Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kadınların Çalışma Meselesi (1 Kullanıcı)

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
12
Puanları
38
Yaş
30
Konum
Konya
Kadınların Çalışma Meselesi

Geçen aylarda bir araştırma sonucu okumuştum. Gelişmiş ülkelerde kadınlar iş ve kariyer yerine aileyi tercih etmeye başlamışlar. Az gelişmiş ülkelerde ise kadınlar kariyeri aileye tercih ediyorlarmış. Gelişmiş ülkelerin kadınların kariyerin mutluluk getirmediğini gördükleri için evlerini tercih ediyor olmalılar.
Ülkemize baktığımızda kadınların bu kadar çalışma arzusu peşinde koşması hâlâ gelişmemiş olduğumuzun göstergesi gibi duruyor. Avrupa birliği yetkilileri sürekli kadın istihdamını artırmamızı bizden isterken kendileri evinde çocuğuna bakan kadınlara maaş bağlayarak kadınlarına evlerini cazip göstermeye çalışıyorlar. Bizim yetkililerimiz ise kadınların iş alanlarında daha fazla yer almalarıyla övünüyorlar.
Kadının çalışması konusu sitemizde çok tartışıldı. Benim de bu konuda görüşlerim soruldu. Bu yazı ile ben düşüncelerimi yazayım sizler de eksik kalan yönleri tamamlayın. Kadınların çalışması ile ilgili yorumlarda bu yazının altında toplansın.
Kadınların çalışması ile ilgili öncelikle kadınlar çalışsın ya da çalışmasınlar gibi bir toptancılık yerine bir mümin olarak önce ebedi hayatımız sonra dünya hayatımız için kar zarar ilişkisini bakıp karar vermek gerek diye düşünüyorum.
Kadının çalışmasının kendine, ailesine ve topluma faydası nedir? Zararı nedir? Getirdikleri ve götürdükleri nelerdir? Konuyu kısaca bir irdeleyelim.
Önce çalışan kadınları üç gruba ayıralım.
1.İhtiyaçtan dolayı çalışanlar: Maalesef ki günümüzde hayat şartlarının ağır olması sebebiyle bazı kadınlar istemese de çalışmak zorunda kalıyor. Ailesinin maddi sıkıntısı yüzünden çalışmak zorunda olan genç kızlar ya da evli olup eşinin kazancı ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyen çalışan evli kadınlar ve bir de eşinden ayrılmış çalışmak zorunda olan kadınlar var.
Dinimize göre kadın çalışmak zorunda değil. Babası, abisi, amcası yani hayatta olan yakın akraba erkekleri kadına bakmak zorundadır. Fakat bu devirde hayat şartlarına baktığımız zaman pek çok erkeğin kendi evini zor geçindirdiğini düşünürsek, kız kardeşine bakması onun ev kirası ve ihtiyaçlarını karşılaması biraz zor görünüyor.
Onu bırakın asgari ücretle çalışan bir erkeğin eşi çalışmıyorsa ev kirası verip geçinmesi pek mümkün değil. Büyük şehirlerde yaşamak zorunda olan memur ve öğretmenler ev kirası vermek zorunda iseler eşleri çalışmazlarsa evlenmeleri ve ev geçindirmeleri pek mümkün değil.
Mesela İstanbul’da oturulabilecek normal bir ev gelişmemiş semtlerde altı yüz, yedi yüzden başlıyor. Orta halli kesimin oturduğu semtlerde dokuz yüz ve bin liradan başlıyor. Neredeyse maşı kadar bir parayı kiraya verecek olan erkek ister istemez çalışan kız arıyor yoksa evlenemeyecek. Çalışan eş arayan erkekleri eleştirirken bunu da göz önüne almak gerek. Ne diyelim maddi geliri az olan erkeklere: “Paranız yoksa evlenmeyin.” mi? Bu yüzden ihtiyacı olduğu için, eşi çalışmadığında geçinemeyeceğini bilen bu yüzden çalışan kız arayan erkekleri de kınamadan önce düşünmek lazım. Geleceğe yatırım yapma planı ile cebine üç beş kuruş daha fazla girmesi için çalışan eş arayan erkekler de var. Onların durumu ayrı. Bu erkekler gelecek planı yaparken bugünden de oluyorlar genellikle.
2.Onlara ihtiyaç olunduğu için çalışması gereken kadınlar: Doktor (özellikle kadın doğum alanı) ebe- hemşire, anaokulu öğretmeni ve öğretmenliğin bazı dalları, psikolog, dini ilimler alanında çalışan hanımlar..İlk önce aklıma gelen meslekler. Bu alanlarda kadınlar olmalı. Mümkün olduğu kadar kadınların kadınlarla muhatap olması iyidir.
3.Keyfi çalışanlar: Maddi ihtiyacı olmayan fakat çeşitli sebeplerle çalışan hanımlar var. Bir gruplama yaparsak:
a- Üniversite mezunu olduğu için kendini çalışmak zorunda hissedenler: “O kadar okudum, çalışayım da boşa gitmesin.” diye düşünür, kendilerini çalışmak zorunda hissederler. Oysa böyle bir mecburiyet yok. Her okuyan kadın çalışmak zorunda değil.
b-Statü için çalışanlar: Mevki, makam, çalışarak toplum içinde değer görme isteği olanlar. Ev hanımlığı sürekli küçümsendiği için bazı hanımlar çalışarak değer görme arzusu içine giriyorlar. Kadınlar kariyer yaparken çoğunlukla evlilikleri bitiyor. Toplum paralı, yalnız ve mutsuz kadınlarla dolu. Para ve mevki kadının yaratılış ihtiyacı olan bağlanma ve aile olma ihtiyacını gideremez.
c-Kocam boşarsa ya da aldatırsa ortada kalırım kaygısı ile çalışanlar: Rabbimiz “Ben kulumun zannı üzereyim, benden ne beklerse onu veririm.” buyurmuştur. Bu yüzden böyle düşünenlerin başına düşündükleri genellikle gelir.
d-Ev işlerini ve çocuk bakmayı sevmeyip dışarıda çalışmayı daha rahat bulduğu için çalışanlar: Çocuk bakıcıya, ev işleri de yardımcıya… Dışarıda çalışmak ev işlerinden ve çocuk bakmaktan daha kolay fakat hem dışarıda çalışıp hem de akşam gelip evde ev işleri, yemek, çocuk, eş bekliyorsa yardımcı yoksa bu durum kadın için cidden ağır bir yük tabii ki.
e-Aile baskısı ile çalışanlar: “Senin için dünyanın masrafını ettik, çalış da boşa gitmesin.” diye düşünen anne babaların baskısı ile çalışan kadınlar da çoğunlukta. Kendi maaşı geçimlerine yettiği halde daha lüks içinde yaşamak için karısının çalışmasını isteyen ve baskı yapan erkekler de var.
f-Kocaya muhtaç olmamak için çalışanlar: Kocadan para istemek zorunda kalmamak, daha rahat harcama yapmak için çalışan kadınlar da azınlıkta değil. Kadının çok cimri bir kocası varsa zaruri ihtiyaçlarını bile karşılamıyorsa çalışsın. Fakat bir kaç çanta, bir kaç elbise daha fazla alayım, keyfime göre harcama yapayım diye çalışıyorsa o zaman bu özgürlük merakı evliliğine pek iyi bir şekilde yansımayacaktır. Kadın kocasının parasına muhtaçsa kocada kadının pek çok şeyine muhtaç. Hepimiz ölümlüyüz ve bir şekilde birbirimize maddi manevi ihtiyaçlarımız için muhtaç yaratılmışız. Bunda gurur meselesi yapacak bir şey yok.
g-Can sıkıntısından çalışanlar: Genellikle bekar ya da çocuksuz hanımlar can sıkıntısından çalışıyorlar. Maddi ihtiyacı olmayan hanımlar can sıkıntısından çalışmak yerine dini ve sosyal alanlarda Allah rızası için hizmet etseler daha karlı olur. Ebedi hayat için daha çok birikim yapmış olurlar.
Kadınların cahil kalmaması lazım. Kadın sadece evinde oturup televizyon izleme, ev işi, yeme, içime, gezme, alışveriş ile ömrünü geçirmesin. Toplumu yetiştiren kadınlar olduğu için kadınların ilim tahsil etmesi gerek. Kadınların ailesini ihmal etmeden (kendini çok kaptırıp evin yolunu unutanlara da oluyor) vakıf ve dernek faaliyetleri içinde ilim tahsil etmeleri, yetimlere, fakirlere, yaşlılara yardım gibi sosyal çalışmalarda hizmet etmeleri para kazanmalarından çok daha öncelikli olmalı.
Çalışan bir kadın ya da çalışmaya niyet eden bir kadın şu soruları kendine sormalıdır?
Çalışmam gerekiyor mu? Neden çalışıyorum? İhtiyaç için mi lüks için mi çalışıyorum ?”
İhtiyacım olmadığı halde çalışarak bir erkeğin işsiz kalmasına sebep oluyor muyum? Ben daha lüks yaşamaya çalışırken bir erkeğin çocuklarına ekmek götürmesine engel oluyor muyum? İşsizlik ve borçlar yüzünden ailesinin yüzüne bakamayan cinnet geçiren, canına kıyan ya da çocuklarını öldürüp intihar eden erkeklerin haberleri gazetelerin üçüncü sayfasında yer alıyor fakat nedense pek kimse ilgilenmiyor. Erkeklerin işsiz kalmasında daha lüks yaşamak için çalışan kadınların payı ne kadar bunları bir mümin olarak düşünmemiz lazım.
Yaptığım iş yaratılışıma uygun mu? Bana maddiyatın yanında manevi olarak katkısı mı var yoksa maneviyatıma zararı mı var? Kadının yaptığı iş ve çalıştığı ortam çok önemli. Kadınlar erkeklerin yapacağı güç veya otorite gerektiren ya da matematiksel zeka gerektiren işlerde çalışıyorsa erkekleşmeye başlıyor. Masa başı işlerde erkeklerle sürekli aynı ortamlarda bulunan kadınlar ve erkekler arasında duygusal bağlar kolay gelişiyor, bu da aldatmalar ve boşanmalara sebep oluyor. Kadın çalıştığı iş ve ortamda manevi kayba uğruyor mu? Bunun muhasebesini iyi yapmalı.
İş hayatı beni nasıl etkiliyor?” Her gün yorgun musunuz? Tahammülsüz ve sinirli misiniz? Kendinizi tüketmek üzeresiniz dikkat. Kazandığınız bütün paraları harcasanız sağlığınızı tekrar getiremezsiniz.
“İş hayatı evlilik hayatımı nasıl etkiliyor? Çoğunlukla eşinize güler yüz gösteremeyecek kadar yorgunsanız, yaptığınız işleri onun başına kakar gibi yapıyorsanız, param var diye bir de evde reislik yapmaya çalışıyorsanız evliliğiniz tehlikede demektir. Para mı evlilik mi tercih yapmanızın zamanı geçiyor olabilir.
Bazı çalışan kadınlar “Kadın kazancını kocasına vermek zorunda değil.” deyip aile bütçesine katkıda bulunmuyor. Kadının çalışması hiç bir şekilde eş ve anne rollerini etkilemiyorsa parası kendinin olsun, diyebiliriz. Fakat dışarıda çalışan, her gün yorgunluk türküsü söyleyen, yemeği vaktinde hazır olmayan kadının derdini erkek çekiyorsa kadında kazancını eşiyle paylaşmalı bence. Aynı şekilde erkek de karısının çalışmasını istiyorsa, ev işlerinde çocuğun bakımında karısına yardımcı olmak zorunda.
Ayrıca pek çok çalışan kadının cebinde ev hanımlarının cebinde olduğu kadar bile para olmuyor. Karı koca ikimizde çalışıyoruz diye daha fazla harcıyorlar. Arabalarını değiştiriyorlar, evlerini değiştiriyorlar, yazlık kışlık alıyorlar, şunu da alalım bunu da alalım derken para peşinde ömürlerini tüketiyorlar genellikle. Büyük şeylere harcama yaparken küçük şeylere ayıracak para bulamıyorlar. Bu arada muhabbetsiz sevgisiz ömürleri geçmiş oluyor.
Çocuklarıma annelik yapabiliyor muyum? Çocuklarınızla yeterince ilgilenmiyorsanız, yorgunluk sebebi ile onlara karşı sabrınız yoksa çabucak bağırıveriyorsanız onların küçük dünyalarında büyük yaralar açıyorsunuzdur.
Çocuklarınız siz olduğunuz halde annesiz gibi mi büyüyor, duruma bir bakın. Hele bir de onları siz çalışırken ehil ellere teslim etmiyorsanız durum daha kötü. Yavrunuzu bütün gün para için size güler yüz gösteren fakat çocuğunuzun masum dünyasını karartacak sert ve katı kalpli insanların ellerine mi bırakıyorsunuz, iyi bakın. En iyi bakıcı bile annenin yerini tutmaz unutmayın. Çalışıyorsanız bile en az bir beş yaşına kadar ara verip çocuğunuzu kendiniz büyütmeye çalışın.
Şunu kabul etmek lazım ki tam mesai çalışmak kadın yaratılışına uygun değil. Kadınların özel dönemleri var, sancıları var, huysuzlukları var, hamileliği var, doğumu var, süt vermesi var. Bütün bunları görmezden gelip özgürlük adına feminizm adına kadınları erkeklerle yarıştırmak öncelikle kadınlara yapılan büyük bir kötülüktür.
Kadınlar çalışma hayatına bu kadar dahil olduktan sonra kadın fıtratı bozuldu, evlilikler bozuldu, aileler daha kolay dağılmaya başladı. Bunu “iyi işte kadın çalışınca kocasına minnet etmiyor.” diye iyi bir şeymiş gibi savunanlar kocasına hizmet etmekten rahatsız olan kadınların iş yerinde patronlarına minnet etmek ve onların emirlerine itaat etmek zorunda olduğunu neden düşünmüyorlar acaba?
Velhasıl kadının yeri öncelikle evidir. Ben kendi adıma hayatımın hiç bir döneminde tam gün mesai çalışmadım. Kur’an kursu öğretmenliği yaptığım dönemde yarım gün çalıştım onu da anne olacağımı öğrendikten sonra bıraktım. Bekarken ve çocuksuzken Kur’an öğretmeyi çok sevdiğim ve öğretme işinde de başarılı olduğuma inandığım için çok severek çalıştım. Öyle olduğu halde evliliğimin ilk yıllarında çalışırken ev işlerine yetişmek konusunda çok zorlandığım dönemler olduğunu hatırlıyorum.
Şimdi yine faydalı olduğuma inandığım bir işi severek yapıyorum. Mesai saatim yok. Yazma saatlerimi, seminer programlarını aile düzenimizi bozmayacak şekilde ayarlıyorum. Kadının öncelikli yerinin evi olduğunu düşünüyorum. Tabii başta yazdığım gibi mecburiyet yüzünden çalışan kadınlara söyleyecek sözümüz yok. Fakat keyfiyetten çalışan kadınlara da bir kere daha düşünün etraflıca demek isterim.
Bizim kadınlarımızın çoğu aslında hep çalışmışlar. Tarlada, bağda, bahçede çalışıp hep eşlerinin yanlarında olmuşlar. Çalıştıkları kendi işleri olduğu için şartları kendilerine göre ayarlayabilmişler. Gerçi bu durum bazı bölgelerimizde erkekleri tembelliğe alıştırmış, erkekler kahvelerde oturup tembel tembel pineklerken kadınlar gündüz dağlarda bağlarda tek başlarına çalışıp bir de akşam ev işlerine yetişmeye çalışarak fazlaca bir yükün altına giriyorlar. Şartlar uygun da olsa kadın erkeği tembelleştirecek kadar çalışmamalı. Kadın erkeğin yanında yardımcı olsa da erkeğin yapması gereken görevleri almamalı, onun sorumluluğunu üstlenmemeli. Sonuçta eve ekmek getirmek kadının değil erkeğin görevi.
Dinimiz kadının çalışmasını yasaklamamış. Sahabe hanımlarından evinde iş yapıp satarak aile bütçesine katkıda bulunanlar olmuş. Kadının çalışmasında İslam’a uymayan taraf çalıştığı ortam ve çalışma şartları. Günümüzde de çalışma ortamları dini hassasiyeti olan hanımlar için pek uygun değil.
Çalışmak zorunda olan hanımların mümkünse evde el işi, pasta, börek, mantı gibi işler, ya da internet üzerinden evden çalışma şeklinde bir çalışma şeklini tercih etmeleri pek çok açıdan dışarıda çalışmalarından daha hayırlı olur, diye düşünüyorum. Çünkü dışarıda çalışan hanımların kazançlarının çoğu kreşe, giyim kuşama gidiyor. Hele uygun olmayan ortamlarda çalışıyorlarsa manevi kayıpları ise her şeyden daha önemli.

Sema Maraşlı


Konu ile ilgili daha önce yazdığım iki yazının linki:
Baştan Çıkmak Sanıldığı Gibi Zor Değil « Çocuk & Aile
İşte Kazanan Kadın Aşkta Kaybediyor « Çocuk & Aile

 

KatrePare

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Tem 2011
Mesajlar
4,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Esselamu aleykum ve rahmetullah Ibrahim kardesim,

Oncelikle senden Allah ebeden razi olsun ki boyle faydali bir konu acmissin. Hele ki Musluman bir erkek kardesimizden boyle bir konuyu arastirdigini, Musluman kardeslerini bilgilendirdigini gormek ayri bir mutluluk benim icin..

Yazinin uzerine denilebilecek bir sey yok, beni rahatsiz eden bir yanlis, bir bolum de yok.

Ama galiba bende, dini bilimler okuyacagim icin (insaAllah) ilerde su sinifa girecegim :) :

2.Onlara ihtiyaç olunduğu için çalışması gereken kadınlar: Doktor (özellikle kadın doğum alanı) ebe- hemşire, anaokulu öğretmeni ve öğretmenliğin bazı dalları, psikolog, dini ilimler alanında çalışan hanımlar..İlk önce aklıma gelen meslekler. Bu alanlarda kadınlar olmalı. Mümkün olduğu kadar kadınların kadınlarla muhatap olması iyidir.
 

gozyasi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 May 2006
Mesajlar
201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamun Aleyküm,
öncelikle bu yazinin icerinde bir cok kismi yanlis buldumu söylemek istiyorum. Ben almanyada yasiyan ve calisan bir mühendisim. Ve calismamin sebepi burda yazildigi gibi ne üniversteyi okumus olmam nede statu icin nede diyer sebepler. Ben yeni biseyler ögrenmek icin ve calismak beni mutlu etti icin calisiyorum. Is yerinde genc bi mühendis olarak hergün yeni seyler ögreniyorum. Bu ögrendiklerim beni gelistiriyor. Ögrendiklerim bana cok sey katiyor. Insan ögrendikce düsünme sekli degisiyorum baska insanlar konusmasi iyi yönde degisiyor. Hayata hani konuda olursa olsun durumlari daha iyi tartama yeteneyi gelisiyor. Hayata neler oldunu görüyorum ve daha bircok avantaji oluyor calismamin benim icin. Hergün yeni biseyler ögrenmek cok güzel bisey. Suanda evli degilm. Ama ileride insallah evlendimde ve cocugum oldunda hayatim boyunca ögrendiklerim cocugumu yetisdirmek konusunda da yararli olacani düsünüyorum. Is hayatimin aile hayatima bi zarari degilde bi faydasi olacani düsünüyorum. Bence insan mutlu oldu sürece cevresini mutlu edebilir. Ve sevdim isi yapdim icin ailemde bu mutlulun yansicani düsünüyorum. Zamanim mi dogru sekilde kullandikdan sonra Esimede ve cocuklarimda yeterince kaliteli zaman ayirabilecemi ve ilgi göster bileceme inaniyorum. Calisdim icin esime hic bir zaman dinimizin ve vicdanimin izin vermedini bi davranisda bulunacak bir insan degilim. Calisdim icin kötü bi anne ve es olacam anamina asla gelmez. Cünkü benim düsüncemde esim ve cocuklarim benim icin herseyden önce gelir. Ve evlendimde zaman benim isteklerim degil benim icin esimi istekleri önceli vardir. Cünkü bence mutlulun siri budur. Esler karsilikl bir birbirilerini düsünürlerse mutlu olurlar. Ama kadin veya erkek hep ben derse bu evlili evlikden cikarir. Ve kisisel savasa döndürür.
Diyer konulara gelirsek. Calismamin bide söyle bi avantaji var. Almanlarla calistim icin almanlarin dinimi tanimalarinada sebep oldumu düsünüyorum. Müslimanlar ve türkler hakkinda yanlis düsünceler sayip olan almanlarin düsünlerini deyistirdimi düsünüyorum. Cünkü dinimizide benim ve benim gibi bir cok arkadaslarimi konusmasinla ve davranislarila dinimiz hakkinda düsünceleri iyi yönde deyisiyor ve dinimizi taniyorlar. Söyle bi örnek vermek istiyorum bi arkadasimdan. Arkadasimda benle beraber dünyaca tanilmis bi sirkete mühendislik yapiyor ve hergün namazini orda kiliyor. Ve bunu gören almanlar biz müslimanlarin dini inanclarimizin daha güclü oldunu düsünüyor onlara bakisa cünkü biz müslimanlarin is yerinde bile namaz kilarak her yerde dinimizli yasadimizi gösteriyoruz. Ve namazla ilgili sorular soruyor merak ediyor. Almanlar müslüman kadinlarin okumasin dinimizin karsi cikdini düsünüyorlar. Ama müsliman mühendisler görünce bu düsünceleri degisiyor.
Alinti: Kadının yaptığı iş ve çalıştığı ortam çok önemli. Kadınlar erkeklerin yapacağı güç veya otorite gerektiren ya da matematiksel zeka gerektiren işlerde çalışıyorsa erkekleşmeye başlıyor.
Bende teknik bi bölümde mühendislik yapiyor matematiksel zekaya ve otorite ihtiyacim var. Ve bunlarin beni hic bir türlü erkeklestirmedini düsünüyorum. Erkeklerin dinimizde görevini ne oldunu kadinlarin ne oldunu cok iyi biliyorum. Ve hic bir zaman kadinla erkek esitir diye düsünmedim. Ve calistim icin erkeklere benzemeye calisiyorum anlamina gelmez.
Bence kendi bilen ve ALLLAH korkusu olan kadin calisa bile yanlis davranislarda bulunmaz. Günah olan seyleri bilen ve inancli bi kadin buna göre davranir is yerinde. Ve calismasi inancli bi kadinin inanci disina cikmasina, annelik görevlerini, eslik görevlerini ve en önemlisi kuluk görevlerini unutmaz sebep olmaz. ALLAH korkusu olmayan bi kadin evde otursa bile günah olan okadar cok davranisda buluna bilir. Bi kadinin icinde oldu sürece calisada calismasada günaha girmenin yolunu bulur. Ve bunu bir cok kisi unutunu düsünüyorum. Hep calisan kadinlara veya okuyan kizlara böyle seyleri yakistiriyorlar. Ben bu düsüncelerin zirf calisan kadinlara yakistirilmasina cok karsiyim. Kimsenin dini inancina zarar vermeden calisan kadinlar böyle seyleri yakistirmaya hakki yok.
Insallah anlatmak istedilerimi zayif türkcemle dogru sekilde anlatabilmisimdir.
 

coco1903

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Eki 2011
Mesajlar
82
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
özellikle bayan kardeşlerimizin okuması lazım...
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,042
Puanları
113
Yaş
42
Selamun Aleyküm,
öncelikle bu yazinin icerinde bir cok kismi yanlis buldumu söylemek istiyorum. Ben almanyada yasiyan ve calisan bir mühendisim. Ve calismamin sebepi burda yazildigi gibi ne üniversteyi okumus olmam nede statu icin nede diyer sebepler. Ben yeni biseyler ögrenmek icin ve calismak beni mutlu etti icin calisiyorum. Is yerinde genc bi mühendis olarak hergün yeni seyler ögreniyorum. Bu ögrendiklerim beni gelistiriyor. Ögrendiklerim bana cok sey katiyor. Insan ögrendikce düsünme sekli degisiyorum baska insanlar konusmasi iyi yönde degisiyor. Hayata hani konuda olursa olsun durumlari daha iyi tartama yeteneyi gelisiyor. Hayata neler oldunu görüyorum ve daha bircok avantaji oluyor calismamin benim icin. Hergün yeni biseyler ögrenmek cok güzel bisey. Suanda evli degilm. Ama ileride insallah evlendimde ve cocugum oldunda hayatim boyunca ögrendiklerim cocugumu yetisdirmek konusunda da yararli olacani düsünüyorum. Is hayatimin aile hayatima bi zarari degilde bi faydasi olacani düsünüyorum. Bence insan mutlu oldu sürece cevresini mutlu edebilir. Ve sevdim isi yapdim icin ailemde bu mutlulun yansicani düsünüyorum. Zamanim mi dogru sekilde kullandikdan sonra Esimede ve cocuklarimda yeterince kaliteli zaman ayirabilecemi ve ilgi göster bileceme inaniyorum. Calisdim icin esime hic bir zaman dinimizin ve vicdanimin izin vermedini bi davranisda bulunacak bir insan degilim. Calisdim icin kötü bi anne ve es olacam anamina asla gelmez. Cünkü benim düsüncemde esim ve cocuklarim benim icin herseyden önce gelir. Ve evlendimde zaman benim isteklerim degil benim icin esimi istekleri önceli vardir. Cünkü bence mutlulun siri budur. Esler karsilikl bir birbirilerini düsünürlerse mutlu olurlar. Ama kadin veya erkek hep ben derse bu evlili evlikden cikarir. Ve kisisel savasa döndürür.
Diyer konulara gelirsek. Calismamin bide söyle bi avantaji var. Almanlarla calistim icin almanlarin dinimi tanimalarinada sebep oldumu düsünüyorum. Müslimanlar ve türkler hakkinda yanlis düsünceler sayip olan almanlarin düsünlerini deyistirdimi düsünüyorum. Cünkü dinimizide benim ve benim gibi bir cok arkadaslarimi konusmasinla ve davranislarila dinimiz hakkinda düsünceleri iyi yönde deyisiyor ve dinimizi taniyorlar. Söyle bi örnek vermek istiyorum bi arkadasimdan. Arkadasimda benle beraber dünyaca tanilmis bi sirkete mühendislik yapiyor ve hergün namazini orda kiliyor. Ve bunu gören almanlar biz müslimanlarin dini inanclarimizin daha güclü oldunu düsünüyor onlara bakisa cünkü biz müslimanlarin is yerinde bile namaz kilarak her yerde dinimizli yasadimizi gösteriyoruz. Ve namazla ilgili sorular soruyor merak ediyor. Almanlar müslüman kadinlarin okumasin dinimizin karsi cikdini düsünüyorlar. Ama müsliman mühendisler görünce bu düsünceleri degisiyor.
Alinti: Kadının yaptığı iş ve çalıştığı ortam çok önemli. Kadınlar erkeklerin yapacağı güç veya otorite gerektiren ya da matematiksel zeka gerektiren işlerde çalışıyorsa erkekleşmeye başlıyor.
Bende teknik bi bölümde mühendislik yapiyor matematiksel zekaya ve otorite ihtiyacim var. Ve bunlarin beni hic bir türlü erkeklestirmedini düsünüyorum. Erkeklerin dinimizde görevini ne oldunu kadinlarin ne oldunu cok iyi biliyorum. Ve hic bir zaman kadinla erkek esitir diye düsünmedim. Ve calistim icin erkeklere benzemeye calisiyorum anlamina gelmez.
Bence kendi bilen ve ALLLAH korkusu olan kadin calisa bile yanlis davranislarda bulunmaz. Günah olan seyleri bilen ve inancli bi kadin buna göre davranir is yerinde. Ve calismasi inancli bi kadinin inanci disina cikmasina, annelik görevlerini, eslik görevlerini ve en önemlisi kuluk görevlerini unutmaz sebep olmaz. ALLAH korkusu olmayan bi kadin evde otursa bile günah olan okadar cok davranisda buluna bilir. Bi kadinin icinde oldu sürece calisada calismasada günaha girmenin yolunu bulur. Ve bunu bir cok kisi unutunu düsünüyorum. Hep calisan kadinlara veya okuyan kizlara böyle seyleri yakistiriyorlar. Ben bu düsüncelerin zirf calisan kadinlara yakistirilmasina cok karsiyim. Kimsenin dini inancina zarar vermeden calisan kadinlar böyle seyleri yakistirmaya hakki yok.
Insallah anlatmak istedilerimi zayif türkcemle dogru sekilde anlatabilmisimdir.

Kusura bakmassanız size bir soru sormak istiyorum.
Günde ne kadar zamanınızı islamı tanımak adına ayırıyorsunuz?
 

selimoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2006
Mesajlar
504
Tepki puanı
0
Puanları
0
Kusura bakmassanız size bir soru sormak istiyorum.
Günde ne kadar zamanınızı islamı tanımak adına ayırıyorsunuz?

Yukarıdaki yazı ile bu sorunun alakası ne anlamadım.

Yani ''çalışan kadın İslamı yeterince öğrenemez'' mi demek istediniz?
 

gozyasi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 May 2006
Mesajlar
201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Kusura bakmassanız size bir soru sormak istiyorum.
Günde ne kadar zamanınızı islamı tanımak adına ayırıyorsunuz?

Bu sorudan calistim icin dinimi tanima zaman ayiramicami düsündünüzü cikariyorum. Dinimizi ögrenmek icin neler yapmak veya ne kadar zaman ayirmak gerekdini düsününüzü bilmiyorum. Ben kizaca size neler yapdimi ve neler yapmaya calistimi anlatmak istiyorum. Islamiyet forum girip ilgimi ceken konulari okuyorum. Sonra aklima gelipde detayli bilmek istedimi dini konulari internet ve kitaplardan arastiyorum. Ve benim icin en önemli olan ve en cok sevk aldim ve kendim icin en yararli gördüm sey arkadaslarimla dini bilgi alisversine girmek. Mesela örneyi arkadaslarimla bilgi alisverisine girdim bi konu hepimiz oruc tutmayi etrafimizdaki isyerideki almanlarla nasil anlatimiz di. Bir birimize hani sorulara cevap vermekde zorladimiz anlatiyoruz. Bu cevap vermedimiz sorular cevap ariyoruz. Hic kimse bilmiyorsa bu konulara cevap verebilmek icin neler yapabilecemizi konusuyoruz. Mesela aramizda bi doktor kapali bayan bi arkadasimiz vardi. O arkadas sicak havalarda oruc tutmanin saglimiza nasil faydalarini olabileceni arastirmak istedini söyledi.Cünkü bize almanlardan sikca sorduklari bi soru sicak havada su icmemeni nasil saglik icin zararli olmadi. Ben ve benim arkadasim böyle sorulari onlari tatmin edebilecekleri cevap vermek istiyorum. Elimden geldi kadar kendimi dini bilgilerimi gelistirip ve dinimi almanlara güzelce anlatmak istiyorum. Tek anlatmak kalmayip bilgilendikce daha örnek davranislar bulunup onlari dinimizin bize ögreti güzel davranislarda bulunup bunlari görüp dinimizin güzelini görmelerini istiyorum.
Cevap vermedim bi soru sorduklarindan kendimden utaniyorum almanlarla karsi dini koruyamadim icin. Bilgilerimin yetersiz oldunu biliyorum. Ama sunuda biliyorum hersey bi günde olmaz zamanla kendimi daha da gelistirecem.
Evet calismiyor olsaydi daha fazla zamanim olurdu. Ama ozaman da baska seylerde eksik kalirdim. Ama sevdim isi yaparak bilim konusunda kendi gelistirmeyi seviyorum ve buda kötü bisey oldunu düsünmüyorum.
Insan zamani iyi kullandi sürece herseyi yapabilir. Arkadaslarla ve akrabalarla bir araya geldinde insan zamani bosa harcamak yerine dini konular konusabilir. Veya internetde bos bosuna facebookda gezecene dini sayfalarda yararli bilgiler edine bilir. Tv izlemek yerine kitap okuyabilir. Veya insan arabayla ise gidecene trenle veya otobüsle gidebilir ozamani bile kitap okumayla veya internete bisey arastirmayla kullana bilir. Bu isler herkesin kendi zamanin nasil kullandina bakar. Bide zaman uzunlu degil ne kadar kaliteli olduda önemli. Kisa zamani iyi kullandi sürece insan cok bilgi edine bilir. Ve sonuc olarak herkes kendi bilmesi gerekiyor zamanini nasil dogru kullanacani.
Belki ne kadar calistimi bilmediniz icin dini bilgil edinecek zaman bulamicam düsünüyorsunuzdur. Ben haftanin bes günü 8 saat calisyorum ve calisma saatlerini kendim istedim gibi ayarlaya biliyorum.
Son olarak sunu demek istiyorum. Insan istedikce az veya cok zaman ayirabilir dini konuda kendini gelistirmeye. Iste önemli olan istemek. Sunuda düsünmek lazim evde oturupda calismayip dini bilgi edinmeyen cok kadin var.
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Son olarak sunu demek istiyorum. Insan istedikce az veya cok zaman ayirabilir dini konuda kendini gelistirmeye. Iste önemli olan istemek. Sunuda düsünmek lazim evde oturupda calismayip dini bilgi edinmeyen cok kadin var.

Şu son cümleniz hoşuma gitti haklısınız hemde çok...
Ben mühendis grubu ablaların sohbetine gidiyorum
Çalışıyolar çolukları çocukları olduğu halde benden çok şey biliyolar ve utandım kendimden
Bende kendimi yeni yeni geliştiriyorum onlardan bişeyler öğrenmek istiyorum
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Ben kadınların çalışmama konusunda bu yazılara katılamıyorum malesef sonuçta herkesin rızkını veren Rabbim.
Ben ilerde çalışmak istiyorum şahsen çünkü kendi paramla hacca da gitmek istiyorum ,umreyede ,kurbanda kesmek ,zekatta vermek istiyorum
En büyük hayalim bunlar ... Ve en tabbi haklarım diye düşünüyorum
Yazıda çok uç noktolar var keyfinden çalışan kadınların azınlık olduğunu düşünüyorum mesala
En azından çevremden hiç duymadım bunu hatta tam tersini duydum

Hele son taraflarda bir cümle var ki ''Kendim çalışarak bir erkeğin çalışmasına mani oluyor muyum ?''
Eee Rabbim ona değil bana nasip etmişse ben hak etmişsem bunuda düşünemem yani kimse kusura bakmasın
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,042
Puanları
113
Yaş
42
Bu sorudan calistim icin dinimi tanima zaman ayiramicami düsündünüzü cikariyorum. Dinimizi ögrenmek icin neler yapmak veya ne kadar zaman ayirmak gerekdini düsününüzü bilmiyorum. Ben kizaca size neler yapdimi ve neler yapmaya calistimi anlatmak istiyorum. Islamiyet forum girip ilgimi ceken konulari okuyorum. Sonra aklima gelipde detayli bilmek istedimi dini konulari internet ve kitaplardan arastiyorum. Ve benim icin en önemli olan ve en cok sevk aldim ve kendim icin en yararli gördüm sey arkadaslarimla dini bilgi alisversine girmek. Mesela örneyi arkadaslarimla bilgi alisverisine girdim bi konu hepimiz oruc tutmayi etrafimizdaki isyerideki almanlarla nasil anlatimiz di. Bir birimize hani sorulara cevap vermekde zorladimiz anlatiyoruz. Bu cevap vermedimiz sorular cevap ariyoruz. Hic kimse bilmiyorsa bu konulara cevap verebilmek icin neler yapabilecemizi konusuyoruz. Mesela aramizda bi doktor kapali bayan bi arkadasimiz vardi. O arkadas sicak havalarda oruc tutmanin saglimiza nasil faydalarini olabileceni arastirmak istedini söyledi.Cünkü bize almanlardan sikca sorduklari bi soru sicak havada su icmemeni nasil saglik icin zararli olmadi. Ben ve benim arkadasim böyle sorulari onlari tatmin edebilecekleri cevap vermek istiyorum. Elimden geldi kadar kendimi dini bilgilerimi gelistirip ve dinimi almanlara güzelce anlatmak istiyorum. Tek anlatmak kalmayip bilgilendikce daha örnek davranislar bulunup onlari dinimizin bize ögreti güzel davranislarda bulunup bunlari görüp dinimizin güzelini görmelerini istiyorum.
Cevap vermedim bi soru sorduklarindan kendimden utaniyorum almanlarla karsi dini koruyamadim icin. Bilgilerimin yetersiz oldunu biliyorum. Ama sunuda biliyorum hersey bi günde olmaz zamanla kendimi daha da gelistirecem.
Evet calismiyor olsaydi daha fazla zamanim olurdu. Ama ozaman da baska seylerde eksik kalirdim. Ama sevdim isi yaparak bilim konusunda kendi gelistirmeyi seviyorum ve buda kötü bisey oldunu düsünmüyorum.
Insan zamani iyi kullandi sürece herseyi yapabilir. Arkadaslarla ve akrabalarla bir araya geldinde insan zamani bosa harcamak yerine dini konular konusabilir. Veya internetde bos bosuna facebookda gezecene dini sayfalarda yararli bilgiler edine bilir. Tv izlemek yerine kitap okuyabilir. Veya insan arabayla ise gidecene trenle veya otobüsle gidebilir ozamani bile kitap okumayla veya internete bisey arastirmayla kullana bilir. Bu isler herkesin kendi zamanin nasil kullandina bakar. Bide zaman uzunlu degil ne kadar kaliteli olduda önemli. Kisa zamani iyi kullandi sürece insan cok bilgi edine bilir. Ve sonuc olarak herkes kendi bilmesi gerekiyor zamanini nasil dogru kullanacani.
Belki ne kadar calistimi bilmediniz icin dini bilgil edinecek zaman bulamicam düsünüyorsunuzdur. Ben haftanin bes günü 8 saat calisyorum ve calisma saatlerini kendim istedim gibi ayarlaya biliyorum.
Son olarak sunu demek istiyorum. Insan istedikce az veya cok zaman ayirabilir dini konuda kendini gelistirmeye. Iste önemli olan istemek. Sunuda düsünmek lazim evde oturupda calismayip dini bilgi edinmeyen cok kadin var.

Sorumdan kastımda bu değildi.Sorumu zahir manada sormuştum.Doğal olarak sizde benim soruma değil benim sorduğumu düşündüğünüz mana çerçevesinde cevap yazmışsınız.Herneyse
Değerli kardeşim yazdıklarınızda çok tezat noktalar var eleştirmem sayfalarca yazı yazmama neden olur ve malesef o kadar vakit ayıramayacağım.
Ben sizi problemin kaynağına çekmek istiyor ve size sadece şunu ifade etmek istiyor
Bir müslümanın hayat rehberi bildiğiniz gibi Kur'andır ve onun paratiği olan sünnettir.
Kur'ana ve sünnete 3 türlü bakış açısı vardır.
1-Kur'an ha varmış ha yokmuş davrananlar.Yani adam müslüman olduğunu söylüyor fakat ne Kur'andan ne sünnetten haberi yok.Böyle bir derdide yok.Bu adamın akibeti hüsran olur
2-Hayatını kendi prensiplere göre düzenleyen ama bir problemle karşılaştırğında acaba Kur'an sünnet bu konuda ne demiş diye Kur'ana ve sünnete yaklaşanlar.Bu insanda sürekli hatalara düşer ve akibetinden korkulur.
3-Acaba Kur'an ve sünnet benden ne istiyor diyerek Kur'ana ve sünnete yönelenler ve hayatını bu isteklere göre düzenleyenler.İşte bunlar Allah'ın izni ile felaha erecek olanlardır.

İslam insan hayatının her noktasını düzenleyen bir dindir.İnsan hayatındaki hiçbirşey başı boş ve kuralsız değildir.Bizlerde inşaAllah islamın hükümleri önce öğrenelim sonra sahaya inelim.Okul bitirmeden mühendis olunamayacağı gibi islamın bize yüklediği asli görevleri bilmedende islami bir yaşantı yaşamak olanaksız olacak ve hata üzerine hata yapacağız demektir.
Selametle kalın
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,042
Puanları
113
Yaş
42
Yukarıdaki yazı ile bu sorunun alakası ne anlamadım.

Yani ''çalışan kadın İslamı yeterince öğrenemez'' mi demek istediniz?
Bakış açısına göre alaka kurulabilir.
Ama madem böyle bir mana çıkardınız o manaya cevaben bende şunu ifade edeyim ki
İslamı hakkı ile öğrenen ve yaşamak isteyen kadın çalışmak istemez
Selametle kalın
 

gozyasi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 May 2006
Mesajlar
201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Sorumdan kastımda bu değildi.Sorumu zahir manada sormuştum.Doğal olarak sizde benim soruma değil benim sorduğumu düşündüğünüz mana çerçevesinde cevap yazmışsınız.Herneyse
Değerli kardeşim yazdıklarınızda çok tezat noktalar var eleştirmem sayfalarca yazı yazmama neden olur ve malesef o kadar vakit ayıramayacağım.
Ben sizi problemin kaynağına çekmek istiyor ve size sadece şunu ifade etmek istiyor
Bir müslümanın hayat rehberi bildiğiniz gibi Kur'andır ve onun paratiği olan sünnettir.
Kur'ana ve sünnete 3 türlü bakış açısı vardır.
1-Kur'an ha varmış ha yokmuş davrananlar.Yani adam müslüman olduğunu söylüyor fakat ne Kur'andan ne sünnetten haberi yok.Böyle bir derdide yok.Bu adamın akibeti hüsran olur
2-Hayatını kendi prensiplere göre düzenleyen ama bir problemle karşılaştırğında acaba Kur'an sünnet bu konuda ne demiş diye Kur'ana ve sünnete yaklaşanlar.Bu insanda sürekli hatalara düşer ve akibetinden korkulur.
3-Acaba Kur'an ve sünnet benden ne istiyor diyerek Kur'ana ve sünnete yönelenler ve hayatını bu isteklere göre düzenleyenler.İşte bunlar Allah'ın izni ile felaha erecek olanlardır.

İslam insan hayatının her noktasını düzenleyen bir dindir.İnsan hayatındaki hiçbirşey başı boş ve kuralsız değildir.Bizlerde inşaAllah islamın hükümleri önce öğrenelim sonra sahaya inelim.Okul bitirmeden mühendis olunamayacağı gibi islamın bize yüklediği asli görevleri bilmedende islami bir yaşantı yaşamak olanaksız olacak ve hata üzerine hata yapacağız demektir.
Selametle kalın


Üzüldüm anlatmak istediklerimi herhalde yanlis anlatim ki beni yanlis anladiniz. Sizde selametle kalin...
 

eczicten

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Eki 2012
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
selam arkadaşlar ben kamu da çalışıyorum (devlet hastanesinde)yılbaşından sonra türbanlı çalışma izni çıkacak deniliyor bilgisi olan varmı acaba?...
 

buket_zeynep

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2012
Mesajlar
2,757
Tepki puanı
180
Puanları
63
Yaş
39
aslında yazdıklarınzda fazlasıyla haklısınız ben ilk sınıftayım kendi adıma çalışmak zorundayım eşim yeri geldi iki işi bir arada yaptı ama yetemedi ne yapayım... öğretmenim atanamadım atansaydım çok ii şeyler yapacaktım öğrencilerim için şimdi memurum ve buda sizinle tanışmama sebep oldu kapanmama hatta...
ha şu açıdan bakarsak istemezdim çalışmak evimde oturmak eşime yetmek çocuğuma kendim bakmak aam olmadı eşimde her sabah ben evden çıkarken gözleri dolarak uğurluyor beni bende çalışabilecekken onu niye bize bak deyip zora koşayımki... hem evinde oturup din öğreniyorm diyen bir çok kişiden daha iyilerini gördüm bu yolda ömrünü hizmete adamış ablalar evlerini açmış bir kelime öğretmek için yollara düşmüş kadınlar kınamak kolay ama birazda anlamak lazım
 

buket_zeynep

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2012
Mesajlar
2,757
Tepki puanı
180
Puanları
63
Yaş
39
selam arkadaşlar ben kamu da çalışıyorum (devlet hastanesinde)yılbaşından sonra türbanlı çalışma izni çıkacak deniliyor bilgisi olan varmı acaba?...

kardeşim aslında hastanelerin çogunda serbest artık ya burda kimse başını açmıyor hastanelerde hem evet yılbaşından sonra öle bir yasa çıkacak diyolar elimiz duada bekliyoruz inşallah
 

Seyren

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2012
Mesajlar
1,036
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
44
Bakış açısına göre alaka kurulabilir.
Ama madem böyle bir mana çıkardınız o manaya cevaben bende şunu ifade edeyim ki
İslamı hakkı ile öğrenen ve yaşamak isteyen kadın çalışmak istemez
Selametle kalın

Ya mecbursa.İslamı hakkı ile yaşamaya çalışan ama eşi ölmüş ailesi sahip çıkmıyor çocuğuna bakmak zorunda ise ne yapmalı.Çocuğunu geçin yaşamak için çalışmak gerekli ise onun için ne yapmalı o kadın.
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,548
Tepki puanı
899
Puanları
113
Yaş
65
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Dinen kadının çalışmasında bir sakınca var mıdır? Erkeklerin içinde yanyana çalışması dinen caiz midir?

Sorunun Detayı

Dinen kadının çalışmasında bir sakınca var mıdır? Erkeklerin içinde yanyana çalışması dinen caiz midir?


Değerli kardeşimiz;
Kadının çalışmasını engelleyen her hangi bir yasak bilmiyoruz. Ancak kadının çalışırken uyması gereken bazı kurallar vardır. Bu kurallara uymazsa haram işlemiş olur.
“İslam’da insan olmaları bakımından, erkekle kadın arasında herhangi bir ayrım söz konusu değildir; her ikisi de eşit derecede Yüce Allah’ın emir ve yasaklarına muhataptır. Erkek olsun kadın olsun, bütün insanlar yeryüzünü imar etmek ve orada Allah’a kulluk etmekle yükümlüdürler. İslâm’da insanlık ve Allah’a kulluk bakımından kadınla erkek arasında bir fark bulunmadığı gibi temel hak ve sorumluluklar açısından da kadın erkek ayrımı bulunmamaktadır.

Dinimizde, erkeğe tanınan temel hak ve hürriyetler, aynı derecede kadına da tanınmıştır. Buna göre yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme; kişi hürriyeti ve güvenliği; vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyeti; mülkiyet ve tasarruf hakkı; meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunmada bulunma, kanun önünde eşitlik ve adaletle muamele görme hakkı, mesken dokunulmazlığı, şeref ve onurun korunması, evlenme ve aile kurma hakkı, özel hayatın gizliliği ve dokunulmazlığı, geçim teminatı gibi temel haklar bakımından kadınla erkek arasında herhangi bir ayrım söz konusu değildir.

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Peygamber'in kadınlardan biat almasının zikredilmesi (Mümtehine, 60/13), İslâm’da kadının iradesinin bağımsızlığını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu itibarla kadın olmak, hak ehliyetini ve fiil ehliyetini daraltan bir sebep değildir. Sahip olduğu hakların, kocası ya da başkası tarafından ihlal edilmesi halinde kadının hakime başvurarak haksızlığın giderilmesini isteme hakkı bulunmaktadır.

İslâm'da kadının konumu ve hakları konusundaki tartışmaların önemli bir kısmı, kadının sosyal hayata katılması, çalışması ve kamu görevi üstlenmesi noktalarında odaklaşmaktadır.

İslâm'a göre, kural olarak kadın, ev içinde ve dışında çalışabilir; ailesinin ihtiyaçlarını sağlamada kocasına yardımcı olabilir. Şartlara ve ihtiyaçlara göre, aile hayatında eşlerin rollerinin değişmesi de mümkündür. Önemli olan hayatın huzur ve düzen içinde geçmesi, ihtiyaçların karşılanmasında bireylerin imkan ve kabiliyetlerine uygun sorumlulukları dengeli şekilde üstlenmeleridir. Bazı kaynaklarda yer alan Hz. Peygamber'in, evin iç işlerini kızı Hz. Fatıma'ya, dış işlerini ise damadı Hz. Ali'ye yüklemiş olması[İbn Ebî Şeybe, Musannef, X/165, No: 9118; XIII/284, No: 16355; Ömer Nasuhî Bilmen, Hukuk-i İslamiyye, II/484.

Müslümanlar için bir aile modeli oluşturma amacına yönelik bağlayıcı bir kural değil, ihtiyaç, örf ve adete dayalı tavsiye niteliğinde bir çözümdür.

Kaldı ki, ev hanımının ailesine ve topluma katkıları küçümsenemeyecek kadar önemli bir iştir.

Kadın, mali ve ticarî alanlarda erkeklerle eşit konumda olup, kadın olması sebebiyle herhangi bir kısıtlamaya maruz değildir; ticaret ve borçlar hukuku alanında erkeklerin sahip oldukları bütün hak ve yetkilere sahiptir. İslâm dininde erkek – kadın ayrımı yapılmaksızın, çalışıp kazanmak teşvik edilmiş, "insan için ancak çalıştığı vardır" (Necm, 53/39); "… Erkeklere kazandıklarından bir pay vardır; kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Allâh'ın lutfundan nasibinizi isteyin..." (Nisa 4/32) buyurulmuştur.

Çalışma kapsamında değerlendirilen ticaret ile ilgili “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helâk etmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir” (Nisa, 4/29), âyeti ile “Sizden herhangi birinizin ipini alıp da dağdan sırtına bir bağ odun yüklenerek getirip satması, dilenmesinden daha hayırlıdır”[Buhârî, Büyû’ 5.>, hadisinde kadın erkek ayrımı söz konusu değildir.

Dinimizin insanlar arası ilişkilerde ve ticarî hayata ilişkin koyduğu açıklık, dürüstük, güven, doğru sözlülük, sözünde durma, şart ve akitlere bağlı kalma, karşı tarafın zayıflığı, bilgisizliği ve sıkıntıda olmasını istismar etmeme gibi genel ilkelerine bağlı kalmak şartıyla, erkek ve kadın herkes helal ve meşru yollardan kazanç elde etme hakkına sahiptir.

Bu açıklamalar ışığında Kadın hem çalışabilir, hem de çalışamaz diyebilirriz. Şartları bulunursa çalışabilir, bulunmazsa çalışamaz.

Bir kadının iş yerinde çalışması için belli başlı şartlardan biri, tesettürüne mani olunmaması, vekar ve ciddiyeti hafife alınmamasıdır. Aynı zamanda bu iş yerinde başka insanlar da bulunması ve kadın tek erkekle başbaşa kalmamasıdır.

Zira bir kadın bir erkekle başbaşa kalırsa üçüncülerinin şeytan olacağını Efendimiz bildirmiştir. Hem böyle bir yalnızlıkta halvet vaki olduğundan erkeğe mehr-i misil gibi maddî ceza, kadına da tâzir gibi dinî ceza terettüb eder.

Demek oluyor ki, ihtiyaç içinde olduğundan çalışmak zorunda kalan kadın, tesettürüne, iffet ve vekarına halel gelmeyen ciddi iş yerinde çalışabilir. Çevredeki yabancı erkeklere bu tesettür ve vekar içinde ciddi şekilde muhatap olabilir. Bu şartların yok olduğu yerde kadının çalışma şartı da yok demektir.

Zaten çalışıp kazanma mecburiyeti erkek içindir. Kadın evinde oturur, çoluk çocuğuna bakar. Erkek ise dışarda çalışıp çabalayarak kadının ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalır. Bizim sözünü ettiğimiz şartlar, herhalde böyle hâmisi olmayan ihtiyaç içinde çırpınan kadınlar içindir. Kocası izin vermeyen kadın zaten çalışma hakkına da sahip sayılmaz. Kocasının kazancıyla idare etmesi şart olur, yahut beyinin izni gerekir.

Bir kadının yabancı bir erkeğin evinde veya iş yerinde çalışması İslâm'ın emrettiği şekilde olursa, yani birkaç kadın ile birlikte veya açık bir yerde çalışırsa beis yoktur. Ama, kapalı bir yerde yalnız olarak yabancı bir kimse ile birlikte kalacak olursa halvet olduğundan haramdır (el-Fıkıh 'ala'l-Mezahip el-Arbaa, c.3 s.125).
İlave bilgi için tıklayınız:
Kadın erkek birlikteliğinde dikkat edilmesi gereken konular nelerdir?
Kız arkadaşlarla konuşmanın bir sakıncası var mıdır?
Bu konuşma teke tek değil de bir toplumun içinde, sokakta veya birkaç kişinin yanında olursa bir mahzuru var mıdır?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,042
Puanları
113
Yaş
42
Ya mecbursa.İslamı hakkı ile yaşamaya çalışan ama eşi ölmüş ailesi sahip çıkmıyor çocuğuna bakmak zorunda ise ne yapmalı.Çocuğunu geçin yaşamak için çalışmak gerekli ise onun için ne yapmalı o kadın.

Önce şunu bilmelisinizki sizin rızkınızı veren Rabbimiz olduğu gibi çocularınızın rızkını verende Rabbimizdir.
Anne ve babalar birer vesiledir.
İslamyette mecburiyet kavramını ve insan hangi durumlarda mecbur konumda olacağını ve bu durumda
islamın helal sıknırlarını ne kadar zorlayabileceğini araştırmanızı öneririm.
Bizim burada üzerinde durduğumuz helal olmayan durumlara kadının çalışma meselesidir.
Yoksa insan evindede veya helal olan durumlarda çalışarak para kazanabilir ve bunda sıkıntı yoktur.
Eğer biz gerçekten samimiyetle islamiyetin koyduğu sınırları aşmamak üzere rızkı kazanmayı murad ediyorsak bilinki Allah celle celluhu mutlaka kapı açacaktır.Burda bize düşen sabır sınırlarımızı zorlayarak islamın koyduğu sınırları aşmamak.Eğer aşıyorsak bozulmanın kapısını aralamışız demektir.
 

firdevs-i gam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eyl 2012
Mesajlar
100
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Önce şunu bilmelisinizki sizin rızkınızı veren Rabbimiz olduğu gibi çocularınızın rızkını verende Rabbimizdir.
Anne ve babalar birer vesiledir.
İslamyette mecburiyet kavramını ve insan hangi durumlarda mecbur konumda olacağını ve bu durumda
islamın helal sıknırlarını ne kadar zorlayabileceğini araştırmanızı öneririm.
Bizim burada üzerinde durduğumuz helal olmayan durumlara kadının çalışma meselesidir.
Yoksa insan evindede veya helal olan durumlarda çalışarak para kazanabilir ve bunda sıkıntı yoktur.
Eğer biz gerçekten samimiyetle islamiyetin koyduğu sınırları aşmamak üzere rızkı kazanmayı murad ediyorsak bilinki Allah celle celluhu mutlaka kapı açacaktır.Burda bize düşen sabır sınırlarımızı zorlayarak islamın koyduğu sınırları aşmamak.Eğer aşıyorsak bozulmanın kapısını aralamışız demektir.

Yusuf bey bir şey sorabilir miyim müsadenizle.
Siz eşinizi evden komşuya bile salmayı düşünmüyor musunuz? Veyahut herhangi bir kadın arkadaşına? Kadın sadece evde oturmalı mı? Çocuklarını okula götürüp getiremeyecek mi? Alışveriş yapamayacak mı?
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt