Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

'İmanın en zayıf hali'....................... (1 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Hani o meşhur hadis–i şerif vardı ya;

“Sizden kim bir kötülük görürse, önce eliyle düzeltsin, buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin. Buna da gücü yetmezse, içinden buğzetsin/muhalefet etsin/gönlünden imanî tepkisini koysun. Fakat bu gönülden tepki de imanın en zayıf halidir.”

Görünen ve işlenen bir çirkinliğe müminin nasıl bir tepki koyulacağını, bu hadis–i şerifte Hz. Peygamber (as) haber verirken bir sıralama şekli de belirliyor.

Hadis–i şerifte “münker” olarak ifade edilen kötülük, gerek Kur’an’da ve gerekse de hadis–i şeriflerde “maruf” karşıtı olan herşeydir.

Genel manada “maruf” iman olduğuna göre, zıttı olan “münker” en yerinde manasıyla küfür demektir.

Biraz daha umumileştirerek söylersek, “münker”; Allah ve Resulü’nün hoşnut ve razı olmayacağı her türlü söz ve harekettir diyebiliriz.

Hadiste müminin “münker” karşısında nasıl bir tavır koyacağı da sıralanmıştır.

a– eliyle düzeltmek,

b– diliyle düzeltmek.

c– kalpten buğzetmek/nefret.

Eliyle düzeltmeyi, ille de vurmak, kırmak, çekmek, koparmak şeklinde anlamak gerekmez.

“El ile düzeltmek” bir manada “münker” aleyhine eldeki bütün imkanları seferber edip, yerine “marufu” yerleştirme anlamına gelir.

“Dil ile düzeltmek”, nasihattir, sohbettir, yazmaktır–çizmektir, konuşmaktır, anlatmaktır.

İmanın en zayıf hali olarak kabul edilen “kalpten buğzetmek/nefret etmek, karşı gelmek, tiksinmek, hoşlanmamak...” en kolayıdır, bu sıralamanın. En kolayı ve değersizi.

İşte maalesef bizler, “imanın en son noktası” olarak tarif edilen “bu’z” halini bile terketmiş durumdayız.

En yakın çevremizde meydana gelen nice “münker” için, nerede kaldı nefret etmek, bizim “hayra yorma” tavrımız yüzünden, “münker” günden güne katlanarak, büyüyerek adeta kökleşiyor.

Misal mi?;

Kur’an’dan başlarsak.

Kur’an eleştiri konusu oluyor, “hayra yoruyoruz.”

Ayetler inkar ediliyor, yine hayra yoruyoruz.

Aynı ayetler tahrif ediliyor, bırakın tepkiyi “vardır bir hayrı” şeklinde yorumlanıyor.

Allah’ın alemlere rahmet olarak gönderdiği Hz. Muhammed (as) inkar ediliyor. Bunda da “hikmet” arayabiliyoruz.

Hükmü küfür olduğu çok açık ve net olmasına rağmen, bunda da “hikmet” arıyoruz.

Ezan, çan ile sentezleniyor, bunda da “keramet” arıyoruz.

Hem de, müminleri namaza çağırma konusunda ashabın peygambere, “çan çalalım ya Resülallah” teklifine, O yüce peygamberin; “hayır, olmaz, çünkü o Hıristiyanların adetidir” beyanına inat bunu yapıyoruz.

O peygamberi yalanladığımız yerde, onun “çan olmaz” sözünü yalanlamamız çok mu önemli sanki? diye düşünebilirsiniz.

Hz. Peygamberin, ahir zamanda kişilerin iman ile küfür arasında çok rahat bir şekilde gidip geleceklerine işaret ettiği zamanı mı yaşıyor yoksa?

Bu “sabah mümin varıp, akşama kafir olma” hali, iman ile küfür arasında pek fazla bir fark görmeme halinden başka nedir ki?

Önemsememek, hafife almak.

“Amaaan sende” demek.

“Olur mu öyle, benim çocuk o kadar güzel subhanekeyi okuyor” demek.

İman ile küfür farkı bizim çocuğun “subhanekesine” kalınca...

Evet evet tıpkı o zaman.

İslam akaidi açısından gayet net “münker/küfür” olan nice fiiller karşısında, bırakın kalpten tepki koymayı, savunma durumunda olmak, işte o iman–küfür ikilemini yaşamanın dışında başka nedir ki?

Allah encamımızı hayreylesin!

Resulüllah’ın “kıyamet alametleri” olarak haber verdiği günleri yaşıyoruz.

Haberimiz var mı?
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
'İmanı kaybetmekten korkmayanın imanı gider'
Hz.Ebu Bekir (r.a )
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Hadiste müminin “münker” karşısında nasıl bir tavır koyacağı da sıralanmıştır.

a– eliyle düzeltmek,

b– diliyle düzeltmek.

c– kalpten buğzetmek/nefret.
 

musa____

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ara 2007
Mesajlar
260
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
نعىمة;534991' Alıntı:
'İmanı kaybetmekten korkmayanın imanı gider'
Hz.Ebu Bekir (r.a )
RABBİM SİZLERDEN RAZO OLSUN İNANINKİ SİTENİZE GELDİGİME O KADAR MUTLU OLDMKİ ANLATAMAM....
BENİ ARANIZA ALDIGINIZ İÇİN SAGOLUN...:H
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Hz. Peygamberin, ahir zamanda kişilerin iman ile küfür arasında çok rahat bir şekilde gidip geleceklerine işaret ettiği zamanı mı yaşıyor yoksa?

Bu “sabah mümin varıp, akşama kafir olma” hali, iman ile küfür arasında pek fazla bir fark görmeme halinden başka nedir ki?

Önemsememek, hafife almak.

“Amaaan sende” demek.

“Olur mu öyle, benim çocuk o kadar güzel subhanekeyi okuyor” demek.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38

Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.
Allah razı olsun kardeşim,
Selam ve baki dua ile kalın.

 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm değerli kardeşim..
Şüphesiz ki her inananı en derinden etkilemesi gereken hadislerden..Allah c.c razı olsun hatırlattığınız için..Muttaki kul, var gücü ile haksızlığı düzeltmek yolunda gayret sarf etmelidir..Kalben buğzetmek ise, elden hiçbir şeyin gelmediği anlarda gösterilecek son tepkidir..Adaleti temel alan dinimiz, zulüm odaklı her tür sistemin sonuna kadar düşmanıdır.. Haksızlığa razı olmak da, haksızlık edenler ile aynı zümreden olmak kadar veballi..Allah c.c bizleri haksızlığı var gücü ile bertaraf etmeye çalışan gayretli kullarından eylesin inşallah.
Rabbimize emanet olunuz..Selam ve Dua ile..
 

imported_nur_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Tem 2008
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Allah Razı Olsun

Allah Razı Olsun

Yazınızı görmemiştim sabah şimdi okudum içim ferahladı Allah razıl olsun
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Günümüze on dört asır öncesinden Muhammedî (as) bir bakış
İki hadis–i şerifi bilgilerinize sunayım.
Bu iki hadisi günümüze taşıyın.
Bakın karşınıza nasıl bir içi boş tekene çıkacak.
“Dünyevi menfaat uğruna dinî değerlerini –kaba bir tabir gibi gelebilir ama gerçek– satan” bazı kişi ve kurumlara karşı Müslüman olarak nasıl bir tutum takınacağımızı da bildiriyor bu iki hadisi–i şerif.
İlk hadis–i şerif şöyle.
“Benden önce yaşamış her ümmetin içinden gönderilmiş her peygamberin o ümmetlerden sünnetine yapışan ve emirlerine tereddütsüz uyan yardımcıları ve arkadaşları olmuştur. O peygamberin irtihalinden sonra, onun halefi iddiasında ve yapmadıklarını söyleyen (sadece konuşup yapmayan) ve dinen yapmakla yükümlü olmadıkları şeyleri yapanlar çıkar.
Bu tiplerle;
Eliyle mücadele eden mümindir.
Diliyle mücadele eden mümindir.
Kalbiye mücadele eden (de) mümindir.
(Bu üç halin dışında kalanda) hardal danesi kadar bile iman yoktur” (Ebu Dâvûd’un Süneni’nden).
Hadiste “halef” kelimesi geçiyor.
Halef/halife.
Ya da kalfa.
Kalfa kelimesi halife kelimesinin Türkçeleştirilmiş hali.
Türkçede kalfa; ustanın alt derecesinde, çırağın üst derecesinde olan.
Halef, yani sonradan gelenler.
İddiaları o peygamberin davası.
“Dinin her türlü çirkinliklerden arındırılması.”
Ya da o meşhur tabirle “dinde yeniden yapılanma.”
Vasıfları iki maddede özetleniyor.
a–Kendileri yapmadığı halde insanlara yapın demek.
b–Dinde olmayan şeyleri dine sokmak.
Peki bu tiplere karşı Müslüman’a düşen ne?
Nasıl bir tavır takınacak bu kişilere karşı?
O da gayet net.
Eli ile mücadele etmek.
Dil ile mücadele etmek.
Kalb ile mücadele etmek.
Bu üç mücadelenin dışında kalanda hardal danesi kadar bile iman yoktur.”
Kim diyor bunu Hz. Muhammed (aleyhissalatü vesselam).
Bu tiplerle bu üç halden biriyle mücadele etmek şöyle dursun, bu kişileri “himmet paralarıyla” kurdukları televizyonlara çıkartıp “zehirlerini kusmaya” fırsat verenlerin imanını siz bu üç şıkta arayın.
Diğer hadis–i şerif ise “sahih–i Müslim” rivayetli.
“Ümmetimin sonlarında bazı adamlar ortaya çıkacak. Bunlar, o ana kadar ne sizin ne de babalarınızın duymadığı şeyleri söyleyecekler. –Aman ha!– Onlardan uzak durun ve kendinizden uzaklaştırın onları.”
Bu hadisi–i şerifte de Müslüman’a ölçü veriliyor.
Bu tiplerden uzak durun.
Yetmiyor.
Bu tipleri yanınızdan da uzaklaştırın.
Yani.
Asla onlarla dostluk kurmayın.
Her ne şekilde olursa olsun.
On dört asırlık bir geçmişe sahip İslam dininin akaidi yani inanç esasları bellidir.
On dört asırlık bir geçmişe sahip İslam dininin muamelat dediğimiz uygulamaları da bellidir.
Şu ana kadar hiç duyulmamış bir itikat/inanç tarifi yapandan uzak duran ve onu kendinden uzaklaştıran Muhammed ümmetindendir, mümindir.
Şu ana kadar duyulmamış ve yaşanmamış bir İslam tarifi yapmaya kalkışandan kim uzak durur ve onu kendinden uzaklaştırırsa o da Muhammed ümmetindendir, mümindir.
Bu kadarı da yetmez.
Onlarla eliyle mücadele eden mümindir.
Onlarla diliyle mücadele eden mümindir.
Onlarla kalbiyle –sevmeyerek, kin tutarak– mücadele eden mümindir.
Bu üç şıkkın dışında kalanda imandan zerre yoktur.
Gayet açık ve net.
Varın mukayese yapın.
Kıyas yapabilmek akıl kadar büyük bir nimettir.
Ne mutlu sahip olana.

http://www.yenimesaj.com.tr/yazarlar.php?haberno=8006637&tarih=2008-08-11
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
"Ortalık karışıp yalanlar yayılıp ,dinden olmayan şeyler ortaya çıkınca, adetlere karıştırılınca , Ashabıma dil uzatılınca ,doğruyu bilen herkese bildirsin, Allahü Tealanın ,meleklerin ve bütün insanların doğruyu bildiği ve gücü yettiği halde bildirmeyenlere olsun. Allahü Teala böyle alimlerin farz ve diğer ibadetlerini kabul etmez. "( c.1, M 251 )
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt