Seven Sevdiğini Çok Zikreder
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler de kararır. Yüzleri kararanlara; Îmânınızdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azâbı tadın. (denecektir). Yüzleri ağaranlara gelince, (onlar) Allâh’ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır.” (Âl-i İmrân, 106, ...107)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Allâh’ı sevmenin alâmeti, Allâh’ı zikretmeyi sevmektir.” (Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 52)
Sâhibü’l-vefâ Mûsâ Topbaş (ks) da, zikrullâhın mânevî terbiyedeki ehemmiyeti hususunda şu tespitlerde bulunur:
“Zikir, mühim bir aşk ve îmân ölçüsüdür. Seven sevdiğini çok zikreder, ara vermeden gece gündüz, her saatte, her anda zikreder, anmadan yapamaz. Zikrullâha vâsıl olan her şeye kavuşmuştur. Zikrullâhtan mahrum olan da her şeyi kaybetmiştir. Zikrullâh kalbin nuru, rûhun huzuru, gönlün cilâsı, aklın ölçüsüdür. Zikre devam edenin kalbi mâmur, fiil ve ahlâkı güzel, rûhu sevinçli olur.
Bir kalbe aşk-ı ilâhî girerse, o gönülde Allah zikrinden başka hiçbir şey kalmaz, hepsi yok olur. Evvelce geçirilen büyük mecâzî aşklar bile.
Kalbi zikirle meşgul etmeli, zikirle uyandırmaya, çalıştırmaya gayret etmelidir. İyi çalışıldığı takdirde zikir bütün letâiflere dağılır, nefse, sonra cesede.” (Sâdık Dânâ, Altınoluk Sohbetleri I, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
Zü’l-celâli ve’l-ikrâm: Hem büyüklük, yücelik ve kerem sahibi, hem de sonsuz ikramların sahibi demektir.
Kısa Günün Kârı
Yalvararak ve ürpererek Allah’ı zikredelim.
Lügatçe
zikretmek: Adını anmak.
zikrullâh: Allah’ı anma.
ehemmiyet: Önem.
mâmur: İmar edilmiş.
letâif: Lâtif duygular.