Kaan Erdem
Yönetici
- Katılım
- 9 Ara 2006
- Mesajlar
- 11,197
- Tepki puanı
- 230
- Puanları
- 63
Sadece “elhamdülillah mü‘miniz“ demekle, Yüce Rabbimizi razı edemeyiz. Rabbimiz (cele celaluh), imanımızda samimi olmamızı ve inandığımız değerleri korumak için bir gayret göstermemizi istiyor. Allahu Teala, bir ayetinde:
“İman ettim demekle kurtulacağınızı mı zannettiniz Nasıl iman ettiğinizi ve ne derece samimi olduğunuzu ölçeceğiz“( Ankebut, 2-3) buyuruyor. Dili ile iman ettiğini söylediği halde, iman edilen şeyleri kalbi ile tasdik etmeyen kimselere, Allahu Teala: “Onlar inandık dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama ‘boyun eğdik‘ deyin. Henüz iman kalblerinize yerleşmedi.“( Hucurat, 14) uyarısında bulunuyor. Bu ayetler, şimdi bizlere hitab ediyor ve bu günün mü‘minini uyarıyor.
İman esaslarına inanan bir kimse mü‘mindir. Bu esaslara halk dilinde “Amentü“ denir. Bu esaslar, Allah‘a, Allah‘ın meleklerine, kitablarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah‘ın yaratmasıyla olduğuna iman etmektir.
İmanın temelini işte bunları tasdik oluşturur. İman önce bu tasdikle başlar. Aslında yok olan bir şeye değil, var olduğu halde görünmeyen şeylere iman edilir. Bunun için önce imana davet eden Peygamberin sözüne teslim olunur; onun söyledikleri hak kabul edilir. İnandığımız şeylerin hakikatini anlamak, varlıklarını hissetmek, onları tanımak sonra gelir.
Allah katında geçerli hiçbir özrü yokken bir farzı terk eden kimse, büyük günah işlemiştir. Aynı şekilde haram edilen bir işi yapmak da büyük günahtır. Büyük günah işleyene ve ona devam edene “fasık“ denir. Fasığın tevbe etmesi farzdır. Günah işleyen bir kimse, günahı helal görmüyor, onun haram olduğuna inanıyor fakat nefsin hevası veya kötü çevrenin etkisi ile kötülüğe düştüğünü söylüyorsa bu kimse mü‘mindir; onun kısa zamanda tevbe etmesi beklenir ve hayırlara dönmesi için dua edilir.
Diliyle mü‘min olduğunu söylediği halde, kalbiyle onları yalanlayan, açık bir menfaat veya gizli bir fesat için müslüman gözüken kimseye “münafık“ denir. Münafığın dünyada zararı ve ahirette azabı kafirden daha şiddetlidir.
Mü‘minim diyen herkes, bu iman ve Allah sevgisini ispat etmekle yükümlüdür. Bunun tek yolu önce Allahu Teala‘nın her mü‘mine farz kıldığı amelleri yapmaktır. Bunların başında beş vakit namaz gelir. Beş vakit namazını kılan bir insan, imanını ispat, müslümanlığını ilan etmiştir. Haramlardan kaçınmak da farzdır. Bu haramların başında Allahu Teala‘ya şirk koşmak ve yalan konuşmak gelir.
Mü‘min, insanların kendisinden emin olduğu insandır. Müslüman, herkese selamet ve rahmet olan kimsedir.
(alıntı....)