Mağrur Bilgin
Mağrur bir bilgin Üsküdar’dan bir kayıkla boğazdan karşıya geçiyordu. Kayık içinde canı sıkılınca, kayıkçı ile konuşarak can sıkıntısını gidermek istedi.
“Sen hiç edebiyatla ilgilendin mi?”
Kayıkçı mahçup bir şekilde, “Hayır” dedi.
Bilgin, “Öyleyse senin ömrünün yarısı yok sayılır” dedi.
Tekrar sordu:
“Dilbilgisi hakkında bilgin var mı?”
Kayıkçı, “Okumayı isterdim ama fakirlikten okuyamadım” dedi.
Bilgin, küçümser gözlerle kayıkçıya baktı ve “Say ki hayatının dörtte üçü yok” dedi.
Ve neredeyse kayıkçının hayatını tamamen yok sayacaktı ki, rüzgar hızlı hızlı esmeye ve dalgalar büyümeye başladı. Küçük kayık dalgalar arasında sallanmaya başlamıştı.
Bu sefer kayıkçı sordu Bilgin’e:
“Yüzme biliyor musunuz?”
Bilgin, korku dolu gözlerle, “Hayır” dedi.
Kayıkçı, “Eğer bu rüzgarın hızı kesilmez de dalgalar sakinleşmezse, sen hayatının tümünü yok say” dedi.
Bilgin kayıkçıyı küçümsediğine, bilgiçlik tasladığına bin pişman oldu ve bildiği tüm duaları okumaya başladı. Neyse ki rüzgar büyümedi ve sağ-salim karşıya geçtiler. Bilgin kayıkçıdan özür diledi. Bir daha da kimseyi küçümsemeyeceğine söz verdi.
Mağrur bir bilgin Üsküdar’dan bir kayıkla boğazdan karşıya geçiyordu. Kayık içinde canı sıkılınca, kayıkçı ile konuşarak can sıkıntısını gidermek istedi.
“Sen hiç edebiyatla ilgilendin mi?”
Kayıkçı mahçup bir şekilde, “Hayır” dedi.
Bilgin, “Öyleyse senin ömrünün yarısı yok sayılır” dedi.
Tekrar sordu:
“Dilbilgisi hakkında bilgin var mı?”
Kayıkçı, “Okumayı isterdim ama fakirlikten okuyamadım” dedi.
Bilgin, küçümser gözlerle kayıkçıya baktı ve “Say ki hayatının dörtte üçü yok” dedi.
Ve neredeyse kayıkçının hayatını tamamen yok sayacaktı ki, rüzgar hızlı hızlı esmeye ve dalgalar büyümeye başladı. Küçük kayık dalgalar arasında sallanmaya başlamıştı.
Bu sefer kayıkçı sordu Bilgin’e:
“Yüzme biliyor musunuz?”
Bilgin, korku dolu gözlerle, “Hayır” dedi.
Kayıkçı, “Eğer bu rüzgarın hızı kesilmez de dalgalar sakinleşmezse, sen hayatının tümünü yok say” dedi.
Bilgin kayıkçıyı küçümsediğine, bilgiçlik tasladığına bin pişman oldu ve bildiği tüm duaları okumaya başladı. Neyse ki rüzgar büyümedi ve sağ-salim karşıya geçtiler. Bilgin kayıkçıdan özür diledi. Bir daha da kimseyi küçümsemeyeceğine söz verdi.

