Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kısa, Kısa! (4 Kullanıcı)

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
39
kisa-sozler11.jpg


Emeğinize sağlık.. Çok güzel bir söz..

Büyük fedakarlıklar gerektiren işlerin sonu tatlı olunca daha da bir değerli oluyor..
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Ey müslüman, sana düşen nimetse sadece çile...
Uyumamak ve düşünmeye memur olmak...
Bu çile kapısından erişilecek dünyayı bilseydin, yatağını ve yorganını satardın!
N.Fazıl Kısakürek
 

hudavendigar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
735
Tepki puanı
1
Puanları
0
Hayat; sınırı aşmakla değil, mesuliyetleri kabullenmekle yaşanır.Sınırsız ve sorumsuz hayat nefsani hayattır.Kendi gücünün yettiği mes'uliyeti bile kabul etmeyen kimseyi adamdan saymazlar.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
İnsanın parası arttıkça düşmanı artar..
İlmi arttıkça dostu artar..
Hz. Ali radıyallahu anh.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Kaldır başını gör ki, neler var .
Geçip giden zamanın içinde ne hezeyanlar var.
Sanma ki, baki şu yaşananlar..
Her gecenin elbet bir sabahı var..
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
[h=6]Bütün dünyayı verseler,
Ve buna karşılık bir karıncanın ağzındaki taneyi almamı isteseler,
Bu zulmü yapmam...
Hz. Ali (r.a.)
[/h]
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
"Üzülme!'' der Mevlana...
Ve devam eder.
"Kaybettiğin her şey başka bir surette geri döner."'

-Mevlana Celaleddin Rumi-
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Devler karıncaları göremezler ama karıncalar devleri mağlup edebilirler.
M.S.A
İnsan olabilmek o kadar kolay değil. Kolay olsaydı dünya bu kadar kokmazdı.
M.S.A
İncileri inci yapan böceğin salyasıdır. İnsanı insan yapan insanca yaşamasıdır.
M.S.A
Lat ve uzzaya tapanlar toprak oldu azap çeker. RAB'bini bilen kul sınıfı iltifatla geçer.
M.S.A
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Birini eleştirmeden önce, gökte iki ay değişene kadar onun ayakkabılarını giy...
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,590
Tepki puanı
954
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Titredi küçük kuş...
Çırpındı ... uçtu...
Hicreti ellerine...
Aç pencereni... Sokaklar ayaz...
Güneş ısıtmaz avuçların kadar...
Mülteciyim...
Aç ellerini Yâr...
Aç ellerini..
 

merveneva

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Mar 2012
Mesajlar
239
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Allah ne muradın varsa vermesin.
Gönül bu, hayrı şerri bilmez, ister. .
Hayırlısı neyse onu versin.
 

merveneva

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Mar 2012
Mesajlar
239
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Müfettiş öğrenciye sorar,
"Söyle bakalım 3 ile 2 ne eder?"
Çocuk,
"Neye göre öğretmenim, bu duruma göre değişir." der.
Müfettiş "nasıl yani?"
deyince, Çocuk;
3 ten 2 çıkarsa 1 kalır. Buda ALLAH 1 dir demektir. Yok 3 ile 2 yi toplarsak 5 eder. Buda islamın 5 şartı demektir. Yok eğer, 3 ile 2 yi çarparsak 6 eder, buda imanın şartı demektir. Hee eğer 3 ile 2 yi peşpeşe okuyacaksak buda 32 farz demektir.
 

merveneva

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Mar 2012
Mesajlar
239
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Öğretmen okulun ilk gününde,

5. Sınıfın önünde dururken, çocuklara bir yalan söyledi:
Çoğu öğretmen gibi, öğrencilerine baktı ve hepsini aynı
derecede sevdiğini söyledi.
Ancak bu imkansızdı, çünkü ön sırada, oturduğu
yerde bir yana kaykılmış ismi Mustafa Yılmaz olan bir erkek çocuk vardı.
... Mediha öğretmen bir yıl önce Mustafa’ yı izlemişti ve diğer çocuklarla iyi oynamadığını, elbiselerinin kirli olduğunu ve sürekli olarak kirli dolaştığını gözlemlemişti.
İlave olarak Mustafa tatsız olabiliyordu.

Bu öyle bir noktaya geldi ki, Mediha öğretmen onun kağıtlarını büyük bir kırmızı kalemle işaretlemekten, kalın çarpılar(X) yapmaktan ve kağıdın üstüne kocaman bir “0” koymaktan zevk alır oldu.

Mediha öğretmenin okulunda, her çocuğun geçmiş kayıtlarını incelemesi gerekiyordu; Mustafa’ nın kayıtlarını en sona bıraktı.

Ancak, onun hayatını gözden geçirdiğinde, bir sürpriz ile karşılaştı.

Mustafa’ nın birinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:

Mustafa gülmeye hazır parlak bir çocuk. Ödevlerini derli toplu ve temiz yapıyor ve de çok terbiyeli. Onun etrafta olması çok eğlenceli"

İkinci sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:

"Mustafa mükemmel bir öğrenci, sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor, ama annesinin ölümcül bir hastalığı olduğu için sıkıntı içinde ve evdeki yaşamı mücadele içinde geçiyor."

Üçüncü sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:

"Mustafa’nın annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Mustafa elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor, ama babası ona ilgi göstermiyor ve eğer bazı adımlar atılmazsa evde ki yaşamı yakında onu etkileyecek."

Mustafa’ nın dördüncü sınıf öğretmeni şöyle yazmıştı:

"Mustafa içine kapanık ve okulda derslere çok fazla ilgi göstermiyor. Çok fazla arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor."

Bunları okuyunca, Mediha öğretmen problemi kavradı ve kendinden utandı.

Öğrencileri ona güzel kurdelelerle ve parlak kağıtlara sarılmış hediyeleri getirdiğinde bile çok kötü hissediyordu.

Mustafa’ nın hediyesini alıncaya kadar bu böyle devam etti.

Mustafa’ nın hediyesi bir marketten aldığı kalın, kahverengi ambalaj kağıdı ile beceriksizce sarılmıştı.

Mediha öğretmen onu diğer hediyelerin ortasında açmaktan acı duydu.

Mediha öğretmen pakette taşlarından bazıları düşmüş yapma elmas taşlı bir bilezik ve çeyreği dolu olan bir parfüm şişesini çıkarınca çocuklardan bazıları gülmeye başladı.

Ama o bileziğin ne kadar güzel olduğunu haykırdığında çocukların gülmesi kesildi.

Bileziği taktı ve parfümü bileklerine sürdü.

Mustafa, o gün okuldan sonra öğretmenine şunu söylemek için kaldı.

"Öğretmenim bugün aynı annem gibi kokuyordunuz."

Çocuklar gittikten sonra, Mediha öğretmen en az bir saat ağladı.

O günden sonra, okuma, yazma ve aritmetik öğretmeyi bıraktı. Bunun yerine, çocukları eğitmeye başladı.

Mediha öğretmen, Mustafa’ya özel ilgi gösterdi.

Onunla çalışırken, zihni canlanmaya başlıyor görünüyordu. Onu daha fazla teşvik ettikçe, daha hızlı karşılık veriyordu.

Yılın sonuna kadar Mustafa sınıfta ki en zeki çocuklardan biri oldu ve tüm çocukları aynı derecede sevdiğini söylemesine rağmen, Mustafa onun gözdelerinden biri idi.

Bir sene sonra, Mediha öğretmen kapısının altında Mustafa dan bir not buldu, ona hala tüm yaşamında sahip olduğu en iyi öğretmen olduğunu söylüyordu.

Altı yıl sonra Mustafa’dan bir not daha aldı.

Liseyi bitirdiğini, sınıfında üçüncü olduğunu ve onun hala hayatındaki en iyi öğretmen olduğunu yazmıştı.

Bundan dört yıl sonra, bazı zamanlar zor geçmesine rağmen okulda kaldığını, sebatla çalışmaya devam ettiğini ve yakında kolejden en yüksek derece ile mezun olacağını yazan başka bir mektup aldı.

Yine Mediha öğretmenin tüm yaşamında ki en iyi ve en favori öğretmen olduğunu yazmıştı.

Sonra dört yıl daha geçti ve başka bir mektup geldi.

Bu kez fakülte diplomasını aldıktan sonra, biraz daha ilerlemeye karar verdiğini açıklıyordu.

Mektup onun hala karşılaştığı en iyi ve en favori öğretmen olduğunu açıklıyordu.

Ama simdi ismi biraz daha uzundu.

Mektup söyle imzalanmıştı:
Prof. Dr. Mustafa Yılmaz
( Tıp Doktoru)

Öykü burada bitmiyor.

Görüyorsunuz, ortaya çıkan başka bir mektup var.

Mustafa bir kızla tanıştığını ve onunla evleneceğini söylüyordu.

Babasının birkaç hafta önce vefat ettiğini açıklıyordu ve evlenme töreninde Mediha öğretmenin damadın annesine ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu.

Şüphesiz Mediha öğretmen bunu kabul etti.
Ve tahmin edin ne oldu?

Taşları düşmüş olan o bileziği taktı. Dahası, Mustafa’ nın annesinin süründüğü parfümden sürdü.

Birbirlerini kucakladılar ve Dr. Mustafa, Mediha öğretmenin kulağına şöyle fısıldadı:

"Bana inandığınız için teşekkür ederim, öğretmenim.
Bana önemli olduğumu hissettirdiğiniz ve bir fark meydana getirebileceğimi gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim"

Mediha öğretmen, gözlerinde yaşlarla şöyle dedi:
“Yanlış düşüncelere sahiptim. Bir fark meydana getirebileceğimi bana öğreten sensin. Seninle tanışıncaya dek, nasıl öğreteceğimi bilmiyordum."
 

merveneva

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Mar 2012
Mesajlar
239
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Hırlayan Anıran Zırlayan Sanatçılar
Bunların Neresi Sanatçı Irz Yok Namus Yok

"Bir Tanrıya bir sana taptım" dedi bir ses,
Ne şirk kokan bir sözdü, alamadım sanki nefes..
YARADAN'ın kuluna tapmak da ne demek,
Bir de isim bulmuşlar Tatlıses, Gürses..

Biri dedi ki "Cenneti değişmem saçının teline"
... Öbür dünyada o saç teli senin neyine..
Dinledin, dinlettin, eşlik ettinse
Unutma ki yazıldı senin amel defterine..

"Madem unutacaktın beni neden yarattın"
Bu şarkıyı söyleyen, sen büyük hata yaptın..
RAHMAN unutsa hiç nefes alır mıydın,
Kimbilir belki bu sözle cehennemde yer kaptın..

"isyanım var benim kadere" dedi diğeri,
Belki de RAHMAN'ın katında düştü değeri..
Bu sözler çarpılınca yüzüne ahirette,
Söylediklerinin dönüşü olmayacak geri...

"Lanet kaderim yine beni seçmiş,
Yarimi benden alıp ellere vermiş"..
Bu şarkıyı söyleyen sayın çokbilmiş,
Şükret ki RABB'im sana insanlık vermiş...
 

mustafa11

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2007
Mesajlar
3,063
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
istanbul-maltepe
Web Sitesi
www.mobilyaonarim.com
Hırlayan Anıran Zırlayan Sanatçılar
Bunların Neresi Sanatçı Irz Yok Namus Yok

"Bir Tanrıya bir sana taptım" dedi bir ses,
Ne şirk kokan bir sözdü, alamadım sanki nefes..
YARADAN'ın kuluna tapmak da ne demek,
Bir de isim bulmuşlar Tatlıses, Gürses..

Biri dedi ki "Cenneti değişmem saçının teline"
... Öbür dünyada o saç teli senin neyine..
Dinledin, dinlettin, eşlik ettinse
Unutma ki yazıldı senin amel defterine..

"Madem unutacaktın beni neden yarattın"
Bu şarkıyı söyleyen, sen büyük hata yaptın..
RAHMAN unutsa hiç nefes alır mıydın,
Kimbilir belki bu sözle cehennemde yer kaptın..

"isyanım var benim kadere" dedi diğeri,
Belki de RAHMAN'ın katında düştü değeri..
Bu sözler çarpılınca yüzüne ahirette,
Söylediklerinin dönüşü olmayacak geri...

"Lanet kaderim yine beni seçmiş,
Yarimi benden alıp ellere vermiş"..
Bu şarkıyı söyleyen sayın çokbilmiş,
Şükret ki RABB'im sana insanlık vermiş...
eline sağlık kardeşim allah senden razı olsun
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt