İshak yakup bey; maalesef yazdıklarınızla aynı fikirde olanların sayısı daha fazla olsaydı çağımızın müslümanları dinlerinden iyice soğurdu.
bir Arabın, 'kendi dilinde okunan bir kitabı en rahat anlamasını sağlayıcı şeyler' olarak düşünmek sanırım yanlış olmaz, dedim. olur dediniz. ortada neden yok. kalıplaşmış fikirleriniz var. Kuran arapça indirilmiştir. Bir arap nasıl kendi dilinde bir kitap okuyorsa; Kuran'ı da öylece okur. Fark, Kuran'ın eşsiz belagati,üslubu,içeriği...'dir. İlahî oluşudur. Tecvit anlamı bozmadığı sürece olmasa da olur dedim. yok olmaz diyorsunuz. anlamı bozarsa ne olur ya, diyorsunuz. Sizin mantığınız gerçekten dinin 'zorluklar bütünü' olarak görülmesine neden olabiliyor. verdiğim örnekleri maksatlı yorumladığınızı görüyorum.
öcüleştirilmiş dini değerler bize 'mükemmel şekilde yapmayınca ateş olarak dönecek şeyler' olarak tanıtılmış, dedim. ukalaca olsa da yazım, sizin cevabınız da hiç nazik sayılmaz. aynene böyle düşünüyorum ve konuşuyorum. 'Cehennemde kaç tane zebani kaç farklı işkence yöntemiyle kaç yüz yıl insana nasıl acı verir' eğitim modeliyle, korkutarak; her şeyi suç ve ceza penceresinden tanıtmaktır bu. Tecvit olmadan Kuran okuyunuz derim herkese. Lakin tek başınıza değil. Anlam bozulursa da şartlarınızı sizden daha iyi bilen, niyetlerinizi herkesten daha doğru okuyan Rabbimiz affedecektir. O, kullarının ezber sayfalarında kaybolmalarını; kitabının yanlışlarla da olsa severek okunmasına değişmez diye inanıyorum.
Peki, İstanbul trafiğine acemi şoförün çıkmasındaki tehlikeyle, Kuran'ı okurken yapılabilecek hataları kıyas yoluyla benzetmeniz sizce tutarlı bir misal mi? Trafikte başka insanlara zarar verebilirsiniz. Kendinize zarar verebilirsiniz. Araca zarar verebilirsiniz. Çevreye(belediyeye) zarar verebilirsiniz. ANCAK, Kuran hatasında; başka insanlara, kendinize, Kuran'ın kendisine, O'nun sahibine zarar verebilmeniz mümkün mü? Diyebilirsiniz ki günaha girerek kendine zarar verir kişi. Orda durmak gerekir. 'Günah!' fetvasını vermek o kadar kolay değil. Tekrar ediyorum ki, Allah kitabını okuyan kullarının istekli/hevesli/severek okumalarını; acaba hangi kuralı ihlal ettim gerginliğiyle meşakkatle okumaya tercih eder. Şu kesindir ki, en doğrusu ve güzeli tüm kuralları uygulayarak okumaktır. Ama bunun için oturup 8 sayfa bilgiyi hıfzetmeye mecburiyet yoktur. Kurallar pekala adları bilinmese de uygulanır. Ben tecvit kurallarını uyguluyorum, gerekirse nasıl uygulanacağını da öğretebilirim birine; fakat adları akademik bilgisi olanlara daha lazım diyorum.
Sn yakup ishak bey,
yanlışları ve karşılığındaki cezaları ortaya dökerek insanlara bir şey öğretmekten çok; doğrusunu ve mükafatını anlatmamız daha doğrudur. Günümüz müslümanlarına bu gerektir. Kuran'ın tecvitsiz okunamayacağını söyleyerek kimseyi "kolaylaştırınız,zorlaştırmayınız" hadisi şerifine muhalif bir tutumla engellemeyelim.
Selametle..