıkları misakı bozdular.
Bizi Vetir’de,
Kendi yurdumuzda gafil avladılar.
Benim kimseyi yardıma çağırmayacağımı,
Çağıramayacağımı sandılar."

Dedi ve durdu.
Şair ağlıyordu.
Peygambere çevrildi tüm gözler
Ve o an tutuldu nefesler.
Sahabenin başları yere değiyordu,
Çünkü mübarek alınlarındaki damar belli oluyor,
Peygamber celalleniyordu.

“Ey Nebi!
Allah’ın kullarını yardıma çağır,
İçlerinde Allahın Rasulü de olsun
Yapılan zulme, öfkesinden renkten renge girsin,
Ve büyük bir ordunun başına geçip,
Denizler gibi köpürerek akıp gelsin.”

Şiir bitmişti,
Şair de bitmişti.
Gözler hâlâ peygamberdeydi,
Allahın râsûlü, ridasını toplayıp ayağa kalktı!
Ve sahabe ayağa kalktı.
Şimdi konuşan peygamberdi;

“Eğer kendime yardım ettiğim şeylerle
Huzaalara yardım etmezsem,
Ben de yardım görmeyeyim.
Varlığım kudret elinde olan Allah’a andolsun ki,
Kendimi ve ev halkımı koruduğum gibi,
Bunları da koruyacağım.
Şimdi haber salın yeryüzüne!
Allah’a ve Ahiret gününe iman edenler Medine’de toplansın.”

Medine dağlarında savaşın ritmi,
Sokaklarında peygamber sessizliği…
Konuşmuyor nebi
Hane-i saadet’te kılıçlar bileniyor
Hane-i Saadet’te zırhlar temizleniyor
Ve şehirlerin anası gülüyor.
Mekke-i mükerreme uzaktan gülüyor.

Gül ey Mekke! Gün senin günündür
Gün senin fetih günündür.
Gül ki, bu dönüş sanadır.
Baksana,
Dün bağrından koparılan yiğitler dönüyor sana
Erak topraklarını savuran rüzgar dönüyor önce
Ardından büyük bir birlik;
Başlarında Halid bin Velid!
Arkadan ey Mekke!
Senin topraklarında yaşarken
Rabbim Allah’tır dedi diye sövülen,
İşkence gören,
Her tarafı kıpkızıl kurban taşları gibi
Kan içinde kalan muhacirler geliyor.
En önde Zübeyr bin Avvâm geliyor
Hani sekiz yaşında müslüman olan
Hani onbeş yaşında senden koparılan
Amcası onu bir hasıra sarmıştı hani
Ateş dumanına tutmuştu
Küfre dönsün diye.
Ama o dönmedi küfre
Ve peygamber yıldızlarından biri olarak
En önde sana dönüyor ey Mekke!
Sonra bir bölük halinde Beni gıfarlar geliyor!
Bayrakları Ebu Zer Gıfari’nin elinde…
Şu müslüman oluşunu Kâbede ilan edince
Bayılana kadar dövülen Ebu Zer geliyor.
Eslemler geliyor bölük halinde
Müzeyneler bin kişilik alayla geçerken çölden
Tekbir sesleri geliyor göklerden
Ey Mekke başka kimi bekliyorsun söyle!
Hz.Hamza’yı mı?
Musab bin umeyr’i mi?
Onlar,
Şehitler ordusuyla tebessüm ediyorlar sana
Ve baksana
Gözleri ışıl ışıl
sana yaklaşan ve tozu dumana katan
bir alayı seyrediyorlar
Kapkara bir taşlığı andıran bu alay da kim
Bir hareketlilik semada…
Bunlar ölüme susamış savaş erleri Ensâr!
Ve en ortada simsiyah sarığıyla Yâr!
O an Peygamberler ayakta,
Melekler ayakta
Şehitler ayakta…
Ey Mekke Kalkabilirsen sen de kalk
Çünkü gönüllere safâ geliyor
Hazreti Muhammed Mustafa! geliyor


Sekiz yıl geçti aradan
Sensiz tam sekiz yıl geçti…
Gittiğin gece
Uzaktan dönüp Kâbe’ye bakınca;
“Mekke!” demiştin,
“Sen benim için bütün dünyadan daha değerlisin
ama senin insanların beni rahat bırakmıyor”
deyip gitmiştin.
Yıldızlar da seninle birlikte gitmişti.
Kapkaranlık geceler kalmıştı ardında.
Mekke öksüz kalmıştı.
Ve Mekke çocukları…
Çocuklar hep
Sümeyye’nin toprağa düştüğü yerde oynadı,
Habbâb bin Eret’in ateşe atıldığı yerde oynadı
Hane-i Saadetin üzerinde
Sevr mağarasından kalma güvercinler bekledi seni .
Kâbe-i Muazzama’da namaz kılışını özleyen Hârem,
Haticetül Kübrâ’nın hatıraları,
O gül kokuna hasret kalan sokaklar bekledi seni.
Şimdi Kasva’dan inmez misin Ya Rasulallah!
İnmez misin ki,
Ayaklarından öpsün mekke toprakları
Ve kaldırmaz mısın başını ki
Nur çehreni seyretsin âlem

İşte Rasulullah’ın nur yüzü göründü.
İşte Rasulullah bakıyor.
Başında yemen işi simsiyah bir sarık.
O Alnındaki nura kurban olalım.
Rasulullah Kâbe’ye bakıyor.
Ve işaret ediyor Hz. Bilâl’e…
Bilâl, Kabe-i Muazzamâ’nın üzerinde…
Şimdi Bilâli dinlesin yer ve gök.


~*~ DURSUN ALİ ERZİNCANLI ~*~
EsselamuAleyküm Kıymetli Aliye Yeğenim,
Fethi; edebi bir uslubla,en güzel şekliyle anlatan D.A.Erzincanlı Bey'in güzel şiiriyle yaptığınız katkı için çok teşekkür ederim..
Elinize-emeğinize sağlık olsun..çok yerinde ve sayfanın anlamını kuvvetlendiren bir çalışma olmuştur..çok sağolun..Allah(CC) razı olsun..
Selam ve dua ile Allah(CC)'a emanet olunuz..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt