Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kime İtaat... Kime İsyan... (1 Kullanıcı)

cemaldurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Nis 2008
Mesajlar
1,142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
67
Selamun Aleyküm,

İtaat Edilmesi Gereken Kimseler:

Kur’an’da itaat edilmesi gerekenler; Allah, peygamberler ve Müslüman olan ulü’l emr olarak belirlenir. (Nisâ: 4/59)

İtaat Edilmesi Yasak Olan Kimseler:

Kur’an’da itaat edilmesi yasak olan kimseler sayılarak mü’minlerin kimlere isyan etmeleri, en azından sivil itaatsizlik yapmaları gerektiği belirtilir: Kâfirler (Furkan: 25/52; Âl-i İmrân: 3/149) , ehl-i kitap (Âl-i İmrân: 3/100), münâfıklar (Ahzâb: 33/1), kendisini Allah yolundan uzaklaştıran ve saptıran liderler ve büyükler (Ahzâb: 33/64-68), şeytan ve şeytanın dostları (En’âm: 6/121), günahkârlar ve nankörler (İnsan: 76/24), Yalancılar (Kalem: 68/8-9), Ahlâksızlara (Kalem: 68/10-14), Gâfillere, Zikirden (Allah’ı anmaktan ve Kur’an’dan) Gaflette Olanlara (Kehf: 18/28), namaza engel olanlara (Alak: 96/19), aşırılara, israfçı ve fesatçılara (Şuarâ: 26/151-152), şirke zorlayan ana-babaya (Ankebut: 29/8; Lokman: 31/14-15), halka, insanların çoğun(luğun)a ve zanna (En’âm: 6/116; Hucurât: 49/7; En’âm: 6/116, 148; Yûnus: 10/35-36, 66), insanların ve bilmeyenlerin hevâlarına/kötü arzu ve isteklerine (Mâide: 5/ 49-50; Câsiye: 45/18),
Allah’a ve Rasûlüne isyânı (haram olan bir şeyi) emreden kim olursa olsun, ona: “Allah’a isyan konusunda yaratılmışlara itaat edilmez.” (Müslim, İmâre: 38)

“Ma’siyet (Allah’a isyan, haram ve günah) konusunda kullara itaat edilmez. İtaat, ancak mârufadır (meşrû ve iyi olanadır).” (Buhârî, Cihad: 107, Ahkâm: 4; Müslim, İmâre: 39; İbn Mâce, Cihad: 40)
İman, itaat ve teslimiyet ile birlikte varlığını korur. Kayıtsız şartsız itaat edilen Allah ise, kişi, yüce mertebe olan “Allah’ın kulu” olmayı tercih etmiş; O’na isyan edenlere itaatı tercih edince de, “emir kulu”, “kapı kulu” olmayı, yani iki dünyada rezillik ve zilleti seçmiş olur.

Tevhidî çevre içinde, toplumun ve yönetimin Allah’a itaati şiar edindiği yerde mü’mine yakışan “işittik ve itaat ettik” demek olduğu gibi; şirkin ve Hakka isyanın hâkim olduğu yönetim ve çevre şartlarında mü’mine yakışan “ne işittik, ne de itaat ettik”, yani “dinlemiyoruz, itaat etmiyoruz!” demek, kutsal isyanı öne çıkarmaktır. İslâm’ın hâkim olduğu yerdeki müslümanın temel tavrı ile İslâm’ın mahkûm olduğu konumdaki tavrı elbette aynı değildir. İslâm’ın hâkim olduğu, yönetimin ve çevrenin Allah’a itaat edenlerden teşekkül ettiği ortamda Âsiye/isyankâr olmak büyük bir yanlıştır. Ama Firavunların hâkim olduğu ve Allah’a itaat etmeyenlerin egemen olduğu ortamlarda Âsiye/isyankâr olmak; dünyevî açıdan riskli olsa da en temel, kurtuluş için en emin tavır, Rasûluullah’ın övgüsüne mazhar olan en doğru yoldur.

Müslüman; ıslah adına, tebliğ adına dininden ve dâvâsından her çeşit tâvizi verebilen, Allah’ın hor gördüklerini hoş gören, “gelene ağam, gidene paşam” diyen, tepkisiz, buğzsuz, nefretsiz, dolayısıyla kişiliksiz insan değildir. Düşünmeyen, hakkı yaşamayan bir çevrede, mü’min boyun eğen, sesini çıkarmayan, tepki göstermeyen, silik bir şahsiyet olamaz. “Münkerler” etrafını kuşattığından, en azından kendini kurtarmak, bulaşıcı mikroplara karşı mücadele ederek koruyucu hekimlik tedbirlerini almak, yani “nehy-i anilmünker” yapmak mecbûriyetindedir. Tevhid eri olabilmek için; Allah’ın dışında politik, medyatik, sosyal, sanatsal, sportif, maddî, fikrî, nefsî... alanlardaki tüm ilâhları reddetmek, putların ve putçuluğun her tezâhürüne, endâdın her görüntüsüne, fanatikliğin her çeşidine tavır almak olmazsa olmaz bir zarûrettir. Muvahhid olmak, mü’mince yaşamak ve müslümanca ölmek için tâğutlara, zorbalara, ilâhlık taslayan şahıs, ilke ve kurallara, kısacası Allah’a itaat etmeyenlere “lâ” isyan bayrağını çekmek şarttır. Bu tavır takınılmadan, izzet ve onurunu korumak da, mü’min kalıp mü’min ölmek de mümkün değildir (Bakara: 2/256). Trafik ışığı olarak kırmızı lâmba konusunda itaatsizliğin cezası değerlendirilir de, Allah’ın koyduğu helâl-haram hududuna itaatsizlik, her iki dünyada cezasız mı kalır dersiniz?

İsyan, kıyam, ayaklanma, savaş ayrı şeylerdir; itaatsizlik ayrı. Küfre isyan edemeyen müslüman, en azından itaatsizlik yapmalıdır. Zâlim otoritelere karşı sivil tepki ve sivil itaatsizliğin en güzel destanlarını peygamberler yazmıştır. Nemrutlara itaat etmeyip putlarını kıran İbrahim, Firavunlara başkaldıran Mûsâ, câhiliyye şirkine karşı en şanlı direniş, en anlamlı tepki ve en güzel savaş sayfalarını yazan Hz. Muhammed...

Allah ve O’nun peygamberine isyan, O’nu tanımamak, O’nun koyduğu kanunları hiçe saymak demektir. Bu da insanın İslâm'dan uzaklaşmasına sebep olur. Her tarafından küfrün her çeşidiyle her şekilde kuşatılan günümüzün müslümanı, müslüman kalmak ve müslüman ölmek için ateşten gömlek giymeye hazır olmalıdır. “Müslüman” ismini benimsemek, ciddî ve büyük bir iddiadır. Bu iddianın isbatı, tüm iç ve dış zorluklara rağmen, itaat ve isyan sınavlarını başarmaktır. Cennetin bedeli itaat; cehennemin sebebi isyandır.

Allah’ın emirlerini öğrenir öğrenmez “dinledik ve itaat ettik” deyip hemen eyleme geçen; Allah’ın itaati yasakladığı ilke, görüş, kural ve kişilere karşı da “ne dinliyoruz, ne de itaat ediyoruz!” deyip sözünün eri olan cihad erlerine selâm olsun.

İsyanınız kâfirlere, zâlimlere ve hevânıza; itaatiniz Rabbinize olsun!

Allah'a emanet olun...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt