Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Lekümdiniyküm..... (4 Kullanıcı)

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
Laiklik dinsizlik mi, değil mi?
80 yıldır tartışılan bu soruya herkes kendi meşrebince cevap veriyordu. Fakat Türkiye adına konuşan bir yetkili açıkça çıkıp da bu soruyu cevaplamıyordu. Bu durumda sorunun cevabı ister istemez karanlıkta kalıyor, yine körün taşı körün gözüne durumları devam edip gidiyordu.

Fakat şu yakınlarda bir gelişme yaşandı. Bu soru, söz konusu gelişme sayesinde ilk defa “takiyye”den âri bir cevaba kavuştu.

Gelişmenin özeti şu:



A.Ü. Tıp Fakültesi öğrencisi Leyla Şahin’e başörtüsü yüzünden okul disiplin cezası verir. Bu hanım kızımız iç hukuku tükettikten sonra “Adalet mülkün temelidir” İslâmi düsturuna uyarak hakkını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde arar. Haksızlık karşısında susma günahını işlemez.



İşbu davada, davacı tıp öğrencisi kızımız, davalı Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Türkiye Cumhuriyeti de kendisini AİHM’de savunacak bir avukat tutar. Avukat, 19 Kasım 2002 tarihindeki duruşmada Türkiye Cumhuriyeti’nin başörtüsü yasağını savunur.






Savunur savunmasına da, işte tam burada “takiyye” sona erer ve on yıllardır “Laiklik dinsizlik değildir” savunmasının pabucunu dama atan bir durum yaşanır. 23 Aralık tarihli Radikal gazetesinden öğrendiğimize göre Türkiye Cumhuriyeti’nin avukatı verdiği savunma metninde aynen şu cümleyi kullanır.

“Başörtüsünün Allah’ın emri kabul edilmesi, laiklik ilkesi ile bağdaşmaz.”



Başörtüsü Allah’ın emri. Bu açık. Kitaba değil de kitabına uydurmak isteyen sosyete müftülerini geçin bi yol. Peki, ne olacak şimdi?

Olacağı belli: Allah’ın emri laiklikle bağdaşmayıp ters düşüyorsa, ya Allah’tan yana ya da laiklikten yana olacaksınız. Türkiye Cumhuriyeti’nin avukatı bunu diyor.




Bu durumda ya Müslüman olacaksınız, ya da laik. Bunun bir başka ifadesi “Laiklik dinsizliktir” olmuş oluyor. Aslında bu biraz yoruma bağlı. Eğer Allah’ın emri laiklikle bağdaşmıyorsa, laiklik bir tür İslâm karşıtı bir başka din haline gelmiş oluyor.





Ve bu durumda tabii ki devletin laik olması demek, İslâm’a karşıt olması anlamını taşıyor. Yani laikliğin, “din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması” biçiminde tanımlanması fasarya olmuş oluyor. Aslında İslâm dininin yerini laiklik dini almış oluyor. Ve bizim bir tür “laik teokrasi”de, yani adı “laiklik” olan bir “din devletinde” yaşadığımız ortaya çıkıyor. Zaten “değiştirilemez”, bırakın onu “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddelere sahip olmak ne demek?






Basbayağı “dogma” demektir, laiklik adı verilen siyasal bir yöntemi ilahi kitaplarda yazan dini kurallara benzetmek demektir.

Peki, bu durumda bu ülkede yaşayan Müslüman ne yapacak?

Ya dininden çıkıp devlet dinine yani laikliğe intisap edecek, ya da başına gelecek olana katlanıp İslâm’da kalmayı, yani laiklikle bağdaşmayan Allah’ın emirlerini yerine getirmeyi tercih edecektir.





Eğer durum buysa, laikliğin bu ülkede işi çok zor demektir. Şunca yıldır tüm devlet imkânlarına ve kafa yıkamalara rağmen bir avuç ‘laik mümin’ tedarik edebilmişler ki, gerçekten bu iş yaş.




İslâm böylesi durumlarda çok özgürlükçü. Devlet zoruyla din dayatmaz insana. Çünkü din özgür seçim işidir. Kur’an, Müslüman’a şöyle emir verir:

“De ki: Ey inkârcılar! Tapmam sizin taptıklarınıza, siz de benim taptığıma tapmazsınız.
Asla tapmayacağım sizin taptıklarınıza, siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana!”[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]

[/FONT]
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
Selamün Aleyküm
Sevgili abim ''lekümdinüküm''olması gerekiyor.
Allah'a emanet
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm Değerli Resul Abimiz.
Laiklik kavramı, çifte standartlarla dolu bir kavramdır. Örnekler verecek olursam, kelime olarak kökeni, Fransızca'dan gelir, doğduğu yer de, milliyetçi Fransız yahudilerinin o dönemlerde ''aydın'' sıfatıyla cirit attığı Fransa'dır..Fakat bugün bizlerin sözümona modern ve medeni görünmek adına karşısında bu kadar eğilip büküldüğümüz laikliği, acaba çok örnek aldığımız Avrupa, ne kadar uyguluyor? O kadar ki o uygulansın diye, Türkiye'de İslam'dan ve müslümanlardan nefret edildi, üniversitelere türbanlı öğrenciler sokulmadı..Avrupa'nın bugün birçok ülkesi, laik değildir.. Laikliği de asla uygulamayacaklarını söylerler her fırsatta.. Bizim ne değerlerimize, ne örfümüze, ne adetimize, ne de normlarımıza uymayan bu laikliğe uymak için biz neden bu kadar kendimizi aşacak zahmetlere katlanıyoruz? En çok da bu noktayı anlayamıyorum..Fransa, laikliği her daim ağzında dolar, fakat üniversitelerde haç takan öğrencilere, kipa takan yahudilere, dini semboller kullananlara sesini çıkarmaz (Müslümanlara, çıkarırlar).. Laik olmasına rağmen, Papa'larının da Fransa siyasetinde etkin olması şaşırtıcıdır.Ki o zaman demokratik değil, teokratik bir devlet vasfına bürünmüş olur Fransa... Bu bizde olsa, ''irtica geliyor'' yaygaraları kopartılır.. Kısacası laikliği laik geçinenler dahi uygulamazlar.. Dünyanın hiçbir ülkesi laik olamaz, tarihte de laik devlet örneğine rastlanmamıştır..Hristiyanlığa, yahudililiğe ve İslam'a eşit mesafede hiçbir ülke yoktur, olmayacaktır da..En büyük ayrımcılığı da, aslında eşitliği ve eşit mesafeyi savunanlar yapmaktadır.. Örnekleri Fransa ve Fransa'dan daha Fransa olan Türkiye.. Allah c.c Kur'an'ı evrensel bir kitap olarak içinde her konuya değinecek şekilde bir anayasa kitabı misali göndermiştir bizlere..Kur'an'ı hayatımızın işine gelen kısımlarında uygulayıp, işimize gelmeyen alanlarında uygulamama lüksüne sahip değiliz.. Bu gibi izm'lerin temel niyeti, İslam'ı ölü bir din haline getirmek, pasifize etmek, hayatın gerçekliğinden koparmak..din ve devlet işleri, hulefa-i raşidin döneminde ayrılmamıştı, Efendimiz (s.a.v) döneminde de ayrılmadı..Osmanlı döneminde de ayrılmadı.. Ve ilginçtir ki huzur da zirvedeydi o zamanlar.. Laikliğin yaygarasının bile ülkede huzur bırakmadığını çok örnekle anlatabiliriz, lakin gerek olmadığını düşünüyorum.. Laiklik, bu ülkenin damarlarına salınmış bir kan emicidir.. Allah c.c bizi laisizmin ve savunucularının şerlerinden korusun..Onların laikliği onlara..bizim İslam'ımız bizlere.. Nasıl yaşarlarsa öyle haşredilecekler..Allah c.c razı olsun..Selam ve Dua ile..

 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
Selamün Aleyküm Değerli Resul Abimiz.

Laiklik kavramı, çifte standartlarla dolu bir kavramdır. Örnekler verecek olursam, kelime olarak kökeni, Fransızca'dan gelir, doğduğu yer de, milliyetçi Fransız yahudilerinin o dönemlerde ''aydın'' sıfatıyla cirit attığı Fransa'dır..Fakat bugün bizlerin sözümona modern ve medeni görünmek adına karşısında bu kadar eğilip büküldüğümüz laikliği, acaba çok örnek aldığımız Avrupa, ne kadar uyguluyor? O kadar ki o uygulansın diye, Türkiye'de İslam'dan ve müslümanlardan nefret edildi, üniversitelere türbanlı öğrenciler sokulmadı..Avrupa'nın bugün birçok ülkesi, laik değildir.. Laikliği de asla uygulamayacaklarını söylerler her fırsatta.. Bizim ne değerlerimize, ne örfümüze, ne adetimize, ne de normlarımıza uymayan bu laikliğe uymak için biz neden bu kadar kendimizi aşacak zahmetlere katlanıyoruz? En çok da bu noktayı anlayamıyorum..Fransa, laikliği her daim ağzında dolar, fakat üniversitelerde haç takan öğrencilere, kipa takan yahudilere, dini semboller kullananlara sesini çıkarmaz (Müslümanlara, çıkarırlar).. Laik olmasına rağmen, Papa'larının da Fransa siyasetinde etkin olması şaşırtıcıdır.Ki o zaman demokratik değil, teokratik bir devlet vasfına bürünmüş olur Fransa... Bu bizde olsa, ''irtica geliyor'' yaygaraları kopartılır.. Kısacası laikliği laik geçinenler dahi uygulamazlar.. Dünyanın hiçbir ülkesi laik olamaz, tarihte de laik devlet örneğine rastlanmamıştır..Hristiyanlığa, yahudililiğe ve İslam'a eşit mesafede hiçbir ülke yoktur, olmayacaktır da..En büyük ayrımcılığı da, aslında eşitliği ve eşit mesafeyi savunanlar yapmaktadır.. Örnekleri Fransa ve Fransa'dan daha Fransa olan Türkiye.. Allah c.c Kur'an'ı evrensel bir kitap olarak içinde her konuya değinecek şekilde bir anayasa kitabı misali göndermiştir bizlere..Kur'an'ı hayatımızın işine gelen kısımlarında uygulayıp, işimize gelmeyen alanlarında uygulamama lüksüne sahip değiliz.. Bu gibi izm'lerin temel niyeti, İslam'ı ölü bir din haline getirmek, pasifize etmek, hayatın gerçekliğinden koparmak..din ve devlet işleri, hulefa-i raşidin döneminde ayrılmamıştı, Efendimiz (s.a.v) döneminde de ayrılmadı..Osmanlı döneminde de ayrılmadı.. Ve ilginçtir ki huzur da zirvedeydi o zamanlar.. Laikliğin yaygarasının bile ülkede huzur bırakmadığını çok örnekle anlatabiliriz, lakin gerek olmadığını düşünüyorum.. Laiklik, bu ülkenin damarlarına salınmış bir kan emicidir.. Allah c.c bizi laisizmin ve savunucularının şerlerinden korusun..Onların laikliği onlara..bizim İslam'ımız bizlere.. Nasıl yaşarlarsa öyle haşredilecekler..Allah c.c razı olsun..Selam ve Dua ile..


Aleyküm Selam Mücahide Kardeşim
Böylesine Anlamlı Katkı ve Yorumundan Dolayı, Emeğine yüreğine sağlık Allah Razı Olsun


Ama ne Yazık'ki Günün Müslümanlarının Büyük bir bölümü," YARATILANI SEVİP, ALLH'ı UNUTTURAN" Anlayışların, Bir Çağdaşlık Fenomeni Durumuna getirildiklerinin farkında değiller.

"Selam ve Dua İle
A'lamenittebeğalhüda"
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
B)''ANLATAMADIK KİMSEYE ; BİZE EYYÜBUN SABRI DÜŞTÜ ''B)
msn20ifadeleri2016xm9.gif


Allah'a Emanet Olunuz
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
"Balık karnında hesap kendimle alışveriş,
Gözümde aralanan o hayalin peçesi,
Suskunlukta kayboluş, eriyiş ve tükeniş,
Uçsuz bucaksız sayfa ruhumun dilekçesi!"
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt