Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Lösemi Nedir ,Tedavi yöntemleri ,Korunma yolları (2 Kullanıcı)

Ħαпifә

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2008
Mesajlar
49
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA LÖSEMİLER:

Çocukluk çağındaki kanser vakalarının %35'ini lösemiler oluşturur ve birinci sıradadır. Lösemiler hücre cinsine göre; ALL (Akut Lenfoblastik Lösemi) ve AML (Akut Myeloblastik Lösemi) olmak üzere 2 ana gruba ayrılır. Kendi içlerinde de alt sınıflar tanımlanabilir.Türkiye'de her yıl 16 yaşın altında 1200-1500 yeni lösemili çocuk vakası bildirilmektedir.

Lösemi nedenleri henüz tam olarak aydınlatılmamıştır. Sitogenetik ve moleküler tekniklerdeki yeni gelişmelerle; genetik yatkınlıklar, radyasyon, benzen ve türevleri (bali, vs.), böcek ilaçları gibi kimyasal maddeler, bazı kalıtsal hastalıklar ve bazı viral hastalıkların hep birlikte lösemiye neden oldukları çalışmalarla gösterilmiştir. Lösemi her yaşta görülmektedir. En sık çocukluk çağında 2-5 yaşlarında artmaktadır. 1 yaşın altında, 10 yaşın üstündeki yeni vakalarda tedaviye cevap azalmaktadır.


Herhangi bir etkiyle damarlarımızda dolaşan kanın esas yapım yeri olan kemik iliğimizdeki ana hücrelerde oluşan şifre değişikliği ile blast adını verdiğimiz olgun olmayan kan hücrelerinde artış meydana gelmektedir. Bu hücreler hızla yayılarak kemik iliğini, lenf bezlerini, dalağı, karaciğeri, bey,n ve merkezi sinir sistemini tutmaktadır.



BELİRTİLERİ:


Çocuklarda lösemi hastalığının belirtileri:

İştahsızlık

Kansızlık

Zayıflama

Bacaklarda kemik ağrıları

Cilt altında kanamaları (kırmızı noktalar veya morarmalar)

Burun ve dişeti kanamaları

Ateş

ilk gözlenen bulgulardır.Ayrıca yayıldığı organlara ait belirtiler, örneğin başağrısı, kusma, karın ağrısı, görme bozuklukları önem taşıyabilir. Bu yakınmalarla müracaat ettikleri çocuk hematoloji (kan hastalıkları) uzmanlarınca yapılan muayenede çoğunlukla karaciğer ve dalak büyümesi, lenf bezlerinde genişleme, kanama bulguları tespit edilebilir.

Yapılan kan, kemik iliği, hücre tipini belirleme ve genetik tetkikler sonucu kesin tanı konulabilir.

Tanıdaki ayrıntılı testler genellikle lösemi tiplerini, tedavi prensiplerini belirlemede yardımcı olacaktır.


TEDAVİSİ:

Tedavi öncelikle genel durumun düzeltilmesi yöntemleri ile başlar. Bu safhada kan veya kanın içindeki özel hücrelerini donörlerden (gönüllü kan verici kişi) alınarak lösemili hastaya verilmesi, enfeksiyon mevcutsa gerekli mücadelelerin yapılması, böbreklerin, karaciğer ve kalbin kemoterapi ilaçlarının yan etkilerinden korunma önlemlerinin alınması çok önemlidir.

Ayrıca hastaların ve ailelerin hastalık hakkında bilgilendirilmesi, löseminin umutsuz değil, tersine iyi bir tedavi ve moral desteği ile lösemide %85'lere varan oranda iyileşmenin sağlandığının açıklanması tedavinin ikinci basamağıdır.


TEDAVİ ESASLARI ve İLK TEDAVİ:

Çok yüksek doz, birbirinden farklı en az 6 çeşit ilacın 4-6 hafta içerisinde damardan ve ağızdan verilmesidir. Burada amaç, blast adı verilen kötü huylu ana hücrelerin yok edilmesidir.

Ancak bu kemoterapi ilaçları, maalesef yalnızca kötü hücreleri etkilememekte, vücudumuzun iyi, faydalı hücrelerini de yok etmektedir. Bu nedenle, çocuklarımızın saçları dökülmekte, ağızlarında, bağırsaklarında yaralar açılmakta, halsizleşmektedirler. Yine, vücudumuzu enfeksiyonlara karşı koruyan savunma hücreleri de ilaçlarla yok edildiğinden immün sistem yıkılmakta, en ufak bir mikrop, hastalık etkeni dahi tüm vücuda yayılıp ağır ateşli enfeksiyonlara neden olmaktadır.

Bu nedenle lösemili çocuklarımız etraflarındaki insanlardan, havadan, sudan mikrop almamak ve korunmak için maske takmaktadırlar.
 

Ħαпifә

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2008
Mesajlar
49
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
TEDAVİ METODLARI:


Lösemi hastalığının tedavisindeki temel prensip kemik iliğindeki ana kan hücrelerinde oluşan şifre değişikliği ile olgun olmayan blast adı verilen hücrelerin çoğalmasını durdurmak ve sonrasında normal kan elemanlarının yapılmasını sağlamaktır.

Kötü huylu blast hücreler çok hızlı çoğalırlar. Bunlar olgunluk ve çoğalma zamanlarına göre çeşitli evrelere ayrılırlar: 1) Mitoz, 2) G devresi, 3) S devresidir. Tedavideki amaç; birbirinden farklı etkilerdeki ilaçların bir program çerçevesinde uzun süre kullanılarak tüm safhalardaki blastların öldürülmesidir.

Yaklaşık 3 yıl süren tedavide 4 safha yer alır:

1- YÜKLEME TEDAVİSİ (Balyoz Harekatı):


Birbirinden farklı 5-6 çeşit ilaç damardan aynı anda verilir. Amaç kötü huylu hücrelerin 2 ay içerisinde hızla öldürülmesidir. Vücudumuzu işgal etmiş düşman kuvvetlerine karşı dost birliklerin topla, tüfekle, bombayla taarruzudur. Adeta bir Kurtuluş Savaşı başlamıştır.

2- PEKİŞTİRME TEDAVİSİ (Jet Tesiri):

Paniğe kapılan, dağılan kötü hücreler hemen kendilerini korumak, direnebilmek için zırhlara bürünmekte, gizlenmekte ve çoğalmaya çalışmaktadır. Vücudumuzun silahlı kuvvetleri ile birlikte dost güçler havadan, karadan ve denizden düşmana bombalarla saldırmaktadır. 3-4 ay süren bu tedavide çok yüksek doz birbirinden farklı tesirli ilaçlar damardan verilmektedir.

İşte bu sırda maalesef vücudumuzdaki faydalı hücreler de ölmekte, saçlar dökülmekte, ağızda yaralar çıkmaktadır.

3- ÖNLEYİCİ TEDAVİ (İstihbarat):
Kemik iliğinde yenilmiş, parçalanmış, dağılmış düşman hücrelerinin beyin ve sinir sistemi ve üreme organlarımıza yerleşerek, sinsi sinsi faaliyete geçmelerini önleyici tedavidir. Bazı durumlarda radyoterapi (ışın tedavisi) uygulanabilir. Bir nevi gizli servis işlevini üstlenirler.

4- YENİDEN ÖRGÜTLENMEYE İZİN VERMEYEN DEVAMLILIK TEDAVİSİ:


Amaç artık tamamen yok edilmiş düşman hücrelerinin vücudumuzda herhangi bir şekilde yeniden çoğalmalarını önlemektir. En son blast yok edilinceye kadar tek tek bulunup parçalanması sağlanır. Yaklaşık 2.5-3 yıl kadar devam eder.



TEKRARLAYABİLİR Mİ?


Toplam 3-3.5 yıl süren tedavi sonunda % 85'lere varan oranda tamamen iyileşme sağlanır. Tedavi sonrasında yalnızca kontrollerle izlenen çocuklarımız, tüm sağlılı kardeş ve arkadaşları gibi normal yaşantılarını sürdürürler. hepimizde olabileceği gibi hastalığı yenmiş bireylerde de löseminin yeniden görülme olasılığı az da olsa vardır. Bu durumlarda da benzer tedaviler ve/veya kemik iliği nakli uygulanabilir.

TEDAVİ PROGRAMLARI:

Kemoterapide seçilen ilaçlar ve hangi zamanlarda, ne dozlarda verilecekleri uzun süren deneyler ve uygulamalar sonrasında belirlenmektedir. Türkiye'den de birçok değerli bilim adamının katıldığı bu çalışmalar, Hematoloji dergilerinde, kongrelerde açıklanmakta ve kullanıma sunulmaktadır. Oluşturulan bilimsel kurumlarda tedavinin başarısı ya da başarısızlıkları izlenmekte ve sonuçları değerlendirilmektedir. Aksayan noktalar, ulusal ve uluslararası bilimsel kurullarda değerlendirilerek yeni ilaçlar, yeni dozlar ya da değişik metodlar uygulamaya konulmaktadır.

KEMOTERAPİ İLAÇLARI:

Lösemi teavisine özgü ilaçların tümü maalesef yurtdışından temin edilmektedir. nakliye sırasında bozulmaması, uygun koşullarda sulandırılması, ısıdan ve ışıktan korunması, istenen sürede ve hızda verilmesi ve damar dışına kaçırılmaması gibi son derece zor ve titiz çalışmaların bir arada olması gerekir.

MALİYET:


Tedavide kullanılan ilaçlar son derece pahalıdır. Bir kutusu 100 milyon lira civarındadır. Yüzlerce şişe ilaç kullanılmaktadır. Kateterleri, kitleri, serumları, kan ürünleri hesaplanacak olursa tedavi maliyeti yüz milyarlarca lirayı bulmaktadır.

LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR VE AİLELERİNİN PROBLEMLERİ:

Okuldan uzak kalmak

Arkadaşları tarafından dışlanmak

Toplumun bu çocukların iyileşme şansının olmadığını düşünmesi

Maske yüzünden hastalığın bulaşıcı olduğunun düşünülmesi

Çocukların sosyal etkinliklere katılamamaları (Sinema, tiyatro, ...)

Çocukların sevdikleri yiyeceklerden uzak durma zorunluluğu

Kan bulamamak

Parasızlık

Hastanede çocuklarına refakat etmek isteyen ailelerin iş yerlerinden çok sık izin almaları sonucu işlerine son verilmesi
 

Ħαпifә

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2008
Mesajlar
49
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
KEMİK İLİĞİ NAKLİ NEDİR?

Çocukluk çağı lösemilerinde esas olan ilaçla tedavidir. Toplam 3-3.5 yıl süren kemoterapi sonunda % 85'lere varan oranda tamamen iyileşme sağlanır. Tedaviye cevap alınamayan vakalarda ve bazı özel durumlarda kemik iliği nakli uygulanabilir (%5-10 oranında).

TEDAVİNİ ESASLARI NELERDİR?

Kemik iliği naklinde temel prensip, kan hücrelerinin yapımını sağlayan ana-kök hücrelerin sağlam bireylerden (verici-donör) alınarak lösemi hastasına verilmesidir. Böylece normal kan yapımı sağlanmış olur.

KİMLERDEN KEMİK İLİĞİ ANA-KÖK HÜCRELERİ ALINIR?

1- Doku grupları (HLA) uygun kardeşlerden veya nadiren diğer aile bireylerinden (ALLOJENİK).

2- Doku grupları (HLA) uygun akraba olmayan vericilerden (Kemik İliği Doku Bilgi Bankası aracılığıyla).

3- Hastanın kendi kemik iliğinin dondurularak saklanması ve gerektiğinde verilmesi.

4- Damarlarımızda dolaşan kanın içindeki ana-kök hücrelerin özel bir yöntemle toplanarak hastaya verilmesi.

5- Göbek Kordonu Kanı: Yeni doğan kardeşin ana-kök hücrelerden zengin plasentasından (eş) toplanan kanın kullanılması.

NASIL KEMİK İLİĞİ ALINIR?

Toplama işlemi ameliyathane koşullarında genel anestezi altında uyutularak yapılır. Özel iğneler kullanılarak kemik içine girilerek ilik enjektörlere çekilir. Belirli miktarda alınan ana-kök hücreler özel torbalarda, filtre edilerek bekletilmeden lösemi hastasına damar yoluyla verilir.

Ana-kök hücrelerin çok çok az bir kısmı alındığından verici-donör için yapılan işlemin hiçbir sakıncası yoktur.

Nakil işlemlerinden sonra 3 hafta içinde sağlam ana-kök hücrelerden kan hücrelerinin hızla yapımı başlar. Verilen kemik iliğinin alıcıda reddini önlemek amacıyla 6 ay kadar koruyucu tedaviler uygulanır.

KEMİK İLİĞİ NAKLİNİN BAŞARI ORANI:

Dünyanın gelişmiş hematoloji merkezlerinde olduğu gibi ülkemizde de kemik iliği nakli başarıyla yapılmaktadır. Löseminin cinsine ve vericinin uygunluğuna göre değişmekle birlikte sonuçlar olumludur. %43 ile %83 oranında başarı elde edilmektedir.

YAN ETKİLERİ:


Alıcı lösemi hastasının kemik iliği nakline hazırlanma aşamasında ve sonrasında çeşitli ciddi komplikasyonlar çıkmaktadır. Geç dönemde de normal kişilere göre 5 kez daha fazla oranda yeniden lösemi ya da çeşitli kanser tipleri ortaya çıkabilir.

Kemik iliği naklinden 1 yıl sonra, lösemili çocuklar sağlıklarına kavuşmakta ve normal yaşantılarına dönebilmektedirler.

Ülkemizde hasta başına ortalama 25.000 dolara malolan kemik iliği nakli, yurt dışında bir sağlık turizmi haline getirilmiş olup 100.000-250.000 dolar harcanmaktadır. Bu nedenle; Türkiye'de daha çok sayıda özelleşmiş kemik iliği nakli merkezinin hizmete açılması yararlı olacaktır.
 

Ħαпifә

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2008
Mesajlar
49
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR VE KANSER HASTALARININ BESLENMESİNDE ALTIN ÖĞÜTLER

Kemoterapi ilaçları kötü huylu hücreleri öldürürken, yan etkileri de ortaya çıkıyor. Ağız içinden kalın bağırsaklarımızın sonuna kadar tüm sindirim sistemimizin iç yüzünü döşeyen hücreler de birlikte yok oluyorlar. Dilde ve boğazda yaralar, mukozada dökülmeler, ishal, kusma, boğaz ağrısı, ortaya çıktığı zaman ciddi bir beslenme bozukluğunu da beraberinde getiriyor. Halbuki lösemi hastalığının tedavisinde iyi beslenme, sağlıklı ve dengeli gıdalar yiyerek vücut direncini arttırmak büyük önem taşımaktadır. Lösemi ve kanser hastaları için onların iyi beslenmelerini sağlayacak, yaşam kalitelerini arttıracak ve savunma sistemlerini güçlendirecek bilimsel önerilerde bulunmak istiyoruz.
 

Ħαпifә

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2008
Mesajlar
49
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
BULANTI VE KUSMA OLAN HASTALAR İÇİN;

Sık sık ve az yemek yiyiniz, yemekler arasında içecekleri içmeyiniz. Sıvıları (su, ayran, komposto vs.) yemeklerden 1 saat önce veya 1 saat sonra içiniz.

Sabahları genellikle iştahınız ve enerjiniz daha iyi olacaktır. O nedenle beslenmenizi sabah öğünlerinde çok iyi yapmalısınız. Çok sevdiğiniz ve çabuk tükettiğiniz gıdaları diğer öğünlere saklayınız.

Yağlı, baharatlı, kızarmış yiyeceklerden uzak durunuz. Turşu, asitli gazlı içecekler, pişmemiş havuç turp gibi sert yiyecekler, fazla kavrulmuş, hızlı kızarmış sert bisküviler, cipsler, kuru yemişleri, doğal olmayan sosları asla yemeyiniz.

Daha çok havuç, patates, elma gibi meyve ve sebze pürelerini, yumuşak haşlama etleri, sebze çorbalarını, muhallebileri gıda olarak tercih ediniz.

Yemek yerken mutlaka iyice çiğneyiniz ve yavaş yavaş yemeye özen gösteriniz.

Ağır kokulu yiyecekler de beyninizde olumsuz etki yaparak bulantı ve kusmaya neden olurlar. Bunlardan uzak durunuz.

Yemeklerinizi mutlaka dik oturur pozisyonda yiyiniz. Ve yemekten sonra en az 2 saat oturur pozisyonda veya ayakta durunuz. Kesinlikle yatmayınız.

Yemeklerden sonra mutlaka dişlerinizi fırçalayınız antiseptik gargara solüsyonu ile ağzınızı çalkalayınız.

Günde en az 8-10 bardak sıvı tüketiniz. Sizler için en iyi sıvılar zencefilli taze meyve suları (organik), et suları, tuzlu ayran, soğuk komposto sularıdır.
 

Ħαпifә

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2008
Mesajlar
49
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
İSHAL (DİYARE) OLDUĞU DÖNEMLERDE BESLENME

Her saat başı veya iki saatte bir az az özellikle sıvı gıdalar tüketiniz.

İshalle aşırı sıvı kaybettiğiniz için susuzluk hissiniz belirginleşir. Ama bunun karşılığında sadece su içmeyiniz. Tuz, şeker, eletrolit kaybınız da olduğu için su yerine ayran, taze meyve suyu, komposto, açık çaylar ve zencefilli meyve çaylarını tercih ediniz.

Süt ishalinizi arttırabilir. Bunu yerine yoğurt, ayran, ve peyniri tüketebilirsiniz.

Eğer karın ağrınız, gaz kramplarınız varsa lahana, karnıbahar, brokoli, kuru fasulye, bezelye, mercimek, nohut, gibi gaz yapıcı yiyecekler ve karbonatlı, asitli içeceklerden uzak durmalısınız.

Yine fındık, mısır, incir, armut, kaysı gibi yiyecek gaz kramplarınızı ve ishalinizi arttırabilirler. Bunları yememelisiniz.

İshalli dönemlerinizde muz, şeftali nektarı, elma suyu, patates püresi, pirinçli yoğurt çorbalarını tercih etmelisiniz
 

Ħαпifә

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2008
Mesajlar
49
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
AĞIZ KURULUĞUNDA DİKKAT
Ağız kuruluğunun nedenleri;

İlaçların yan etkileri

Sıvı kayıplarının fazla oluşu

Ağzımızın iç yüzeyini oluşturan hücrelerin dökülmesi ve mukozit oluşmasıdır.

Önleyebilmek için neler yapmalıyız;

Sık sık, az az, yudum yudum, ayran, bitki çayı, limonlı çaylar, taze meyve suları içiniz.

Yiyeceklerinizi çorba, komposto vs. ile beraber yiyiniz.

Ağız sağlığınıza ve bakımına dikkat ediniz.

Sık sık antiseptik solüsyonlarla ağzınızı çalkalamalısınız.

AĞIZ VE BOĞAZ AĞRISI OLDUĞU DURUMULARDA NE YAPMALIYIZ

Tuzlu, baharatlı yiyecekler, asitli meyveler, domates ve domates ürünleri, turşu, patates cipsi gibi gıdalardan uzak durmalısınız.

Aşırı sıcak veya aşırı soğuk gıdalar yememelisiniz. Her şeyi oda sıcaklığında bekleterek (22-24'C) tüketmeye çalışmalısınız.

Çorbalar ve kompostolar için tabak yerine kupa veya bardak tercih etmelisiniz.

Makarna, yoğurt, peynir, çorbalar, tahıllar, muhallebi, yumurta, tavuk, balık, et haşlamalar, et suları, yumuşak meyve ve sebze pürelerini yemeyi tercih etmelisiniz.

Yemeklerden önce sonra ağzınızı mutlaka temizleyip, steril solüsyonlarla çalkalamalısınız.

Ağzınızda mantar hastalıklarını hatırlatacak beyaz veya gri renkli tabakalar mevcutsa mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Çünkü bunlar da ağız ve boğaz ağrısı yapar ve ilerlerse ciddi, ağır mantar enfeksiyonlarına neden olabilirler.
 

TUGBA_SU

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Tem 2008
Mesajlar
101
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
sagolasın arkadsım paylasımın ıçın allahım bu durumdakı butun kardeslerımeacıl şifalar versın..............
 

muzey

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2008
Mesajlar
54
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Sağolasin kardeşim yararli olurda herkez bilinçlenir insallah çünkü bukadar yaygin vede artik normel bir hastaliğa dönüşmüş olmasina rağmen halkimiz bu konuda çok bilgisiz!
 

Ħαпifә

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2008
Mesajlar
49
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Dikkat.!

Dikkat.!

Evet abicim artık çok yaygınlaştı. Allah'm kimseye göstermesin ::)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt