Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İmanımı Kaybettim :( (2 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
peki birşey daha dünyada birçok çelişki var mesela.Allah bizi bu dünyaya neden getirdi.Tamam kendisine kulluk etmemiz için veya gücünü gösterebilmek için belirli şeyler yaratması gerekiyordu buna en iyi örnek evren ve insanın yaratılışı.Peki bizi neden yakıyor.Kuran-ı Kerim bakıyorum bu sonu böyle olacak bunun sonu böyle olacak tehditten öte bişey yok.

araf 179 : Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır

peki insanlardan birçoğunu cehennem için yarattıysa bu insanların suçu nedir??.Yani kader baştan bellidir herkesin nereye gideceği baştan belirlidir.Yani dünyaya sadece öylesine yaşamak için gönderilmiş bulunuyoruz.Sonumuz belirli o zaman neden yşaıyorumki sadece zevkler ve renkler için..

3.sorum şimdi diyelim bir insan avrupada doğdu hristiyan olarak doğdu.Onun kaderi buydu peki bu insan islamiyeti öğrenmeye imkan bulamadı veya dikkatini çekmedi.Çünkü onlarda şuan bizimki düşünüyo nasıl bir hristiyanlık böyle böyle diyosak onlarda islamiyet için böyle böyle diyolar.Peki bu insanların kaderi böyleyse hristiyan olarak doğmak ve ölmezse veya öğreneme imkanı bulamayıp bu şekilde ölürse o zaman bu dünyada bir haksızlık yokmudur yaratılışda bir çelişki yokmudur ??


insanların suçu suç işlemektir. adalet gereği iyiylik yapanlar iyilikle kötülük yapanlar kötülükle karşılık görecek. hemde her iyilik için 10 kat fazla mükafat vardır , kötülük yapanlar ise ancak yaptıkları kötülük kadar ceza alırlar...zalime iyilikle karşılık vermek de zülümdür ..

geçmiş- şimdiki zaman -gelecek bize nisbette vardır....


"Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; sağlam kaleler içinde olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: “Bu, Allah’tandır” derler; onlara bir kötülük dokunsa: “Bu sendendir” derler. De ki: “Tümü Allah’tandır.” Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiç bir sözü anlamaya çalışmıyorlar? Sana iyilikten her ne gelirse Allah’tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahid olarak Allah yeter. (4 Nisa Suresi - 78/79)

Her şey sonuçta Allah’ın dilemesi ve takdiriyledir. Başlara gelen kötülükler ise kendi elleriyle kazanılması sonucundadır.

Örneğin bir insan elini ateşe soksa eli yanar. Elinin yanması Allah’ın yarattığı kanunlar gereğidir. Fakat elini yakan buna elini sokandır. Sorumluluk elini sokan insandandır; ama onun elini yakan bu doğa kanunlarını yaratan Allah’tır.

ben İslamı kabul etmiş bir insanım ailem dindar değillerdi, babam müslümandı annem hristiyan...
14 yaşında İslamı öğrendim ve kabul ettim...İslamı kabul etmeme sebeb Fatihanın ilk ayeti idi yani "hamd Alemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur"..şu anda 10 yıldır Müslümanım elhamdü lillah Allaha yalvarırım son nefesimide imanlı olarak vermek için
İslamı kabul eden bir sürü arkadaşım var..

Allah dileyene verir, Abdülkadir Geylani (ks) der ki şu ayeti tefsir ederken : "Allah dilediğini imha eder tesbit eder Ümmü Kitab Onun elindedir" Kaderi yazan onu değiştirebilir...Resulullah (sav) da der "dua kaderi değiştirebilir"..

Güç ve kuvvet ancak Allahındır , sana Allah güç verdi, irade gücü, seçme hakkı kara ile ak arasında ...gönül verdi aklı verdi sen söz verdin ,ıspatlamakla mükellefsin..
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
evet o ayetle ilgili ayetlerin öncesi ve sonrası da vardır...

estaizubillah bismillah

Araf
171 - Hani bir zamanlar biz o dağı gölgelik gibi tepelerine çekmiştik de üzerlerine düşüyor zannettikleri bir sırada demiştik ki; "size verdiğimiz kitabı kuvvetle tutun ve içindekini hatırınızdan çıkarmayın, umulur ki korunursunuz."

172 - Bir de Rabbin, Âdemoğullarından, bellerindeki zürriyetlerini alıp da onları kendi nefislerine şahit tutarak: Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" dediği vakit, "pekâlâ Rabbimizsin, şahidiz" dediler. (Bunu) kıyamet günü "Bizim bundan haberimiz yoktu." demeyesiniz diye (yapmıştık).

173 - Yahut, atalarımız daha önce şirk koşmuşlardı. Biz onlardan sonra gelen bir nesil idik, şimdi o batıl yolu tutanların yaptıkları yüzünden bizi helâk mi edeceksin, demeyesiniz diye (yapmıştık).

174 - Ve işte biz, âyetleri böyle ayrıntılı olarak açıklıyoruz ki, belki dönerler.

175 - Onlara, kendisine âyetlerimizi sunduğumuz o adamın kıssasını da anlat; âyetlerden sıyrılıp çıktı, derken onu şeytan arkasına taktı, en sonunda da helak olanlardan oldu.

176 - Ve eğer dileseydik onu o âyetlerle yüceltirdik, fakat o alçaklığa saplandı kaldı ve kendi keyfinin ardına düştü. Artık onun ibret verici hali o köpeğin haline benzer ki, üzerine varsan da dilini uzatır solur, bıraksan da solur. İşte bu, âyetlerimizi inkâr eden kavmin misalidir. Bu kıssayı iyice anlat, belki biraz düşünürler.

177 - Âyetlerimizi inkâr edip, sırf kendilerine zulmeden o kavmin hali ne kadar kötüdür!

178 - Allah kime hidayet ederse, o hidayete erer, kimi de dalalette bırakırsa, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileri olurlar.

179 - Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir.

180 - Oysa en güzel isimler Allah'ındır. Bundan dolayı Allah'a onlarla dua edin. Onun isimlerinde sapıklık eden mülhidleri (inkârcıları) terkedin. Onlar yakında yaptıklarının cezasını çekecekler.

181 - Yine bizim yarattığımız insanlardan öyle bir ümmet var ki, onlar hakka yol gösterirler ve o hak ile adaleti yerine getirirler.

182 - Âyetlerimizi inkâr edenlere gelince, biz onları, bilemiyecekleri yönlerden derece derece düşüşe yuvarlayacağız.

183 - Ayrıca ben onlara mühlet de veririm. Fakat benim tuzak kurup helâk edişim pek çetindir.

184 - Onlar arkadaşlarında herhangi bir cinnet bulunmadığını hiç düşünmediler mi? O, açık bir uyarıcıdan başka biri değildir.

185 - Allah'ın göklerdeki ve yerdeki mülkiyet ve tasarrufuna, Allah'ın yaratmış olduğu herhangi bir şeye ve ecellerinin gerçekten yaklaşmış olması ihtimaline hiç bakmadılar mı? Artık bu Kur'ân'dan sonra başka hangi söze inanacaklar.

186 - Allah kimi saptırırsa onu yola getirecek bir kimse yoktur. O, onları kendi hâllerine bırakır ve kendi azgınlıkları içinde yuvarlanıp giderler.

187 - Sana, ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar. De ki; onun bilgisi yalnızca Rabbimin katındadır. Onu tam vaktinde koparacak olan O'ndan başkası değildir. Onun ağırlığına göklerde ve yerde dayanacak bir kimse yoktur. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu çok iyi biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki, onun bilgisi Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

188 - De ki, ben kendi kendime Allah'ın dilediğinden başka ne bir menfaat elde etmeye, ne de bir zararı önlemeye malik değilim. Ben eğer gaybı bilseydim daha çok hayır yapardım ve kötülük denilen şey yanıma uğramazdı. Ben iman edecek bir kavme müjde veren ve uyaran bir peygamberden başka biri değilim.



Onları Allahü Teala yarattı kulluk için , onlar ise kul olmak yerine küfretti cehennemlik olmak için , cehenneme odun olmak için yaşam sürüyorlar bu nankör sürüleri
 

fidanras

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2008
Mesajlar
126
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Ateist miydim neydim bilmiyorum.
Seni gayet iyi anliyorum.
Eğer (Hz. MUhammed'e) inanirsan , Tüm bu sorularinin cevaplari öylesine sacma bulacaksin ki kendine sasiracaksin...

Kendine şaşacaksın.Ben ne saçma seyler pesine düsmüsüm diye...
Eger vaktin varsa gel senle konusalim...

Hani diyorlar ya "sen giderken ben dönüyordum." :)

Dedim ya ben belki de daha beteriydim..Sen en azından Allahı kabul ediyorsun.
Seni gayet iyi anliyorum.Aslinda böyle kendini daha güclü hissediyorsun.İnan bana. :)
 

ReisulKurra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ara 2007
Mesajlar
414
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
selamun aleykum

bir göz açıp kapayacak kadar kısa sürede bile şeytan imanınızı alabilir...

Birgün şeytan bir adama kafayı takıyor, ve tam 60 yıl boyunca o adamın imanını almaya çalışıyor ama başaramıyor, sonra aklına bir fikir geliyor, ve hocanın talebesi olarak genç bir yaşta güzel yüzlü bir insan kılığına girip onun cemaatine katılıyor talebesi oluyor, tabi kısa bir süre içindede gayet güzel fikirler bilgiler öne sürüyor ve hocanın dikkatinide çekiyor, daha sonra 3-4 ay gibi bir süre içerisinde bir kaçta keramet gösteriyor, hoca iyice şaşırıyor bu durumlara kendisi 60 yılı aşkındır hoca olmasına ramen hiç keramet gösteremiyor, velhasıl kelam hoca şeytana soruyor sen nasıl bukadar kısa sürede keraamet gösterdin diye şeytanda hocaya çok basit diyor istersen sana öğretirim hoca tamam öğret diyor kabul ediyor, diyorki şeytan ben bundan 1 - 2 sene öncesine kadar hertürlü pisliği yapardım içki içerdim adam öldürürdüm zina yapardım sonra bi tevbe ettim ve bütün günahlardan arındım allah'ta bana keramet gösterme gücü verdi diyor, sende keramet göstermek istiyorsan bu günahları işle sonrada tevbe et diyor, hoca ilk başta kabul etmiyor ama şeytan ufak ufak vesvese vere vere hocanın aklını çeliyor ve hoca birgün gidiyor bir meyhaneye, oturuyor ve kendine bir içki söylüyor sonra meyhanede güzel bi kadın yanına geliyor ve diyorki banada bi içki ısmarlarmısın diyor, oda kabul ediyor bir içki ısmarlıyor, sonra içiyorlar ve kadın diyorki sen bana içki ısmarladın bende bu iyiliğini karşılıksız bırkamayayım diye adamı evine götürüyor, neyse bunlar aynı odadalarken birden içeri kocası giriyor, adam bağırıp çağırıyor o sırada bizim adam kadının kocasını yitiyor adam düşüp ölüyor, neyse bizim adamı götürüyorlar mahkemeye diyorlarki şeri kanunları bilirsin adam öldürmenin cezası idam dır, ve idamla yargılıyorlar neyse çıkarıyorlar dar ağacına bizim şeytan karşısına geçiyor sonra dar ağacındayken diyorki bak nasıl kandırdım seni, önce içki içtin sonra zina yaptın birde cinayet işledin katil oldun, gel sen bana imanını ver ben seni kurtarayım bir keramet gösterip bu dar ağacından diyor adam olmaz diyor ilk başta ya bak bisürü günaha girdin diyor şeytan gel bak gözünü aç kapat imanımı verdim de seni kurtarayım tevbe edecek zaman bulursun en azından diyor, hoca bakıyor dar ağacında başka çıkar yolu yok gözüyle açıp kapatarak verdim diyor, o sırada cellat vuruyor sandalyeye ve bizim 60 yıllık hoca imansız bir şekilde ölüp gidiyor...
 

g.yaralı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Nis 2008
Mesajlar
25
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
peki birşey daha dünyada birçok çelişki var mesela.Allah bizi bu dünyaya neden getirdi.Tamam kendisine kulluk etmemiz için veya gücünü gösterebilmek için belirli şeyler yaratması gerekiyordu buna en iyi örnek evren ve insanın yaratılışı.Peki bizi neden yakıyor.Kuran-ı Kerim bakıyorum bu sonu böyle olacak bunun sonu böyle olacak tehditten öte bişey yok.

araf 179 : Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır

peki insanlardan birçoğunu cehennem için yarattıysa bu insanların suçu nedir??.Yani kader baştan bellidir herkesin nereye gideceği baştan belirlidir.Yani dünyaya sadece öylesine yaşamak için gönderilmiş bulunuyoruz.Sonumuz belirli o zaman neden yşaıyorumki sadece zevkler ve renkler için..

3.sorum şimdi diyelim bir insan avrupada doğdu hristiyan olarak doğdu.Onun kaderi buydu peki bu insan islamiyeti öğrenmeye imkan bulamadı veya dikkatini çekmedi.Çünkü onlarda şuan bizimki düşünüyo nasıl bir hristiyanlık böyle böyle diyosak onlarda islamiyet için böyle böyle diyolar.Peki bu insanların kaderi böyleyse hristiyan olarak doğmak ve ölmezse veya öğreneme imkanı bulamayıp bu şekilde ölürse o zaman bu dünyada bir haksızlık yokmudur yaratılışda bir çelişki yokmudur ??

çok şaşırdım böyle bişeyi duydugum için düşüncesi bile korkunç insanı şirke götürür bırak bu dünyayı öteki dünyanı karartma yazık ona kalırsa ALLAH' ın bizim gibi kullarına onu inkar etmek için bahneler arayan insanlara ihtiyacımı vardı ona ibadet eden melekler yokmuydu niye yarattı insanı o zaman çok şükür rabbim hiçbir zaman bu tür düşüncelerle kafamı karıştırmadın şeytanı musallat etmedin sende izin verme buna arkadaşım bir ara bende kader konusuna takılmıştım ama çok şükür onuda RABBİM ve sagolsun benden daha iyi biken arkadaşlar sayesinde atlattım. hayırlı akşamlar. bunlar bahane olamaz kurtul çok basit nedenlerle bu tür düşünceleri sokma beynine daha genceciksin neen hayatta kötü şeyler olunca ALLAHtan geldi diyıruzda iyi şeyler olunca ben yaptım başardım diyoruz acısıyla tatlısıyla zorda olsa senden gelene razıyım Rabbim. daha çok gençsin belki daha çok şeyler yaşayacaksın birde ölüm var ne zaman nerde kimbilir o yüzden biran önce tövbe et kurtul bu düşüncelerden izin verme şeytanın vesvesesine....
 

deist

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Okudukça biraz bişeyler değişmeye başladı..Şimdi sizce ne yapmam lazım ilk olarak şahadet getirip bir gusül abdesti almak sonrasında ne yapmam lazım yardım edermisiniz kuran okumayı falan biliyorum yani rahatlama biraz daha Allaha yakınlaşmak için neler yapmalıyım neler okumalı neler yapmalıyım yardım edermisiniz...??
 

deist

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Ateist miydim neydim bilmiyorum.
Seni gayet iyi anliyorum.
Eğer (Hz. MUhammed'e) inanirsan , Tüm bu sorularinin cevaplari öylesine sacma bulacaksin ki kendine sasiracaksin...

Kendine şaşacaksın.Ben ne saçma seyler pesine düsmüsüm diye...
Eger vaktin varsa gel senle konusalim...

Hani diyorlar ya "sen giderken ben dönüyordum." :)

Dedim ya ben belki de daha beteriydim..Sen en azından Allahı kabul ediyorsun.
Seni gayet iyi anliyorum.Aslinda böyle kendini daha güclü hissediyorsun.İnan bana. :)
görüşme imkanımız varmı bu arada ??msn veya diğer yollarla
 

seastar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2008
Mesajlar
71
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
selamün aleyküm kardeşim

şeytanın vesveselerinden kurtulmak için mutlaka gün boyunca adestli gez aklına gelen vesvelerde hemen besmele çek Allah'a tevekkül et Teslim ol dua et bol bol elinden geldiğince selavat ve tevhidi bırakma. nas ,felak ve Ayetel kürsi oku. Seni vesveselerden koruyucaktın Rabbim izni ile inşallah yapmam gereken Rabbimden Kalbin ile istemek herşey yoluna giricekdir inşallah.. Sana akıl vermek değildir niyetim sadece bu düşüncelerden kurtunmamdır..

Allah'a emanet ol
 

BULENT TUNALI

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
2,307
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Konum
BURSA-m.k.paşa
Web Sitesi
www.bilsankimya.com
Okudukça biraz bişeyler değişmeye başladı..Şimdi sizce ne yapmam lazım ilk olarak şahadet getirip bir gusül abdesti almak sonrasında ne yapmam lazım yardım edermisiniz kuran okumayı falan biliyorum yani rahatlama biraz daha Allaha yakınlaşmak için neler yapmalıyım neler okumalı neler yapmalıyım yardım edermisiniz...??

ŞİMDİ SENİN İÇİN ALIŞMKTA ZOLANACAĞIN BİR DÖNEM BAŞLIYACAK NEFİSLE MÜCADELE.KUR'AN OKUMAYI BİLİYORSUN NE GÜZEL.BİRAZ KUR'AN OKU.SONRA ÖĞLE NAMAZI İÇİN CAMİYE GİT.CEMAATLE NAMAZ KIL.CEMAATİN İÇİNDE Kİ O MANEVİ HAVA SENİ RAHATLATACAK,İÇİNTE TARİFİ OLMAYAN BİR HUZURU HİSSEDECEKSİN.
GURUR MESELESİ YAPMADAN GİTTİĞİN CAMİNİN İMAMI İLE BİR KONUŞ.MUTLAKA ELİNDEN TUTACAKTIR.İMAMLARIMIZ BİZİ KARANLIKLARDAN AYDINLIKLARA TAŞIYAN EN YOL ARKADAŞLARIMIZDIR.İMAMLAR SADECE NAMAZ KILDIRMAKLA MÜKELLEF DEĞİL.DİNİMİZİ ÖĞRETMEKLEDE MÜKELLEFTİR
ÖNEMLİ OLAN SABIR.YAPTIKLARINI SİNDİREBİLME.BİRDEN TÜM İBADETLERİ YAPMAYA ÇALIŞMAN NEFSİNE ZOR GELECEKTİR.BELKİ SIKILIP VAZ GEÇMENE BİLE SEBEP OLABİLİR.YAVAŞ YAVAŞ ÖĞRENMEYE ÇALIŞ.ZATEN İBADETİN O TATLI HUZURUN TADINI ALDIKÇA ZAMANLA DAHA ÇOK İBADET YAPMAK DAHA ÇOK HUZUR BULMAK İÇİN MUTLAKA BİR ÇABA İÇİNE GİRECEKSİN.ALLAH KOLAYLIK VERSİN.HAKKINDA HAYIRLISINI NASİP ETSİN İNŞALLAH
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
İnanç Boşluğu...

İnanç Boşluğu...

ASR-I SAADET DÖNEMİNDEN......


MÜŞRİK OLAN BİR KİŞİ, BİR GÜN Hz ALİ İLE DİN KONUSUNDA MÜLAHAZADA BULUNUR.

ADAM DER'Kİ
YA ALİ, BİZ'Mİ ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLECEĞİZ
AHİRET DİYORSUN, CENNET CEHENNEM DİYORSUN, BÜTÜN BUNLARA GERÇEKTEN'Mİ İNANIYORSUN..?


HZ ALİ
BEN, İNANDIĞIM DİNİMİN GEREKLİLİKLERİNİ YERİNE GETİRİYORUM.
SEN İSE İNANMIYORSUN.

ALLAH (cc) HER İNSANA TAKDİR ETTİĞİ SÜRE KADAR YAŞADIKTAN SONRA ÖLDÜK.

SENİN DEDİKLERİNİN BİR AN DOĞRU OLDUĞUNU DÜŞÜNEREK,
YANİ HER HANGİ BİR SORGU SUAL YOK, BEN DÜNYA HAYATINDA İNANDIĞIM DİNİMİN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRDİĞİM İÇİN HER HANGİ BİR SEVAP KAZANMADIM HER HANGİ BİR CEZAYADA ÇARPTIRILMADIM.

ÖYLE YA, SENİN İNANCINA GÖRE NE BİR ŞEY KAYBETTİM NEDE BİR ŞEY KAZANDIM DEĞİL Mİ..? DER.


ADAM, EVET HİÇ BİR KAZANCIN VE KAYBIN OLMAZ.


HZ ALİ, TARİHİ CEVABINI VERİR.

PEKİ..... YA BENİM DEDİKLERİM ÇIKARSA..!!!!

ADAM, O ZAMAN YANDIM YA ALİ......!!!
DOĞRU SÖYLÜYORSUN AHİRET HAYATI TESADÜFLERE BIRAKILMAMALI.



ALLAH'A EMANET OLUNUZ

 

Leyla_Ebedi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2008
Mesajlar
331
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
değerli kardeşim yazınızı okuyunca inanın çok üzüldüm ..Rabbim yardımcınız olsun Hidayete erenlerden eylesin ve bunda sabit kılsın iman ile rızası ile alsın hepimizi de yanına inşallah,..

Kardeşim öncelikle sabit bir şekilde dünyanın geçiciliğine inanmalıyız . bu dünya imtihan sınav yeri . elbet bir sonu var ..hiçbirimiz de kalıcı değiliz ölümün ne zaman yakalıycağıda belli değil .. Rabbim bizi boşu boşuna yaratmadı .. Hadis-i Kudside buyrulur ki "Bilinmezdim bilinmeyi özledim" bu dünya oyun ve oyalanmadan başka bişey değil .. Mallarımızla canlarımızla herşeyimizle imtihana tabi tutuluyoruz ..Rabbim kaldıramıycağımız yüklerle imtihan etmesin inşallah . Ölüm Hak bunu biliyoruz ve kaçış kurtuluş yok ! ecel saati de belli değil yalnız Rabbim bilir ..o halde ölüm yokoluş değildir. bir Ebedi hayat var diyorsunuz ki Kur'an-ı Kerim mealini okudum .. o halde Rabbimin ayetlerini nelerde bizi ikaz ettiğini nelerden sakınmamız gerektiğini , neleri yaparsak günahkar olup cehennemlik neleri yaparsak da ebedi bir cennet hayatının verileceğini biliyorsunuz .. Her şeyden önce önemli olan Müminler için Hak rızasıdır .. yoksa hayalimiz cennet değil Rabbimin rızasına ve cemalini görenlerden olmaya talibiz . Tek korkumuz imansız gitmek Allah muhafaza .. bunun içinde burada yani geçici olan dünyada tam bir kulluk bilincinde yaşayabilmek olabildiğince Kur'an a ve hadislere sarılmak buna göre hayatımızı yaşayabilmek Rabbime kul olabilme bilinci içerisinde TAKVA ehli olmaya çalışarak. anladığım kadarıyla yeterince dini bilgilere sahipsiniz okumuşsunuz . size gereken vesveselerden uzaklaşarak Allah'a sığınmak dua etmek .
AKLIN YETMEDİĞİ YERDE İMAN DEVREYE GİRER . kafanızı rastgele kitaplar okuyarak doldurmayın .. çelişki veren bilgilerden kaçının .. tek doğru Kur'an-ı Kerim ve Hadisi şeriflerdir .. onların ışığında yazılmış Risaleler Tefsirler fıkıh kitapları .. ve tanınmış alimlerin eserleridir .. Hz. Mevlana . İmam Gazali gibi. Evliyaların hayatlarını okuyun . yada dinleyin ..Hakikatkitapevi diye bir site var ordan dinleyebilirsiniz

14 - Göklerin ve yerin mülkü Allah'indir. O, diledigini bagislar diledigini azaplandirir.
Allah çok bagislayan çok merhamet edendir. (Fetih)

Rabbim doğru yoldan ayırmasın inşallah .
Bu zorlu yolun bu imtihanların sonunda kazananlardan olmanız dileğimle
Selam ve dua ile
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Okudukça biraz bişeyler değişmeye başladı..Şimdi sizce ne yapmam lazım ilk olarak şahadet getirip bir gusül abdesti almak sonrasında ne yapmam lazım yardım edermisiniz kuran okumayı falan biliyorum yani rahatlama biraz daha Allaha yakınlaşmak için neler yapmalıyım neler okumalı neler yapmalıyım yardım edermisiniz...??

evet ilk önce şehadet getirmeli, güsül badesti almalı, fıkıh , ittikad kitablarını okuyup biraz bilgi edinmelisin, namaz kılmaya bak, burada biraz bahsediliyor :

Ahir zaman fitnesine aldanarak yukarda bahsedilen “İslam akaidine göre küfür olan hallere" düşen bir Müslüman ne yapmalıdır?

Derhal "tecdid-i iman" yapmalı, tevbe ve istiğfar etmelidir. Nikahını da yenilemelidir. "Eşhedü en lailahe ilallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Rasûlühü" diyerek imanını tazelemeli ve gusül abdesti almalıdır. Böyle bir küfrü irtikab etmekle ibadet ve salih amelleri boşa çıktığı için, tecdid-i imandan sonra çok daha hassas olmalı, Rasûlullah Efendimize bolca salat ve selâm getirmeli, dili hep Allah'ın zikri ile ıslak kalmalıdır .
(A.Z. Gümüşhanevî, Camrül Mütûn, c.1, Elfaz-ı Küfür, b. 2; Muhammed b. İsmail er-Reşîd, Tehzib'ü Risalet'il Bedri'r-Reşîd fi Elfâz'il Mükeffirat, vr 22, Yahya bin Ebi Bekr, Esir'ul-Melahide, vr8b)

Bakara Suresi, 159-160-161 -162: "İndirdiğimiz açık delilleri ve şu Kitap (Kur'an-ı Kerim)'de insanlara apaçık gösterdiğimiz hidayet yolunu gizleyenlere hem Allah, hem de bütün lanet ediciler lanet eder."
"Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başka... Zira ben onların tevbelerini kabul ederim; Ben tevbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeyenim.""(Hak ile gönderdiğim Muhammed'imizi ve ayetlerimizi) inkâr etmiş ve kâfir olarak ölmüşlere gelince, işte Allah'ın, meleklerin ve tüm insanların laneti onların üzerinedir. Onlar ebediyen lanet içinde kalırlar. Artık ne azapları hafifletilir, ne de onların yüzlerine bakılır."
Al-i Imran, 102: "Ey iman edenler, Allah'tan O'nun azametine yaraşır biçimde korkun ve sadece ve sadece "Müslümanlar" olarak ahirete göç edin..."
Yukarıda Dinlerarası diyalog bölümünde değindiğimiz konular ve küfür halleri, hem dini ve milli bütünlüğümüz bakımından, hem de ebedi olan ahiret hayatımız açısından çok ciddi bir tehlike ve itikadî sapma olduğu aşikardır..
Mehmet Emin Koç
E. Müftü
İlahiyatçı yazar
" Tecvidli Kuranı Kerim elifbası ve Temel dini bilgiler "kitabından alıntı

Allah encamımızı hayır eylesin


tamamını da buradan okuyabilirsin :

http://forum.islamiyet.gen.tr/fikih...sunnet-akaidine-gore-dinlerarasi-diyalog.html
 

u.balci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 May 2008
Mesajlar
17
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
İnancı şeytan bozar kafana çelişki sokar hemen hepimiz yaşamışızdır az da olsa tereddüt(yaşamayanlar vardır)ama o anda tövbe edip kendimize geldiysek Allah afetmiştir inşallah.Hayatta karşılaştığın iyi ve kötü olayların Allahtan geldiğine inan bir şrkilde senin sınavın bu biz bu dünyaya sınav için geldik hepimiz sınavdayız kimilerimize zor kimilerimize kolay .bu sınavı sabırla ve inançla başaracağız hepimiz .içindeki kuşkuları yok et önce Allahın varlığına kesin inan ve olanları sorgulama bu neden böle olmuş dedinmi karışır vardır bundada bir hayır de Allahın bildiği bizimkinden iyidir de ama hiçbir zaman bu neden böyle olmuş deme olacak oluyor engelleyemeyi son olarak her zaman herşeye şükret ,sabret, sorgulama
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Herkese Lâzım Olan İmân

Herkese Lâzım Olan İmân

Merhabalar islamiyet.gen.tr sakinleri...
Şuan 18 yaşında obsesif-kompulsif+anksiyete hastasıyım.5 vakit namazını kılan,ibadetlerini yapmaya çalışan aileden geliyorum.1 sene önce müslümandım.Ama hastalığımın artmasıyla birlikte sürekli bir tedirginlik + sorgulama içerisine girdim.En sonunda deist olarak kaldım.Bir yaratıcının olduğuna inanıyorum ama inanç konusu saçma geliyor.Bu dünyada iyiye,güzele,erdeme yöneldikten sonra normal bir dua ile yaratıcıya teşekkür etme ile bu dünyada neden yaşanmasınki.Sürekli bir çelişki içerisindeyim.
Evet içki içmem,sigarada içmem kendime zarar vermem.İnsanlara insan gibi davranırım.Bazı şeyler olduğunda yaratıcıya bir teşekkür babında bir dua ederim.Her zaman hayırlı işlere kendimi adarım bu şekilde yaşarım.Düşünce olarak buna sığınıyorum ve bu şekilde yaşıyorum.Lütfen yardım edin nabıcamı şaşırdım.Şuana kadar Kuran-ı Kerim'in mealini okudum,Risale-i Nur,Dini bilgiler kitapları ,İncil falan filan okumaya çalıştım.Farklı dinlerden insanlarla görüştüm tanıştım.Din konusunun sadece insanları kontrol almak için Tanrı tarafından gönderilmiş veya insanlar tarafından uydurulmuş kurallar olduğunu düşünüyorum ve bu dünyada yukarıda belirttiğim gibi iyiye güzele hayırlı işlere yönelmekle herşeyin yeterli olacağnın farkına vardım..Lütfen bana yardım edin kendimle okuduklarımla herşey çok çelişiyor ne yapacağımı şaşırdım...Güzellikler sizin olsun Allah sizin yanınızda olsun...:gulegule


Allahü teala yardımcınız olsun. Zor bir hadise . Ama şunu unutmamalı . Allahü teala kullarına bir ömür boyu mühlet veriyor. Bunu neticesinde iman ve inkar oluyor. Sonsuz cennet veya sonsuz cehennem. Çünkü dünyada ebediyyen yaşasa idi ebediyyen inkar edicekti !!!

Bir yaratının varlığına inanıyorum diyorsunuz. Evet buna inanıyorsanız sizin için bu yaratıcıdan daha üstün bir varlık olmaması lazım gelir. Bu yaratıcının rızasını ve sevgisini kazanmakdan daha mühim bir şey olabilirmi.???

Size bir kitap tavsiye etmek istiyorum. Bugüne kadar okuduğunuz kitablardaki bilgileri bir kenara koyarak okumanızı tavsiye ediyorum. Kitabı okuyacağınız linki gönderiyorum. Arzu ederseniz aynı adresden kitabı siparişte verebilirsiniz. Yanlış anlamayın sakın 2-3 ytl birşey. Zaten arzu ederseniz bedavada gönderirler. Bunu okumadan kabre girmeyin derim.

Link aşağıdadır.

04-Herkese Lâzım Olan Îmân
 

Hakendiş

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Nis 2008
Mesajlar
112
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Selamün Aleyküm kardeşim Allah şifa versin.


Bir arkadaş daha vardı diğer konuda böyle senin gibi sorgulayan, ona da söyledim, insanlar şeytanın ne derece dehşetli bir düşman olduğunun farkında değil. Okyanusun ortasında susuz bırakıyor insanı. Etrafımızdaki her şey Allah'ın varlığını gösteriyor. İmanî olgunluğa tam olarak kavuşmadan önce bu tarz sorgulamalar olabiliyor. Aslında bu tarz aşırıya gitmeden kendi içimizde yaptığımız sorgulamalar bir bakıma faydalı... Çünkü doğru olanı tam kaynağından öğrenip bütün şüphelerden arınıp, hakiki imana kavuşma açısından sonucu faydalı olabilir. Yeterki ümidimizi yitirmeyelim. İyi niyetli olursak Allah kapıları açacaktır. En başta Allah'a iman noktasında aklımızı ve kalbimizi bütün şüphelerden arındırmalıyız. Yoksa şeytan zihnimizi rahat bırakmaz ve çok açık meselelerde, ayrıntılarda boğuluruz.

Öncelikle iyilik, iyi olmak nedir? Dünya yüzünde iyi olmayan bir insan var mı? Her insan kendi özünde iyidir. Hiç olmazsa iyi bir yönü vardır. Cennete girmek için insanlara karşı iyi olmak, insanlara, çevreye pozitif bakmak, hiç kimseye kötülük yapmamak yeterli değildir. Yani bunlar doğrudur, böyle olmayı zaten dinimiz emrediyor. Ama esas olan, bizim Allah’a olan iyi niyetimizdir. Bir insan Allah’ı inkar etmiş, ama dünyada insanlara dünya kadar iyilik etmiş; dünyada mükafatını görür ama ahirete bir şey kalmaz. Eğer bunlarla beraber imanı da varsa esas o zaman hem dünyada hem ahirette mükafatını görür. Bizim ölçütümüz Kur’andır. Kur’an’ın ahlakî ölçütüdür. Kur’an ahlâkı, Peygamber ahlâkı olmazsa dünyada her kafadan bir ses çıkar. Ve nefisperest insanlar kendi çıkarları doğrultusunda ahlak kuralları belirler. Herkes kendi ahlakını yaşardı. Nitekim Kur’an ve Peygamber(a.s.m.) ahlakından bîhaber olan Avrupa gibi… Her türlü sapıklığın meşrulaştırılmasına kadar kendi hevalarına göre ahlak düzeni oluşturma çabasındalar. Kur’an ve Peygamber(a.s.m.), insanlık için öyle büyük bir nimet ki tarif edilemez.



Allah'ın(C.C.) bu kainatı ve insanlığı yaratmasında muhakkak bir hikmet var. İstersen burada bunu derinlemesine sayfalarca irdeleriz. İnsanlığın amacı nedir? Allah'ın, yarattığı bu kainat vasıtasıyla, bu kainatta tecelli eden Allah'ın isimlerini müşahede edip O'nu tanımak... Ve Allah'a Allah olduğu için layıkıyla ibadet etmek... Buradaki ölçütümüz de Hz. Muhammed(A.S.M.)'dir. Eğer yeryüzünde İslam diye bir din olmasaydı ve Allah, diğer dinlerle ve peygamberlerle kendi varlığını bizzat insanlara gösterip onlardan ne istediğini bildirmeseydi insanlar nasıl yaşayacağını nasıl ibadet edeceğini, Allah'ın bizden ne istediğini çözebilirler miydi? Ve dikkatinizi çekerim, ortada şeytan gibi bir düşman da varken... Mümkün müydü? Tarih boyunca aklın dahileri gelmiş platonlar, aristolar, einşteinlar vs. bulabilmişler mi? Bilimin ilerlemesiyle bazı yabancı bilim adamları bir yaratıcı var diye hükmedebilmişler ama asıl İslam'ın hakikatlerini yani esas yaratılış amacımızı keşfedebilmişler mi? Hayır! Madem böyle muazzam bir kainat ve o kainata musahhar bir vaziyette yaratılan küçük bir evren hükmündeki insan da kendi vücutlarında işleyen kanunlarla bizzat Allah'ın sonsuz isimlerini gösterip O'nun varlığını apaçık bir şekilde gösteriyor. O zaman böyle bir Allah'ın, elbetteki bu kainatı ve insanlığı boşuna yaratmayacağı ve insanın da çok ciddi bir yaratılış gayesi olduğu da ortadadır. Hiç mümkün müdür ki Böyle sonsuz Rahîm(merhametli), sonsuz Kerîm(ikram sahibi), sonsuz Adl(adaletli) bir Yaratıcı, bu kainatı ve insanlığı yaratsın da, insanlıktan ne istediğini Kur'an gibi büyük bir ikramla, büyük bir rahmetle insanlara bildirmesin? İnsanlığı keşmekeş içinde bıraksın? Haşâ ve kellâ... İnsanlıktan nasıl olmaları gerektiğini, nasıl bir insan profili içine girmeleri gerektiğini; yine insanlık için büyük bir rahmet olan, ikram olan büyük ve örnek bir şahsiyetle yani Hz. Muhammed(a.s.m.) gibi bir Zat'la göstermesin?

Muhterem Üstadımızın Risale-i Nur'daki birebir Kur'an tarifine bakalım.


"Birinci cüz': KUR'AN NEDİR? Târifi nasıldır?

Elcevab: (Ondokuzuncu Söz'de Beyân edildiği ve sâir sözlerde isbat edildiği gibi) Kur'an, şu kitab-ı kebir-i kâinatın(büyük kainat kitabının) bir tercüme-i ezeliyesi.. ve âyât-i tekviniyeyi(yaratılış delilleri) okuyan mütenevvi(çeşitli) dillerinin tercüman-ı ebedîsi.. ve şu âlem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri... Ve zeminde ve gökte gizli Esmâ-i İlahiyenin mânevî hazinelerinin keşşâfı(keşfeden).. ve sutûr-u hâdisâtın altında muzmer(gizli) hakaikın(hakikatin) miftahı(anahtarı).. ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı.. ve şu âlem-i şehadet perdesi arkasında olan âlem-i gayb cihetinden gelen iltifatat-ı ebediye-i Rahmâniye ve hitâbât-ı ezeliye-i Sübhâniyyenin hazinesi.. ve şu İslâmiyet âlem-i mânevîsinin güneşi, temeli, hendesesi.. ve avalim-i uhreviyenin(ahiret alemleri) mukaddes haritası... Ve Zât ve Sıfât ve Esmâ ve şuun-u İlahiyenin kavl-i şârihi(açıkayan söz), tefsir-i vâzıhı, bürhân-ı katıı(açık delili), tercüman-ı sâtıı(parlak tercümanı)... Ve şu âlem-i insâniyetin mürebbisi(terbiye edicisi).. ve insâniyet-i kübrâ olan İslâmiyetin mâ(su) ve ziyâsı.. ve nev-i beşerin hikmet-i hakikiyesi.. ve insâniyeti saadete sevkeden hakikî mürşidi ve hâdîsi... ve insana hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı hikmet, hem bir kitab-ı ubûdiyet, hem bir kitab-ı emir ve davet, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem bütün insanın bütün hâcât-ı mâneviyesine(manevi hacetlerine) merci' olacak çok kitabları tâzammun eden(içine alan) tek, câmi' bir KİTAB-I MUKADDES'tir. Hem bütün evliya ve sıddıkîn ve urefa ve muhakkikînin(hakikati ortaya çıkaran) muhtelif meşreblerine ve ayrı ayrı mesleklerine, her birindeki meşrebin mezâkına lâyık ve o meşrebi tenvir edecek ve herbir mesleğin mesâkına(yerine) muvafık(uygun) ve onu tasvir edecek birer risale ibraz eden mukaddes bir kütübhane hükmünde bir Kitab-ı Semâvî'dir." (Risale-i Nur Külliyatı,(Sözler) 26. Söz)


Kardeşim bu Mucizât-ı Kur'aniye bu kadar değil Risale-i Nur'daki 25. söz, çok harikadır, devamını okuyabilirsin.

Şimdi de Mucizât-ı Ahmediye'den bir yer yazalım. Bakalım Bediüzzaman Hazretleri(r.a.), Peygamber Efendimizi(a.s.m.) nasıl tarif etmiş.

"BİRİNCİ NÜKTELİ İŞARET: Şu kâinatın sahib ve mutasarrıfı(tasarruf eden) elbette bilerek yapıyor ve hikmetle tasarruf ediyor ve her tarafı görerek tedvir(döndürme, idare etme) ediyor ve her şey'i bilerek, görerek terbiye ediyor ve herşeyde görünen hikmetleri, gayeleri, faideleri irade ederek tedvir ediyor. Mâdem yapan bilir; elbette bilen konuşur. Mâdem konuşacak, elbette zîşuur(şuur sahibi) ve zîfikir(fikir sahibi) ve konuşmasını bilenlerle konuşacak. Mâdem zîfikirle konuşacak, elbette zîşuurun içinde en cem'iyetli(kapsamlı) ve şuuru küllî(büyük) olan insan nev'i ile konuşacaktır. Mâdem insan nev'i ile konuşacak, elbette insanlar içinde kabil-i hitab ve mükemmel insan olanlarla konuşacak. Mâdem en mükemmel ve istidadı(kabiliyeti) en yüksek ve ahlâkı ulvî(yüksek) ve nev'-i beşere mukteda olacak olanlarla konuşacaktır; elbette dost ve düşmanın ittifakıyla, en yüksek istidadda ve en âlî(yüksek) ahlâkta ve nev'-i beşerin humsu ona iktida etmiş ve nısf-ı Arz onun hükm-ü manevîsi altına girmiş ve istikbal onun getirdiği nurun ziyasıyla bin üçyüz sene ışıklanmış ve beşerin nuranî kısmı ve ehl-i imanı, mütemadiyen günde beş defa onunla tecdid-i biat edip, ona dua-yı rahmet ve saadet edip, ona medh ve muhabbet etmiş olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm ile konuşacak ve konuşmuş ve Resul yapacak ve yapmış ve sair nev'-i beşere rehber yapacak ve yapmıştır."(Risale-i Nur Külliyatı 19. Mektup)



Ve sorduğun sorulardan bir de, Allah bizi neden yakıyor? Yani Cehennem neden var?

Bu dünya imtihan, o zaman bu imtihanın da belli ölçütleri muhakkak olacaktır. Her insan bir bireydir ve yaptığından sorumludur. İnsan, Cehennem’i bu dünyada hak ediyor. Allah, insanın bu dünyada ne yapacağını ve nereyi hak edeceğini biliyor. Buradaki ayrıma dikkat edelim. Allah Ezelî ve Ebedî olduğundan bütün geçmiş ve gelecekler O’na birdir. Ne olacağını önceden biliyordu. İnsanlar, bu dünyada kendi seçimleriyle Cehennem’i hak ediyor.

Bu evrende Allah’ı gösteren sonsuz delillere rağmen, Kur’an’a rağmen, Peygamberlere rağmen, milyarlarca insanın imanına rağmen hala bilerek insanın Allah’ı şiddetle inkar etmesi, düşmanlık etmesi, dindarlarını öldürmesi, işkence yapması, dindarlarını hor görmesi; öyle sonsuz bir Cehennem’i gerektiriyor ki… Çünkü böyle sonsuz sıfatlara sahip bir Yaratcı’yı inkat etmek, sonsuz bir Cehennem’i gerektiriyor. Yani bu dünya imtihanı, elmas ruhlularla kömür ruhluların ayrılmasıdır. İnsanların içlerindeki inkar ve iyilik, bir imtihanda inkişaf etmeden yani açığa çıkmadan insanların Cennet’e alınması mümkün olur muydu? Doğru olur muydu?


Kardeşim Risale-i Nur'dan senin sorduğun bütün sorulara deva olabilecek bir yer daha yazmak istiyorum. Alttaki yer, 10. Söz(Haşir Risalesi)den bir yer...



"BİRİNCİ SûRET: Hiç mümkün müdür ki: Bir saltanat, bâhusus böyle muhteşem bir saltanat, hüsn-ü hizmet eden mutilere(itaat edenlere) mükâfatı ve isyan edenlere mücâzatı(ceza) bulunmasın. Burada yok hükmündedir. Demek başka yerde bir mahkeme-i kübrâ(büyük mahkeme) vardır.

İKİNCİ SûRET: Bu gidişata, icraata bak! Nasıl en fakir, en zaîften tut, tâ herkese mükemmel, mükellef erzak veriliyor; kimsesiz hastalara çok güzel bakılıyor. Hem gâyet kıymetdar ve şahane taamlar(gıdalar), kaplar, murassa nişanlar, müzeyyen elbiseler, muhteşem ziyafetler vardır. Bak senin gibi sersemlerden başka, herkes vazifesine gâyet dikkat eder. Kimse zerrece haddinden tecavüz etmez. En büyük şahıs, en büyük bir itaatle mütevâziyane bir havf(korku) ve heybet altında hizmet eder. Demek şu saltanat sahibinin pek büyük bir keremi, pek geniş bir merhameti var. Hem pek büyük izzeti, pek celâlli bir haysiyeti, nâmusu vardır. Halbuki kerem ise, in'am(ihsan etmek) etmek ister. Merhamet ise, ihsansız olamaz. İzzet ise gayret ister. Haysiyet ve nâmus ise, edebsizlerin tedibini ister. Halbuki şu memlekette o merhamet, o nâMûsa lâyık binden biri yapılmıyor. Zâlim izzetinde, mazlûm zilletinde kalıp buradan göçüp gidiyorlar.

Demek bir mahkeme-i kübrâya bırakılıyor.


BEŞNCI SûRET: Bak bu işler içinde görünüyor ki, o misilsiz zâtın pek büyük bir şefkati vardır. Çünki her musibetzedenin imdadına koşturuyor. Her suale ve matluba(isteyen) cevab veriyor. Hattâ bak, en edna(ufak) bir hacet, en edna bir raiyetten görse, şefkatle kaza ediyor. Bir çobanın bir koyunu, bir ayağı incinse, ya merhem, ya baytar gönderiyor.

Gel gidelim, şu adada büyük bir içtima(toplanma) var. Bütün memleket eşrafı orada toplanmışlar. Bak, pek büyük bir nişanı taşıyan bir yâver-i ekrem bir nutuk okuyor. O şefkatli padişahından bir şeyler istiyor. Bütün ahali: "Evet, evet biz de istiyoruz" diyorlar. Onu tasdik ve teyid ediyorlar. Şimdi dinle, bu padişahın sevgilisi diyor ki:

"Ey bizi nimetleriyle perverde eden sultanımız! Bize gösterdiğin nümunelerin ve gölgelerin asıllarını, menba'larını göster. Ve bizi makarr-ı saltanatına celbet. Bizi bu çöllerde mahvettirme. Bizi huzuruna al. Bize merhamet et. Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada yedir. Bizi zeval ve teb'îd ile tazib etme. Sana müştak ve müteşekkir şu mutî raiyetini başı boş bırakıp îdam etme." diyor ve pek çok yalvarıyor. Sen de işitiyorsun. Acaba bu kadar şefkatli ve kudretli bir pâdişah, hiç mümkün müdür ki; en edna bir adamın en edna bir merâmını ehemmiyetle yerine getirsin, en sevgili bir yâver-i ekreminin en güzel bir maksûdunu yerine getirmesin? Halbuki o sevgilinin maksudu, umumun da maksududur. Hem padişahın marzîsi, hem merhamet ve adâletinin muktezasıdır. Hem ona rahattır, ağır değil. Bu misafirhânelerdeki muvakkat nüzhetgâhlar kadar ağır gelmez. Mâdem nümûnelerini göstermek için beş-altı gün seyrangâhlara bu kadar masraf ediyor, bu memleketi kurdu. Elbette hakikî hazinelerini, kemâlâtını, hünerlerini makarr-ı saltanatında öyle bir tarzda gösterecek, öyle seyrangâhlar açacak ki, akılları hayrette bırakacak.

Demek bu meydan-ı imtihanda olanlar, başı boş değiller; saadet sarayları ve zindanlar onları bekliyorlar..." (Risale-i Nur Külliyatının Sözler adlı eserinin 10. Sözü)
 

Hakendiş

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Nis 2008
Mesajlar
112
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
........................................................
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt