ozlem_yagmur
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 7 Mar 2008
- Mesajlar
- 197
- Tepki puanı
- 2
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
Resulullah (s.a.a), Fil yılı Rabi’ul Evvel ayının 20 sine rastlayan (M.571’de) Pazartesi günü şafak vakti Mekke şehrinde dünyaya geldi.(1) Resulullah (s.a.a)’in değerli babası, Abdullah bin Abdulmuttalip bin Haşim bin Abdumenaf’dır. Değerli annesi ise Veheb bin Abdumenaf’in kızı Amine’dir. Görüldüğü gibi her iki şahsiyetin akrabalık bağı Abdumenaf’da birleşiyor.
Hz. Peygamber’in mübarek ismini İlahi emir gereği Muhammed, (2) künyesini ise Ebu’l Kasım (3) koyuyorlar.
İmam Bakır (a.s) buyurmuşlardır ki, Hz. Peygamber doğumunun yedinci günü Hz. Ebu Talib, Hazretin dünyaya teşrifinden dolayı bir kurban keser ve akrabalarını misafirliğe davet ederek şöyle der: “Bu Ahmed’in akikasıdır.” Misafirler; “Onun ismini neden Ahmed koydun?” diye sorduklarında, ise Ebu Talib; “Yer ve gök ehlinin övgüsünden dolayı onun ismini Ahmed koydum.” der.(4) İşte bundan dolayı Hz. Emir-ul Mü’minin Ali (a.s), Hz. Resulullah (s.a.a)’ın iki ismi bulunan peygamberlerden olduğunu söylemiştir.(5)
Peygamber (s.a.a) henüz daha dünyaya gelmeden babasını kaybetti; (6) dünyaya geldikten sonra da onu süt emmesi için Halime-i Sadiyye’ye emanet ettiler. İbn-i Sad’ın yazdığına göre, Halime Hazreti kucağına alır almaz döşü sütle doldu; öyle ki, Peygamber ve Halime’nin açlıktan uyumayan çocuğu da o sütten doydular.(7)
Peygamber (s.a.a) üç yaşına kadar annesi Amine’nin de gözetimiyle süt annesi Halime’nin yanında kaldı, daha sonra Mekke şehrine getirilerek annesine teslim edildi.
Peygamber (s.a.a) altı yaşında iken annesi Amine ve bakıcısı Ümmi Eymen’le birlikte akrabalarını görmek için Medine’ye giderler. Bir ay Medine’de kaldıktan sonra Mekke’ye dönüşte, Ebva denen yere (Cuhfe’den 37 km. uzak) ulaştıklarında Hazretin değerli annesi vefat eder ve orada defnedilir. Ümmi Eymen Hz. Peygamber’i Mekke’ye getirir ve ceddi Abdulmuttalib’e teslim eder. Böylece Abdulmuttelib Hazretin sorumluluğunu üstlenmiş olur.(8) Ama iki yıl sonra Abdulmuttalib de dünyadan göçer.(9) Onun vasiyeti gereğince de, Hz. Ebu Talib kardeşi oğlu Hz. Muhammed (s.a.a)’ın sorumluğunu üstlenir.(10)
Hz. Peygamber’in mübarek ismini İlahi emir gereği Muhammed, (2) künyesini ise Ebu’l Kasım (3) koyuyorlar.
İmam Bakır (a.s) buyurmuşlardır ki, Hz. Peygamber doğumunun yedinci günü Hz. Ebu Talib, Hazretin dünyaya teşrifinden dolayı bir kurban keser ve akrabalarını misafirliğe davet ederek şöyle der: “Bu Ahmed’in akikasıdır.” Misafirler; “Onun ismini neden Ahmed koydun?” diye sorduklarında, ise Ebu Talib; “Yer ve gök ehlinin övgüsünden dolayı onun ismini Ahmed koydum.” der.(4) İşte bundan dolayı Hz. Emir-ul Mü’minin Ali (a.s), Hz. Resulullah (s.a.a)’ın iki ismi bulunan peygamberlerden olduğunu söylemiştir.(5)
Peygamber (s.a.a) henüz daha dünyaya gelmeden babasını kaybetti; (6) dünyaya geldikten sonra da onu süt emmesi için Halime-i Sadiyye’ye emanet ettiler. İbn-i Sad’ın yazdığına göre, Halime Hazreti kucağına alır almaz döşü sütle doldu; öyle ki, Peygamber ve Halime’nin açlıktan uyumayan çocuğu da o sütten doydular.(7)
Peygamber (s.a.a) üç yaşına kadar annesi Amine’nin de gözetimiyle süt annesi Halime’nin yanında kaldı, daha sonra Mekke şehrine getirilerek annesine teslim edildi.
Peygamber (s.a.a) altı yaşında iken annesi Amine ve bakıcısı Ümmi Eymen’le birlikte akrabalarını görmek için Medine’ye giderler. Bir ay Medine’de kaldıktan sonra Mekke’ye dönüşte, Ebva denen yere (Cuhfe’den 37 km. uzak) ulaştıklarında Hazretin değerli annesi vefat eder ve orada defnedilir. Ümmi Eymen Hz. Peygamber’i Mekke’ye getirir ve ceddi Abdulmuttalib’e teslim eder. Böylece Abdulmuttelib Hazretin sorumluluğunu üstlenmiş olur.(8) Ama iki yıl sonra Abdulmuttalib de dünyadan göçer.(9) Onun vasiyeti gereğince de, Hz. Ebu Talib kardeşi oğlu Hz. Muhammed (s.a.a)’ın sorumluğunu üstlenir.(10)