mk5834 yazdı:
sevval yazdı:
sevval yazdı:
TAMAM HERŞEY GÜZEL ANLATILMIŞ HER HANIMDA BİLİR PEKİ BAYANLARIN KOCASI KADINLARIN NE HAKKI VARDIR KOCALARINDAN.....KOCALAR SAYGIDAN OTURU BABALARI VE ANNELERİ HANIMLARINA SÖZ SÖYLERKEN LAF ATARKEN GELİN HAKLI İKEN HAKSIZ YERE DÜŞÜNCE KOCA DA SESİNİ ÇIKARMADAN ANNESİNE BABASINA KARŞI GELMEZ.AMA EŞİNİ BİR KENARA ATMIŞ OLUR.VE BUNA BENZER OLAYLARDA ERKEKLERE NE GÖREV DÜŞÜYOR......
S.A
ZERRİN KARDEŞİM KUSURA BAKMAZSA BEN BİRKAÇ ALINTIYLA CEVAP VEREYİM
— Allaha ibadet edin, O'na hiçbir şeyi eş tutmayın. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, YANINIZDAKİ
ARKADAŞA (Eşinize) yolda kalmışa, sağ ellerinizin mâlik olduğu kimselere iyilik edin. Allah, kendini beğenen ve dâima böbürlenenleri sevmez. (Nisâ sûresi, âyet: 36)
Peygamberimiz son vasiyyetlerinde üç şeyden bahsetti. Ağlıyarak konuşabiliyordu. Öyle ki bir ara dili titredi. Sesi kısıldı. Şöyle diyordu :
— Namaz, namaz, namazınıza dikkat edin, ihmal etmeyin!..
Sağ elinizin altındakilere (köleler, hizmetçiler, işçiler) kudretlerinin fevkinde vazife yüklemeyin !... Allahdan korkun, Allahdan korkun kadınların hukuku hakkında!. Zira onlar sizin yardımcılarınız ve esirlerinizdir. Onlar size Allanın emânetidir. Allahın bir sözü ile onların herşeyi size helâl kılındı.
Gene Allah Resulü buyurdular :
— Hangi erkek, karısının huysuzluklarına sabır ve tahammül ederse Allah ona, Eyyüp aleyhisselâmın belâlara sabrı neticesinde verdiği ecri verir. Hangi kadın, kocasının huysuzluklarına sabır ve tahammül ederse Allah ona, Fir'avunun karısı Âsi-ye'ye verdiği sevabı verir.
Karısı ile hoş geçinmek, sadece ona ezâ etmemekten ibaret değildir. Ondan, herhangi bir suretle gelebilecek ezalara katlanmak, o öfkelenince ona mülâyemetle muamele etmek te lâzımdır. Nitekim peygamberimizin eşleri bazan peygamberimize sözle mukabelede bulunurlardı. Resûlüllah böyle anlarda onlara mülâyemetle muamele ederdi. Bir gün Hz. Ömerin eşi kendisine sözle mukabele etmişti. Hz. Ömer ona, «Bana karşı sözle huysuzluk mu ediyorsun?» dedi. Karısı, «Resülüllah senden daha hayırlı olduğu halde onun eşleri ona yapıyorlar!» diye cevap verdi. Hz. Ömer de şöyle dedi :
— Eğer peygambere sözle karşılık verdiyse Hafsa hatâ etmiş.
Daha sonra Hz. Ömer, peygambere sozle karşı gelmekten Hafsayı sakındırarak şöyle dedi :
— Ebubekirin kızına bakarak peygambere sözle karşı gelme. Zira o, Resûlüllahın sevdiğidir.
Bir defasında Resûlüllah ile eşleri Hz. Âişe arasında sözlü niza olmuştu. Hz. Ebûbekiri aralarında hakem tayin ettiler. O, onları dinlemek üzere gelince, peygamberimiz, Hz. Âişeye «Konuş, yahut ben konuşayım!» dedi. Hz. Âişe de, «Sen konuş, fakat doğruyu söyle!» dedi. Onun bu sözü üzerine Hz. Ebûbekir ona bir tokat attı. Öyle ki ağzınıburnunu kanattı ve :
— Ey nefsinin düşmanı! Bir de yalan mı söyliyecekti ? dedi.
Hz. Âişe, peygamberimizin arkasına kaçıp oturdu. Peygamberimiz, kayın babası Hz. Ebûbekire dedi ki :
— Biz böyle yapmanızı istemezdik!
Enes İbni Mâlik -Allah ondan razı olsun- der ki :
— Allah Resulü, kadınlara ve çocuklara karşı insanların en merhametlisiydi.
Erkeğin, eşi ile şakalaşıp oynaşması da kadının kocası üzerindeki hakları cümlesindendir. Zira kadınların gönlü böyle şeylerden hoşlanır. Resul aleyhisselâm, eşlerinin akıl ve kültürleri seviyesine inerek onlarla şakalaşır ve oynaşırdı. Hatta rivayete göre Hz. Âişe ile koşu müsabakaları yapar, bazan biri diğerini, bazan diğeri birini geçerdi.
Peygamberimiz, insanların, karısına en çok izzet-i ikramda bulunanıydı.
Hz. Âişe anlatır :
— Bir defasında Aşure günü bazı sesler işittim. Habeşlilerden ve diğerlerinden bir kısım insanlar şakalaşıp oynuyorlardı. Resûlüllah bana, «Onların oyununu seyretmek ister misin?» dedi. «Ben, «Evet!» dedim. Allah Resulü, kapının önüne durdu. Kolunu kapıya koydu. Elini uzattı. Ben çenemi elinin üstüne koydum. Onlar oynuyorlar, ben de seyrediyordum. Biraz seyrettikten sonra Allah Resûlü, «Yeter!» dedi. Ben daha seyretmek istedim. O, «Ey Âişe, yeter!» dedi. Ben de, «Peki!» dedim. Oyunculara işaret etti. Onlar da Uzaklaştılar. Sonra Allah Resulü buyurdular ki :
— İman bakımından müminlerin en kâmili, ahlâkça en güzel olanı ve aile efradına en çok lûtufkâr davrananıdır.
Gene Allah Resulü buyurdular :
— Sizin en hayırlınız karısına hayırlı olandır. Ben, sizin, eşine en hayırlı olanınızım.