Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

KiŞiSEL GELiŞiM (4 Kullanıcı)

Gülüşü Yaralı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2008
Mesajlar
5,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
39
Konum
ha bura :)
Web Sitesi
www.facebook.com

Vücut saatlerimiz ve davranışlarımız

4561.jpg


İnsan organizmasının mevsimlere göre değişik davranışlar gösterdiği bilinmektedir,
Halk arasında ,da;"Güneş beynine vurmuş,sıcak çarpmış...."şeklinde sıcak havaların etkilerine ve bunun dışa vuran olumsuz davranışlarına dikkat çekilmiştir,aynı şekilde kapalı,kasvetli havalarda,bir çok insanın içe kapandığı,isteksiz ve bezgin bir tavır takındığı,da ayrı bir gerçektir.

İnsanın yaşadığı evrende ve kendi özelliğindeki coğrafyasından her şekilde etkilendiği bilinmektedir.Çünkü insan adete Evrenin küçültülmüş bir modelidir.Minyatür bir evrendir....

Evrendeki bir çok atom ve elementler maddeler,bilhassa su insanın içinde hücrelerinin yapı taşlarını oluşturmaktadır.

Gün ışığıyla vücutta salgılanan bazı hormonların seviyesi değişmekte ve insanın duygusal yaşamı olumlu ya da olumsuz etkilenmektedir.

özellikle"Melatonin"hormonu eksikliğin depresyona yol açtığı veya depresif duygu durumuna neden olduğu söylenmektedir.Son yıllarda"Melatonin"içeren"hapların" revaç bulmasıda bu yüzdendir.İnsanlar kendilerini daha zinde ve enerjik tutabilmek için,vitaminler ve( )hormonlara başvurmaktadırlar....

Gündüz periyodlarının kısa olduğu ilkbahar ve kış mevsimlerinde bazı insanların duygusal değişimler yaşadığı ve kiminin"depresyona"girdiği araştırma ve klinik gözlem ve izlemlerle saptanmıştır.


DR. NİHAT KAYA





.
 

Gülüşü Yaralı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2008
Mesajlar
5,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
39
Konum
ha bura :)
Web Sitesi
www.facebook.com
Gelin Şizofreniyi birlikte yenelim !!!

Gelin Şizofreniyi birlikte yenelim !!!

Gelin Şizofreniyi birlikte yenelim !!!


4559.jpg


Russell Crowe' nin büyük bir başarı ile oynadığı filmi ailesinde Şizofreni hastası olanlar özellikle izlemeliler.
Şizofrenik bozukluğu olanlar, yıllarca toplumdan dışlanmış, horlanmış "deli" damgası altında hep ezilmişlerdir.Eski çağlarda içinde "cin,şeytan" var diye diri diri yakılmışlardır...

Russell Crowe'nin canlandırdığı şizofrenik Matematik profesör'ünün hastalanmadan önceki içe dönük ve biraz "garip" kişiliği çok iyi vurgulanmış , Şizofrenik insanların çoğu, sakin sessiz, kendi halinde biraz egzantrik tiplerdirler.Takıntılı farklı uğraşıları olabilir ve toplumun geneline uymazlar.Bir kısmı bir konuda önemli, başarılı çalışmalar elde edebilir. Nitekim filmin de de arkadaşları tarafından biraz dışlanan, zaman zaman alay edilen Russell Crowe Matematikte önemli buluşların başlangıcındaydı...

Fakat Sosyalite den uzak yaşamı, onu içine döndürdükçe "Hayal" dünyası gelişmeye başladı. Kendi içindeki yaşayamadığı, dağınık, sorumsuz ve rahat kişiliği hayalinde bir oda arkadaşı olarak gördü ona inandı (Yani halüsünasyon gürdü)

Daha sonra ; önemli başarılı, sevilen değer verilen biri olma arzusu onu başka heyecanlara,halüsünasyonlara itti.Ruslara karşı ABD gizli sevisiyle iş birliği içine girdi ve Rusların dergilerde şifreli mesajlarını çözmeye başladı.
Bu sahneler o kadar mükemmel canlandırılmış ki, kitaplarda okunan yada gündelik meslek pratiğimizde gördüğümüz "paranoid şizofreni" ancak bu kadar beyaz perdeye yansıtılabilir diyorsunuz. Filme tüm emeği geçenleri kutlamak istiyorum.

Diğer yandan, şizofrenik bir insanın sevgi, şefkatle ve bilinçli bir sosyal destekle nasıl yaşama döndüğünün kanıtı sunuluyor.Profösör' ün (Russell Crowe ) eşinin bütün zorluklarına rağmen eşine sahip çıkması, sevgi ve aşkını ona aktararak yanında olması, onu hayata tekrar sokması,yüreklendirmesi mükemmeldi...
Şizofrenik insanında duyguları ve "insani talepleri beklentileri " vardır.onlarda utanır,sıkılır, güler,eğlenirler... onlarında cinsel yaşamı olabilir.

Ailelerin şizofrenik yakınlarını iyi anlamak ve onlara nasıl yaklaşmaları gerektiğini öğrenmeleri için "Akıl Oyunları" kaçırılmaması gereken bir film...

Şizofrenik bozukluk son yıllarda geliştirilen ve yan etkileri sıfıra yakın olan ilaçlarla çok iyi kontrol altına alınmaktadır. Ülkemizde eksik olan Rehabilitasyon ve yerinde bakım hizmetleridir. Ailelerin bilinçlendirilmeleri yetersiz kalmaktadır.Neyse ki son yıllarda çok değerli meslektaşım Dr. Fatih Altınöz 'ün girişimleriyle "Şizofreni Dostları Derneği" kuruldu ve bir çok meslektaşımız bu derneğe katkıda bulunuyor.Hastalar ve hasta yakınları burada eğitiliyor. Sanatsal, kültürel faaliyetlerde bulunuyorlar...

Şizofrenik hastaların tehlikeli olduğu zararlı olduğu sanısı kesinlikle yanlıştır. Yapılan araştırmalarda "normal" insanlarla "Akıl hastaları" arasında suç işleme oranları aynıdır.Hasta yakınları " Aman ilaçlarını içsin uyusun, sesi çıkmasın,etliye-sütlüye karışmasın, yan gelip yatsın,ondan bir şey beklemiyoruz." Mantığıyla hastaları pasifize etmektedirler.Filmi izleyenler görecektir, hasta desteklenir, sosyal ve mesleki yaşama tekrar kazandırılırsa çok şeyler başarır.Hatta " Nöbel Ödülü" bile alabilir...


Dr. NİHAT KAYA




.
 

alisay

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eyl 2008
Mesajlar
277
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
emeğine sağlık kardeşim. bende de bahar yorgunluğu var. her sene bu aylarda canlı cenaze gibi dolaşırım.
ben cevap yazana kadar sen şizofrenle ilgili mesaj atmışsın, benim cevabım ilk mesajınla ilgili aman yanlışlık olmasın
 

Gülüşü Yaralı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2008
Mesajlar
5,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
39
Konum
ha bura :)
Web Sitesi
www.facebook.com
Aile içi şiddet neden olur, nasıl çözülür?

Aile içi şiddet neden olur, nasıl çözülür?

4558.jpg

Aile İçi Şiddet


Şiddet sadece fiziksel değildir. Sözlü ve tavırlı- davranışsal şiddet de söz konusudur. Eşine, çocuğuna, memuruna işçisine vs. sürekli bağıran, azarlayan birinin de yaptığı şiddettir.

Bazı insanlar sorunların çözümü için, yada bir yönetim, eğitim tarzı olarak şiddeti benimseyebiliyorlar.

Şiddetin en fazla görüldüğü yerlerin başında aile ortamı gelmektedir.Aile içi şiddet ‘e en fazla çocuklar sonra kadınlar maruz kalmaktadır.

Ebeveynler gerek birbirleriyle olan çatışmalarından doğan öfkeyi, gerekse günlük yaşamdaki streslerini en fazla çocuklarına yansıtmaktadırlar. Onlar savunmasız ve masum olduklarından ebeveynlerin en kolay hedefi olmaktadırlar.

AİLE İÇİ ŞİDDET NEDENLERİ NELER OLABİLİR ?

- Anne- baba geçimsizliği

- Aile de ekonomik sorunlar

- Ciddi kişilik problemleri

(Psikopat, bordurlayn kişilikler, bağımlı-pasif vs.)

- Değişik psikiyatrik rahatsızlıklar ( Aile bireylerinden birinin veya bir çoğunun)

- Depresyon

- Kaygı ve stres bozuklukları

- Kişilik bozuklukları

- Fiziksel ciddi rahatsızlıklar

- Bunama

- Fiziksel rahatsızlıklara bağlı davranış ve uyum bozuklukları

- Aldatılma yada aldatmalar

- Alkol- uyuşturucu- uyarıcı- kumar bağımlılıkları

- Erkeğin eve hep geç gelmesi

- Aile yakınları ve diğer çevrenin aileye müdahele etmeleri

- Bireylerin kültürlerinde ve model aldıkları insanlarda şiddetin bir yol- yöntem olarak var olması...

- Üvey anne- babanın çocuklarına baskısı

" Kızını dövmeyen dizini döver"

" Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin" anlayışı buna bir örnektir.

AİLE İÇİ ŞİDDET ÇOCUKLAR VE GENÇLERİ NASIL ETKİLER ?

Aile içi şiddetten çocuklar ve gençler büyük yara almaktadır. Sürekli horlanan, eleştirilen, aşağılanan çocukta iki türlü davranış gelişebilir.

1- Aşırı çekingen, pasif ve özgüvenden yoksun

2-Hırçın, agresif, kural tanımayan ve geleceğin psikopatları...

Çocuklar atacağı her adımda büyüklerinin gözlerinin içine bakar, en küçük bir

Harekette hemen sıçrar, tedirgin olur her an dayak yiyeceği korkusu yaşayabilir. Bazı gençler

Çocuklar evden kaçar, sokak çocuklarına bekleyen her türlü tehlikenin tehdidini kucağına düşerler.

Genç kızların bir kısmı şiddet ortamından kurtulmak için erken evlilik yapar fakat "yağmurdan kaçarken doluya tutulabilir" bir kısmı fuhuş batağına saplanır.

Erkek çocukların bir kısmı babaya tepkiden dolayı hemoseksüel olur.

Kızların bir kısmı erkeklerden nefret eder ve sağlıklı karşı cins ilişkisi kuramaz. Bazıları cinsel ilişki kuramaz, bir gurup sürekli erkekleri peşinden sürükler, fakat son anda onları "tekmeler" adeta babadan intikam alır.

Gençlerin bazıları yollardaki arabaların camlarını kırarlar, kaportalarını çizerler... uyuşturucu batağına marjinal guruplara saplanabilirler....

ÇOCUKLAR VE GENÇLER NE YAPABİLİRLER ?


Çocuklar her konuda çok şanssızlar aile bireylerinden insaflı ve mantıklı olan birinin çocuğa el atması gerekir. Diğer yakınlarından yardım alınabilir.

Devlet resmi kurumlarına başvurulabilir.

- Sürekli bir şiddet akımı varsa ve düzelmeyecekse kesinlikle boşanmak gerekir.

- Şiddeti kanıtlayabilmek için doktor raporuna ihtiyaç vardır.

Psikolojik durumlar için çocuk psikologlarından rapor alınabilir.

Gençler mahalli yönetimlerin ilgili birimlerine başvurup, rehberlik ve danışmanlık

hizmeti almalılar.

Ebeveynlerin şiddetine karşı koyamıyorsalar; çalışıp kendi ortamlarını yaratabilir, okullarına uzakta okuma imkanları varsa evden uzaklaşabilirler.

Aile içi şiddet toplumun her kesiminde değişik oranlarda görülmektedir. Çünkü kültürel alt yapımız buna müsaittir.

Geleneksel değerlerin böyle olduğu yerlerde ve nedenlerini yukarıda sıraladığımız durumlarda fazlasıyla görülmektedir.

ŞİDDETE BAŞVURAN ANNE-BABALAR-ÖĞRETMENLERE NE YAPILMALIDIR ?

Tespit edilenler zorunlu olarak tedavi edilmeli ve rehabilitasyon sürecinden geçirilmeliler. Tekrarı halinde ise cezalandırılmalılar.

Toplumsal olarak yazılı- görsel, sanatsal her türlü aktivitelerimizden şiddeti dışlamalıyız.

İletişimin şiddetsiz ve konuşmaya ,uzlaşmaya, hoşgörüye, saygıya dayalı olarak daha iyi yerleştiğini göstermeliyiz.

Şiddet içeren görsel materyellerin gösterilmesine engel olunmalı.

Sevgi, yardımlaşma, paylaşma, tolerans, özgüven esas alınmalıdır.

Devletin sosyal- ekonomik kültürel-sportif faaliyetleri toplumun her kesimine yayması gerekir. Anne-baba ve aile içi iletişim okulları açılmalı ve çocuğu olan ebeveynlere bu okul zorunlu olmalı, Aynı zamanda teşvik edici, ödüllü bir sistem konulmalıdır.



Dr. NİHAT KAYA
 

Gülüşü Yaralı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2008
Mesajlar
5,741
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
39
Konum
ha bura :)
Web Sitesi
www.facebook.com
emeğine sağlık kardeşim. bende de bahar yorgunluğu var. her sene bu aylarda canlı cenaze gibi dolaşırım.
ben cevap yazana kadar sen şizofrenle ilgili mesaj atmışsın, benim cevabım ilk mesajınla ilgili aman yanlışlık olmasın

:) :) eyvallah kardeşim anlaşılmıştır :a12: :a21:
 

ahde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
590
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
keşke bu kadar kolay olsa aile içi şiddeti ben kendi çevrem de en çok
eğitimli kişilerde gözlemledim belki size tuhaf gelecek ama öğle
çocuk meselesine gelince onlar için gerçekten üzülüyorum hem gidicek yerleri yok hem güçleri yetmez ama çocuklarına eziyet eden aileler şunu bilmeli
en fazla 18 yıl sonrasında acı bir intikamla karşılaşırlar selam ve dua ile




 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt