Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

kıskançlıktan kurtulmak istiyorum (1 Kullanıcı)

melek4545

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
3,460
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
31
Konum
İstanbul
Bencede bi psikiyatriye gitmende fayda var bende de aynı sorunlar vardı ben psikiyatriye gittikten sonra kendimi daha iyi hissetmeye başladım yoksa ilerde eşine hatta cocuklarına bile zarar verebilirsin kendini çok hırpalarsın zaman geçmeden doktora gitmende fayda var
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
Kıskançlığın her ne kadar aşkın ifadesi ve ‘seven insan kıskanır’ gibi görülse de aslında kıskançlık, kontrol ve sahiplenme duygusu ile kaybetme korkusundan kaynaklanır.


Yakın ilişkilerde, evlenme ya da sevgili bulma isteği ile ilişkileri sürdürmenin en önemli sebeplerinden biri, kişiye ait olma duygusunu yaşatması ve özgüvenini yükseltmesidir. Ayrıca olumlu benlik anlayışı da eşler tarafından desteklenir. Sonuç olarak eşlerimizin bizim yerimize başka birini koyduğunu gördüğümüzde ait olma duygusunu ve olumlu benlik anlayışımızı kaybetme tehlikesi yaşarız. Bu da kıskançlığın ortaya çıkmasını sağlar. Kıskançlık gıpta ettiğimiz bir takım kişisel özelliklerle daha fazla ateşlenir, çünkü bizden daha etkili ve hayranlık duyduğumuz özelliklere sahip olan kişileri daha çok kıskanırız. Genel olarak kadınlar çekiciliğe ve popüler olmaya gıpta ile yaklaşırken, erkekler güçlü olmaya ve zenginliğe gıpta ederler.

Aşağılık kompleksi daha çok kıskanç yapıyor
Bazı insanlar diğerlerine göre daha fazla kıskançlık yaşarlar. Mesela aşağılık kompleksine eğilimli kişiler genelde kendilerini güvensiz ve yetersiz hissederler, bu yüzden de ilişkilerinde eşlerini devamlı kıskanırlar. Aynı zamanda kişinin gerçek ben (sahip olduğuna inandığı özellikler) ile olmak istediği ben (sahip olmak istediği özellikler) arasında büyük farklılıklar varsa yine bu kişi de kıskanmaya eğilimlidir.

Zenginliğe, üne, popülerliğe ve fiziksel çekiciliğe önem veren kişiler de ilişkilerinde kıskanmaya yatkındır.

Kıskançlık evlilikte dayak nedeni
Evliliklerde ve sevgili ilişkilerinde fiziksel şiddetin sebeplerinden biri sıklıkla kıskançlıktır. Bu tür ilişkilerde şiddet genelde üçüncü kişiye değil de eşe veya sevgiliye uygulanır. Kıskançlık konusunda kadınlar ve erkekler birbirlerinden farklı davranırlar. Kadınlar, kıskançlık duygularını kabul ederken, erkekler genellikle inkâr ederler. Kadınlar eşlerinin bir başka kişiyle duygusal yakınlaşma olmadan sadece cinselliği yaşamalarını, ilişkilerini sürdürme uğruna tolere edebilirken, erkeklerse eşlerinin cinsellik olsun ya da olmasın karşı cinsi beğenmelerini bile kıskanırlar. Ayrıca kıskançlık ortaya çıktığında kadınlar genelde kendilerini suçlarken, erkekler kıskançlıklarından dolayı tipik olarak eşlerini veya üçüncü kişiyi suçlarlar.

Genel olarak kişi eşinin karşı cinsten birisini kendi yerine koyduğunu fark ettiğinde kendisini yetersiz hisseder ve bundan dolayı kıskanır. Aslında öz güven sorunu olmayan insanlar sağlıklı ve uzun süreli, içinde kıskançlığın olmadığı ilişkiler kurarlar.
 

Reyhani_konyevi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2012
Mesajlar
834
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
cennette kıskançlık alıncak kadınlardan Allah.tan :D yoksa hurileri öldürürsünüz siz cennette :D bir mürşidi kamile baglanın kardeş kalpin manevi hastalıklarını onlar tedavi edicidir inşaallahu rahman..
 

hudavendigar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
735
Tepki puanı
1
Puanları
0
nişanlımı çok kıskanıyorum kafayı yeme noktasına geliyorum hüngür hüngür ağlıyorum aklıma gelmeyen kalmıyor ..herkezden kıskanıyorum..olur olmaz kişilerden hemde...bundan kurtulmak istiyorum ama olmuyor..bende normal insanlar gibi bişeyleri normal görmek istiyorum ama hayır yapamıyorum..bunun için okuyacağım bi dua varmı arkadaşlar..hasetten kurtulmak için bi dua buldum ama bu benim durumumuda kaplıyormu..haset ve içinde bulunduğum durum aynı şeymi? akrabalarımdan bile kıskanıyorum nolur bana yardım edin...sırf bu yüzden onu hep uzak tutuyorum akrabalarımdan falan..kuzenlerime lafını bile etmiyorum hiç anlatmıyorum..sırf kıskandığım için..nişanlım çok iyi biri ama bütün sorun bende..doğuştan gelen bi kısknaç yapım var..bana yardım edin nolur..yakınlarım bu kıskançlımı anlarsa rezil olurum ki geçende ailem anladı gibi oldu hüngür hüngür ağladım herkezin içinde yok öle bişe diye..zor durumdayım nolur bir nasihat bir dua.allah rızası için

AŞIRI KISKANÇLIK NEFRETE VE BIKKINLIĞA GÖTÜRÜR.BU DA KARŞI TARAFIN NEFRETİNİ CELBEDER.BÖYLELİKLE AŞK VE SEVGİ NEFRETE DÖNÜŞÜNCE AYRILIKLAR BAŞLAR.

Siz bir saplantının içine girmişsiniz.Neyi nerde kıskanacak yeri bilmiyorsunuz.Büyük bir ihtimal, bu aşırı kıskançlığınızla evlenseniz bile hemen ayrılmak zorunda bırakılacaksınız.O zaman ne yapacaksınız?.O zaman bu aşırı kıskanmanın lüzumsuz olduğunu görünce çok ağlayacaksınız.Hayatınızı boşuna tüketmeyin.Nişanlınızı kıskanırken, "neden böyle oluyor ben acaba hasta mıyım" diye düşünmelisiniz.Normal kıskançlık çok güzeldir, bu sevgidendir..Lakin siz bu kıskançlığınızı asgariyeye indirmeye çalışınız.Korkarım ki evlenseniz bile bu evliliğin çok kısa süreceğinden hiçbir şüphem yoktur.O zaman da yaptıklarınıza büyük pişmanlık duyup intihara kalkışabilirsiniz.Bu da Allah korusun sonunuz olmuş olur.

Hem sonra o namaz kılıyor mu?Oruç tutuyor mu?Onu ne kadar tanıyorsunuz?.Dindarlığı var mı?Aile arasında geçimi nasıldır?.Arkadaşlarıyla nasıl geçiniyor?.

Aşkın gözü kördür ama evlenince bunun böyle olmadığını kesinlikle anlayacaksınız..Fazla kıskançlık seni ruhen çökertebilir.O sizi ne derecede kıskanıyorsa sizde onu öylece kıskanın!..Lakin dozunu da aşmayın.

UNUTMAYINIZ Kİ EVLİLİKLERİN BÜYÜK BİR KISMI LÜZUMSUZ AŞIRI KISKANÇLIKLARDAN DOLAYI YIKILMAKTADIR.BUNLARI İYİ DÜŞÜNMELİSİNİZ.SİZ YANLIŞ YOLDASINIZ.KENDİNİZE GELİN, NEYİN VE NASIL KISKANILACAK ŞEYLERİ KENDİ KENDİNİZE LİSTE YAPIN VE ONU ARANIZDA HALLEDİN!

AH KEŞKE VAH KEŞKELERE MARUZ KALMADAN ÖNCE NORMAL DÜŞÜNCEDE OLUN VE AŞIRI KISKANÇLIK DUYGUSUNU KENDİNİZDE OLUMSUZ TARAFINI GÖRÜN!. İŞTE O ZAMAN YAVAŞ YAVAŞ BU AŞIRI KISKANÇLIĞINIZDAN NORMALE DÖNMÜŞ OLURSUNUZ.

SİZE TAVSİYEM HEMEN EVLENMEYİN, BU GEÇİCİ BİR DUYGUDUR.NİŞANLINIZIN HATALARINI ARAŞTIRIN AMA ONA SÖYLEMEYİN.BÖYLELİKLE TEDBİR ALMIŞ OLURSUNUZ.

BAKINIZ BEN 30 YILLIK EVLİYİM.İLK ÖNCELERİ BEN DE BİRAZ KISKANÇLIK VARDI.BU ZAMANLA NORMALE DÖNDÜ.NEDEN, ÇÜNKÜ LÜZUMSUZ KISKANÇILIĞIMI İNCELEDİM KENDİ KENDİME SORGULADIM.BU SORGULAMA ESNASINDA KALBİMDE BAZI ŞEYLERİN YOK OLDUĞUNU GÖRÜNCE RAHATLADIM.

BİR MÜSLÜMAN EŞİNİ KISKANACAKTIR.BU DOĞALDIR.ELBETTE Kİ KEM GÖZLERDEN ONU KORUMALIDIR.ANCAK AŞIRI KISKANÇLIKLAR BAZI NAMAHREM KONULARDA ÇOK HAREMLİK SELAMLIK HUSUSUNDA BÜYÜK SIKINTILAR YAŞANMAKTA ADETA EŞİNİN KARDEŞİNİN YANINDA BİLE ONU KISKANIP SAKLAMAKTADIR.BUNDA BAZI SAKINCALAR VARDIR Kİ TESETTÜR MESELESİ ÖN PLANA GİRERSE MESELE ÇIKMAZ.YOK EĞER HER ŞEYDEN ŞÜPHE EDİLİYORSA BUNUN KAHRI DA ÇEKİLİMEZ.

HAYATIN KAHRINI SEN ÇEKECEĞİNE ONLAR SENİN KAHRINI ÇEKSİNLER.BU KAHIR ÖLÜMCÜL, NEFRET VE DÜŞMANLIĞA GÖTÜRMESİN...

ALLAH'A EMANET OLUNUZ.
 

hudavendigar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
735
Tepki puanı
1
Puanları
0
yok temelde bi sorun hiç sorun yaşamadık şükür ama ben takıntılı biriyim bu da ondan kaynaklı
mesela bugün ki takıntım ya işyerlerine aynı yaşlarda bekar çok alımlı bakımlı bir gelirse gün boyu aynı odada açlışırlar ben bunu nasıl kaldırırm bugündenn beri bunu düşünmekten ölüyorum

Gerçekten çok komik duruma düşüyorsunuz..
 

umuteden

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 May 2009
Mesajlar
429
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Zamanla bu duygularını aşacaksın rahat ol kendini fazla üzme. Eşini tanıdıkça kıskançlığın azalacak. Dua et Allah onu şeytanın aldatmacasından korusun..
 

umuteden

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 May 2009
Mesajlar
429
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Yaşın ilerledikçe şu yazdıkların sana çok yabancı gelecek. Hayat insanı öyle bir hale getirir ki. Bazı şeylere üzülmenin anlamsız olduğunu görürsün. Haline şükür et. Kendini üzme..Bana göre kendini üzmekte günahtır.
 

zeynommm

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ara 2008
Mesajlar
1,565
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
selamün aleyküm

benim bir zamanlarki halim gibisin eşimi bende çok kıskanıyordum öyle böyle değil eskiden teyzesinin kızıyla nişanlıymış aynı sokakta oturuyorduk her an hayatımızdaydı kuzeni olduğu için benim için çok zor birşeydi bu hatta çok iyi hatırlıyorum daha bir kaç aylık evliyken boşanmak istedim sanki o hala onu seiyor gibi geliyordu bna eşim benimle oynuyordu sanki hayat zindan olmuştu bna ve artık psikolojik destek almam gerektiğini söyledi herkes sonra kendimi tuttum dua ettim çok dua ettim sonra onu atlattım bu defada kendi kuzenimden kıskanır olmuştum tartışmalar vs baktım evliliğim sallanıyor ve eşim açık açık yapmadığım şeyler yüzünden yapmışım gibi davranıp bana cazip kılıyosun beni ona itiyosun dedi ve haklıydı sonra zamanla bu durumu atlattım ve şuan çok mutluyum sanada tavsiyem canım kendini rahatlatmaya çalış gerekirse git doktora bunda utanılacak hiçbir şey yok
 

gülkoksam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2008
Mesajlar
969
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
selamün aleyküm

benim bir zamanlarki halim gibisin eşimi bende çok kıskanıyordum öyle böyle değil eskiden teyzesinin kızıyla nişanlıymış aynı sokakta oturuyorduk her an hayatımızdaydı kuzeni olduğu için benim için çok zor birşeydi bu hatta çok iyi hatırlıyorum daha bir kaç aylık evliyken boşanmak istedim sanki o hala onu seiyor gibi geliyordu bna eşim benimle oynuyordu sanki hayat zindan olmuştu bna ve artık psikolojik destek almam gerektiğini söyledi herkes sonra kendimi tuttum dua ettim çok dua ettim sonra onu atlattım bu defada kendi kuzenimden kıskanır olmuştum tartışmalar vs baktım evliliğim sallanıyor ve eşim açık açık yapmadığım şeyler yüzünden yapmışım gibi davranıp bana cazip kılıyosun beni ona itiyosun dedi ve haklıydı sonra zamanla bu durumu atlattım ve şuan çok mutluyum sanada tavsiyem canım kendini rahatlatmaya çalış gerekirse git doktora bunda utanılacak hiçbir şey yok

korktum şimdi ..çok doğru ama..cazip kılıyoruz aslında bişeyleri böle yaparak...sen negüzel atlatmışsın canım yaa neler yaptın peki rahatlamak için...çok dua ediyorum ama hala devam ediyor bu halim..
 

gülkoksam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2008
Mesajlar
969
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Zamanla bu duygularını aşacaksın rahat ol kendini fazla üzme. Eşini tanıdıkça kıskançlığın azalacak. Dua et Allah onu şeytanın aldatmacasından korusun..
amin..hep dua ediyorum zaten..artık esmaları ezberledim anlamlarıyla neredeyse..ama halim hala devam ediyor ..inşalah galiba zamanla aşıcam ..
Yaşın ilerledikçe şu yazdıkların sana çok yabancı gelecek. Hayat insanı öyle bir hale getirir ki. Bazı şeylere üzülmenin anlamsız olduğunu görürsün. Haline şükür et. Kendini üzme..Bana göre kendini üzmekte günahtır.

inşallah bende bazen öle avutuyorum kendimi yaşım ilerledikçe düzelirim belki diye...
 

gülkoksam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2008
Mesajlar
969
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
AŞIRI KISKANÇLIK NEFRETE VE BIKKINLIĞA GÖTÜRÜR.BU DA KARŞI TARAFIN NEFRETİNİ CELBEDER.BÖYLELİKLE AŞK VE SEVGİ NEFRETE DÖNÜŞÜNCE AYRILIKLAR BAŞLAR.

Siz bir saplantının içine girmişsiniz.Neyi nerde kıskanacak yeri bilmiyorsunuz.Büyük bir ihtimal, bu aşırı kıskançlığınızla evlenseniz bile hemen ayrılmak zorunda bırakılacaksınız.O zaman ne yapacaksınız?.O zaman bu aşırı kıskanmanın lüzumsuz olduğunu görünce çok ağlayacaksınız.Hayatınızı boşuna tüketmeyin.Nişanlınızı kıskanırken, "neden böyle oluyor ben acaba hasta mıyım" diye düşünmelisiniz.Normal kıskançlık çok güzeldir, bu sevgidendir..Lakin siz bu kıskançlığınızı asgariyeye indirmeye çalışınız.Korkarım ki evlenseniz bile bu evliliğin çok kısa süreceğinden hiçbir şüphem yoktur.O zaman da yaptıklarınıza büyük pişmanlık duyup intihara kalkışabilirsiniz.Bu da Allah korusun sonunuz olmuş olur.

Hem sonra o namaz kılıyor mu?Oruç tutuyor mu?Onu ne kadar tanıyorsunuz?.Dindarlığı var mı?Aile arasında geçimi nasıldır?.Arkadaşlarıyla nasıl geçiniyor?.

Aşkın gözü kördür ama evlenince bunun böyle olmadığını kesinlikle anlayacaksınız..Fazla kıskançlık seni ruhen çökertebilir.O sizi ne derecede kıskanıyorsa sizde onu öylece kıskanın!..Lakin dozunu da aşmayın.

UNUTMAYINIZ Kİ EVLİLİKLERİN BÜYÜK BİR KISMI LÜZUMSUZ AŞIRI KISKANÇLIKLARDAN DOLAYI YIKILMAKTADIR.BUNLARI İYİ DÜŞÜNMELİSİNİZ.SİZ YANLIŞ YOLDASINIZ.KENDİNİZE GELİN, NEYİN VE NASIL KISKANILACAK ŞEYLERİ KENDİ KENDİNİZE LİSTE YAPIN VE ONU ARANIZDA HALLEDİN!

AH KEŞKE VAH KEŞKELERE MARUZ KALMADAN ÖNCE NORMAL DÜŞÜNCEDE OLUN VE AŞIRI KISKANÇLIK DUYGUSUNU KENDİNİZDE OLUMSUZ TARAFINI GÖRÜN!. İŞTE O ZAMAN YAVAŞ YAVAŞ BU AŞIRI KISKANÇLIĞINIZDAN NORMALE DÖNMÜŞ OLURSUNUZ.

SİZE TAVSİYEM HEMEN EVLENMEYİN, BU GEÇİCİ BİR DUYGUDUR.NİŞANLINIZIN HATALARINI ARAŞTIRIN AMA ONA SÖYLEMEYİN.BÖYLELİKLE TEDBİR ALMIŞ OLURSUNUZ.

BAKINIZ BEN 30 YILLIK EVLİYİM.İLK ÖNCELERİ BEN DE BİRAZ KISKANÇLIK VARDI.BU ZAMANLA NORMALE DÖNDÜ.NEDEN, ÇÜNKÜ LÜZUMSUZ KISKANÇILIĞIMI İNCELEDİM KENDİ KENDİME SORGULADIM.BU SORGULAMA ESNASINDA KALBİMDE BAZI ŞEYLERİN YOK OLDUĞUNU GÖRÜNCE RAHATLADIM.

BİR MÜSLÜMAN EŞİNİ KISKANACAKTIR.BU DOĞALDIR.ELBETTE Kİ KEM GÖZLERDEN ONU KORUMALIDIR.ANCAK AŞIRI KISKANÇLIKLAR BAZI NAMAHREM KONULARDA ÇOK HAREMLİK SELAMLIK HUSUSUNDA BÜYÜK SIKINTILAR YAŞANMAKTA ADETA EŞİNİN KARDEŞİNİN YANINDA BİLE ONU KISKANIP SAKLAMAKTADIR.BUNDA BAZI SAKINCALAR VARDIR Kİ TESETTÜR MESELESİ ÖN PLANA GİRERSE MESELE ÇIKMAZ.YOK EĞER HER ŞEYDEN ŞÜPHE EDİLİYORSA BUNUN KAHRI DA ÇEKİLİMEZ.

HAYATIN KAHRINI SEN ÇEKECEĞİNE ONLAR SENİN KAHRINI ÇEKSİNLER.BU KAHIR ÖLÜMCÜL, NEFRET VE DÜŞMANLIĞA GÖTÜRMESİN...

ALLAH'A EMANET OLUNUZ.

haklısınız sonuna kadar..keşkelere maruz kalmak istemiyorum..etrafımdakiler hatta ailem kıskandığımı anlamak üzere..çok zor bi durumdayım ..ama yapamıyorum olmuyor..okadar dua ediyorum ve devam da edicem ..geçici bi duygudur inşallah dediğiniz gibi..ama ben kendimi bildim bileli böleyim...düğünüme 4 ay var..eşimin ailesiyle yaşicam bu hareketlerimle o insanları da üzücem bunu yapmak istemiyorum normal insanlar gibi olmak istiyorum..bazen evleneceğime sevinemiyorum bile..
 

gülkoksam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2008
Mesajlar
969
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
cennette kıskançlık alıncak kadınlardan Allah.tan :D yoksa hurileri öldürürsünüz siz cennette :D bir mürşidi kamile baglanın kardeş kalpin manevi hastalıklarını onlar tedavi edicidir inşaallahu rahman..

iyikide alınacak yaa ordada huysuzluk yapardım ben töbe yarabbim.:D
ben allaha dua ediyorum allahım içimden bu kıskançlığımın aşırı olan kısmını al diye..hala devam ediyorum ama
 

hudavendigar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
735
Tepki puanı
1
Puanları
0
haklısınız sonuna kadar..keşkelere maruz kalmak istemiyorum..etrafımdakiler hatta ailem kıskandığımı anlamak üzere..çok zor bi durumdayım ..ama yapamıyorum olmuyor..okadar dua ediyorum ve devam da edicem ..geçici bi duygudur inşallah dediğiniz gibi..ama ben kendimi bildim bileli böleyim...düğünüme 4 ay var..eşimin ailesiyle yaşicam bu hareketlerimle o insanları da üzücem bunu yapmak istemiyorum normal insanlar gibi olmak istiyorum..bazen evleneceğime sevinemiyorum bile..

Senin hoşuna gitmeyecek ama bazı şeyleri söylemeye mecbur kaldım.Diyeceğim o ki;

Sen en iyisi hiç evlenmesen iyi olur.Çünkü daha şimdiden hiç yoktan yere kendi kendine sorun çıkarmışsın.Eğer bu durumuna devam edersen evlendiğinde daha çok acılar yaşayacağını sanıyorum.İyisi mi, kötü evlilikle mutsuz olacağına varsın bu ip nereden koparsa kopsun bu senin için daha hayırlıdır.Sen bir kıskançlık çıkmazın içine girmişsin.Bundan da kurtulmaya çalışıyorsun ama aklın fikrin perdelenmiş hala kıskançlık kıskacındasın.Artık üzerinde ki bu badireleri atlatmalısın.Aksi takdirde senin evliliğin çok kısa sürecektir.Bu durumda aileni de çok üzme durumuna düşüreceksin.

Ha, sahi aklıma gelmişken söyleyeyim sen dini nikah yapmışmıydın?Yapmışsan senin işin çok zor olacak gibi bence...Yine de bir psikiyatriye gidersen belki düzelirsin diye umut ediyorum.Allah, yar ve yardımcın olsun, başka bir şey demiyorum...
 

gülkoksam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2008
Mesajlar
969
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Senin hoşuna gitmeyecek ama bazı şeyleri söylemeye mecbur kaldım.Diyeceğim o ki;

Sen en iyisi hiç evlenmesen iyi olur.Çünkü daha şimdiden hiç yoktan yere kendi kendine sorun çıkarmışsın.Eğer bu durumuna devam edersen evlendiğinde daha çok acılar yaşayacağını sanıyorum.İyisi mi, kötü evlilikle mutsuz olacağına varsın bu ip nereden koparsa kopsun bu senin için daha hayırlıdır.Sen bir kıskançlık çıkmazın içine girmişsin.Bundan da kurtulmaya çalışıyorsun ama aklın fikrin perdelenmiş hala kıskançlık kıskacındasın.Artık üzerinde ki bu badireleri atlatmalısın.Aksi takdirde senin evliliğin çok kısa sürecektir.Bu durumda aileni de çok üzme durumuna düşüreceksin.

Ha, sahi aklıma gelmişken söyleyeyim sen dini nikah yapmışmıydın?Yapmışsan senin işin çok zor olacak gibi bence...Yine de bir psikiyatriye gidersen belki düzelirsin diye umut ediyorum.Allah, yar ve yardımcın olsun, başka bir şey demiyorum...

dini nikahla bunun ne alakası var gerçekten çok merak ettim
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,546
Tepki puanı
896
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
[h=2]Evlilikte Kıskançlık[/h]
k%C4%B1skan%C3%A7l%C4%B1k-b%C3%BCy%C3%BCk.jpg

Seven kıskanır” sözünü kendine siper edinerek eşini tehlikelere karşı koruma eğiliminde olanların bu konuda dengeyi yakalaması gerekiyor. Kıskançlığın yoğun yaşandığı evliliklerde kıskanan da kıskanılan da rahat olamaz. Yersiz kıskanılan kişi, eşinin bu tutumu karşısında nasıl davranacağını bilemez. Her şeyi kafasına takan aşırı kıskanç eş ise zaten en büyük zararı kendisine vermiş olur. Evlilikleri mutluluktan ziyade tartışma ortamında devam eder. Seven kıskanır” sözünü kendine siper edinerek eşini tehlikelere karşı koruma eğiliminde olanların bu konuda dengeyi yakalaması gerekiyor. Aksi halde evliliğe canlılık verebilen kıskançlık duygusu aşırı hale gelip ilişkiyi derinden sarsabilir. Prof. Dr. Sefa Saygılı “İdeal evliliklerin temelinde, dozunda kıskançlık ve eşin sadakatine güven duygusu bulunur” sözüyle dengeli kıskançlığı yerinde bulduğunu ifade eder. Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a göre ise az miktarda kıskançlık evlilikte tutkal etkisi yapar, eşler arası bağı güçlendirir, ilişkiyi diri tutar. “Eşim beni ara sıra kıskanmasaydı çok üzülürdüm” diyen hanımların sayısı az değildir. Öte yandan kıskançlık duygusunda aşırıya kaçma tehlikesine karşı uyanık olunmalı. Aksi halde her günü çile içinde geçen çekilmez bir aile yaşantısı ortaya çıkabilir; eşler kıskanarak evliliklerini koruyacaklarını varsaydığı halde tam tersi sonuçlar doğabilir.

Allah Rasulü (s.a.v) “Muhakkak ki yüce Allah bazı kıskançlıkları sever, bazı kıskançlıklara da buğzeder. Sevdiği kıskançlık kocanın bir şüphe neticesinde hanımını kıskanmasıdır. Sevmediği kıskançlık ise ortada herhangi bir şüphe ve leke olmadığı halde kocanın ailesini kıskanmasıdır” sözüyle günümüz tespitlerini asırlar öncesinden duyurmuştur. İslam dini orta yolu tercih eder, insanı aşırılıklardan sakındırır. Kıskançlıkta da aşırılık hoş sonuçlar doğurmaz. Kişi anlamsız karşı çıkışlarla eşini baskı altında tutma eğilimi gösterip sevdiği kişinin etrafına duvar ördüğünde, onun yapması, düşünmesi gereken konular hakkında emirler yağdırdığında kıskanılan eş yakınlaşmaktan ziyade eşinden uzaklaşabilir. Kıskançlığın yoğun yaşandığı evliliklerde kıskanan da kıskanılan da rahat olamaz. Yersiz kıskanılan kişi, eşinin bu tutumu karşısında nasıl davranacağını bilemez. Her şeyi kafasına takan aşırı kıskanç eş ise zaten en büyük zararı kendisine vermiş olur. Evlilikleri mutluluktan ziyade tartışma ortamında devam eder. Zira kıskanan eş genel olarak suçlama eğilimi gösterirken kıskanılan, kendini savunmak zorunda hissedecektir.

Kıskançlığın Altında Neler Yatar?
Sefa Saygılı’nın patolojik boyuttaki kıskançlık hakkında sözleri şöyle: “Kıskançlık çok aşırıya varmışsa bir paranoya vakası ile karşı karşıyayız demektir. Bu tipler aşırı gururlu, geçimsizdir. Kendisini üstün görür, şüpheci ve evhamlıdır. Her şeyden olmadık anlamlar çıkarırlar. Yolda yürürken bile eşlerini gözaltında tutarlar. Eve gelince perde ile oynanıp oynanmadığını araştırır, pencereden hangi erkeği gözetlediği konusunda hesap sorarlar. Kocası biraz geç gelse, hangi kadınla birlikte olduğu konusunda sorularla onu bunaltırlar.” Uzman Psikolog Çiğdem Demirsoy’a göre kıskançlık çoğunlukla beraberinde başka duyguları da barındırır. Böyle durumlarda kişi kendisinde mi yoksa evlilik ilişkisinde mi eksiklik algıladığını tespit etmeli. “Neden kıskandım?” sorusunu kendisine sorup kaynağına inebilmeli. Somut bir neden var mı? Nedenini bulup ortadan kaldırmaya uğraşmalı, duygularını kendi içinde aşmalı. Kıskançlığın nedeni kendimizde algıladığımız bir eksiklik duygusuyla bağlantılı ise eksik yanlarımızı düzeltmede daha özenli olmamız gerekir. Örneğin kişi eşini, daha ilgili, insan canlısı kişilerden kıskanıyorsa kendisinde bu konuda eksiklik hissediyor olabilir. Yapması gereken şey kıskançlık hezeyanları içinde eşini ve kendini tedirgin etmek değil, eşine karşı biraz daha candan, içten ve ilgili olma gayretini kazanmaktır. Başka bir durumda, ilişkide eksiklik algılanmış olabilir. Mesela, eşlerden biri diğerinin başka kişilerle sohbetini koyu buluyorsa fakat evliliklerinde tam tersi bir durağanlık yaşanıyorsa bu durumda ilişkide eksiklik, yolunda gitmeyen bir şeyleri sezinleme duygusu hakimdir.

Duygusal yoksunluklar kıskançlığa sebebiyet veren önemli unsurlardandır. Yapılması gereken şey yine kıskançlık kapanına kısılmak değil karşıdakini suçlamadan ilişkilerindeki rahatsız olunan duruma yönelmek ve bunu halletmektir. Eşiyle sıkıntıyı paylaşırken biraz daha genelleyerek “Birlikte daha fazla vakit geçirdiğimizde, güzel sohbetler yaptığımızda çok mutlu oluyorum. Zaman zaman senden güzel sözler duymak hoşuma gidiyor. Aksi takdirde gereksiz kıskançlıklara kapılabiliyorum” şeklinde suçlayıcı olmaktan çok, tanımlayıcı bir üslup kullanmak gerekiyor. Zamanlamayı da unutmamalı ve karşımızdakinin dinlemeye hazır, olumlu ruh hali içindeki zaman dilimlerini tercih etmeli. Demirsoy’un vurguladığı önemli bir nokta ise şöyle: “Duyguların sorumlusu karşıdaki değil kişinin kendisidir; dolayısıyla bu olumsuzluğu ortadan kaldırma eyleminin ilk muhatabı da biziz. Kıskanma duygu hali de bize ait bir hissiyattır. Aşırıya kaçtığında bu durumu ilişkiye olumsuz yansıtmadan halletmenin yollarını bulmak öncelikle kişinin kendisine aittir. Gerektiğinde uzman desteği, eş desteği alınabilir. Unutmamalıdır ki baskıyla bağlılık gerçekleşmez. Bağlılığı geliştirmenin yolu sevgiyi artırmaktır. Cinsel yaşamda sıkıntılar varsa halledilmeli, sevgiyi artırma adına elden gelen gayret gösterilmelidir. ”

Aşkta Kıskançlık Var Mıdır?


Kıskançlık, yapılan somut bir yanlışa dayanmadığı sürece ve duyguları zedelemediği müddetçe ilişkiyi besleyici ve zenginleştirici bir rol oynar. Evlilikte kıskançlığın normal seviyede var olması değil, yokluğu kötüye işarettir. Böyle bir ortamda özellikle de hanımlar sevilmediklerini düşünebilir. Uzman Psikolog Çiğdem Demirsoy’a göre sevdiğini kaybetme veya başkalarıyla paylaşma kaygısı, evliliğe daha fazla önem vermeye ve eşle iletişimde daha özenli olmaya sevk eder. Eşler arası sevgi paylaşımını canlı tutar. Hiç kıskanmamak da olumlu bir durum değildir. Bu yaklaşım ya kıskançlığa karşı öğrenilmiş bir reddetmedir ya da eşlerin birbirlerine ilgileri sorgulanmalıdır.
S. Muhammed Saki Erol’un kaleme aldığı Aile Saadeti adlı eserin “Aşkta Kıskançlık Vardır” başlıklı yazısında eşlerin birbirlerini gereksiz, boş vesveselere dayanmadıkça kıskanmasının harama giden yolu kapatacağı ifade edilmiştir. Hatta hanımını yabancı erkeklere karşı kıskanmayan erkeğe dinimizce hoş bakılmadığı bildirilir. “Yerinde Kıskançlık” başlıklı kısımda ise Allah Teala’nın razı olduğu ve olmadığı kıskançlıklara yer veriliyor. Burada ise ölçü, kıskanmaya sebebiyet verecek şüpheli bir durumun bulunmasıdır.
Kırılan Tabak
Bir gün Safiye (r.anha) validemiz Peygamber Efendimiz’e (s.a.v), Hz. Aişe (r.anha) annemizin evinde iken bir tabak yemek gönderdi. Güzel yemek yapmasıyla bilinen Safiye annemizi Aişe annemiz kıskandı ve bu duygunun tesiriyle hizmetçinin eline vurarak yemeği yere döktü. Tabak parça parça oldu. Aişe annemiz Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) ay yüzünde öfke bulutlarının kabarmakta olduğunu, görünce yaptığına çok pişman oldu, utandı. Heyecanlı bir sesle: “Bugün bana fena bir söz söylemesinden Allah’ın Rasülü’ne sığınırım” diyerek Efendimiz’den özür beyan etti. Kainatın Efendisi hiçbir şey söylemeden yerinden kalktı. Tabağın kırıklarını ve yere dökülen yemekleri toplamaya başladı. Hz. Aişe tekrar boyun büktü. Yaptığı hatayı nasıl bağışlatabileceğini sordu. Efendimiz hizmetçiye kırdığı tabağın aynını vererek göndermesini söyledi. Burada kıskançlıkla ilgili eşler arası iletişime dair önemli ipuçları yer alıyor. Efendimiz böylesine bir olay karşısında dahi zarif ve nazik şekilde, sadece davranışın yanlışlığını belirtir bir yüz ifadesiyle yanıt veriyor. Eşine kaba ve suçlayan sözlerle hesap sormuyor. Kırılan tabak parçalarını toplamak suretiyle belki de kıskanç davranışı sessizce protesto ediyor. Öte yandan annemiz kendindeki kıskançlığı ve ani tepkiyi fark edip çabuk toparlanıyor. Eşiyle arasındaki saygı bağının çözülmesini istemediğinden, o daha bir söz söylemeden, kırıcı bir cümle kullanabilir korkusuyla özür beyan ediyor. Aişe (r.anha) annemizin Hz. Hatice (r.anha) validemizi kıskanmasına dair de çeşitli rivayetler vardır. Efendimiz’in bu davranışlar karşısında kıskançlığı onaylamayan, ancak kadın fıtratını bilen olgunlukla verdiği tepkiler hepimiz için birer örnek teşkil eder. Hz. Aişe validemize atılan iftira hadisesinde ise (İfk Hadisesi) Efendimiz (s.a.v), kıskançlık duygularına kapılmayıp Allah Teala’dan açık bir ayet gelinceye kadar hanımının durumuna sabretmiştir.
Kıskançlık duygusunu kontrol etmek için

Prof Dr. Nevzat Tarhan’a Göre İse Kıskanan Kişi Şunları Yapmalı:
• Bazı kıskanç eşler, hayat arkadaşını eve bağlı tutmak için tehdit yolunu kullanır. Halbuki sadakat, tehditle değil ancak sevgiyle sağlanır. Eşini baskı altında tutmaya çalışmak, her hareketini takip etmek, aşırı şüpheci davranmak, kıskançlığı öfke biçiminde yansıtmak karşı tarafı daha çok uzaklaştırır.
• Olumsuz duygularla baş etmenin yolu, onların yerini olumlu duygularla doldurmaktır. Kişi sevdiği insana sevgiyle yaklaştıkça karşısındaki de ona aynı şekilde yaklaşacak ve belki de kıskançlığı doğuran nedenler ortadan kalkacaktır.
• Güven duygusunu zayıflatan en önemli etken açık iletişimin olmamasıdır. Birbirlerine dolaylı, imalı mesajlar veren, kinayeli konuşan insanlar farkında olmadan düzeltmek istedikleri yanlışı daha da arttırırlar. Sorunların büyümemesi için kesinlikle açık iletişim şarttır.
• Kıskandığınız insanın sizi sevdiğini ve sevilecek kadar olumlu bir insan olduğunuzu unutmayın.
Yoksa kıskandın mı?
Hz. Aişe (r.anha) validemiz bir gece Efendimiz’in (s.a.v) sessizce yanından ayrıldığını fark eder. Onun başka bir hanımının yanına gittiği zannıyla kıskançlık duygusuna kapılır. Efendimiz (s.a.v) döndüğünde ondaki sıkıntıyı ve heyecanı fark edip sorar: “Neyin var ya Aişe, yoksa kıskandın mı?” Annemiz kendine duyduğu özgüveni de yansıtan zekice bir cevapla “Benim gibi güzel bir kadın senin gibi birini tabi ki kıskanır!” yanıtını verir. Efendimiz (s.a.v) zanna dayanan bu kıskançlık karşısında kızıp tepki vermese de “Anlaşılan sana şeytanın gelmiş” diyerek hanımını uyarmış olur.
Neslihan BEYHAN’ın bu yazısı Ekim 2008 tarihli SEMERKAND AİLE DERGİSİ’nin 37. sayısında yayınlanmıştır.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
Aşk bağımlılığı; yaş, cinsiyet, statü farkı demeden hem erkekleri, hem kadınları tutsak haline getiriyor. Sosyal çevresiyle de uyumsuzluk yaşayan aşk bağımlıları, bağımlılık nedeniyle kendi benliğini, kişiliğini yok sayıyor. Bu durum onları; hoşlanan, seven ve normal aşkı yaşayan kişilerden ayıran temel özellikleri olarak ortaya çıkıyor.

Aşkla patolojik aşk her an için birbirinin içine girebilir. Ancak aşk bağımlılığında tek kişilik bir ilişki vardır. Kişi kendisini yok farz eder, sadece karşısındaki kişi vardır. Normal aşktan farkı, bağımlılık nedeniyle kişinin günlük yaşamın bozulması, sorumlulukların yerine getirilememesi, işten ayrılma, intihar girişimi gibi yaklaşımlarda bulunmasıdır. Oysa, normalde sevmek çok daha farklı bir durum. Birini sevdiğiniz zaman ilişkide hem siz, hem sevdiğiniz vardır.

Fakirse platonik, zenginse patolojik aşk oluyor

Aşk bağımlılığında bulunulan toplumsal yapıya göre farklı tutumlar ortaya çıkıyor. Kişinin düşük sosyo ekonomik düzeyde olması aşkının da platonik düzeyde kalmasına yol açıyor. Yüksek sosyo ekonomik konumda ise aşka, daha derin anlamlar yüklenebiliyor. Aşk bağımlılığı bir neden değil bir sonuçtur. Aşk bağımlılığının altında başka sorunlar yatıyor. Kişi ağır depresyon yaşayabiliyor, ayrılık kaygısı yaşayan, bağlanma sorunları olan kişilerde çok görülüyor. Kaygı bozuklukları, yalnız kalamama, adlandırılamayan sürekli huzursuzluklar, başka noktalar da çıkabiliyor.

Aşk bağımlısı sevdiğinin yüzünü bile hatırlayamıyor

Bağımlının bilmesi gereken şey karşısındakini, kendisinin yarattığı gerçeğidir. Birçok aşk bağımlısı, ‘bağımlı olduğunuz kişinin yüzünü hatırlayın’ dediğimizde hiç hatırlayamaz, bazıları da hatırlamakta zorluk çeker. Ama günlük yaşamına baktığınızda onsuz duramıyordur, sürekli düşünüp uyuyamıyordur. Oysa karşısındakini aşırı değer vererek yüceltmesinin nedeni kendisidir… Olmasını istediğimiz birçok özelliği karşımızdakine veriyoruz. Bu narsistik bir durum. ‘Ben karşımdakini kendim için yaratırım, aslında ben varım’ diyoruz.”

Aşk bağımlısı erkek saklanıyor

Aşk bağımlılığı kadınlarda ve erkeklerde farklı seyrediyor. Erkeklerde maskeli bir şekilde ortaya çıkıyor. Erkek, karşısındakine büyük bir aşk duyduğunu kendini yok etmeye hazır olduğunu söylemekte zorluk çekiyor. Aşk bağımlısının genel tavrı olan 'ben sensiz olamam' yaklaşımı yerine aşırı kıskançlıklar çıkarıyor. Başka davranış biçimleri yaratıp kendi sorunlarını gizliyor. Ama bu maskeyi kaldırdığınızda alttaki aşkın yapısı kadın erkek farkı göstermiyor. Kişinin kendisini yok ettiği, kendisine zarar verdiğini bildiği halde, mantıksız da bulduğu halde devam etmekte ısrarcı olduğu tutkulu bir ilişki türü oluyor. Aşk bağımlısı erkeklerin üç tipi var: Bir grup tek kişiye bağımlılık yaşıyor. İkinci grup eşler değiştiren, her değiştirdiğinde bağımlılık düzeyinde yaşayan kişilerden oluşuyor. Üçüncü gruptakiler ise, dönemsel aşk bağımlıları denilen ve belli dönemlerde bunu bağımlılık olarak yaşayan kişilerden oluşuyor.

Aşk bağımlısı kadınsa dolu dolu yaşıyor

Eğer aşkın bağımlısı olan kadınsa duygularını olduğu gibi gösteriyor, olumlu ve olumsuz yanlarıyla sonuna kadar aşkını yaşıyor. Kadınlar da aşk bağımlısı olduklarında erkekler gibi, aşkı şiddetli bir şekilde yaşayıp karşısındakini öldürebiliyor. Ancak kadınları tedavi etmek erkeklere göre daha kolaydır. Erkekler sorunu kabullenmediklerinden daha zor tedavi edilebiliyor. ‘Sevgilim olan kadın için sürünüyorum’ diyen erkek sayısı kadınlara göre daha azdır”.

Evlilik durduramaz, tutkulu aşkta mantık yoktur

Aşka bağımlı olan kişilerde evlilik, bağlayıcı bir unsur olmuyor. Çünkü patolojik aşkta mantık yok! Kişi, bazen kendi kendine ya da gittiği hekime yakınıyor: “’Bağımlısı olduğum kişi öyle çok yakışıklı bir adam ya da çok güzel bir kadın değil. Ama onu düşünmeden yapamıyorum, kendimi mahvediyorum’ diyor. Burada kişinin kendisine mantıklı davranamıyorum diye kızmaması gerekiyor. Kendisine kızdığı sürece kendisini yok ediyor. Bağımlısı olduğu kişiyi sürekli düşündüğü sürece o kişinin değeri artıyor. Değeri arttıkça da bağımlı kişi, kendisine değer vermiyor. Bu durumda tam bir kısırdöngü ortaya çıkıyor.”

Nasıl yardım edilebilir?
Aşk bağımlıları daha çok kendi isteğiyle hekime başvurur. Ancak tedavilerin süresi birbirinden farklıdır. Çok kısa da çok uzun da sürebilir. Altta yatan duruma çok bağlıdır.
Kişinin hayatında başka hiçbir şey yoksa, sadece bir kişiyle ilişkisi varsa, hayatta kendisini değerli hissedebileceği hiçbir şey yoksa bağımlılıktan kurtulması daha zor olabiliyor.
Bağımlılığın sona erebilmesi için kişinin değişmesi gerekiyor. Kendini değiştirmediği sürece bağımlılıktan kurtulması mümkün olamıyor.
Aşk bağımlılığında kişi onu düşünmemem gerekiyor dese bile düşünüyor.
Bağımlılığın oluştuğu ilişkiler tam yaşanmamış ilişkilerdir. Yarıda kalmış ilişkilerdir. Eğer kişi bağımlı olduğu kişiyle evlenirse bağımlılık biter.
Bağımlılıktan kurtulmak için kişinin ilişkiyi sonuna kadar yaşaması gerekiyor. Zararını da yararını da görmesi, kendisine değişebilmek için bir fırsat vermesi anlamına gelebiliyor.
Bu derdin çaresinde suçluluk duygularından, kendine yönelik acımasızca eleştirilerden uzak durmak gerekiyor. Kişinin kendine değer vermeyi ve bir birey olmayı öğrenmesi gerekiyor.
Arkadaşlara önemli görevler düşüyor. Ama arkadaşları bağımlı kişileri psikolojik olarak rahatlatmak amacıyla uzun uzun dinlememelidir. Bağımlı kişi, bu durumda rahatlamanın ardından tekrar sıkılıyor, arkadaşlarına koşuyor, bir kısır döngü oluşuyor. Oysa sıkıntı dozu arttıkça kişinin bağımlılığı bırakma yolunda eyleme girmesi gerekiyor.
Aşk bağımlılarını tamamen yalnız bırakmak da doğru değil.
Bağımlılar sürekli bağımlı oldukları kişiyi anlatarak çevrelerindeki insanları da bıktırıyorlar. Bu kişilere örneğin günde sadece yarım saat o kişi anlatma izni verilmeli. Bütün gün anlatmasına izin vermek doğru değil.
Aşk bağımlılığı tıpkı mevsimlere benzer. Kışın da güneş açar, ama üç gün sonra yeniden kış olur. Eğer bağımlılar tedavi olurlarsa yaz mevsimi gelebilir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt