HACI RIDVAN
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 May 2012
- Mesajlar
- 12
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32
İSLÂM’DA VAHDET VE İTTİHÂD
Yüce İslâm dini, bütünüyle ‘TEVHİD’ dinidir. ‘TEK’ olan İlah’a (ALLAH-U TEÂLÂ’ya) ‘YÂKîN İMAN’ı, mutlak ‘TESLİMİYET’i ve ‘UBÛDİYET’i ifade eden; ve, hayatın her alanında ve bütün boyutlarında yalnız ve yalnız O’nun (cc) ‘EŞSİZ HAKİMİYETİNİ’ / ‘EGEMENLİĞİNİ’ gerektiren ‘TEVHİD’, tüm mü’minlerin ‘AKİDE BİRLİĞİ’ni, ‘AKIL-FİKİR’ / ‘DÜŞÜNCE ve KÜLTÜR BİRLİĞİ’ni, ‘KALP ve GÖNÜL BİRLİĞİ’ni, ‘GAYE ve HEDEF BİRLİĞİ’ni, bunların tümünde de, ‘SÖZ, FİİL-AMEL ve HAREKET BİRLİĞİ’ni iktizâ ve istilzâm etmektedir. Ki, bu ilâhi ve nurâni oluşuma, İslâmi literatür’de ‘VAHDET’ ve ‘İTTİHÂD’ (birlik, birliktelik ve beraberlik) denmektedir. Zaten, ‘TEVHİD’ kelimesiyle aynı ‘KÖK’ten gelen ‘VAHDET’ kelimesi dahi, ‘ALLAH-U TEÂLÂ’nın (cc) ‘VÂHİD’-Ü ‘EHAD’ ilâhi isim ve sıfatı’nın ‘LÜĞÂVî İŞTİKÂKLARI’ndan olduğu ehli olanlarca bilinmektedir… Bu da; ‘VAHDET’in, Din-i İslâm’da ne kadar dakik/ince önemli konu ve imâni bir vecibe olduğunu göstermektedir…
Bu ilâhi ve hayâti ‘VECİBE’ ve ‘VÂKIA’ dan dolayıdır ki; İslâm Dini’nin ‘ESASI’/‘TEMELİ’ ve ‘SEMBOLÜ’ olan ‘TEVHİD İNANCI ve NİZÂMI’, bu ‘AKİDE’ ve ‘HAYAT’ üzere bulunan mü’minlerin ‘VAHDET’ ve ‘İTTİHÂDI’ sayesinde korunup muhafaza edilebilir…
Müslümanlar, bu ‘TEVHİDî’/‘İSLÂMî’ incelik/bilinç ve hayat tarzından gâfil bulununca, yani “İSLÂMİ VAHDET ve İTTİHÂD” içersinde bulunmayıp da ‘BÖLÜK-BÖLÜK’ ve ‘PARÇA-PARÇA’ olunca; aziz Din-i İslâm’ı ve Ümmet-i İslâm’ı, her taraftan ve tüm yönlerden ‘KUŞATMA’ ve ‘ABLUKA’ altına almış bulunan ‘AZGIN’/‘KUDURGAN’ ve ‘SALDIRGAN’ kâfir, müşrik, mürted ve münafık düşman güçler karşısında, tabiâtıyla (‘SÜNNETULLAH’ gereği) mağlûb ve perişân olacaklardır. Tarihin muhtelif devirlerinden nakledilen nice olaylar ve günümüz dünyasında vâki’ olan ve olmaya devam eden vâk’âlar ve hadisât, bunun açık örneği ve ibret levhası olarak (ne hâzindir ki) müşâhede edilmektedir…
Bu riyâzî hakikattendir ki; “BİR ELİN NESİ VAR, İKİ ELİN SESİ VAR”, “BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR!…” gibi, nice ‘KİBÂR-I KELÂM’, tarihî ‘ATA SÖZLERİ’ olarak bizlere intikal edilmiş bulunmaktadır. “CEMÂÂTTE RAHMET, AYRILIKTA AZÂB VARDIR!”, “KİM CEMÂÂTTEN AYRILARAK ÖLÜRSE, CAHİLİYYE ÖLÜMÜYLE ÖLMÜŞ (GİBİ) ÖLÜR!” anlamındaki Hadis-i Şeriflerle vurgulanan ‘CEMÂÂT’in, yani müslümanların ‘BİRLİK’/‘BERABERLİK’ içerisinde bulunmalarının önemini göstermektedir. (Benzerleri için de, bakınız: Riyaz’us Sâlihîn:458-462; vb…)
DEVAMI İÇİN LİNKE TIKLA
İslâm’da Vahdet ve İttihâd – Hizbullah HAKVERDİ
Yüce İslâm dini, bütünüyle ‘TEVHİD’ dinidir. ‘TEK’ olan İlah’a (ALLAH-U TEÂLÂ’ya) ‘YÂKîN İMAN’ı, mutlak ‘TESLİMİYET’i ve ‘UBÛDİYET’i ifade eden; ve, hayatın her alanında ve bütün boyutlarında yalnız ve yalnız O’nun (cc) ‘EŞSİZ HAKİMİYETİNİ’ / ‘EGEMENLİĞİNİ’ gerektiren ‘TEVHİD’, tüm mü’minlerin ‘AKİDE BİRLİĞİ’ni, ‘AKIL-FİKİR’ / ‘DÜŞÜNCE ve KÜLTÜR BİRLİĞİ’ni, ‘KALP ve GÖNÜL BİRLİĞİ’ni, ‘GAYE ve HEDEF BİRLİĞİ’ni, bunların tümünde de, ‘SÖZ, FİİL-AMEL ve HAREKET BİRLİĞİ’ni iktizâ ve istilzâm etmektedir. Ki, bu ilâhi ve nurâni oluşuma, İslâmi literatür’de ‘VAHDET’ ve ‘İTTİHÂD’ (birlik, birliktelik ve beraberlik) denmektedir. Zaten, ‘TEVHİD’ kelimesiyle aynı ‘KÖK’ten gelen ‘VAHDET’ kelimesi dahi, ‘ALLAH-U TEÂLÂ’nın (cc) ‘VÂHİD’-Ü ‘EHAD’ ilâhi isim ve sıfatı’nın ‘LÜĞÂVî İŞTİKÂKLARI’ndan olduğu ehli olanlarca bilinmektedir… Bu da; ‘VAHDET’in, Din-i İslâm’da ne kadar dakik/ince önemli konu ve imâni bir vecibe olduğunu göstermektedir…
Bu ilâhi ve hayâti ‘VECİBE’ ve ‘VÂKIA’ dan dolayıdır ki; İslâm Dini’nin ‘ESASI’/‘TEMELİ’ ve ‘SEMBOLÜ’ olan ‘TEVHİD İNANCI ve NİZÂMI’, bu ‘AKİDE’ ve ‘HAYAT’ üzere bulunan mü’minlerin ‘VAHDET’ ve ‘İTTİHÂDI’ sayesinde korunup muhafaza edilebilir…
Müslümanlar, bu ‘TEVHİDî’/‘İSLÂMî’ incelik/bilinç ve hayat tarzından gâfil bulununca, yani “İSLÂMİ VAHDET ve İTTİHÂD” içersinde bulunmayıp da ‘BÖLÜK-BÖLÜK’ ve ‘PARÇA-PARÇA’ olunca; aziz Din-i İslâm’ı ve Ümmet-i İslâm’ı, her taraftan ve tüm yönlerden ‘KUŞATMA’ ve ‘ABLUKA’ altına almış bulunan ‘AZGIN’/‘KUDURGAN’ ve ‘SALDIRGAN’ kâfir, müşrik, mürted ve münafık düşman güçler karşısında, tabiâtıyla (‘SÜNNETULLAH’ gereği) mağlûb ve perişân olacaklardır. Tarihin muhtelif devirlerinden nakledilen nice olaylar ve günümüz dünyasında vâki’ olan ve olmaya devam eden vâk’âlar ve hadisât, bunun açık örneği ve ibret levhası olarak (ne hâzindir ki) müşâhede edilmektedir…
Bu riyâzî hakikattendir ki; “BİR ELİN NESİ VAR, İKİ ELİN SESİ VAR”, “BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR!…” gibi, nice ‘KİBÂR-I KELÂM’, tarihî ‘ATA SÖZLERİ’ olarak bizlere intikal edilmiş bulunmaktadır. “CEMÂÂTTE RAHMET, AYRILIKTA AZÂB VARDIR!”, “KİM CEMÂÂTTEN AYRILARAK ÖLÜRSE, CAHİLİYYE ÖLÜMÜYLE ÖLMÜŞ (GİBİ) ÖLÜR!” anlamındaki Hadis-i Şeriflerle vurgulanan ‘CEMÂÂT’in, yani müslümanların ‘BİRLİK’/‘BERABERLİK’ içerisinde bulunmalarının önemini göstermektedir. (Benzerleri için de, bakınız: Riyaz’us Sâlihîn:458-462; vb…)
DEVAMI İÇİN LİNKE TIKLA
İslâm’da Vahdet ve İttihâd – Hizbullah HAKVERDİ