Osmân bin Maz'ûn (r.a.) hazretlerinin bir oğlu vefât etdi. Ondan dolayı üzüntüsü çok olup, mahzûn oldu. Evinde oturdu. Evinde bir mescid binâ etdi. Orada ibâdet ederdi.
Resûlullah (s.a.v.) hazretleri işitip, buyurdu ki,
-Onu benim yanıma getirin. Onu Cennet ile müjdeleyin!
Sonra onu, Resûlullahın (s.a.v.) yanına götürdüler.
Resûlullah (s.a.v.) ona buyurdular ki;
- Bil, yâ Osmân ki, muhakkak Cehennemin yedi kapısı vardır. Ve Cennetin sekiz kapısı vardır. Cennet kapılarından her birine gitdiğinde, oğlunu orada görüp, Allahü teâlâdan sana şefâ'at eder hâlde olduğunu görmeğe râzı olmaz mısın!
Osmân bin Maz'ûn 'radıyallahü teâlâ anh',
- Yâ Resûlallah; râzı oldum, dedi.
Süâl edildi ki, yâ Resûlallah!
- Bizim oğullarımız da böyle olur mu?
Buyurdular ki,
- Evet olur, kıyâmete kadar ümmetimden sabr eden ve sevâb istiyen herkese de böyledir!
Resûlullah (s.a.v.) hazretleri işitip, buyurdu ki,
-Onu benim yanıma getirin. Onu Cennet ile müjdeleyin!
Sonra onu, Resûlullahın (s.a.v.) yanına götürdüler.
Resûlullah (s.a.v.) ona buyurdular ki;
- Bil, yâ Osmân ki, muhakkak Cehennemin yedi kapısı vardır. Ve Cennetin sekiz kapısı vardır. Cennet kapılarından her birine gitdiğinde, oğlunu orada görüp, Allahü teâlâdan sana şefâ'at eder hâlde olduğunu görmeğe râzı olmaz mısın!
Osmân bin Maz'ûn 'radıyallahü teâlâ anh',
- Yâ Resûlallah; râzı oldum, dedi.
Süâl edildi ki, yâ Resûlallah!
- Bizim oğullarımız da böyle olur mu?
Buyurdular ki,
- Evet olur, kıyâmete kadar ümmetimden sabr eden ve sevâb istiyen herkese de böyledir!