Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Irak İzzetiyle Savaşıyor.. (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
jiihadandchange(1).bmp

Irak Direnişinin Seçimle İlgili Açıklaması

06 Mart 2010
Cihad ve Değişim Cephesi mübarek Irak'a ayağını bastığından itibaren işgalcilerin askeri ve siyasi olarak mukeddaratımızı ve irademizi kontrol altına alarak kendi çıkarları ve hevesleri uğruna kullanmaya çalıştığını idrak etmiş, bu yönde işgalcilere karşı cihadına ve net bir şekilde direnişine devam etmiştir. İşgalciler ilk zamandan beri Irak'ın parçalanarak zayıf kalması, hiçbir şey yapamaz hale gelmesi gibi Siyonistlerin de arzularını gerçekleştirmek için gayret göstermiştir.
On ayrı etkin direniş hareketini bünyesinde barındıran bir çatı kuruluşu olan Cihad ve Değişim Cephesi 7 Mart 2010 tarihinde düzenlenecek olan sözde seçimlerle ilgili duruşunu ve bakış açısını yayımladığı bildiriyle kamuoyuna deklare etti.
İşte açıklama:

Cihad ve Değişim Cephesi mübarek Irak’a ayağını bastığından itibaren işgalcilerin askeri ve siyasi olarak mukeddaratımızı ve irademizi kontrol altına alarak kendi çıkarları ve hevesleri uğruna kullanmaya çalıştığını idrak etmiş, bu yönde işgalcilere karşı cihadına ve net bir şekilde direnişine devam etmiştir. İşgalciler ilk zamandan beri Irak’ın parçalanarak zayıf kalması, hiçbir şey yapamaz hale gelmesi gibi Siyonistlerin de arzularını gerçekleştirmek için gayret göstermiştir. İşte bu nedenle Irak’ın kapıları açılmış, ülke bölgesel ve uluslararası tüm güç odaklarının at oynattığı bir anlaşmazlık alanı haline getirilmiş, işgalcilerin temel çıkarlarının gereklerine göre komşu ülkelerin etkileri artmış ya da azalmıştır.

Bununla birlikte direniş etrafında Irak halkının birleşmiş olması nedeniyle işgalciler hedeflerini nasıl başarabilirlerdi? Ki işgalciler ve planları çoktan direniş tarafından gözlemlenmekteydi.
Bunlara istinaden, Cihad ve Değişim Cephesi yaşananlarla ilgili olarak aşağıdaki hususları dikkate almaktadır:

1-İşgalin başladığı ilk andan itibaren ortaya çıkan sözde siyasi süreç, geçici konseyin başlaması ve sona ermesi, beşinci işgal hükümetinin ortaya çıkartılması teşebbüsleri düşmanın askeri olarak beyhude iş yaptığını anlamasında sonra geldi. Zira Irak halkının iradesi ve kahraman direnişinin darbeleri karşısında düşman tepe taklak oldu. Bu nedenle de düşman hedefini gerçekleştirmek için bu metotlara başvurdu.

2-Bugün yaşananlar Irak’taki işgal güçlerinin ve yürütücülerinin güç paylaşımında yeni bir sayfadır. Bu durum zelil işgal güçleri arasındaki hararetli bir anlaşmazlık ve yarıştır. Ki onlar Irak halkını öldürmüş, akıbetini, altyapısını, bağımsızlığını ve şerefini kontrole çalışmıştır. İşgalin aletleri onun silahıyla aşağılık hedeflerini başarmaya çalışan insanlardır. Buna karşın Irak halkı ve direnişi siyasi sürece katılan grupları, partileri ve şahsiyetleri Irak halkının iradesini temsil edenler olarak görmemektedir. Daha öncesinde de duyurduğumuz gibi onların en iyisi eğer herhangi bir konum almak iste, efendileri olan işgalcilerin iradesi karşısında bir saat bile karşı duramazlar.

3-Seçimlere katılmak işgalcilerin iradesini güçlendirmek, genişlemesini ve çıkarlarını uygulamaya geçirdiği anlaşmaları takviye etmektir. Seçimler bizlere sadece yıkım ve yozlaşma getirecektir. Sonuçtaki durum eskisinden daha kötü olacaktır. Irak’a ve Iraklılara hiçbir şey yapmayan yeni bir çürümüş hükümet üretecektir. Bu hükümetin üyeleri de Iraklıların tanımayacağı yeni tavizler verecek yeni anlaşmalar imzalayacaklardır. Iraklılar elbette bu zelil anlaşmaları bağlayıcı kabul etmemektedirler. Eğer meşru olmuş olsaydı zaten onu o şekilde addederlerdi.

“Muhakkak ki Allah (cc) hükmünde Galiptir; ancak insanların çoğu bunu bilmezler.”


Cihad ve Değişim Cephesi
Medya Birimi
18 Rebiülevvel 1431 / 4 Mart 2010
 

Selam76

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2010
Mesajlar
13
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Saddam Muslumanlari katleden ve Musluman ulkelere savas acarak yuzbinlerce insanin olumune sebep olmus bir insan. Boyle bir insan asla rahmetle anilamaz. Islam'a bagli olmayan, milliyetci, irkci ve yobaz bir insandi.. onu rahmetle anmak, Hitler, Mussolini veya Stalin'i rahmetle anmaktan farksiz olur.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Saddam Muslumanlari katleden ve Musluman ulkelere savas acarak yuzbinlerce insanin olumune sebep olmus bir insan. Boyle bir insan asla rahmetle anilamaz. Islam'a bagli olmayan, milliyetci, irkci ve yobaz bir insandi.. onu rahmetle anmak, Hitler, Mussolini veya Stalin'i rahmetle anmaktan farksiz olur.
Şehid Saddam Hüseyin,dünyanın küfür rejimlerine karşı bir şovalye gibi savaşmış,sahte hegomanyalarını ve işbirlikçilerinin yalaka dünyalarını tepelerine geçirmiş bir kahraman...
Onun asil direnişi sayesinde bugün Amerika ve yandaşları tüm reconlarını yitirmiş,sahte kabadayılıkları ve ne kadar fos oldukları ortaya çıkmış,dünyanın dört bir yanında savaşan mücahidlere ve bağımsız olmak isteyen devletlere güç,kuvvet ve cesaret vermiştir.
Ve tüm dünya insanları şahid olmuştur ki,Son nefesini verirken şehadet getirmiş,düşmana asla boyun eymemiştir...
Saddam'ı evliya diyen yok..
En az bizler kadar günahkardır..
Belki pekçok yanlışı yapmıştır..
Lakin inancımız son nefese itibar etmektir.
NE OLDUĞU İLE DEĞİL,NEYE HİZMET ETTİĞİ İLE DEĞERLENDİRİN LÜTFEN....
Vesselam.....
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Mürmüdük kardeş bak.Saddam amerikaya karşı savaşa bilir İsterse israili yerle bir olsun.İman etmedikten sonra ne işe yarar bu kabadayılıklar...Onun ve ona bağlı baas partisinin yaptıkları ortada 100binlerce kürt 10 binlerce mücahidi katletti bu adam..Bu döneminde çok zulum oldu.Bu tağut Allah'ın indirdiği ile hükmetmiyordu ve Şeriat hakim olsun çalışan mücahidlerle savaşıyordu abd saldırmadan önce...Sanırım siz saddamı Abdnin Iraka girdiği günden itibaren takip ettiniz...
Furkan dergisinin saddama bu kadar övmesi göklere sığdıramaması normal çünkü şuan Iraktaki nakşibendi ordusu Bu saddamın adamlarından yani baas partisi mensuplarından kuruludur...Onun için sofiler sofileri destekler sen aldanma bari.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Mürmüdük kardeş bak.Saddam amerikaya karşı savaşa bilir İsterse israili yerle bir olsun.İman etmedikten sonra ne işe yarar bu kabadayılıklar...Onun ve ona bağlı baas partisinin yaptıkları ortada 100binlerce kürt 10 binlerce mücahidi katletti bu adam..Bu döneminde çok zulum oldu.Bu tağut Allah'ın indirdiği ile hükmetmiyordu ve Şeriat hakim olsun çalışan mücahidlerle savaşıyordu abd saldırmadan önce...Sanırım siz saddamı Abdnin Iraka girdiği günden itibaren takip ettiniz...SONA BAKILIR ZATEN KARDEŞ...SONUNDA SADDAM AMERİKALI KAFİRLERLE SAVAŞTI VE ŞEHADET GETİREREK ŞEHADET ŞERBETİNİ İÇTİ,HEMDE BİR KURBAN BAYRAMI GÜNÜ..AMERİKA KAFİRİ MÜSLÜMANLARI AŞAĞILAMAK İÇİN BAYRAM GÜNÜMÜZE DENK GETİRDİ SADDAMI ASMAYI..BAKIN İŞTE ABDYE KARŞI KOYANIN SONU BÖYLE OLUR DEMEYE GETİRDİ...
Furkan dergisinin saddama bu kadar övmesi göklere sığdıramaması normal MÜCAHİDLER ARASINDA AYRIMCILIK YAPMAK BİR MÜSLÜMANA YAKIŞMAZ..FURKAN DERGİSİ SÜNNİ ANLAYIŞTA BİR DERGİDİR,BÜTÜN MÜCAHİDLERİ YERE GÖĞE SIĞDIRAMAMAKTADIR,ELHAMDÜLİLLAH...BU DA MÜCAHİDLERİMİZİN HAKLARI OLSA GEREKTİR...çünkü şuan Iraktaki nakşibendi ordusu Bu saddamın adamlarından yani baas partisi mensuplarından ONLAR YANİ NAKŞIBENDİ ORDUSU MÜCAHİDLERİ VE BÜTÜN MÜCAHİDLER ALLAH ADAMLARINDAN MÜTEŞEKKİLDİR..KÜFRE KARŞI DİRENMEKTELER,CANLARI PAHASINA...NE GÜZEL BİR DAVA ONLARINKİSİ...kuruludur...Onun için sofiler sofileri destekler sen aldanma bari.SOFİYİ DE,MÜCAHİDİDE,BÜTÜN MÜCAHİD MÜSLÜMANLARI DA DESDEKLEMEK MÜSLÜMAN KARDEŞLİĞİ VAZİFEMİZDİR...BÖYLE SOFİ DİYE DIŞLAMAN ÇOK YANLIŞ BİR ANLAYIŞ...ŞEYH ŞAMİLDE SOFİYDİ..ÖMER MUHTARDA...FATİH SULTAN MEHMEDDE...[/QUOTE]
ALDANMAK NE KELİME,DAVALARININ DAVACISI,KAVGALARININ KAVGACISIYIZ İNŞAALLAH...İFTİHAR EDERİZ...
Vesselam...Veddua...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Muhammed Rehhal: Tek Çözüm Direniştir!

080920091352095703590_2.jpg

03 Nisan 2010
Ürdünün başkenti Ammanda HEYET Net Muhabiri Casim el Şemmer nin gerçekleştirdiği röportajda önemli mesajlar veren el Rehhal Amerikalıların Iraktan geri çekilme kararının şu an Irak Direnişinin elinde olduğunu, direnişin daha da güçlendiğini, işgalcilerin ve işbirlikçilerinin ülkeden kaçacaklarını belirtti.
Gazeteci-Yazar Muhammed el Rehhal, HEYET Net’in gerçekleştirdiği röportajda Irak'ın krizden çıkmasının tek yolunun direniş olduğunu vurgularken, seçimlerin sonucunda işgalcilerin istediği yeni yüzlerin geleceğini, Irak Müslüman Alimler Heyeti (HEYET)’nin İslam ümmeti ve Arap aleminin güvenini kazandığını, bunun Genel Sekreteri Prof. Dr. Şeyh Haris ed Dari üzerinde güçlü bir konsensüs ile de onaylandığını ifade etti.
Ürdün’ün başkenti Amman’da HEYET Net Muhabiri Casim el Şemmeri’nin gerçekleştirdiği röportajda önemli mesajlar veren el Rehhal Amerikalıların Irak’tan geri çekilme kararının şu an Irak Direnişinin elinde olduğunu, direnişin daha da güçlendiğini, işgalcilerin ve işbirlikçilerinin ülkeden kaçacaklarını belirtti.
İşte Röportaj
HEYET Net – Yedi yıl işgalden sonra Irak’taki durumu nasıl görmektesiniz?
El Rehhal– Irak’taki durum vahşi işgalin ilk günlerden beri karanlık ve mahzun bir haldedir. İşgal altında geçen yedi yıl da benzer şekilde olup işgalcilerin ilk ve son hedefi olan Irak’ın ve Iraklıların imha edilmesi devam etmektedir.
HEYET Net – Amerikan işgal güçlerinin sözde şehirlerden geri çekildiği iddiasından sonra Irak’taki duruma bakış açınız nedir?
El Rehhal Amerikalıların sözde şehirlerden geri çekilmesinden sonra Irak’taki durum olduğundan daha kötü hale geldi. Zira Amerikan güçlerinin bulunduğu yerleri bu sefer caniler, hırsızlar, suçlular ve muhtelif ölüm tugayları işgal etti.
HEYET Net – Başkan Obama’nın Amerikan güçlerinin Irak’tan çekilmesi meselesinde ciddi olduğunu düşünüyor musunuz?
El Rehhal Amerikan başkanına has bir karar olarak isimlendiren bir şey sözkonusu değil. Ki Irak’tan geri çekilme kararı Irak Direnişinin elindedir. Bu direniş güçlendiği müddetçe de işgalciler ve işbirlikçileri bu ülkeden kaçacaklardır.
HEYET Net – Hangisi daha tehlikeli Irak için: Amerikan işgali mi İran nüfuzu mu?
El Rehhal İran’ın Irak işgali Amerikan işgalinden daha tehlikelidir; zira İran rejimi Irak halkını tamamen kökünden sökecek bir gündeme sahiptir. Bu gündem Tahran’daki İslam vahdeti savunucularının inandığı bir akidenin parçasıdır.
HEYET Net – İran Amerika ile birlikte Irak’ı işgal etmesinden ne kazandı?
El Rehhal Yedi yıllık işgalden sonra bu soru tepetaklak olmuş olup doğrusu şöyle olmalıdır: İran’ın Irak işgalinden sonra Amerika ne kazandı?
HEYET Net – Sizce Nuri Maliki Iraklı bir vatansever mi yoksa milli gemiye binmiş bir çıkarcı mı?
El Rehhal İşgalcilerle birlikte çalışan, ona tek bir yudum su bile vererek yardım etmiş olan herkes vatan hainidir. Yani vatan haini olarak ıstılahatta dile getirilen bir kelimenin bulunduğuna kesinlikle inanmıyorum. Maliki’nin zerre kadar vatanseverliğe inancı olmadığına inanıyorum. O hiçbir şeye binmemiş olup bilakis işgalciler onu koşmaktadırlar.
HEYET Net – Irak Direnişi sizce bölgedeki Amerikan yayılmacı projesini püskürttü mü?
El RehhalBu sadece benim görüşüm değil; bilakis Amerikan işgal idaresinin bizzat kendisinin görüşüdür. Bu münasebetle Irak’ta direniş işgal güçleriyle ve habis projeleriyle şiddetli bir intikam gücüyle mücadele etmektedir.
HEYET Net – Irak’ta kimler kazandı: Amerikalılar mı, mevcut hükümet mi yoksa direniş mi?
El Rehhal Halihazırda Irak’ta kazananlar Siyonism ve İrandır; lakin Irak Direnişi Allah’ın izniyle muzaffer olacaktır.
HEYET Net – Bağdat’taki son patlamalarr. Kanaatinizce kimler bundan faydalandı ve arkasında kimler bulunuyor?
El Rehhal Bu patlamaların arkasında onları kontrol eden işgalcilerdir istifade edenler.
HEYET Net – Sizce Irak’taki beyin takımını tasfiye edenlerin arkasında kimler var?
El Rehhal Üçlü Şeytan…İşgalciler, Siyonizm ve İran ile Irak’ta İran Rejimine uşak olanlar.
HEYET Net – Irak krizini çözmek için Arap rolünü nasıl değerlendirmektesiniz?
El Rehhal– Bu krizde herhangi bir Arap rolü mevzubahis değildir, yoktur. Sadece bulunması zor, münafıkça ve olumsuz bir şey var.
HEYET Net – 7 Mart tarihinde gerçekleşen seçimlerin akabinde Irak’taki durumu nasıl görüyorsunuz, bu seçimlerin adil olduğunu düşünüyor musunuz?
El Rehhal Bu seçimlerden sonra Irak areanası işgalcilerin kafa dengi yeni yüzler görecektir. Önceden saptanmış olan seçimlerin sonucu kesinlikle adil değildir.
HEYET Net – Kanaatinizce mevcut krizden çıkış yolu, Irak’ın güvenlik ve selamete erişmesi nedir?
El Rehhal Direniş, sonra direniş, sonra yine direniş.
HEYET Net – Irak Müslüman Alimler Heyeti’nin siyasi ve milli çalışmalarını nasıl değerlendirmektesiniz?
El Rehhal– HEYET İslam ve Arap aleminin güvenini kazanmıştır, bunu Genel Sekreteri Şeyh Prof. Dr. Haris ed Dari (Allah onu muhafaza etsin) üzerinde büyük bir ittifakın (konsensüsün) sağlanması teyid etmektedir.
HEYET Net – Özelde Irak Direnişine, genelde Irak halkına ne söylemek istersiniz?
El RehhalBizler sloganı Ya Şehadet Ya Zafer olan bir İslam ümmetiyiz. Bu Irak Direnişinin de esasını teşkil etmektedir. Cenab-ı Mevla tüm gruplarıyla onları izzetli kılsın, onlara nusret ihsan etsin, katından hiç eksilmeyen bir şekilde onları desteklesin. Irak halkına zaferin yakın olduğunu, Irak’a ve Irak halkına karşı yürütülen komplolar, ihanetler ve uzun süreli faaliyetlerin şiddeti nedeniyle yaşadıklarından kurtulacaklardır. Mevla’dan bu sabırlı ve mücahit halkı himaye etmesini ve rahmeti ile kuşatmasını niyaz ederim.
HEYET Net – Teşekkür ediyor, sizlere sürekli başarı ve muvaffakiyetler diliyoruz.
El Rehhal– Çok teşekkürler.
Bu röportaj HEYET Net Türkçe resmi sitesi için çevrilmiştir.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Amerika Kaçıyor,İşbirlikçiler 'KAL' diye yalvarıyor.

images

17 Ağustos 2010

Kukla cumhurbaşkanı, hain kürt, Talabani ve işbirlikçi hükümet yetkilileri , Amerika'ya :'' Irak'ta işini bitirmeden gitme'' çağrısında bulundular.

Amerika Kaçmak İstiyor Ama İşbirlikçiler ''İşini Bitirmeden Gitme'' Diye Yalvarıyor. Irak Kukla polis şefi 2020 ye kadar Amerika'nın ıraktan çıkmaması çağrısında bulundu.
İşte Irakta İşbirlikçilere inat ABD'yi kaçıran direnişin günlük dökümü

Bağdat’ta İşgalci Amerika elçiliğinin ve kukla hükümet binalarının bulunduğu Yeşil bölge son bir hafta içerisinde tam beş kere direnişçi mücahitlerin Katyuşa füzeli ve havan toplu operasyonlarıyla işgalci düşman ve kukla hükümete mezar edildi. Güvenlik kordonuyla basın mensuplarınn bilgi alması engellenen bölge üzerinde uçan helikopterlerde ölü ve yaralıların taşındığı gözlerden kaçmadı.

Babil eyaletine bağlı Hille şehrinde konuşlanan işgalci Amerikan inine yönelik kahraman direnişçi mücahitler tarafından Katyuşa füzeleriyle gerçekleştirilen operasyonda Kukla hükümet kaynaklarının da teyit ettiği bilgiye göre şehrin ortasında bulunan işgal ininin vurulduğu duyuruldu. Maddi vebeşeri zayiatlar hakkında bilgi verilmedi.

İşgalci Amerikan ordusu tahirp gücü yüksek tank savar mayınlarla havaya uçurulan araçlarda ölen ve yaralanan gerçek kayıplarını gizlemek amacıyla tek tük yaptığı açıklamalardan birinde bir askerinin daha öldüğünü duyurdu.

Kadisiyye eyaletine bağlı Divaniye şehrinde bulunan "Eko" işgal ini kahraman direnişçi mücahitlerin attıkları havan toplarıyla vuruldu. Ayrıca Bağdat’ın güneyindeki Essagr işgal ini üç adet havan topuyla vuruldu.

Bağdat’ta haçlı işgal askerlerini hedef alan iki ayrı bombalı operasyonda işgal araçlarını geçtiği yollarda patlatılan bombalar sonucu araçlar içerisindei tecavüzcü conilerle beraber imha edildi.

Cihad Ve Tahrir cebhesine bağlı 460 cihad gurubu yaptıkları basın açıklamasında Şurkat kazasında bulunan bir işgal inini 82 mm çapında üç havan topuyla vurduğunu duyurdu.

Ensar Essünne örgütü yayınladığı görüntülü basın bildirisinde Beyce şehrinin kuzeyinde bulunan Siniyye bölgesindeki bir işgal inini CK5 füzeleriyle tam isabetle vurduğunu duyurdu.

Ceyş-ül Mücahidin direniş örgütü bünyesinde savaşan Ensar El-Aksa mücahitleri bir basın bildirisi yayınladı. Örgüt gerçekleştirdikleri bombalı opreasyonda yol kenarına yerleşitirlmiş tahrip gücü yüksek bombanın haçlı domuz sürülerinin geçişi esnasında patlatıldığını bir işgal aracının içerisindekilerle beraber imha edildiğini duyurdu.

Şakir Bilmez
 
F

FiSeBiLiLLaH

Bence Amerikayı ekonomi ve askeri zayıflatmak için Afganistan ve Irakta tutmak gerekir.Mücahidler hep bunu dile getiriyor bizim amerika ile savaşacağımız iki ülke Irak ve Afganistandır diyorlardı.Amerikayı evinde vurmak çok zor bu zamanda onun için kendi topraklarımıza çekip burda vurmak gerekir ki mucahidlerde bunu istedi ve istediğini aldı onları afganistanın uçsuz vadilerine ve ırakın uçsuz bucaksız çöllerine çekip orda gerilla savaşıyla baya yıprattı bu küffar ordusunu.Bu arada amerikanın Iraktan çıktığı falan yok göstermelik birkaç tugayı çekiyor yerine özel blackwater güvenliğine devrediyor.Onun için Abd ordaki petrolü dibine kadar sömürmeden o ülkeden çıkmaz ülkedeki münafık medya'ya kanıp abdnin ıraktan çekildiğini sanmayın.SamanTV'ye dikkat edin bu tvden duyduğunuz tüm haberleri araştırın öyle sonuca varın.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ABD'nin İslam'a Karşı Uyguladığı Psikolojik Savaş!
images



ABD sadece Ortadoğu'da psikolojik operasyon için yılda 750 milyon dolar harcıyor!

Ünlü Fransız gazetesi Le Monde Diplomatique'in Türkçe yayınında, Irak operasyonundan örneklerle ABD'nin Ortadoğu'da uyguladığı psikolojik operasyonlar ayrıntılarıyla yer aldı.

Belçika'nın Mons şehrinde bulunan Avrupa Müttefik Kuvvetler Karargahı'nın Operasyonlar Bölümü'nde PSİKOP Başkanı olarak görev alan Yarbay Steven Collins'in imzasıyla yayımlanan makalede, ABD'nin Irak'a ilk saldırısından önce 40 milyon adet el ilanının bile atıldığına dikkat çekildi.

İşte Collins'in ilginç makalesi:

Önümüzdeki dönemde analistlerin 20 Mart tarihindeki Irak rejimini devirme teşebbüsünden, 15 Nisan'da Tikrit'in düşüşüne kadar olan kadar olan 27 günlük dönemin her boyutunu inceleyip çeşitli dersler çıkaracaklarına hiç şüphe yoktur. NATO açısından önemli sonuçları olacağı için üzerinde durulması gereken konulardan biri, Koalisyon güçlerinin dış dünyanın, özellikle de Irak'a Özgürlük operasyonundan önce, operasyon sırasında ve operasyondan sonra Irak'ta bulunan yabancıların tutum ve düşüncelerini etkilemek için kullandıkları yöntemlerdir.

Hem Irak'a Özgürlük Operasyonu hem de NATO'nun Balkanlar'daki deneyimleri "Algı yönetimi"nin önemini açıkça ortaya koymuştur. Bu iki operasyon bir yandan bu yeteneği geliştirmenin, diğer yandan da aynı yeteneğin düşman veya diğer tek taraflı siyasi ve askeri güçler tarafından kullanılmasına karşı önlem almanın gerekli olduğunu vurgulamıştır. NATO askeri yapısını yeniden organize edip alan dışı misyonları üstlenirken bu tür yeteneklerin İttifak operasyonları açısından önemi giderek artmaktadır.

"Algı Yönetimi" yabancıların tutumlarını ve tarafsız düşünme yeteneklerini etkilemek için girişilen her türlü eylemi kapsar ve Kamu Diplomasisi, Psikolojik Operasyonlar (PSYOPS/PSİKOP), Kamu Bilgilendirme, Aldatma, ve Gizli Eylem faaliyetlerinden oluşur. Irak'a Özgürlük Operasyonunda bunlardan özellikle ikisi dikkat çekmiştir: Yürütülen politika, amaç ve eylemlerin içeriği ve haklılığı konusunda dış dünyayı ikna etmek için bilinçli olarak yürütülen çabalar (Kamu Diplomasisi) ve dış dünyayı etkilemek ve fikirlerini değiştirmek için yürütülen faaliyetler ve özellikle medyanın bu yönde kullanımı (Psikolojik Operasyonlar).

11 Eylül 2002'deki terörist saldırılarından beri Amerika Birleşik Devletleri kamu diplomasisi yeteneklerini canlandırmaya çalışmaktadır. Ancak Washington, 1990'larda politikalarını tüm dünyaya açıklamak ve uluslararası iyi niyet oluşturma konularına Soğuk Savaş sırasındaki kadar önem vermediği için, bu yeteneklerin gerilemesine göz yumulmuştu. Bugün Amerikan politikası ve savunma faaliyetleri konusunda olumlu bir izlenim yaratmak için tasarlanan çalışmaları Beyaz Saray'ın Global İletişim Dairesi yönlendirmektedir.

İSLAM DÜNYASI ÜZERİNE ODAKLANMIŞ STRATEJİK ALGI YÖNETİMİ
Ayrıca ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Politika Grubu da Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı Kamu Diplomasisi Dairesi ve Pentagon tarafından geliştirilen politika ve mesajların koordinasyonunu yürütmektedir. Bu üç organ Amerika'nın 1980'lerden sonraki en iyi koordine edilmiş, en iyi kaynaklara sahip stratejik algı yönetimi yapısını ortaya çıkarmışlardır. Bu yapı İslam Dünyası üzerine odaklanmış ve sadece Orta Doğu için 750 milyon dolarlık bir fon ayrılmıştır.

Bu yoğun çabalara rağmen Irak'a Özgürlük operasyonundan önce Amerika'nın kamu diplomasisi faaliyetleri pek gözle görülür bir başarı elde edememiştir. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell 5 Şubat günü BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı ve tüm dünyada canlı olarak yayınlanan 78 dakikalık konuşmasında Güvenlik Konseyi'nin önde gelen üyelerini (Fransa, Almanya ve Rusya) Irak'a karşı derhal askeri müdahalede bulunulmasının gerekli olduğu konusunda ikna edememiştir. Hemen arkasından Fransa Dışişleri Bakam Dominique de Villepin'in BM'de yaptığı konuşma ise Powell'ın konuşmasında değindiği noktalara şüphe düşürmüş ve büyük tezahürat ve alkışlarla karşılanmıştır.

Bu nedenle Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri geleneksel müttefikleri arasında destek bulamamışlar ve gereken desteğin alınamayacağı açıkça ortaya çıktığı için de Irak'a askeri müdahale konusunda ikinci bir BM Güvenlik Konseyi Kararı için oylamaya gidilmemiştir. Amerika'nın kamu diplomasisi faaliyetleri İslam dünyasında bugüne kadar bir sonuç vermemiştir. Kısa sürede olumlu sonuçlar alınması imkansız olabilir, zira etkili bir kamu diplomasisi sürekli çaba ve uzun vadeli bakış akışı gerektirir. Arab American News'in yayıncısı Osama Sibliani'nin belirttiği gibi, "Amerika Birleşik Devletleri halkla ilişkiler görevini Hazreti Muhammed'e bile verse yakın gelecekte bir sonuç alınamaz."

ABD Temsilciler Meclisi tarafından desteklenen Radio Sawa geleceğe yönelik umut vaat eden bir araç olabilir. Söz konusu radyo istasyonu Arap dünyasından haberler, Arap ve Batı pop müziği yayınları ve araya serpiştirilmiş Amerikan görüş açısını yansıtan haberler sunmaktadır. 2002 yılında yayına başlamasından bir kaç ay sonra Radio Sawa'nın genç Araplar arasında en çok sevilen radyo istasyonu olduğu ifade edilmişti. Irak'taki askeri operasyon sırasında Koalisyon güçleri dünyanın çatışma konusundaki fikirlerini çeşitli yöntemlerle kendi taraflarına çekmeye çalıştılar.

Sadece Orta Doğu'da PSİKOP için 750 milyon $ ayrılıyor
Kullanılan yöntemler arasında konuşlanacak birliklere muhabir "yerleştirmek" vardı. En başta çelişkili olarak görüldüyse de sonradan birliklere muhabir "yerleştirme" kararının çeşitli nedenlerden dolayı çok parlak bir fikir olduğu ortaya çıktı. Birliklere "yerleştirilmek" isteyen muhabirlerin önce kısa bir temel askeri eğitimden geçmeleri şart koşuldu. Bu eğitim, muhabirlere sıradan bir askerin karşılaştığı sorunlar hakkında bir fıkir verdi. İkinci olarak "yerleştirilmiş" muhabirlerle içinde bulunduklan birlik arasında kaçınılmaz olarak bir bağ yarattı.

Ve üçüncü olarak da "yerleştirme" sayesinde hem muhabirlerin güvenliği garanti altına alınmış oldu, hem de ilk defa olarak savaş alanından tüm dünyaya canlı yayın yapıldı. Irak'a Özgürlük Operasyonu'nun değişken yapısından dolayı savaş alanında serbestçe gezmelerine izin verilmiş olsaydı birçok muhabir hayatını kaybedebilir veya esir düşebilirdi. Dünya kamuoyunu etkileme çabalarını zorlaştıran faktörlerden biri bugün haber kaynaklarının çok fazla olmasıdır. Özellikle de uydudan yayın yapan televizyon haber merkezleri ve internet bağlantıları nedeniyle düşünce ve tutumları global ve hatta yerel boyutta dahi etkilemek zorlaşmıştır.

Haber kaynaklarının sayısındaki patlama izleyicinin haberleri kendi önyargılarını ve fikirlerini destekleyen kaynaklardan takip edebilmesini kolaylaştırmıştır. CNN yayınlarının kendi görüşüne ters düştüğüne inanan bir Arap izleyici uydudan yayın yapan Arap El Cezire haber kanalından dünya haberlerini kendi görüşüyle daha tutarlı bir açıdan izleyebilir. Çatışma sırasında Irak Enformasyon Ajansı'nın El Cezire'nin gücünün farkına vanp bu kanalın yayınlarını Irak yanlısı olacak şekilde etkilemek için ajanlarını örgütün içine sızdırdığı söylenmektedir. Aynı şekilde Koalisyon güçleri de Irak televizyonu haber servisini ülke içindekinden ziyade Irak dışında yaptığı etkiler nedeniyle bombalayarak veya elektronik yöntemlerle engellemeye çalışmışlardır.

Stratejik düzeyde kamu diplomasisinin sonuçları karışık olmuşsa da, Irak'ta askeri operasyon ve taktik düzeyinde yürütülen Psikolojik Operasyonlar daha başarılı olmuştur. Radyo yayınları, el ilanları, karar mekanizmalarındaki ileri gelen şahıslar aleyhine yazılmış elektronik posta mesajları ve kara harekatı sırasında hoparlörlerle yayın gibi hedefe yönelik medya araçlarının kullanımının önemli etkileri olduğu görülmektedir.

20 Mart'taki ilk saldırıdan önce Irak'a havadan 40 milyon el ilanı atılmış, bir o kadar da kampanya sırasında dağıtılmıştır. Bu el ilanlarının bir kısmı koalisyon güçlerine karşı koyan her askeri oluşumun ezileceği tehdidini savururken bazıları Irak halkını ve ordusunu Baas Partisi'nin emirlerini yerine getirmemeleri konusunda teşvik etmiştir. Geriye bakıldığında bunların istenen amaca ulaşamadığı görülüyor.

Tüm Psikolojik Operasyon eylemlerinde olduğu gibi burada da sorun savaş sırasında bir eylemin sebep-sonuç ilişkisini belirlemenin zor olmasıdır. Irak silahlı kuvvetlerinin Koalisyon güçleri karşısında eriyip gitmelerinin nedeni bu Psikolojik Operasyonlar mı, Koalisyon güçlerinin bombardımanları mı, yoksa Irak ordusunun lojistik destek alamaması mıydı? Yoksa sebep bu üç faktörün hepsi miydi? Psikolojik Operasyonların Iraklılar'ın tutum ve düşüncelerini Koalisyon tarafına çekmekte oynadığı rolün sayılarla ifadesi bu konuda belirlenmesi gereken önemli değişkenlerden biri.

1991'deki Körfez Savaşı'nda teslim olan asker sayısı 70 bine ulaşmıştı; ancak Koalisyon güçleri bu sayıya kesinlikle ulaşamadılar. Um Kasr'ın ele geçirilmesi sırasında 250 Iraklı teslim olmuştu; bu sayı daha sonra pek artmadı. Çatışmanın ilk günlerinde Koalisyon güçlerinin askeri kampanyanın tamamı konusunda psikolojik bir yaklaşımı benimsedikleri gayet açıktır. Üstün askeri güç ve hassas güdümlü mühimmatın Iraklılar üzerinde şok etkisi yaratarak korku salacağı ve Irak rejiminin hemen çökeceği umut ediliyordu. "Şok ve korku" etkisinin gerçekleşmemesi, konvansiyonel Amerikan kuvvetlerini yaklaşımlarını değiştirerek tek bir vuruş yerine sürekli eylem ve baskıya dayanan bir yaklaşımı benimsemeye, Psikolojik Operasyon güçlerini de gönderdikleri mesajları ve işledikleri temaları yeniden gözden geçirmeye zorladı. El ilanları dağıtmanın yanı sıra Koalisyon güçlerinin ağırlıklı olarak kullandığı bir diğer Psikolojik Operasyon aracı da radyo yayınları oldu. Koalisyon güçleri sabit verici istasyonlarının yanı sıra havadan EC-130E Commando Solo uçağından yayın yaptılar ve yayınlarında Radio Sawa'nınkine benzer bir format kullandılar:

Haberler ve anonslar yoğun popüler müzik programlarının arasında serpiştirildi. Tüm Irak'a yayın yapan bu radyo istasyonuna Enformasyon Radyosu (Information Radio) gibi hayal gücünden yoksun bir isim verilmişti. Kalabalık nüfuslu merkezlerin dışında yerel PSİKOP radyo istasyonları kuruldu. Bunlardan biri Basra şehri dışından yayın yapan Birleşik Krallık'ın Radio Nahrain (İki Nehir) isimli FM radyo istasyonu idi. Koalisyon güçleri kendi vericilerini kurmanın yanı sıra Irak halkına radyo yoluyla ulaşacak haberleri tekellerinde tutmak için de Irak radyo istasyonlannm yaymlarını elektronik yöntemlerle engellemeye çalıştılar.

İlk saldırıdan önce Irak'a 40 milyon adet el ilanı atıldı
Bu anlatılan PSİKOP taktikleri "Beyaz PSİKOP" olarak adlandırılan türden operasyon örnekleridir. Bu tür operasyonlarda faaliyetin sponsorluğunu kimin yaptığı açıkça ve doğru olarak belirtilir. Irak savaşı sırasında aynı zamanda "Siyah PSİKOP" yöntemi de kullanılmıştır. Bu yöntemde ise faaliyetlerin kaynağı konusunda bilinçli olarak yanlış bilgi verilir. Amerikan İstihbarat Ajansı CIA'nin Şubat 2003 tarihinden itibaren "Siyah" PSİKOP'lar başlattığı söylenmektedir. Bu tür faaliyetlerin bir örneği Tikrit Radyosu idi.

Tikrit Radyosu önce Tikrit bölgesindeki rejime bağlı Iraklılar tarafından yönetildiğini iddia ederek ve açıkça Saddam Hüseyin'i destekleyen yorumlarla inanılırlık kazanmaya çalıştı. Birkaç hafta sonra ise yayınların rengi değişti ve Saddam'ı eleştiren bir tavır takınıldı. "Siyah" PSİKOP'ların amacı hedeflenen dinleyici kitlesinin bunu fark etmemesi ve haberlerin gerçekten de açıklanan kaynaktan geldiğine inanmasıdır. Tabii ki burada şöyle bir risk vardır: Bu aldatmaca fark edilirse "Beyaz" olsun, "Siyah" olsun tüm PSİKOP çalışmaları güvenilirliğini kaybeder. Irak'a Özgürlük Operasyonundan önce koalisyon kuvvetleri tarafından kullanılan en yeni PSİKOP yollarından biri de cep telefonlarına gönderilen yazılı mesajlar ve Irak rejiminin karar mekanizması içindeki şahıslara gönderilen elektronik posta mesajları oldu. 2003 yılının başında Irak'ta sadece 30 internet kafe vardı; evden bağlanma ücreti olan 25 Dolar ise sıradan Iraklılar'ın ödeyebileceği bir miktar değildi. Zaten Irak rejimi de ülkede internet erişiminin pek yaygınlaşmasını istemiyordu. Bu nedenle sıradan Iraklılar'ın çoğu hiçbir internet ulaşımına sahip değilken Baas Partisinin önde gelen kişileri bu imkana sahipti. Koalisyon güçleri interneti bu kişilere Saddam'ı desteklemeye devam etmelerinin gerek Irak için gerekse kendileri için ne gibi bir maliyeti olacağını anlatan mesajlar yollamakta kullandılar.

Taktik PSİKOP unsurları da (kara ve deniz birliklerine bağlı, hoparlörlü ve bir tercüman taşıyan araçlara sahip PSİKOP birlikleri) son derece faaldiler. Geçmişteki çatışmalarda olduğu gibi, bu birlikler tek başına kalmış Irak unsurlarını teslim olmaya ikna ederek, Iraklı esirlerin kontrolüne yardımcı olarak ve hatta hoparlörlerden tank ve helikopter sesleri yayınlamak suretiyle Irak askeri unsurlarına karşı aldatma faaliyetleri yürüterek ne kadar değerli olduklarını kanıtladılar. Irak'a Özgürlük operasyonunun askeri planlamacılarının savaş sonrası PSİKOP yeteneğini geliştirneyi önceden akıllarına getirmemiş olmaları şaşırtıcıdır. Bu eksiklikten dolayı ortaya çıkan enformasyon boşluğu özellikle Güney Irak'ta bulunan İran ajanları tarafından dolduruldu. ABD bu boşluğu doldurmak için bazı şirketlerle ne olursa olsun yayın yapmaları konusunda anlaştı. Ancak istemeden bazı komik durumlar ortaya çıktı. Örneğin Amerikan medyasının dikkati Irak'tan başka tarafa çevrilince anlaşmalı şirketlerin farkında olmadan verdiği önemsiz yerel Amerika haberleri Iraklılar'ı güldürdü.

Her iki tarafın da Irak'ta gönülleri ve düşünceleri fethetmek için yürüttükleri çabalar aralıksız olarak sürüyor ve daha yıllarca da sürecek. Aslında en sonunda Irak'taki çatışmanın bu kadar gayrete değip değmediğini bir dereceye kadar bu mücadelenin sonucu belirleyecek. Buna rağmen Koalisyon güçlerinin Irak'a Özgürlük operasyonu sırasında yürüttükleri algı yönetimi faaliyetlerinden bazı erken sonuçlar çıkarılabilir. NATO'nun bu sonuçları dikkatle incelemesi ve algı yönetimi ile ilgili çalışmalarının planlanması ve bu çalışmalara kaynak sağlanması konusunda herhangi bir değişiklik yapıp yapmayacağını belirlemesi iyi olacaktır. Diğer yandan ABD ve Birleşik Krallık'ın da NATO'nun çatışma sonrası algı yönetimi faaliyetlerinden alacağı birçok ders vardır. Kamu Diplomasisi bir gecede sonuç vermez. Amerika'nın son iki yıldır yaptığı gibi bu işe büyük miktarlarda para ayrılsa ve çalışanlar konunun uzmanları olsalar bile, olumlu sonuçlar almak pek kolay olmaz. Ancak bu kamu diplomasisinin göz ardı edilmesini de gerektirmez. Yerleşmiş tutumların değiştirilmesi ancak çok uzun bir dönemde, ısrarla çalışarak mümkün olabilir. NATO ve üyelerinin PSİKOP'a verdikleri önem ve ayırdıklan kaynaklar arasında giderek büyüyen bir fark mevcuttur. ABD kendi PSİKOP yeteneğini kuvvetlendirmek için büyük meblağlar harcamaktadır. Belçika, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Polonya, İspanya ve Birleşik Krallık da PSİKOP yeteneklerini güçlendirmektedirler. Bu arada NATO ülkeleri PSİKOP konusunda taahhütlerde bulunurken NATO karargahı ve NATO Stratejik Askeri Komutanlıkları kendi karargahlan içindeki PSİKOP yeteneklerini geliştirmek için pek bir şey yapmamışlardır. PSİKOP NATO'nun çok daha iyi yapabileceği ve de yapması gereken bir faaliyettir; ancak bu konuda NATO'nun bir taahhütte bulunması gerekir.

PSİKOP ancak çok uzun bir dönem çalışarak mümkün
PSİKOP'un savaş sonrası dönemdeki önemi göz ardı edilmemelidir. Genellikle bu dönemde doldurulması gereken bir enformasyon boşluğu olduğu için ve insanlar psikolojik güvence ve teselliye ihtiyaç duydukları için bu evrede PSİKOP çok işe yarayabilir. Bu konuda ABD ve Birleşik Krallık'm NATO'dan öğrenecekleri çok şey vardır. NATO'nun Bosna ve Hersek ile Koso-va'daki deneyimleri örgüte savaş sonrası PSİKOP konusunda uzmanlık sağlamıştır. Aynca SFOR ye KFOR karargahlarında bulunan PSİKOP şubelerinde bu alanda beceri sahibi kişiler görev yapmaktadır; bu görevler çatışma sırasında yürütülen PSİKOP faaliyetlerinden farklıdır. Birleşik Krallık ve ABD'nin NATO'nun Balkanlar'daki algı yönetimi deneyiminden yararlanmaları, bunları Irak'ta halen devam etmekte olan faaliyetlerine uygulamaları yararlı olacaktır.

"PSİKOP" kötü bir terim değildir
Irak'a Özgürlük Operasyonu sırasmda gerek askeri brifinglerde, gerekse basın tarafından PSİKOP teriminin çok sık kullanılması bu faaliyetleri yürütenleri bile şaşırttı. Yakın zamanlardaki askeri operasyonlarda ne ifade ettiği net olarak anlaşılamayan muallak terimler kullanarak kelimelerin anlamını bulandırmak ve "Psikolojik Operasyonlar" gibi terimlerden kaçınarak bunların yerine "Enformasyon Operasyonları" (INFO OPS) gibi, bazılarınca daha kabul edilebilir bulunan ifadeler kullanmak yönünde bir eğilim ortaya çıktı.

"INFO OPS" semantik açıdan kulağa PSİKOP kadar sert gelmeyen bir terim. Ancak son 5-6 yıldır giderek daha çok kullanılması ve terimin anlamı konusundaki farklı yorumlar, askeri planlamacıların bile akıllarını o derece karıştırmış durumda ki INFO OPS ve PSİKOP terimleri adeta eş anlamlı olarak algılanmaya başlamış durumda. Bu da rahatsızlık yaratacak bazı sonuçlar doğurabilir. INFO OPS nitelik itibariyle belirsiz bir terim olduğu için belirli bir tanıma sığdırılması zor olan bazı askeri işlevleri tanımlamak için kullanılır hale geldi. Ancak PSİKOP terimini INFO OPS kapsamına dahil etmek PSİKOP'un önemini azaltır. Bu da PSİKOP'çuların destekledikleri komutana doğrudan ulaşımlarını engelleyerek etkilerini azaltabilir.

Daha da önemlisi, artık basın ve halkın bu kelime oyununun farkına varmış olması.
INFO OPS teriminin, politikacıların yerel halkın istemediği, zayıf politikaları desteklemesini sağlamak için PSİKOP kullanmalanna imkan vermek için bilinçli olarak bu kadar sık kullanıldığı yönünde endişeler dile getirilmeye başladı. Bu askeri terminolojinin çok akıllıca bir kullanımı olabilir.

Aslında PSİKOP ile global veya yerel kamuoyuna yönelik, olaylarla ilgili doğru bilgi sunmayı amaçlayan kamu bilgilendirme faaliyetleri arasında bir bağlantı yoktur. Irak'taki son olaylar gerektiği gibi muharebe bölgelerindeki halka yöneltildiği veya kriz yönetim operasyonlarından etkilenen ülkelerde yürütüldüğü sürece halkın PSİKOP faaliyetlerinin bu isimle tanımlanmasına itiraz etmediğini göstermiştir. INFO OPS gibi siyasi açıdan kabul gören terminolojinin kullanılması kulağa daha hoş gelebilir, ama bu gibi sulandırılmış terimler karışıklık ve yanlış anlama yaratmaktan başka hiçbir şey sağlamaz.

Yerel ve uluslararası izleyicilerin algılarını yönlendirmek konusunda NATO daha uzun bir süre teknik inceliklere ve yaratıcı yeteneklere sahip medya ile rekabet içinde olacağı alanlarda çalışacağı için, kamu diplomasisi ve PSİKOP'un önemi büyük ölçüde artmıştır. Bunların her ikisi de olağanüstü sonuçlar doğurabilen, fakat maliyeti fazla olmayan yeteneklerdir. Irak'a Özgürlük operasyonundan alınan derslerin NATO'nun askeri örgütlenmesinde yaşanan yeniden yapılanmaya uygulanması, NATO'nun algı yönetimi yeteneklerinin güçlendirilmesi ve aynı uygulamaların gelecekte düşmanları tarafından İttifak'a karşı kullanılmasının önlenmesi açısından çok önemli bir fırsat sunmaktadır. (NATO)
 

Abdullah Abbad

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ara 2011
Mesajlar
5
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Allah (c.c.) Mücahidlerimizin Yâr ve Yardımcısı Olsun.Haa birde,Kafir Amerikan Ordusu Tıpkı Bir Akbaba Gibi Nerde Müslüman Ülkesi Var İse Oraya Çöküyor.Sözde Barış Gücü Getiriyorlarmış,Ben Buna Güler Geçerim.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt