Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Iman (1 Kullanıcı)

tevhiteri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eki 2007
Mesajlar
364
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
İ M A N

İman inanmak demektir. Kime inanılacaktır.
1-Allahın birliğine iman
2- Meleklerine iman
3- Kitaplarına iman
4- Peygamberlerine iman
5- Kaza ve kaderin Allahtan olduğuna iman
6- Ahiret gününe inanmaktır. Bunları ilim ile öğrenip bilmek yeterlimidir. Bir kişi taklitte kalmayıp bunları öğrenmek istiyorsa yeterli değildir. Bunun taşıdığı manevi yönününde bilmesi lazımdır.
ALLAHIN BİRLİĞİNE İMAN. Toplumda herkez Allahın bir olduğunu söyler. Üç beş tane Allah vardır diyen zaten yoktur. Onun için itikatın evvela tam olması gereklidir. Herkez zanda ,bilinçte ,hayalde Allahın mutlakiyetini düşünerek bir demiştir. Hocalar böyle söylüyor diye bende öyle söylersem olmaz. Zira hadisi şerifte Allahın zatını düşünmeyiniz buyuruluyor. O halde bizlerde hayelle birmi deyelim. Cenabı hak la ilahe demekle böyle bir zandaki Allahın olmadığını,onun zandan hayelden münezzeh olduğunu söyliyor. Sen onu sıfatlarında neden aramiyorsun. Hadid suresi ayet 3: de cenabı hak zahirim diyor. Ondan büyük bir varlık yokki onu örtmüş veya hayalde,zanda düşünebilirsin. Madem zahirim diyor bizler neden göremiyoruz. İşte bizlerin gözleri hakikat yönüyle körde onun için göremiyoruz. Ehli olan göz doktorunda göz ameliyatı olan kişiler körlükten kurtulmuşlardır. Bizlerdeki bu cehalet körlüğü gidince,mukayyet olan bu alemde ve ademde, cenabı hakkın efal,sıfat ve vücudu ile şuhut edilecektir. İşte bu alemde hakkın üç yüzününün birliğini şuhut edenler, Allah birdir diyebilirler. Çünkü kulakları duymuş, gözleri onun her sıfattan zatını ilan edişini görmüş,kalpleride tastik etmiştir. Yoksa kulağın duymadığını,gözün görmediğini kalp hiç bir zaman tastik etmez. Onun için evvela zandaki, hayeldeki itikatımızdaki Allah bilinçini düzeltmemiz lazımdır. Bizim itikatta mezhebimiz imamı matüridir. Onun itikat tarifi ise,Allah zanda değil mukayyet olan bu hadisatta efalin failini,sıfatların mevsufunu,vücudun mevcudunu tevhid ederek Allah birdir diyor. Çünkü Cenabı hak bu kainatta her varlıkta yani tavsilatı Muhammediyede, her varlığın istidatları nisbetinde, zatını tecellileriyle ilan edendir. Her varlık Cenabı hakla kaimdir. Bunu böyle bilen ve şuhut edenler Allah birdir diyebilmişlerdır. Allah Celal ve Cemal esmalarıyla, bu alemde zuhura gelmektedir. Hüvviyet ve enniyet diye vasıflandırdığımız vahdet ve kesret yüzleriyle onu zevk etmeliyiz. Yoksa diyerleri taklittedirler. A.E.O
 

tevhiteri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eki 2007
Mesajlar
364
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
MELEKLERE İMAN
Arapçada melek kuvve demektir. Kuvvet demektir. Her sıfattan tecelli eden fiiller birer kuvvetle zuhura gelmektedir. Arifler bu tecelli eden fiillerin birer kuvvetle yanı Melekle zuhura geldiğini görür ve bilirler. Görmiyormusunuz gök yüzünden inen her bir yağmur taneciği, birer Melaike ile yere kadar iniyor. Ayrıca her Meleğe, ikinci bir indirme görevi verilmiyor. Buda bizlere Meleklerin hayalde ve zanda birer varlık değil,varlıklarda kuvvelerle yalnız kendisine verilen görevi yaptığını,Nefis ve istek gibi arzulara sahip olmadıkları için günahsız oldukları anlaşılmış olur.
KİTAPLARINA İMAN.
Cenabı hakkın peygamberlerine göndermiş olduğu 100 suhuf yani sahife ve 4 büyük kitap vardır.
Adem a.s. = 10 suhuf
Şid a.s. = 50 suhuf
İdris a.s. = 30 suhuf
İbrahim a.s. = 10 suhuf indirilmiştir. Hepsi 100 sahife eder. Adem a.s. a indirilen sahifeler, bizim gibi bu gün yaşayan Ademlerede inip durmaktadır. Çünkü Adem safiyullah Allahın saf kulu demektir. Allahın temizlenmiş lekesiz kulu demektir. İşte insanlarda beş zahir ve beş batın duygularını idrak edip, hakkın tecellisi olduğunu görenler,kendilerindeki bu 10 sahife olan kitapcığı daima okuyorlar demektir.
Şid a.s. 50 sahifelik kitaba sahip idi. Şid Allahın hibası demektir. Karşılıksız verilen hediye olduğu için insanların irşad ve kulluklarının ıdrakını Tevhidde fark mertebesinde içraatını gösteren demektir. Cenabı Allah adem a.s. a Habil ve Kabil meselesinden sonra tek olarak Şid a.s.ı evlat olarak ihsan etti.
İdris a.s. da 30 sahife kitaba sahipti. Oda zahir ve batın 10 duygu ile, Efal, Sıfat, Zat Cennetlerinde hulle biçmektir. Tevhid zevki ile bu Cennetlerde ümmeti Muhammede hizmet etmektir.
İbrahim a.s. ise:10 sahife kitap indirilmekle Tevhid babası olmuştur. Onun içinde, Cenabı Hak halilim yani dostum demiştir. Zira 5 manevi vücüdumuz olan ,Hafi ,Ruh, Nefis, Kalp ve Sır vasıflarını zahir ve batın da Tevhid yaparak Allahın halili yani dostu olmuştur.

DÖRT BÜYÜK KİTAP :

1-Musa a.s. = TEVRAT
2-Davut a.s. = ZEBUR
3-İsa a.s. = İNCİL
4-Peygamberimiz Hz. MUHAMMED A.s.= KURANı KERİM indirilmiştir.
Günümüzde Davud a.s. a indirilen zeburla amil ümmet kalmadığı için Zebur ve Tevrat bir olmuştur. Buna Tevhidde Teşbih dini diyoruz. Çünkü Musevilik bu kesret Alemindeki Cenabı Hakkın tecellilerini remzettiği için bizlerde Tevrat levhalarını bu kesret aleminde Teşbih yönü ile zevk ediyoruz.
Musa a.s.kelimeullah yani Allahın kelimesi olması nedeniyle her sıfattaki tecellinin bizlere hal lisaniyle çok şeyler söylediklerini ve Cemalullahını şuhut ediyoruz.
İsa a.s.a incil kitabı indirilmiştir. Tenzih mertebesinden peygamberliğini ilan ettiği için bunada Tenzih dini diyoruz. Çünkü İsa a.s. Ruhullahtır. Yani Allahın Ruhu demektir. Ruhta birdir. Parçalanma kabul etmez. Fakat tecelli ettiği yerlerde esma alır. Onun için İsa a.s.da tecelli edince ölüleri diriltti. Hastaları şifaya kavuşturdu. İşte bizde bu yüce Ruha sahip olarak Ruhullah olursak elbette bu hasletler bizlerdede görülecektir. Çünkü Cenabı Hakkın Ruhu ölüleri diriltendir.
Hz. Muhammed a.s. a. İnen Kuranı kerim ise, bünyesinde Tenzih ve Teşbih dinlerini cem ettiği için, bunada Tevhid dini denilmiştir. Bunlar afaki tabirlerdir. Enfusu olarakta insan vücudunda bu kitapları zevk edebiliriz. Ruhumuz Tenzih sıfatlarımız Teşbih ve canla, tenin bir esma alarak insan varlığının görünmesi Tevhiddir diyebiliriz.
PEYGAMBERLERE İMAN

Kuranı kerimde 28 peygamber ismi geçmektedir. Kuran ise 28 harften ibarettir. Bunların her birinin manevi sırları vardır. Her harf bir peygamberi remzetmekte, ve bu aleme gelen bir ademde 28 meratibi ilahiyeyi geçerek insanlığını bulmakta, ve 28 peygamberin her mertebede davetini göstermektedir. Muhiddini arabi hz.leride zahir ve batın olan bu adem ve alemde, 8 sıfatı subutiye ile hakkı her mertebede zevk etmektir. Zahir ve batın olan Cenabı hakkın tecelli yönü, vahdet ve kesretin on duygu ile tastiki, ve 8 sıfatlada zuhuru 28 peygambere imandır buyurmuşlardır.
 

tevhiteri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eki 2007
Mesajlar
364
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
AHİRET GÜNÜNE İMAN

Öldükten sonra dirileceğimize iman etmektır. Ölüm üç türlüdür. 1- izdirarı ölüm. 2-ihtiyarı ölüm.3-her nefesteki ölüm. Elbette bir gün bu beşeri vücudumuz göç edecektir. Ruha ölüm yoktur.ölüm bedenedir. 2- ihtiyari ölüm ise :buda kendi istek ve arzumuzla bir Mürşidi kamilde tahsil ederek ölmeden önce ölmeği idrak etmektir. İhtiyari bir ölümle ölmeği bilenler, ahirette dirilince, ebedi ölümsüzlüğe erdiklerini görecek ve bileceklerdir. Aşıkların ölmediğini ölenlerin hayvani yönümüzün olduğunu anlayacaklardır.
3- her nefeste ölüm ise: ehli Arif, her Nefeste Nefesini verdiğinde öldüğünü,her Nefes alışta temiz oksijenin gelmesiyle dirildiğini bilen ve zevk edendir.yani kendine nisbet ettiği Efal,Sıfat,ve Vücudunu verdiğinde öldüğünü,kamilin Nefesi olan o oksijenli hakkın diriliği ile dirildiğini anlayacaktır. İman ehli ölünce hemen rabbına kavuşaçak ve sonsuza dek Cennette olacaklardır. İman ehli olmayanlar ise, yer çekimine tabi olarak Cemadata ,oradan Nebadata ,oradan Hayvanata,intikal ederek kör dönemeçte kalacaklardır. İşte bunlar Cehennem azabına duçhar olanlardır.

KAZA VE KADERE İMAN

Cenabı hakkın ilmi zatiyesindeki malumata kaza,Allahın fiil kudretiyle, vücut bulmasına yani zuhura gelmesinede, kader denir. Allah alim, bizler ise malumuz. Bizlerin malumluğumuz nisbetinde, Hak bizden tecelli ettiği için, her ne tecelli görünürse, biz ona göre, onun istidadının ne olduğunu görür ve biliriz. Her ne olursa olsun,kişinin kendi istidadı gereği olduğunu bilmesi lazimdır. İşte bu hayat sahibi olan Allah, ilmiyle her şeyi biliyor. Bir şeyi murat ettiği zaman ilmini iradesinde,iradesinide kudretiyle açığa çikarıyor. Buna meşiyeti ilahiye diyoruz. Ayeti kerimede:biz bir şeyin olmasını arzu ettiğimiz zaman ona ol deriz ve oda oluverir. Buyurulmuştur. İşte zatındaki malumat, bu saydığımız meşiyeti ilahiye tahtında kaderiyle bilinmiş oluyor.
Amentünün sonundaki, şahadet ederimki, Allah birdir. Hz. Muhammed, onun kulu ve Resuludur. Görüldüğü gibi, saydığımız bu 6 şartı görmiyen, bilmiyen şahitlik yapamıyor. Yapıyorsa bile taklittir. Yalancıdır. Onun için iman ehli olabilmek için mutlaka bir Mürşidi kamile gidip, bunları tahsil etmek gerekmektedir. Kemalet ve imanı kamil olmak bunlara vakıf olmakla mümkündür. Yoksa kişinin ömrü taklit ve yalancılıkla geçer. Rabbımız bunları görmek ve bilmek nasip etsin. Amin. A.E.O
 

fidanras

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2008
Mesajlar
126
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
"3- her nefeste ölüm ise: ehli Arif, her Nefeste Nefesini verdiğinde öldüğünü,her Nefes alışta temiz oksijenin gelmesiyle dirildiğini bilen ve zevk edendir.yani kendine nisbet ettiği Efal,Sıfat,ve Vücudunu verdiğinde öldüğünü,kamilin Nefesi olan o oksijenli hakkın diriliği ile dirildiğini anlayacaktır. "

Bu harika...
Teşekkür ederim.
 

tevhiteri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eki 2007
Mesajlar
364
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
Tevhiteri

Tevhiteri

"3- her nefeste ölüm ise: ehli Arif, her Nefeste Nefesini verdiğinde öldüğünü,her Nefes alışta temiz oksijenin gelmesiyle dirildiğini bilen ve zevk edendir.yani kendine nisbet ettiği Efal,Sıfat,ve Vücudunu verdiğinde öldüğünü,kamilin Nefesi olan o oksijenli hakkın diriliği ile dirildiğini anlayacaktır. "

Bu harika...
Teşekkür ederim.
sa.okudugunuz için hem sizin hem kendi adıma mutlu oldum a.e.o
 

Turgay.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
337
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
59
İman, bildirilen altı esasa inanmak ve Allahü Teâlâ tarafından bildirilen, Muhammed Aleyhisselamın Allahü Teâlâ tarafından getirdiği emir ve yasakların hepsine inanmak ve inandığını dil ile söylemek demektir.

Âmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rüsülihi vel yevmil ahiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel ba'sü ba'del mevti hakkun. Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülühü.

Yani, Allah’a, meleklerine, gönderdiği kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, öldükten sonra dirilmeye inanıyorum. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın da Allah’ın kulu ve son Peygamberi olduğuna şehadet ediyorum.

Peygamber Efendimiz (SAV), İman ile ilgili âyetleri açıklayarak imanı şöyle tarif etti:

(İman; Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, [yani Kıyamete, Cennete, Cehenneme, hesaba, mizana], kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, ölüme, öldükten sonra dirilmeye, inanmaktır. Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Onun kulu ve resulü olduğuma şehadet etmektir.) [Buhari, Müslim, Nesai]

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Asıl iyilik; Allah’a, ahirete, meleklere, kitaplara, nebilere inanmaktır.) [Bakara 177]

(Onlar gayba [Allah'a, meleklere, kıyamete, cennete, cehenneme görmedikleri halde] inanırlar.) [Bakara 3]

(Onlar, sana indirilene, senden önceki kitaplara ve ahirete iman ederler.) [Bakara 4]


Bu üç âyette, Allah’a, ahirete, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve gayba inanmak bildiriliyor.

(Allah, onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir.) [Bakara 255]

(Ölümü Allah’ın iznine bağlı olmayan hiç kimse yoktur.) [Al-i İmran 145]

(Ölüm zamanını takdir eden ancak Allah’tır.) [Enam 2]


Bu üç âyet, takdirin Allah tarafından olduğunu bildirmekte, kadere iman etmeyi göstermektedir.

(Kendilerine bir iyilik dokununca, "Bu Allah’tan" derler; başlarına bir kötülük gelince de "Bu senin yüzünden" derler. “Küllün min indillah” [Hepsi Allah’tandır] de, bunlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar.) [Nisa 78]

Bu âyet, hayır ve şerrin Allah’tan olduğunu bildirmektedir.

(Muhammed [Aleyhisselam], Allah’ın Resulü ve nebilerin sonuncusudur.) [Ahzab 40]
 

Turgay.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
337
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
59
Biz ayetlerimizi hem afakta (ufuklarda), hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Herşeyin üzerinde Rabbinin şahid olması yetmez mi? (Fussilet Suresi, 53)

Kuran'da, insanı Allah'ın yarattığı, varoluş gayesinin O'na ibadet ve kulluk etmek olduğu, ölümden sonra kendisini sonsuza kadar sürecek bir ahiret hayatının beklediği açıkça bildirilir. Ayrıca insan, bu gerçeklere şahitlik eden "deliller" üzerinde de derin düşünmeye çağrılır. Kuran'da Allah'ın varlığının, birliğinin ve sıfatlarının kesin delilleri olan olaylar ve varlıklar ise, "ayet" olarak tanımlanırlar. Allah'ın ayetleri Kuran'da yazılı olduğu gibi dış dünyada ve insanın kendi nefsinde de vardır.

Kuran'da bu gerçek, "Yeryüzünde kesin bir bilgiyle inanacak olanlar için ayetler (deliller) vardır. Ve kendi nefislerinizde de. Yine de görmüyor musunuz?" (Zariyat Suresi, 20-21) ifadesiyle vurgulanmaktadır. Aynı gerçek başka ayetlerde de şöyle ifade edilmektedir:

Şüphesiz, mü'minler için göklerde ve yerde ayetler vardır. (Casiye Suresi, 3)
Göklerin ve yerin yaratılması ile onlarda her canlıdan türetip-yayması O'nun ayetlerindendir... (Şura Suresi, 29)

Göklerin ve yerin yaratılması ile onlarda her canlıdan türetip-yayması O'nun ayetlerindendir. Ve O, dileyeceği zaman onların hepsini toplamaya güç yetirendir. (Şura Suresi, 29)


İman hakikatlerini sadece Allah inancı olmayan kimselerin değil, iman eden insanların öğrenmesi ve üzerinde tefekkür etmesi de son derece önemlidir. Allah Kuran'da müminlere, kainatta yarattığı deliller üzerinde derin derin düşünmelerini emrederek iman hakikatlerinin önemini vurgular.

İman etmiş bir mümin, namaz kılmasının, oruç tutmasının ve diğer ibadetlerini yerine getirmesinin yanı sıra derin bir tefekküre de sahip olmalıdır. Kuran'da dikkat çekilen "göklerdeki ve yerdeki" yaratılış delilleri üzerinde derin tefekkür etmek, müminin imanının artmasına, kesin bir bilgiyle iman etmesine vesile olur. Bir Kuran ayetinde Allah'ın yeryüzündeki delillerinin kesin bilgiyle iman etmeye yönelttiği şöyle bildirilmektedir:

Yeryüzünde kesin bir bilgiyle inanacak olanlar için ayetler vardır. Ve kendi nefislerinizde de. Yine de görmüyor musunuz? (Zariyat Suresi, 20-21)

Allah Kuran'da iman edenlere şöyle seslenmektedir:

Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakının ve (sizi) O'na (yaklaştıracak) vesile arayın; O'nun yolunda cehd edin (çaba harcayın), umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Maide Suresi, 35)
 

Turgay.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
337
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
59
Paylaşımınız için teşekkür ederim tevhiteri kardeşim. Allah'a Emanet Olun
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
her nefeste ölüm ise: ehli Arif, her Nefeste Nefesini verdiğinde öldüğünü,her Nefes alışta temiz oksijenin gelmesiyle dirildiğini bilen ve zevk edendir.yani kendine nisbet ettiği Efal,Sıfat,ve Vücudunu verdiğinde öldüğünü,kamilin Nefesi olan o oksijenli hakkın diriliği ile dirildiğini anlayacaktır.

oksijenle bir alaksı yoktur. maddenin ötesinde bir duygudur.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt