Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

KABUS (1 Kullanıcı)

medahms

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Haz 2006
Mesajlar
1,989
Tepki puanı
3
Puanları
0
S.A__


KABUS


Çocukluğumdan beri dar mekanlardan sıkılır ve bu tür yerlerden feryat edercesine uzaklaşırdım. İleri yaşlarda bunun bir hastalık olduğunu anlamış, fakat bu illetten bir türlü kurtulamamıştım.

Oysa ki o dar mekanlara, şimdi ister istemez girecektim.Beni sarıp sarmalamışlar ve uzunca bir tabuta yerleştirmişlerdi. Çevremde dolaşanların sesini gayet iyi duyuyor ve gözlerim kapalı olmasına rağmen, her nasılsa onları duyabiliyordum.

-Genç yaşta öldü zavallı, diyorlardı. Halbuki yapacak ne kadar çok iş vardı. Gerçektende bir çok işim yarım kalmıştı. Mesela oğluma iyi bir iş yeri açamamış, araba ile renkli televizyonun taksitlerini henüz bitirememiştim. Büyük bir firma kurup dostlarımı orada toplamak artık hayal olmuştu. Üstelik kış çok yaklaştığı halde odun-kömür işini halledememiş ve çatını akan yerlerini aktaramamıştım.Yarıda kalan işimi arka arkaya sıralarken, kulaklarımı çınlatan bir sesle irkildim. Sanki mikrofonla söylenen bu ses beynimin en ücra köşelerinde yankılanıyor ve:

“Geçti artık geçti,” diyordu.İçimden “Keşke geçmemiş olsaydı” diyordum. Nereden başıma gelmişti o kaza bilmem ki? Halbuki ne kadar da iyi araba kullanırdım. Olup bitenleri hatırlamaya çalışırken, dostlarımın çevremi sardığını ve içinde bulunduğum tabutun kapılarını örtmeye çalıştıklarını fark ettim. Onları engellemek için avazım çıktığı kadar bağırmak ve çırpınmak istediğim halde ne kımıldayabiliyor, ne de bir ses çıkartabiliyordum. Biraz sonra koyu bir karanlıkta kalmış ve gözlerimi, tabutun tahtaları arasından sızan ışığa çevirmiştim. Dehşet içinde:

-Aman Allah’ım, dedim. Ne olacak şimdi halim? Korkudan hiçbir şey düşünemiyordum. Bu arada omuzlara kaldırılmış ve sallana sallana götürülmeye başlanmıştı. Dışarıdaki seslerden yağmur yağdığı belli oluyor ve su damlacıklarının sesi, tabutumun gıcırtısına karışıyordu.Cenaze namazı için camiye gidiyor olmalıydık.

Cami deyince aklıma gelmişti. Çok yakınımızda olmasına ve her gün 5 defa davet edilmeme rağmen, bir türlü vakit bulup gidememiştim. Ama her zaman söylediğim gibi 50 yaşına gelince namaza başlayacak ve herkesin şikayet ettiği kötü alışkanlıklarımı terk edecektim. Evet evet, şu kaza olmasaydı, ileride ne iyi insan olacaktım.Daha önceden duyduğum ve nereden geldiğini kestiremediğim ses:

-“Geçti artık geçti.” diye tekrarladı. “Bitti artık.”Biraz sonra namazım kılınmış ve omuzlara kaldırılmıştım. Mahallemizdeki kahvehanenin önünden geçerken, her gün iskambil oynadığımız arkadaşların neşeli kahkahalarını işitiyor ve “herhalde ölüm haberini duymamış olacaklar” diye düşünüyordum. Sesler iyice uzaklaştığında, eğik bir şekilde taşındığımı hissederek mezarlığa çıkan yokuşu tırmandığımızı anladım. Şiddetle yağan yağmurun tabutumdaki çatlaklardan sızarak kefenimi yer yer ıslattığının da farkındaydım. Buna rağmen dışarıda konuşulanlara kulak verdim. Dostlarımın bir kısmı piyasadaki durgunluktan bahsediyor, bir kısmı da milli takımın son oyununu methediyordu. Tabutumu taşıyan diğer biri ise yanındakinin kulağına fısıldayarak:

Rahmetlinin tersliği öldüğü günden belli, diyordu. Sırılsıklam olduk birader...! Duyduklarım herhalde yanlış olmalıydı. Yoksa bunlar, uykularımı onlar için feda ettiğim dostlarım değil miydi? Yolculuğum bir müddet sonra bitmiş ve yere indirilmişti. Kapak tekrar açıldı ve cansız vücudumu yakalayan kollar, beni dibinde su toplanmış olan çukura doğru indirdi. Boylu boyunca yattığım yerden etrafıma baktım.

Aman Allah’ım, bu kabir değil miydi? O ana kadar buraya gireceğimi neden düşünmemiştim? Sessiz feryatlarımı kimselere duyuramıyor ve dostlarımın, üzerimi örtmek için yarıştığını hissediyordum. Tekrar zifiri karanlıkta kalmış ve bütün acizliğimle dua etmeye başlamıştım.

- Yarabbi, diyordum. Bir fırsat daha yok mu, senin istediğin gibi bir kul olayım. Ve kabrimi, Cennet bahçelerinden bir bahçeye çevireyim? Aynı ses, her zamankinden daha şiddetli olarak: “Geçti artık geçti,” diye tekrarladı. “Her şey bitti artık.” Mezarımı örten tahtaların üzerine atılan toprakların çıkardığı ses gök gürültüsünü andırıyor ve bütün benliğimi sarsıyordu.

Son bir gayretle yerimden fırlayarak gözlerimi açtım. Odamdaki rahat yatağımda yatıyor, fakat korkunç bir kabus görüyordum. Bitişik dairede oturan doktor arkadaşım beni ayıltmaya çalışarak:

“Geçti artık geçti,” diye bağırıp duruyordu. “Geçti bak hiçbir şeyi kalmadı.” Yattığım yerden yavaşca doğruldum. Terden sırılsıklam olmuş ve sanki 20 kilo birden vermiştim. Dışarıda sağanak halinde yağmur yağıyor, şimşek ve gök gürültüsünden bütün ev sarsılıyordu.Etrafındakilerin şaşkın bakışları arasında kendimi toplarlamaya çalışırken:

Yarabbi, sana zerrelerim adedince şükürler olsun, diyordum. İyi bir kul olmak için ya bir fırsat daha vermeseydin!...


_________________
İsyanınız nefsinize, itaatiniz Rabbinize olsun.
 

Zafer

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
3 Haz 2006
Mesajlar
350
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: KABUS

kardeşim eline sağlık paylaşımın İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM bencede KABUS insanların ensesine yapışık olan bişe BUNDAN KURTULMAK BİRAZ ZOR GİBİME GELİYOOB)B)
 

tamer okkan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Nis 2007
Mesajlar
51
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
63
Konum
ANKARA
Allahım bizede sana hayırlı kul ,habibine hayırlı ümmet olmamızı nasib et
eline sağlık kardeşim
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt