Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kim Korkar ki Ölümden (2 Kullanıcı)

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
cihad21mx9.jpg
 

serap8191

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Kas 2008
Mesajlar
6,183
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Konum
ankara
Kim korkar ki ölümden: Ademler öldü...
Kim korkar ki ölümden: Rasulullah öldü...
Ölüm, dostu dosta kavuşturan asmalı bir köprü...
Ondan geldikten sonra, onun için olduktan sonra,
Allah ile olduktan sonra, yaşamak da güzel ölmek de.

selamün aleyküm kardeşim.emeğiniz için sağolun.bence bize düşen RABBİMİN rızasını kazanmak için çabalamak.bizi affetmesi için dua ve tövbe edip aynı günahlara dönmemeye çalışmak.bir ömrü en güzel ve hayırlı olaylara vesile olacak biçimde harcamak.mazlumu,fakiri,yetimi, gözetmek ve yardım etmek,peygamberimizin sünnetlerine sarılmak ve farzlarımızı yerine getirmek için uğraşmak ve ne yaparsak yapalım yapılanı söylemeden sadece RABBİMİN rızası için karşılık beklemeden yapmak lazım.ondan sonra RABBİMİN affediciliğine güvenip ona tüm kalbimizle tüm samimiyetimizle sığınıp ölümü böyle beklemek lazım.ölüm gelecek ve herşey bitecek.RABBİM bizleri affetsin inşallah.ALLAHA emanet olun.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
selamün aleyküm kardeşim.emeğiniz için sağolun.bence bize düşen RABBİMİN rızasını kazanmak için çabalamak.bizi affetmesi için dua ve tövbe edip aynı günahlara dönmemeye çalışmak.bir ömrü en güzel ve hayırlı olaylara vesile olacak biçimde harcamak.mazlumu,fakiri,yetimi, gözetmek ve yardım etmek,peygamberimizin sünnetlerine sarılmak ve farzlarımızı yerine getirmek için uğraşmak ve ne yaparsak yapalım yapılanı söylemeden sadece RABBİMİN rızası için karşılık beklemeden yapmak lazım.ondan sonra RABBİMİN affediciliğine güvenip ona tüm kalbimizle tüm samimiyetimizle sığınıp ölümü böyle beklemek lazım.ölüm gelecek ve herşey bitecek.RABBİM bizleri affetsin inşallah.ALLAHA emanet olun.


Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berakatüh.
Amin inşaallah kardeşim, sağolun,
Allah razı olsun, siz de Allah’a emanet olun,
Selam ve baki dua ile kalın.


gif078tw8jw5.gif


Kedi, Aslangiller familyasındandır. Ama 40 tane Kedi bir araya gelse, bir tane Aslan etmez.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Allah ile olduktan sonra, ölüm de hoştur, ömür de hoştur.
Bal yiyen, arısından gocunmaz.
 

sahabeler

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
116
Tepki puanı
0
Puanları
0
selamun aleyküm.emeğinize yüreğinize sağlık
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Dünya insanı bir gün güldürürse, öteki gün ağlatır. Dünyayı gerçek manada tanıyanlar onun bir oyun ve oyalanmadan ibaret olduğunu fark edenler ona ne kadar değer verilmesi gerektiğini bilirler. ”Her nefis ölümü tadıcıdır, sonra bize döndürüleceksiniz.”

Zaman akıp gidiyor, her şey gelip geçici. Ne üzüntüler kalıcı ne de sevinçler… Önemli olan muhabbetullah, Allah sevgisi ve Rasulullah (sav) Efendimizin sevgisi. Onları sevenlerin ve örnek alanların sevgileri.

Ölmek demek; Allah’a dönüşümüzün gerçekleşmesi demek.

Bu dünyada yaşarken Allah’a dönebildiysek böylece O’nu bilebildiysek ne mutlu bizlere.

Allah (cc) bizleri sırat–ı müstakim üzere sabit kılsın, hakkımızda en hayırlı olanı versin.
Ulaşabildiğimiz her yere gönülden selam olsun. Binbir rahmet ve dua ile....

 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,237
Tepki puanı
3,608
Puanları
163
Yaş
46
Bu dünyada yaşarken ALLAH’a dönebildiysek böylece O’nu bilebildiysek ne mutlu bizlere.

ALLAH (cc) bizleri sırat–ı müstakim üzere sabit kılsın, hakkımızda en hayırlı olanı versin.
Ulaşabildiğimiz her yere gönülden selam olsun. Binbir rahmet ve dua ile....

aleyküme selam kardeşim.amin binlerce kez amin.
ama ben korkuyorum hemde çok.Rabbime layık bir kul muyum?
Rabbim mahşer günü rahmetinin altında gölgelendirmeyi nasip etsin cümlemize inşallah.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Bu dünyada yaşarken ALLAH’a dönebildiysek böylece O’nu bilebildiysek ne mutlu bizlere.

ALLAH (cc) bizleri sırat–ı müstakim üzere sabit kılsın, hakkımızda en hayırlı olanı versin.
Ulaşabildiğimiz her yere gönülden selam olsun. Binbir rahmet ve dua ile....

aleyküme selam kardeşim.amin binlerce kez amin.
ama ben korkuyorum hemde çok.Rabbime layık bir kul muyum?
Rabbim mahşer günü rahmetinin altında gölgelendirmeyi nasip etsin cümlemize inşallah.



Amin kardeşim Allah Razı olsun.

Allahü teâlâ insanı hayâtı boyunca dünyâda
durdurur. Belli olan eceli gelinceye kadar ve rızkı tükeninceye
kadar ve ezelde takdîr edilmiş olan amelleri bitinceye kadar
dünyâda durur.

Dünyâdaki ölümü yaklaşdığı vakt dört melek gelir.
Bunların biri rûhunu sağ ayağından ve biri sol ayağından ve biri
sağ elinden ve biri sol elinden çekerler. Çok def’a rûhu gargara
hâline gelmezden evvel (Âlem-i melekûtî)yi görmeğe başlar.
Melekleri yapdıkları işlerin hakîkatini âlemlerinde durdukları hâl
üzere görür. Eğer dili söyler ise onların vücûdünü haber verir. Çok
def’a da gördüğü şeyleri şeytânın bir işi zan eder. Lisânı
tutuluncaya kadar hareketsiz kalır. Bu hâlde yine melâike rûhunu
parmak uçlarından çekerler. Soluğu ise sanki saka kırbasından su
boşalır gibi gırıl gırıl öter. Fâcirin rûhu da yaş keçeye takılmış olan
diken çekilir gibi çıkarılır ki bunu insanların en üstünü olan
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” haber verdi. Bu hâlde
ölü karnını diken ile dolu zân eder. Rûhunu da sanki bir iğne
deliğinden çıkıyor ve gök yere bitişiyor ve kendisi arasında kalıyor
zan eder.

Peygamberlerin efendisi “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”
buyurdu ki (Elbette ölüm acılarından birinin şiddeti üçyüz
kerre kılınç vurmakdan dahâ şiddetlidir).

İşte bu zemânda insanın cesedi terler. Gözleri sür’at ile iki
tarafa gider. Burnunun iki tarafı çekilir. Göğüs kemikleri kalkar
soluğu kabarır benzi sararır. Âişe-i sıddîka “radıyallahü anhâ”
vâlidemiz Resûlullah kucağında iken bu hâli görünce gözünden
yaş dökerek şu meâlde şi’r söyledi:
(Nefsimi sana fedâ ederim yâ Resûlallah ki seni fenâ
hareketlerden birşey kederlendirmedi incitmedi. Bu zemâna kadar
seni cin de çarpmadı. Birşeyden dahî korkmadın. Şimdi ne oldu ki
güzel yüzün inci gibi terle örtülmüş görüyorum. Her ölünün rengi
solduğu hâlde senin mubârek yüzünün nûrları hakîkaten her tarafı
aydınlatıyor.)

Rûhu kalbe gelince dili tutulur. Hiç kimse rûhu göğsüne gelmiş
iken konuşamaz. Bunun iki sebebi vardır. Biri iş gâyet büyük
olduğundan göğüs nefeslerle sıkışıp daralmışdır.
Nefes alıpveremediği için bedenin harâreti kalmaz soğur.
Bu zemânda mevtâların hâlleri muhtelif olur.

Cenâb-ı Hak bir kuluna hidâyet ve îmânda sebâtını dilerse o
kimseye rahmet-i ilâhiyye gelir. Ba’zıları bu rahmetden maksad
Cebrâîl aleyhisselâmdır dediler.

Yüce Rabbimiz siz kıymetli kardeşimizi hidayet ve imanda sebatınızı daim eylesin,
Rahmet-i ilahiyye gelen kullarından eylesin.


Rahmet-i ilâhiyye şeytânı uzaklaşdırıp hastanın yüzünden o
yorgunluğu giderir. O zemân insan ferahlar güler. Çok kimselerin
bu hâlde güldüğü görülür ki Allahü teâlâ tarafından rahmet gelmesi
ile onu müjdeleyip (Beni bilir misin ben Cebrâîlim. Bunlar ise
senin düşmanların olan şeytânlardır. Sen Millet-i Hanîfiyye ve dîn-i
Muhammediyye üzre vefât et!) der. İnsana işte bu melekden dahâ
çok sevgili ve ferahlandırıcı bir şey yokdur. (Yâ Rabbî bize
rahmetini ihsân eyle. İhsân sâhibi ancak sensin) meâl-i
şerîfindeki Âl-i İmrân sûresi sekizinci âyet-i kerîmesi bu hâli haber
vermekdedir.

Ölünün his duygularından en son gayb edeceği şey işitmesidir.
Zîrâ rûh kalbden ayrıldığı vakt yalnız görmesi bozulur. Fekat
işitmek rûh kabz oluncaya kadar gayb olmaz. Bunun için Fahr-i
âlem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” efendimiz (Ölüm
hastalığında olanlara şehâdeteyn-i kelimeteyn ki “Lâ ilâhe
illallah Muhammedün Resûlullah”dır. Bu kelimeyi telkin
ediniz!) buyurmuşdur. Ölüm hâlinde olanın yanında çok söz
söylemekden de nehy buyurmuşdur. Çünki o zemân insan şiddetli
sıkıntı içindedir.

Eğer görür isen ki ağzı açık sanki gülüyor yüzü gülümsiyor
gözü dahî kırpık gibidir. Bilmiş ol ki o kimse âhıretde kavuşacağı
sürûr ile tebşir (müjde) olunmuşdur.

Melekler bu rûhu Cennet ipeklerinden bir ipeğe sararlar. O
sa’îd olan kimsenin rûhu bal arısı kadar insan şeklindedir. Aklından
ve ilminden hiçbirşey gayb etmemişdir. Dünyâda ne yapmış ise
hepsini bilir. O melekler bu rûhla berâber semâya doğru uçarak
yükselirler. Bu yükselmeyi ba’zı ölü bilir ba’zı ölü ise bilmez.

Yüce Rabbimiz bizleri ölümden sonra Cennet İpeklerine sarılan
Mümin ruhlarından eylesin kardeşim.


Böylece önceki geçmiş Peygamberlerin “aleyhimüsselâm”
ümmetlerini ve yeni ölmüş olanları bir yere yayılmış olan çekirgeler
gibi görerek geçerler ve birinci kat semâ olan dünyâ semâsına
varırlar.

Bu meleklerin başında olan Cebrâîl “aleyhisselâm” dünyâ
semâsına çıkar. Kimsin diye sorulur. Ben Cebrâîlim yanımdaki de
filândır diyerek o kimsenin güzel ve sevdiği ismleri ile haber verir.
Dünyâ semâsının bekçileri olan melekler (Bu ne iyi bir kimsedir ki
i’tikâdı inancı güzel idi. Ve hiç şübhesi yokdu) derler.

Bundan sonra ikinci kat semâya çıkarlar. Kimsin denir. Cebrâîl
“aleyhisselâm” birinci kat semâdaki meleklere söylediği sözünü
tekrâr eder. İkinci kat semâdaki melekler o sâlih rûha (Hoş safâ
geldi. Dünyâda iken nemâzlarını bütün farzlarına riâyet ederek edâ
ederdi) derler.

Sonra geçer üçüncü kat semâya ulaşırlar. Kimsin denir. Cebrâîl
“aleyhisselâm” dahâ önce söylediklerini tekrâr eder. Bunun üzerine
(Malının hakkını muhâfaza edip zekâtını tarladan aldığı mahsûlün
uşrunu emr olunan kimselere seve seve verip hiç esirgemeyen bu
zât hoş ve safâ geldi) denir. Oradan da geçerler.

Dördüncü kat semâya varırlar. Kimsin denir. Dahâ önce
söylediği gibi cevâb verir. (Dünyâda Ramazân orucunu tutup da
orucu bozan şeylerden ve yabancı kadınlarla görüşmekden ve
harâm yemekden kendini muhâfaza eden kimse hoş ve safâ geldi)
denir.

Sonra geçerler. Beşinci kat semâya varırlar. Kimsin denir. Dahâ
önce söylediği gibi cevâb verir. (Farz olduğu zemân haccını riyâsız
ve Allahü teâlâ için edâ eden kimse hoş ve safâ geldi) denir.

Sonra geçerler. Altıncı kat semâya varırlar. Kimsin denir.
Evvelce vermiş olduğu cevâbı verir. (Seher vaktlerinde çok istiğfâr
eden gizli çok sadaka veren ve yetimlere yardım eden zât hoş
safâ geldi) denir.

Oradan da geçerek (Surâdikât-i celâl) denilen celâl
perdelerinin bulunduğu bir makâma varırlar. Kimsin diye sorulunca
öncekiler gibi cevâb verir. Yine (Hoş ve safâ geldi. Çok istiğfâr edip
[çoluk çocuğuna ve sözü geçenlere] emr-i ma’rûf yapan Allahü
teâlânın dînini Onun kullarına öğreten miskinlere [ve darda
kalanlara] yardım eden sâlih kula ve güzel rûha merhabâlar olsun)
denir. Sonra meleklerden bir cemâ’ate uğrarlar ki hepsi onu
Cennet ile müjdeleyip onunla müsâfeha ederler.
Sonra (sidret-ül-müntehâya) kadar giderler. Yine kimdir diye
sorulunca öncekiler gibi cevâb verir. (Hoş safâ geldi. Her iyiliğini
Allahü teâlânın rızâsı için yapan zâta merhabâ) denir.
Bundan sonra ateş tabakasından geçer. Sonra nûr zulmet su
ve kar tabakalarından geçer. Sonra soğuk denizine uğrar ve
geçerler. Her tabakanın birbirine uzaklığı bin senelik yoldur.

Sonra Arş-ur-Rahmân üzerine örtülmüş olan perdeler açılır ki
aaaaen bin perdedir. Her perdede aaaaen bin şerefe vardır. Her
şerefede bin kamer ya’nî ay vardır ki Allahü teâlâyı tehlîl ve tesbîh
ederler. Onlardan bir kamer dünyâda görünse nûru âlemi yakar ve
herkes Allahü teâlâdan başka olarak ona ibâdet ederdi. Bu
zemânda perde arkasından bir münâdî nidâ eder ki bu getirdiğiniz
rûh kimdir? Cebrâîl “aleyhisselâm” filân oğlu filândır der.
Allahü teâlâ (Bunu yakınlaşdırın. Ve sen ne güzel kulumsun
buyurur.) Allahü teâlânın huzûr-i ma’neviye-i ilâhiyyesinde durduğu
vakt ba’zı levm-ü itâb (azarlamak) ile Hak teâlâ onu utandırır.
Hattâ o kul zan eder ki hakîkaten helâk oldu. Sonra Cenâb-ı Hak
onu afv eder.

Kaynak: Kur'an-ı Kerimde Kıyamet ve Ahiret - İmâm-ı Gazâlî


Öyle ALLAH'ki dünyada bütün mahlukata ahirette ise yalnız müminlere merhamet edendir.
ALLAH a itaat eden yahut etmeyen ... Namaz kılana veya kılmayana kısacası her türlü varklıklara merhamet edip, Rızıkları veren Yegane Güç Yine ALLAH'tır..Yani O Rahman'dır ...

Yüce Rabbimiz siz kardeşimizi razı olduğu kullarından eylesin kardeşim. Rahman isminin hürmetine Rahmet eylesin İnşaAllah. Mümin olarak ve razı olduğu kul olarak ruhunu teslim eyleyen kullardan kılsın sizi kardeşim.
ALLAH (cc) sizi sırat–ı müstakim üzere sabit kılsın, hakkınızda her zaman en hayırlı olanı versin.
Selamun Aleyküm, Allah'a emanet olunuz.
Binbir rahmet ve dua ile.....

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt