bezmi safa
Kayıtlı Kullanıcı
Ölümünü bir hamayil (muska) gibi göğsünde taşıyan, onunla tanış olan, biliş olan, dost olan İslam insanıyla; onu hayatından uzaklaştırmak isteyen, fakat bunu beceremeyince onu görmezden gelen, yok sayan modern birey arasındaki fark, sadece nicelik farkı mıdır?
Hayır, elbette nitelik farkıdır ve bu farkın temeli, "tek dünyalı" olmakla, "iki dünyalı" olmak arasındaki farktır. Tek dünyalılar için ölüm bir bitiş, bir son gibi algılanır. İki dünyalılar için ölüm, doğum kadar doğal ve tabii bir 'geçiş' noktasıdır.
Tek dünyalılar, hayatlarında yaptıklarının hesabını veremedikleri zaman, veremedikleri için ölüme sığınırlar; iki dünyalılar hayatlarının hesabını vermek için ölüme hazırlanır ve giderken "er-Rafiku'l-a'lâ" (Yüce Dost'a!...) diyerek giderler.
Tek dünyalılar için ölüm bir 'kaçış', iki dünyalılar için ölüm bir 'kavuşma'dır. Tek dünyalılar, yatırımlarını hep dünyaya yaptıkları için ölüm deyince gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi olur ve yüzlerinde korkunun rengini görürsünüz; onları ölüme razı eden tek şey 'dünyalarının yıkılması' dır. İki dünyalılarsa yatırımlarını orantısını kurarak iki dünyanın ikisine birlikte yaparlar ve bu nedenle de onları 'ölüm'le korkutamazsınız. Onları ölümle korkutmaya kalkanlar, hep ölüm karşısında titreyen tek dünyalı zavallılardır. Kendileri için geçerli olanın iki dünyalılar için de geçerli olduğu vehmine kapıldıkları için, kişilik satın almak için pazarlık yaparlar. Ruhunu satanların tümü tek dünyalıdır; hiçbir iki dünyalı, Allah'ın kendisine teklif ettiğinden aşağısına razı olmaz; onun içinde kula kul olmaz ve satın alınamazdırlar. (İslamoğlu-Makaleler)
Sümeyye gibi aşı olamasa da,Ammar gibi anacığı gözlerinin önünde katledilse de, Esma gibi evladının cesedine bakıp “işte en büyük hatip”diye haykırsa da ,Şems gibi gülümseyerek eceline gitse de,Amine gibi hasetle kavrulsa da,siz onları vazgeçiremezsiniz. Ve satın alamazsınız.
Ya bizim tükettiğimiz imanımız,söz verip de bozduğumuz yeminlerimiz,dönekliklerimiz?
Aynı sözü söylemedik mi bizde “La ilahe illaallah” derken.?
Söyledik, yazdık ama kalbe indiremedik.
Biz de söz vermedik mi? Canımızdan,malımızdan,çocuklarımızdan daha çok sevmeye Rasulü....
O halde biz nerede hata yaptık....?
Hayır, elbette nitelik farkıdır ve bu farkın temeli, "tek dünyalı" olmakla, "iki dünyalı" olmak arasındaki farktır. Tek dünyalılar için ölüm bir bitiş, bir son gibi algılanır. İki dünyalılar için ölüm, doğum kadar doğal ve tabii bir 'geçiş' noktasıdır.
Tek dünyalılar, hayatlarında yaptıklarının hesabını veremedikleri zaman, veremedikleri için ölüme sığınırlar; iki dünyalılar hayatlarının hesabını vermek için ölüme hazırlanır ve giderken "er-Rafiku'l-a'lâ" (Yüce Dost'a!...) diyerek giderler.
Tek dünyalılar için ölüm bir 'kaçış', iki dünyalılar için ölüm bir 'kavuşma'dır. Tek dünyalılar, yatırımlarını hep dünyaya yaptıkları için ölüm deyince gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi olur ve yüzlerinde korkunun rengini görürsünüz; onları ölüme razı eden tek şey 'dünyalarının yıkılması' dır. İki dünyalılarsa yatırımlarını orantısını kurarak iki dünyanın ikisine birlikte yaparlar ve bu nedenle de onları 'ölüm'le korkutamazsınız. Onları ölümle korkutmaya kalkanlar, hep ölüm karşısında titreyen tek dünyalı zavallılardır. Kendileri için geçerli olanın iki dünyalılar için de geçerli olduğu vehmine kapıldıkları için, kişilik satın almak için pazarlık yaparlar. Ruhunu satanların tümü tek dünyalıdır; hiçbir iki dünyalı, Allah'ın kendisine teklif ettiğinden aşağısına razı olmaz; onun içinde kula kul olmaz ve satın alınamazdırlar. (İslamoğlu-Makaleler)
Sümeyye gibi aşı olamasa da,Ammar gibi anacığı gözlerinin önünde katledilse de, Esma gibi evladının cesedine bakıp “işte en büyük hatip”diye haykırsa da ,Şems gibi gülümseyerek eceline gitse de,Amine gibi hasetle kavrulsa da,siz onları vazgeçiremezsiniz. Ve satın alamazsınız.
Ya bizim tükettiğimiz imanımız,söz verip de bozduğumuz yeminlerimiz,dönekliklerimiz?
Aynı sözü söylemedik mi bizde “La ilahe illaallah” derken.?
Söyledik, yazdık ama kalbe indiremedik.
Biz de söz vermedik mi? Canımızdan,malımızdan,çocuklarımızdan daha çok sevmeye Rasulü....
O halde biz nerede hata yaptık....?