Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İSLAM AHLAKININ GÜZELLİĞİ (1 Kullanıcı)

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
İslâm Dini kadar güzel ahlaka önem veren bir başka din veya düşünce sistemi göstermek mümkün değildir. Öyleki Peygamber Efendimiz 'İslâm, güzel ahlâktır.' buyurmuştur. Hz. Peygamberin güzel ahlâka teşvik eden bir çok güzel sözü vardır.
'Müminlerin îmanca en kamil olanı, ahlâkı en güzel olanıdır.' 'İçinizden en çok sevdiklerim ve kıyamet gününde bana en yakın olanlarınız, ahlaki en güzel olanlarınızdır.' hadisleri bunlardan sadece ikisidir. Kuran-ı Kerimde adalet, ahde vefa, affetme, alçak gönüllülük, ana-babaya itaat, sevgi, kardeşlik, barış, güvenirlilik, doğruluk, birlik, beraberlik, iyilik, ihsan, iffet, cömertlik, merhamet, müsamaha, tatlı dilli olma, güler yüzlülük, temiz kalplilik gibi güzel ahlâki hasletlere teşvik eden ve zulüm, haksizlik, riya, haset, gıybet, çirkin sözlülük, asık suratlılık, cimrilik, bencillik, kıskançlık, kibir, kin, kötü zan, israf, bozgunculuk gibi kötü hasletlerden nehyeden pek çok âyetin yer alması, Kuranda ahlaka ne kadar önem verildiğinin bir göstergesidir.

Peygamber Efendimizin güzel ahlaka teşvik eden ve kötü hasletlerden nehyeden hadisleri ise neredeyse bir kitap oluşturacak kadardır. O sadece bu sözleri söylemekle kalmamış, güzel ahlaki bizzat yasayarak insanlara örnek olmuş ve öğretmiştir.

Bu yüzden Onun ahlaki, İslâm ahlakinin en güzel tatbikatını oluşturmaktadır. İşte bu sebeple burada peygamberimiz Hz. Muhammedin güzel ahlakından az da olsa sözetmek istiyoruz(*). Çünkü O gerçekten en güzel örnektir:
Peygamber Efendimiz güler yüzlü, nazik tabiatlı, ince ve hassas ruhlu idi. Kati yürekli, sert ve kırıcı değildi. Ağzından sert ve kaba hiçbir söz çıkmazdı. Başkalarını tenkit etmez, kimsenin ayıbını yüzüne vurmazdı. Yanlış ve hoşlanmadığı bir davranış görürse 'içinizden bazı kimseler, söyle söyle yapıyorlar.' Şeklinde, bu davranışları yapanların kim olduklarını belli etmeden ve hiç kimseyi kırmadan yanlışı ve hataları düzeltirdi. Kimsenin sözünü kesmez, konuşması bitinceye kadar dinlerdi. Tartışmayı sevmez, sözügereğinden çok uzatmazdı. Kendini ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmaz, kimsenin gizli hallerini araştırmazdı. Allaha hürmetsizlik olmadıkça, sahsına yapılan kötülükleri, ne kadar büyük olursa olsun, bağışlar, eline imkan geçince öç almayı düşünmezdi.

Son derece iffet ve haya sahibiydi. Bütün insanları eşit tutar, zengin fakir, efendi-köle, büyük-küçük ayrımı yapmazdı. Her bakımdan kendisine güvenilirdi. Verdiği sözü mutlaka zamanında yerine getirirdi. Dürüstlükten ayrıldığı, saka bile olsa yalan söylediği hiç görülmemiştir. Bu yüzden Ona henüz peygamberlik verilmeden önce 'Muhammedül-Emin' denilmişti. Nitekim Peygamberliğini haber verdiği zaman, iman etmeyenler bile Ona 'yalancı, yalan söylüyor' diyememiştir. En yakın akrabalarını safa tepesinde toplayıp onlari İslâma davet için, 'Size şu dağın arkasında düşman atlılarının bulunduğunu söylesem, bana inanırmısınız?' dediği zaman: 'Hepimiz inanırız. Çünkü sen yalan söylemezsin.' diye cevap vermişlerdi. Kendisi böyle olduğu gibi, herkesin dürüst olmasını isterdi. 'Doğruluktan ayrılmayınız, çünkü doğruluk, iyilik ve hayra götürür. İyilik ve hayır da, kişiyi Cennete ulaştırır. Kişi doğru söyleyip doğruluğu aradıkça, Allah katında sıddıklar zümresine yazılır. Yalan sözden ve yalancılıktan sakınınız; Çünkü yalan insani kötülüğe sevkeder. Kötülük de kişiyi Cehenneme götürür. İnsan yalan söylemeğe ve yalan aramağa devam ede ede, Allah katında nihayet yalancılardan yazılır.' buyurmuştur.

Rasûlüllah (s.a.v.) insanların en cömerdi ve en kerimiydi. Eline gecen her şeyi muhtaçlara dağıtır, kimseyi eli boş çevirmezdi.

Son derece mütevâzı ve alçak gönüllü idi. Bir topluluğa geldiğinde, kendisi için ayağa kalkılmasını istemez, nereyi bos bulursa, oraya otururdu. Arkadaşları arasında otururken ayaklarını uzatmazdı. Arkadaşları her işini yapmayı kendileri için şeref ve cana minnet saydıkları halde, bütün islerini kendi görür, ev islerinde hanımlarına yardim ederdi. Methedilmesini ve aşırı hürmet gösterilmesini istemezdi. Fakir kimselerle düşüp kalkmaktan, yoksulların, dulların, kimsesizlerin islerini görmekten zevk alırdı. Bulduğunu yer, bulduğunu giyer, hiç bir şeyi beğenmemezlik etmezdi. Yiyecek bir şey bulamayınca, aç yattığı da olurdu.

Bütün islerini tam bir düzen ve nizam içinde yapardı. Namaz ve ibadet vakitleri, uyku ve istirahat için ayırdığı saatler, misafir ve ziyaretçilerini kabul edeceği hep belliydi. Vaktini boşa geçirmez, her ânini faydalı bir isle değerlendirirdi. 'İnsanların çoğu, iki nimetin kıymetini takdirde aldanmışlardır: 'Sıhhat ve boş vakit', buyurmuştur.

İnsanı en yakından tanıyan, onun iç yüzünü ve bütün gizli hallerini en iyi bilen, şüphe yok ki eşidir. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) ilk vahiyden sonra gördüklerini anlattığı zaman eşi Hz. Hatice:
'Allaha yemin ederim ki, Cenâb-ı Hak hiçbir vakit seni utandırmaz. Çünkü sen akrabanı gözetirsin, işini görmekten aciz kimselerin ağırlıklarını yüklenirsin, fakire verir, kimsenin kazandıramayacağını kazandırırsın. Müsafiri ağırlarsın, Hak yolunda herkese yardım edersin.' diyerek Onun peygamberliğini hemen kabul etmiş, en küçük tereddüt göstermemiştir.
Çocukluğundan itibaren Medinede 10 yıl hizmetinde bulunan Hz. Enes: 'Rasûlüllah (s.a.v)e 10 yıl hizmet ettim. Bir kere bile canı sıkılıp, öf, niçin böyle yaptın, neden şunu yapmadın, diye beni azarlamadı.' demiştir.

Peygamber Efendimizin bizzat yaşayarak, uygulayarak çizdiği bu ahlaki tablo, hiç şüphesiz İslâm ahlâki hakkında bir fikir vermektedir.

*Kendisi için istediğini başkası için de istemek, kendisi için arzulamadığını başkaları için de arzulamamak,

*Olduğu gibi görünmek ya da göründüğü gibi olmak, *Küçüklere sevgi büyüklere saygı,

*Affetmek, hoşgörülü davranmak, başkalarının kusurlarını araştırmamak,

*Öfkeye hakim olmak,

*Sözünde durmak, ahde vefa göstermek,

*Doğruluk ve dürüstlükten zerrece taviz vermemek,

*Güvenilir olmak,

*Kibirden gururdan sakınmak mütevazî olmak,

*Cimrilikten, tamahtan uzak durmak,cömert olmak,

*Her hususta sabırlı olmak, *Asla adaletten ayrılmamak,

*Maddi ve manevi temizliğe riayet etmek,

*Allahın kendisine verdiği sağlığına ve sıhhatine çok dikkat etmek,

*Boş vakitlerini hayırlı işlerde değerlendirmek,

ve benzeri yüzlerce muazzam ahlâkî prensibe özenle yer veren İslâm ahlakını her yönüyle tanımak için bu konuyu geniş olarak inceleyen eserlere müracaat etmek gerekmektedir.
İslam Dininde ahlakın büyük bir önemi vardır. İslâmın gayesi; insanları güzel ahlak sahibi yaparak olgunlaştırmaktır. İslam Peygamberi Hz. Muhammed (A.S.) şöyle buyurmuştur. 'Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim. Bir müslümanın değeri, ahlakının güzelliği ile ölçülür. Bu konuda, Hz. Peygamber, kendisine en sevimli olanların, güzel ahlak sahipleri olduğunu bildirmiş. 'Allah katında en sevgili kullar kimlerdir?' sorusuna da, 'Ahlakı en güzel olanlardır.' cevabını vermiştir.


İslam dininin gayesi, 'Tevhîd' inancını, bütün insanların gönüllerine nakşetmeleri ve onların güzel ahlak sahibi fertler olmalarıdır. Bakınız Kuran, bu hususta şöyle buyuruyor: 'Ey Ehl-i Kitap! Size, kitabınızdan gizlediklerinizin birçoğunu ortaya koyup açıklayan, birçoğunu da bağışlayan Elçimiz geldi. Gerçekten size Allahtan bir nur ve apaçık bir kitap geldi. Allah bu Kitapla, rızasını gözetenlere kurtuluş yollarını gösterir, Kendi izni ile onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve onları dosdoğru yola ulaştırır.'[2]. Hz. Peygamber (a.s)in gönderiliş amacını da kendileri, 'Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.' şeklinde açıklamaktadır. Kuran-ı Kerim, Hz. Peygamberi şöyle tanıtmaktadır: 'Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin' ve 'Andolsun ki, Allahın Resulü sizin için, Allaha ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allahı çok zikredenler için güzel bir örnektir.'[4] Kuran-ı Kerim, itikat, ibadet ve ahlaka ait esasları, bir çok ayette birlikte zikreder. Bu da bize, iman ile ahlaki davranışlar arasında sıkı bir irtibatın bulunduğunu gösterir. Ahlak kavramı, bir insanın bütün davranışlarını kapsar. İbadetin bir hikmeti de insanı güzel ahlak sahibi olmaya yönlendirmektir.

Bunun için güzel ahlak, Müslümanların aynasıdır.Hz.Peygamber (s.a.v.): 'İman bakımından müminlerin en olgunu, ailesine karşı şefkat, merhamet gösteren ve ahlakı güzel olandır'[5] buyurmuşlardır. Kuran-ı Kerim, olgun müminleri; zor günlerde yoksulu doyuran, birbirine doğruyu tavsiye eden, Allahın koyduğu sınırları aşmayan, kötülüğün gizlisine de açığına da yaklaşmayan, cana kıymayan, ölçü ve tartıda adaleti gözeten, ölçülü konuşan, verdiği sözde duran, insanlara karşı büyüklük taslamayan, verilen emaneti koruyan, sözü özü bir olan, ana babaya, akrabaya, komşuya, arkadaşa ve yönetimindekilere güzel davranan kişiler olarak nitelendirir. Güzel ahlakı korumak, Yüce Rabbimizin emridir. Aynı zamanda toplum hayatını sürdürmenin ve insanlık onurunu yüceltmenin bir gereğidir. Bir insanın yaptığı kötü bir davranışın, ailesinden başlayarak bütün topluma dokunan zararları vardır. Bunun için ahlaka aykırı tavırları görüp geçiştirmek, onun yayılmasına imkan hazırlamak demektir. Güzel ahlaka aykırı görülen davranışları, uygun bir lisan ile düzeltmeye çalışmak, iyi huylu olmayı teşvik etmek, toplum için önemli bir görevdir.
'Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir'[6].

[1] Hadîd, 57/9
[2] Maide, 5/15, 16
[3] İmam Malik; Muvatta, Husnul Hulk, 8, II/904.
[4] Kalem, 68/4; Ahzab, 33/21.
[5] Et-Terğib, 4/182
[6] Al-i İmrân, 3/l
 

CEVDET-71

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Nis 2007
Mesajlar
60
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
62
RE: İSLAM AHLAKININ GÜZELLİĞİ

B)B)SEVĞİLİ KARDEŞİM BİZLERİ AYDINLATTIĞIN İÇİN ALLAH SENDEN RAZI OLSUN SELAMUN ALLEYKÜMB)B)
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İSLAM AHLAKININ GÜZELLİĞİ

selamun aleykum ..

ALLAH c.c. razı olsun yine cok güzel bilgiler elinize saglık selametle..
 

M DENIZ

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2006
Mesajlar
1,228
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Konum
ankara
RE: İSLAM AHLAKININ GÜZELLİĞİ

S.A EMEĞİNE SAĞLIK. RABBİM HEPİMİZE VE ÖZELLİKLEDE ÇOCUKLARIMIZADA PEYGAMBER EFENDİMİZİN GÜZEL AHLAKINDAN NASİP ETSİN.
AMİN. S.A A.E.O
 

desertrose

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
3,480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
RE: İSLAM AHLAKININ GÜZELLİĞİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
S.A. EMEĞİNE SAĞLIK ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM.. BENDE BAZI EKLEMELER YAPAYIM İNŞAALLAH, SENİNDE İZNİN OLURSA..B)B)B)

İslam dini, ahlaka pek büyük bir kıymet ve önem vermiştir. Aslında İslam, bir ahlak ve fazilet, bir hikmet dinidir. Öyle ki, Peygamber Efendimiz buyurmuştur:

"Ben, ancak mekâkim-i ahlakı (ahlakın iyi ve güzel olanlarını) tamamlamak için gönderildim."
İslamda, insanların manevî kıymetleri, sahib oldukları ahlaka göredir. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Sizin imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır."
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) diğer bir hadis-i şerifde buyurmuştur:
"Allahü Teala'ya kullarının en sevgilisi, ahlakça en güzel olanıdır."
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dua buyururdu:

"Allah'ım! Ben, senden sağlık, afiyet ve güzel ahlak dilerim."
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: İSLAM AHLAKININ GÜZELLİĞİ

desertrose yazdı:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
S.A. EMEĞİNE SAĞLIK ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM.. BENDE BAZI EKLEMELER YAPAYIM İNŞAALLAH, SENİNDE İZNİN OLURSA..B)B)B)

İslam dini, ahlaka pek büyük bir kıymet ve önem vermiştir. Aslında İslam, bir ahlak ve fazilet, bir hikmet dinidir. Öyle ki, Peygamber Efendimiz buyurmuştur:

"Ben, ancak mekâkim-i ahlakı (ahlakın iyi ve güzel olanlarını) tamamlamak için gönderildim."
İslamda, insanların manevî kıymetleri, sahib oldukları ahlaka göredir. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Sizin imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır."
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) diğer bir hadis-i şerifde buyurmuştur:
"Allahü Teala'ya kullarının en sevgilisi, ahlakça en güzel olanıdır."
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dua buyururdu:

"Allah'ım! Ben, senden sağlık, afiyet ve güzel ahlak dilerim."



ve aleyküm selam kardeşim. est. ne kadar eklemek istersen ekleyebilirsin inş. izin almak da ne demek.. çok güzel eklediğin bölüm.Allah razı olsun kardeşim.. teşekkürler..Allaha emanet ol. selametleB)
 

mustafa11

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2007
Mesajlar
3,063
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
istanbul-maltepe
Web Sitesi
www.mobilyaonarim.com
RE: İSLAM AHLAKININ GÜZELLİĞİ

Rasûlüllah (s.a.v.) insanların en cömerdi ve en kerimiydi. Eline gecen her şeyi muhtaçlara dağıtır, kimseyi eli boş çevirmezdi.
---------------------------------------
ALLAH İNŞALLAH BİZLEREDE BÖYLE YAŞAMAYI NASİP EDER.


EMEĞİNE SAĞLIK ALLAH RAZI OLSUN
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: İSLAM AHLAKININ GÜZELLİĞİ

mustafa11 yazdı:
Rasûlüllah (s.a.v.) insanların en cömerdi ve en kerimiydi. Eline gecen her şeyi muhtaçlara dağıtır, kimseyi eli boş çevirmezdi.
---------------------------------------
ALLAH İNŞALLAH BİZLEREDE BÖYLE YAŞAMAYI NASİP EDER.


EMEĞİNE SAĞLIK ALLAH RAZI OLSUN

amin inş. Allah sizden de razı olsun kardeşim. selametle
 

Aşkâ Mecnun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
3,521
Tepki puanı
2
Puanları
0
Konum
Fatih - İstanbul
RE: İSLAM AHLAKININ GÜZELLİĞİ

Peygamber Efendimizin güzel ahlaka teşvik eden ve kötü hasletlerden nehyeden hadisleri ise neredeyse bir kitap oluşturacak kadardır. O sadece bu sözleri söylemekle kalmamış, güzel ahlaki bizzat yasayarak insanlara örnek olmuş ve öğretmiştir.


Selamünaleyküm;

Çokşükür... Rabbime Hamdüsenalar olsun.. Allah razı olsun emeğiniz dert görmesin inşAllah Rabbim herşeyi müminler için hayırlara kılsın. Hayırlı işlerle meşkuliyetimizi arttırsın. Ne gereği var boş işlerle uğraşıpta Dünya hayatını zehir etmeye değil mi ama?Siz gibi değerli müminlerden Rabbim rızasını arttırsın inşAllah Allah'a emanet olun selam ve dua ile
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: İSLAM AHLAKININ GÜZELLİĞİ

aska mecnun yazdı:
Peygamber Efendimizin güzel ahlaka teşvik eden ve kötü hasletlerden nehyeden hadisleri ise neredeyse bir kitap oluşturacak kadardır. O sadece bu sözleri söylemekle kalmamış, güzel ahlaki bizzat yasayarak insanlara örnek olmuş ve öğretmiştir.


Selamünaleyküm;

Çokşükür... Rabbime Hamdüsenalar olsun.. Allah razı olsun emeğiniz dert görmesin inşAllah Rabbim herşeyi müminler için hayırlara kılsın. Hayırlı işlerle meşkuliyetimizi arttırsın. Ne gereği var boş işlerle uğraşıpta Dünya hayatını zehir etmeye değil mi ama?Siz gibi değerli müminlerden Rabbim rızasını arttırsın inşAllah Allah'a emanet olun selam ve dua ile



ve aleyküm selam. teşekkür ederim kardeşim. Rabbim sizden de iki cihanda razı olsun inşallah. Allah'a emanet olun. selametle
 

fa_tih

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Haz 2007
Mesajlar
124
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İSLAM AHLAKININ GÜZELLİĞİ

...Güzel ahlak,gücün yettiğince kimseye kızmamaktır...
 

cemil cemil

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Mar 2007
Mesajlar
304
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İSLAM AHLAKININ GÜZELLİĞİ

Adaleti







Peygamberimiz ( s.a.s.) adeletli bir insandı. Kimsenin Haksızlığa uğratılmasına göz yummazdı. Esasen, doğrulukla adalet birbirini tamamlayan iki güzel haslet olup Bunların her ikiside Peygamberimiz’de ( s.a.s.) kemal derecesinde idi. Gençliğinden beri herkes onu “ emin, güvenilir” olarak biliyordu. Ticaet arkadaşlari onun hakkinda “ ne kimsenin hakkını yerdi, nede kimseye hakkını yedirirdi. Hak konusunda batır gönül dinlemezdi” derler. Hz. Peygamber ( s.a.s.) açıkça islamı davetle emroluduğunda, safa tepesinden kureyşlilere: “ size şu dagin ardindan düşman atlilarinin gelmekte oldugunu söylesem inanirmisiniz?” deyince; “ Evet inanırız, çünkü sen hayatında asla yalan söylemedin.” Cevabını veriyorlardı. İnkarcılar Mekke dönemi boyunca Peygamberimiz ( s.a.s.)’e “ Şair, mecnun, sihirbaz-büyücü” diyerek iftiralarla lekelemek istemişler, yabancilara onu böyle tanitarak islam’ın yayılma hızını kesmek istemişler, fakat ona asla “ yalancı, hayin” diyememişlerdi. Hatta peygamberimiz ( s.a.s.)’in mektubunu Şam’da alan bizans imparatorunun: “ Daha önce bu adamın yalanına rastladınızmı ? sorusuna. Peygamberimizin baş düşmanlarından olmasına rağmen Ebu süfyan “ Hayır asla!” diye cevap vermek zorunda kalmıştır. Cenab-ı Hak, Peygamberimiz ( s.a.s.)’e “ Emrolunduğun gibi dosdoğru hareket et!” talimatını vermiş, Peygamberimiz ( s.a.s.) de hayatı boyunca sırat-ı müstakimden ayrılmamıştır.





Bir kere Mahzumilerden bir kadın hırsızlık etmişti. Yüksek bir aileye mensuptu. Bu yüzden kureyşliler bu kadının ceza görmesine taraftar olmamışlar. Hz. Üsame’yi de tavassut için Peygamberimiz ( s.a.s)’ e göndermişlerdi. Çünkü Peygamberimiz ( s.a.s.) Hz. Üsame’yi çok severdi. İş te bu esnada Rasul-i Ekrem Hazretleri ( s.a.s.) şöyle buyurdu: “ ( Bugun medeniyetlerinden hiçbir eser kalmayan eski milletler) israiloğulları, bu gibi taraf tutmalar yüzünden helak oldular. Bunlar fakirler üzerine şiddetli cezalar tatbik eder, nufuzlu ve zengin olanları cezasız bırakırdı... Şayet kızım Fatıma aynı suçu işleseydi gereken cezayı ona da verirdim.



Rebeze’den Medine’ye gelmekte olan Sa’lebe oğullarından bir gurup insan, şehrin yakınında bir yerde konaklamışlardı. Peygamberimiz ( .s.a.s) onlarla karşılaştı ve satın almak istediği bir devenin fiyatını sordu. Pazarlık yapıldı. Peygamberimiz ( s.a.s.) deveyi alarak Medine’ye döndü. Fakat oradakiler, deveyi satan alanın Hz. Peygamber ( s.a.s.) olduğunu bilmiyorlardı. Parasını almadan deveyi verdikleri için tartışmaya giriştiler. İçlerinden bir kadın şöyle diyordu: “ Niçin tartışıyorsunuz? Bu kadar paralık alınlı adam hiç görmedik. Dikkat etmedinizmi? Onun yüzü ayın on dördü gibi parlamaktaydı” Kadın, bu sözleriyle, deveyi satın alanın kendilerini aldatacak yaratılışta olmadığını anlatmak istemiştti. Aradan çok geçmedi. Hava kararmak üzere idi, bu sırada bir zat geldi. Bir miktar yiyecekle devenin bedeli olan parayı getirdi ve “ bunlar Rasulullah( s.a.s.)’in gönderdiğini” söyledi. Topluluk ertesi gün şehre girdiginde Peygamberimiz ( s.a.s.) Mescid’de ashabına nasihat etmekle meşguldü. Bu esnada Ensar’dan bir zat Salebe Oğullarının geçmişte akrabasından birini öldürdüklerini, şimdi onlardan birini öldürmesi gerektiğini söyleyince Peygamberimiz ( s.a.s.): “ Hayır bunu yapamazsınızé Bir evlad babasının suçu yüzünden öldürülmez! Buyurdu. Bir defasında da ganimet dağıtılırken taşkın hareketlerde bulunan birine Peygamberimiz ( s.a.s.) “ Sabırlı ol, sıranı bekle!” diye elindeki ince değneği uzatmış, adamın yüzü hafifçe çizilmişti. Peygamberimiz ( s.a.s.) hemen değneği adamın eline vererek “ İşte yüzüm!” demişse de adam hatasini anlamiş olarak Peygamberimiz ( s.a.s.)’den özür dilemiştir.



Hasili, Peygamberimiz ( s.a.s.), sözün tam anlamiyla adalet ve insaf sahibi idi.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt