Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslam Gömleğin yırtık!! (1 Kullanıcı)

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Yazık sana! Cehennemlik işleri yaparken cenneti umuyorsun. Geçici
şeylerle avunuyor onları seviyor ve senin sanıyorsun. Ama yakında
elinden alacaklar.

Yaratan hayatı sana emanet olarak verdi, O?nun rızası yolunda
yaşamanı emretti. Sen ise kendi isteğin, heveslerinin peşinde
hayatını tükettin. Sana verilen zenginlik, makam, sıhhat birer
emanettir. Bütün bunları YARATICININ rızasına uygun yolda kullan.
 

TRHACKER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
2,454
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
mevlam razı olsun inşaallah emeğine sağlık kardeşim
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Zikir (cenâb-ı hakk'ı unutmamak)

Zikir (cenâb-ı hakk'ı unutmamak)

Ey cemâat! Rabbimize ibâdetinizi artırın, uzatın, çünkü O kendisine samimiyetle, çokça ibâdet edenleri övmüştür. Hz. Peygamber (s.a.v.)'den şöyle rivâyet edilmiştir: "Kulun Rabbi için namaz kılarken kıyâmı uzadığında, kurumuş yaprakların şiddetli rüzgârın estiği günde ağaçtan yere serpildiği gibi günahları kendisinden dökülür."1 Kul, Allâh'a itâatinde ne kadar samîmi olursa günahları o derecede zâhirinden ve bâtınından dökülür. Kalbi nurlanır. Sırrı safa bulur.
Ey oğul! Sahih ol ki, fasih olasın. Halvetinde sahih ol ki, celvetinde fasih olasın. Dünyâda sahih olursan, âhirette Allâh'ın huzûrunda konuşmada fasih olursun. Şefaat eder ve şefaat edilirsin. Seni yarattıklanndan istediğine kendi izni ve emriyle şefaatçi kılar. Senin başkalarına şefaat etmeni sana bir ikram Olsun diye ve indindeki değerini göstermek açısından kabul eder. Rabbin ile arandaki işlerde sahih ol ki, halkını eğitmede fasih olasın. Halka bir terbiyeci, bir öğretici olasm.
Yazık sana! Bu makamda oturuyorsun, İnsanlara vaaz ediyorsun ve sonra da onlarla berâber gülüyorsun, komik fıkralar anlatıyorsun; zaran yok, ne sen felah bulursun, ne de onIar! Vâiz bir ilim öğreticisidir, bir edep öğreticisidir, vâiz bir öğretmen ve bir eğitmendir. Dinleyiciler çocuk gibidir. Çocuklar kendilerine sert davranılırsa, asık surat gösterilirse öğrenirler. Ama onlardan çok az kimse de vardır ki, Allâhü Teâlâ'nın kendilerine bir mevhibesi(bağışı) olarak bunun tersi metotla öğrenirler.
Ey sûfiler! Dünyâ fânidir. Dünyâ ayak bağı, hüzün, sıkıntı ve Rabbinize bir perdedir. Ona baş gözlerinizle değil, kalp gözlerinizle bakın. Kalp gözü mânâya bakar, baş gözü ise sûrete bakar. Mü'min her şeyiyle Allâhü Teâlâ içindir, onda halk için bir zerre dahi olamaz. O zâhiriyle de, bâtınıyla da O'nunla beraberdir. Hareketi O'nadır, sükûnu O'nun içindir. Ancak O'nunla hareket eder, ancak O'nunla sükûn eder. Mü'min O'ndandır, O'nunladır, O'nun içindir. Mü'minin kısmeti, o habersiz olduğu halde gelir ve onun kapısını bulur. Ona gelir ve onun hizmetini bekler. Sizin ise bütün meşguliyetiniz kısmetinizin sırtına atlamak ve ona karşı haris ormak. Ölümü ve sonrasını unuttunuz. Cenâb-ı Hakk'ı unuttunuz. O'nu sırtınızın arkasına attınrz. O'dan yüzçevirdiniz ve dünyâya, halka ve sebeplere sanldınız. Sizden pek çok kimse dünyâya ve dirheme tapıyor. Hâlık'a ve Rezzâk'a kulluğu terkediyor. Bütün bu hastalıklar nefislerinizdendir. Onu, kuru yiyeceklere ve bir yudum suya râzı olup, ondan emin oluncaya kadar mücâhede
hapishanesinde hapsetmeli ve gıdalarından mahrum bırakmalısınız. Bunlar bile onun zevkleridir. Eğer onu türlü zevkleriyle beslerseniz o zaman sizi de yer. Tıpkı şu sözdeki gibi olur: "Köpeğini beslersen seni yer." Allâhü Teâlâ onun hakkında: "Muhakkakki, nefis kötülüğü emredicidir, Rabbimin merhamet ettigi mustesna"1 diye buyurmuşken, nefisten ne hayır beklenir?

Ey sûfîler! Hakk'ı hatırlayın ve zikredin, Zirâ ancak "lüb" (gönül) sâhipleri O'nu hatırlar. Sûfiler gönül sâhibidirler. Onlar dünyâyı anlamışlardır da, ona karşı zâhid olmuşlardır. Sonra da âhireti anlamışlar ve ona dalmışlardır, tâ ki, âhiret ağaçları onlar için bitmiş, büyümüştür. Âhiretin nehirleri onlar için akmıştır. Uyku hâlinde olsun, uyanıklık hâlinde okun onda yer edinmişlerdir, Cenâb-ı Hakk'ın mubabbeti onlara gelince, âhiretten kalkmışlar, oradan sefer etmişler ve oradan göçmüşlerdir. Kalplerini kuvvetlendirip, Rablerinin kapısına doğru yönelmişlerdir. Başka bir şey değil, sâdece O'nun nzâsını umanlardan olmuşlardır. Bu topluluğu tebrik edin. Onlara karşı samîmî olun. Onlara hizmet edin. Onları iyi tanıyın. Onlann sohbetinde edepli olun.
Allâh'ım! Bizi her hâlimizde, sana ve sâlih kulanna karşı güzel edeple nzıklandır. "Bize dünyâda da, âhirette de güzellik ver ve cehennem azâbından bizi koru."3
1 Bk.: Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/179.
2 Yûsuf, 12/53.
3 Bakara, 2/201.

Abdülkadir Kadir Geylani Cilau'l Hatır Yolun Esasları
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
El- FETHU’R RABBANİ(Alemlerin Anahtarı)

El- FETHU’R RABBANİ(Alemlerin Anahtarı)



Kaderin vakti gelip gerçekleşince Allah’tan şikayetçi olmak, dinin, tevhidin, ve ihlasın ölümüdür.İnanan gönül bunun niye ve nasıl olduğuna bakmaz, sadece gözüm başım üstüne olana rıza gösterir.
Nefis hep karşı gelir, kavgacının tekidir.Onu düzeltmek isteyen şerrinden emin olana kadar onunla savaşmalıdır.Nefis kötülüğün ta kendisidir.Mücadele edilip huzura erince de mahza hayra dönüşür, yapılan bütün ibadetlerden, kaçılan bütün günahlardan hoşnut olmaya başlar.İşte ozaman “Ey huzura kavuşmuş nefis! Sen O ndan O senden hoşnut olarak Rabbine dön hitabına mazhar olur.
Artık güzel şeyleri ister kötülüğü yok olur.Yaratılan hiçbir şeyle bağı kalmaz.Babası İbrahim (a.s) den gelen soyu sahih olur.Çünkü O (a.s) nefsinden tamamaen uzaklaşmış, arzularından kurtulmuştu ve sakin bir duruşu vardı.İnsanlar ona yardım etmek istediler.Onlara şu cevabı verdi:Sizin yardımınızı istemiyorum O(c.c) nun benim ne halde olduğumu bilmesi bana yeter, ayrıca istekte bulunmama gerek yok.


Oğlum!dert gelince onu sabırla karşıla ve deva gelinceye kadar bekle.Deva gelince onu da şükürle karşıla.Bu hal üzere olursan dünya hayatında mesud olursun.
Oğlum! Yiyeceği , içeceği, giyeceği, evleneceği ve oturacağı tasa etmeyesin.Bunlar nefsin arzu ve hevesleridir.Kalbin ve sırrın arzusu olan Hakkı aramak nerede ? Neyi düşünüyorsan senin kaygın odur.Öyleyse sen Rabbini ve Onun nezdindekileri düşün.Dünyanın yerini alacak ahiret, yaratılanların yerini alacak Yaratan vardır.
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
El- FETHU’R RABBANİ(Alemlerin Anahtarı)

El- FETHU’R RABBANİ(Alemlerin Anahtarı)

Ölümü hatırdan çıkarmamalı, sıkıntılara katlanmalı ve bütün hallerinde Allah’a mütevekkil olmalısın.Bu üç özelliğe tam sahip olabildiğin anda hakiki mülkün sahibi olursun.Ölümü hatırlamak dünyaya rağbetini söndürür,sabrederek Rabbinden istediğin şeylere erersin,tevekkül ile de her şey kalbinden çıkar ve sen Rabbine bağlanırsın.
Sıkıntıda rahatlıkta, fakirlikte, zenginlikte, darlıkta bollukta, hastalıkta sağlıkta, hayırda şerde,vermede vermemede,Hakkın yaptığına rıza gösterin.Sizin için Hakka teslim olmaktan başka bir deva bilmiyorum.
Allahım bizi kendi tarafında ve seninle beraber kıl.Dünyada ve ahirette bize güzellikler ihsan eyle.Bizi cehennem azabından koru.
amin ..
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
El- FETHU’R RABBANİ(Alemlerin Anahtarı)

El- FETHU’R RABBANİ(Alemlerin Anahtarı)

Kaderin vakti gelip gerçekleşince Allah’tan şikayetçi olmak, dinin, tevhidin, ve ihlasın ölümüdür.İnanan gönül bunun niye ve nasıl olduğuna bakmaz, sadece gözüm başım üstüne olana rıza gösterir.
Nefis hep karşı gelir, kavgacının tekidir.Onu düzeltmek isteyen şerrinden emin olana kadar onunla savaşmalıdır.Nefis kötülüğün ta kendisidir.Mücadele edilip huzura erince de mahza hayra dönüşür, yapılan bütün ibadetlerden, kaçılan bütün günahlardan hoşnut olmaya başlar.İşte ozaman “Ey huzura kavuşmuş nefis! Sen O ndan O senden hoşnut olarak Rabbine dön hitabına mazhar olur.
Artık güzel şeyleri ister kötülüğü yok olur.Yaratılan hiçbir şeyle bağı kalmaz.Babası İbrahim (a.s) den gelen soyu sahih olur.Çünkü O (a.s) nefsinden tamamaen uzaklaşmış, arzularından kurtulmuştu ve sakin bir duruşu vardı.İnsanlar ona yardım etmek istediler.Onlara şu cevabı verdi:Sizin yardımınızı istemiyorum O(c.c) nun benim ne halde olduğumu bilmesi bana yeter, ayrıca istekte bulunmama gerek yok.


Oğlum!dert gelince onu sabırla karşıla ve deva gelinceye kadar bekle.Deva gelince onu da şükürle karşıla.Bu hal üzere olursan dünya hayatında mesud olursun.
Oğlum! Yiyeceği , içeceği, giyeceği, evleneceği ve oturacağı tasa etmeyesin.Bunlar nefsin arzu ve hevesleridir.Kalbin ve sırrın arzusu olan Hakkı aramak nerede ? Neyi düşünüyorsan senin kaygın odur.Öyleyse sen Rabbini ve Onun nezdindekileri düşün.Dünyanın yerini alacak ahiret, yaratılanların yerini alacak Yaratan vardır.
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
selamünaleyküm değerli kardeşim emeğine sağlık çok güzel...
ALLAH cc emanet ol...selam ve dua ile...


aleykum selam güzel kardeşim..
teşekkür ederim mevla razı olsun ..
sizi tekrar aramızda görmek güzel hoşgeldniz ..
hayırlı ramazanlar dilerim güzel kardeşim ..

selam ve muhabbetle B) B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt