Aşkâ Mecnun
Kayıtlı Kullanıcı
Separate tags with commas. Tags are keywords that describe the thread.
takva07 yazdı:
S.A.ALLAHc.crazı olsun ALLAH c.c bizede nasip etsin inşallah.B)B)B)B)
hafiz 24 yazdı:
aşka mecnun abim ALLAH senden razı olsun inşallah bende birzamanlar o maneviyatın büyükolduğu yer olan ismail ağanın havasından nefes aldım o zamanlar ıkuyordum hafızlık ve arabiyatımı orda icra etmeye çalışmıştım çok duygulandım efendi hz.elini öpmek nasip olmadı ama yürüdüğü yoldan geçmek nasip oldu 98 2000 yıllarında ilim tahsili için gitmiştim şimdi oraları çok özlüyom eğer yolun düşerse benden oralara selam söyle müğmkünse efendi hz.elini benim için öpersen sevinirim ALLAH a emanet ol selam ve dua ile
haklısın abı oranı havası ortamı cok farklıdır bılır...bırde EYÜP SULTANDA SABAH NAMAZI COK FARKLIDIR.......aska mecnun yazdı:
Bir bayram sabahıydı. o zamanlar daha ufak bir çoçukken etrafta olup bitenlerden heberdar olmadan babamın bayram namazına ismailağa camine götürmesi efendi hazretleriyle bayramlaşmak benlkide hatrı sayılır az kişiye nasip olurdu...
içimde hep ukte kalmıştır o eşsiz muazzam avluda sessiz huşu içinde sabah namazı kılmak seherde öten bülbüle kulak vermek hem uhrevi hemde dünyaevi bedenime rahatlık veriyordu. daha çoçuk olmama rağmen en azından Yaradana nasıl yalvarılması gerektiğini öğreniyordum ürkek bir güvercin gibi...
ilk defa o kapıda kendimi en aciz bir dilenci hükmünde hissetmiştim. babamın temessüm gibi bir edayla selamlaşmasına rağmen içim kıpır kıpırdı. arkadaşlarım en ön saflarda yer kapma mücadelesi verirken bense babamın yanında kalmayı tercih ediyordum Babam sürmeli gözlerle sukutla beni süzdü istersen gidebilirsin dedi. küçüçük bir bedenin ilk saflarda olması belkide bir çok kişiye nasip olmuyordu...
Evimiz pek yakındı ismailağaya her okul çıkışı soluğu orada alırdık arkadaşlarla büğüdüğümde farkettim ki; sevda gönül işi gönül vermek bağlanmak gerekirdi. Bayramlaşmadan sonra efendi hazretleri başımı okşamış adımı sormuştu. onun karşısında duramazken çekinirken babamı ararken belkide en heycanın doruğuna çıktı o andı duvarlar sanki asırların sırrını kulaklara fısıltıyordu. kubbe serin olmasına rağmen karanlığa gömülmüş bir gölge misali gibiydi vitraylardan vuran ışıklar seccadem de renk çümbüşüne bürünmüştü..
büyüdükçe beni olumlu yapan değerleri anladım. sadetin hangi kapıda olduğunu gördüm küfürden uzak bir sefanın oldu tek adresti belkide secde makamı seherde sabah namazları içimde bir ukte niyetinde kalmıştı adeta en büyük olasılık belkide ama arzu ettiğim bir seccade üzerinde arzu ettiğim gibi bir yönelme beklerken safların yalnız olduğunu farkettim. Belkide bu benim için en büyük bir hazdı secde makamında yüzümü her secdeye koyuşumda ona fısıldadığım bir sözcük var. belkide secde makamında yağmur bereketine ihtiyaç vardı...
Babam erkeğn ağlaması affından dır. kadının ağlaması ise günahındandır derdi. sonra eklerdi. erkek af için ağlar kadın ise günahları için ağlar onun için erkeğin secde makamında ağlaması uygundur. kalbin en yumuşak ruhun bir ürkek güvercin kadar hafif olduğu vicdanın merhametle kavrulduğu andır secde makamı derdi babam. eee buna bağlılıkta ancak onun var oluşunu hissetmekle olur derdi Makam yüksek olunca o makama erişmek kolay oluyordu. sen sadece dilemesini bil en büyük Makam sahibi arzda hizmetinden memnun kaldığında mükafatınıda verir diye eklerdi... çokta doğru söylerdi... tesbihin biri bittimi mor renklisi başlardı. Dillerde şekillenen istek zikir hizmeti arz makamından seda ile inerdi. Dünyaya herseferinde de olsa sabah namazını kılmak farklı bir haz verirdi ismailağada.
aska mecnun yazdı:
Bir bayram sabahıydı. o zamanlar daha ufak bir çoçukken etrafta olup bitenlerden heberdar olmadan babamın bayram namazına ismailağa camine götürmesi efendi hazretleriyle bayramlaşmak benlkide hatrı sayılır az kişiye nasip olurdu...
içimde hep ukte kalmıştır o eşsiz muazzam avluda sessiz huşu içinde sabah namazı kılmak seherde öten bülbüle kulak vermek hem uhrevi hemde dünyaevi bedenime rahatlık veriyordu. daha çoçuk olmama rağmen en azından Yaradana nasıl yalvarılması gerektiğini öğreniyordum ürkek bir güvercin gibi...
ilk defa o kapıda kendimi en aciz bir dilenci hükmünde hissetmiştim. babamın temessüm gibi bir edayla selamlaşmasına rağmen içim kıpır kıpırdı. arkadaşlarım en ön saflarda yer kapma mücadelesi verirken bense babamın yanında kalmayı tercih ediyordum Babam sürmeli gözlerle sukutla beni süzdü istersen gidebilirsin dedi. küçüçük bir bedenin ilk saflarda olması belkide bir çok kişiye nasip olmuyordu...
Evimiz pek yakındı ismailağaya her okul çıkışı soluğu orada alırdık arkadaşlarla büğüdüğümde farkettim ki; sevda gönül işi gönül vermek bağlanmak gerekirdi. Bayramlaşmadan sonra efendi hazretleri başımı okşamış adımı sormuştu. onun karşısında duramazken çekinirken babamı ararken belkide en heycanın doruğuna çıktı o andı duvarlar sanki asırların sırrını kulaklara fısıltıyordu. kubbe serin olmasına rağmen karanlığa gömülmüş bir gölge misali gibiydi vitraylardan vuran ışıklar seccadem de renk çümbüşüne bürünmüştü..
büyüdükçe beni olumlu yapan değerleri anladım. sadetin hangi kapıda olduğunu gördüm küfürden uzak bir sefanın oldu tek adresti belkide secde makamı seherde sabah namazları içimde bir ukte niyetinde kalmıştı adeta en büyük olasılık belkide ama arzu ettiğim bir seccade üzerinde arzu ettiğim gibi bir yönelme beklerken safların yalnız olduğunu farkettim. Belkide bu benim için en büyük bir hazdı secde makamında yüzümü her secdeye koyuşumda ona fısıldadığım bir sözcük var. belkide secde makamında yağmur bereketine ihtiyaç vardı...
Babam erkeğn ağlaması affından dır. kadının ağlaması ise günahındandır derdi. sonra eklerdi. erkek af için ağlar kadın ise günahları için ağlar onun için erkeğin secde makamında ağlaması uygundur. kalbin en yumuşak ruhun bir ürkek güvercin kadar hafif olduğu vicdanın merhametle kavrulduğu andır secde makamı derdi babam. eee buna bağlılıkta ancak onun var oluşunu hissetmekle olur derdi Makam yüksek olunca o makama erişmek kolay oluyordu. sen sadece dilemesini bil en büyük Makam sahibi arzda hizmetinden memnun kaldığında mükafatınıda verir diye eklerdi... çokta doğru söylerdi... tesbihin biri bittimi mor renklisi başlardı. Dillerde şekillenen istek zikir hizmeti arz makamından seda ile inerdi. Dünyaya herseferinde de olsa sabah namazını kılmak farklı bir haz verirdi ismailağada.
handan06 yazdı:
Allah'ım, Muhammed'e (a.s) ve onun temiz soyuna rahmet et.
Bütün müminleri rahmetinle rahmetlendir, Merhametinle merhametlendir....
Kalbimizin fısıltısını, organlarımızın hareketlerini,
Gözümüzün bakışını ve dilimizin sözlerini, rızana uygun kıl.
Senin armağanını hak edecek biçimde yap ki iyiliği kaçırmayalım.
Allah'ım azabını gerektirecek günahlara sürüklenmemize izin verme.
Senin her şeye gücün yeter
A M İ N