Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2 (11 Kullanıcı)

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

A.S.Abi müsadenizle ben sormak istiyorum.
Kuran-ı Kerimin tarifini yapınız?
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

Selamun aleyküm;

Derken, Allah, ona, yeri eşiyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi. "Bana yazıklar olsun" dedi. "Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artık o, pişman olmuştu. (Maide/31)

İşte kalplerinde hastalık olanları: "Zamanın, felaketleriyle aleyhimize dönüp bize çarpmasından korkuyoruz" diyerek aralarında çabalar yürüttüklerini görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih veya katından bir emir getirecek de, onlar, nefislerinde gizli tuttuklarından dolayı pişman olacaklardır. (Maide/52)

Ne zaman ki (yaptıklarından dolayı pişmanlık duyup, başları) elleri arasına düşürüldü ve kendilerinin gerçekten şaşırıp-saptıklarını görünce: "Eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa kesin olarak hüsrana uğrayanlardan olacağız" dediler. (Araf/149)

Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir. (Yunus/54)

(Allah) Dedi ki: "Az bir süre (bekle), onlar gerçekten pişman olacaklar." (Muminun/40)

Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak pişman oldular." (Şuara/157)

Za'fa uğratılanlar da büyüklük taslayanlara: "Hayır, siz gece ve gündüz hileli düzenler (kurup) bizim Allah'ı inkar etmemizi ve O'na eşler koşmamızı bize emrediyordunuz" dediler. Azabı gördüklerinde pişmanlıklarını saklarlar; biz de inkâr edenlerin boyunlarına halkalar geçirdik. Onlar, yaptıklarından başkasıyla mı cezalandırılacaklardı? (Sebe/33)

Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'etraflıca araştırın'. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz. (Hucurat/6)

Hayırlı akşamlar. A.e.o..
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

s.a abi. kusura bakmayın..sizin cevabınızı, ben gönderdikten sonra gördüm...
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

Ravza_Nur yazdı:
A.S.Abi müsadenizle ben sormak istiyorum.
Kuran-ı Kerimin tarifini yapınız?

s.a. ablam,
Tarifimiz kitabi olmayacak ama kendi hafızamızda kaldığı şekli ile cevaplayalım inşaallah.ç

Kuranı Kerim ; Yüce yaratıcımız ALLAH c.c. nun yaratmış olduğu insanların sosyal, ekonomik, toplumsal, aile yaşantısı, ülke yönetimi ve ahiret hayatı gibi doğumundan öllümüne kadar yapması ve yapmaması gereken amelleri düzenleyen ve Namusu Ekber diye tarif edilen Cebrail s.a. aracılığı ile son peygamber HZ. Muhammed s.a.v. efendimize indirdiği kitabın ismidir.

eksik bizdendir, eğer unuttuğumuz bir yer varsa lütfen siz tamamlayınız.

k.s.e.o.
 

Kalb-i selim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ağu 2006
Mesajlar
822
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

Selamun Aleykum
Kur'an-ı Kerim; Allahü tealanın cebrail (a.s.) vasıtaıyla Muhammed (s.a.v.) yirmi üç senede arabca olarak indirdiği, bize kadar ilk nazil olduğu şekilde tevatürle, yalan söylemeleri mümkün olmayan üstün vasıflı insanların bildirmealeri ile gelen ve mushaflarda yazılı olup, okunması ileibadet edilen, hiçbirkimsenn bir benzerini getiremediği ve getiremeyeceği son ilahikitaptır.
Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rabbindendir. (YUNUS SURESİ / 37)

Allahaısmarladık... B)
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

selamun aleyküm
Soru sorma hakkı Kalb-i selim kardeşimizinmiş ama hakkını helal etsin inş..ben sorayım..
Emri Bi'l-Ma'ruf Nehy ani'l-Münker (İyiliği emredip kötülükten men etme) ile ilgili ayetler hangileridir?
 

Kalb-i selim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ağu 2006
Mesajlar
822
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

nigdeli yazdı:
selamun aleyküm
Soru sorma hakkı Kalb-i selim kardeşimizinmiş ama hakkını helal etsin inş..ben sorayım..
Emri Bi'l-Ma'ruf Nehy ani'l-Münker (İyiliği emredip kötülükten men etme) ile ilgili ayetler hangileridir?

Aleykum Selam kardeşim;
Estafirullah efendim. Sıra zaten bende değildi sanırım. Ravza_nur abla soru sormuş mtekik abide cevaplamış. eksik varsa buyrun demiş birazda ben ekledim. Hakkımız varsada helal olsun İnşAllah. Neyse soruya geçelim Tevbe 112 olur mu? :|

Allahaısmarladık... B)

Bu arada şimdi yazdığım mesaj 744. olucak. 744 ortaokul numaramdı hey gidi günler heey. Çok özledim o güleri.. B):(:|:)
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

Kalb-i selim yazdı:
nigdeli yazdı:
selamun aleyküm
Soru sorma hakkı Kalb-i selim kardeşimizinmiş ama hakkını helal etsin inş..ben sorayım..
Emri Bi'l-Ma'ruf Nehy ani'l-Münker (İyiliği emredip kötülükten men etme) ile ilgili ayetler hangileridir?

Aleykum Selam kardeşim;
Estafirullah efendim. Sıra zaten bende değildi sanırım. Ravza_nur abla soru sormuş mtekik abide cevaplamış. Birazda ben ekledim. Hakkımız varsada helal olsun İnşAllah. Neyse soruya geçelim Tevbe 112 olur mu? :|

Allahaısmarladık... B)

Allah razı olsun..doğrudur ancak birkaç tane daha var..onları da alabilir miyiz mümkünse?
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

B)
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

s.a. niğdeli kardeşim,
çok uzun zaman önce sormuş olduğunuz bu soruya uzun bir cevap vereyim inşaallah.

EMRİ Bİ’L-MA’RUF NEHY-İ ANİ’L-MÜNKER-
İYİLİĞİ EMRETMEK KÖTÜLÜKTEN SAKINDIRMAK


(Ey bilginler!) Sizler Kitab'ı (Tevrat'ı) okuduğunuz (gerçekleri bildiğiniz) halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz? (bakara/44)

Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (Ali İmran/104)

Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız: Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır. (Ali İmran/110)

Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar iyi insanlardandır. (Ali İmran/114)

Andolsun ki, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvâ gösterirseniz, muhakkak ki bu, (yapılacak) işlerin en değerlisidir. (Ali İmran /186)

Bunun üzerine Rableri, onların dualarını kabul etti. (Dedi ki:) Ben, erkek olsun kadın olsun -ki hep birbirinizdensiniz- içinizden, çalışan hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; andolsun, ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Bu mükâfat, Allah tarafındandır. Allah; karşılığın güzeli O'nun katındadır. (Ali İmran/195)

Ey iman edenler, Allah'ın şiarlarına, haram olan ay'a, kurbanlık hayvanlara, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram'a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktınız mı artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah'tan korkup-sakının. Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır. (Maide/2)

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar). Bu, Allah'ın, dilediğine verdiği lütfudur. Allah'ın lütfu ve ilmi geniştir. (Maide/54)

İsrailoğullarından kâfir olanlar, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânetlenmişlerdir. Bunun sebebi, söz dinlememeleri ve sınırı aşmalarıdır. (Maide/78)

Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür! (Maide/79)

Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık O, size yaptıklarınızı bildirecektir. (Maide/105)

Senden önceki peygamberlerle de alay edilmiş, bu yüzden onlarla alay edenleri alay ettikleri şey (azap) kuşatıvermişti. (Enam/10)

Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti. Allah'ın kelimelerini (kanunlarını) değiştirebilecek hiçbir kimse yoktur. Muhakkak ki peygamberlerin haberlerinden bazısı sana da geldi. (Enam/34)

İsrailoğullarından kâfir olanlar, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânetlenmişlerdir. Bunun sebebi, söz dinlememeleri ve sınırı aşmalarıdır. (Maide/78)

Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür! (Maide/79)

Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Nefislerinin onlar için (ahiret hayatları için) önceden hazırladığı şey ne kötüdür: Allah onlara gazabetmiştir ve onlar azap içinde devamlı kalıcıdırlar! (Maide/80)

Eğer onlar Allah'a, Peygamber'e ve ona indirilene iman etmiş olsalardı onları (müşrikleri) dost edinmezlerdi; fakat onların çoğu yoldan çıkmışlardır. (Maide/81)

Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık O, size yaptıklarınızı bildirecektir. (Maide/105)

Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: Musa'yı ve kavmini, seni ve tanrılarını bırakıp yeryüzünde bozgunculuk çıkarsınlar diye mi bırakacaksınız? (Firavun): "Biz onların oğullarını öldürüp, kadınlarını sağ bırakacağız. Elbette biz onları ezecek üstünlükteyiz" dedi. (Araf/127)

Musa kavmine dedi ki: "Allah'tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona vâris kılar. Sonuç (Allah'tan korkup günahtan) sakınanlarındır." (Araf/128)

Yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları o elçiye, o ümmî Peygamber'e uyanlar (var ya), işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber'e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nûr'a (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır. (Araf/157)

Onlar kendilerine yapılan uyarıları unutunca, biz de kötülükten men edenleri kurtardık, zulmedenleri de yapmakta oldukları kötülüklerden ötürü şiddetli bir azap ile yakaladık. (Araf/165)

Yarattıklarımızdan, daima hakka ileten ve adaleti hak ile yerine getiren bir millet bulunur. (Araf/181)

(Resûlüm!) Sen afyolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir. (Araf/199)

Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe/71)

Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü'minleri müjdele. (Tevbe/112)

(Resûlüm!) Sen, sana vahyolunana uy ve Allah hükmedinceye kadar sabret. O hakimlerin en hayırlısıdır. (Yunus/109)

Dedi ki: Ey kavmim! Eğer benim, Rabbim tarafından (verilmiş) apaçık bir delilim varsa ve O bana tarafından güzel bir rızık vermişse buna ne dersiniz? Size yasak ettiğim şeylerin aksini yaparak size aykırı davranmak istemiyorum. Ben sadece gücümün yettiği kadar ıslah etmek istiyorum. Fakat başarmam ancak Allah'ın yardımı iledir. Yalnız O'na dayandım ve yalnız O'na döneceğim. (Hud/88)

Sizden önceki asırlarda yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır (bunlar görevlerini yaptılar). Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkâr idiler. (Hud/116)

Allah'ın gökleri ve yeri hak ile yarattığını görmedin mi? O dilerse sizi ortadan kaldırıp yepyeni bir halk getirir. (İbrahim/19)

Bu, Allah'a güç değildir. (İbrahim/20)

Sana emrolunanı açıkça söyle ve ortak koşanlardan yüz çevir! (Hicr/94)

Onların söyledikleri şeyler yüzünden senin canının sıkıldığını andolsun biliyoruz. (Hicr/97)

Sen şimdi Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol! (Hicr/98)

Sizin yanınızdaki (dünya malı) tükenir, Allah katındakiler ise bâkidir. Elbette sabırlı davrananlara yapmakta olduklarının en güzeliyle mükâfatlarını vereceğiz. (Nahl/96)

Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Biz, zalimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepe çevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri! (Kehf/29)

Onlar (o müminler) ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı kılar, zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten nehyederler. İşlerin sonu Allah'a varır. (HAc/41)

(Önce) en yakın akrabanı uyar. (Şuara/214)

Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir. (Lokman/17)

(Resûlüm!) Onların söylediklerine sabret, kulumuz Davud'u, o kuvvet sahibi zatı hatırla. O, hep Allah'a yönelirdi. (Sad/17)

İman edenlere söyle: Allah'ın (ceza) günlerinin geleceğini ummayanları bağışlasınlar. Çünkü Allah her toplumu, yaptığına göre cezalandıracaktır. (Casiye/14)

O halde (Resûlum), peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret. Onlar hakkında acele etme, onlar vâdedildikleri azabı gördükleri gün sanki dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu, bir tebliğdir. Yoldan çıkmış topluluklardan başkası helâk edilir mi hiç! (Ahkâf/35)

(Resûlüm!) Onların dediklerine sabret. Güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et. (Kaf/39)

Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? (Saf/2)

Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır. (Saf/3)

Onların (müşriklerin) söylediklerine katlan ve onlardan güzellikle ayrıl. (Müzzemmil/10)

Asra yemin ederim ki (Asr/1)

İnsan gerçekten ziyan içindedir. (Asr/2)

Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır. (Asr/3)

K.S.E.O.
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

ve aleyküm selam abi, Allah c.c. razı olsun...sizin sorunuzu alalım inşaAllah..A.e.o.
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

S.A. KARDEŞİM,

"EL ÇIRPMA" İLE İLGİLİ AYETİ KERİMEYİ YAZARMISINIZ LÜTFEN.

K.S.E.O.
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

a.s abi

"Onların (müşriklerin) Beytulullahdaki duaları, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan (alkışlamaktan) başka bir şey değildir. (Ey müşrikler) Devam edegeldiğiniz o küfrünüzden dolayı, artık tadın azabı!.." (El Enfal Suresi: 35)
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

nigdeli yazdı:
a.s abi

"Onların (müşriklerin) Beytulullahdaki duaları, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan (alkışlamaktan) başka bir şey değildir. (Ey müşrikler) Devam edegeldiğiniz o küfrünüzden dolayı, artık tadın azabı!.." (El Enfal Suresi: 35)

S.A. ABLAM,
HADİ BAKALIM CEVABIN DOĞRU, BİRDE GÜZEL TAAFINDAN SORU ALALIM İNŞAALLAH.
K.SE.O.
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

aleyküm selam abim;

en hayırlı azığın takva olduğunu anlatan ayet-i kerime hangi surede geçmektedir?

kolay oldu biraz galiba:) A.e.o..
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

s.a.
s.a.
İnşaallah sorunuzun cevabı bu ayeti kerimedir.

Bismillâhirrahmânirrahim,
Hacc, bilinen aylardır. Böylelikle kim onlarda haccı farz eder (yerine getirir)se, (bilsin ki) haccda kadına yaklaşmak, fısk yapmak ve kavgaya girişmek yoktur. Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, benden korkup-sakının.
Bakara suresi 197. ayet
k.s.e.o.
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

S.A. ARKADAŞLAR
BUZAĞIYA TAPINMADAN BAHSEDEN AYETLERİ YAZARMISINIZ?
K.S.EO.
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

SELAMÜNALEYKÜM ABİ BU FORMU ÖZLEMİŞİM
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

sevvalmina yazdı:
SELAMÜNALEYKÜM ABİ BU FORMU ÖZLEMİŞİM

VE ALEYKUM SELAM ABLAM,
HAKİKATEN BİZDE ÖZLEMİŞİZ. İNŞALLAH CANLANDIRALIMDA ÖZLEMLER BİTSİN.
K.S.E.O.
 

tsunami

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2006
Mesajlar
4,691
Tepki puanı
15
Puanları
36
Yaş
39
RE: KUR'AN-I KERİM'İ NE KADAR TANIYORUZ-2

[b]İsrailoğuları'nın Mısır'dan çıkışı, dünya tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilebilir. Bundan tahminen 3.200 yıl önce gerçekleşmiş olan bu olay, günümüze kadar uzanan bazı akımların da çıkış noktasıdır.

Bu konuda bize en güvenilir bilgileri veren kaynak ise, Allah'ın insanlara yol gösterici olarak indirdiği son İlahi kitap olan Kuran-ı Kerim'dir.

Kuran'da İsrailoğulları'nın Hz. Musa önderliğinde Mısır'dan çıkarak Firavun zulmünden kurtulmaları detaylı olarak anlatılır. Firavun, köle olarak çalıştırdığı İsrailoğulları'nı serbest bırakmaya yanaşmamış, ancak Allah'ın Hz. Musa'ya verdiği mucizeler ve Firavun kavmine gönderdiği felaketler karşısında zayıf düşmüş, İsrailoğulları da bu sayede toplanıp Mısır'dan bir gecede topluca göçe başlamışlardır. Ardından Firavun'un saldırısı gelmiş ve Allah Hz. Musa'ya verdiği mucizelerle İsrailoğulları'nı kurtarmıştır.

İsrailoğulları'nın Mısır'dan çıkışı hakkında Kuran'da açıklanan önemli gerçeklerden biri ise, İsrailoğuları'nın, Hz. Musa vesilesiyle Firavun zulmünden kurtarılmış olmalarına rağmen, Allah'a ve dinine karşı isyankar davranmalarıdır. İsrailoğulları, Hz. Musa tarafından kendilerine tebliğ edilen tevhid dinini bir türlü kavrayamamış, sürekli olarak putperestliğe eğilim göstermişlerdir.

Kuran'da İsrailoğulları'nın bu sapkın anlayışı şöyle anlatılır:


Kabalizmde herşey gizli semboller ve işaretlerle anlatılır. Yukarıdaki tablo da bu gizemli anlatımın bir örneğidir.
İsrailoğulları'nı denizden geçirdik. Putları önünde bel büküp eğilmekte olan bir topluluğa rastladılar. Musa'ya dediler ki: 'Ey Musa, onların ilahları gibi, sen de bize bir ilah yap.' O: 'siz gerçekten cahillik etmekte olan bir kavimsiniz' dedi. Onların içinde bulundukları şey (din) mahvolucudur ve yapmakta oldukları şeyler de geçersizdir. (Araf Suresi, 138-139)

İsrailoğulları'nın bu sapkın eğilimi Hz. Musa'nın uyarılarına rağmen devam etmiş ve Hz. Musa'nın kendilerinden ayrılıp Tur Dağı'na tek başına gitmesi üzerine iyice ortaya çıkmıştır. Samiri adlı kişi Hz. Musa'nın yokluğundan yararlanarak ortaya çıkmış, İsrailoğulları'nın putperest eğilimlerini körükleyerek kavmi, bir buzağı heykeli yapıp ona tapınmaya ikna etmiştir:

Bunun üzerine Musa, kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndü. Dedi ki: 'Ey kavmim, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız? '

Dediler ki: 'Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı.'

Böylece onlara böğüren bir buzağı heykeli döküp çıkardı, 'İşte, sizin ilahınız ve Musa'nın ilahı budur; fakat (Musa) unuttu' dediler. (Taha Suresi, 86-88)

Peki acaba neden İsrailoğulları'nda put yapıp ona tapınmak gibi garip bir eğilim vardır? Bu eğilimin kökeni nedir?

Daha öncesinde böyle bir putperest inanca sahip olmayan bir toplumun bir anda aniden bir put yapmak ve ona tapınmak gibi son derece saçma bir eyleme girişmeyeceği açıktır. Bunu, ancak putperestliği doğal karşılayan, bu saçma inancı benimsemiş insanlar yapabilir.


Oysa İsrailoğulları, ataları olan Hz. İbrahim'den itibaren hep tek İlaha iman etmiş bir kavimdir. 'İsrailoğulları' ifadesi, Hz. İbrahim'in torunu olan Hz. Yakub'un oğullarını ve onlardan gelen Yahudi soyunu ifade eder. İsrailoğulları, ataları Hz. İbrahim, Hz. İshak ve Hz. Yakup'tan tek Allah'a iman etmeye dayalı tevhid inancını miras almış ve korumuşlardır. Hz. Yusuf'la beraber Mısır'a girmişler, burada uzun zaman yaşamışlar, ama Mısır'ın putperest dinine rağmen tevhid inancını muhafaza etmişlerdir. Hz. Musa kendilerine geldiğinde de, İsrailoğulları'nın tek Allah'a iman eden bir kavim oldukları Kuran'daki kıssalardan anlaşılmaktadır.

Peki bu durumda İsrailoğulları'nın, hem de Hz. Musa tarafından kendilerine gösterilen pek çok mucizenin ardından, bir anda kolayca putperestliğe eğilim göstermelerinin nedeni ne olabilir?

Bunun tek açıklaması, İsrailoğulları'nın, her ne kadar tevhid dini üzerine yaşayan bir toplum olsalar da, çevrelerindeki putperest kavimlerden etkilenmeleri, Allah'ın kendileri için seçtiği din yerine putperestliğe özenmeleridir.

Konuyu tarihsel kayıtların eşliğinde incelediğimizde, İsrailoğulları'nı etkileyen putperest kültürün, uzun devirler içinde yaşadıkları Eski Mısır olduğunu görürüz. Bizi bu sonuca götüren önemli bir gösterge, Hz. Musa Tur Dağı'nda iken İsrailoğulları'nın saparak tapındıkları 'böğüren buzağı heykeli'nin, aslında Mısır'daki Hathor ve Aphis adlı putların bir taklidi oluşudur. Hıristiyan araştırmacı Richard Rives, 'Too Long in the Sun' (Güneş Altında Uzun Süre) adlı kitabında şöyle yazar:


'Mısır'ın boğa ve inek putları, yani Hathor ve Aphis, güneşe tapınmanın sembolleriydiler. Bu putlara tapınılması, Mısır'ın güneşe tapınma konusundaki uzun tarihinin sadece bir parçasını oluşturuyordu. Sina Dağı'ndaki (İsrailoğulları'nın tapındığı) altın buzağı ise, orada kutlanan bayramın güneşe tapınmayla ilgili olduğunu gösterir.'.

Mısır'ın putperest dininin İsrailoğulları üzerindeki etkisi pek çok değişik aşamada ortaya çıkmıştır. Başta da belirttiğimiz gibi, putperest bir kavimle karşılaştıklarında hemen bu sapkın inanca eğilim göstermiş ve ayette haber verildiği üzere, 'Ey Musa, onların ilahları gibi, sen de bize bir ilah yap' demişlerdir. (Araf Suresi, 138-139) Hz. Musa'ya karşı söyledikleri, 'Ey Musa, biz Allah'ı apaçık görünceye kadar sana inanmayız' (Bakara Suresi, 55) şeklindeki söz de, Mısır'ın putperest dininde olduğu gibi 'gözle görülen', yani maddi varlıklara (putlara) tapmak istediklerini göstermektedir.

İsrailoğulları'nın burada özetlediğimiz Eski Mısır kaynaklı putperest eğilimi son derece önemlidir ve bize Tevrat'ın tahrifi ve Kabala'nın kökenleri konusunda önemli bir bakış açısı sunmaktadır. Bu iki konuyu yakından incelediğimizde, her ikisinin de kaynağında Eski Mısır'ın putperest ve materyalist dininin izlerini görürüz.

Eski Mısır'dan Kabala'ya


MÖ 1000 yılına ait bir plaka. Eski Mısır öğretilerinin Yahudi gelenekleri kadar masonik öğretiler üzerinde de büyük etkisi vardır. Masonluğun en önemli sembolerinden olan 'göz' sembolü, Mısır yapıtlarında da sıkça kullanılmaktadır.
İsrailoğulları henüz Hz. Musa hayatta iken dahi Eski Mısır'da gördükleri putların benzerlerini yapıp onlara tapınmaya başlamışken, Hz. Musa'nın vefatının ardından daha ileri sapmalara kaymaları zor olmamıştır. Kuşkusuz tüm Yahudiler için aynı şey söylenemez, ama aralarından bazıları Mısır'ın putperest kültürünü yaşatmış, dahası bu kültürün temelini oluşturan Mısır rahiplerinin (Firavun büyücülerinin) öğretilerini sürdürmüş, bu öğretileri Yahudiliğin içine sokarak onu tahrif etmişlerdir.

Eski Mısır'dan Yahudiliğe devrolunan öğreti, Kabala'dır. Kabala da, aynı Mısır rahiplerinin sistemi gibi, ezoterik (gizemli) bir öğreti olarak yayılmış ve yine Mısır rahipleri gibi temelde büyü ile ilgilenmiştir. Ünlü Yahudi araştırmacı Shimon Halevi, 'Kabala, Tradition of Hidden Knowledge' (Kabala, Gizli İlmin Geleneği) adlı kitabında Kabala'yı şöyle tanımlamaktadır:

'Pratikte Kabala, kötülüklerle ilgilenmenin yolu ve semboller yoluyla psikolojik dünya üzerinde güç kazanmanın tehlikeli bir sanatı ve büyüye dayalı bir formudur.'

Kabala'nın en önemli özelliği, büyü ile yakından ilgili olmasıdır. Kabala'yı tanıtan en tanınmış kitaplardan biri 'Die Kabala' (Von Papus) da, Kabala-büyü ilişkisini şöyle vurgular:

'Kabala'nın teorisi, büyünün genel teorisine bağlanır.'

Kabala'nın dikkat çekici bir yönü ise, Tevrat'taki yaratılış anlatımından çok farklı bir anlatım içermesi, Eski Mısır'ın maddenin sürekliliğine dayalı materyalist görüşünü korumasıdır. Türk masonlarından Murat Özgen Ayfer bu konuda şunları yazmaktadır:

'Tevrat'ın ortaya çıkışından çok daha eski bir tarihte oluşturulmuş bulunduğunu göstermektedir. Kabala'nın en önemli bölümü, evrenin oluşturulmasına ilişkin kuramıdır. Bu kuram, teist dinlerde benimsenen yaratılıştan pek farklıdır. Kabala'ya göre, yaratılışın başlangıcında, 'daireler' ya da 'yörüngeler' anlamına gelen ve SEFİROT olarak anılan, hem özdeksel (maddi) hem de tinsel (manevi) nitelikli oluşumlar doğmuştur. Bunların toplam sayısı 32'dir; ilk onu Güneş Sistemi'ni, diğerleri ise uzaydaki öteki yıldız kümelerini temsil ederler. Kabala'nın bu özelliği, eski astrolojik inanç sistemleriyle yakın bir bağlantısının bulunduğunu ortaya koyar... Böylece Kabala, Yahudi dininden bir haylice uzaklaşır; Doğu'nun eski gizemci inanç sistemleriyle... çok daha bağdaşır.' (Masonluk Nedir ve Nasıldır? , Murat Özgen Ayfer, İstanbul, 1992, s. 298-299)

Eski Mısır'ın materyalist, büyüye dayalı ezoterik öğretilerini devralan Yahudiler, Tevrat'ın bu konudaki yasaklamalarını tamamen göz ardı ederek, diğer putperest kavimlerin büyü ritüellerini de benimsemişler ve böylece Kabala Yahudiliğin içinde ama Tevrat'a muhalif bir mistik öğreti olarak gelişmiştir. İngiliz yazar Nesta H. Webster 'Ancient Secret Tradition' (Antik Gizli Gelenek) adlı makalesinde, bu konuyu şöyle açıklar:

'Büyücülük, bildiğimiz kadarıyla, Filistin'in İsrailoğulları tarafından işgal edilmesinden önce, Kenanlılar tarafından uygulanıyordu. Mısır, Hindistan ve Yunanistan da kendi kahinlerine ve büyücülerine sahipti. Musa Yasası'nda (Tevrat'ta) büyücülük aleyhinde yapılmış lanetlemelere karşı, Yahudiler, bu uyarıları göz ardı ederek, bu öğretiye kendilerini bulaştırdılar ve sahip oldukları kutsal geleneği, diğer ırklardan aldıkları büyüsel düşüncelerle karıştırdılar. Aynı zamanda Yahudi Kabalası'nın spekülatif yönü, Perslerin büyücülüğünden, neo-Platonizm'den ve yeni Pisagorculuk'tan etkilendi. Dolayısıyla, Kabala karşıtlarının, Kabala'nın saf bir Yahudi kökenden gelmediği şeklindeki itirazlarının haklı temeli vardır.' (Ancient Secret Tradition, Secret Societies And Subversive Movements, Nesta Webster, Boswell Publishing Co., Ltd., London, 1924)

Kuran'da bu konuya işaret eden bir ayet bulunmaktadır. Allah, İsrailoğulları'nın, kendi dinlerinin dışındaki kaynaklardan şeytani büyü öğretileri öğrendiklerini şöyle haber vermektedir:

Ve onlar, Süleyman'ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkâr etmedi, ancak şeytanlar inkâr etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: 'Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkâr etme' demedikçe hiç kimseye öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi. (Bakara Suresi, 102)

Ayette bazı Yahudilerin, ahirette kayba uğrayacaklarını bilmelerine rağmen, büyü öğrendikleri ve uyguladıkları haber verilmektedir. Yine ayetteki ifadeyle, söz konusu Yahudiler, bu şekilde Allah'ın kendilerine indirdiği şeriattan sapmış ve putperestlerin kültürüne (büyü öğretilerine) özenerek 'kendi nefislerini satmış', yani imandan vazgeçmişlerdir.

Bu ayette haber verilen gerçek, Yahudi tarihindeki önemli bir mücadelenin de ana hatlarını göstermektedir. Bu mücadele, Allah'ın Yahudilere gönderdiği peygamberler ve bu peygamberlere itaat eden mümin Yahudiler ile, Allah'ın emirlerine isyan eden, çevrelerindeki putperest kavimlere özenerek Allah'ın şeriatı yerine onların inanç ve kültürlerine eğilim gösteren sapkın Yahudiler arasındadır.

İşin ilginç yanı, bu mücadaleye bazı Yahudi olmayan kimselerin de katılmasıdır. Kabala ve ona dayalı pagan öğretiler, sadece Yahudiler içinde değil, Yahudi olmayanlar arasında da yankı bulmuştur.

Bu Yahudi olmayan Kabala hayranlarının örgütü ise, masonluktur
[/b]
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt