Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Imanimiza Yedi Aşi. 1 (7 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
İMANIMIZA YEDİ AŞI


24239733vj3.gif

u

عَنْ اَبِى هُرَيْرَةَ رضي الله عنه:قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّي اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
اِتَّقِ الْمَحَارِمَ تَكُنْ أَعْبَدَ النَّا سِ- احمد


Ebu Hureyre radıyallahu anh rivayet ediyor: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular:

“Haramlardan kaçın; insanların en iyi ibadet edeni olursun.” Ahmed


Sağlık Testi:

Allah’ın kulundan istekleri iki bölümden oluşur. Birinci bölüm kulun yapmamasını istediği şeylerdir ki bunlara ‘Haramlar’ denmektedir. İkinci bölüm ise yapmasını istediği işlerdir. Bunlara da umumen ‘Farzlar’ adı verilir. İyi bir Müslümanlık için ölçü, haramlardan kaçınmak, farzları yapmaktır. Farzları ne kadar eda ettiğimiz kadar, haramlara karşı ne kadar titiz olduğumuz da önemlidir.

- Haramlar kulun karşısına aleni olarak çıkabileceği gibi kılıflanmış, şekil değiştirmiş olarak da çıkabilir. Bu nedenle haram gibi harama götüren şeylerden de uzak durmak iyi bir Müslümanlık için gereklidir.

- Haramın hacmi arttıkça vebali de artar şüphesiz. Ancak haramın büyüğü de küçüğü de Allah’a karşı işlenmiş bir suçtur. Allah’a karşı işlenmiş bir suç olduktan sonra, iyi bir mümin haramları küçük-büyük veya bir defa-sürekli gibi bir ayrıma tabi tutmaz.

- Haramları yapmak kadar, harama karşı sessiz kalmak da vebaldir. Mümin, kendisi için uygun görmediğini diğer müminler ve yaşadığı toplum için de uygun görmemek durumundadır.

- Haramlarla içli dışlı olmanın bir başka sonucu da salihlerle, müttakilerle beraberlikten haz alamamaktır. Haramlar, haram mürtekipleriyle beraber olmaya şöyle veya böyle sevk ederler.

- Yüzde yüz haramlardan arınamamış, kimi durumlarda bir veya birkaç harama bulaşmış olabiliriz. Ama tevbe kapısı bütün müminler için son ana kadar açıktır. Bu açık kapıyı hemen kullanabilmeliyiz. Tevbe mümkünken haramı bekletmek de başka bir haramdır.

- Haramlara bulaşmış bir bedenle –tevbe edilmedikçe- güzel ibadetler yapmak ve ibadetlerden zevk almak suyu yokuşa doğru akıtmaktır. Haramlar bir yandan kara dosyalar açtırırken bir yandan da hasenatın azalmasına, olanın da zevksiz ve zoraki yapılmasına neden olmaktadır. Sabah namazı gibi muazzam bir ibadete soğuk kalmanın, Mekke gibi bir beldeye vasıl olup Harem-i Şerif dışında şurada burada vakit zayi etmenin temelinde bünyeyi haramlardan arındırmamış olmak yatar.

- Kendimiz ve yaşadığımız toplum üzerinde;
a- Haramların mahiyetinden bilgimiz,
b- Haramların işlenme oranı,
c- Haramların kılıflanıp şekillenmesi,
d- Haramlara karşı duruşumuz, ‘nehy-i anilmünker’ ciddiyetimiz,
e- İbadetlerden, infaktan, mütebessim olmaktan haz alıp almadığımız,
f- Kimlerle oturup kalktığımız,
g- Haramlarımızın tevbesi hakkında bir test yapabiliriz.

Haramlara bulaşmış bir bedenle –tevbe edilmedikçe- güzel ibadetler yapmak ve ibadetlerden zevk almak suyu yokuşa doğru akıtmaktır. Haramlar bir yandan kara dosyalar açtırırken bir yandan da hasenatın azalmasına, olanın da zevksiz ve zoraki yapılmasına neden olmaktadır. Sabah namazı gibi muazzam bir ibadete soğuk kalmanın, Mekke gibi bir beldeye vasıl olup Harem-i Şerif dışında şurada burada vakit zayi etmenin temelinde bünyeyi haramlardan arındırmamış olmak yatar.
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Imanimiza Yedi Aşi 2

Imanimiza Yedi Aşi 2

İMANIMIZA YEDİ AŞI-II


1w1tk4.gif
1w1tk4.gif

v



عَنْ اَبِى هُرَيْرَةَ رضي الله عنه:قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّي اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
اَكْثِرُاو مِنْ قَوْلِ "لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إلَّا بِالَّلهِ" فَإِ نّهَا مِنْ كُنُوزِ الْجَنَّةِ- طبرانى


Ebu Hureyre radıyallahu anh rivayet ediyor: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular:
لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إلَّا بِالَّلهِ(Allah’tan başka güç ve kuvvet yoktur.)Sözünü çok tekrar edin. Çünkü o, cennet hazinelerindendir.” Taberani


Sağlık Testi:

- Her şeyin mülkü Allah’ın elindedir. Güç ve kuvvet O’nundur. İnsanın elinde ve beyninde var zannettiği şeyler hem cılızdır hem fanidir.

- İnsan fani, eli avucundaki sınırlı olduğuna göre, insanın güçten kuvvetten, çareden söz edileceği bir zamanda Allah’ı hatırlaması bir iman yansımasıdır. Bir afetle, cenaze ile karşılaştığında ‘inna lillahi ve inna ileyhi raciun/ biz Allah’tan geldik O’na döneceğiz, der. Daralır ‘hasbunellah ve nimelvekil/ Allah bize yeter, O ne güzel vekildir, der. Çaresiz kalır, eli kolu bağlanır ‘la havle vela kuvvete illa billah, der.

- Dilimiz ve tavırlarımız üzerinde;

a- Allah’ın gücü ve kendi gücümüzü oranlarken neler hissettiğimizi, elimizdeki ve cebimizdekinin bir ‘hiç’ olup olmadığını,
b- Gergin anlarımızda nasıl tepki gösterdiğimizi, dilimizi nelere alıştırdığımızı, istiğfar ve tevbe, ‘la havle...’ diyip diyemediğimizi,
c- Dilimize hâkim kültürün kaynağının nebevi olup olmadığını
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Imanimiza Yedi Aşi 3

Imanimiza Yedi Aşi 3

İMANIMIZA YEDİ AŞI-II




1w1tk4.gif
1w1tk4.gif

v


عَنْ اَبِى هُرَيْرَةَ رضي الله عنه:قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّي اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
اَكْثِرُاو مِنْ قَوْلِ "لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إلَّا بِالَّلهِ" فَإِ نّهَا مِنْ كُنُوزِ الْجَنَّةِ- طبرانى


Ebu Hureyre radıyallahu anh rivayet ediyor: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular:
لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إلَّا بِالَّلهِ(Allah’tan başka güç ve kuvvet yoktur.)Sözünü çok tekrar edin. Çünkü o, cennet hazinelerindendir.” Taberani


Sağlık Testi:

- Her şeyin mülkü Allah’ın elindedir. Güç ve kuvvet O’nundur. İnsanın elinde ve beyninde var zannettiği şeyler hem cılızdır hem fanidir.

- İnsan fani, eli avucundaki sınırlı olduğuna göre, insanın güçten kuvvetten, çareden söz edileceği bir zamanda Allah’ı hatırlaması bir iman yansımasıdır. Bir afetle, cenaze ile karşılaştığında ‘inna lillahi ve inna ileyhi raciun/ biz Allah’tan geldik O’na döneceğiz, der. Daralır ‘hasbunellah ve nimelvekil/ Allah bize yeter, O ne güzel vekildir, der. Çaresiz kalır, eli kolu bağlanır ‘la havle vela kuvvete illa billah, der.

- Dilimiz ve tavırlarımız üzerinde;

a- Allah’ın gücü ve kendi gücümüzü oranlarken neler hissettiğimizi, elimizdeki ve cebimizdekinin bir ‘hiç’ olup olmadığını,
b- Gergin anlarımızda nasıl tepki gösterdiğimizi, dilimizi nelere alıştırdığımızı, istiğfar ve tevbe, ‘la havle...’ diyip diyemediğimizi,
c- Dilimize hâkim kültürün kaynağının nebevi olup olmadığını
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Imanimiza Yedi Aşi 3

Imanimiza Yedi Aşi 3

İMANIMIZA YEDİ AŞI-III




animation2fi7je4ih4.gif

w
عَنْ اَبِى ذَرِّ رضي الله عنه:قَالَ لِي رَسُولُ اللهِ صَلَّي اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
صَلِّ الصَّلَا ةَ لِوَقْتِهَا- ابو داود


Ebu Zer radıyallahu anh Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin kendisine şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

“Namazı vaktinde kıl.”Ebu Davud

Sağlık Testi:

- Namazın dinin direği olduğunu hatta namazı terk etmenin küfre doğru kayış olduğunu hemen herkes bilir. Namazın farz olduğunu bilmek yeterli değildir. Namazın hakkını veren bir mümin olmak lazım.

- - İyi bir Müslüman olarak ölüp Allah’ın huzuruna varmayı gönülden istiyorsak, namaz üzerindeki her artı veya eksi, din üzerindeki artı veya eksi gibi algılanmalıdır. Namazın vaktiyle oynanmasını, ertelenmesinde bir sakınca görülmemesini, terk etmenin başlangıcı olarak görmek ve buna esef etmek mühim bir göstergedir.

Namazın toptan terk edilmesinden önce toptan terk etmeye götüren bir hastalık olarak vaktinin ertelenmesini dikkate almak gerekmektedir. Önce tadil-i erkânı ile oynanarak sonra da son vaktine sıkıştırarak kılınan namaz, hakkı verilmiş bir namaz değildir. Namazda huşu eksikliği, tadil-i erkâna riayetsizlik, cemaatsiz kılmak ve vaktini ezmek şeklinde yapılan hırsızlıklar neticede en mühim ibadet olan namazın bir kenara itilmişliği gibi hale razı olmamız anlamına gelir. Hâlbuki namaz dindir.

- Namazımız üzerinden;
a- Onu ‘din’ olarak görüp görmediğimizi,
b- Fıkhına vakıf olup olmadığımızı,
c- Adabına riayet edip etmediğimizi,
d- Namazın bir cemaat ibadeti olduğuna önem verip vermediğimizi,
e- Ezan sesinin bizi çağırdığını anlayıp anlamadığımızı,
f- Namazın bir din simgesi olarak yayılmasına, namazlı topluma doğru hızlı bir yol alınmasına katkımızın ne denli olduğunu,
g- Kendimizin, eğitiminden ve yaşantısından mesul olduklarımızın namazı ihmal veya geciktirmelerine karşı neler yapabildiğimizi,
h- Bir iş kurarken, seyahate çıkarken, randevulaşırken namaz eksenli davranıp davranamadığımızı,
i- ‘Önce Namaz!’ ciddiyetine sahip olup olmadığımızı test edebiliriz.
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Imanimiza Yedi Aşi 4

Imanimiza Yedi Aşi 4

İMANIMIZA YEDİ AŞI-IV

24/2/2008


99728096oq1.gif

x
عَنْ اَبِى هُرَيْرَةَ رضي الله عنه:قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّي اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
اَفْشُوا السَّلَا مَ بَيْنَكُمْ - مسلم


Ebu Hureyre radıyallahu anh rivayet ediyor: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular:
Selamı aranızda yayın!” Müslim

Sağlık Testi:

- Selam Kur’an kökenlidir. Peygamber talimatıdır. Cennette kulaklara gelecek ilk sözdür. İslam’ın simgesidir. Kullanılmasında sevap vardır. İhmali sünnete aykırılıktır. Selam bir duadır.

- Müslümanların kendi aralarında dinlerine ait simgeleri yerleştirip yaymaları kadar tabii bir görev olamaz. Nerede kaldı ki yaşadığımız çağ, herkesin kendi kültürünü abarttığı bir çağdır. Kimse çöllerden veya dağlardan şehre taşıdığı anlamlı veya anlamsız bir kültürünü yaşamaktan ar etmemektedir. Bilhassa övünmektedirler de. Müslümanların da cennet asıllı ve nebevi öğütlü bir selamlaşmayı yaşatmaları, yaşatmanın ötesinde ondan bereket ummaları en tabii haklarından, görevlerindendir.

- Selamı kullanmak ve yayılması için uğraşmak bir ibadettir. Allah’a ve peygamberine itaattir. Yeri gelir cihad olur.

- Sünnet’e uygun selam şu şekildedir:

- Selam verecek olan اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ der.

- Cevap verecek olan ise وَعَلَيْكُمُ السَّلَامُ der.

- Selam üzerinde;

a- Sünnet bilgimizi,
b- Sünnet’e uyma titizliğimizi,
c- Sünnet’i başkalarına yayma, çocuklara öğretme hassasiyetimizi,
d- Yabancı kültürlerden etkilenme durumumuzu test edebiliriz.
99728096oq1.gif

[FONT=Times
New
Roman][FONT=Times
New Roman][FONT=Times
New Roman][FONT=Times
New
Roman][FONT=Times
New
Roman][FONT=Times
New Roman][FONT=times
new
roman][FONT=Times
New Roman][FONT=Times New
Roman]ureddin Yıldız'ınSenabil Vakfı'ndaki 254. dersidir
[/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT]
[/FONT]
[/FONT]
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Imanimiza Yedi Aşi 5

Imanimiza Yedi Aşi 5

İMANIMIZA YEDİ AŞI-V

24/2/2008


a1zk1.gif

y

عَنْ زَيْدِ بْنِ أَرْقَم رضي الله عنه:قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّي اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
اُعْبُدِ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ, فَإِنَّهُ يَرَاكَ. -أبو نعيم



Zeyd bin Erkam radıyallahu anh Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemden şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Allah’a O’nu görüyormuşsun gibi ibadet et. Zira O seni görüyor.” Ebu Nuaym




- ‘Allah görüyor’ anlayışı ile yapılan bir ibadette her şeyden önce:



A- Niyet sahih bir niyettir. Şirkin ve riyanın bulaştığı bir niyetle o kalitede bir ibadet yapılamaz.

B- Yapılan ibadet fıkhına uygun yapılmalıdır. Bidatlerin ve cehaletin etkisinde bir ibadet zahiren ibadet olabilir. Hakikati meçhuldür.


C- Bu ibadet eda edildikten sonra ‘UCUB’ (yaptığını mükemmel görme) hastalığına karşı korunmaya çalışılır. Mümin Rabbinin huzurunda boynu bükük eli açık kalmayı tercih eder.

Sağlık testi:

- Namazdan Kur’an tilavetine kadar ‘ibadet’ adı ile ne yapılıyorsa kul o yaptığını ‘Allah görüyor’ şuuru ile yapmalıdır. Kulun acziyeti, faniliği ve ibadete vaat edilen ecrin azameti bunu gerektirir. Memur mantıklı ibadet ibadet sayılmaz.

- İbadeti günlük mutat işler dizisi gibi görmek ibadete yanlış bir gözle bakmaktır. İbadet kulluktur. Hayattır. İmtihandır. İbadet gece ve gündüzdür. Yemedir, içmedir. Fatiha suresinin idrak edilip hakkının verilmesinin adı ibadettir. İbadet cihaddır.

- ‘Allah görüyor’ şuurunu, haramlardan bir haramın önümüzde fırsat gibi durduğu bir ortamda, kaybetmemek ibadettir. Bazı durumlarda böyle bir pozisyon pek çok nafileden daha makbul bir ibadete dönüşür.

- ‘Allah görüyor’ ciddiyetinin bir uzantısı da meleklerle beraber olma inancımızdır. Sağımızda ve solumuzda sürekli bizimle bulunan meleklere iman ediyoruz. Onların yaptığımız iyi ve kötü işleri yazdıklarına, yazdıklarının bir gün önümüze konacağına iman ediyoruz. Zamanın uzaması veya –maazallah- iman zayıflığı nedeniyle bu imanımızın pratiğe yansımasında bir gevşeme olsa bile hakikat budur.

-Bu doğrultuda ibadet tarzımızı;

a- Niyetimizin sahihliği,
b- Edamızın şeriata uygunluğu, ibadetimize bidat bulaşmasına karşı hassasiyetimizi,
c- İbadet ortamlarının temiz ve ibadete uygun halde bulunmasını,
d- Mesela camilerin bu gözle bakılan müstesna bir yer olarak bilinmesini,
e- İbadeti eda ederkenki titizliğimizi,
f- İbadetlere süreklilik kazandırma, ibadeti hayatın hücrelerinden biri haline getirmeyi,
g- İbadetin kabulüne karşı korku ve umut dengemizin kurulması açısından, test edebiliriz.


‘Allah görüyor’ anlayışı ile yapılan bir ibadette her şeyden önce:


A- Niyet sahih bir niyettir. Şirkin ve riyanın bulaştığı bir niyetle o kalitede bir ibadet yapılamaz.

B- Yapılan ibadet fıkhına uygun yapılmalıdır. Bidatlerin ve cehaletin etkisinde bir ibadet zahiren ibadet olabilir. Hakikati meçhuldür.


C- Bu ibadet eda edildikten sonra ‘UCUB’ (yaptığını mükemmel görme) hastalığına karşı korunmaya çalışılır. Mümin Rabbinin huzurunda boynu bükük eli açık kalmayı tercih eder.


a1zk1.gif
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Imanimiza Yedi Aşi 6

Imanimiza Yedi Aşi 6

İMANIMIZA YEDİ AŞI-6



divider43.gif


6

عَنْ اَبِى هُرَيْرَةَ رضي الله عنه:قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّي اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
إِذَا نَظَرَ أَحَدُكُمْ إِلَى مَنْ فُضِّلَ عَلَيْهِ فِى الْمَالِ وَالْخَلْقِ, فَلْيَنْظُرْ إِلَى مَنْ هُوَ أَسْفَلُ مِنْهُ. الشيخان

Ebu Hureyre radıyallahu anhın rivayet ettiği
ne göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular:


“Sizden biriniz, malda ve yaratılışta kendisinden daha üstününü gördüğünde, kendisinden daha aşağıda olana da baksın.” Buhari-Müslim

Sağlık testi:


- Dünya bir imtihan yeridir. İmtihanın en ağır olanlarından biri de maişet için gerekli olan mala sahip olmaktır. Mal olmadan hayat sürdürmek hatta iyi bir mümin olmak zordur. Fakirlik ürkütücüdür.


- Sağlıklı ve güzel bir beden sahibi olmak da her insanın arzusudur. Bedensel özürlüler, bedendeki yetersizlikler, başka insanlara göre farklı veya eksik denebilecek yapıda olmak, kimsenin arzu etmediği bir durumdur. Ancak ALLAH, dilediğini dilediği gibi yaratıyor. Kimse kendi zevk ve düşüncelerine göre ve siparişle yaratılmamıştır. Neredeyse hiçbir insan diğerine benzemiyor. Yukarı bakıldığında neredeyse uçsuz bucaksız denecek kadar bir yükseliş, aşağı doğru bakıldığında da aynı şekilde büyük bir mesafe vardır. Herkes bulunduğu yerden yukarı veya aşağı doğru bakıp görebileceği çok şey bulur. Önemli olan ne tarafa ve neden baktığının şuurunda olmaktır.

- Bu mozaik yapı üzerinden;


a- Rabbimizin üzerimizde ve çevremizdeki sayılamayacak kadar çok olan nimetlerini nasıl algıladığımızı, O’nun hiçbir mecburiyeti yokken sadece Latîf ve Vehhab, Kerîm, Rahîm olduğu için üzerimize nimetler yağdırdığını, bin bir hatamıza rağmen rahmetini kesmediğini, bir de bunun ötesinde bedelini ödeyemeyeceğimiz bir cennete bizi davet ettiğinin şuurunda olup olmadığımızı,

b- Bunca nimetin yanında birilerine göre bize biraz daha az sayılacak bir mal vermesinden ya da sıhhatimizi başkalarına göre şu noktadan özürlü denecek halde yaratmasından veya bizim çocuğumuzu başkasının çocuğuna göre biraz daha esmer yaratmasından ötürü -O’nun kaderine sanki itirazımız varmış gibi- bir zihin kargaşası içinde olup olmadığımızı,

c- “Onu vermediyse bunu verdi ya ‘elhamdülillah’, hiç vermese ne yapabilirdim ki?” diyebildiğimizi ya da sanki uzayda boşlukta kalmış gibi hissedip deprenmek yerine, ‘Rabbi olan yalnızlık hissetmez asla!’ diye haykırıp haykırmadığımızı test edebiliriz.





- Malda ve yaratılıştaki bu düzen,

ALLAH’ın kullarını imtihan etmek için kurduğu bir düzendir.
Ne fakir fakirliğinden kaybeder veya kazanır;
ne de zengin zenginliğinden kaybeder veya kazanır.
Ne Züleyha güzelliği ile ihya oldu,
ne Bilal zenciliği ile geri kaldı. Güzellik-çirkinlik,
fakirlik-zenginlik izafi değerlerdir.
Bugün olan, yarın olmayan isimlerdir.
ALLAH’ın rızası doğrultusunda değerlendiremedikten
sonra beyaz olsan ne olur, kara olsa ne olur!


divider43.gif



 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
70
Konum
BURSA
Imanimiza Yedi Aşi 7

Imanimiza Yedi Aşi 7

divider28.gif

7

عَنْ أَنَسٍ رضي الله عنه:قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّي اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
أَكْثِرُوا مِنْ تِلَاوَةِ الْقُرْآنِ فِي بُيُوتِكُمْ, فَإِنَّ الْبَيْتَ الَّذِي لَا يُقْرَأُ فِيهِ الْقُرْآنُ يَقِلُّ خَيْرُهُ يَكْثـُرُ شَرُّهُ, وَيَضِيقُ
عَلَى أَهْلِهِ. الدار قطني


Enes bin Malik radıyallahu anh Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Evlerinizde çok Kur’an okuyun! Zira Kur’an okunmayan evin hayrı azalır, belası çoğalır. O ev, içindekilere dar gelir.” Darekutni


Sağlık testi:


- Kur’an, Allah ile aramızdaki bağımızdır. Kur’an Müslümanlığımızın göstergesidir. Ona uyduğumuz kadar Müslüman’ız. Onu okuyuşumuz, onu düşünüşümüz,
onunla emel edişimiz, onun neşri için gayret edişimiz Müslümanlık denen şeydir.
O bir kenarda iken, ayetleri ölülere tahsis edilmiş; diriler için bir değer ifade etmezken bizim Müslümanlıkta samimiyet iddialarımız ne anlam ifade eder?

- Kur’an sadece cami veya medrese kitabı değildir şüphesiz. Camide ve medresede Kur’an okuduğumuz gibi, iş yerlerimizde ve evlerimizde de Kur’an’la yaşarız. Tatile onunla gideriz.

- Evlerimizin her bireyi ayrı bir Kur’an mükellefi olduğu için hepimizin ayrı bir Kur’an virdi olması gerekmektedir. Onu okumak, onunla amel etmek gibi bir gayretin yanında, evimizdeki her bireyin onu öğrenmesi, onun mücahidleri olması için yoğun gayret sarf ederiz. Bu uğurda gecemizi gündüzümüz yaparız.

- Söz konusu Kur’an’ımız olunca;

a- Onu ne kadar okuduğumuzu,
b- Ona dalıp ne kadar gözyaşı akıttığımızı,
c- Onunla amel etme konusunda nerede olduğumuzu,
d- Onu kaç kişiye öğretmeye vesile olduğumuzu,
e- Malımız ve vaktimizden ona ne kadar ayırdığımızı,
f- Yetişmesinden sorumlu olduklarımızın onu öğrenmelerine ve okuma aşkı sahibi olmalarına karşı neler yapabildiğimizi,
g- Evimizde hangi saatlerin Kur’an saati olarak melekler tarafından yazıldığını,
h- İnsanlığın Kur’an’dan uzak bir hayatı benimsemiş olmasına karşın şahsi sorumluluğumuzu tefekkür edip etmediğimizi,
i- Kur’an ilimlerine sahip olmak için neler yaptığımızı test edebiliriz.


- Kur’an’ı ihmal etmek, uğrunda gayret etmemek,
onu yalnız bırakmak elbette ahirette kuldan sorulacak
bir hatadır. Fakat bu hadis-i şerif başka bir noktaya dikkatimizi çeki-
yor: Kur’ansız kalmak sadece ahirette hesabı sorulacak olan bir gaflet değildir.
Yaşadığımız hayatın huzursuz olması, bunaltan, bereketsiz evlerde yaşamamızın
nedenlerinden biri de Kur’an ile mamur edilmemiş evlerde yaşıyor olmamızdır.
Kişi başına bir oda düşen, modern, müreffeh, mobilya fuarı gibi evlerde
neden daralıyoruz? Avize müzesi gibi evlerde neden içimiz kararıyor?
Neden aile fertleri birbirini görmek istemiyor? Nedir bu bolluk içindeki
kıtlığımız, neyi kaybettik? Bütün teknolojik gelişmelere rağmen
sıhhatimiz tehlikede, soluduğumuz havamız zehirli, binalarımız çürük…
Bulduğumuz, kaybettiğimize değdi mi acaba?

divider28.gif
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt