9-KILAVUZUMUZ KARGA OLMASIN
İnsan ve Kur’an sayısız görünmeyen iplerle birbirine bağlanmıştır.Her ip insan için bir kılavuzdur.Kim ki bağlarını sıkı tutar o doğruya kılavuzlanmıştır.Kim ki bağlarını gevşek tutar o her an bir tuzağa düşmeye hazırdır.Kur’an öyle bir kitap ki doğal yasalardan insan psikolojisine kadar,el değmediği alan , konu yoktur.Bütün sorun okuyup anlamaktır.Ama arapçadan değil mealinden okuyup anlamak.Anlamak Kur’an’ın özüdür.Anlamadan Kur’an okuyana Kur’an kendisi bir değer vermez.Sık sık şu sözlerle uyarır.:Anlamıyor musunuz,düşünmüyor musunuz,görmüyor musunuz,öğüt almıyor musunuz,ibret almıyor musunuz,araştırmıyor musunuz,aptallar gibi ayetlerin üzerine üşüşüyorsunuz (Bu deyim anlamadan okuyanlara )bu yazdıklarım bana ait değil .Bunları ve daha çoğunu Kur’an söylüyor.
Apaçık anlaşılması gereken şu:Kur’an bir kılavuzdur.Okuyup anlayanı doğruya güzele kılavuzlar.Okumayanla sadece Arapça okuyanı yani anlamını bilmeyeni nasıl kılavuzlasın doğruya.İlk ayette oku demiş ya.Hemen sonraki müzzemmil ve müddessir surelerinde ardı ardına öğüt verici düşündürücü demiş ,meal okumazsak nasıl öğüt alacağız…Derin derin ayetleri düşünün diyen Rab’bimiz yarın bize mealinden okuyup derin derin manasını düşüneceğin yerde sadece ,Arapça okuyarak ne öğüt aldın derse ve sorarsa birkaç ayetin manasını ne diyeceğiz.O bize Kur’an sadece Arapça okunur diyenler ,mealler yalan yazıyor diyenler, çoktan yüzleri zillet içinde bizden uzaklaşmış bizi de şeyhler şıhlar aldattı diyerek mazeret arıyor olacaklar.Bizim için de vallahi sizi tanımıyoruz, biz kendi derdimize yanıyoruz ,aklınızı kullanıp bize uymasaydınız diyecekler dersem elbette bir senaryo yazmış olurum.Ama bir düşünün ,bu senaryo gerçek olamaz mı…
Dikkatli olalım ,kılavuzumuz karga olmasın.Allah ile aldatanlar meydanları doldurdular.Her biri şeytanın sadık bir neferi gibi canla başla çalışmaktalar.Size bize kılavuzluk ettiklerini söylüyorlar.En azından şu esnaflara konan sadaka kutuları kimler tarafından toplanıp neye sarfediliyor ,neden yasalara uyarak çalışmıyorlar sadaka da olsa karşılığında bir fiş vermiyorlar.Çünkü yasal çalışsalar hırsızlık yapamazlar bir kör kuruşun hesabı sorulur.Ama yasadışı sadaka toplayınca kim hesap soracak.Çoğunuz belki görmediniz ama Anadoluda her ilde pek çok esnafta bu sadaka kutuları var.Birtakım adamlar geliyor babasının parası gibi paraları alıp savuşuyor.
Sadaka verenlere sorduğumda ben verdim günahı çalanların boynuna diyorlar.Önce sadaka verenlerin boynuna.Çünkü onlar para vererek haksız kazancı teşvik ettiler.Hesabı mutlaka önce onlardan sorulacaktır.İlla sadaka mı vermek istiyorsun,bak çevrene ne fakirler var onlara ver.Hiç olmazsa nereye verdiğini bilirsin .Asıl sadaka da odur.Ama kılavuzumuz karga olunca öyle demiyor.Diyor ki talebe okutuyoruz.O zaman niye en pahalı dersaneler onların.Para almasalar ya.Okulları dünya masraf,hani talerbe okutuyorlardı.Gösteriş olarak ışık evlerinde yıkanan beyinlere bir bakın.Onlar talebe falan değil cumhuriyeti yıkmak için bir araç olarak olarak hazırlanan militanlar.Ama sıra gelinceye kadar onlar bile farkına varmıyorlar kullanıldıklarının.Farkına varınca da yedikleri ekmek hatırlatılıyor.Kılavuzları karga olanların sonu…
Allah aşkına yasal olmayan işlere aracı olmayın.Bir kötülük olmasa yasa dışı faaliyet göstermezler.Alınları açık hesap verirler.İyice bir düşünün…Kur’an her işte dürüstlüğü ve senet yapmayı öneriyor.Bu adamlar ne senet ne sepet ,alıp götürüyorlar,hesap soran da yok hesap veren de.Akılınızı kullanın da yunus suresi 100. ayetin gazabına uğramayın.Yani üzerinize Allah pislik yağdırmasın,akılsızlığınızdan dolayı…
Bu hikmet ve rahmet kitabını anlamazsak sonumuz nice olur.Bu hikmet ve rahmet kılavuzu yerine ya ideolojik dinci yazarları ya cahil hocalarla şeyhleri şıhları kılavuz edinirsek halimiz nice olur.Allah aşkına kılavuzunuz bir Kur’an meali olsun.Onlar sizi doğruya ve güzele kılavuzlayan Kur’an ışıklı iplerdir,Kur’an ışıklı iplere sıkı sarılın.Göreceksiniz ki en iyi kılavuzdur Kur’an meali.Ama iyilik ve güzellik isteyenlere o…İsterseniz Lokman suresi birinci , ikinci ve üçüncü ayetlere bir bakın.
lokman 1. Elif, Lâm, Mîm.
lokman 2. İste sana, o hikmetlerle dolu Kitap'ın ayetleri.
lokman 3. İyilik ve güzellik sergileyenlere bir rahmet ve bir kılavuz olarak;
10-GÜZEL DÜŞÜNÜP GÜZEL DAVRANANLARA GÜZELLİK VAR,AMA...
Biz gerçekten Allah’tan korkuyor muyuz,yoksa Allah nasılsa kimseyi yakmaz,affeder ,bağışlar deyip her türlü fenalığı yapıyor muyuz…Bu üzerinde düşünmeye değer bir tez.Kendimize şöyle bir baksak,gün içinde Allah’ı hiçdüşünmüyoruz.Ay içinde cumalarda yada tarikat evlerinde hurafeler içinde düşünüyoruz,yıl içinde de ramazan ve kandillerde düşünüyoruz.Aslında bu saydığım zamanlarda da Allah’ı düşünmekten çok olayın çıkar tarafındayız.Günahlarımız affedilecek,cenneti ala hazır,biz içindeyiz,fırsat bu fırsat.Oysa biz, her anımızda dürüst olsak,adaletli olsak,zulümden kaçınsak,hiziplere ayrılıp cinler alemi gibi parça parça,bölük bölük olmasak.Hep güzel düşünüp güzel davransak ta ondan sonra Allah’ın rahmetine sığınsak daha iyi değil mi…Bizler her anımızı bırakın da bazı anlarda bile Allah korkusunu ne yüreğimizde ,ne aklımızda hissetmiyoruz.Allah’tan korkmuyoruz.Evet evet ,bana ne kadar kızarsanız kızın biz Allah’tan korkmuyoruz.Ama niye korkalım ki,kime sorsan kendini melek olarak anlatıyor,kimseye kötülük yapmıyorlar,kimsenin malında gözleri yok,kimsenin namusuna zarar vermiyorlar.Tüm insanlara sorsak birer birer aşağı yukarı bu düşüncedeler.Dolayısıyla cenneti hak etmişlerdir.İyi de bunca kötülükleri yapanlar kim o zaman? Ötekiler…Yani benim dışımdakiler…Biz gerçekten Allah’tan korkuyor muyuz? Soralım kendimize ,daha dün karımızın,kızımızın,kocamızın ana babamızın ,komşumuzun kalbini kimler kırdı…Yok canım ben değilimdir,ötekilerdir,yani benden başka herkes….
DÜNYA BİZE KÜÇÜK GELİYOR
Neyi paylaşamıyoruz.Şu emperyalistlerin yaptıklarına bir bakınız.Kendi ülkelerinde her şey varken, geliyorlar gariban ülkelerde yüzbinlerce insan öldürüyorlar.İktidar sahipleri ellerine fırsat geçtiğinde ,şu gariban insanlara birer ev yapalım demiyorlar,bazen diyorlar ama gariban peşinatı bile bulamıyor ,yapılan evler evleri olanların eline geçiyor.Ama kendilerine en güzel yerlerde villalar yapıyor yatlarda gezintiye çıkıyorlar.Ağızlarında demokrasi,halk.Vallahi yalan.Tek amaçları var zengini daha zengin etmek…Oysa şu koca dünya herkese yeterdi.Talan ettiler yalan ettiler.Diyeceğim şu ki sorsan onlar da kendilerini melek gibi tarif ederler.Allah’tan korktuklarını söylerler.Biz gerçektenAllah’tan korkuyor muyuz,yoksa korkar gibi mi yapıyoruz…Bu konuda en dürüst ateistler.Hiç olmazsa Allah yok diyorlar.Takiyye yapmıyorlar.Kimseye cennet vaat etmiyorlar ,yalancı namazı kılmıyorlar,din satmıyorlar,dindarlık maskesi altında belediyelerden ihale almıyorlar,sadaka kutularından sorgusuz sualsiz paraları alıp gitmiyorlar.
NEYE GÜVENİYORLAR…
Neye güvenecekler kurtuluş günlerine.O kadar çok kurtuluyoruz ki,birinde olmazsa ötekinde kurtuluruz.Örneğin miraç kandilinde olmazsa berat kandilinde olmazsa Cuma günlerinde olmazsa 999 luk tesbihlerde,hatim kampanyalarında,ramazanlarda ,o da olmazsa tarikat kuyruklarında ,yani birinden birinde Allah tüm günahlarımızı affeder biz anadan doğma gibi oluveririz…Bekleyelim .Bedavacılık hoştur.Bekleyelim bakalım…
BİZLERE DÜŞEN BİR GÜZEL SABIR.
Alah sabredenlere öyle bir ödül vaat ediyor ki ,sabrın ne kadar önemli olduğunu anlıyor insan.Diyor ki:Sadece sabredenlere ücretleri hesapsız ödenecektir.Acaba bu sabrın içeriği ne olabilir.Şu klasik sabır mı.Yani çocuk yaramazlık yaparsa kızmadan durmak,yoksul olsan da kahretmemek gibi.Bence onlar da var ama istenen asıl sabır Allah’la aramızda olan sabır olsa gerek.Çünkü en acı hata burada.Bir dilekte istekte duada bulunup onun hemen kabul edildiğini varsayıyoruz.Oysa esas kabul edilmediğini varsaysak daha güzel değil mi.Kabul edilmediğini varsayarsak şöyle düşünürüz
emek ki bende bir hata var.Demek ki kendime dönmem ve davranışlarımı sözlerimi gözden geçirmem gerekiyor.Ama bunu yapacak babayiğit nerede.O sabrı gösterip özeleştirisini yapacak insan nerede.Oysa Allah diyor ki sabra sarılanlara ve güzel düşünüp güzel davrananlara benim katımda ne dilerlerse her şey var.bir de onların yaptıklarının en kötülerini bile örteceğim.ödüllei ise yaptıklarının en güzeliyle verilecek..
Ödüller gerçekten olağanüstü. Ama hak etmek gerek.Bedavacılık yok yani.Yani yaşamın her anında güzel düşünüp güzel davranmayı sabırla sürdürmek gerekiyor.Buyur İsmail sorumluluk senin…
Zümer suresinin aşağıdaki ayetleri bunları düşündürdü bana.
zümer 10. Tarafımdan söyle: "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden korkun! Bu dünya hayatında güzel düsünüp güzel davrananlara güzellik
var. Allah'ın topragı/yeryüzü genistir. Sadece sabredenlere, ücretleri hesapsız ödenecektir."
zümer 34. Rableri katında onlar için diledikleri her sey vardır. İste güzel düsünüp güzel davrananların ödülü budur.
zümer 35. Böylece, Allah onların yaptıklarının en kötülerini örtecek, ödüllerini, yaptıklarının en güzeliyle verecek.
DEVAMI VAR
İSMAİL UYSAL ÖZDEN ÖZGÜR
ANTOLOJİ.COM ŞAİRİ
İnsan ve Kur’an sayısız görünmeyen iplerle birbirine bağlanmıştır.Her ip insan için bir kılavuzdur.Kim ki bağlarını sıkı tutar o doğruya kılavuzlanmıştır.Kim ki bağlarını gevşek tutar o her an bir tuzağa düşmeye hazırdır.Kur’an öyle bir kitap ki doğal yasalardan insan psikolojisine kadar,el değmediği alan , konu yoktur.Bütün sorun okuyup anlamaktır.Ama arapçadan değil mealinden okuyup anlamak.Anlamak Kur’an’ın özüdür.Anlamadan Kur’an okuyana Kur’an kendisi bir değer vermez.Sık sık şu sözlerle uyarır.:Anlamıyor musunuz,düşünmüyor musunuz,görmüyor musunuz,öğüt almıyor musunuz,ibret almıyor musunuz,araştırmıyor musunuz,aptallar gibi ayetlerin üzerine üşüşüyorsunuz (Bu deyim anlamadan okuyanlara )bu yazdıklarım bana ait değil .Bunları ve daha çoğunu Kur’an söylüyor.
Apaçık anlaşılması gereken şu:Kur’an bir kılavuzdur.Okuyup anlayanı doğruya güzele kılavuzlar.Okumayanla sadece Arapça okuyanı yani anlamını bilmeyeni nasıl kılavuzlasın doğruya.İlk ayette oku demiş ya.Hemen sonraki müzzemmil ve müddessir surelerinde ardı ardına öğüt verici düşündürücü demiş ,meal okumazsak nasıl öğüt alacağız…Derin derin ayetleri düşünün diyen Rab’bimiz yarın bize mealinden okuyup derin derin manasını düşüneceğin yerde sadece ,Arapça okuyarak ne öğüt aldın derse ve sorarsa birkaç ayetin manasını ne diyeceğiz.O bize Kur’an sadece Arapça okunur diyenler ,mealler yalan yazıyor diyenler, çoktan yüzleri zillet içinde bizden uzaklaşmış bizi de şeyhler şıhlar aldattı diyerek mazeret arıyor olacaklar.Bizim için de vallahi sizi tanımıyoruz, biz kendi derdimize yanıyoruz ,aklınızı kullanıp bize uymasaydınız diyecekler dersem elbette bir senaryo yazmış olurum.Ama bir düşünün ,bu senaryo gerçek olamaz mı…
Dikkatli olalım ,kılavuzumuz karga olmasın.Allah ile aldatanlar meydanları doldurdular.Her biri şeytanın sadık bir neferi gibi canla başla çalışmaktalar.Size bize kılavuzluk ettiklerini söylüyorlar.En azından şu esnaflara konan sadaka kutuları kimler tarafından toplanıp neye sarfediliyor ,neden yasalara uyarak çalışmıyorlar sadaka da olsa karşılığında bir fiş vermiyorlar.Çünkü yasal çalışsalar hırsızlık yapamazlar bir kör kuruşun hesabı sorulur.Ama yasadışı sadaka toplayınca kim hesap soracak.Çoğunuz belki görmediniz ama Anadoluda her ilde pek çok esnafta bu sadaka kutuları var.Birtakım adamlar geliyor babasının parası gibi paraları alıp savuşuyor.
Sadaka verenlere sorduğumda ben verdim günahı çalanların boynuna diyorlar.Önce sadaka verenlerin boynuna.Çünkü onlar para vererek haksız kazancı teşvik ettiler.Hesabı mutlaka önce onlardan sorulacaktır.İlla sadaka mı vermek istiyorsun,bak çevrene ne fakirler var onlara ver.Hiç olmazsa nereye verdiğini bilirsin .Asıl sadaka da odur.Ama kılavuzumuz karga olunca öyle demiyor.Diyor ki talebe okutuyoruz.O zaman niye en pahalı dersaneler onların.Para almasalar ya.Okulları dünya masraf,hani talerbe okutuyorlardı.Gösteriş olarak ışık evlerinde yıkanan beyinlere bir bakın.Onlar talebe falan değil cumhuriyeti yıkmak için bir araç olarak olarak hazırlanan militanlar.Ama sıra gelinceye kadar onlar bile farkına varmıyorlar kullanıldıklarının.Farkına varınca da yedikleri ekmek hatırlatılıyor.Kılavuzları karga olanların sonu…
Allah aşkına yasal olmayan işlere aracı olmayın.Bir kötülük olmasa yasa dışı faaliyet göstermezler.Alınları açık hesap verirler.İyice bir düşünün…Kur’an her işte dürüstlüğü ve senet yapmayı öneriyor.Bu adamlar ne senet ne sepet ,alıp götürüyorlar,hesap soran da yok hesap veren de.Akılınızı kullanın da yunus suresi 100. ayetin gazabına uğramayın.Yani üzerinize Allah pislik yağdırmasın,akılsızlığınızdan dolayı…
Bu hikmet ve rahmet kitabını anlamazsak sonumuz nice olur.Bu hikmet ve rahmet kılavuzu yerine ya ideolojik dinci yazarları ya cahil hocalarla şeyhleri şıhları kılavuz edinirsek halimiz nice olur.Allah aşkına kılavuzunuz bir Kur’an meali olsun.Onlar sizi doğruya ve güzele kılavuzlayan Kur’an ışıklı iplerdir,Kur’an ışıklı iplere sıkı sarılın.Göreceksiniz ki en iyi kılavuzdur Kur’an meali.Ama iyilik ve güzellik isteyenlere o…İsterseniz Lokman suresi birinci , ikinci ve üçüncü ayetlere bir bakın.
lokman 1. Elif, Lâm, Mîm.
lokman 2. İste sana, o hikmetlerle dolu Kitap'ın ayetleri.
lokman 3. İyilik ve güzellik sergileyenlere bir rahmet ve bir kılavuz olarak;
10-GÜZEL DÜŞÜNÜP GÜZEL DAVRANANLARA GÜZELLİK VAR,AMA...
Biz gerçekten Allah’tan korkuyor muyuz,yoksa Allah nasılsa kimseyi yakmaz,affeder ,bağışlar deyip her türlü fenalığı yapıyor muyuz…Bu üzerinde düşünmeye değer bir tez.Kendimize şöyle bir baksak,gün içinde Allah’ı hiçdüşünmüyoruz.Ay içinde cumalarda yada tarikat evlerinde hurafeler içinde düşünüyoruz,yıl içinde de ramazan ve kandillerde düşünüyoruz.Aslında bu saydığım zamanlarda da Allah’ı düşünmekten çok olayın çıkar tarafındayız.Günahlarımız affedilecek,cenneti ala hazır,biz içindeyiz,fırsat bu fırsat.Oysa biz, her anımızda dürüst olsak,adaletli olsak,zulümden kaçınsak,hiziplere ayrılıp cinler alemi gibi parça parça,bölük bölük olmasak.Hep güzel düşünüp güzel davransak ta ondan sonra Allah’ın rahmetine sığınsak daha iyi değil mi…Bizler her anımızı bırakın da bazı anlarda bile Allah korkusunu ne yüreğimizde ,ne aklımızda hissetmiyoruz.Allah’tan korkmuyoruz.Evet evet ,bana ne kadar kızarsanız kızın biz Allah’tan korkmuyoruz.Ama niye korkalım ki,kime sorsan kendini melek olarak anlatıyor,kimseye kötülük yapmıyorlar,kimsenin malında gözleri yok,kimsenin namusuna zarar vermiyorlar.Tüm insanlara sorsak birer birer aşağı yukarı bu düşüncedeler.Dolayısıyla cenneti hak etmişlerdir.İyi de bunca kötülükleri yapanlar kim o zaman? Ötekiler…Yani benim dışımdakiler…Biz gerçekten Allah’tan korkuyor muyuz? Soralım kendimize ,daha dün karımızın,kızımızın,kocamızın ana babamızın ,komşumuzun kalbini kimler kırdı…Yok canım ben değilimdir,ötekilerdir,yani benden başka herkes….
DÜNYA BİZE KÜÇÜK GELİYOR
Neyi paylaşamıyoruz.Şu emperyalistlerin yaptıklarına bir bakınız.Kendi ülkelerinde her şey varken, geliyorlar gariban ülkelerde yüzbinlerce insan öldürüyorlar.İktidar sahipleri ellerine fırsat geçtiğinde ,şu gariban insanlara birer ev yapalım demiyorlar,bazen diyorlar ama gariban peşinatı bile bulamıyor ,yapılan evler evleri olanların eline geçiyor.Ama kendilerine en güzel yerlerde villalar yapıyor yatlarda gezintiye çıkıyorlar.Ağızlarında demokrasi,halk.Vallahi yalan.Tek amaçları var zengini daha zengin etmek…Oysa şu koca dünya herkese yeterdi.Talan ettiler yalan ettiler.Diyeceğim şu ki sorsan onlar da kendilerini melek gibi tarif ederler.Allah’tan korktuklarını söylerler.Biz gerçektenAllah’tan korkuyor muyuz,yoksa korkar gibi mi yapıyoruz…Bu konuda en dürüst ateistler.Hiç olmazsa Allah yok diyorlar.Takiyye yapmıyorlar.Kimseye cennet vaat etmiyorlar ,yalancı namazı kılmıyorlar,din satmıyorlar,dindarlık maskesi altında belediyelerden ihale almıyorlar,sadaka kutularından sorgusuz sualsiz paraları alıp gitmiyorlar.
NEYE GÜVENİYORLAR…
Neye güvenecekler kurtuluş günlerine.O kadar çok kurtuluyoruz ki,birinde olmazsa ötekinde kurtuluruz.Örneğin miraç kandilinde olmazsa berat kandilinde olmazsa Cuma günlerinde olmazsa 999 luk tesbihlerde,hatim kampanyalarında,ramazanlarda ,o da olmazsa tarikat kuyruklarında ,yani birinden birinde Allah tüm günahlarımızı affeder biz anadan doğma gibi oluveririz…Bekleyelim .Bedavacılık hoştur.Bekleyelim bakalım…
BİZLERE DÜŞEN BİR GÜZEL SABIR.
Alah sabredenlere öyle bir ödül vaat ediyor ki ,sabrın ne kadar önemli olduğunu anlıyor insan.Diyor ki:Sadece sabredenlere ücretleri hesapsız ödenecektir.Acaba bu sabrın içeriği ne olabilir.Şu klasik sabır mı.Yani çocuk yaramazlık yaparsa kızmadan durmak,yoksul olsan da kahretmemek gibi.Bence onlar da var ama istenen asıl sabır Allah’la aramızda olan sabır olsa gerek.Çünkü en acı hata burada.Bir dilekte istekte duada bulunup onun hemen kabul edildiğini varsayıyoruz.Oysa esas kabul edilmediğini varsaysak daha güzel değil mi.Kabul edilmediğini varsayarsak şöyle düşünürüz
emek ki bende bir hata var.Demek ki kendime dönmem ve davranışlarımı sözlerimi gözden geçirmem gerekiyor.Ama bunu yapacak babayiğit nerede.O sabrı gösterip özeleştirisini yapacak insan nerede.Oysa Allah diyor ki sabra sarılanlara ve güzel düşünüp güzel davrananlara benim katımda ne dilerlerse her şey var.bir de onların yaptıklarının en kötülerini bile örteceğim.ödüllei ise yaptıklarının en güzeliyle verilecek..Ödüller gerçekten olağanüstü. Ama hak etmek gerek.Bedavacılık yok yani.Yani yaşamın her anında güzel düşünüp güzel davranmayı sabırla sürdürmek gerekiyor.Buyur İsmail sorumluluk senin…
Zümer suresinin aşağıdaki ayetleri bunları düşündürdü bana.
zümer 10. Tarafımdan söyle: "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden korkun! Bu dünya hayatında güzel düsünüp güzel davrananlara güzellik
var. Allah'ın topragı/yeryüzü genistir. Sadece sabredenlere, ücretleri hesapsız ödenecektir."
zümer 34. Rableri katında onlar için diledikleri her sey vardır. İste güzel düsünüp güzel davrananların ödülü budur.
zümer 35. Böylece, Allah onların yaptıklarının en kötülerini örtecek, ödüllerini, yaptıklarının en güzeliyle verecek.
DEVAMI VAR
İSMAİL UYSAL ÖZDEN ÖZGÜR
ANTOLOJİ.COM ŞAİRİ