KÜL VE ATEŞ
Büyük velilerden, Beyazıd-ı Bestami hazretleri bir bayram sabahı temizlenmek üzere hamama giderek dilediği gibi güzel güzel yıkanmış, boy abdesti aldıktan sonra hamamdan çıkarak evine geliyordu. Dar bir sokaktan geçerken bir evin hanımı yanlışlıkla bir kova külü Beyazıd-ı Bestami hazretlerinin başından aşağı döker. Büyük veli, yeni yıkanıp hamamdan çıktığı, mübarek Bayram Sabahı daha evine bile gelmeden başından aşağıyakül içinde kaldığı halde hiç üzülmedi. Hatta merak edip de başını kaldırıp külü döken kimseye dahi bakmadı. Canan sevgisiyle candan dostları ve cihandan vazgeçmiş olan büyük tevazu sahibi Beyazıd-ı Bestami Hazretleri Mübarek ellerini semaya kaldırarak Cenâb-ı Hakk’a dünya durdukça yere düşmeyecek şu duada bulundu: “Ey Büyük Allah’ım, bu günahkar kulun kızgın ateşlere layık olduğu halde, sen onun üzerine sadece yakma kudreti olmayan külleri döküyorsun, sana ne kadar şükretsem azdır”...
Büyük velilerden, Beyazıd-ı Bestami hazretleri bir bayram sabahı temizlenmek üzere hamama giderek dilediği gibi güzel güzel yıkanmış, boy abdesti aldıktan sonra hamamdan çıkarak evine geliyordu. Dar bir sokaktan geçerken bir evin hanımı yanlışlıkla bir kova külü Beyazıd-ı Bestami hazretlerinin başından aşağı döker. Büyük veli, yeni yıkanıp hamamdan çıktığı, mübarek Bayram Sabahı daha evine bile gelmeden başından aşağıyakül içinde kaldığı halde hiç üzülmedi. Hatta merak edip de başını kaldırıp külü döken kimseye dahi bakmadı. Canan sevgisiyle candan dostları ve cihandan vazgeçmiş olan büyük tevazu sahibi Beyazıd-ı Bestami Hazretleri Mübarek ellerini semaya kaldırarak Cenâb-ı Hakk’a dünya durdukça yere düşmeyecek şu duada bulundu: “Ey Büyük Allah’ım, bu günahkar kulun kızgın ateşlere layık olduğu halde, sen onun üzerine sadece yakma kudreti olmayan külleri döküyorsun, sana ne kadar şükretsem azdır”...