cemaldurra
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 16 Nis 2008
- Mesajlar
- 1,142
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 67
Selamun Aleyküm,
Gene hassas bir konu ile karşı karşıyayız... Konu ile ilgili tepkiler artıyor...
İşte konunun detayları ve oluşan tepkilerin nedeni:
Genelkurmay Başkanlığı Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi konusunda NATO'yu adres gösterdi, İsraili değil.. Bu hataya düşen hükümetin işi biter bu yanlışlıktan hemen dönülmeli, İsrail temizleyecekse bırakın kalsın, anlaşmaşlara hep biz mi uyacağız.
Türkiye-Suriye sınırına mayınlar 1959 yılında döşendi. Hatay'dan başlayıp, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak'a kadar uzanan 350 metre derinlikte ve 510 kilometre uzunluğundaki alanı kapsıyor. Alan 178 milyon 500 bin metrekareyi buluyor ve büyüklüğü iki Kıbrıs kadar.
TSK'nın sahip olduğu mayın temizleme yeteneğinin muharebe alanında askeri ihtiyaçlara cevap verecek yeterlilikte olduğunu anlatan Tuğgeneral Gürak, "Bu büyüklükteki mayınlı bir alanın temizlenebilmesi için mevcut teçhizattan tamamen farklı. Halen TSK'da mevcudu bulunmayan, modern mayın temizleme teçhizatına ve özel eğitilmiş uzman personele ihtiyaç vardır" dedi.
Suriye sınırında 216 bin dönüm arazide 600 bin dolayında mayın olduğu söyleniyor.
Türkiye'nin imza koyduğu Ottawa Sözleşmesi'ne göre arazinin 2014'e kadar temizlenmesi gerekiyor. Sel ve toprak hareketliliği nedeniyle eski haritaların geçerliliğini yitirdiği, mayınların çok farklı yerlerde olabileceği söyleniyor.
Bir mayının üretim maliyeti birkaç dolar, temizliği ise bin-bin 500 dolar. 5-10 dakika içinde mayını yerleştirmek mümkün ancak temizlemek için ortalama 100 saatlik bir mesai gerekiyor.
Mayınların temizlenmesi için Meclis gündemindeki tasarı ise Suriye sınırındaki mayınların temizliğinin ihaleyle özel şirketlere verilmesini,(İsrail talip) karşılığında da temizlenen alanların kullanım hakkının 44 yıllığına bu şirketlere devrini içeriyor.
Bir milletveki böyle haykırdı; ''Gazze'de yaşananlar için haklı bir hiddet içinde olanların, bu ülkenin toprağını İngilize, Ukraynalıya, İsveçliye, İsrailliye vermeye; ülkemizin Güneydoğusunda 2. bir Gazze yaratmaya hakkı yoktur, geçmiş yıllarda da Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi için çalışma yapıldığını, ancak bunun gerçekleşmediğini,şimdi yeniden ortaya atan Hükümetin, mayın temizleme işini ihaleye çıkararak, hem organik tarıma uygun hem de petrol rezervleri bulunan bu arazilerin yabancıların eline geçmesine imkân tanıyor, ''Özellikle İsrail'in organik tarım yapma gerekçesiyle, bu bölgeye yönelik ihaleleri almak istediği kamuoyunda konuşuluyor. İsrail'in, kendi ülkesinde bulabilmesi mümkün olmayan kalite ve büyüklüğe sahip ve aynı zamanda güçlü su kaynaklarına sahip bu araziye, 44 yıllığına yerleşmek istemesi, yadırganan bir durum değildir. 2020'den itibaren Ortadoğu'da su sorunu çıkacağı da dikkate alındığında, bu bölgenin değerinin gelecek yıllarda paha biçilmez olacağı açıktır'' diye konuştu.
''ÜLKEMİN ÇIKARLARI İÇİN KARŞIYIM, FİLİSTİNDE DE TOPRAK ALARAK BAŞLAMIŞTI İŞGAL''-
Allah'a emanet olun...
Gene hassas bir konu ile karşı karşıyayız... Konu ile ilgili tepkiler artıyor...
İşte konunun detayları ve oluşan tepkilerin nedeni:
Genelkurmay Başkanlığı Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi konusunda NATO'yu adres gösterdi, İsraili değil.. Bu hataya düşen hükümetin işi biter bu yanlışlıktan hemen dönülmeli, İsrail temizleyecekse bırakın kalsın, anlaşmaşlara hep biz mi uyacağız.
Türkiye-Suriye sınırına mayınlar 1959 yılında döşendi. Hatay'dan başlayıp, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak'a kadar uzanan 350 metre derinlikte ve 510 kilometre uzunluğundaki alanı kapsıyor. Alan 178 milyon 500 bin metrekareyi buluyor ve büyüklüğü iki Kıbrıs kadar.
TSK'nın sahip olduğu mayın temizleme yeteneğinin muharebe alanında askeri ihtiyaçlara cevap verecek yeterlilikte olduğunu anlatan Tuğgeneral Gürak, "Bu büyüklükteki mayınlı bir alanın temizlenebilmesi için mevcut teçhizattan tamamen farklı. Halen TSK'da mevcudu bulunmayan, modern mayın temizleme teçhizatına ve özel eğitilmiş uzman personele ihtiyaç vardır" dedi.
Suriye sınırında 216 bin dönüm arazide 600 bin dolayında mayın olduğu söyleniyor.
Türkiye'nin imza koyduğu Ottawa Sözleşmesi'ne göre arazinin 2014'e kadar temizlenmesi gerekiyor. Sel ve toprak hareketliliği nedeniyle eski haritaların geçerliliğini yitirdiği, mayınların çok farklı yerlerde olabileceği söyleniyor.
Bir mayının üretim maliyeti birkaç dolar, temizliği ise bin-bin 500 dolar. 5-10 dakika içinde mayını yerleştirmek mümkün ancak temizlemek için ortalama 100 saatlik bir mesai gerekiyor.
Mayınların temizlenmesi için Meclis gündemindeki tasarı ise Suriye sınırındaki mayınların temizliğinin ihaleyle özel şirketlere verilmesini,(İsrail talip) karşılığında da temizlenen alanların kullanım hakkının 44 yıllığına bu şirketlere devrini içeriyor.

Bir milletveki böyle haykırdı; ''Gazze'de yaşananlar için haklı bir hiddet içinde olanların, bu ülkenin toprağını İngilize, Ukraynalıya, İsveçliye, İsrailliye vermeye; ülkemizin Güneydoğusunda 2. bir Gazze yaratmaya hakkı yoktur, geçmiş yıllarda da Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi için çalışma yapıldığını, ancak bunun gerçekleşmediğini,şimdi yeniden ortaya atan Hükümetin, mayın temizleme işini ihaleye çıkararak, hem organik tarıma uygun hem de petrol rezervleri bulunan bu arazilerin yabancıların eline geçmesine imkân tanıyor, ''Özellikle İsrail'in organik tarım yapma gerekçesiyle, bu bölgeye yönelik ihaleleri almak istediği kamuoyunda konuşuluyor. İsrail'in, kendi ülkesinde bulabilmesi mümkün olmayan kalite ve büyüklüğe sahip ve aynı zamanda güçlü su kaynaklarına sahip bu araziye, 44 yıllığına yerleşmek istemesi, yadırganan bir durum değildir. 2020'den itibaren Ortadoğu'da su sorunu çıkacağı da dikkate alındığında, bu bölgenin değerinin gelecek yıllarda paha biçilmez olacağı açıktır'' diye konuştu.
''ÜLKEMİN ÇIKARLARI İÇİN KARŞIYIM, FİLİSTİNDE DE TOPRAK ALARAK BAŞLAMIŞTI İŞGAL''-
Allah'a emanet olun...