Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

KALBDENKALBE MESAJLAR(BUGÜN BURADA ÖLEN BİR ÇİNLİ VARMI) (1 Kullanıcı)

bican

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Mar 2007
Mesajlar
20
Tepki puanı
0
Puanları
0
ÇİNLİ MUHAMMED (İbretlik bir hikaye)

ÇİNLİ MUHAMMED (İbretlik bir hikaye)

Çinli Muhammed

Bugünkü yazımız tam bir ibret vesikası.. Hani hep söylenir; insan Müslüman doğar, imansız gider, ya da inkârcı olarak yaşar, Allah öyle bir hidayet verir ki, doğruyu bulur ve iyi bir mü'min olarak ölür.. O bakımdan, kimin mertebesinin ne olacağını ancak Alemlerin Rabbi olan Halik-i Zülcelal bilir..


Gelelim yazımıza.. Çin'in değişik bölgelerinden on kişilik bir grup İstanbul'a gelir.. Umre için İstanbul üzerinden kutsal topraklara gideceklerdir.. Hepsi de yeni Müslüman olmuşlar.. İslâmi bilgileri yok denecek kadar az.. Umrede ne yapacaklar, onu bile bilmiyorlar.. Yanlarına, kendilerine yardımcı olacak, hem Çince'yi ve Arapça'yı iyi bilen, hem de İslâmi bilgisi olan birini rehber olarak alırlar.. Takdire bakın ki, Türkistan'daki Çin zulmünden kaçıp İstanbul'a yerleşmiş bir Uygur, bu Çinlilere rehber olur.. Ve birlikte yola çıkarlar.. Kısa zamanda aralarında iyi de bir dostluk kurulur.. Seyahat esnasında yeni mü'min olmuş bu insanlar, büyük heyecan yaşarlar.. Fakat namazda okuyacakları Fatiha sûresi dahil hiçbir şey bilmiyorlardır.. Rehber bunlara bazı duaları öğretmeye çalışır, ancak Çince telâffuz zor olduğu için okuyamazlar.. Rehbere, "Namazlarda ne okuyacağız" diye her sorduklarında, "Elhamdülillah, La ilâhe illallah, Allahu Ekber"i öğretmeye çalışır Uygur asıllı rehber!. Onlar da namazlarda bunları söylerler..



Önce Mekke'ye giderler.. Kâbe'yi görür görmez adeta kendilerinden geçerler.. Yeni doğmuş çocuklar misali heyecan ve neşe içinde, kâh ağlarlar, kâh gülerler!. İsimlerini değiştirirler.. Çan Çing, Muhammed olur, Çun Fang da Hasan!. Ötekiler de diğer Allah dostlarının isimlerini alırlar.. Fakat en farklıları ismini Muhammed olarak değiştiren Çan Çing'dir.. Kıldığı her namazı gözleri yaşlı olarak bitirir Muhammed.. Ve sürekli de rehbere sorular sorup İslâmiyet hakkında daha da bilgi öğrenmek ister.. Rehber de bildiklerini aktarır Muhammed'e!. Muhammed ayni zamanda zengin bir işadamıdır.. Çin'de fabrikaları ve işyerleri vardır..


Bir gün Muhammed sorar; içki nedir, içkiye dinimiz nasıl bakar?. Cevap verir rehber: "Rabbimiz içkiyi kesin olarak yasaklamıştır, içilmesi, yapılması ve satılması yasaktır!." Bunun üzerine otele gelirler; Muhammed telefonla Çin'deki kardeşini arar ve şöyle der: "İçki fabrikamızı kapat!.. Allahımız öyle emretmiş, bize de bu emre uymak düşer!." Kardeşi bunu yapamayacağını, eğer kapatırlarsa, yüz binlerce dolar zarar edeceklerini söylerse de Muhammed kapatılması için kararlıdır.. "Fabrikayı hemen kapat, ben gelince borçları hallederim" der ve fabrikayı kapattırır..

Yine bir gün başka bir soru gelir rehbere Muhammed'den; "Kadın modası, kadınları yarı çıplak resmetmek gibi faaliyetler de dinimizde yasak mıdır?." El cevap; "Evet yasaktır!." Yine hemen otele gider Muhammed ve Çin'i arar.. Bu sefer de kardeşine moda evinin kapatılması emrini verir.. Kardeşinden yine itiraz gelir, ama dinleyen kim?. Muhammed artık iman lezzetini tatmıştır.. Ne itiraz dinler, ne de kararından vazgeçer ve her seferinde de aynı kelimeler çıkar ağzından; "Rabbimiz emretti ise, bize uymak düşer!."


Grubun, Mekke'deki ziyaretleri biter ve Medine'ye geçilir.. Muhammed ve diğer arkadaşları bir sabah Medine'de, Efendimiz (sav)'in "cennet bahçesi" diye işaret ettiği yerde sabah namazının farzına dururlar.. Muhammed rehberin yanında, diğerleri de onun yanında.. İlk secdeye varılır , secdeden kalkılır ve ikinci secdeye varılır, ardından kıyama kalkılır!. Fakat o da ne?.. Muhammed hâlâ secdededir.. Arkadaşları selâm verir, ama Muhammed hâlâ secde vaziyetindedir.. Rehber o an; herhalde yorgunluktan olsa gerek, Muhammed secdede uyudu, diye düşünür.. Elini uzatır, omzundan hafifçe çeker ki, sağ tarafının üzerine yuvarlanır Muhammed!. Evet, Muhammed secdede terk-i hayat etmiştir!.

Muhammed'i, ambulansa koyarak hastanenin morguna kaldırırlar.. Rehber ve Çinli Müslümanlar hastanenin önünde üzüntü içinde dönüp dururlar.. O sırada lüks bir araba durur önlerinde, arabanın içinden kılığı kıyafeti düzgün bir kişi çıkar.. Herkes onu hürmetle karşılar, bu zat Medine'nin ileri gelen yöneticilerinden biridir.. Hastane yetkililerine sorar: "Bugün burada ölen bir Çinli var mı?." Evet, cevabını alınca şu açıklamada bulunur: "Dün gece Efendimiz (sav) rüyamda bana göründü ve buyurdular ki; yarın burada bir Çinli kardeşim vefat edecek, onun cenazesi ile ilgilenin!." Bir anda her şey değişir.. Muhammed'i morgdan alırlar ve Cennetü'l Bakî'ye defnederler.


Evet değerli Arkadaşlar, gördünüz mü teslimiyeti?. Ne diyordu Çinli Muhammed?."Rabbim emrettiyse, bize uygulamak düşer!." Zararın, ziyanın, hiç önemi yok!. İmana bakın!. Muhammed'in inancı tam bir sahabe inancı.. mevlam bizlerede aynı imanı nasip eylesin

Ne mutlu ona ki, âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz (sav)'in ilgisine mazhar oldu.. Ruhu için El Fatiha!..
 

baltefsiri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eyl 2006
Mesajlar
619
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ÇİNLİ MUHAMMED (İbretlik bir hikaye)

RE: ÇİNLİ MUHAMMED (İbretlik bir hikaye)

ALLAH RAZI OLSUN.....EMEĞİNE SAĞLIK...B)
 

serife07

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Kas 2006
Mesajlar
446
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ÇİNLİ MUHAMMED (İbretlik bir hikaye)

RE: ÇİNLİ MUHAMMED (İbretlik bir hikaye)

ALLAH(C.C.)RAZI OLSUN PAYLAŞIM İÇİN... EMEĞİNE SAĞLIK.... SELAMETLE.....
 

mustafa incesu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2007
Mesajlar
99
Tepki puanı
0
Puanları
0
BUGÜN ÖLEN BİR ÇİNLİ VAR MI?...

BUGÜN ÖLEN BİR ÇİNLİ VAR MI?...

Resûlullah [s.a.v.] rüyamda göründüler ve: "Bugün burada bir çinli vefat edecek, onun cenazesi ile ilgilenin." buyurdular.

Bundan altı, yedi ay önce Çin'in değişik bölgelerinden on kişi İstanbul'a gelir. Bu on kişi sıradan insanlar değildir.


Bunların ortak özelikleri yeni Müslüman olmalarıdır. Umre için İstanbul üzerinden Arabistan'a gideceklerdi. Hepsi de yeni Müslüman olmuş. Kimi yirmi gün önce, kimi bir ay, en uzağı iki ay önce Müslüman olmuştu. Ne yeterince İslâmî bilgileri vardı, ne de yapacakları umre ile ilgili bir bilgileri.

Yanlarına, kendilerine yardımcı olacak, hem Çince'yi, hem Arapça'yı iyi bilen, hem de İslâmî bilgisi olan birini rehber olarak alacaklardı.

Mevlâ'mızın takdiri, Türkistan'daki Çin zulmünden kaçıp İstanbul'a yerleşmiş bir Uygur kardeşimiz, bu on Çinliye rehber oldu. Bundan sonra hâdiseyi bu kardeşimizden dileyelim.

Bahsi geçen kardeşimiz şu anda bizim yanımızda bulunmaktadır.

- "Yeni Müslüman olmuş bu on Çinli ile birlikte yola çıktık. Kısa zamanda aramızda iyi bir dostluk kuruldu. Yeni mü'min olmuş bu insanlar, büyük bir heyecan yaşıyorlardı.

Hiçbirinin İslâmî bilgisi yoktu. Hatta namazda okuyacakları sûreleri bilmedikleri gibi Fatiha'yı bile bilmiyorlardı. Bazı zikirleri yaptırmaya çalışıyor, ancak Çince telâffuz zor olduğu için zikirleri tam okuyamıyorlardı.

Namazlarda sadece "Elhamdülillah, Allahu Ekber" diyebiliyorlardı. Bana sormuşlardı "Ne yapalım?" diye.

Ben de onların kimine "Elhamdülillah", kimine "Lâ ilâhe illallah" ve benzeri zikirleri öğretmeye çalışıyordum. Onlar da namazlarda bunları söylüyorlardı.

Önce Mekke'ye gittik. Kâbe'de onların hâli görülmeye değerdi. Yeni doğmuş çocuklar misali heyecan ve neşe içinde, kâh ağlıyor, kâh gülüyorlardı.

İsimlerini değiştirmiştik: Muhammed (Çan Çing) Hasan, (Çun Fang) gibi her biri yeni ismi ile çağırılıyordu. On Çinli kardeşimizden biri olan Muhammed de bir farklılık vardı. Bu durum dikkatimi çekmişti. Her namazını gözleri yaşlı olarak bitiriyordu. İyice dikkat ettim. Evet, Muhammed namazlarında ağlıyordu. Bana da sürekli sorular soruyorlar, İslâm hakkında bilgi ediniyorlardı. Ben de bildiğim kadarıyla onlara bilgiler veriyordum.

Bir gün Muhammed sordu:

- İçki nedir, İçkiye dinimiz nasıl bakar?

- Rabbimiz içkiyi kesin olarak yasaklamıştır, içilmesi, yapılması, taşınması, satılması yasaktır.

Kaldığımız otele gelmiştik. Muhammed bir telefon edeceğini söyledi ve ona memleketine telefon etme imkânı sağladık. Çin'deki kardeşini arıyordu, kardeşine aynen şöyle diyordu:

- İçki fabrikamızı kapat, Allah'ımız öyle emretmiş. Bize bu emre uymak düşer. Kardeşi bunu yapamayacağını, birçok bağlantısının olduğunu, durup dururken, kapatırlarsa, yüz binlerce dolar zarar edeceklerini, hiç olmazsa kendisine biraz zaman vermesini söyler. Fakat Muhammed kararlıdır:

- Allah emretmiş, bize uymak düşer. Fabrikayı hemen kapat, ben gelince borçları hallederim.

İçki fabrikası kapanıyor. Mekke'deki ibadetlerimize devam ediyoruz.

Yine bir gün bana sordukları sorularda çıkardıkları bir neticeyi açıklarlar:

- Kadın modası, kadınları yarı çıplak resmetmek gibi faaliyetler de dinimizde yasak mıdır?

- Evet yasaktır. Aynı gün ötele geldiğimizde yine Çin'i aradı ve bu sefer de kardeşine moda evinin kapatılması emrini verdi. Kardeşi yine itiraz etti, ancak Muhammed ne itiraz dinledi, ne de kararından vazgeçti.

- Rabbimiz emretti ise, bize bu emre uymak düşer. Mekke'deki ziyaretimizi bitirdik ve Medine'ye gittik.

Medine'de bir sabah namazı. Efendimizin "Burası cennet bahçesidir." buyurduğu yerde sabah namazının fazını kılıyoruz.

Muhammed benim yanımda. Diğer Çinli kardeşlerimizle aynı saftayız. İlk secdeye varıyoruz, secdeden kalkıyoruz, ikinci secdeye varıyoruz, sonra kıyama kalkıyoruz. O da ne?

Muhammed hâlâ secdede, kalkmadı. Tekrar secde ediyoruz, ettahiyyatı okuyoruz ve selâm veriyoruz. Muhammed hâlâ secdede. Düşündüm ki, yorgunluktan ve uykusuzluktan bazen insana bir geçkinlik geliyor, Muhammed'e de secdede böyle bir şey oldu, uyudu. Elimi uzattım, omzuna dokundum ve hafifçe çekeyim dedim ki, sağ tarafının üzerine yuvarlandı. Muhammed'in ölmüş olabileceğini düşündüm. Olay duyulmuştu. Görevliler müdahalede bulundular, dışarı çıkardılar, bir ambulansa koyarak hastaneye götürdüler. Biz de gittik. Hastanedeki ilk muayenede çoktan vefat ettiğini söylediler. Muhammed'i hastanenin morguna kaldırdılar.

Çinli kardeşlerimle birlikte hastanenin önünde ne yapacağımızı bilemez bir hâlde üzüntü içinde bulunuyorduk. O sırada bir araba ile makam mevki sahibi bir zat geldi. Herkes onu hürmetle karşıladı, sonradan öğrendik ki bu zat Medine'nin ileri gelen yöneticilerinden biri idi. Hastane yetkililerine sordu:

- "Bugün burada ölen bir Çinli var mı?"

- "Evet", cevabını alınca şu açıklamada bulundu:

- "Dün gece Efendimiz rüyamda bana göründü ve buyurdular ki,

- "Yarın burada bir Çinli kardeşim vefat edecek, onun cenazesi ile ilgilenin."

Bir anda her şey değişti. Muhammed'i morgdan aldılar, bir devlet yetkilisine yapılanlardan daha fazlasını yaptılar. Cennetü'l Bakî'ye defnettiler.

Bu hâdiseyi bizzat yaşayan ve onlara rehberlik yapan Doğu Türkistanlı kardeşimiz hâdiseyi bu şekilde anlattı.

Teslimiyeti gördük değil mi? "Rabbim emrettiyse, bize uygulamak düşer." Zararmış, ziyanmış, önemi yok. Rabbimiz emretmiş ve iş bitmiştir. İşte sahabe inancı.

Bu Çinli kardeşimiz de o inanca ulaştı ulaşmasına; ancak dünyada fazla kalamadı. Çünkü bu dünya pisliğinin içinde fazla kalamazdı ve kalmadı da. Efendimizin de ilgisine mazhar oldu. Ne mutlu bu Çinli kardeşimize, ruhu için elfatiha.

Bakın teslimiyete. "Emir Mevlâ'dan ise, bize uymak düşer."

Çinli Muhammedimize bak! O bir anda koskoca bir fabrikayı nasıl feda etti?!

Madem ölüm tek bir defa gelecek

ALLAH YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN...
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,767
Tepki puanı
72
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
RE: BUGÜN ÖLEN BİR ÇİNLİ VAR MI?...

RE: BUGÜN ÖLEN BİR ÇİNLİ VAR MI?...

[big]Bakın teslimiyete. "Emir Mevlâ'dan ise, bize uymak düşer." [/big]
S.ALEYKÜM KARDEŞİM ALLAH(c.c.)RAZI OLSUN ELİNE EMEĞİNE SAĞLIK..NE GÜZEL BİR DURUM DEĞİL Mİ ALLAH(c.c.)RIZASI İÇİN MALINI,MÜLKÜNÜ FEDA ETMEK..HEM DE YENİ MÜSLÜMAN OLMASINA RAĞMEN..''MADEM RABBİMİZ EMRETMİŞ BİZE UYMAK DÜŞER'' DİYO..BUNU OKUYUPTA Bİ DE KENDİ HALİMİZİ DÜŞÜNELİM..ACABA ALLAH(c.c.)RIZASINI KAZANABİLMEK İÇİN NELER FEDA EDİYORUZ,NELERDEN GEÇEBİLİYORUZ..MÜSLÜMANIZ DİYORUZ YA HANİ..MÜSLÜMANLIĞIN GEREĞİNİ NE DENLİ YERİNE GETİRİYORUZ Bİ DÜŞÜNELİM..ŞU İMANIN GÜZELLİĞİNE BAK MÜSLÜMAN OLUYOR VE ERTESİNDE DE SECDEDE RUHUNU RAHMANA TESLİM EDİYOR..RABBİM BİZLERE DE BÖYLE GÜZEL ÖLÜMLER VE BÖYLE BÜYÜK FEDAKARLIKLAR YAPMAK NASİB ETSİN..ALLAH(c.c.)RAZI OLSUN ŞÖYLE Bİ KENDİMİ DÜŞÜNMEME VESİLE OLAN BİR PAYLAŞIMDI..ALLAHA(c.c.)EMANET OL..
 

mustafa incesu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2007
Mesajlar
99
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: BUGÜN ÖLEN BİR ÇİNLİ VAR MI?...

RE: BUGÜN ÖLEN BİR ÇİNLİ VAR MI?...

receb ı kamer yazdı:
--------------------------------------------------------------------------------Bakın teslimiyete. "Emir Mevlâ'dan ise, bize uymak düşer."
S.ALEYKÜM KARDEŞİM ALLAH(c.c.)RAZI OLSUN ELİNE EMEĞİNE SAĞLIK..NE GÜZEL BİR DURUM DEĞİL Mİ ALLAH(c.c.)RIZASI İÇİN MALINI,MÜLKÜNÜ FEDA ETMEK..HEM DE YENİ MÜSLÜMAN OLMASINA RAĞMEN..''MADEM RABBİMİZ EMRETMİŞ BİZE UYMAK DÜŞER'' DİYO..BUNU OKUYUPTA Bİ DE KENDİ HALİMİZİ DÜŞÜNELİM..ACABA ALLAH(c.c.)RIZASINI KAZANABİLMEK İÇİN NELER FEDA EDİYORUZ,NELERDEN GEÇEBİLİYORUZ..MÜSLÜMANIZ DİYORUZ YA HANİ..MÜSLÜMANLIĞIN GEREĞİNİ NE DENLİ YERİNE GETİRİYORUZ Bİ DÜŞÜNELİM..ŞU İMANIN GÜZELLİĞİNE BAK MÜSLÜMAN OLUYOR VE ERTESİNDE DE SECDEDE RUHUNU RAHMANA TESLİM EDİYOR..RABBİM BİZLERE DE BÖYLE GÜZEL ÖLÜMLER VE BÖYLE BÜYÜK FEDAKARLIKLAR YAPMAK NASİB ETSİN..ALLAH(c.c.)RAZI OLSUN ŞÖYLE Bİ KENDİMİ DÜŞÜNMEME VESİLE OLAN BİR PAYLAŞIMDI..ALLAHA(c.c.)EMANET OL..
MUSTAFA İNCESU:ALLAH SİZDEN DE RAZI OLSUN.ALLAH A EMANET OLSUN.ALLAH YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN...
 

umeyye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2007
Mesajlar
1,936
Tepki puanı
0
Puanları
36
RE: BUGÜN ÖLEN BİR ÇİNLİ VAR MI?...

RE: BUGÜN ÖLEN BİR ÇİNLİ VAR MI?...

:eek: s.a kardeşim ALLAH razı olsun emeğine sağlık ne mutlu o Muhammed kardeşimize MEVLA bizlerede emir ve yasaklarına harfiyen uyup onun rızzasına muaffık şekilde ruhumuzu teslim etmeyi nasip eylesin amin a.e.o.
 

CENNET GULU

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Mar 2007
Mesajlar
1,388
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Konum
Adres:Değer Bilmezler Mahallesi, Satılık Kalpler C
RE: BUGÜN ÖLEN BİR ÇİNLİ VAR MI?...

RE: BUGÜN ÖLEN BİR ÇİNLİ VAR MI?...

Teslimiyeti gördük değil mi? "Rabbim emrettiyse, bize uygulamak düşer." Zararmış, ziyanmış, önemi yok. Rabbimiz emretmiş ve iş bitmiştir. İşte sahabe inancı.

ALLAH C.C. RAZI OLSUN...B)B)B)B)B)
 

istikbal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
1,236
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Uzun ve düşünülmüş yoldan.
çinli MuHAMMED

çinli MuHAMMED

Hani hep söylenir; insan Müslüman doğar, imansız gider, ya da inkârcı olarak yaşar, Allah öyle bir hidayet verir ki, doğruyu bulur ve iyi bir mü'min olarak ölür.. O bakımdan, kimin
mertebesinin ne olacağını ancak Alemlerin Rabbi olan Halik-i Zülcelal bilir..

Çin'in değişik bölgelerinden on kişilik bir grup İstanbul'a gelir.. Umre için İstanbul üzerinden kutsal topraklara gideceklerdir.. Hepsi de yeni Müslüman olmuşlar.. İslâmi bilgileri yok
denecek kadar az.. Umrede ne yapacaklar, onu bile bilmiyorlar.. Yanlarına,
kendilerine yardımcı olacak, hem Çince'yi ve Arapça'yı iyi bilen, hem de
İslâmi bilgisi olan birini rehber olarak alırlar.. Takdire bakın ki,
Türkistan'daki Çin zulmünden kaçıp İstanbul'a yerleşmiş bir Uygur, bu
Çinlilere rehber olur.. Ve birlikte yola çıkarlar.. Kısa zamanda aralarında
iyi de bir dostluk kurulur.. Seyahat esnasında yeni mü'min olmuş bu
insanlar, büyük heyecan yaşarlar.. Fakat namazda okuyacakları Fatiha sûresi
dahil hiçbir şey bilmiyorlardır.. Rehber bunlara bazı duaları öğretmeye
çalışır, ancak Çince telâffuz zor olduğu için okuyamazlar.. Rehbere,
"Namazlarda ne okuyacağız" diye her sorduklarında, "Elhamdülillah, La ilâhe
illallah, Allahu Ekber"i öğretmeye çalışır Uygur asıllı rehber!. Onlar da
namazlarda bunları söylerler..


Önce Mekke'ye giderler.. Kâbe'yi görür görmez adeta kendilerinden geçerler..
Yeni doğmuş çocuklar misali heyecan ve neşe içinde, kâh ağlarlar, kâh
gülerler!. İsimlerini değiştirirler.. Çan Çing, Muhammed olur, Çun Fang da
Hasan!. Ötekiler de diğer Allah dostlarının isimlerini alırlar.. Fakat en
farklıları ismini Muhammed olarak değiştiren Çan Çing'dir.. Kıldığı her
namazı gözleri yaşlı olarak bitirir Muhammed.. Ve sürekli de rehbere sorular
sorup İslâmiyet hakkında daha da bilgi öğrenmek ister.. Rehber de
bildiklerini aktarır Muhammed'e!. Muhammed ayni zamanda zengin bir
işadamıdır.. Çin'de fabrikaları ve işyerleri vardır..

Bir gün Muhammed sorar; içki nedir, içkiye dinimiz nasıl bakar?. Cevap verir
rehber: "Rabbimiz içkiyi kesin olarak yasaklamıştır, içilmesi, yapılması ve
satılması yasaktır!." Bunun üzerine otele gelirler; Muhammed telefonla
Çin'deki kardeşini arar ve şöyle der: "İçki fabrikamızı kapat!.. Allahımız
öyle emretmiş, bize de bu emre uymak düşer!." Kardeşi bunu yapamayacağını,
eğer kapatırlarsa, yüz binlerce dolar zarar edeceklerini söylerse de
Muhammed kapatılması için kararlıdır.. "Fabrikayı hemen kapat, ben gelince
borçları hallederim" der ve fabrikayı kapattırır..
Yine bir gün başka bir soru gelir rehbere Muhammed'den; "Kadın modası,
kadınları yarı çıplak resmetmek gibi faaliyetler de dinimizde yasak mıdır?."
El cevap; "Evet yasaktır!." Yine hemen otele gider Muhammed ve Çin'i arar..
Bu sefer de kardeşine moda evinin kapatılması emrini verir.. Kardeşinden
yine itiraz gelir, ama dinleyen kim?. Muhammed artık iman lezzetini
tatmıştır.. Ne itiraz dinler, ne de kararından vazgeçer ve her seferinde de
aynı kelimeler çıkar ağzından; "Rabbimiz emretti ise, bize uymak düşer!."

Grubun, Mekke'deki ziyaretleri biter ve Medine'ye geçilir.. Muhammed ve
diğer arkadaşları bir sabah Medine'de, Efendimiz (sav)'in "cennet bahçesi"
diye işaret ettiği yerde sabah namazının farzına dururlar.. Muhammed
rehberin yanında, diğerleri de onun yanında.. İlk secdeye varılır, secdeden
kalkılır ve ikinci secdeye varılır, ardından kıyama kalkılır!. Fakat o da
ne?.. Muhammed hâlâ secdededir.. Arkadaşları selâm verir, ama Muhammed hâlâ
secde vaziyetindedir.. Rehber o an; herhalde yorgunluktan olsa gerek,
Muhammed secdede uyudu, diye düşünür.. Elini uzatır, omzundan hafifçe çeker
ki, sağ tarafının üzerine yuvarlanır Muhammed!. Evet, Muhammed secdede
terk-i hayat etmiştir!.

Muhammed'i, ambulansa koyarak hastanenin morguna kaldırırlar.. Rehber ve
Çinli Müslümanlar hastanenin önünde üzüntü içinde dönüp dururlar.. O sırada
lüks bir araba durur önlerinde, arabanın içinden kılığı kıyafeti düzgün bir
kişi çıkar.. Herkes onu hürmetle karşılar, bu zat Medine'nin ileri gelen
yöneticilerinden biridir.. Hastane yetkililerine sorar: "Bugün burada ölen
bir Çinli var mı?." Evet, cevabını alınca şu açıklamada bulunur: "Dün gece
Efendimiz (sav) rüyamda bana göründü ve buyurdular ki; yarın burada bir
Çinli kardeşim vefat edecek, onun cenazesi ile ilgilenin!." Bir anda her şey
değişir.. Muhammed'i morgdan alırlar ve Cennetü'l Bakî'ye defnederler.

Evet arkadaşlarım gördünüz mü teslimiyeti?. Ne diyordu Çinli Muhammed?
"Rabbim emrettiyse, bize uygulamak düşer!."
Zararın, ziyanın, hiç önemi yok!. İmana bakın!. Muhammed'in inancı tam bir sahabe inancı..

Ne mutlu ona ki, âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz (sav)'in ilgisine mazhar oldu.
Ruhu için El-Fatiha.

alıntı
 

leni

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
253
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
mükemmeldi allah razı olsun çok etkileyici allaha emanet olun
 

firdes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 May 2007
Mesajlar
1,974
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
16
Konum
½ $@K@RY@'dannn:D *1984*
Hani hep söylenir; insan Müslüman doğar, imansız gider, ya da inkârcı olarak yaşar, Allah öyle bir hidayet verir ki, doğruyu bulur ve iyi bir mü'min olarak ölür.. O bakımdan, kimin
mertebesinin ne olacağını ancak Alemlerin Rabbi olan Halik-i Zülcelal bilir..

Çin'in değişik bölgelerinden on kişilik bir grup İstanbul'a gelir.. Umre için İstanbul üzerinden kutsal topraklara gideceklerdir.. Hepsi de yeni Müslüman olmuşlar.. İslâmi bilgileri yok
denecek kadar az.. Umrede ne yapacaklar, onu bile bilmiyorlar.. Yanlarına,
kendilerine yardımcı olacak, hem Çince'yi ve Arapça'yı iyi bilen, hem de
İslâmi bilgisi olan birini rehber olarak alırlar.. Takdire bakın ki,
Türkistan'daki Çin zulmünden kaçıp İstanbul'a yerleşmiş bir Uygur, bu
Çinlilere rehber olur.. Ve birlikte yola çıkarlar.. Kısa zamanda aralarında
iyi de bir dostluk kurulur.. Seyahat esnasında yeni mü'min olmuş bu
insanlar, büyük heyecan yaşarlar.. Fakat namazda okuyacakları Fatiha sûresi
dahil hiçbir şey bilmiyorlardır.. Rehber bunlara bazı duaları öğretmeye
çalışır, ancak Çince telâffuz zor olduğu için okuyamazlar.. Rehbere,
"Namazlarda ne okuyacağız" diye her sorduklarında, "Elhamdülillah, La ilâhe
illallah, Allahu Ekber"i öğretmeye çalışır Uygur asıllı rehber!. Onlar da
namazlarda bunları söylerler..


Önce Mekke'ye giderler.. Kâbe'yi görür görmez adeta kendilerinden geçerler..
Yeni doğmuş çocuklar misali heyecan ve neşe içinde, kâh ağlarlar, kâh
gülerler!. İsimlerini değiştirirler.. Çan Çing, Muhammed olur, Çun Fang da
Hasan!. Ötekiler de diğer Allah dostlarının isimlerini alırlar.. Fakat en
farklıları ismini Muhammed olarak değiştiren Çan Çing'dir.. Kıldığı her
namazı gözleri yaşlı olarak bitirir Muhammed.. Ve sürekli de rehbere sorular
sorup İslâmiyet hakkında daha da bilgi öğrenmek ister.. Rehber de
bildiklerini aktarır Muhammed'e!. Muhammed ayni zamanda zengin bir
işadamıdır.. Çin'de fabrikaları ve işyerleri vardır..

Bir gün Muhammed sorar; içki nedir, içkiye dinimiz nasıl bakar?. Cevap verir
rehber: "Rabbimiz içkiyi kesin olarak yasaklamıştır, içilmesi, yapılması ve
satılması yasaktır!." Bunun üzerine otele gelirler; Muhammed telefonla
Çin'deki kardeşini arar ve şöyle der: "İçki fabrikamızı kapat!.. Allahımız
öyle emretmiş, bize de bu emre uymak düşer!." Kardeşi bunu yapamayacağını,
eğer kapatırlarsa, yüz binlerce dolar zarar edeceklerini söylerse de
Muhammed kapatılması için kararlıdır.. "Fabrikayı hemen kapat, ben gelince
borçları hallederim" der ve fabrikayı kapattırır..
Yine bir gün başka bir soru gelir rehbere Muhammed'den; "Kadın modası,
kadınları yarı çıplak resmetmek gibi faaliyetler de dinimizde yasak mıdır?."
El cevap; "Evet yasaktır!." Yine hemen otele gider Muhammed ve Çin'i arar..
Bu sefer de kardeşine moda evinin kapatılması emrini verir.. Kardeşinden
yine itiraz gelir, ama dinleyen kim?. Muhammed artık iman lezzetini
tatmıştır.. Ne itiraz dinler, ne de kararından vazgeçer ve her seferinde de
aynı kelimeler çıkar ağzından; "Rabbimiz emretti ise, bize uymak düşer!."

Grubun, Mekke'deki ziyaretleri biter ve Medine'ye geçilir.. Muhammed ve
diğer arkadaşları bir sabah Medine'de, Efendimiz (sav)'in "cennet bahçesi"
diye işaret ettiği yerde sabah namazının farzına dururlar.. Muhammed
rehberin yanında, diğerleri de onun yanında.. İlk secdeye varılır, secdeden
kalkılır ve ikinci secdeye varılır, ardından kıyama kalkılır!. Fakat o da
ne?.. Muhammed hâlâ secdededir.. Arkadaşları selâm verir, ama Muhammed hâlâ
secde vaziyetindedir.. Rehber o an; herhalde yorgunluktan olsa gerek,
Muhammed secdede uyudu, diye düşünür.. Elini uzatır, omzundan hafifçe çeker
ki, sağ tarafının üzerine yuvarlanır Muhammed!. Evet, Muhammed secdede
terk-i hayat etmiştir!.

Muhammed'i, ambulansa koyarak hastanenin morguna kaldırırlar.. Rehber ve
Çinli Müslümanlar hastanenin önünde üzüntü içinde dönüp dururlar.. O sırada
lüks bir araba durur önlerinde, arabanın içinden kılığı kıyafeti düzgün bir
kişi çıkar.. Herkes onu hürmetle karşılar, bu zat Medine'nin ileri gelen
yöneticilerinden biridir.. Hastane yetkililerine sorar: "Bugün burada ölen
bir Çinli var mı?." Evet, cevabını alınca şu açıklamada bulunur: "Dün gece
Efendimiz (sav) rüyamda bana göründü ve buyurdular ki; yarın burada bir
Çinli kardeşim vefat edecek, onun cenazesi ile ilgilenin!." Bir anda her şey
değişir.. Muhammed'i morgdan alırlar ve Cennetü'l Bakî'ye defnederler.

Evet arkadaşlarım gördünüz mü teslimiyeti?. Ne diyordu Çinli Muhammed?
"Rabbim emrettiyse, bize uygulamak düşer!."
Zararın, ziyanın, hiç önemi yok!. İmana bakın!. Muhammed'in inancı tam bir sahabe inancı..

Ne mutlu ona ki, âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz (sav)'in ilgisine mazhar oldu.
Ruhu için El-Fatiha.

ELHAMDÜLİLLAHİ RABBİLALEMİN..
DEĞERLİ İSTİKBAL;ÇOK DUYGULU Bİ PAYLAŞIMDI VE DERS ALMAMIZ GEREKEN Bİ HAYAT..
RABBİM O'NA LAYIK KUL,PEYGAMBER EFENDİMİZE LAYIK ÜMMET OLMAMIZI NASİP EYLESİN İNŞALLAH..

SELAM VE DUALARIMLA..
 

meftun61

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
3,386
Tepki puanı
5
Puanları
0
Selamun Aleyküm Ben Bunu Daha öncede Okumuştum.rabbim Bütün Müminlere Böyle Teslimiyet Nasip Etsin.amin.paylaştin Için Allah Razi Olsun.
 

istikbal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
1,236
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Uzun ve düşünülmüş yoldan.
ELHAMDÜLİLLAHİ RABBİLALEMİN..
DEĞERLİ İSTİKBAL;ÇOK DUYGULU Bİ PAYLAŞIMDI VE DERS ALMAMIZ GEREKEN Bİ HAYAT..
RABBİM O'NA LAYIK KUL,PEYGAMBER EFENDİMİZE LAYIK ÜMMET OLMAMIZI NASİP EYLESİN İNŞALLAH..

SELAM VE DUALARIMLA..

Ve alayküm selam verahmetullahi ve bereketuh
Evet kardeşim sizinde dediğiniz gibi ders almamız gereken bir paylaşımdı.Hayırlı ramazanlar,Allah c.c. yar ve yardımcınız olsun

Kardeşimizin o takvaya o olgunluğa erişmesinin sebebi sadece Allah c.c. emirlerini işittim itaat ettim demesiydi.Ya rabbi sana yalvarıyoruz bizleride senin emirlerini işiten itaet eden kullarından eyle.AMİN..........
 

cengizsinop

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
selamün aleyküm müslüman kardeşlerim nasılsınız bu siteye üye olduk ama biz ilahi söylüyorsunuz zannettik.bu sitede ilahi söylenmiyor mu?
 

istikbal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
1,236
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Uzun ve düşünülmüş yoldan.
Selamun Aleyküm Ben Bunu Daha öncede Okumuştum.rabbim Bütün Müminlere Böyle Teslimiyet Nasip Etsin.amin.paylaştin Için Allah Razi Olsun.

Ve alayküm selam verahmetullahi vebreketuh
Amin kardeşim rabbim bizlere inşallah boyle teslimiyet versin
Allah c.c. cümlemizden razı olsun kardeşim,hayırlı ramazanlar,allah c.c. yar ve yardımcınız olsun.Esslemü alayküm verahmetullahi vebereketuh...
 
A

Arzu_76

selamün aşeyküm kardeşim

paylaşımın için ALLAH (CC) razı olsun senden

İbadeti hakkıyla yapan kullarından eylesin rabbim bizi

Dua ile
 

monece

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Haz 2007
Mesajlar
196
Tepki puanı
0
Puanları
0
rabbim herkese böyle teslimiyet nasip etsin
 

EBRARNISA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ağu 2007
Mesajlar
528
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Selamün Aleyküm . Allah Razi Olsun Kardeşim .çok Ibretlik Ve Duyguluydu.
Rabbim Bizlere Hakki Bilip, Hakki Görüp, Hakkiyla Amel Etmeyi Nasip Etsin.
Bilipte Yapmayan Gafillerden Eylemesin. Amin ... Amin... Amin...
Dua Ile Yaradan'a Emanet.
 

elmedja

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2007
Mesajlar
264
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
ŞEHZADELER ŞEHRİ MANİSA
Cinli Musluman Ve Imana Bakin

Cinli Musluman Ve Imana Bakin

Bundan altı, yedi ay önce Çin'in değişik bölgelerinden
on kişi Istanbul'a gelir. Bu on kişi sıradan insanlar degildir.
Bunların ortak özelikleri yeni Müslüman olmalarıdır. Umre için İstanbul üzerinden Arabistan'a gideceklerdi. Hepsi de yeni Müslüman olmuŞ. Kimi yirmi gün önce, kimi bir ay, en uzağı iki ay önce Müslüman olmuştu. Ne yeterince islâmî bilgileri vardı, ne de yapacakları umre ile ilgili bir bilgileri.Yanlarına,kendilerine yardımcı olacak, hem Çince'yi,
hem Arapça'yı iyi bilen, hem de islâmî bilgisi olan birini rehber olarak alacaklardı. Mevlâ'mızınn takdiri, türkistan'daki Çin zulmünden kaçıp istanbul'a
yerleşmiş bir Uygur kardeşimiz, bu on Çinliye rehber oldu.
Bundan sonra hâdiseyi bu kardeşimizden dinleyelim.
bahsi geçen kardeşimiz şu anda bizim yanımızda bulunmaktadır.

- "Yeni Müslüman olmuş bu on Çinli ile birlikte yola
çıktık. Kısa zamanda aramızda iyi bir dostluk kuruldu. Yeni mü'min olmuş bu insanlar,büyük bir heyecan yaşıyorlardı
Hiçbirinin islâmî bilgisi yoktu. Hatta namazda okuyacakları
sûreleri bilmedikleri gibi Fatiha'yı bile bilmiyorlardı. Bazı
zikirleri yaptırmaya çalışıyor, ancak Çince telâffuz zor olduğu için zikirleri tam okuyamıyorlardı.

Namazlarda sadece "Elhamdülillah, Allahu Ekber" diyebiliyorlardı. Bana sormuşlardı "Ne yapalım?" diye.
ben de onların kimine "Elhamdülillah", kimine "Lâ ilâhe illAllah"
ve benzeri zikirleri öğretmeye çalışıyordum. Onlar da
namazlarda bunları söylüyorlardı.

Önce Mekke'ye gittik. Kâbe'de onların hâli görülmeye
değerdi. Yeni doğmuş çocuklar misali heyecan ve neşe içinde, kâh ağlıyor, kâh gülüyorlardı.

İsimlerini değiştirmiştik: Muhammed (Çan Çing)
Hasan, (Çun Fang) gibi her biri yeni ismi ile çağrılıyordu. On Çinli kardeşimizden biri olan Muhammed de bir farklılık vardı. Bu durum dikkatimi çekmişti. Her namazını
gözleri yaşlı olarak bitiriyordu. İyice dikkat ettim. Evet,
Muhammed namazlarında ağlıyordu. Bana da sürekli sorular soruyorlar, İslâm hakkında bilgi ediniyorlardı. Ben de bildiğim kadarıyla onlara bilgiler veriyordum.
Bir gün Muhammed sordu:
İçki nedir, içkiye dinimiz nasıl bakar?
- Rabbimiz içkiyi kesin olarak yasaklamıştır, içilmesi,
yapılması, taşınması, satılması yasaktır.

Kaldığımız otele gelmiştik. Muhammed bir
telefon edeceğini söyledi ve ona memleketine telefon etme imkânı sağladık. Çin'deki kardeşini arıyordu,kardeşine aynen şöyle diyordu:

- içki fabrikamızı kapat, Allah'ımız öyle emretmiş. Bize bu emre uymak düşer. Kardeşi bunu yapamayacağını, birçok
bağlantısının olduğunu, durup dururken, kapatırlarsa, yüz binlerce dolar zarar edeceklerini, hiç olmazsa
kendisine biraz zaman vermesini söyler. Fakat Muhammed kararlıdır:
- Allah emretmiş, bize uymak düşer. Fabrikayı hemen
kapat, ben gelince borçları hallederim.
içki fabrikası kapanıyor. Mekke'deki ibadetlerimize
devam ediyoruz.
Yine bir gün bana sordukları sorularda
çıkardıkları bir neticeyi açıklarlar:
_Kadın modası, kadınları yarı çıplak
resmetmek gibi faaliyetler de dinimizde yasak mıdır?

- Evet yasaktır. Aynı gün ötele geldiğimizde yine Çin'i
aradı ve bu sefer de kardeşine moda evinin kapatılması emrini verdi.
Kardeşi yine itiraz etti, ancak Muhammed ne itiraz dinledi, ne de kararından vazgeçti.

- Rabbimiz emretti ise, bize bu emre uymak düşer. Mekke'deki ziyaretimizi bitirdik ve Medine'ye gittik.

Medine'de bir sabah namazı. Efendimizin "Burası cennet
bahçesidir." buyurduğu yerde sabah namazının farzını
kılıyoruz.
Muhammed benim yanımda. Diğer Çinli kardeşlerimizle
aynı saftayız. ilk secdeye varıyoruz, secdeden kalkıyoruz, ikinci secdeye varıyoruz, sonra kıyama kalkıyoruz. O da ne?

Muhammed hâlâ secdede, kalkmadı. Tekrar secde ediyoruz,
ettahiyyatı okuyoruz ve selâm veriyoruz. Muhammed hâlâ secdede. Düşündüm ki,yorgunluktan ve uykusuzluktan bazen insana bir geçkinlik geliyor,Muhammed'e de secdede böyle bir şey oldu, uyudu. Elimi uzattım,omzuna dokundum ve hafifçe çekeyim dedim ki, sağ tarafının üzerine yuvarlandı. Muhammed'in ölmüş olabileceğini düşündüm. Olay duyulmuştu. Görevliler müdahalede bulundular,
dışarı çıkardılar, bir ambulansa koyarak hastaneye götürdüler. Biz de gittik.
Hastanedeki ilk muayenede çoktan vefat ettiğini söylediler. Muhammed'i hastanenin morguna kaldırdılar.

Çinli kardeşlerimle birlikte hastanenin önünde ne
yapacağımızı bilemez bir hâlde üzüntü içinde bulunuyorduk. O sırada bir araba ile makam mevki sahibi bir zat geldi. Herkes onu hürmetle karşıladı, sonradan öğrendik ki bu zat Medine'nin ileri gelen yöneticilerinden biri idi. Hastane
yetkililerine sordu:
- "Bugün burada ölen bir Çinli var mı?"
_ "Evet", cevabı alınca şu açıklamada bulundu:
- "Dün gece Efendimiz rüyamda bana göründü ve buyurdular ki,
- "Yarın burada bir Çinli kardeşim vefat edecek, onun
cenazesi ile ilgilenin."

Bir anda her şey değişti. Muhammed'i morgdan
aldılar, bir devlet yetkilisine yapılanlardan daha fazlasını yaptılar. Cennetü'l Bakî'ye defnettiler.

Bu hâdiseyi bizzat yaşayan ve onlara rehberlik yapan Doğu
Türkistanlı kardeşimiz hâdiseyi bu şekilde anlattı.

Teslimiyeti gördük değil mi? "Rabbim emrettiyse, bize uygulamak düşer."
Zararmış, ziyanmış, önemi yok. Rabbimiz emretmiş
ve iş bitmiştir. İşte sahabe inancı. Bu Çinli kardeşimiz de o inanca ulaştı ulaşmasına; ancak dünyada fazla kalamadı. Çünkü bu dünya pisliğinin içinde fazla kalamazdı ve kalmadı da. Efendimizin de ilgisine mazhar oldu. Ne mutlu bu Çinli kardeşimize, ruhu için elfatiha


teslimolanlar.com Hayırlara vesile olması umutuyla teslimolanlar.com ALINTIDIR....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt