Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kur'an Kıssalarından Alınması Gereken Bir İbret (1 Kullanıcı)

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
25 Aralık 2006 - 02:45:06
Geçmişte ve günümüzde bir çok âlim, sahabenin ve selefin hayatı hakkında, sadece onların faziletleri ve menkıbelerini anlattıkları bir çok eser yazmışlardır. Bu kitaplar daha çok sahabe aleyhinde konuşanlara ve onların faziletlerini inkar edenlere karşı reddiyede bulunmayı hedeflemiştir. Her ne kadar bu çalışmalar, sahabe aleyhinde konuşan inatçı fırkalara karşı olumlu bir sonuç verip, tükenmekte olan gayretleri harekete geçirse de bazı metodolojik kusurları ihtiva etmektedir. Bu metodolojik hataların en önemlisi sahabenin ve selef-i salihinin hayatını beşeri doğasından soyutlamaktadır. İdealörnekle pratik, şer'i prensip düzeyine yükselme yolunda yaşanan psikolojik sıkını ve çöküşle silkinilip kendine gelme, günahla tövbe, gafletle uyanıklık arasındaki mücadelenin doğasıdır bu... İşte bunlar her asırda müminlerin tecrübelerinin özünü oluşturmaktadır. Üretken diri bir tarihten, donuk kutsal bir tarihe dönüşümü ıskalarsa hamasi duyguları harekete geçirecek ancak tecrübe kazandırmayacaktır. İnsanları harekete geçirecek ancak tarihten ibret alınmasının önüne geçilecektir. Sahabeden sonra gelenlerin ( yani bizlerin) eksiklerini ortaya koyacak fakat insanların onları takip etmek konusunda umutlaını yitirmelerine sebep olacaktır.

Kur'an-ı Kerim eskilerin kıssalarını be hayatlarını sunarken takip ettiği yöntem bu değildir. Hatta Kur'an-ı Kerim, kendilerine indirilen vahiyle korunmuş olan masum peygamberlerden bahsederken tablonun tamamını sunar. Bu tabloda insanların ibret alması için zaaf ve güç noktaları zikredilir, burada anlatılan tarih kan ve etten oluşan insanoğlunun tarihidir, doğasında çaba ve gayret bulunmayan salt itaat üzere yaratılmış meleklerin tarihi değil.

Allah Teala Adem (as)'la ilgili olarak : "...Adem Rabbine asip olup şaşırdı" (Taha/121) Nuh (as) için: "Nuh: -Ey Rabbim, bilmediğim şeyi Sen'den istemekten Sana sığınırım" (Hud/47), Davud (as) için: "Davud, kendisini imtihan ettiğimizi anladı" (sad/24) Süleyman (as) için: "Andolsun ki Süleymanı imtihan ettik" (Sad/34), Yusuf (as) için: "Andolsun ki, kadın meyletti. Eğer RAbbinin işaret ve ikazını görmeseydi o da kadına meyletmişti" (Yusuf/24) Musa (as) için: "Dedi ki: Ya Rabbi! Ben şüphe yok ki, nefsime zulmettim, artık bana mağfiret buyur" (Kasas/16) ve en son Peygamberlerin sonuncusu, mahlukatların en hayırlısı Hz. Muhammed (sav) için şöyle buyurdu: " Yüzünü ekşitti ve döndü, kendisine kör geldi diye" (Abese/1,2) bir başka ayette de "Allah seni affetsin; doğrular sana belli olup, yalancıları bilmeden önce, niçin onlara izin verdin!"(Tevbe/43) buyuruyor.

İşte Kur'an-ı Kerim, zaafları ve üstün yönleri olan bir insan portresini bütün yönleriyle çizer, sonra da bizden ona tabi olmamızı ister, aksi halde beşeri özelliklerinden arındırılmış bir insanı nasıl takip edebiliriz ki! Hikmet sahibi ve adil olan Allah, bizi böyle birşeyle sorumlututmamıştır. Allah-u Teala hikmeti gereği, bize gönderdiği peygamberleri meleklerden değil insanlardan seçmiştir: "De ki: "Eğer yeryüzünde yürüyüp duran melekler olsaydı, elbette onlara gökten peygamber olarak bir melek indirirdik." (isra/95)

Kur'an-ı Kerim'in bu yönteminden çıkarılacak sonuç şudur: sahabe olsun ya da olmasın, ümmetin ilk dönem müntesipleri hakkında yapılacak olan araştırma, bir insa portesini bütün yönleriyle, yani zaafları ve üstünlükleriyle sunmak zorundadır. Tamamı menkıbelerden ya da hatalardan oluşan bir tarih yoktur. Hata ve eksikliklerden ibret almak, doğru ve faydalı şeylerden ibret almakla eş değerdir hatta yerine göre daha ön plandadır. İster nefsine zulmetsin, ister orta yolu takip etsin isterse Allah'ın izni ile hayırda yarışan biri olsun, her mü'minin hayatında ibret alınacak noktalar vardır.

Muhtar eş Şankıtî
 

erhunakarsu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ağu 2007
Mesajlar
190
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
ALLAH(C.C) razı olsun.
selametle..
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
sağol kardeşim siz yenisiniz sanırım ben yeni görüyorum en azından.Hoşgeldiniz

aeolunuz

esselamu aleyküm
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Kur'an-ı Kerim eskilerin kıssalarını ve hayatlarını sunarken takip ettiği yöntem bu değildir. Hatta Kur'an-ı Kerim, kendilerine indirilen vahiyle korunmuş olan masum peygamberlerden bahsederken tablonun tamamını sunar. Bu tabloda insanların ibret alması için zaaf ve güç noktaları zikredilir, burada anlatılan tarih kan ve etten oluşan insanoğlunun tarihidir, doğasında çaba ve gayret bulunmayan salt itaat üzere yaratılmış meleklerin tarihi değil.

ALLAH Teala Adem (as)'la ilgili olarak : "...Adem Rabbine asip olup şaşırdı" (Taha/121) Nuh (as) için: "Nuh: -Ey Rabbim, bilmediğim şeyi Sen'den istemekten Sana sığınırım" (Hud/47), Davud (as) için: "Davud, kendisini imtihan ettiğimizi anladı" (sad/24) Süleyman (as) için: "Andolsun ki Süleymanı imtihan ettik" (Sad/34), Yusuf (as) için: "Andolsun ki, kadın meyletti. Eğer RAbbinin işaret ve ikazını görmeseydi o da kadına meyletmişti" (Yusuf/24) Musa (as) için: "Dedi ki: Ya Rabbi! Ben şüphe yok ki, nefsime zulmettim, artık bana mağfiret buyur" (Kasas/16) ve en son Peygamberlerin sonuncusu, mahlukatların en hayırlısı Hz. Muhammed (sav) için şöyle buyurdu: " Yüzünü ekşitti ve döndü, kendisine kör geldi diye" (Abese/1,2) bir başka ayette de "ALLAH seni affetsin; doğrular sana belli olup, yalancıları bilmeden önce, niçin onlara izin verdin!"(Tevbe/43) buyuruyor.




Selamün Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatühü Değerli Nevin Ablacım.
Paylaşımınız çok istifadeliydi.. Allahü Teala razı ve memnun olsun.. Emeğinize sağlık.. Rahman, insanın ebedi yolculuğunda kendisine rehber olacak elçileri, ''örnek ve takip edilecek kişi olarak'', kullarının kemal kazanmalarına biiznillah vesile olmaları için, ''insanlar arasından seçtiğini'' bildirmiştir.. ''Size, sizin cinsinizden bir elçi gönderdik.'' ilahi buyruğundaki manalardan biri de budur.. İnsan, nefis sahibi bir varlıktır.. İnsana, kendilerinde nefis olmayan ''meleklerden'' bir örnek sunulması, insanın yaratılışının ve nefisle imtihanının özüne, sünnetullah icabı aykırıdır.. Rahman, kitab-ı mübininde peygamberlerin de ''zelle''lerine değinmiştir ki, geçmiş kavimlerin yaptığı gibi putlaştırılmasınlar, insan tasavvurunda ''ulaşılmaz'' olarak telakki edilmesinler.. Rabbimizin, kitabında onların da zellelerine değinmesinde birçok hikmet vardır şüphesiz.. Hakikatleri ''olduğu gibi'' aktaran ve buradaki Rabbani muradın sırrına vakıf olmamızı sağlayan tefekkürlük misallerdir bunlar.. En güzel rehber olan kitabımızın her bir manasını derince düşünüp, yaşayabildiklerimizle o en güzel örneklerden bir örnek olmak duası ile..
Önemli bir paylaşımdı.. Kur'an'ın doğal ve gerçekçi anlatımındaki maksadını ve fasih, beliğ güzelliklerinin bu inceliklerini unutmamalıyız inşallah..
Rabbimize emanet olunuz ablam.. Baki Dua ile..B)

 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
Kur'an-ı Kerim eskilerin kıssalarını ve hayatlarını sunarken takip ettiği yöntem bu değildir. Hatta Kur'an-ı Kerim, kendilerine indirilen vahiyle korunmuş olan masum peygamberlerden bahsederken tablonun tamamını sunar. Bu tabloda insanların ibret alması için zaaf ve güç noktaları zikredilir, burada anlatılan tarih kan ve etten oluşan insanoğlunun tarihidir, doğasında çaba ve gayret bulunmayan salt itaat üzere yaratılmış meleklerin tarihi değil.​


ALLAH Teala Adem (as)'la ilgili olarak : "...Adem Rabbine asip olup şaşırdı" (Taha/121) Nuh (as) için: "Nuh: -Ey Rabbim, bilmediğim şeyi Sen'den istemekten Sana sığınırım" (Hud/47), Davud (as) için: "Davud, kendisini imtihan ettiğimizi anladı" (sad/24) Süleyman (as) için: "Andolsun ki Süleymanı imtihan ettik" (Sad/34), Yusuf (as) için: "Andolsun ki, kadın meyletti. Eğer RAbbinin işaret ve ikazını görmeseydi o da kadına meyletmişti" (Yusuf/24) Musa (as) için: "Dedi ki: Ya Rabbi! Ben şüphe yok ki, nefsime zulmettim, artık bana mağfiret buyur" (Kasas/16) ve en son Peygamberlerin sonuncusu, mahlukatların en hayırlısı Hz. Muhammed (sav) için şöyle buyurdu: " Yüzünü ekşitti ve döndü, kendisine kör geldi diye" (Abese/1,2) bir başka ayette de "ALLAH seni affetsin; doğrular sana belli olup, yalancıları bilmeden önce, niçin onlara izin verdin!"(Tevbe/43) buyuruyor.​




Selamün Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatühü Değerli Nevin Ablacım.
Paylaşımınız çok istifadeliydi.. Allahü Teala razı ve memnun olsun.. Emeğinize sağlık.. Rahman, insanın ebedi yolculuğunda kendisine rehber olacak elçileri, ''örnek ve takip edilecek kişi olarak'', kullarının kemal kazanmalarına biiznillah vesile olmaları için, ''insanlar arasından seçtiğini'' bildirmiştir.. ''Size, sizin cinsinizden bir elçi gönderdik.'' ilahi buyruğundaki manalardan biri de budur.. İnsan, nefis sahibi bir varlıktır.. İnsana, kendilerinde nefis olmayan ''meleklerden'' bir örnek sunulması, insanın yaratılışının ve nefisle imtihanının özüne, sünnetullah icabı aykırıdır.. Rahman, kitab-ı mübininde peygamberlerin de ''zelle''lerine değinmiştir ki, geçmiş kavimlerin yaptığı gibi putlaştırılmasınlar, insan tasavvurunda ''ulaşılmaz'' olarak telakki edilmesinler.. Rabbimizin, kitabında onların da zellelerine değinmesinde birçok hikmet vardır şüphesiz.. Hakikatleri ''olduğu gibi'' aktaran ve buradaki Rabbani muradın sırrına vakıf olmamızı sağlayan tefekkürlük misallerdir bunlar.. En güzel rehber olan kitabımızın her bir manasını derince düşünüp, yaşayabildiklerimizle o en güzel örneklerden bir örnek olmak duası ile..
Önemli bir paylaşımdı.. Kur'an'ın doğal ve gerçekçi anlatımındaki maksadını ve fasih, beliğ güzelliklerinin bu inceliklerini unutmamalıyız inşallah..
Rabbimize emanet olunuz ablam.. Baki Dua ile..B)

ve aleyna aleykum selam aliyeciğim.Yaptığın yorum için çok teşekkür ederim.Vesilenle tekrardan okuduk.Unutmuşum:=).Selametle kal
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt