#fani_dünya#
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 2 Kas 2008
- Mesajlar
- 419
- Tepki puanı
- 2
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
Kadın bir ailenin baş mimarisi çocuklarının ilk öğretmeni yuvayı yuva haline getiren en temel unsurdur.
Peki, ilim nedir; ilim bir insanın en temel gereksinimi yaşantısına yön vereceği ve olmazsa olmazların en önemlisidir.
Misalen bir çamaşır makinesini çalıştırmasını bilmeyen kişi çalıştırmayı öğrenince kendisinin temel ihtiyacını karşılayacak bir gündelik bilgi yani bir nevi ilim elde etmiş olur.
Hz. Âlinin dediği gibi “sen malı korursun ilim ise seni korur”
Peki, ilim demişken faydalı ilimi yoksa gereksiz ilimi ayrımı yapmayı nebiler nebisi ihmal etmemiş ve bir hadisinde “ya Rab Fayda vermeyen ilimden sana sığınırım demiştir.”
Peki, madem her ilim faydalı değildir ilmin bile faydalı faydasızı mevcut iken Müslüman bir erkek-kadın nasıl olurda faydasız ilimlerden nemalanmaya çalışabilir.
Konuyu farklı bir açıdan ele alacak olursak Üstad Bediüzzaman Hazretleri Fenni ilimden bahsetmiştir bizlere peki bu fenni ilim ile dini ilim arasındaki fark nedir?
Evvela dini ilim bir din mensubunun tüm hayatını şekillendirerek onun çocukluğundan, gençliğine, evliliğinden, ölümüne değin ibadet şeklini ibadet özüne inebilmeyi
Allah’ ı,tevhidi, resulünü ve onun yoldaşlarına ulaşmamızı sağlayan bir okyanuslar silsilesidir.
Dini ilim öyle bir şeydir ki dünyadaki birçok şey için bile kaideler ve kurallar koymuş emir ve yasaklarının bildirmiş hatta ve hatta tuvalet konusunda bile kendi din mensuplarına öğütlerde bulunmuştur.
Ve bu ilmin en büyük ilmi ise Kuran İlmidir şüphe yok ki Kuran ilmiyle şereflenen biri hiçbir zaman sapıtmaz delalete düşmez çünkü o hak yol üzeredir.
Peki, fenni ilim nedir; insanın biyolojik yapısını fiziki beşeri rahatsızlıkları üzerinde çalışılan insanların ve tüm canlıların anatomisini araştıran insanlık tarihini çeşitli dünya tarihlerini literatürlerini ve çeşitli filozofları anlatan kısacası dini ilim dışındaki her şey fenni ilim kapsamındadır. fenni iliminde kendi içinde faydalı ve faydasızı bulunmaktadır yani bir tıp okumak bir astroloji bir astronomi gereksiz ilim değildir ama bir filozofun eserlerini sabah akşam okumak gereksizliktir.
Bir Müslüman için bu iki ilimden öncelikli olan tabii ki dini ilimdir. Çünkü dini akaidi sağlam olmayan biri ateist ve Şamanist birinin eserini okuduğunda aklına Allah’ın varlığıyla ilgili şüpheler gelebilir.
İşte bu yüzden biz diyoruz ki ey Müslümanlar topluluğu önce dininizi iyi öğrenmeden dünyalık ilimlerin peşine düşmeyin.
Peygamberin hayatı dururken önünüzde gidip dünya klasiklerini Donkişot’u okumayın..
Şimdi asıl konumuzun kadının ilmi eğitimi olması münasebetiyle o halde bizde bu görüşlerimizi kadına uyarlamamamızın hiçte yadırganmayacağını düşünüyoruz.
Zira her kadında her insan gibi ilme bilgiye muhtaçtır. hemde erkekten ziyade kadın daha fazla ilme muhtaçtır.
Şüphesiz erkek çocuklarını yetiştirip büyüten ve onların ilk öğretmenliğini yapanda yine takdir edersiniz ki bir kadındır. Ve bu kadın gelecek nesilden babadan daha fazla sorumludur.
Bir nevi şöyle özetlersek aslında nesil kadına bağlıdır neslimizin iyimi kötümü olacağını kadınlar belli edecek ve kadınlarımızın ne kadar ilmi yönden donanımlı kaliteli iseler o derece nesillerimizde kaliteli ve eğitimli olacaklardır.
Peki, İslami ölçüleri aşmadan dinin emir ve yasaklarını göz ardı etmeksizin bir kadın nasıl ilme yönelebilir nasıl kendini geliştirebilir.
1-kadın bekâr iken anne babası veyahut kardeşleri ona ilim öğretmek ona lazım olacak faydalı bilgileri söylemekle mükelleftirler.
2-kadın evlenince bu defa kocasının ona gerekli ilmi öğretmesi esas olur bu defa kocası kadına mükellef olur hatta bir kadın kocası ona ilim öğretirken kocasından izinsiz başka ilim verilen yere gider ise günahkâr olur.
Ama kocası ilmi yönden yetersiz ise ve kadının öğrenmek istediği ilim faydalı ilim yani dini ilim ise kocasından izinsizde ilim verilen yerlere tesettürüne ve iffetine zarar gelmemek şartıyla gidebilir. Ama kadının öğrenmek istediği ilim fenni ilim ise ve daha çok bu fenni ilminden gereksiz diye tabir edeceğimiz ilmi ise o halde kocasından izinsiz giderse yine günahkâr olur.
3-tamamı bayanlardan oluşan bir vakıf, dernek, cemaat evi veya aile sohbetleri gibi düzenlemelerde bulunup burada ilim tahsil edilebilir.
4-veya karma eğitim sistemi olmayan ve başörtüsüne laf gelmeyecek bir ülkede, şehirde veya beldede üniversite okuyabilir bu şekilde ilim tahsil edebilir.
5-veya bunların hiç birini yapamayacak derecede özürlü, hasta, bitkin ve miskin biri ise evde kitaplar okuyarak kendini ilmi yönden fevkalade geliştirebilir ve bunun çok örnekleri de mevcuttur.
Yukarıda görüldüğü üzere mümine bir kadın bu beş şekilde de ilim tahsilinde bulunabilir.
Hem Allahın emri olan örtünmeye laf gelmeyecek hem de ilim tahsil ettiği için kendisine ayrıca mükâfat verileceği şüphe götürmez bir gerçektir.
Peki şimdiye kadar anlatmaya vurgulamaya çalıştıklarımızı günümüz türkiyesine uyarlayacak olursak mümine bir kadın nasıl ilim öğrenip kendini geliştirebilir.?
Sual:Türkiye de üniversitelerde başı açık veya perukla ilim tahsil edebilir miyim?
Cevap:şimdi önce Allahın kullarına emrettikleri ve nehyettikleri(yasakladıkları)yüce kitabımızda açıkça belirtilmektedir.
Örtünme ayeti kerimesi: "Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle, evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar."
"Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, namuslarını da korusunlar, zînetlerini açmasınlar, bunlardan görünen kısmı müstesnadır. Başörtülerini de yakalarının üzerini kapatacak şekilde iyice örtsünler."
Okuma ve ilim ayeti kerimesi:"oku yaradan rabbinin adına ki O, insanı alaktan (embriyondan) yarattıOku! Senin Rabbin ise Ekrem`dir (en üstün olandır)
O ki kalemle öğretti.
Görüldüğü üzere bir ayette mümine kadının örtünmesi diğer yerdede erkek-kadın ayrım yapılmaksızın ilim öğrenilmesi “OKU”denilerek Allah tarafından bizlere emredilmektedir.
Peki bir mümine kadın bu emir ve yasak arasında kalınca hangisini yapmalıdır?
Hadisi şerif: "Ben size bir şey emrettiğim zaman ondan gücünüzün yettiği kadarı yapınız. Bir şeyden nehyettiğim zaman da ondan kaçınız" buyrulmaktadır.
Fıkhın kaidesi:yasak ve emir olan bir durum mevzu bahis ise mümin-mümine kişi yasak olandan Allahın ve peygamberinin nehyettiği(yasakladığı)işlerden kaçınmalıdır.Emrettiklerini ise gücü yettiği kadar yapmalıdır.
Misalen Allah bizlere iyilik yapmamızı fakirlere mazlumlara yardım etmemizi emrediyor ama biz durumumuz müsait olmadıgı için fakir oldugumuz için bu emri yerine getiremezsek ahirette Allah bize bunun hesabını sormayacaktır.
Ama başörtü gibi mühim bir mevzuda açık ve kesin bir dille ayetlerler yasak konulmuşsa zenginde olsa fakirde olsa kişi yine hesabını verecektir.
İşte bu haseple mümin veya mümine kişi önce Allahın nehyettiklerinden(yasak)larından kaçınmalıdır ki delalete düşmesin.
Bizler eğer peygamberimizi seviyor onun yolunda gidiyorsak ve Allah’a karşı kulluk bilincimizin idrakindeysek o halde bu hadise ve fıkhın kaidesine uymak zorundayız.aksi takdirde itikadımızda bir arızalanma olacağı şüphe götürmeyecektir.
Sual:üniversite okumak zaruret değilmidir hani insanlar zorda kalınca dinimiz kolaylıklar getirirdi neden üniversitede bir zaruret olmasın ki?
Cevap: dinimiz İslam tabiî ki dinlerin en mükemmeli ve kolaylıklar dinidir.ama bu kolaylıklar keyfi değil zaruri durumlarda uygulanmış ve uygulanacak kolaylıklar olup fıtri,biyolojik ihtiyaçları ve rahatsızlıkları mevzu bahis ederek kullanılmaktadır.
Misalen yolcu biri 4 rekat namazını 2 rekat kılabilir diye bir kolaylık vardır günümüzde buda seferi durumdur ve bu durumda kılınan namaza “kasr” denilir yani “kasrus salat”
Peki yolcuya neden böyle bir kolaylık verilmiştir çünkü yolcu biri uzun bir yolculuktan sonra fıtri olarak yorgun düşer uykusuz kalır bitkin bir hale gelir işte bu sebeple bu durum kendisine zaruret olur ve namazlarını yarıya indirip kılabilir.
Peki bu görülen zaruret durumunu ela alacak olur isek.türkiyede üniversite okumak için yani başörtüsünü açarak veya peruk takarak okumak mümine kadın için bir zaruretmidir değimlidir asıl mesele burada bitmektedir.
Daha evvel belirttiğimiz beş maddede kadın ilim tahsil edebildiğine göre ve ilim öğrenmek için üniversiteye gitmek ve bunu zaruret sayıp başını açmak veya peruk takmak günah ve açık ayetlerle yasak olduguna göre ilimmi,yoksa başörtümü sorusuna başörtü diye cevap vereceğimize göre kesinlikle üniversite zaruret değildir.
Asrı saadette bir kadın kendi beş vakit namazını öğrenmek için bile başörtüsünden taviz vermez erkeklerle aynı safta bulunmazdı.
Bir mescidde Allah resulü sohbet verecek olsa onlar erkeklerle bir arada olmazlar erkeklere ayrı kadınlara ayrı sohbet yapılır bilmediklerini resule sorar resulde cevaplardı.Bir kadın islamın beş şartından biri olan hac vazifesini yerine getirmek için bile yanında mahremi olmadan bu vazifesini yerine getiremez.
Yani islamın kadının iffetine ve başörtüsüne verdiği önem ve değer güneş gibi ortadayken kadının sırf iffetine zarar gelmesin diye tek başına hac vazifesine bile izin verilmez iken.
Bir kadın kendi dini ilmini kendisine dinin tüm yönlerini tanıtacak bütün dini ve dünyevi ihtiyaçlarına cevap niteliği taşıyacak bir ilmi dahi başörtüsüz öğrenemiyorsa ve buda ilahi bir emir ise.
Bizim maddeleşmiş kadınlarımız sırf dünyevi ve çoğu gereksiz ilimleri öğrenme adına örtülerinden taviz vermeleri tahammül edilemeyecek derecede cehalet örneğidir ve büyük bir vebaldir.
Bu akıl karı değildir haram yoldan Allahın yasakladığı bir yoldan ilim öğrenme ne bu dünyada nede ahrette kişiye fayda saglayabilir.
Kendi görüşlerimizden ziyade delilerimizle gerekçelerimizle söylemek istediklerimizi bir konuya toplayalım dedik.
İnşAllah faydalı olabiliriz.
vesselam...
Yazan: #Fani_dünya#
Peki, ilim nedir; ilim bir insanın en temel gereksinimi yaşantısına yön vereceği ve olmazsa olmazların en önemlisidir.
Misalen bir çamaşır makinesini çalıştırmasını bilmeyen kişi çalıştırmayı öğrenince kendisinin temel ihtiyacını karşılayacak bir gündelik bilgi yani bir nevi ilim elde etmiş olur.
Hz. Âlinin dediği gibi “sen malı korursun ilim ise seni korur”
Peki, ilim demişken faydalı ilimi yoksa gereksiz ilimi ayrımı yapmayı nebiler nebisi ihmal etmemiş ve bir hadisinde “ya Rab Fayda vermeyen ilimden sana sığınırım demiştir.”
Peki, madem her ilim faydalı değildir ilmin bile faydalı faydasızı mevcut iken Müslüman bir erkek-kadın nasıl olurda faydasız ilimlerden nemalanmaya çalışabilir.
Konuyu farklı bir açıdan ele alacak olursak Üstad Bediüzzaman Hazretleri Fenni ilimden bahsetmiştir bizlere peki bu fenni ilim ile dini ilim arasındaki fark nedir?
Evvela dini ilim bir din mensubunun tüm hayatını şekillendirerek onun çocukluğundan, gençliğine, evliliğinden, ölümüne değin ibadet şeklini ibadet özüne inebilmeyi
Allah’ ı,tevhidi, resulünü ve onun yoldaşlarına ulaşmamızı sağlayan bir okyanuslar silsilesidir.
Dini ilim öyle bir şeydir ki dünyadaki birçok şey için bile kaideler ve kurallar koymuş emir ve yasaklarının bildirmiş hatta ve hatta tuvalet konusunda bile kendi din mensuplarına öğütlerde bulunmuştur.
Ve bu ilmin en büyük ilmi ise Kuran İlmidir şüphe yok ki Kuran ilmiyle şereflenen biri hiçbir zaman sapıtmaz delalete düşmez çünkü o hak yol üzeredir.
Peki, fenni ilim nedir; insanın biyolojik yapısını fiziki beşeri rahatsızlıkları üzerinde çalışılan insanların ve tüm canlıların anatomisini araştıran insanlık tarihini çeşitli dünya tarihlerini literatürlerini ve çeşitli filozofları anlatan kısacası dini ilim dışındaki her şey fenni ilim kapsamındadır. fenni iliminde kendi içinde faydalı ve faydasızı bulunmaktadır yani bir tıp okumak bir astroloji bir astronomi gereksiz ilim değildir ama bir filozofun eserlerini sabah akşam okumak gereksizliktir.
Bir Müslüman için bu iki ilimden öncelikli olan tabii ki dini ilimdir. Çünkü dini akaidi sağlam olmayan biri ateist ve Şamanist birinin eserini okuduğunda aklına Allah’ın varlığıyla ilgili şüpheler gelebilir.
İşte bu yüzden biz diyoruz ki ey Müslümanlar topluluğu önce dininizi iyi öğrenmeden dünyalık ilimlerin peşine düşmeyin.
Peygamberin hayatı dururken önünüzde gidip dünya klasiklerini Donkişot’u okumayın..
Şimdi asıl konumuzun kadının ilmi eğitimi olması münasebetiyle o halde bizde bu görüşlerimizi kadına uyarlamamamızın hiçte yadırganmayacağını düşünüyoruz.
Zira her kadında her insan gibi ilme bilgiye muhtaçtır. hemde erkekten ziyade kadın daha fazla ilme muhtaçtır.
Şüphesiz erkek çocuklarını yetiştirip büyüten ve onların ilk öğretmenliğini yapanda yine takdir edersiniz ki bir kadındır. Ve bu kadın gelecek nesilden babadan daha fazla sorumludur.
Bir nevi şöyle özetlersek aslında nesil kadına bağlıdır neslimizin iyimi kötümü olacağını kadınlar belli edecek ve kadınlarımızın ne kadar ilmi yönden donanımlı kaliteli iseler o derece nesillerimizde kaliteli ve eğitimli olacaklardır.
Peki, İslami ölçüleri aşmadan dinin emir ve yasaklarını göz ardı etmeksizin bir kadın nasıl ilme yönelebilir nasıl kendini geliştirebilir.
1-kadın bekâr iken anne babası veyahut kardeşleri ona ilim öğretmek ona lazım olacak faydalı bilgileri söylemekle mükelleftirler.
2-kadın evlenince bu defa kocasının ona gerekli ilmi öğretmesi esas olur bu defa kocası kadına mükellef olur hatta bir kadın kocası ona ilim öğretirken kocasından izinsiz başka ilim verilen yere gider ise günahkâr olur.
Ama kocası ilmi yönden yetersiz ise ve kadının öğrenmek istediği ilim faydalı ilim yani dini ilim ise kocasından izinsizde ilim verilen yerlere tesettürüne ve iffetine zarar gelmemek şartıyla gidebilir. Ama kadının öğrenmek istediği ilim fenni ilim ise ve daha çok bu fenni ilminden gereksiz diye tabir edeceğimiz ilmi ise o halde kocasından izinsiz giderse yine günahkâr olur.
3-tamamı bayanlardan oluşan bir vakıf, dernek, cemaat evi veya aile sohbetleri gibi düzenlemelerde bulunup burada ilim tahsil edilebilir.
4-veya karma eğitim sistemi olmayan ve başörtüsüne laf gelmeyecek bir ülkede, şehirde veya beldede üniversite okuyabilir bu şekilde ilim tahsil edebilir.
5-veya bunların hiç birini yapamayacak derecede özürlü, hasta, bitkin ve miskin biri ise evde kitaplar okuyarak kendini ilmi yönden fevkalade geliştirebilir ve bunun çok örnekleri de mevcuttur.
Yukarıda görüldüğü üzere mümine bir kadın bu beş şekilde de ilim tahsilinde bulunabilir.
Hem Allahın emri olan örtünmeye laf gelmeyecek hem de ilim tahsil ettiği için kendisine ayrıca mükâfat verileceği şüphe götürmez bir gerçektir.
Peki şimdiye kadar anlatmaya vurgulamaya çalıştıklarımızı günümüz türkiyesine uyarlayacak olursak mümine bir kadın nasıl ilim öğrenip kendini geliştirebilir.?
Sual:Türkiye de üniversitelerde başı açık veya perukla ilim tahsil edebilir miyim?
Cevap:şimdi önce Allahın kullarına emrettikleri ve nehyettikleri(yasakladıkları)yüce kitabımızda açıkça belirtilmektedir.
Örtünme ayeti kerimesi: "Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle, evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar."
"Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, namuslarını da korusunlar, zînetlerini açmasınlar, bunlardan görünen kısmı müstesnadır. Başörtülerini de yakalarının üzerini kapatacak şekilde iyice örtsünler."
Okuma ve ilim ayeti kerimesi:"oku yaradan rabbinin adına ki O, insanı alaktan (embriyondan) yarattıOku! Senin Rabbin ise Ekrem`dir (en üstün olandır)
O ki kalemle öğretti.
Görüldüğü üzere bir ayette mümine kadının örtünmesi diğer yerdede erkek-kadın ayrım yapılmaksızın ilim öğrenilmesi “OKU”denilerek Allah tarafından bizlere emredilmektedir.
Peki bir mümine kadın bu emir ve yasak arasında kalınca hangisini yapmalıdır?
Hadisi şerif: "Ben size bir şey emrettiğim zaman ondan gücünüzün yettiği kadarı yapınız. Bir şeyden nehyettiğim zaman da ondan kaçınız" buyrulmaktadır.
Fıkhın kaidesi:yasak ve emir olan bir durum mevzu bahis ise mümin-mümine kişi yasak olandan Allahın ve peygamberinin nehyettiği(yasakladığı)işlerden kaçınmalıdır.Emrettiklerini ise gücü yettiği kadar yapmalıdır.
Misalen Allah bizlere iyilik yapmamızı fakirlere mazlumlara yardım etmemizi emrediyor ama biz durumumuz müsait olmadıgı için fakir oldugumuz için bu emri yerine getiremezsek ahirette Allah bize bunun hesabını sormayacaktır.
Ama başörtü gibi mühim bir mevzuda açık ve kesin bir dille ayetlerler yasak konulmuşsa zenginde olsa fakirde olsa kişi yine hesabını verecektir.
İşte bu haseple mümin veya mümine kişi önce Allahın nehyettiklerinden(yasak)larından kaçınmalıdır ki delalete düşmesin.
Bizler eğer peygamberimizi seviyor onun yolunda gidiyorsak ve Allah’a karşı kulluk bilincimizin idrakindeysek o halde bu hadise ve fıkhın kaidesine uymak zorundayız.aksi takdirde itikadımızda bir arızalanma olacağı şüphe götürmeyecektir.
Sual:üniversite okumak zaruret değilmidir hani insanlar zorda kalınca dinimiz kolaylıklar getirirdi neden üniversitede bir zaruret olmasın ki?
Cevap: dinimiz İslam tabiî ki dinlerin en mükemmeli ve kolaylıklar dinidir.ama bu kolaylıklar keyfi değil zaruri durumlarda uygulanmış ve uygulanacak kolaylıklar olup fıtri,biyolojik ihtiyaçları ve rahatsızlıkları mevzu bahis ederek kullanılmaktadır.
Misalen yolcu biri 4 rekat namazını 2 rekat kılabilir diye bir kolaylık vardır günümüzde buda seferi durumdur ve bu durumda kılınan namaza “kasr” denilir yani “kasrus salat”
Peki yolcuya neden böyle bir kolaylık verilmiştir çünkü yolcu biri uzun bir yolculuktan sonra fıtri olarak yorgun düşer uykusuz kalır bitkin bir hale gelir işte bu sebeple bu durum kendisine zaruret olur ve namazlarını yarıya indirip kılabilir.
Peki bu görülen zaruret durumunu ela alacak olur isek.türkiyede üniversite okumak için yani başörtüsünü açarak veya peruk takarak okumak mümine kadın için bir zaruretmidir değimlidir asıl mesele burada bitmektedir.
Daha evvel belirttiğimiz beş maddede kadın ilim tahsil edebildiğine göre ve ilim öğrenmek için üniversiteye gitmek ve bunu zaruret sayıp başını açmak veya peruk takmak günah ve açık ayetlerle yasak olduguna göre ilimmi,yoksa başörtümü sorusuna başörtü diye cevap vereceğimize göre kesinlikle üniversite zaruret değildir.
Asrı saadette bir kadın kendi beş vakit namazını öğrenmek için bile başörtüsünden taviz vermez erkeklerle aynı safta bulunmazdı.
Bir mescidde Allah resulü sohbet verecek olsa onlar erkeklerle bir arada olmazlar erkeklere ayrı kadınlara ayrı sohbet yapılır bilmediklerini resule sorar resulde cevaplardı.Bir kadın islamın beş şartından biri olan hac vazifesini yerine getirmek için bile yanında mahremi olmadan bu vazifesini yerine getiremez.
Yani islamın kadının iffetine ve başörtüsüne verdiği önem ve değer güneş gibi ortadayken kadının sırf iffetine zarar gelmesin diye tek başına hac vazifesine bile izin verilmez iken.
Bir kadın kendi dini ilmini kendisine dinin tüm yönlerini tanıtacak bütün dini ve dünyevi ihtiyaçlarına cevap niteliği taşıyacak bir ilmi dahi başörtüsüz öğrenemiyorsa ve buda ilahi bir emir ise.
Bizim maddeleşmiş kadınlarımız sırf dünyevi ve çoğu gereksiz ilimleri öğrenme adına örtülerinden taviz vermeleri tahammül edilemeyecek derecede cehalet örneğidir ve büyük bir vebaldir.
Bu akıl karı değildir haram yoldan Allahın yasakladığı bir yoldan ilim öğrenme ne bu dünyada nede ahrette kişiye fayda saglayabilir.
Kendi görüşlerimizden ziyade delilerimizle gerekçelerimizle söylemek istediklerimizi bir konuya toplayalım dedik.
İnşAllah faydalı olabiliriz.
vesselam...
Yazan: #Fani_dünya#