Havva dünde kalsa da Âdem onu hep bugünmüş gibi bildi.
Hiçbir şey giderek uzaklaşmadı. Hiç olmamış gibi olmadı. Artık zaman vardı ve Âdem’in istemediği kadar çoktu. Lâkin Havva yoktu ve bir tek Havva’nın hasretinin üzerinden zaman geçmiyordu.
Yeryüzünün o zamanları bu zamanlarına uysaydı, Âdem’in kırk yıl ağladığı, seksen yıl beklediği, Havva’nın yüz yıl gelmediği bile söylenebilirdi. Ama mutlak olan sadece kalbin zamanı.
Kalbin zamanı: Cennet zamanı.
Canlıydı orada her hatıra. Onda unutuş yoktu.
Aşkın zamanı: Ân-ı ebedi: Bitimsiz şimdi.
Âdem kalbinin zamanında o kadar bekledi. Havva o kadar gelmedi.
Nazan BEKİROĞLU / Lâ Sonsuzluk Hecesi
Hiçbir şey giderek uzaklaşmadı. Hiç olmamış gibi olmadı. Artık zaman vardı ve Âdem’in istemediği kadar çoktu. Lâkin Havva yoktu ve bir tek Havva’nın hasretinin üzerinden zaman geçmiyordu.
Yeryüzünün o zamanları bu zamanlarına uysaydı, Âdem’in kırk yıl ağladığı, seksen yıl beklediği, Havva’nın yüz yıl gelmediği bile söylenebilirdi. Ama mutlak olan sadece kalbin zamanı.
Kalbin zamanı: Cennet zamanı.
Canlıydı orada her hatıra. Onda unutuş yoktu.
Aşkın zamanı: Ân-ı ebedi: Bitimsiz şimdi.
Âdem kalbinin zamanında o kadar bekledi. Havva o kadar gelmedi.
Nazan BEKİROĞLU / Lâ Sonsuzluk Hecesi