Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kabirden yardım istemek faydalanma şekilleri (7 Kullanıcı)

mucahid_tr

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2009
Mesajlar
47
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
KABİRDEN YARDIM İSTEMEK FAYDALANMA ŞEKİLLERİ


hadis usulune göre delil olmaya yeteri kadar güçlü olmıyan

...Resulullaha atfedilen .

.Dünya işlerinde şaşırıp, hayrete düştüğünüz zaman kabir ehlinden yardım isteyiniz."
(Acluni,Keşfül Hafa cilt 1 sahife85) ........

.bu sözden daha sağlam delillerimiz varken bu delil yerine aşağıdaki deliller yeterli olur .

ALLAH dostu, evliyâ olarak bilinen insanların kabirlerinden

“bana çocuk, ev, eş ver” şeklinde istekte bulunmak,

kabirlere çaput bağlamak, kurban kesmek , kabire karşı secde etmek elbette sakıncalı ve yanlıştır.

Aksi takdirde böyle tutumlar insanı şirke düşürür.

Önemli olan Resulullahın ve sahabenin yaptığı gibi ( AŞAĞIDA AÇIKLAN DELİLLERDE OLDUĞU GİBİ )

ruhundan bizim için ALLAH a dua etmesi istenilen veya aracı kılınan kabirde yatan kişinin ALLAH cc nın dilemesi olmadan hiç bir şey yapmaya güçü olmıyacağını bilmektir .

bu şirk tir, sapık kabirciler denilirse buna şirk diyen kişi farkında olmadan aşağıdda görüleceği gibi bu şekilde dua eden Resulullahı ve sahabeyi şirk ile itham etmiş olur .



…………………. O ZAMAN CAİZ OLAN ŞEKLİ NASIL OLMALI


1….

Kabirdeki Peygamberimizden veya bir ALLAH dostunun ruhundan bizim için ALLAH’a duâ etmesini istemektir.

Böyle yapılabileceğine dair elimizde delil vardır.




……………………DELİLİMİZ ŞUDUR

Mâlik ed-Dâr anlatıyor: Hz. Ömer (ra) zamanında halk kuraklık çekerken bir adam Peygamber’in (sav)’in kabrine gelerek

Ya RasulALLAH! Ümmetin için yağmur yağmasını iste. Zira onlar helak oldu. Hadis böyle devam ediyor ileride daha geniş anlatılacak (5. Hadiste). [1]


Şimdi Vahhâbîlerin hadis âlimlerinden Aslen Arnavutlu olan Elbânî fikirlerini çürüten bu hadisi nasıl zayıflatmaya çalışıyo.


Elbânî, hem metin hem de isnad bakımından rivâyetin sahih olmadığını söylemektedir.

Râvî Mâlik ed-Dâr’ın zabt ve adalet i maruf değildir. O mechul bir râvîdir.[2] diyor bakalım öylemi?


Bahse konu olan rivâyetin delil olarak kullanılmasına musamaha göstermeyen Elbânî’nin en önemli gerekçesinin, Mâlik ed-Dâr’ın meçhul bir râvî olduğunu itham etmesidir .

Ancak biz, Elbânî’nin iddia ettiği gibi Mâlik ed-Dâr’ın zabt ve adalet i maruf olmayan (meçhul) bir şahıs değil, aksine onun maruf bir râvî olduğunu tesbit etmiş durumdayız.

İbn Sa’d (ö.230/844), onu şöyle tanıtmaktadır:

“Mâlik ed-Dâr, Ömer b. el-Hattab (ra)’ın azatlısıdır. Hımyer kabilesinden ve Cüblanlıdır.

Ebû Bekir ve Ömer’den hadis rivâyet etmiştir. Kendisinden de Ebû Salih es-Semman rivâyette bulunmuştur. O maruf idi”.[3]

İmâm Buhârî, Tarihi Kebir’inde onu zikrettiği halde aley¬hine bir şey dememiştir.


İbn Hibban (ö.354/965) onu es-Sikat’ında zikretmekte ve hakkında menfi bir söz söylememektedir.


İbn Hacer (ö.852/1448) ise bunlara ilaveten şu bilgileri vermektedir:

“Mâlik ed-Dâr diye bilinen zat, Mâlik b. Iyad’dır ve (asr-ı saadet’e) yetişmiştir. Muaz ve Ebû Ubeyde’den rivâyetleri vardır.
Kendisinden iki oğlu; Avn ve Abdullah rivâyette bulunmuştur.

Buhârî, Tarih”inde[4] Ebû Salih Zekvan tarikiyle Mâlik ed-Dâr’dan Hz. Ömer (ra)’ın kıtlık senesindeki sözünü (muhtasar olarak) rivâyet etmiştir.

Aynı rivâyeti tafsilatlı olarak İbn Ebî Hayseme de tahric etmiştir…

İbn Sa’d onu Medineli tabiilerin ilk tabakası içinde zikretmiştir. Hz. Ömer (ra)ve Hz. Osman (ra) onu mali işlerde görevlendirmiş ve bu yüzden de ona Mâlik ed-Dâr adı verilmiştir.

Ali İbnu’l-Medini’den rivâyet edildiğine göre O, Hz. Ömer’in haznedarı idi”.[5]

Ebû Ya’la el-Halili el-Kazvini (ö.446/1054)’de, Mâlik ed-Dâr’ın sika oluşunda ittifak edilen kadim bir tabii olduğunu ve tabiinin ondan övgüyle bahsettiklerini ifâde etmektedir.

Hatırlanacağı üzere Elbânî, bahse konu olan rivâyet hakkında ibn Hacer’in “Ebû Salih es-Semman’ın Mâlik ed-Dâr’dan sahih bir isnad ile…” diyerek kullandığı ifâdeden onun, râvi Mâlik ed-Dâr’ın meçhul olduğuna işâret ettiği şeklinde yorumlamıştı.

Halbuki İbn Hacer’in Mâlik ed-Dâr’ı tanıtıcı mahiyette verdiği bilgiler, böyle bir yoruma mahal bırakmayacak kadar açıktır.

Şüphesiz İbn Hacer’in söz konusu açıklaması, Elbânî’nin yaptığı yorumu anlamsız kılmaktadır.

Hz. Ömer (ra)gibi, rivâyet konusunda tesebbüt ve ihtiyat sahibi bir zatın, resmi veya özel mali işlerde onu istihdam etmesi, râvî Mâlik ed-Dâr’ın zabt ve adalet inin bir göstergesi sayılmalıdır.

Bu tesbit bize dikkat ederseniz geride geçen hadislerin tahriçlerinde de görüleceği gibi Elbânî bunu hep yapıyor.

Elbânî’nin, Mâlik ed-Dâr hakkında İbn Hacer’in verdiği biyografik bilgiyi görmediği veya görmezlikten geldiği kanatine götürmektedir.

Bu detaylı bilgiden sonra, Elbânî’nin Mâlik ed-Dâr hakkında Münzirî ile Heysemî’den naklettiği, “onu tanımıyorum” sözünün artık bir kıymet ifâde etmediği de anlaşılmaktadır.

Elbânî hadisi zayıflarken, Mâlik ed-Dâr zabt ve adalet i maruf değildir. Meçhul bir râvîdir demişti. Öyle olmadığı anlaşıldıktan sonra

Elbânî’nin diğer hadislerdeki tarafsızlığına ne kadar itibar edilir? Yorumu size bırakıyoruz.

. AYRICA HZ ÖMER BU OLAYI YANİ SAHABENİN RASULULLAHIN KABRİNDEN YARDIM İSTEMESİNİ TENKİT ETMİYO VE ONUNLA AMEL EDİYO
.


عن بكر بن عبد الله رضى الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "حياتى خير لكم تحدثون ويحدث لكم، فاذا انا مت كانت وفاتى خيرا لكم، تعرض على اعمالكم فاذا رأيت خيرا حمدت الله وان رأيت شرا استغفرت الله لكم."

Bekr İbn Abdillah (RadiyALLAHu Anh)’dan rivâyet edi¬len bir hadis-i şerifte Resûlüllah (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
.

.“Benim hayatım, sizin için hayırlıdır (benim sağlığımda bir takım işler) yaparsınız, size (onlarla ilgili hükümler) bildirilir.

Ben öldüğümde ise vefatım sizin için hayırlı olur, çünkü amelleriniz bana (kabrimde) arz edilir, hayır görürsem, ALLAH’a hamdederim, şer görürsem ALLAH’tan sizin için af dilerim.”

[15]İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ: 2/194, İbn Hacer Askalânî, Metâlibu’l-Aliye, no: 3853, 4/22, Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, no: 14250, 8/594.


.......Bu hadis-i şerif Resûlüllah (sav)’in âlem-i berzah’da ümmeti için istiğfar ettiğini açıkça ifâde etmektedir, istiğfar da bir nevi duâ olduğu için ümmet bundan faydalanmaktadır.


Büyük hadis âlimi Ebû Dâvûd (ö.275/888) et-Tayâlisî’nin Müsned’inde Cabirden rivâyet ettiğine göre

Peygamber (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

إن اعمالكم تعرض على اقاربكم من الأموات فإن كان خيرا استبشروا به وإن كان غير ذلك قالوا اللهم لا تمتهم حتى تهديهم الى ما هديتنا

“Yaptığınız işler, mezardaki yakınlarınıza ve tanıdıklarına gösterilir.

İşleriniz iyi ise sevinirler, iyi değilse ya Rabbi iyi işler yapmaları için kalplerine ilham eyle derler.”[6]


Bir hadis-i şerif te Peygamberimiz (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Mezardaki kardeşlerimiz için ALLAH (Celle Celalühü)’ü Teala’dan korkunuz: Yaptığınız işler onlara gösterilir.”[7]


Ölmüş olan akrabalarımızın bizim hallerimizden haberdar olup, bizim için duâ etmeleri nasıl oluyor?

Hadislere zayıf diyerek işin içinden çıkmaya çalışmanız ilmi açıdan doğru değildir.

Hadis ilimlerinden anlayanlar bilir ki; zayıflığı yalancılık ve fâsıklıktan olmayan râvîlerin rivâyetleri değişik isnadlarla zayıflıktan hasenliğe yükselir, hadis usûlü kitablarında araştırabilirsiniz.

Hiçbir hadis hafızı yukarıdaki isnadlarda yalancı ve yalancılıkla itham edilen ve fâsık bir râvînin bulunduğunu söylememiştir.

O halde yaşayanların yaptıkları amellerin akrabası olan ölülere arz olunacağına dair hadis’in değişik tarikleriyle hasen mertebesine yükselmiştir. Yani delil olmaya elverişlidir.


Üstelik zayıf kaldığı kabul edilse bile bu ehl-i ilimce bir zarar vermez çünkü hadisle farzlık, vaciblik, haramlık veya mekruhluk isbat edilmiyor.

Bir haber veriliyor ki bunda fıkhi bir hüküm isbat edilmiyor. Edilseydi bile müstehablık ifâde etmesinde engel yoktur.

Zira “mevzu (uydurma) olmayan zayıf hadisle müstehablık sabit olur.” [8]




…2….


Diğer usulüne uygun isteme FAYDALANMA şekli de şöyledir:



“ALLAH’ım! Peygamberlerin (veya) bu mezarda yatan dostunun hatırına bize yardım et!”

Enes b. Mâlik şöyle demiştir;

“Hz. Ali’nin annesi Fatma binti Esed Vefat ettiğinde kabrine defnedilirken ALLAH Rasulü gelir ve içinde yan yatarak şöyle duâ etmeye başlar:

"الله الذى يحيى ويميت وهو حى لا يموت اغفر لامى فاطمة بنت اسد ولقنها حجتها ووسع عليها مدخلها بحق نبيك والانبياء الذين من قبلى فإنك ارحم الراحمين."

“ALLAH yaşatan ve öldürendir. O ölümsüz bir hayata sahiptir.

Annem Fatma binti Esed’in günahlarını affet, ufkunu aç, Nebi’nin ve benden önceki . ENBİYANIN HATIRI İÇİNE ..kabrini genişlet, çünkü ancak sen Erhamür Rahim¬sin:”[9] ....

Taberânî, Mu’cem-il Kebir, no: 871, 24/351. Ebû Nuaym et-Taberânî yoluyla Hilyetu’l-Evliya’da c.3 sayfa121

PEYGANBERİMİZ. O BİLE ALLAH TAN (CC ) İSTERKEN ÖLMÜŞ PEYGANBERLERİ ARACI KILIP ONLARIN FAYDASINI UMUYOR

BİZ PEYGANBERDEN DAHA YÜCE , MASUM MUYUZKİ BAŞKASINA İHTİYACIMIZ OLMASIN PEYGAMBERİM DİYORKİ

BENİM ÖLÜMÜMDE SİZİN İÇİN FAYDALI DİYO SAHABE BUNU NE DEMEK OLDUĞUNU BİZDEN DAHA İYİ BİLDİĞİ İÇİN O GİTMİŞ KABRİNDEN ONU ARACI KILMIŞKEN BEN NEDEN YAPMIM

ben kabirdeki kişden istemiyom ALLAH tan istiyom kabirdeki benim için dua eder ALLAH dilerse duasını kabul eder dilemesse etmez.

fakat bunları sahebe rasulullah yapmış bende yaparım.

Bizim elimizde geride görüldüğü gibi, ölülerin ruhlarını aracı kılarak istenip duâ edileceğine dair delillerimiz vardır.

Getirdiğimiz delili zayıflatmaya çalışmanızı Mâlik ed-Dâr hadisinde gördük. .......

.bazıları.sap ile samanı birbirine karıştırarak, elindeki delillere dayanarak doğru şekilde duâ edip isteyenle, yanlış hatta şirk işleme durumunda olanları aynı kefeye koyuyorlar.

Bu yaptığınız yanlıştır. Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’de ve Peygamberimiz ile Sahebelerde bulunmayan bir metoddur.

.
.. ÖLÜLERİN RUHLARINI DUASINDA VESİLE EDENİ ŞİRKLE İTHAM EDENLER ŞÖYLE DİYORLAR.


Resulullahın şu sözlerini delil getirmişlerdir...

“Kıyamet koparken hayatta olanlar, bir de kabirleri mescid edinenler insanların en kötülerindendir.”


“Yahudi ve Hıristiyanlara ALLAH lanet etsin. Onlar Resullerinin kabrini mescit edindiler.”


“Kabirlerin üzerlerine oturmayın. Kabirlere karşı namaz kılmayın ..



…………….CEVAP



..1....biz mezarları mescid edinmiyoruz . ve kabul etmiyoruz.

.. 2 .mescidlere doğru namaz kılmıyoruz ..

..3… haklı olabilirsiniz bazı cahiller aşırıya gidip şirk dairesine girebilir zamanla kabirde yatan kişiyi fazla yüceltip cizgiyi aşabilirler.

4… . delil olarak getirdiğiniz Resulullahın sözlerinde yukarıda delilleri olup doğru şekilde dua edenleri yasaklayan net bir söz yok tamamen yorum yapıyorsunuz ..



.KAYNAK…. SELEFİLER VE TASAVVUFÇULARIN GÖRÜŞLERİ



[1] İbn Ebî Şeybe, Musannef, VII, 482,483; İbn Abdilberr, İstiâb, II, 464.

[2] Elbânî, Tevessül, Arapça sayfa 131

[3] İbn Sa’d, Tabakat, V, 12

[4] Bkz. Buhârî, et-Tarihu’l-kebir, VII, 304-305

[5] İbn Hacer, İsabe, III, 484 Ahmet-el Askalâni

[6] Minhâ, 1/156 dan naklen Hamza Ahmed ez-Zeyn Müsned-i Ahmed Ta’lik

7] Hakim-i Tirmizinin ve İbn Ebi’d-Dünya’nın ve Beyhakî’nin (Şu’ab-ül-İmân) kitabında Nûman bin Beşir’den
 

USA_M

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Haz 2009
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
TASAVVUF BÜYÜKLERİNİN KENDİ ESERLERİNDEN KÜFÜR AKİDELERİ ! (kitap) VCD

RİSALE-İ NUR'LARDA TEZAT VE YANLIŞLIKLAR ! (kitap)
İlham İlim Elde Etme Yolu Değildir
FECR-İ SADIK DOĞDU, MASKE GÖRÜLDÜ : RABITA'NIN İÇ YÜZÜ (kitap)
Küfür Duzenini Korumak - Tağuta Askerlik
Kabirperest Vesveselerine İlaç
Şirk - Bid'at ve Hurafeler ( vcd )
BEL'AM-CA
EBCED VE CİFİR, YAHUDİ KABALASININ ŞİRKİDİR
Kandil Geceleri Bid'at'çi Niceleri (kitap)
DARISI BAŞIN(m)A ŞİRKİ
DAR’UL-HARB VE DAR’UL- İSLAM (kitap)
KORSAN YAYIN - İslami Eserlerde Kul Hakkı Olmaz
MASON POZU - ( ATAPUT )
CAHİLİYYE DÜZENLERİNE İŞTİRAK ETMEK - SEÇİMLERDE OY KULLANMAK (kitap)
ÖLÜYE (KABİR BAŞINDA) KUR'AN OKUMAK, DUA ETMEK, KABİR ZİYARETİ (kitap)
CAHİLİYYENİN DÜĞÜN SALONLARINA GİTMEK
CAMİ İMAMLARININ ARKASINDA NAMAZ KILMAK - KILABİLMEK

TEVESSÜL , İSTİĞASE VE ŞEFAAT
EBCED VE CİFİR, YAHUDİ KABALASININ ŞİRKİDİR
Caiz ve Şirk Olan TEBERRUK

KALABALIKLAR DİNİNİN SEVAP KAYNAKLARINA REDDİYE
İlk Türk Kimdir ? Bulundu !
CİHAD : MÜMİN İLE MÜNAFIĞI AYIRT EDEN GERÇEK (kitap)
Emredilen Sadık'lar
LANETLEŞMEDEN KUCAKLAŞMAYA BEL'AM FAALİYETİ : DİYALOG (kitap)

CEVŞEN ŞİA BİD’AT’İDİR , UYDURULDUĞU KAT’İDİR
Putperestlik : Yıldız, Burçlar, Felek, Fal, Gayb
MUVAHHİD (kitap)
ÖLÜNÜN 7. , 40. , 52. GECELERİNE ÖZEL KURAN OKUTMAK , MEVLİD DÜZENLEMEK
Uçmaya Kaçmaya - Işınlanmaya Klonlanmaya Son
Tavla-Okey-Satranç Oyunları- Sportif Oyunlar- Hayvanlarla Oynamak, Dövüştürmek
BU DEVİRDE İLİMLE CİHAD YAPILIR (Safsatasına Reddiye) - KUR'AN-I KERİM'İN HÜKÜMLERİ KIYAMETE KADAR BAKİDİR, DEĞİŞTİRİLEMEZ!

TASAVVUF VE İSLAM : ABDURRAHMAN EL VEKİL
Rasulullah (s.a.v.)in Küçükken Sünnet Oluşu


Ve daha pek çok konular ehli sunnet itikadına göre Kuran ve sünnet çerçevesinde cevaplandırılmıştır!

islam-tr.net/tevhid
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
KABİRDEN YARDIM İSTEMEK FAYDALANMA ŞEKİLLERİ


hadis usulune göre delil olmaya yeteri kadar güçlü olmıyan

...Resulullaha atfedilen .

.Dünya işlerinde şaşırıp, hayrete düştüğünüz zaman kabir ehlinden yardım isteyiniz."
(Acluni,Keşfül Hafa cilt 1 sahife85) ........

.bu sözden daha sağlam delillerimiz varken bu delil yerine aşağıdaki deliller yeterli olur .

ALLAH dostu, evliyâ olarak bilinen insanların kabirlerinden

“bana çocuk, ev, eş ver” şeklinde istekte bulunmak,

kabirlere çaput bağlamak, kurban kesmek , kabire karşı secde etmek elbette sakıncalı ve yanlıştır.

Aksi takdirde böyle tutumlar insanı şirke düşürür.

Önemli olan Resulullahın ve sahabenin yaptığı gibi ( AŞAĞIDA AÇIKLAN DELİLLERDE OLDUĞU GİBİ )

ruhundan bizim için ALLAH a dua etmesi istenilen veya aracı kılınan kabirde yatan kişinin ALLAH cc nın dilemesi olmadan hiç bir şey yapmaya güçü olmıyacağını bilmektir .

bu şirk tir, sapık kabirciler denilirse buna şirk diyen kişi farkında olmadan aşağıdda görüleceği gibi bu şekilde dua eden Resulullahı ve sahabeyi şirk ile itham etmiş olur .



…………………. O ZAMAN CAİZ OLAN ŞEKLİ NASIL OLMALI


1….

Kabirdeki Peygamberimizden veya bir ALLAH dostunun ruhundan bizim için ALLAH’a duâ etmesini istemektir.

Böyle yapılabileceğine dair elimizde delil vardır.




……………………DELİLİMİZ ŞUDUR

Mâlik ed-Dâr anlatıyor: Hz. Ömer (ra) zamanında halk kuraklık çekerken bir adam Peygamber’in (sav)’in kabrine gelerek

Ya RasulALLAH! Ümmetin için yağmur yağmasını iste. Zira onlar helak oldu. Hadis böyle devam ediyor ileride daha geniş anlatılacak (5. Hadiste). [1]


Şimdi Vahhâbîlerin hadis âlimlerinden Aslen Arnavutlu olan Elbânî fikirlerini çürüten bu hadisi nasıl zayıflatmaya çalışıyo.


Elbânî, hem metin hem de isnad bakımından rivâyetin sahih olmadığını söylemektedir.

Râvî Mâlik ed-Dâr’ın zabt ve adalet i maruf değildir. O mechul bir râvîdir.[2] diyor bakalım öylemi?


Bahse konu olan rivâyetin delil olarak kullanılmasına musamaha göstermeyen Elbânî’nin en önemli gerekçesinin, Mâlik ed-Dâr’ın meçhul bir râvî olduğunu itham etmesidir .

Ancak biz, Elbânî’nin iddia ettiği gibi Mâlik ed-Dâr’ın zabt ve adalet i maruf olmayan (meçhul) bir şahıs değil, aksine onun maruf bir râvî olduğunu tesbit etmiş durumdayız.

İbn Sa’d (ö.230/844), onu şöyle tanıtmaktadır:

“Mâlik ed-Dâr, Ömer b. el-Hattab (ra)’ın azatlısıdır. Hımyer kabilesinden ve Cüblanlıdır.

Ebû Bekir ve Ömer’den hadis rivâyet etmiştir. Kendisinden de Ebû Salih es-Semman rivâyette bulunmuştur. O maruf idi”.[3]

İmâm Buhârî, Tarihi Kebir’inde onu zikrettiği halde aley¬hine bir şey dememiştir.


İbn Hibban (ö.354/965) onu es-Sikat’ında zikretmekte ve hakkında menfi bir söz söylememektedir.


İbn Hacer (ö.852/1448) ise bunlara ilaveten şu bilgileri vermektedir:

“Mâlik ed-Dâr diye bilinen zat, Mâlik b. Iyad’dır ve (asr-ı saadet’e) yetişmiştir. Muaz ve Ebû Ubeyde’den rivâyetleri vardır.
Kendisinden iki oğlu; Avn ve Abdullah rivâyette bulunmuştur.

Buhârî, Tarih”inde[4] Ebû Salih Zekvan tarikiyle Mâlik ed-Dâr’dan Hz. Ömer (ra)’ın kıtlık senesindeki sözünü (muhtasar olarak) rivâyet etmiştir.

Aynı rivâyeti tafsilatlı olarak İbn Ebî Hayseme de tahric etmiştir…

İbn Sa’d onu Medineli tabiilerin ilk tabakası içinde zikretmiştir. Hz. Ömer (ra)ve Hz. Osman (ra) onu mali işlerde görevlendirmiş ve bu yüzden de ona Mâlik ed-Dâr adı verilmiştir.

Ali İbnu’l-Medini’den rivâyet edildiğine göre O, Hz. Ömer’in haznedarı idi”.[5]

Ebû Ya’la el-Halili el-Kazvini (ö.446/1054)’de, Mâlik ed-Dâr’ın sika oluşunda ittifak edilen kadim bir tabii olduğunu ve tabiinin ondan övgüyle bahsettiklerini ifâde etmektedir.

Hatırlanacağı üzere Elbânî, bahse konu olan rivâyet hakkında ibn Hacer’in “Ebû Salih es-Semman’ın Mâlik ed-Dâr’dan sahih bir isnad ile…” diyerek kullandığı ifâdeden onun, râvi Mâlik ed-Dâr’ın meçhul olduğuna işâret ettiği şeklinde yorumlamıştı.

Halbuki İbn Hacer’in Mâlik ed-Dâr’ı tanıtıcı mahiyette verdiği bilgiler, böyle bir yoruma mahal bırakmayacak kadar açıktır.

Şüphesiz İbn Hacer’in söz konusu açıklaması, Elbânî’nin yaptığı yorumu anlamsız kılmaktadır.

Hz. Ömer (ra)gibi, rivâyet konusunda tesebbüt ve ihtiyat sahibi bir zatın, resmi veya özel mali işlerde onu istihdam etmesi, râvî Mâlik ed-Dâr’ın zabt ve adalet inin bir göstergesi sayılmalıdır.

Bu tesbit bize dikkat ederseniz geride geçen hadislerin tahriçlerinde de görüleceği gibi Elbânî bunu hep yapıyor.

Elbânî’nin, Mâlik ed-Dâr hakkında İbn Hacer’in verdiği biyografik bilgiyi görmediği veya görmezlikten geldiği kanatine götürmektedir.

Bu detaylı bilgiden sonra, Elbânî’nin Mâlik ed-Dâr hakkında Münzirî ile Heysemî’den naklettiği, “onu tanımıyorum” sözünün artık bir kıymet ifâde etmediği de anlaşılmaktadır.

Elbânî hadisi zayıflarken, Mâlik ed-Dâr zabt ve adalet i maruf değildir. Meçhul bir râvîdir demişti. Öyle olmadığı anlaşıldıktan sonra

Elbânî’nin diğer hadislerdeki tarafsızlığına ne kadar itibar edilir? Yorumu size bırakıyoruz.

. AYRICA HZ ÖMER BU OLAYI YANİ SAHABENİN RASULULLAHIN KABRİNDEN YARDIM İSTEMESİNİ TENKİT ETMİYO VE ONUNLA AMEL EDİYO
.


عن بكر بن عبد الله رضى الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "حياتى خير لكم تحدثون ويحدث لكم، فاذا انا مت كانت وفاتى خيرا لكم، تعرض على اعمالكم فاذا رأيت خيرا حمدت الله وان رأيت شرا استغفرت الله لكم."

Bekr İbn Abdillah (RadiyALLAHu Anh)’dan rivâyet edi¬len bir hadis-i şerifte Resûlüllah (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
.

.“Benim hayatım, sizin için hayırlıdır (benim sağlığımda bir takım işler) yaparsınız, size (onlarla ilgili hükümler) bildirilir.

Ben öldüğümde ise vefatım sizin için hayırlı olur, çünkü amelleriniz bana (kabrimde) arz edilir, hayır görürsem, ALLAH’a hamdederim, şer görürsem ALLAH’tan sizin için af dilerim.”

[15]İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ: 2/194, İbn Hacer Askalânî, Metâlibu’l-Aliye, no: 3853, 4/22, Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, no: 14250, 8/594.


.......Bu hadis-i şerif Resûlüllah (sav)’in âlem-i berzah’da ümmeti için istiğfar ettiğini açıkça ifâde etmektedir, istiğfar da bir nevi duâ olduğu için ümmet bundan faydalanmaktadır.


Büyük hadis âlimi Ebû Dâvûd (ö.275/888) et-Tayâlisî’nin Müsned’inde Cabirden rivâyet ettiğine göre

Peygamber (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

إن اعمالكم تعرض على اقاربكم من الأموات فإن كان خيرا استبشروا به وإن كان غير ذلك قالوا اللهم لا تمتهم حتى تهديهم الى ما هديتنا

“Yaptığınız işler, mezardaki yakınlarınıza ve tanıdıklarına gösterilir.

İşleriniz iyi ise sevinirler, iyi değilse ya Rabbi iyi işler yapmaları için kalplerine ilham eyle derler.”[6]


Bir hadis-i şerif te Peygamberimiz (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Mezardaki kardeşlerimiz için ALLAH (Celle Celalühü)’ü Teala’dan korkunuz: Yaptığınız işler onlara gösterilir.”[7]


Ölmüş olan akrabalarımızın bizim hallerimizden haberdar olup, bizim için duâ etmeleri nasıl oluyor?

Hadislere zayıf diyerek işin içinden çıkmaya çalışmanız ilmi açıdan doğru değildir.

Hadis ilimlerinden anlayanlar bilir ki; zayıflığı yalancılık ve fâsıklıktan olmayan râvîlerin rivâyetleri değişik isnadlarla zayıflıktan hasenliğe yükselir, hadis usûlü kitablarında araştırabilirsiniz.

Hiçbir hadis hafızı yukarıdaki isnadlarda yalancı ve yalancılıkla itham edilen ve fâsık bir râvînin bulunduğunu söylememiştir.

O halde yaşayanların yaptıkları amellerin akrabası olan ölülere arz olunacağına dair hadis’in değişik tarikleriyle hasen mertebesine yükselmiştir. Yani delil olmaya elverişlidir.


Üstelik zayıf kaldığı kabul edilse bile bu ehl-i ilimce bir zarar vermez çünkü hadisle farzlık, vaciblik, haramlık veya mekruhluk isbat edilmiyor.

Bir haber veriliyor ki bunda fıkhi bir hüküm isbat edilmiyor. Edilseydi bile müstehablık ifâde etmesinde engel yoktur.

Zira “mevzu (uydurma) olmayan zayıf hadisle müstehablık sabit olur.” [8]




…2….


Diğer usulüne uygun isteme FAYDALANMA şekli de şöyledir:



“ALLAH’ım! Peygamberlerin (veya) bu mezarda yatan dostunun hatırına bize yardım et!”

Enes b. Mâlik şöyle demiştir;

“Hz. Ali’nin annesi Fatma binti Esed Vefat ettiğinde kabrine defnedilirken ALLAH Rasulü gelir ve içinde yan yatarak şöyle duâ etmeye başlar:

"الله الذى يحيى ويميت وهو حى لا يموت اغفر لامى فاطمة بنت اسد ولقنها حجتها ووسع عليها مدخلها بحق نبيك والانبياء الذين من قبلى فإنك ارحم الراحمين."

“ALLAH yaşatan ve öldürendir. O ölümsüz bir hayata sahiptir.

Annem Fatma binti Esed’in günahlarını affet, ufkunu aç, Nebi’nin ve benden önceki . ENBİYANIN HATIRI İÇİNE ..kabrini genişlet, çünkü ancak sen Erhamür Rahim¬sin:”[9] ....

Taberânî, Mu’cem-il Kebir, no: 871, 24/351. Ebû Nuaym et-Taberânî yoluyla Hilyetu’l-Evliya’da c.3 sayfa121

PEYGANBERİMİZ. O BİLE ALLAH TAN (CC ) İSTERKEN ÖLMÜŞ PEYGANBERLERİ ARACI KILIP ONLARIN FAYDASINI UMUYOR

BİZ PEYGANBERDEN DAHA YÜCE , MASUM MUYUZKİ BAŞKASINA İHTİYACIMIZ OLMASIN PEYGAMBERİM DİYORKİ

BENİM ÖLÜMÜMDE SİZİN İÇİN FAYDALI DİYO SAHABE BUNU NE DEMEK OLDUĞUNU BİZDEN DAHA İYİ BİLDİĞİ İÇİN O GİTMİŞ KABRİNDEN ONU ARACI KILMIŞKEN BEN NEDEN YAPMIM

ben kabirdeki kişden istemiyom ALLAH tan istiyom kabirdeki benim için dua eder ALLAH dilerse duasını kabul eder dilemesse etmez.

fakat bunları sahebe rasulullah yapmış bende yaparım.

Bizim elimizde geride görüldüğü gibi, ölülerin ruhlarını aracı kılarak istenip duâ edileceğine dair delillerimiz vardır.

Getirdiğimiz delili zayıflatmaya çalışmanızı Mâlik ed-Dâr hadisinde gördük. .......

.bazıları.sap ile samanı birbirine karıştırarak, elindeki delillere dayanarak doğru şekilde duâ edip isteyenle, yanlış hatta şirk işleme durumunda olanları aynı kefeye koyuyorlar.

Bu yaptığınız yanlıştır. Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’de ve Peygamberimiz ile Sahebelerde bulunmayan bir metoddur.

.
.. ÖLÜLERİN RUHLARINI DUASINDA VESİLE EDENİ ŞİRKLE İTHAM EDENLER ŞÖYLE DİYORLAR.


Resulullahın şu sözlerini delil getirmişlerdir...

“Kıyamet koparken hayatta olanlar, bir de kabirleri mescid edinenler insanların en kötülerindendir.”


“Yahudi ve Hıristiyanlara ALLAH lanet etsin. Onlar Resullerinin kabrini mescit edindiler.”


“Kabirlerin üzerlerine oturmayın. Kabirlere karşı namaz kılmayın ..



…………….CEVAP



..1....biz mezarları mescid edinmiyoruz . ve kabul etmiyoruz.

.. 2 .mescidlere doğru namaz kılmıyoruz ..

..3… haklı olabilirsiniz bazı cahiller aşırıya gidip şirk dairesine girebilir zamanla kabirde yatan kişiyi fazla yüceltip cizgiyi aşabilirler.

4… . delil olarak getirdiğiniz Resulullahın sözlerinde yukarıda delilleri olup doğru şekilde dua edenleri yasaklayan net bir söz yok tamamen yorum yapıyorsunuz ..



.KAYNAK…. SELEFİLER VE TASAVVUFÇULARIN GÖRÜŞLERİ



[1] İbn Ebî Şeybe, Musannef, VII, 482,483; İbn Abdilberr, İstiâb, II, 464.

[2] Elbânî, Tevessül, Arapça sayfa 131

[3] İbn Sa’d, Tabakat, V, 12

[4] Bkz. Buhârî, et-Tarihu’l-kebir, VII, 304-305

[5] İbn Hacer, İsabe, III, 484 Ahmet-el Askalâni

[6] Minhâ, 1/156 dan naklen Hamza Ahmed ez-Zeyn Müsned-i Ahmed Ta’lik

7] Hakim-i Tirmizinin ve İbn Ebi’d-Dünya’nın ve Beyhakî’nin (Şu’ab-ül-İmân) kitabında Nûman bin Beşir’den

Her salavat getirişimizde bize cevap veren Efendimizden, bir konuda bizim için duacı olmasını dilemek için kabrine gitmeye gerek var mıdır ?
 

Kurak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
14
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
25
Web Sitesi
www.yahoo.com
Ölünün kendine faydası olsaydı ölmezdi..
zaten yer altında amelleri yerine bizemi kulak vericek..
 

mucahid_tr

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2009
Mesajlar
47
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
selamun aleykum kardeşler


yazdıklarım deliller ortada itirazı olan

AYET HADİS MESHEB GÖRÜŞLERİ İLE CEVAP VERSİN DELİLERİMİZİ ÇÜRÜTSÜN



çoçukca ilmi olmıyan seviyesiz mantıkla cevap verenlere cevap verme israfına girmicem

saygılar
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
selamun aleykum kardeşler


yazdıklarım deliller ortada itirazı olan

AYET HADİS MESHEB GÖRÜŞLERİ İLE CEVAP VERSİN DELİLERİMİZİ ÇÜRÜTSÜN



çoçukca ilmi olmıyan seviyesiz mantıkla cevap verenlere cevap verme israfına girmicem

saygılar

Ve aleykum selam ve rahmetullahu ve berakatühü

blogcu.com

bu linkte sanırım yeteri kadar hadis i şerif var vakit ayırıp incelersiniz .. ben teker teker buraya nakletmeyi uygun görmedim.Kimseyi çürütmek gibi bir maksadımız yok ben size sorduğum sorunun cevabını alamadım istersenİZ hadis i nakledeyim sonra dua için kabre gitmeye gerçekten gerek var mı bir daha düşünün;

Ebu Davud, Ebu Hureyre'den merfu olarak rivayet etmiştir. "Evlerinizi kabre, kabirlerinizi de bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm getirin. NEREDE olursanız olun, salâtınız bana ulaşır."
Ebu Ya'la senediyle, Ali b. el-Hüseyn'den rivayet etmiştir: Peygamberin (s.a.s.) kabrinin yakınındaki aralığa gelen bir adam gördü. Oraya girip dua ediyordu. Onu bundan nehyetti. Size babamdan, onun da dedemden, onun da Rasulullah'tan duyduğu şeyi size haber vereyim mi? dedi. Şöyle buyurdu: Kabrimi bayram yerine, evlerinizi de kabre çevirmeyin. Nerede olursanız olun, selâmınız bana ulaşır.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleykum,

Faydalı olması ümidi ile ;

1- (Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacip oldu.) [İbni Huzeyme, Bezzar, Dare Kutni, Taberani]

2- (Sadece beni ziyaret için gelen, kıyamette şefaatimi hak etmiş olur.) [Müslim, Taberani]

3- (Hac edip kabrimi ziyaret eden, beni diri iken ziyaret etmiş gibi olur.) [Taberani, Dare Kutni, Beyheki, İbni Cevzi]

4- (Sevap umarak beni ziyaret eden, kıyamette bana komşu olur.) [Mevahib-i Ledünniyye]

5- (Hac edip de beni ziyaret etmeyen, bana eza cefa etmiş olur.) [Dare Kutni, İmam-ı Malik, İbni Neccar, Mevahib-i Ledünniyye]

Hadisi şerifleri ile Efendimiz s.a.v kabri şeriflerini ziyaret etmemiz gerektiğini buyurur.



"Evlerinizi kabre, kabirlerinizi de bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm getirin. NEREDE olursanız olun, salâtınız bana ulaşır."

Bu hadisi şeriflerinde ise Efendimiz s.a.v yahudi ve Hristiyanların kendi peygamberlerinin kabirlerini çalgı,eğlence ve bayram edası ile ziyaret ettikleri gibiziyaret ediyorlar sizlerde onların yaptığı gibi bana gelmeyin diye buyurur.

Ebu hanife hazretleri kabir ziyeretinin en önemli sünnetlerden olduğunu buyurur.

Yorum size kalmış kardeşlerim,selamlarımla...
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Esselamu aleykum,

Faydalı olması ümidi ile ;

1- (Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacip oldu.) [İbni Huzeyme, Bezzar, Dare Kutni, Taberani]

2- (Sadece beni ziyaret için gelen, kıyamette şefaatimi hak etmiş olur.) [Müslim, Taberani]

3- (Hac edip kabrimi ziyaret eden, beni diri iken ziyaret etmiş gibi olur.) [Taberani, Dare Kutni, Beyheki, İbni Cevzi]

4- (Sevap umarak beni ziyaret eden, kıyamette bana komşu olur.) [Mevahib-i Ledünniyye]

5- (Hac edip de beni ziyaret etmeyen, bana eza cefa etmiş olur.) [Dare Kutni, İmam-ı Malik, İbni Neccar, Mevahib-i Ledünniyye]

Hadisi şerifleri ile Efendimiz s.a.v kabri şeriflerini ziyaret etmemiz gerektiğini buyurur.



"Evlerinizi kabre, kabirlerinizi de bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm getirin. NEREDE olursanız olun, salâtınız bana ulaşır."

Bu hadisi şeriflerinde ise Efendimiz s.a.v yahudi ve Hristiyanların kendi peygamberlerinin kabirlerini çalgı,eğlence ve bayram edası ile ziyaret ettikleri gibiziyaret ediyorlar sizlerde onların yaptığı gibi bana gelmeyin diye buyurur.

Ebu hanife hazretleri kabir ziyeretinin en önemli sünnetlerden olduğunu buyurur.

Yorum size kalmış kardeşlerim,selamlarımla...

sevgili kardeşim dikkat edersen konu kabir ziyareti değil.

Verdiğim hadiste benim zikrettiğim :nerede olursak olalım selamlarımızın ve de hakkımızda şefaatçi olması adına ettiğimiz dualarımızın Efendimize ulaşacağıdır.Dikkat ederseniz NEREDE kelimesine vurgu yapılmış.. anlaşılmak dileğiyle..
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
sevgili kardeşim dikkat edersen konu kabir ziyareti değil.

Verdiğim hadiste benim zikrettiğim :nerede olursak olalım selamlarımızın ve de hakkımızda şefaatçi olması adına ettiğimiz dualarımızın Efendimize ulaşacağıdır.Dikkat ederseniz NEREDE kelimesine vurgu yapılmış.. anlaşılmak dileğiyle..


Güzel kardeşim seni anlamayan yok hatta o konu hakkında ''Cuma günleri bizzat alırım selamı diğer günler görevli melekler bana ulaştırır.'' diye geçer hadisi şerifde,bizde sana ters birşey yazmıyoruz ama seninde salavat misali ile konuyu açan kardeşimize anlamsız bir şekilde reddiye yazman yadırganmayacak gibi değil,çünkü mücahid_tr kardeşimiz kabirlere giden kişiler şirk ehlidir diyenlere cevap hususunda deliller getirerek açtığı bu konuya ne demek için bu hadisi şerifi misal verdin bilemedim !!!
Yinede hüsnü zan suizandan evladır sanırım konuyu anlayamadın demek geldi içimden.
Selamlarımla...
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
kardeşim acaba hangimiz anlamadık? Mücahit kardeşimiz kabire gitmeye şirk diyenlere karşı değil kabire gidip ordaki zatlardan yardım isteyenler şirk diyenlere karşı bir reddiye yazmış.

ben teker teker buraya nakletmeyi uygun görmedim.Kimseyi çürütmek gibi bir maksadımız yok

Kendisi kabir de bulunan bazı büyüklerimizin ALLAH katında bizden daha üst kademe de bulunduklarını kabirlerine gidip onlardan bizim adımıza dua isteyebileceğimizi belirten örneklemede bulunmuş .Ben konuya ek olarak diğer yazılarımda da dikkat ederseniz dua istemek için kabir e kadar gitmeye gerek olmadığını kendimizin ikamet ettiği yerden de Resulullah Hz lerinden dahi kendimiz için duacı olmasını isteyebileceğimizi hadis i şerif ler ışığında nakletmeye çalıştım .

Kendim bizzat Mescid i Nebi ye gittim, aile kabirlerini de ziyaret eden birisiyim .Umarım anlatabilmişimdir.İsterseniz bu konuyu en başından beri bir daha okuyun herkesin ne tip bir fikre sahip olduğu daha net ortaya çıkacaktır .Saygılarımla..
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Kabirden yardım istemek

Kabirden yardım istemek





Sual: Bir kimse, yaşayan insanlardan iş, eş ve aş istiyor. Vefat eden evliya da ölü olmadığı için, onlardan da, böyle dünyalık şeyler istemek caiz olur mu?

CEVAP

Vefat eden evliya zat, yaşayandan daha çok feyz verir, daha çok yardım eder. Şehidler ölü olmadığı gibi, peygamberler ve evliya zatlar da ölü değildir.

Yaşarken de, bir insana yapma gücünü veren, yürüten, konuşturan, iş yaptıran, Allahü teâlâdır. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:

(Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan Allah’tır.) [Saffat 96]

Yaşayana bu gücü veren Allahü teâlâ, vefat etmiş evliyasına niye veremesin ki? Ölüye iş yaptıran da Allahü teâlâdır. Onun kudretinden şüphe etmek küfürdür. Kur’an-ı kerimde, (Yardım ancak ve yalnız Allah’tandır) buyuruluyor. (Al-i İmran 126)

Terziye gideriz, bir elbise dik deriz. Ona bu gücü veren, elbette Allahü teâlâdır.

Emlakçiye gideriz, bize kiralık bir ev bul veya satılık bir ev bul deriz. O da bulur, verir. Ona bu gücü veren, elbette Allahü teâlâdır.

Doktora gideriz, tansiyonumuza bakar. Muayene eder, ilaç verir, gerekirse enjeksiyon yapar. Ona bu gücü veren, elbette Allahü teâlâdır.

Vefat etmiş olan ama hakikatte ölü olmayan peygambere ve evliya zata giden kimsenin de, esas yaratıcının Allahü teâlâ olduğunu bilerek, o kabirde yatan zattan yardım istemesi gayet normaldir; çünkü veren, yaratan Allahü teâlâdır. Hazret-i Mevlana, (Ben ölünce, beni düşünün, imdadınıza yetişirim) buyurdu. Deylemi’nin bildirdiği (Kabirdekiler olmasa, yeryüzündekiler yanardı) hadis-i şerifi de, Allahü teâlânın izniyle, ölülerin dirilere yardım ettiğini göstermektedir.

Mesela o zata, (Bana kiralık ev lazım, oğlum için bir gelin, kızım için bir koca istiyorum) demek gayet normaldir. Böylece, bunu işiten evliya zat, bizim için dua eder. Allahü teâlâ da, bu sevgili kulunun duasını kabul eder. Yani sebepleri yaratıp bunlara kavuşturacak olan, Allahü teâlâdır. Vehhabiler ve onların etkisinde kalan mezhepsizler, bunlara şirk diyorlar. Biz evliya yaratıcı demiyoruz ki! Evliya zatlar, Allahü teâlânın sevgili kulları olduğu için, ya onların hürmetine istiyoruz veya bizzat (Bana kiralık ev bul) diyoruz. Evliya dua ediyor ve Allahü teâlâ da, o sevgili kulunun duasını kabul ediyor. Hepsi bu! Allahü teâlânın kudretini inkâr eden, Allah ölüye iş yaptıramaz diyen kâfir olur.





Mail Grubu .:.: www.dinimizislam.com :.:.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
kardeşim acaba hangimiz anlamadık? Mücahit kardeşimiz kabire gitmeye şirk diyenlere karşı değil kabire gidip ordaki zatlardan yardım isteyenler şirk diyenlere karşı bir reddiye yazmış.



Kendisi kabir de bulunan bazı büyüklerimizin ALLAH katında bizden daha üst kademe de bulunduklarını kabirlerine gidip onlardan bizim adımıza dua isteyebileceğimizi belirten örneklemede bulunmuş .Ben konuya ek olarak diğer yazılarımda da dikkat ederseniz dua istemek için kabir e kadar gitmeye gerek olmadığını kendimizin ikamet ettiği yerden de Resulullah Hz lerinden dahi kendimiz için duacı olmasını isteyebileceğimizi hadis i şerif ler ışığında nakletmeye çalıştım .

Kendim bizzat Mescid i Nebi ye gittim, aile kabirlerini de ziyaret eden birisiyim .Umarım anlatabilmişimdir.İsterseniz bu konuyu en başından beri bir daha okuyun herkesin ne tip bir fikre sahip olduğu daha net ortaya çıkacaktır .Saygılarımla..


Ha şimdi anladım seni sen diyorsun ki boşuna gitmeyelim kabirlere oturduğumuz yerden yapalım dualarımızı salavatlarımızı ne gerek var onca yol tepmeye.
Ama Kabri şerifini ziyaret ettiğin ALLAHIN Rasulu s.a.v gelmezseniz darılırım diyor !!! Sen niye gittin yada diyebilirmisin bize Ben ALLAH Rasulunu ziyaret ettim ama şefaat dilemedim kendinden Onu aracı kılıpta ALLAH a c.c yalvarmadım,sahi madem gitmek gerekmiyordu niye gittin medineye paranmı çoktu.
Gitmekte şan var gitmekte güzel bir sünnet var gelin diye çağrısı var Rasulullah ın s.a.v o zaman gidelim gitmişken aracı kılalım Efendimizi ,gitmeleride terk etmeyelim sıklaştıralım.
Ayrıca kabir yerlerine gitmeyi ve onlardan yardım dilemeyi şirk adledenlere cevabıdır mücahid_tr nin hatta arap tarihini oku sen bi Emevi halifeleri döneminde mezarları yok etmek isteyen hatta Allah Rasulunun kabri şeriflerini yıkmak isteyen kişilerin çabalarını ve bunlara karşı verilen mücadeleri.

Ben kendi adıma mevlana hazretlerini ziyaret ettim Onu aracı kıldım duamda o günden sonra bir hayli değişimler yaşandı hayatımda,acaba kabrine gitmesem de oturduğum yerden vesile etsem gidip görmek kadar etkili olurmuydu?
Hala düşünüyorum...
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45








.

Mesela o zata, (Bana kiralık ev lazım, oğlum için bir gelin, kızım için bir koca istiyorum) demek gayet normaldir. Böylece, bunu işiten evliya zat, bizim için dua eder. Allahü teâlâ da, bu sevgili kulunun duasını kabul eder.





Mail Grubu .:.: www.dinimizislam.com :.:.

Kardeşim naklettiklerinize önce kendiniz inanın sonra da bizim inanmamızı bekleyin .
Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan Allah’tır.) [Saffat 96]

Yaşayana bu gücü veren Allahü teâlâ, vefat etmiş evliyasına niye veremesin ki? Ölüye iş yaptıran da Allahü teâlâdır.(BUNU BU AYETLERDEN NASIL ÇIKARDINIZ ? ) Onun kudretinden şüphe etmek küfürdür. Kur’an-ı kerimde, (Yardım ancak ve yalnız Allah’tandır) buyuruluyor. (Al-i İmran 126)

Konu; ifrat -tefrit değil ki kabirden yardım istemek ..ALLAH ın gücünün sınanacağına dair kimsenin bir iddiası olabilir mi ? ALLAH ın gücü yetmez diyebilecek kimse müslüman olabilir mi ? Ama verdiğiniz ayetle ölüye görev isnat etmek arasında ne gibi bir alaka var ? Herşeyi geçtim verdiğiniz ayet i kerime ile ölülerden birşey istenebileceğine dair bağlantısızlığı bir kenara bıraktım;

Evliyaullah tan kiralık ev,dizel otomobil bu gibi dünyalık işleri istemek en basitinden o yüce zatların manevi varlığına düpedüz saygısızlıktır.Manevi konularda duacı olmasını istersiniz sizin bağışlanmanız için dua istersiniz bunları kabul ederim saygı da duyarım ama dünyevi varlık için bu tip örneklemeler...! yorumu arkadaşlara bırakıyorum ..
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Ha şimdi anladım seni sen diyorsun ki boşuna gitmeyelim kabirlere oturduğumuz yerden yapalım dualarımızı salavatlarımızı ne gerek var onca yol tepmeye.
Ama Kabri şerifini ziyaret ettiğin ALLAHIN Rasulu s.a.v gelmezseniz darılırım diyor !!! Sen niye gittin yada diyebilirmisin bize Ben ALLAH Rasulunu ziyaret ettim ama şefaat dilemedim kendinden Onu aracı kılıpta ALLAH a c.c yalvarmadım,sahi madem gitmek gerekmiyordu niye gittin medineye paranmı çoktu.
Gitmekte şan var gitmekte güzel bir sünnet var gelin diye çağrısı var Rasulullah ın s.a.v o zaman gidelim gitmişken aracı kılalım Efendimizi ,gitmeleride terk etmeyelim sıklaştıralım.
Ayrıca kabir yerlerine gitmeyi ve onlardan yardım dilemeyi şirk adledenlere cevabıdır mücahid_tr nin hatta arap tarihini oku sen bi Emevi halifeleri döneminde mezarları yok etmek isteyen hatta Allah Rasulunun kabri şeriflerini yıkmak isteyen kişilerin çabalarını ve bunlara karşı verilen mücadeleri.

Ben kendi adıma mevlana hazretlerini ziyaret ettim Onu aracı kıldım duamda o günden sonra bir hayli değişimler yaşandı hayatımda,acaba kabrine gitmesem de oturduğum yerden vesile etsem gidip görmek kadar etkili olurmuydu?
Hala düşünüyorum...

sevgili kardeşim ben salt dua etmek için değil kabrini ziyaret etmek mescidinde namaz kılma şerefine nail olmak için gittim.Gitmeyi terkedin demiyorum gidiniz ziyaret ediniz hem dini büyüklerimizi hem de ailevi büyüklerimizi.

Ben her şefaat istediğimde Medine ye gitmiyorum siz gitmek istiyorsanız buyrun gidin.Kimse Resulullah ı ziyaret etmeyin demiyor ya da en azından ben demiyorum ama Asrı Saadet te bir sorun olduğunda çözüm bulmak adına Hane i Saadet e giden efendilerimiz gibi şefaat istemek ya da duacı olmasını rica etmek için Kabir i Şerif e kadar yorulmanıza gerek yok evinizden de kendisine ulaşabilirsiniz ulaşabileceğiniz zaten Resulullah kendisi belirtmiş bunu anlamak idrak etmek zor olmasa gerek ..

Bir tane de şahsi soru sorayım Erzurum un neresindensiniz ?Narman mı ?
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
sevgili kardeşim ben dua etmek için değil kabrini ziyaret etmek için gittim.Gitmeyi terkedin demiyorum gidiniz ziyaret ediniz hem dini büyüklerimizi hem de ailevi büyüklerimizi.

Ben her şefaat istediğimde Medine ye gitmiyorum siz gitmek istiyorsanız buyrun gidin.Kimse Resulullah ı ziyaret etmeyin demiyor ya da en azından ben demiyorum ama Asrı Saadet te bir sorun olduğunda çözüm bulmak adına Hane i Saadet e giden efendilerimiz gibi şefaat istemek ya da duacı olmasını rica etmek için Kabir i Şerif e kadar yorulmanıza gerek yok evinizden de kendisine ulaşabilirsiniz ulaşabileceğiniz zaten Resulullah kendisi belirtmiş bunu anlamak idrak etmemek zor olmasa gerek ..

Bir tane de şahsi soru sorayım Erzurum un neresindensiniz ?

Tortum İlçesindenim kardeşim,

Aynı şeyleri söylüyoruz ancak bir farkla sen mücahid_tr kardeşimizin yazdığı konuya muhalif olmak adına mezarlara gitmeye gerek yok oturduğumuz yerden de salavat yollarız dedin.
Mücahid_tr kardeş ise mezarlara hem giden hemde mezar sahiplerini aracı kılıp dua eden kişilere bu yaptığınız şirk tir diyenlere cevap için açmıştı o konuyu,sen ne ile bağdaştırıp böyle bir şey eklemek istedin bunu hala anlamadım.
Madem ki ölüden fayda gelmez kimseye diyiyorsun mademki ayet ile herkesin amelini ALLAH c.c yaratır diyorsun insanların aklına şüphe düşürürsün Orada Hak Teala siz yapılmasını istersiniz ben yaratırım der,kimsenin kendi fiilini yaratmaya kudreti yoktur der.
Yoksa başka fırkaların da dediği gibi ''Hüseyini ALLAH öldürdü '' deriz.


sevgili kardeşim ben salt dua etmek için değil kabrini ziyaret etmek mescidinde namaz kılma şerefine nail olmak için gittim.Gitmeyi terkedin demiyorum gidiniz ziyaret ediniz hem dini büyüklerimizi hem de ailevi büyüklerimizi.

Ben her şefaat istediğimde Medine ye gitmiyorum siz gitmek istiyorsanız buyrun gidin.(Kabir ehlini aracı kılmak için kabrinde olmak olmamaktan daha evla değilmidir.)Kimse Resulullah ı ziyaret etmeyin demiyor ya da en azından ben demiyorum ama Asrı Saadet te bir sorun olduğunda çözüm bulmak adına Hane i Saadet e giden efendilerimiz gibi şefaat istemek ya da duacı olmasını rica etmek için Kabir i Şerif e kadar yorulmanıza gerek yok (Yok yorulmuyoruz kişiyi hanesinden ziyaret etmek daha güzeldir uzaktan seslenmektense )evinizden de kendisine ulaşabilirsiniz ulaşabileceğiniz zaten Resulullah kendisi belirtmiş bunu anlamak idrak etmek zor olmasa gerek (anlıyoruz bu dediğini zaten yapıyoruz gayet de net idrak ediyoruz ama biz yinede gideceğiz kabirlere )..[/
Şayet ben ölsem hergün benim kabirime birileri gelsin isterdim,sen istemiyormusun acaba???
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Tortum İlçesindenim kardeşim,

Aynı şeyleri söylüyoruz ancak bir farkla sen mücahid_tr kardeşimizin yazdığı konuya muhalif olmak adına mezarlara gitmeye gerek yok oturduğumuz yerden de salavat yollarız dedin.
Mücahid_tr kardeş ise mezarlara hem giden hemde mezar sahiplerini aracı kılıp dua eden kişilere bu yaptığınız şirk tir diyenlere cevap için açmıştı o konuyu,sen ne ile bağdaştırıp böyle bir şey eklemek istedin bunu hala anlamadım.
Madem ki ölüden fayda gelmez kimseye diyiyorsun mademki ayet ile herkesin amelini ALLAH c.c yaratır diyorsun insanların aklına şüphe düşürürsün Orada Hak Teala siz yapılmasını istersiniz ben yaratırım der,kimsenin kendi fiilini yaratmaya kudreti yoktur der.
Yoksa başka fırkaların da dediği gibi ''Hüseyini ALLAH öldürdü '' deriz.


sevgili kardeşim ben salt dua etmek için değil kabrini ziyaret etmek mescidinde namaz kılma şerefine nail olmak için gittim.Gitmeyi terkedin demiyorum gidiniz ziyaret ediniz hem dini büyüklerimizi hem de ailevi büyüklerimizi.

Ben her şefaat istediğimde Medine ye gitmiyorum siz gitmek istiyorsanız buyrun gidin.(Kabir ehlini aracı kılmak için kabrinde olmak olmamaktan daha evla değilmidir.)Kimse Resulullah ı ziyaret etmeyin demiyor ya da en azından ben demiyorum ama Asrı Saadet te bir sorun olduğunda çözüm bulmak adına Hane i Saadet e giden efendilerimiz gibi şefaat istemek ya da duacı olmasını rica etmek için Kabir i Şerif e kadar yorulmanıza gerek yok (Yok yorulmuyoruz kişiyi hanesinden ziyaret etmek daha güzeldir uzaktan seslenmektense )evinizden de kendisine ulaşabilirsiniz ulaşabileceğiniz zaten Resulullah kendisi belirtmiş bunu anlamak idrak etmek zor olmasa gerek (anlıyoruz bu dediğini zaten yapıyoruz gayet de net idrak ediyoruz ama biz yinede gideceğiz kabirlere )..[/
Şayet ben ölsem hergün benim kabirime birileri gelsin isterdim,sen istemiyormusun acaba???

Kabir de bulunan bedendir , ruh Berzah alemindedir.

Aslında insanların ölümü kabullenememesi bunu anlamamasından birazda..


insanın ölen toprakta çürüyen bedenidir; ruhu baki kalır..

Ayet ile ilgili olan yorum size değil diğer arkadaşa yönelik siz üstünüze alınmışsınız ..Anlamadığınız bir nokta kalırsa sorabilirsiniz ..Saygılarımla.

 

mucahid_tr

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2009
Mesajlar
47
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
selamun aleykum kardeşler

OkanDemir kardeş

"Evlerinizi kabre, kabirlerinizi de bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm getirin. NEREDE olursanız olun, salâtınız bana ulaşır


"Evlerinizi kabre ::YANİ EVLERİNİZİ AYDA YILDA BİR GİTİP KURAN OKUDUĞUNUZ KABİRLERE ÇEVİRMEYİN YANİ KURANI SIK SIK OKUYUN EVLERİNİZDE


RESULULLAH UHUD ŞEHİTLİĞİNE 8 YIL SONRA GİDİP CEVAZE NAMAZI KILIP KURAN OKUYUP DUA ETMİŞTİR


DUA ETMEK İÇİN SIK SIK KABİRE GİTMEYE GEREK YOK



BENİM KONUM FARKLIYDI HAKKINDA İKİ DELİL GETİRDİM


BİLİYOSUNUZ ŞERİ DELİLLER 4 TÜR KURAN HADİS KIYAS İCMA


BEN SAHABENİN YAPTIĞI BİR İŞİ YAZDIM

orda sahabe resulullahtan yağmur ver demiyo . dua etmesini istiyor


bunu destekliyen şu delilleri yazdım





عن بكر بن عبد الله رضى الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "حياتى خير لكم تحدثون ويحدث لكم، فاذا انا مت كانت وفاتى خيرا لكم، تعرض على اعمالكم فاذا رأيت خيرا حمدت الله وان رأيت شرا استغفرت الله لكم."

Bekr İbn Abdillah (RadiyALLAHu Anh)’dan rivâyet edi¬len bir hadis-i şerifte Resûlüllah (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
.

.“Benim hayatım, sizin için hayırlıdır (benim sağlığımda bir takım işler) yaparsınız, size (onlarla ilgili hükümler) bildirilir.

Ben öldüğümde ise vefatım sizin için hayırlı olur, çünkü amelleriniz bana (kabrimde) arz edilir, hayır görürsem, ALLAH’a hamdederim, şer görürsem ALLAH’tan sizin için af dilerim.”

[15]İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ: 2/194, İbn Hacer Askalânî, Metâlibu’l-Aliye, no: 3853, 4/22, Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, no: 14250, 8/594.


.......Bu hadis-i şerif Resûlüllah (sav)’in âlem-i berzah’da ümmeti için istiğfar ettiğini açıkça ifâde etmektedir, istiğfar da bir nevi duâ olduğu için ümmet bundan faydalanmaktadır.


Büyük hadis âlimi Ebû Dâvûd (ö.275/888) et-Tayâlisî’nin Müsned’inde Cabirden rivâyet ettiğine göre

Peygamber (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

إن اعمالكم تعرض على اقاربكم من الأموات فإن كان خيرا استبشروا به وإن كان غير ذلك قالوا اللهم لا تمتهم حتى تهديهم الى ما هديتنا

“Yaptığınız işler, mezardaki yakınlarınıza ve tanıdıklarına gösterilir.

İşleriniz iyi ise sevinirler, iyi değilse ya Rabbi iyi işler yapmaları için kalplerine ilham eyle derler.”[6]


Bir hadis-i şerif te Peygamberimiz (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Mezardaki kardeşlerimiz için ALLAH (Celle Celalühü)’ü Teala’dan korkunuz: Yaptığınız işler onlara gösterilir.”[7]


Ölmüş olan akrabalarımızın bizim hallerimizden haberdar olup, bizim için duâ etmeleri nasıl oluyor?

SİZDEN RİCAM BU DELİLLERİN DELİL OLMIYACAĞINA DAİR İLMİ BİR YAZI
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
=mucahid_tr;selamun aleykum kardeşler

OkanDemir kardeş

"Evlerinizi kabre, kabirlerinizi de bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm getirin. NEREDE olursanız olun, salâtınız bana ulaşır


"Evlerinizi kabre ::YANİ EVLERİNİZİ AYDA YILDA BİR GİTİP KURAN OKUDUĞUNUZ KABİRLERE ÇEVİRMEYİN YANİ KURANI SIK SIK OKUYUN EVLERİNİZDE
evet kardeşim hadis in devamını eklememişsin devamında da kabirlerinizi bayram yerine çevirmeyin bana salat ve selam getirin bana iletilir demiş .. yani nerde olursa olsun bana gönderdiğiniz selamlar salat lar bana ulaşır buna dua yı da eklemekte bir mahsur yok sanırım benim asıl vurgu yapmak istediğim nokta nerde yaparsak yapalım efendimize ulaşır noktasıdır.[/COLOR]

RESULULLAH UHUD ŞEHİTLİĞİNE 8 YIL SONRA GİDİP CEVAZE NAMAZI KILIP KURAN OKUYUP DUA ETMİŞTİR

bu pek mümkün görünmüyor uhud dan 8 sene sonra gitmesi,Uhud 3 şevval 625 te olmuştur Efendimiz ise 13 rebiülevvel 632 de vefat etti.

DUA ETMEK İÇİN SIK SIK KABİRE GİTMEYE GEREK YOK

aynı fikirdeyim.

BENİM KONUM FARKLIYDI HAKKINDA İKİ DELİL GETİRDİM


BİLİYOSUNUZ ŞERİ DELİLLER 4 TÜR KURAN HADİS KIYAS İCMA

doğrudur katılıyorum
BEN SAHABENİN YAPTIĞI BİR İŞİ YAZDIM

orda sahabe resulullahtan yağmur ver demiyo . dua etmesini istiyor


bunu destekliyen şu delilleri yazdım





عن بكر بن عبد الله رضى الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "حياتى خير لكم تحدثون ويحدث لكم، فاذا انا مت كانت وفاتى خيرا لكم، تعرض على اعمالكم فاذا رأيت خيرا حمدت الله وان رأيت شرا استغفرت الله لكم."

Bekr İbn Abdillah (RadiyALLAHu Anh)’dan rivâyet edi¬len bir hadis-i şerifte Resûlüllah (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
.

.“Benim hayatım, sizin için hayırlıdır (benim sağlığımda bir takım işler) yaparsınız, size (onlarla ilgili hükümler) bildirilir.

Ben öldüğümde ise vefatım sizin için hayırlı olur, çünkü amelleriniz bana (kabrimde) arz edilir, hayır görürsem, ALLAH’a hamdederim, şer görürsem ALLAH’tan sizin için af dilerim.”

[15]İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ: 2/194, İbn Hacer Askalânî, Metâlibu’l-Aliye, no: 3853, 4/22, Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, no: 14250, 8/594.


.......Bu hadis-i şerif Resûlüllah (sav)’in âlem-i berzah’da ümmeti için istiğfar ettiğini açıkça ifâde etmektedir, istiğfar da bir nevi duâ olduğu için ümmet bundan faydalanmaktadır.


Büyük hadis âlimi Ebû Dâvûd (ö.275/888) et-Tayâlisî’nin Müsned’inde Cabirden rivâyet ettiğine göre

Peygamber (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

إن اعمالكم تعرض على اقاربكم من الأموات فإن كان خيرا استبشروا به وإن كان غير ذلك قالوا اللهم لا تمتهم حتى تهديهم الى ما هديتنا

“Yaptığınız işler, mezardaki yakınlarınıza ve tanıdıklarına gösterilir.

İşleriniz iyi ise sevinirler, iyi değilse ya Rabbi iyi işler yapmaları için kalplerine ilham eyle derler.”[6]

burdaki ifadeye dikkat ediniz burda anlatılmak istenen çok açık bu hadis ile ilgili araştırma yaptım sanırım sizin yazınızın da çoğu mumsena dan alıntı.. çünkü çoğu yerler örtüşüyor ..ifade ölülerimize bizim bu dünyada yaptıklarımızın bildirildiği ona göre hareket etmemiz gerektiğidir.Rabbim onlara ilham eyle demeleri bizi düşündükleri anlamına gelir ama bize şefaatçi oldukları anlamına gelmez.Çünkü şefaatçi olmak ALLAH ın dilediği kullarına verdiği bir ikramdır .Aşağıdaki linkte detaylı bilgi var;

Şefaat


Bir hadis-i şerif te Peygamberimiz (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Mezardaki kardeşlerimiz için ALLAH (Celle Celalühü)’ü Teala’dan korkunuz: Yaptığınız işler onlara gösterilir.”[7]


Ölmüş olan akrabalarımızın bizim hallerimizden haberdar olup, bizim için duâ etmeleri nasıl oluyor?

Ölmüş olan akrabalarımız bizim bu dünyada yaptıklarımızdan haberdar olurlar çünkü onlar berzah alemindedir ve haberler onlara gider ,biz onlardan değil onlar bizden dua beklerler.Onlar artık kendi amel defterleri için birşey yapamazlar ama onların amel defteri yakınlarının yapacakları sevaplar ile zenginleşebilir.Bu konu ve Şefaat konusunda isterseniz daha kapsamlı bilgi de verebilirim .
SİZDEN RİCAM BU DELİLLERİN DELİL OLMIYACAĞINA DAİR İLMİ BİR YAZI

Sünen i Ebu Davud u(ki sanırım naklettiğiniz hadisler bu kitaptan ) delil olarak kabul ederim.Ehli sünnet alimlerinin kabul ettiği bu kitabı inkar etmek benim haddim değildir.[/SIZE]

Elimden geldiği kadar paylaşmaya çalıştım.Sizden ricam Halife i Raşidin efendilerimiz olsun diğer önde gelen sahabe efendilerimizden Resulullah ın kabrine gidip dua edeni var mı sahabe döneminde bu tip uygulamalar olmuşmu (Hz.Abbas a dair bir rivayet vardı sanırım) buna dair elinizde hadisler varsa naklederseniz sevinirim. ..Saygılarımla..
 

mucahid_tr

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2009
Mesajlar
47
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
selamun aleykum kardeşler


HTML:
Sizden ricam Halife i Raşidin efendilerimiz olsun diğer önde gelen sahabe efendilerimizden Resulullah ın kabrine gidip dua edeni var mı sahabe döneminde bu tip uygulamalar olmuşmu (Hz.Abbas a dair bir rivayet vardı sanırım) buna dair elinizde hadisler varsa naklederseniz sevinirim.



konunun başında bu delili sunmuştuk tekrar yazalım1...


OkanDemir

……………………DELİLİMİZ ŞUDUR

Mâlik ed-Dâr anlatıyor: Hz. Ömer (ra) zamanında halk kuraklık çekerken bir adam Peygamber’in (sav)’in kabrine gelerek

Ya RasulALLAH! Ümmetin için yağmur yağmasını iste. Zira onlar helak oldu. Hadis böyle devam ediyor ileride daha geniş anlatılacak (5. Hadiste). [1]


Şimdi Vahhâbîlerin hadis âlimlerinden Aslen Arnavutlu olan Elbânî fikirlerini çürüten bu hadisi nasıl zayıflatmaya çalışıyo.


Elbânî, hem metin hem de isnad bakımından rivâyetin sahih olmadığını söylemektedir.

Râvî Mâlik ed-Dâr’ın zabt ve adalet i maruf değildir. O mechul bir râvîdir.[2] diyor bakalım öylemi?


Bahse konu olan rivâyetin delil olarak kullanılmasına musamaha göstermeyen Elbânî’nin en önemli gerekçesinin, Mâlik ed-Dâr’ın meçhul bir râvî olduğunu itham etmesidir .

Ancak biz, Elbânî’nin iddia ettiği gibi Mâlik ed-Dâr’ın zabt ve adalet i maruf olmayan (meçhul) bir şahıs değil, aksine onun maruf bir râvî olduğunu tesbit etmiş durumdayız.

İbn Sa’d (ö.230/844), onu şöyle tanıtmaktadır:

“Mâlik ed-Dâr, Ömer b. el-Hattab (ra)’ın azatlısıdır. Hımyer kabilesinden ve Cüblanlıdır.

Ebû Bekir ve Ömer’den hadis rivâyet etmiştir. Kendisinden de Ebû Salih es-Semman rivâyette bulunmuştur. O maruf idi”.[3]

İmâm Buhârî, Tarihi Kebir’inde onu zikrettiği halde aley¬hine bir şey dememiştir.


İbn Hibban (ö.354/965) onu es-Sikat’ında zikretmekte ve hakkında menfi bir söz söylememektedir.


İbn Hacer (ö.852/1448) ise bunlara ilaveten şu bilgileri vermektedir:

“Mâlik ed-Dâr diye bilinen zat, Mâlik b. Iyad’dır ve (asr-ı saadet’e) yetişmiştir. Muaz ve Ebû Ubeyde’den rivâyetleri vardır.
Kendisinden iki oğlu; Avn ve Abdullah rivâyette bulunmuştur.

Buhârî, Tarih”inde[4] Ebû Salih Zekvan tarikiyle Mâlik ed-Dâr’dan Hz. Ömer (ra)’ın kıtlık senesindeki sözünü (muhtasar olarak) rivâyet etmiştir.

Aynı rivâyeti tafsilatlı olarak İbn Ebî Hayseme de tahric etmiştir…

İbn Sa’d onu Medineli tabiilerin ilk tabakası içinde zikretmiştir. Hz. Ömer (ra)ve Hz. Osman (ra) onu mali işlerde görevlendirmiş ve bu yüzden de ona Mâlik ed-Dâr adı verilmiştir.

Ali İbnu’l-Medini’den rivâyet edildiğine göre O, Hz. Ömer’in haznedarı idi”.[5]

Ebû Ya’la el-Halili el-Kazvini (ö.446/1054)’de, Mâlik ed-Dâr’ın sika oluşunda ittifak edilen kadim bir tabii olduğunu ve tabiinin ondan övgüyle bahsettiklerini ifâde etmektedir.

Hatırlanacağı üzere Elbânî, bahse konu olan rivâyet hakkında ibn Hacer’in “Ebû Salih es-Semman’ın Mâlik ed-Dâr’dan sahih bir isnad ile…” diyerek kullandığı ifâdeden onun, râvi Mâlik ed-Dâr’ın meçhul olduğuna işâret ettiği şeklinde yorumlamıştı.

Halbuki İbn Hacer’in Mâlik ed-Dâr’ı tanıtıcı mahiyette verdiği bilgiler, böyle bir yoruma mahal bırakmayacak kadar açıktır.

Şüphesiz İbn Hacer’in söz konusu açıklaması, Elbânî’nin yaptığı yorumu anlamsız kılmaktadır.

Hz. Ömer (ra)gibi, rivâyet konusunda tesebbüt ve ihtiyat sahibi bir zatın, resmi veya özel mali işlerde onu istihdam etmesi, râvî Mâlik ed-Dâr’ın zabt ve adalet inin bir göstergesi sayılmalıdır.

Bu tesbit bize dikkat ederseniz geride geçen hadislerin tahriçlerinde de görüleceği gibi Elbânî bunu hep yapıyor.

Elbânî’nin, Mâlik ed-Dâr hakkında İbn Hacer’in verdiği biyografik bilgiyi görmediği veya görmezlikten geldiği kanatine götürmektedir.

Bu detaylı bilgiden sonra, Elbânî’nin Mâlik ed-Dâr hakkında Münzirî ile Heysemî’den naklettiği, “onu tanımıyorum” sözünün artık bir kıymet ifâde etmediği de anlaşılmaktadır.

Elbânî hadisi zayıflarken, Mâlik ed-Dâr zabt ve adalet i maruf değildir. Meçhul bir râvîdir demişti. Öyle olmadığı anlaşıldıktan sonra

Elbânî’nin diğer hadislerdeki tarafsızlığına ne kadar itibar edilir? Yorumu size bırakıyoruz.

. AYRICA HZ ÖMER BU OLAYI YANİ SAHABENİN RASULULLAHIN KABRİNDEN YARDIM İSTEMESİNİ TENKİT ETMİYO VE ONUNLA AMEL EDİYO
.



SAHABENİN BENZER BU ŞEKİLDE RESULULAHIN KABRİNE GELİP DUA İSTEME OLAYLARI VAR



2.....


HTML:
Rabbim onlara ilham eyle demeleri bizi düşündükleri anlamına gelir ama bize şefaatçi oldukları anlamına gelmez.




CEVAP

YA RABBİ iyi işler yapmaları için kalplerine ilham eyle derler.

KARDEŞİM YA RABBİ DERKEN KİME HİTAP VAR VE YORUMUNUZ SİZİ BAĞLAR



Ben öldüğümde ise vefatım sizin için hayırlı olur, çünkü amelleriniz bana (kabrimde) arz edilir, hayır görürsem, ALLAH’a hamdederim, şer görürsem

.........ALLAH’tan SİZİN İÇİN AF DİLERİM






CEVAP

İMAM BUHÂRÎNİN [H:1326,1336, 1337) DEFNEDİLDİKTEN SONRA KABRİN BAŞINDA CENÂZE NAMAZI KILDIĞI RİVÂT EDİLMEKTEDİR.

İMAM TAHÂVÎ’NİN ŞERHU MEÂNÎ’L-ÂSÂR’NDA RİVÂYET ETTİĞİNE GÖRE (1/503-504 BEŞ HADİS) NEBÎ SALLELLÂ-HU ALEYHİ VE SELLEM UHUD ŞE-HİDLERİNE SEKİZ SENE SONRA CENÂZE NAMAZI KILMIŞTIR


8 yıl deyilde 7 yıl olabilir fakat hadis sahihi buharide mevcuttur
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
kardeşim aslında biraz daha araştırırsan bu konuyla ilgili eleştrilere de ulaşabilirsin zaten aynı sitelerde beraber mevcut bulunuyor.Bir de nakil yaparken naklettiğin yazının bütünlüğü kayboluyor sadece bir kısmı kopyaladığın için devam edilecek kısım senin naklinde bulunmuyor gelelim senin savunma yaptığın eleştriye ;

Hadise zayıf diyenlerin görüşü:

Elbânî, hem metin hem de isnad bakımından rivâye*tin sahih olmadığını söylemektedir. Bu hususta onun ileri sürdüğü üç gerekçeyi burada nakletmek ve so*nunda bir değerlendirme yapmak uygun olacaktır:
a) Râvî Mâlik ed-Dâr’ın zabt ve adaleti maruf değil*dir; o meçhul bir râvîdir. Nitekim İbn Ebî Hâtim[4], senedde adı geçen Ebû Salih’in dışında, ondan rivâyette bulunan bir râvî zikretmemiştir. Bu da onun meçhul oldu*ğunu göster*mektedir. Ayrıca hadis ilminde otorite olan İbn Ebî Ha*tim’in, onun hakkında bir tevsik ifâdesi nakletme*mesi de bunu desteklemektedir. O halde râvî Mâlik ed-Dâr meç*hul kalmaktadır. Hafız İbn Hacer’in, “Ebû Salih es-Semman’ın Mâlik ed-Dâr’dan sahih bir isnad ile…” tarzın*daki ifâdesi, bizim tesbitimizle çelişmez. Çünkü biz İbn Hacer’in söz konusu ifâdesinin, senedin tamamının sahih olduğu konusunda değil, yalnız Ebû Salih’e kadar olan kısmı hakkında bir açıklama olduğunu, kabul ediyo*ruz. Aksi halde o, isnada Ebû Salih’ten itibaren başlamaz ve doğrudan “Mâlik ed-Dâr’dan… ve isnadı sahihtir” derdi… Böyle yapmakla İbn Hacer, râvî Mâlik’in durumu karşı*sında dikkatli olunması gerektiğine veya onun meçhul olduğuna işâret etmektedir.
b) Hadisin metni, şeriatta müstehap olarak sabit olan istiska namazına hatta: “Dedim ki, Rabbinizden mağfiret dileyin, çünkü O, çok bağışlayıcıdır. (Mağfi*ret dileyin ki) O üzerinize bol bol yağmur göndersin!” (Nuh, 71/10-11) gibi âyetlerin ifâde et*tiği duâ ve istiğfara aykırı düşmektedir. Bu yüzden Hz. Ömer, Ab*bas’ın duâsıyla tevessül ve istiskada bulunmuş*tur. Selef de hep öyle yapmıştır. Onların hiçbirinden, Pey*gamber’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kabrine iltica ederek yağmur için ondan duâ talep ettiğine dair bir rivâyet gelme*miştir. Eğer böyle bir şey meşru olsaydı, bir defa olsun bunu yapar*lardı. Onların böyle bir şeyi yapmama*ları, söz konusu rivâye*tin meşru/makbul olmadığını göster*mektedir.
c) Rivâyetin sahih olduğu farzedilse bile, konu hak*kında hüccet olamaz. Çünkü rivâyet, ismi zikredilmeyen bir adama dayanmaktadır. O da meçhuldür. Seyf’in rivâye*tine dayanarak onun adının Bilal olduğunu söyle*mek de hiçbir şey ifâde etmez. Çünkü Seyf b. Ömer et-Temimi’nin zayıf oluşu da ittifak konusudur. Hatta İbn Hibban onun hakkında şöyle demektedir: “O, sebt râvîlerden mevzu hadisler rivâyet ederdi. Ayrıca onlar onun hadis uydurduğunu da söylerlerdi” demiştir. O halde böyle bir adamın rivâyeti, özellikle muhâlefet söz konusu olduğunda kabul edilemez


YA RABBİ iyi işler yapmaları için kalplerine ilham eyle derler.

KARDEŞİM YA RABBİ DERKEN KİME HİTAP VAR VE YORUMUNUZ SİZİ BAĞLAR
Sözümün arkasındayım ölülerimizin böyle bir hasasiyet içinde olduklarının belirtilmesi bizim için şefaatçi oldukları anlamına gelmez.Şüphesiz de ölü de diri de ALLAH tan ister ama amel defterleri bile dünyadaki eserlerine ve de burda bıraktıkları yakınlarına bağlı olan ölülerimizden medet ummanın takdirini yine size bırakıyorum (küçük yaşta ölen çocuk sahibi olanlar hariç)Herkesin ölüsü kendisine şefaatçi olsa herkes cennete gider ..Dikkat edilmesi gereken bir konu var Efendimiz ki yaratılanların en üstünü olarak kendisi bile hadis i şerifinde Hamd ve İstiğfar dairesinin dışına çıkmıyor.

Malik ed dar olayı ile ilgili kişisel yorumumu sorarsanız bu tip bir eylem caiz olsa ve de uygulanıp kanıtlansa Hz.Ömer efendimiz daha sonra bunu defalarca uygulamaz mıydı ?
Ya da Peygamber Efendimiz den böyle bir rivayet bulunsa Hz.Ömer gibi ilim sahibi bir insan bu kıtlık gibi sıkıntılı dönemde kendisi bizzat neden dua etmedi ?Sizce Malik ed Dar ın akıl ettiğini Hz.Ömer efendimiz akıl edemedi mi yorumunu sizlere bırakıyorum.(sorular manipulasyon amaçlı değildir)

Sözün özü şahsi fikrime göre Rabbimiz `bana dua edin size cevap vereyim `.(mümin 60) ayet i kerimesi ile bize yol göstermiş gerek manevi gerekse maddi konularda beklentilerimizi elimizi açıp Rabbimize bildirmek bizim için bu ayetin ışığında en uygun yol gibi gözüküyor.

Gerek Efendimizin gerekse evliyaullah ın yardımını temin etmek için kabirlerine gidip dua etmeye gerek yok .Bizim selamımızı her yerden işiten Efendimiz bizim dualarımızı da işitir .[FONT]
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt